19 Nisan 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

19 Nisan 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | T TURUT |||f ÜÇ KADIN SALTANATI ||| Hasan Çavuş At Üstüne At Çat- latarak Manisaya Varmıştı!.. Bu müddet zarfında - ölen padişahın — cenazesi - kokardı. Maamafih kadınlığına rağmen bukadar zekâ ve — şeytanet düşünen Nurbanu sultanın bu işi de halledeceğine kani bir itimatla sordu: — Baş üstüne.. Reyiniz, fik- — | Bu Sene Fenerbalıçeye Bir. Şeyler Oldu Istanbulspora 3 -4 Yenildi, Bu Mağ- finiz musip, münasiptir. Ancak padişahı nevcah teşrif edinciye kadar merhumun — nâşını te- fessühten nasıl menedebiliriz? Bu mesele Nurbanu sultanı biraz düşündürdü.. Evet.. hay- di padişahı daha ölmedi.. hasta döşeginde 'yatıyor.. de- sinler.. Fakat bu müddet zar- fında kurtlanacak olan ölüsü- mün kokusunu nasıl saklasınlar. Birden kurnaz ve şeytani bir zekâ şulesi gözlerinde çaktı. — Kolay.. dedi.. merhumun işret ve eğlence meclisleri için mezelerini sakladığımız saray buzhanesi yok mu? — Evet.. — Mademki buz yemekleri bozulmaktan, kokmaktan me- nediyor, padişahın nâşını da muhafaza eder) ve kokutmaz. Cenazeyi buzhaneye kapatırız. Bu çok mükemmel bir bu- haştu. Sokullu Nurbanu - sulta- nın harikulâde zekâsı önünde boyun kırıp ve baş eğip: — Muvafıktır. Demekten başka cevap bu- lamadı. ve hayatını içkiler, meze ler içinde geçiren, söndüren- padişah Kanuni Süleyman ile Rus papasının kızı Rokselândan dünyaya gelen sarı Selime, ölüsünü de kendini öldüren sefahet yuvasının membamda, yarım kalmış mexzelerinin, şa- raplarının arasında tam dokuz gün geçirmek mukadderdi... Sokulla Mehmet Paşa eli ile şehzade Murat Efendiye yazılan saltanata davet mek- tubunu Hasan Çavuş isminde bir Yeniçeri alarak Manisaya koştu. Sadrazam ayni zamanda Kaptan Kılıç Ali Paşaya da emretti: ' — Bir Kadirga ile Mudan- yaya git ve limana girmeden Mudanya kıyılarında yeni pa- dişalu bekle. Olabilir ki Mu- danyaya yakın bir yerden gemiye binmek isterler.. Ona göre hareket edersin. Dedi. Kıhe Ali Paşa aldığı bu emir Üzerine denize açıldı ve Mudanya civarında dolaşarak —— şehzade Murat Efendinin. gel- mesini bekledi. Hasan Çavuş at üstüne at çatlatarak Manisaya gelmiş, ikinci Selimin oğlunu kadınlı çalgılı, dalkavuklu bir — işret | medisindı: bulmuştu. Şehzade- SON POSTA Denız Rekabeh Bir- İtalyan Şirketi bimanımıza Olan Se- » ferlerini Tatil Etti.. Limanımızla Marsilya - hattı Mzerinde işliyen ecnebi - vapur kumpanyaları arasında şiddetli bir rekabet olduğunu yazmış- tık. Bu rekabet — yüzünden birkaç gün evvel Bayron Lâyen nin yanında bermutat Silâhtari, | Yapur — kumpanyası — Türkiye İbrahim Paşa, Çohadarı Cerrah' Mehmet Paşa, Rükâptarı Tir- yaki Hasan Paşa ve Hocası Sadettin Efendi de yordu. ğ Arkası var bulunu- | 'sefer “seferlerini tatil etmişti. Şimdi de yine aynı sebepten İtalyan *tâbüyetini haiz ( Tulya ) seyri- şirketi limanımıza olan muntazam seferlerine nihayet “#Wermiştir: lübiyetle Şampiyonluğu Gü çleştı Dün stadyoma gidenler yine şaşırmış bir vaziyette, gözle- rine — inanamıyarak evle- rine döndüler. Ecnebi — ta- kımlar — karşısında — ekseri- ya yüzümüzü ağartan, yerli takımları — mütemaid — yenen Fenerbahçeyi dün — İstanbul- sporun gayretli gençleri mağ- lüp ettiler. Hem bu mağlübi- yet pek büyük bir şanssızlığın, fena bir tesadüfün eseri de değildir. Oyunculuklarında pek bü- yük -fark olmıyan takımların beraberlik kombinezon kıymet- leri çarpışınca, fena gününde olan, tam formunda olmıyan şöhretliler mağlüp oluyorlar. İşte dünkü mağlübiyet te böy- le ruhi amillerin doğurduğu mağlübiyetlerden biridir. Baş- taki takımlar hâlâ tarihe ka- rışmış galibiyetlerin dev ayna- sında kendilerini seyrederek sahaya çıkarlarsa (beklenmiyen netice) (ümit edilmiyen mağlü- biyet) cümlelerini sık sık sar- fedeceğimize emin olalım... İlk maçı Besiktaş, Anadolu ile oynadı ve sıfhıra karşı altı sayı ile kazandı. İkinci maçta Galatasaray, Süleymaniyeyi bire karşı dört sayile mağlüp etti. Üçüncü maç Vefa ile Bey- koz arasında idi, Oyunun bit- mesine beş dakika kala oyun- cular döğüştüler. Hakem oyu- nu tatile mecbur oldu. Oyun tatil edildiği vakit Beykoz bire karşı iki golle galipti. Fenerbahçe - İstanbulspor Fenerbahçenin kalecisi Rıza Anadoluya gittiği için dün Fenerbahçe kalecisine — eski kalecileri Nedim Beyi koymuş- lardı. Bazı Fenerbahçe taraf- tarları dünkü — mağlübiyetin kaleci Nedimin kusurile oldu- ğunu söylüyorlar, Son golün MKSTT YA TATER AAT NÜ b CC SEREE AAA GA | İNGİLİZLERİN YAKIN ŞARKTA | CASUS 'ı'ı:şxıı.â'ı'ı -Yazan: Makenzie - dam. “Puts,,un ağaç dalı gibi koluna girerek — merdivenleri indim. Bu akşam birçok kimselerle görüştüm. — Fakat kalabalık bir Atina kahvesinin verdiği sersemlikle — şimdi — onlardan Gece yarısına doğru, kahve dolmiya başlarken — Simpson geldi. Haftalarca — torpitoda hapis olup kalacağı için, ge- ceyi gündüze kalbetmekte ade- ta Atinalılara rekabet ediyor- du. Guthart onu ince ve esmer Maryete takdim etmişti. Bir belııuıelnl Imrtınlıbılecığuı iddia ediyorlar. Bu iddialara bir an için inansak bile, neti- ce ne-olabil-di. Beraberlik değil mi? Halbuki Fenerbah- çenin ©: derecesi, Fenerin şöbreti İstanbulsporla berabere kalacak kadar mıdır?.. Futbol — seyircilerinin fena bir âdetleri var. Mutavazı kendi köşelerinde çalışan, a- kışsız sahaya çıkan, resimleri isimleri — gazetelere az ge- çen takımlar meşhur takım- ları — yendiği — vakit, — haklı galibiyetlerini bile büyük bir şansla kazanılmış gibi hikâye ederek ©o çocukların haklarını yemiş oluyoruz. Kimse meşhur takımın fena oynadığını, kendi kıymetinden| aşağıladığını for- munda olmadığı: 1 söyliyemiyor. öyun — Nasıl - Oldu? İlk beş dakika Fenerbahçe kendine güvenen bir hücum tarzile rakibini sıkıştırdı. Beş dakika sonra İstanbulspor bi hücuma teşebbüs etti. Bu hi cum Fener kalesi yakınıma kadar inkişaf ederek gençlere bir ümit verdi. Ondan sonra tekrar Fener mukabil hücuma geçti ve İstanbulsporu tazy - kına aldı. On beş dakika sonra Fe- nerbahçe sağ içlerinin ayağlie birinci golü yaptı. Top ör- taya getirildi. İlk sürüşle İs- tanbulsporlılar da ilk gollerini yaptılar. İkinci Fenerbahçe golü bu beraberlik vaziyetinden yedi sekiz dakika sonra oldu. Dun sayıya sayı ile — mul abele eden İstanbulsporlular iki da- kika geçmeden ikinci golü attılar. Bu iki ikiye vaziyet birinci devrenin sonuna kadar devam etti. İkinci devreye behemehal galip çıkmak üzere gıteıı Fe- diğeri de beni şişman' ve sarı- şın bir Romanyalı ile görüş- türmüştü. Bu Romanyalı da cemiye- timize, umumi muhavereye kı- rışmıyan, geride oturup esni- yen ve her nasılsa yine en sonra kalkan isimsiz dostların- dan birini prezante etmişti. Eski Falerona kadar bir oto- mobil gezintisi teklif edildi. Simpson — torpidosuna. Ben de almıya — mecbur. ola- cağım hintyağını düşünerek adeta iki idam mahkümu gibi bu son gecemire asıldık ve Amirallerden ve doktorlardan nerlilerin bütün gayretleri bo- şa gitti. Zekiyi karşı taraf müdafaası iyi tutuyordu. Her akında Zekinin yanımda iki kişi vardı. Bu vaziyeti gören Fenerin — merkez — muhacimi karşıyı merkezden - zorlamak için hayli didindi. Çekilen şüt- leri bazan kaleci, bazan da müdafiler kestiler. Hafbek hattında cenahlara verilen derin paslarla ilerlen- diği takdirde İstanbulsporun kesif müdafasını yarmak kabil olduğunu — Fenerin — soldan inkişaf eden üçüncü golile anladık. Bu gole de İstanbulsporlular üçüncü bir golle mükabele (Ş L ettiler. ! ! | Fener gene ortadan sökmiye girişti. gene bu tabiyesinde muyaffak olamadı. Fenerbahçe lehine bir penalltı cezasi verildi. (Haksız olduğu iddia olunan ) Penaltıyı çeken Fikret golü kaçırdı. Penaltı kaçtıktan sonra İs- tanbulsporluların gayreti, azmi daha çoğaldı. Bu kazanmak ümidi, elle tutulacak kadar yaklaşan — galibiyetin| verdiği hızla İılınbıılnporlular dördün- cü gollerini de yaptılar. Bu gol ikinci haftayının bit- mesine on dakika kala oldu- ğundan İstanbulspor - taraftar- ları müdafaaya — çekilmenin doğru olduğunu söylüyorlardı. Tam bir müdafaa Fenerbahçe göbi şütçü muhacimleri o'an bir takım karşısında tehlikeli idi. Bir delik bulup gol soka- bilirdi. Nısıf sahada on daki- kayı geçirmek pek kolay de- ğildi. Bunu hisseden İstanbul- sporlular pek doğru bir sis- temle topu aldıkları zaman Fener kalesine doğru hücum etmiye başladılar. Bu hücumlar gol yapmak- tan ziyade gol yaptırmamak çılınııı bu uzun günü eski Falerane bir gezinti ile tetviç etmiye karar verdik, Fakat tam oltomobil gelince herkes gezintinin ötele gidip rıhtım uıuinde supe etmenin iyi ola- cağını itiraf etmekle beraber yarınki işleri bahane ederek vazgeçtiler, Nihayet Simpsonla Maryeti, şişman Romıııyılıyı baygın bakışlı isimsiz dostu âlıp eski Falerone gittik. Ay saatlarca evvel “batmıştı. Mütemadiyen Fransızca konuşmak artık yor- iyordu. — Nihayet luk öelü dörde doğru saat üç buç İŞEHİR IŞIKLARI DEVLER KERV Filimlerin serefzarıdır. sözlü olan Pek yakında ALKAZAR sinemasında Büyük muvaffakiyetle devam eden DON JOSE MOJİKA ( YENİ VALANTİNO ) BUSENİN HAKKI Sözlü ve şarkılı ve İspanyol danslarını " muhtevi — büyük filim. Son günlerinden istilade ediniz Umumi dühuliye 30 kuruş CHARLIE CHAPLINİÜ son çevirdiği filminde her vakit KAHKAHA KIRALI olduğunu ispat etmiştir. için olduğu için münferit bir tarzda açılmadan yapılıyordu. Böylelikle yalnız zaman kaza- mlıyor, ayni zamanda Fener muhacimlerinin kale önünde toplanmalarına mâni oluyordu. Oyunun heyeti umumiyesi da- gılıyordu. Böyle hücum şekli altında, hakikatte müdafaa yapılarak altı yedi dakika daha geçirdi- ler. Ondan sonra da son kalan üc dakikayı topu mütemadi taca çıkararak tehlikesiz. ge- çirmiye muvaffak oldular. Fenerin mağlübiyetine mem- leket — futbolünün — düştüğü mevki — dolayısile — müteessir olduk. Fener gibi bir takımı yenmek itibarile İılanbulıpoı- luların kazandığı manevi kuv- vetten dolayı tebrik ederiz. Kasıpaşalılar İkinci Küme Şampiyonu Oldular Dün — Kadıköyünde ikinci küme — maçlarının — neticeleri itibarile şampiyon takım - belli olmuştur. Birinciliği Kasımpa- şa ikinciliği Kurtuluş kulüpleri kazandı. Kasımpaşalılara gelecek se- ne için de — muvaffakiyetler tememni eyleriz. Maryenin enfes dediği rıhtı- mın enfes olmadığına kendi- mizi — aldatmaktan vazgeçtik. Fakat bu rıhtım bilânhare ta- rihe geçmiştir. Çünkü 1916 senesi eylülünün yirmi beşinde. Mösyö Venize- losla, amiral Kondoryr #« bu tıhtımdan harel e? eder k Gi- ritte hükümeti muyakkate ilân etmişlerdi. Bekliyen otomobile geldi- ğimiz zaman eski Faleronun kibar villâları, başılıyan saba- hım hafif aydınlığı arasindan birer hayal gibi görünüyorlar- dı. Fakat bu aydınlık çok al- datıcı idi ve şoför otomobili Pariste Üç aydanberi muza! aöi muvaffakiyetle devam ediyor. San'at zevkini hisseti müktedir. olanlar mutlaka tamamen Fransızcâ — bu şabeseri görmelidirler. 26 Fransız yıldızı — 20,000 figüran MAJİK Sinemasında * * Size Tabiatif Söyliyeli Bize bir resim gönd atinizi size söyliyebiliriz. derilecek resim tabit pozda Mamdır ki mütehassısımız, © da hataya düşmesla. * Tablatlerini öğrenmek resim gönderen bir kısım hakkında mütehassısımızın aşağıya yazıyoruz : Ankarada Y. T. b s ve 5 nastır. F” temayildir. 1 yatı hakkında hesap * istermez, yaptıklarını ilân İntizama ve tarzı t riayet eder. Mal kıya israfı sevmez. * İzmirde Rız şakacı ve hoş sohpet bir ih- | tiyardır. Sözle- Laba: Gurur Pa ; ve — tazimden hoşlanmaz, sa- deliği ve teva- zuu sever. Başk. ruaâ etmekten çekinmez. hünü zayi edenler onu — kazanamazlar. hususunda cömerttir. P da ihmal etmez. * Resim gönderen — bazi mütehasssımızın — cevabi gabırsızlanıyor ve mektup fotoğrafileriala akibetini e tiyorlar. Bu fotoğrafiler ı.ııod tir, Bu hususta müsterih ederlz. Şehzadelaşı — (f FERAH SİNEM/', Ba gece; Sinema * Tiyatre " tombalada bir keyum son ıürıılı hareket için Öönüne geçen 5' arabasının — me: edemedi ve tam ortl parak — içindeki dört toza yuvarladı. h t n Romanyal dul%ı:;y: bir çığ);ık ? İsimsiz dostumuz arkasından — yere sanki bir sürü fare karşısında imiş gibi yukarı kaldırarak bağırmıya — başladı. Y:za kılkmıç, n dukları polııılo-hıhll

Bu sayıdan diğer sayfalar: