28 Eylül 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

28 Eylül 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz 26 Eylül 931 cumartesi günü Anat ikide Beylerbeyinden Köp- giden vapura binmek için Beylerbeyi- ( ikinci Mevki pas R deki memur - ikinc Olmadığını söyledi. Eğer benim Yanımda ancak ikinci mevki Alacak kadar param olsa idi, g- <eğim yere gidemiyecek miy- dim? Müşterilerine azami sühulet Sterecek yerde Şirket memur- Tinın böyle yapması doğru Mudur? Şirketl Hayriyenin nazarı dikkatini celbederiz. Üsküdar Paşaliman No. 56 Neşat Biletlera Zam Meselesi Adapazarından evvelce gece trenleri 225, gündüz trenleri 250 üruş ve bayram zamanları Ada- Pazarından 186 Haydarpaşadan Adaya 155 kuruş, almakta idiler. Yeni yapılan zam münasebetile gündüz Adadan 300, Haydarpaşa- dan296 kuruş alıyorlar. Gece tren- lerinde 255 kuruş almaktadırlar. Gündür ve bayram trenlerinde Adapazarından ve Haydarpaşadan fint farkı, diğerlerinde fark olma- yışı herkes gibl benimde taaccü- bümü mucip olmaktadır. Bu far- kın neden ileri geldiği mereline ait bir mesele olmakla beraber, mümkün — değil midir ki — diğer #imendiferler gibi verilen parayı yolcu aldığı biletin üzerinde yazılı Xörsün. Bunu müstacel bir hak olarak talep ettiğimi ve makarmı aidinin nazarı dikkatini celbet- Mmenizi selâmeti muamele namına temenni eylerim. Düzçenin Taşköprü karyesindın Naci Bir Sual S0 sene sonra tarih dersinde talebeye şu şekilde bir sual so- rulsa hiç şüphesiz talebe tered- düt etmeden doğru cevap vere- cektir. sualı Çocuklar bundan 40-50 sene evvel İstanbul şehrini kasıp kavuran kimdi ? Cevap: Terkos denen insafsız bir su şirketi İdi efendim. Şu kadar söyliyeyim ki bu girket başka bir Avrupa şehrinde olaaydı çoktan yol verilirdi. Aziz Neşet Cevaplarımız Ankarada Nevzat Beye: Gönderdiğiniz yazılar yevmi bir gazeteden ziyade mecmua- larda yer bulacak nevidendir. Bu sebeple maalesef arzunuzu ls'af edemiyeceğiz. Bizi mazur görünüz efendim. * Karilerimizden S. N. Beye: Efendim, göndermiş olduğu- nuz mektubu —aynen — yazmayı doğru bulmadık. Bununla bera- ber meseleyi alâkadarlar nezdinde tahkik ederek vüsıl olunan neti- " kaydedececeğir. — TEFRİKA NUMARASI 34 Şirketi Hayriye Idırasindeıı! F ran Sühulet Göstermesi İsteniyor SON POSTA Dünyada Olup Biten Haâdiseler sız Nazırları Berlindedirler- Japonya Çine Bir Filo Gönderiyor Fransız Nazırları Almanyada Paris — Berline hareket eden Fransız Başvekili M. Lâval Briand ile beraber ha- reketinden — evvel — matbuata ayanı dikkat bir beyanat :e:ııiıür. M. Lâval, bu be- yanatında, Berlin ziyaretine adt bir nezaket eseri gibi bakılmamasını söylüyor ve di- yor ki: “Fransa ile Almanya münasebatı — salâh bulduğu takdirde iki milletin teşriki mesaisi daha kolay — olur ve buna imanım vardır. Faaliye- timizi, tahakkuku gayri müm- kün olmamak lâzım gelen, fakat müşkül olan bu işe has- retmemiz icap eder. Efkârı umumiyelerimizi, ik- tısadiyat sahalarındaki teşri- ki mesai gayretimizin devam olduğunu gör- miye alıştırmakla pek ya- kın bir istikbalde olmasını temenni ettiğim bir süküna kavuşturmak istiyoruz. Bu ha- va olmadıkça dünyayı karıştı- ran — meseleleri — halletmek mümkün olmaz. Berlin — Alman Başvekili Müsyü Brüningte — beyanatta bulunmuş ve Fransa ile Alman- ya teşriki mesaisinin, cihanın geçirdiği Acil tehlikelere karşı koyabileceği kanaatinde oldu- ğunu söylemiş ve cihan buh- ranının acil ve tesanüt esasına müstenit bir faaliyet sarfını icap ettirdiğini kaydetmiştir. M. Brüning, bukuk müsavatı esasınt — müstenit bir teşriki mesainin nekadar zaruri ol- duğunu işaret etmiştir. Paris — Başvekil M. Lâval ile M. Briand Berline hareket ederlerken balk tarafıdan şid- detle alkışlanmışlardır. Nazır- ların resimlerini almak için o derece tehacüm gösteri- miştir ki şimdiye kadar bu derece fotoğrafçı kesafeti gö- rülmemiştir. Nazırlar hadisesiz Berline varmışlardır. Fransız ve Alman matbuatı, etmekte olarak ——— e BiR ELMASIN HiKÂYESİ —O S 1 y Gül hatun geiniş bir nefes Udi Lükin fitnekârlığı da el- B bırakmadı, matlup olan yİ tesri için: — İyi amma bana şimdiden ? ver, hem de and içip söz İ * Beni yüz üstü bırakmı- [ Yacaksı ı'leğyiıa mi? MA yüzüklerden birini , AA YA B YAZAN:ı & * fzük vardı. Bunlardan biri zehirli halka, diğeri de mahut re idi. Gül hatunun ::ık'::d.ı. zehirli halkayı bî, de kendi elile onun eti- :nyerlqllrmek ve maktul Koca Yusuftan şehzadeye in- tikal eden kıymetli elması da ri almaktı. Veliaht kadının Ş:klifsiıce yaki olan şu talebi üzörine gözlerini pırmı'kğfnnı çevirdi ve yüzünü .ekııı 'd.“. — Tanıdın, de_ğıl mi l ı İngiliz halkı, yeni kararlar ve vergiler hakkında hüküme- Japonya Donanma Gönderiyor Bündie BaHTolyödan n Sat: day Dispatch gazetesine bil- diriliyor : nehbri ile Çin sahillerinin muh- telif noktalarına harp gemileri göndermek hususunu - tetkik eylemiştir. Şanghay, Nankin ve Hankeonun vaziyetleri bü- yük endişeler tevlit eylemek- tedir. Halihazırda Hankeouda bulunmakta olan filo kuman- danının talebi üzerine Hirato kruvazörü — mezkür — İlimana gönderilmiştir. İspanyada Sel Madrit — Endülüs ve ha- valisinde son derece şiddetli bir fırtına hüküm sürmektedir. Sağnak halinde yağan yağ- murlardan sokaklardaki sular dört metreyi bulmuştur. Maliye Nazırının İstifası Maliye Nazırı — Andalecio Priyeto istifa etmiştir. —a — bu temasların, iki milleti an- Taştırma yolundaki ehemmiye- tinden bahsediyorloar. — 'Boninü miydi? — Senindi ve senin par- mağında takılı idi, — Vallahi tanımadım, söy- lemesen tanımazdım da, Çün- ki dikkat etmemiştim. Mustafa Sultan dik dik kadının yüzüne baktı: — Bu salt elmas değil, sihirli bir aynadır. Ona bak- tıkça neler görürüm, neler? — Beni de meraka saldın Şehzadem. Kuru bir taş par- çasında ne gürünür ki? Şehzade süküt etti. Başını salladı, birşeyler — söylemek ister gibi oldu. Sustu. — Allah kuru iftiradan sak- lasın. Yusufla cilveleştiğimi sana kim söyledi? — Bu yüzüğü onun parma- Kabine Vang - Tu ' —GĞ tin duvarlara yapıştırılan kararlarını tetkik ediyor Amerikada e ll l İflâslar Pitsburg (Amerika) — Pen- silvanyanın dört Bankası gi- şelerini kapamıştır. Bu eyalet dahilinde kapanan Bankaların adedi, bu suretle onu buluyor. İltalyada Kömür Resmi Arttı Roma— İtalyada kömür resmi arttırılmış, (500) kiloda 4liret- Hik bir fazla zam yapılmıştır. Yunan Bankası Ve İskonta Atina — Yunan Bankası iskonto fiatini de yüzde do- "kuzdan on ikiye çıkarmıştır. |Nevyork Borsasında İş Az Nevyork — Devlet Banka- sında, — ecnebiler — hesabına mevcut ihtiyat altın yekünu (263,365,000) doları bulmuş- tur. Bu miktar şimdiye kadar biç görülmemiştir. Nevyork esham borsasında iş azdır. gerler, — satıcıdan ziyade alhcı bulunduğunu söylüyorlar. -— TAKVİM — Gün 30 -28 Eylül - 931 Hasır 146 Arabi Rumt 15 Cemaziyel 15 - Eylül - tu7 gakıt-ezanlar yakıl-ezani- vasatt Akşamji2.—| 17,59 Yatsı 2.S1| 19,51 İmsax 104! &13 5.53 1R0s İ1S.26 Güneş'll.s4 Öğle| 6.06 kindi| 9.r7 ğına sen takmadın mı? — Sana bir kale kazandır- mak için taktım! Şehzade dalgın dalgın ba- şını salladı: — Yüzüğü taktın, herifi i yaktın, sonra da beni berbat edip bıraktın. Gül Hatun, hem bahsi değiş- tirmek, hem maksada ermek için şuh bir tabiye yaptı. — Parmağında bir halka daha var, onda kimi görü- yorsun? Mustafa Sultan dudaklarını büktü. — Onu halam kızı taktı, yarın çıkarıp atacağım. — Günaha girersin, kızın gönlünü kırarsın. Aile Bir Taraflı Değil Iki Taraflıdır Kadının Yeni Rolü Eskiden ailelerde olan eskekti. Parayı o getiri- yordu. Evde de yalnız onun sözü geçerdi. Bugün bu zihniyet değişi- yor. Evde kadının da bir rolü olduğu kabul ediliyor. Hattâ burjuya ailelerde er- keğin bu hâkimiyeti kadına geçiyor. Avrupa taklidi yapı- lan izdivaçlarda kadın, evin hem tufeyli, hem de hâkim unsuru - olüyor. Birinci şekil ne kadar yan- hıştıysa, bu ikinci şekil de o kadar hatalıdır. Aile iki tarafın biribirine muhabbeti, biribirile anlaşması ile ayakta durabilir. Aile kur- mak, bir evin içine girmek demek değildir. Ailenin ku- rulması, iki tarafın da benlik- lerinden birşey vermesi, biri- birlerine aşk ve muhabbetten doğan yeni bir şeyler yaratma- larile mümkündür. Onun içindir ki yeni ailede birinci şart iki tarafın biribi- rini sevmesi ve anlamasıdır. İkinci şart iki tarafın biri- birine sadakatidir. — Birinin yolunu şaşırması, ailenin yı- kılması için kâfidir. Eski aile- lerde yalnız kadından sadakat beklenirdi. Yeni ailede, erk- ekte kadın kadar sadık olmak mecburiyetindedir. Fakat” aile, daha” ziyade kadının ve B hassastır, daha incedir. Aile hayatının inceliklerine erkek- ten daha çok vâkıftır. Er- Bunlar insanların biribirlerile boğuşması| biribirlerine — küfür etmesi, her — türlü — nezahetin bududunu aşması için değildi. Bilâkis biribirine en yabancı, bi- ribirine en uzak gibi görünen ilim, fikir, felsefe gibi mefhum- ların ayni medeniyet putasının içinde kavrularak bundan bir irfan, İnsanlık ve yüksek bir mefküre halitası çıkarmak için- dir. Öyle değilse Hasanın kıya- — Neden? — Ayçiçek Hanım bu halkayı boşuna takmamıştır ya, elbette birşeyler anlatmak istemiştir. — Ne gibi? — Keneç bir kızdır, belki sana gönül vermiştir. — Gönül dediğia su olsa bu kadar kolay akmaz. Gül Hatun, ustaca kaşlarını çattı, dargınlaştı. — Ya senin gönlün bana pasıl aktı? — Ben başka, sen başka, halam kızı yine başka. — Gönül, gönüldür. Kadın da kadındır. Ya beni sev- diğin yalan, ya Ayçiçek Ha- pımın seni sevdiği doğru! — Anladım Gül, - anladım. Halam kızını kıskanıvorsün. | feti Ahmedin hoşuna zatinde | | dokunduğu için biribirimizi bo- kek asırlardanberi- — hayatın sert tarafında kaldığı, hayat mücadelesinde — nasırlandığı için, kadın hadar hassas ve his —meselelerinde — anlayışlı değildir. Bu işlerde kadın ona rehberlik edecek, onu evine bağlıyacaktır. Aile geçimsizliklerinde en büyük rol kadına düşer, Ka- dın evin nâzımı sifalile, erke- ği yola getirmiye, onu aile hayatına ısındırmıya —mecbur- dur. Bilhassa yeni evli kadın- ların bu vazifeleri çok mü- Erkek te aile kurmıya te- şebbüs etmeden evvel, aşk ve his işlerinde bir hazırlık dev- resi geçirmeli, kadının bu ihtiyacını iyi anlamalıdır. Kar dın, herşeyden ziyade sevik miye mühtaçtır. Onun bu ih- tiyacına cevap vermesini bil- miyen erkek, mes'ut bir yuva kuramaz. Salon karanlıktı. Perdede heyecanlı bir aşk filmi göste- riliyordu. Genç delikanlı ka- ranlıkta — ilerledi. ve kenar koltuklardan birine — oturdu. Bir iki saniye sonra sol tara- fından bir kadın kolu boynu- na sarıldı. Bir kadın başı omzuna düştü ve genç hafifçe sarıldığını hissetti. Tatlı bir heyecan geçirdi. Fakat birden öteki amzuna bir iki darbe vuruldu. Ve bir erkek sesi, — Affedersiniz, yerime Oturmuşsunuz, i. Hanımteyze Meclisteki Müzakerenin Zabıt- — larını Aynen Yazıyoruz. (Baştarafı 1 inci sayfada ) bırakalım. Matbuaat hürriyeti de- nilen mefhum haddi ö ee için, filânın — mevkll İktidarda Bulunması Ülân adümü ati gecak isek bunun için yazı yaz- mıya lüzum yoktur. Ellerimize irer sopa alırız, biribirimize girişiriz. Halbuki hürriyeti matbuattan maksut olan xy. bütün bunlara mahal vermeden hakikatin kar« pısında hakikatin bütün samimiye- tile bunu teşrih etmektir. Efendiler; biz memleketimizin bütün bu inkılâplarından sonra onun mütefekkir bir heyeti içti- maiye haline gelmesini istiyorur. Fakat bu hürriyezi bacı boş bir behimiyet manasında — anlamak eahilce, gafilce birşey olur ( Al kışlar ). (Devamı var) Fakat haksızsın. O, baba ya- digârı diye bu halkayı bana taktı. İstersen şimdi atayım. — Hayır, atma, ayıp olur. — Öyle ise gll, somurtma. — Güldürde güleyim. Gıdıklıyayım — mi, yapayım ? — Şu halkayı ben takar- sam halan kızının izi parma- gından silinir, benim de içim rahatlaşır. İştihasının — coşkunlaşması nisbetinde sinirleri zayifleşen Şehzade, demir kafes içinden çeşit çeşit yemler temaşa eden bir aç kurt hüsranile içini çekti: — Tak, dedi, tak. Beni de bırak, çünkü fenalaşıyorum. — ( Arkası var ) — B kla e Bd da d ea B SE L Dek Si & bas b ödu —| Serif y bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: