11 Nisan 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

11 Nisan 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B _31 Nisda İngiltere Mektupları: | Mühim Bir Maç ISkuçlar ’ngiliıleri Mağlüp Etti b Bu mektubumda fevkalâde ir maçtan bahsedeceğim. Lon- dradan Glaskova kadar ” bu Maçı görmiye geldim. İyi ki h im, Şimdiye kadar böyle abalık birj maç, bu kadar Yecan görmemiştim. Biletlerimizi Londradan iki evvel satın almıştık. Bir- Bün evvel Glaskova hareket eden trenlerde yer bulmak kabil değildi. Birçok seyirciler Trenlerde yer bulamadıkların- dan otomobillerle Mecbur oldular. lngiltere - İıkoçyı maçını fam 137.000 kişi seyrettik. gelmiye Nasıl oynadılar ? ıngilıın takımına — kaleci Olarak, kupa - finalisti olan Birminghamın kalecisi Hibbs'i Almışlardı. Chesea muhacim- lerinden meşhur Cravuford da olarak oynuyordu. Buna Mukabil İskoçyanın en güven- diği dünyanın en üstat muha- timi addedilen eşsiz Galakerde Sezalı olduğu için İskoçyanın temsili takımında yer alamı- Yacaktı. Geçen sene Galaker mevcut Olduğu halde İngilizler kazan- Buştı. Bu sefer İskoçya dahil dlduğu halde bütün İngilterenin H bulunmaz oyuncusu da oy- Bamıyacağından İngilizlerin Gol takımı mutlaka galip geleceği bekleniyordu. Hatta trende gi- ken üçe, bir bahse girişiliyor- du, Tabit hep İngiltere lehinde.. lngihere takımı için can sı- kacak bir tek şey vardı. O da Ârsenal'in muhacimlerini ala- Mamışlardı. Jak ve Lamber Sok yorgun oldukları için ma- Zeret beyan etmişlerdi. Maç tafsilâtı: Oyun başlar başlamaz İngil- lere sıkıştırmıya, akın akın Üstüne yapmıya başladı. Fa- kat İskoç müdafileri çok gay- Petli oynuyarak bu hücumları hiyorlırdı. Hücumları golle Beticelenmesinin sebeplerinden biri de İngiltere muhacim hat- nın başka başka kulüplerden teşkil olunmasıydı. Tam ahengi temin edemediklerinden şahsi OYnamıya mecbur oluyorlardı. Şahsi akınları da İskoç müda- Üleri kıskaçlı bir müdafaa sis- temi içinde boğuyorlardı. Bir devre gol yapamadan teçti. İkinci — devreye başlandığı Boksa başlıyan Alman kız- ları, yüzlerinin bozulması için kalın siperlikler takıyorlar. Avrupanın her — tarafında muhtelif sporları - erkeklerle yarışacak derecede yapan kas dınlar en ümit edilmiyen bir spora da başladılar. Şimdi bok- sa merak eden Alman kadın- ları bu sporu fevkalâde sev- mişlerdir. Alman doktorları, terbiyel bedeniye mütehassısları,boksun en faideli ve en mütekâmil spor- lardan biri olduğunu. yazdıkla- rındanberi Almanyada muhtelif kadın boks salonları açılmıştır. Koyduağumuz resmin sağın- daki kız Berlin boks salonu- nun kadınlar şampiyonluğunu kazanandır. Yüzü bozulmama- S1 için taktığı kalın siperlikle idmandan " evvelki — kıyafetile bu resmini çektirmiştir. Atletizmde de Geçen hafta dört millet arasında yaplan uzun koşu müsabakalarında birinci gelen Fransız kızı yarıştan — sonra bu resmi çektirmiştir. Yarışı müteakıp mütehas- sıslar tarafından muayene edi- len kızın memul edildiği kadar yorgunluk Aasarı göstermedi- ğine bayret edilmiştir. Bazı münekkitler kadınların spor yorgunluklarına da erkeklerden farla alışacaklarını iddia - edi- yorlar. zaman İskoçlar takımlarında Hdeğişiklik — yaptılar. — Açıkları Bçe aldılar. Bü — tebeddül daha iyi oldu. İçlere geçenler karşılarındaki müdafileri da- ba iyi tanıdıklarından onları geçebiliyorlardı. Nitekim —on beşinci dakikada Stevenson birinci İskoç golünü torpil gi- bi bir şütle soktu. Bu golün şaşkınlığı devam ediyordu. Ahali, İngiltere ta- raftarları müthiş bir gürültü içinde takımı teşci ediyorlardı. İi dakika geçmemişti ki, ka- leci Hibbsin yanlış bir çıkışın- dan istifade eden Mac Grory ikinci İskoç gölünü yaptı. Göz açıp kapayıncıya kadar olan bu iki gölden sonra İn- giltere takımının * maneviyatı kırıldı. Fena oynamiıya başla- SPOR KISMI Kadınlar Artık Her Sporu Yapmıya Başladılar Sağda üç millet arasındaki yarışı kazanan Fransız kızı. Solda: Berlin savonunun İzmir, (Hususi) — İzmirde, İzmir muhteliti ile miç yapan İstanbul muhteliti samimi bir sürette teşyi edildi. (Elhamra) büfesinde Fener- bahçe Ve İstanbül müttelit kaptanı Zeki Beyle görüşiyö- ruz. Zeki Bey İzmir muheliti hâakkındaki fikrini- şöyle izah ediyor: — *İzmir muhteliti — ilinci maçta, hakikaten yüksek bir oyun oynadı ve İstanbul İale- sine korkunç dakikalar geirt- ti. Bu itibarla İzmir muhtliti muvaffak olmuş sayılabilir. İzmir takımında nazarı lik- kati celbeden oyuncular İhan, Feyzi, Vehap, Sait ve kısien Namık Beylerdir. İhsan Py, cular bile bizim için harikd- kadın boks şampiyonu lstanbul Muhteliti - İzmir Bir Arada İlk maçı İdare eden Altın- ordu umum kaptanı Saim Bey oyunu büyük bir nüfuzu nazarla takip etti. En ufak ve seri hareketleri bile gözünden İsk Lonînyı avdet etlik. naat meselesidir. Saim Beyin penaltı cezasile tecziye ettiği hareketleri bazı hakemler tec- ziye etmez, Ben Salm Bey kar- deşimin vicdanından eminim.,, muntazam - çalıştığı takdide | kaçırmadı. Bu arkadaşın taraf- | — mili takım için müfit — da- | girlik yaptığı etafındaki dedi- TAKVİM —- bilir. Bu biraz da görgye | kodular bence doğru değildir. - tâbidir. Penaltı meselesi biraz da ka- | Güz 30 TI - Nisan - 931 Kanmisi dilar. delikler yapıyorlardı. Arabi Rumt Fena oynamıya — diyorm. Akşam vagondakiler ma- | 77 Zilkade - 1949 | 29 - Mert - 4847 Bize göre fena değil İngiltrre | temli — gibi, f.ıoç takımının | Vakit-Ezaat: Vasiti | Vakıt-Esanf-Vasati göre fena oynuyorlardı. Yola | zaferini gaydalarla tes'it eden | Öüney mAs|3 38 | Akşam 12— 8aT muvaffak olmadı denen oyt- köylülerini seyrederek | Öğle | $. 30 1218 | Vat | 136 2020 İkindi $ 121 15,57 | İesak 08 59 | 8. 42 < SADA Dans ——— ——— z k Hziinü t b y No.: 5 beraberdirler ve Franz | memleketimize belki döneceğiz,| nişanlıydı ve onu hiç sevmiyor, Edebi Tefrikamız: | - kadınları — gibi yılAmI > | belki... fakat ona kanile yazdığı şiir- keklerin hayatına — biraz © Bu tatlı kelime, onun dilin- | ler gönderiyordu. l R K G n c E s ha aklhıselim — ve — tasarf | de uzak, ipekli bir ses per | — Ben kendisinden benimle sokmak için müdudhnle kelm" desine bürünüyordu. Kullandı- | evlenmesini talep ediyordum. KOEr < K ler. Biz nereye gidersek oral | ğı müşahhas tabirler bile, bu | “Beklemek — lâzım, — diyordu; SARRLARRIRI "'_’s"“'ğ"' bir fevkalâdelik arız olur. * | Rus dudaklarının onlara ver- | Onun da zamanı — gelecek. 'ol Moran n » tanbula bakınız: Tahminin fe | diği şaşırtıcı tahavvüller için- Herşey ıııüml('il.nduı, ııı_ıc!ımki Rastazi, şimdi sokaklarda kib- | — Anna bana içki ve meyva | kinde bir sefalet var, bul | de, hakikatin gölgesi haline her şey kendisinde aksinin de e İki senedenberi ragmen her vakitkinden far | geliyorlar, bütün kuvvetlerini KUN Te Satıyor. ben şilte yüzü görmedim. yeuA-n"' bu kelimeleri şikâ- i bir sesle söylüyorsa da ':'dl bir mes'ut bir tavır Ylmaktan da çekinmiyordu. n..()rkııtrı “Fifi,, yi çalıyordu. emancı, yarı yarıya dal» Bt göründüğü ahenk içinde, 1 seslerin Üstüne çıkar- d:teı gibi yukarı iıldı- — Size anlattığım şeyler belki de hayali görünür. Fakat Rusyada herşey hayalidir, se- viıwybllı. keder lılyk. Orada herşey manyatizmedir, kadım- lar da her işe karışırlar. Muha- rebeye, politikaya, casusluğa bi sokarlar. Trenler- de ceneralların yanında, vekli- ler — heyetinde, — ormanlarda, xindanlarda, Hnebirlerde hep | getirdi. Sonra devani etti: masraflar; yeniyor, içiliyor, € şuluyor, — dolandırılıyor, — hat bazı işler öyle maharetle * namussuzlukla beceriliyor | Beyoğlunu bile hayrette bıri kıyor. Ona cesaret vermek - içi Rusyada bugünkü rejimin » | arabayı bizzat nuna geldiğini söyledim. — Oh, dedi, günün birin| O vakit Viladimir Jermolof'a kaybediyorlardı. İnsan bu ka- dının söylediği şeylerden hiç- birinin vaki olmamış olmasın- dan korkuyordu. — Belki... O, bu kelimeyi, Adur bo- | yunda, dört nala koşan bir idare — ettiği zamanlardaki gibi söyliyordu. Ogün nasılsa bugün de öy- leydi. Gözlerinin içine denize girer gibi dahyordum; ve bu gözler, bir yüzücünün —yüz metro öteden bile dibini gör- düğü su renginde idi. Harp bizi ayırdığı vakit, ben onunla beraber yaşamak için herşeyi terketmiye amade idim. Anna, dedim, biliyor musunuz ki bev evliyim? V« Ve Kadın Kalp İşleri Karilerimleden aldığımız aşk mek- tuplarını sirasile neşrediyoruz. Bu #de *tunda hergün Glr mektup meşredilecek ve haftada — bir defa Gençlik ve Ha> mmteyse sayfasında beş ön mektup Birden meşrolunacaktır. Çıkan mektup sahipleri — idarebanemize uğnyaral mükâfatlarını alabilirler. * Nazan Aramızda büyük, sonsuz bir deniz var... İşte benden oka- dar uzaksın.. Fakat ruhum her zamanki gibi sana yakin ve sâamimi. Ö günü, senden ayrıldığın « tiyah günü hiç, hiç unutamı yorum... Kadınlık gururun göz yaş larının akmasına —mani olu yordu. Vapur rıhtımdan ayrılmıştı ©O dakikaya kadar ayrılacağı mızı bir rüya —sanıyor, ona inanmak İstemiyordum. Fakat gittikçe senden bi raz daha uzaklaşıyor, çok sev diğim senden gittikçe ayrılı yordum... Kendimi tutamadım: —NAazan!... diye biçkırığa benzer bir sesle haykırdım Gayri ihtiyart ellerin bana doğru uzandı.. Sonra — yaptığına nadim olmuş bir hareketle çekildin.. Lâkin artık göz yaşlarım gizliyemiyor, gözlerimde bir gölge halinde kalan beyaz bir mendille gözlerini siliyor- dun... İşte seni öylece orada yal- nız biraktım.. Nazan, bu ayrıhk nekadar devam edecek, ben de bilmi- yorum.. Fakat bildiğim birşey varsa o da, artık tahammü- lümün kalmadığıdır. N. İlhan Gaziayintapta M. Bekir B. Siz iyi bir koca olabilirsiniz. Yalnız evinizde mutlak bir huzur ve sükün istersiniz. İşler fena giltihi, evinizde gürültü başladığı zaman bedbaht ve meyus olur- sunuz. Açık ve dürüst bir kız bulursanız. onunla evleniniz. Siz hayatta muvaffak olmak için lâ- zimgelen evsafı haizsiniz. Karının memnun etmek için de hiçbir fedakârlıktan çekinmezsiniz. Yal- niz oadan namuslu, temiz ve dürüst olmasını istersiniz. Bunda da haklısınız. Hanımteyze çocuklarım var ? Gözlerinde müthiş bir can sıkıntısı belirdi ve kendisine | bakılan her şarklı gibi başını çevirdi. Sonra: — Sizde bir aile reisi hali ğok. dedi, zanmederim ki bütür ayatınızda bu çocuk simasını muhafaza edeceksiniz. Fakat bakın ©© zamanlar, demek hakkım varmış, siz bensiz de pekâlâ mesut — olabilir mişsiniz. Biraz sonra kenaisine sordum: — Anma size nasıl bir hiz- mette bulunabilirim ? Hiç, teşekör. ederim. bir şeye ihtiyacım yok. İlk emelim, işler biraz düzelirse Parise gitmek. Hepimizin müş- terek gayemiz o değil mi? Arkası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: