24 Mayıs 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

24 Mayıs 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mayıs 'Üç KADIN SALTANATI || SON POSTA sirpazarındaki Bütün Güzeller topkapı Sarayına Doldurulmuştu :e kaptanı derya ge Mr) Ali paşa bir havat Mitrdı ki bu fişeğin ha- Patlaması neticesi mey- Betirdiği yanar gemi, fil resimlerinin gü- &vvelki gecelerde 8 cümlesinin fevkinde İl kabazlar, cambazlar, günler gibi halkı eğlen- ie“ için hisselerine düşen 107 yaptılar. i dört haziranda iki (Ka- İY At meydanında, sanki b İmişler gibi bir deniz Manevrası yaptı. İk ullunun zevcesi olan Es- i Saltan sillerin, röbapların, ii vların O ahengi arasında ; don) ve (Diyan) mabedinin İLMİ temsil eden mümessil- İk Yedili fakat çok çıplak İl Çümbuş Alemi, yaptırttı. ii ludiden dönme Valde İğ (Nürbana) ile beraber ; N | k baştan çıkarmak için di plân çeviren bu İM fakat haris ve fet- sultan o hiçte © kocası “Sokullu, nun dengi O, sarayda ve hat- Zevci (o aleyhine (o olan K.Plo) lara bile iştirak <ten çekinmez tinette ve sefahatinin iğrenç ah- akları (içine (kendisini bir Sultandı. Bir keli- anlatmak icap ederse Sultan tam o manasile Vİ babasının kızı Ronse- Kanuni Süleymanı baş- Ve çileden çıkaran Hür- Sultanın bir (şerrülhalefi) Mt meydanı İstanbul hâlkı- kahkaha ve alkış sesleri yada inler, İstanbul esnafı “e görülmemiş bir depdebe i intana ile geçit resmini ten, Sokullunun karısı Mdişahı At meydanına ya- ayında çok sefih ve hi- ir “Cümbüş, &lemi ai, yaşatıyordu. Pazarının bakire, sey- bütün kadınları kızları, lelerde ele geçirilen evli “ar hep toplattırılmış, ge- Miray bahçesine doldurul- , İade içi, kenarları Bibi beyaz mermerli ha- içince çırıl çıplak vücet- İe “Venüs, gibi güzel iklar yıkanıyor, kemanlar », tamburların sesleri şak- iğ zazları ile havayı inletiyor Füncü Mural, içkiden ken- kaybetmiş bir halde bu Mi Siplak sefahat Ohayatı Yaşıyordu. # , z Tefrikamız : Ne.34 ge AŞ atr | Haziranın on beşinci günü “tekke , ciler, On altmer günü de “derviş, ler Padi- şahın huzuruna geldiler. Dervişlerin resmigeçit günü At meydanı ( Allah ), (bul..) sadaları ile inledi. ( Rufai ) ler biçak yutmak, ateşte kızarmış demir o külçelerini (ağızlarına almak gibi şeyler yaptılar. lArkası var | Türkiye B. M. Meclisi Riyasetine Muhterem Efendim, İstanbula su veren Terkos Şirketi, elli senedenberi mukavelesi ahkâmınm birçoğunu ifa etmemiştir. Şehri- mizde ne içilecek, ne de yangınlarımızı söndürmiye kâfi gelecek suyumuz yoktur. Biz, İstanbul halkı, su meselesi- nin kat'i surette balli için, Terkos Şirketi mukavelesinin feshini ve Nafıa Vekâleti ile Şirket arasında cereyan eden müzakerata bir nihayet verilmesini rica ediyoruz. Bu ricamızın İsafı, İstanbulu en büytk bir dert ve belâ- dan kurtaracağı için, verilecek fesih kararı memlekete büyük bir hizmet olacaktır. DĞN Adres ..... Bu istidayı gönderiniz. Ucuz Küçük İmza imza ediniz ve kesip idarehanemize İLÂNLAR Bahar geldi, Şehirlerden köylere, sayfiyelere çıkılacaktır, Kiraya verilecek evini, da'raniz, odalarınız varsa ve yahut kiralanacak ev, dalra ve oda istiyorsanız Aramak ve sormakla vakit geçirmeyiniz. (25) kuruş size bu işi yapabiliriz. (16) kelimelik bir ün kafidir. Her kelime Harlam için bir kuruş ilâve ediniz. Satılık evler Küçükpazarda — Yavuz La mahallesi (| leblebici sokağı 29 No. ev satiliktir. Defterdarlık O müessesatı ikti: sadiyesinde (o Hasan (o Beyden sorunuz. — SATILIK — Bir kürgir hane: Gedikpaşada, mam eaddesinde, köşe başında, ikiye tamamile kabili taksim, on bir büyük, iki küçük oda, küçük bahçe, terkos, elektrik, havagazı, kuyu, sarnıcı mevcut, kürgir hane satılıktır. İçindeki- lere müra — SATILIK KÖŞK— Çamhenda Topane- Moğlunda Adalar boğarma nasır eşcar ve haneyi havi bahçeli, yedi odeh köşk satılıktır. Birinci Vakıf Han 30 No. da Halit Pertev Beye müracaat. Kiralık evler: Modada — Temiz ve ucuz sile pansiyonu. Yazın temiz ve wcuz ir sayfiye hayatı geçirmek (istiyenlere (tavsiye ederiz. Apergi Pansiyonu: Moda — Mütenevvi : Mevsimi geliyor ELİ ÇABUK — Köprülü sade MEHMET RİFAT. Suadiye İsmailağa sokak No, 8 Şehit, Muhacir, yetim çocukları parasız. —6 MUHTEREM rük işlerinizde ve temimat İsterseniz bahçekapı yan hanında İlhami Ahmet e veriniz, istifade vüret tenbilât 2 BRE len Hİ ARANIYOR — İstanbula yakın bir villyet merkexinde oturan bir sile nezdinde çalışmak üzere ahlâk sahibi ve hakikaten ev vezaifine aşina bir hizmetçi kadın aranmaktadır. FL Z. Y. ramuzile İdarehanemize müracaat —i 1914 TENBERİ — Fransızca - İngilizce öğretmekteki muvaffakiyetimizin dere- seşlai, (usulü tedrisimlzin ) kuvvetimi anlamak lal dere dinle” peri Divanyekı Firsağı camli yannda ın - Erkek gündüz ve gece Ziya lisan tedrisanesi. ŞIŞLI HALKINA — Aileler .. halie ve nefis malzeme ile bademer gaklayım. Tecrübe “dan devamlı Pir Paşa sokağı No; 1-5 Muhlis Hasan e KİRALIK DAİRELER — Heebeliadada: Rovayyal oteli yanındaki 8 odalı sabık Bige TÜCCARLAR — Gilm- (|! ooo WNw- OojlcaSüN- l amman diller oteli binası daire daire Kiralık Ev Ev kiralamak veya evinizi kiraya vermek İstiyor mu- sunuz ? Gazetemize ilân veriniz, uzun gün dolaşarak yorul- maktan kurtulunuz. 16 Kelimelik Bir İlân Halledilen Bilmecemiz 1234567891011 Bilmecemiz 4567891011 Soldan sağa, yukardan aşağı: ,İ — Havadis yazan 6, isim 4 2 3 muvakkat > G 4— 5— 2 7, lâkırdı 3 6 — Nida2, konuşma aleti? 7 — Sivri yer 2, rica 7 8 — Cambaz kumpanyası 4 Bereketli 6 9 — İspanyada bir eyalet 9 10 — Vukua getirmek 3 ec- nebi kadın ismi 4, bir uzuv 2 li — Ağaç ipliği 3, kay- betmek 5 veya tamamı kiralıktır. Arsu edenlere mebelle de temin «- dilir. Anadolu “Ajansı , İl& Dat şubesinde Bürhan Beye. TI. 22735 İUCAKTAN KUCAĞI SERVER BEDİ j Merin, balkonda dururken, Sırada, dükkânlarının ti, * duran eczacile kundu- » kendisine dikkatle uzun i aktıklarımı gördü ve g niye mecbur oldu. y Zün, bir kere daha o rin, mın (Oo kendisi için düklerini, ne konuş- i tig amine çalıştı; fakat a. düşüncelerle neş'esinin ndan çekinerek omur Bir gün de eczaneye uğra- mıştı. Çıkarken eczacı ona sormuştu : — Affedersiniz, küçük Ha- nım, siz Atıf Beyin nesisiniz? Nermin kızardı ve şüphe verecek kadar tereddüt ettik- ten sonra: — Akrabasıyım, dedi ve dükkândan süratle uzaklaştı. Bu hadise onun iyice neş'e- sini kaçırmıştı. O gün, birkaç defa kendi kendisine sordu: — Ben Abf Beyin nesiyim? Her defasında aklına yalnız bir kelime geliyordu: “Metresi,,. Metres! Metres! Bu kelimenin müthiş bir kuvveti vardı, onu sarsıyordu: Metres! Şiddetle sillkiniyordu: “ Hayır, ben Atıf Beyin karısiyım, karısı olaca- ğim, metresi değilim.,, Balkona çıkarak bütün semte haykır- mak gibi delice arzular du- yuyordu: — Ben Atıf Beyle evlene- ceğim, onun metresi değilim! Fakat, onun hayalinde, bu “Metres,, kelimesinin de kor- kunç bir cazibesi vardı. Oku- duğu romanlardan, seyrettiği filimlerden onda kalan intibaa göre, “Metres, , birçok zevce- leri ağlatan, çünkü birçok ev hanımlarından — fazla sevilen, kendisi için fedakârlıklar, hat- ta cinayetler yapılan, iş için değil zevk için (yaratılmış, güzel ve tatlı, el - üstünde tutulan ve hırpalanmıyan bir kadın demekti; fakat birar düşününce anladı ki metresin bu itibarı, yalnız, onu seven erkeğin nazarındadır; Metresi yalnız âşığı sever, başkaları ona kızar, başkaları Oon- dan kaçar, tiksinir, başkaları onun için en fena sözleri söylerler; “Fena kız, kötü ka- dın, kirlenmiş, sukut etmiş, ... Bütün bu düşünceler o gön Ne- rinin; keyfini iyice kaçırmıştı. Akşam üstü, Atıf Beye hiç birşey (o söylemedi. 0ş6siz, durğun görünüyordu. Bu Sütunda Hergün Muharriri: Rıfat Galip BAYRAMIN AŞKI Ramazan ağanın kızı Ayşe- | kendini büyük bir kirizme çu- yi, köyde iki kişi seviyor ve istiyordu: Biri Bayram, diğeri do Şaban. İkisi de Ayşeye candan © vurulmuşlardı. Kızm namına maniler mi düzmemiş- lerdi? Ramazan ağanın tarlasın- da yarışırcasına fisebilullah mı çalışmamışlardı? Hasılı her ikiside bu kıza sahip olmak için maddi, manevi yapmadık edakârlık bırakmamışlardı. Ramazan ağa kızının artık evlenme çağına geldiğini gö- rünce bu iki talipten birini seçmek mecburiyetinde kaldı ve yaptığı bir mukayesede Bayramın bamye dikmekteki el çabukluğunu kâfi bir se- bebi tercih görerek o Aygeyi Bayrama nikâhladı. Bu hadise Bayram için haki- ki bir bayram, Şaban için de acıklı bir hüsran oldu. Bayram sevincinden bütün köy halkına çevirme kebap yedirdi, taze ayranlar ikram etti. Şabanın yüreğindeki sevda ateşi ise, bu vaka'dan sonra, hasmına karşı müthiş bir kin ve ga- rez alevine çevrildi, intikam hırsı ile cayır cayır yanmıya başladı. Aradan birkaç ay geçmişti. Bayram bütün gün mısır kes- tiği tarlasından yorgun argın evine dönüyordu. O sene mah- sul para ettiği için işleri yo- handa o demekti. Çok O sev- diği Ayşesine üç tane be- şibirlik yaptırabileceğini dü- düşünüyor, için için keyiflene- rek dudakları arasından eski bir köy havasını mırıldanıyor- du. Tam yolun dönemeç yeri- ne geldiği zaman, tarla hudut- larım çizen sık bir çalılık arkasından (birkaç gölgenin kımıldadığını görür gibi oldu. Yanında silâh namına mısır kestiği kör bir bıçaktan başka birşey yoktu. Bir saniye kadar durdu. Şabanın beslediği inti- kam hissine vakıftı. Bir tuzağa düşmek ihtimali bütün vücu- dünü baştan aşağı ürpertti. Ayni zarsanda çitin arkasından doğrulan birkaç insan göv- desi içinde Şabanın sarkık pos bıyıklarım tanır gibi oldu. Ölümle karşı karşıya bulun- duğuna biç şüphe yoktu. İra- desinden ziyade sevki tabiisine uyan Bayram bir sıçramada — Aİ Bey abidur — Nen var canım? Niçin böyle biraz durğunsun? — Yorğunum, bir kırıklığım var, Atıf Bey da keyfsizdi: — Bende senin gibiyim dedi. Ertesi gün de Nermin kendi kendine: “Ben Atıf Beyin nesiyim? , Sualini sormuştu. Adeta buna tam bir cevap almadıkça rahat edemiyeceğini anlıyordu. Ogün de neşesiz yaşadı ve oakşamda Atıf Bey eve keyfsiz geldi, Onun da bir düşüncesi vardı. Nermin bunu çok merak ediyordu. Her zaman onu teselli eden Af Beyin de böyle yorgun, kederli ve sessiz durması Ner- minin iç sıkıntısını arttırıyordu. — Peki senin men var? Di- | J kuru içinde buldu. O dakika- da da İki el silâh sesi birden işitildi. | Kurşunlar (o Bayramin baş ucundan vizliyarak geçmiş, kendisine dokunmamıştı, Yüzü koyun, kirizme çukuru içinden sürüklene, o sürüklene (biraz ilerledikten sonra düzlüğe çi- kıp bütün hızı ile kaçtı ve mu- hakkak bir ölümden yakasını güç belâ kurtarabildi. Eve avdetinde telâş ve he- yecanmnın sebebini (öğrenen güzel Ayşe, ince dukakları istihfaf ile büküle büküle ce- vap vermişti : — Yazıklar olsun, sana Bayram. Keşke orada ölseydin de böyle kaçmasaydın. Karısının bu “sözü ile ta yüreğinden £ yaralanan genç adamın yüzü pençe pençe kızıllıklara boğuldu. Dudakla- nm ısırmıya başlad. Hiç cevap overmedi. £ Hakiksten Ayşenin bu sözlerile k A: nacağına, onun dediğ yattı ve sabahleyin erkenden çıkıp gitti. Şabanın bamya tarlasında yazlık bir kulübesi vardı. Bu- rada yatıp kalkıyordu. Bayram bu kulübenin kapısını vurdu. Açıldığı zaman iki hasım karşı karşıya geldiler. Ortalıkta hiç bir ses ve hiç bir kimse yoktu, Bir kaç saniye göz göze bakışan bu iki kabadayının birbiri üzerine atılması çok dehşetli oldu. Şabanın birden- ire tabancasına sarılan eli Bayramın kuvvetli pençesinde kıvrıldı, ezildi. büküldü ve avucu içindeki silâh kendili- ğinden Bayramın eline geçti. Birkaç sast sönra Şabanı kulübesi önünde ve bir tabanca kabzesi ile başı parçalanarak ölmüş buldular. Bayram eve döndüğü zaman gözleri kan çanağına benze- mişti. Karsı güzel Ayşeyi karşısına aldı; — Dün kaçmasaydım bugün ölmüş bulunacaktım ve Şaban da sana kalacaktı. Öyle isti- yordunuz değil mi? A! öyle ise sana da, Ve bir kurşun da karısının kalbine sıktı, ye sordu. Atıf B. başını salladı: — Sorma, sorma... Hüsniye OHanımın o dışarı çıktığı bir andan istifade ederek, Nermin, Atıf Beyin iki yakasından da tuttu ve gözlerinin o içine > tebessümle bakârak sordu: — Söyle bana, haydi, çok merak ediyorum, söyle... Atıf B. Nermini kucakladı ve gözlerinden öptü. — Yapma, dedi, sorma, olmaz mı cicim? Sorma... Üs- telik bir de sen kederlenirsin. —Ben mi kederlenirim? Ne kederi? fena bir haber mi var? — Hayır canım, fena baber filân yok, biraz tatsızca bir vaziyet var. Dedi. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: