December 1, 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

December 1, 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| HOĞA <» < le A ae » Kai Bedirhan Beyin Müteaddit Zevcele- EVVE rinden Doksan Altı Evlâdı Olmuştu Bedirhan 21 Oğlunu Harbe Gönderdi Muharriri X4 Her Hakkı Mahfuzdur —Wl— Diyorlardı... Esasen, Bedirhan da vaziyeli takdir ediyor, hükü- meti müşkül bir vaziyete sokacak hiçbir harekette bulunmayordu. Bir aralık, Abdülmecit Giride gitmişti. Bedirhan'ı mukerreren huzuruna kabul etti; ve ( evlâdı- ma- kesretinden dolayı bazı günâ mülahazai nüvarişkârâne ile ken- disini mazharı — tallifatı seniye) eyledi. Bu #urelle Bedirhan tam on- sene — Girit'te kaldıktan sonra Abdülmecid ona tekrar iltifatta bulunmak — lüzumunu — hissetti. Sadrazam Reşit Paşa tarafından ( Girit valisi Veliyüddin Paşa ) ya telgraf çekilerek ( Mutayyeben İstanbula gönderilmesi ) emredildi. Bedirhana ( Yüzelli bin ve mih- mandar tayin olunan valii vilâye- tHia mühürdarı İbrahim Efendi yirmi beş bin kuruş harcırah ita olünarak — vapurüu mi irkâben ve mutayyeben ) İstam- bula celbedildi. Zeki Bedirhan, bülün bu vazi- yetlerden kendisine verilen ehem- miyetini takdir ediyor, hüküme- tin rizası bilâfına çıkarak hük- kındaki — teveccibü kaybetmek istemiyordu. İstanbula muvasalat eder etmez Abdülmecit kendisine ( Beş bin lira ihşan ) göndermekle beraber ne gibi ( Metalibi oldu- gunun, arzı atebei ulya kılınma- sını da ferman buyurmuştu. ) Be- | dirhan, şalısan hiçbir şey isle- medi, yalnız evlâtlarını padişahın himayesine tevdi ettiğini söyle- mekle iktifa eyledi... Bu da Bedir- hanın ince bir siyaseti idi. Nite- kin, onun bu samimi Abdülmecit üzerinde Tâzımgelen talebi, | tesiri husule getirdi. ( Evlâtlarına | bazı hedaya almak üzere baş- kaca beş bin lira atiyei seniye ile tesrir. buyurulduktan ) sonra ( Mutayyeben — tekrar — Giride ) iade edildi Bedir! u süretle tam on sekiz sene — Giritte, kaldıktan sonra (Abdülaziz) zamanında — serbest bırakıldı. İstanbula geldi. Şimdiki Darüşşafaka binasını satın aldı. Yedi sene orada ikamet etli... Fakat, İstanbulun sert ve müte- havvil havası, artık — tamamile ihtiyarlıyan Bedirhan Beye yara- madı. Doktorların tavsiyesi üzeri- ne (Şam) a gilti ve orada yer- leşti. Bu ihtiyar Kürt Beyinin muhiti çok kalabâlıktı. Müteaddit zevcelerinden (tam doksan altı evlâdı) olmuştu. Bunların bir kıs- mi vefat etmiş ve geriye kalan (yirini bir zükür ve yirmi bir #nas ki, ceman kırk - iki evlâdı) yaşıyordu. Bunlardan başka, bir- çok ta torunları vardı. Bu esnada, (Abdülbamit) tah- ta çıkmış, Ruslara karşı da ( 93 harbi) açılmıştı.. Bedirhan, Ab- dülhamide: — Cihat, farzdır. Fakat ben arlık ihtiyar oldum; bu farza İş- tirak edemiyorum. — Oğullarımı ”| barbe gönderiyorum. Ne ferman buyurulur. Deye haber - gönderdi. | | Dîâloı;_atlaraüükmeden GizliKuyvetler Abdülhamit, babasının tevec- cühüne mazhbar olan adamlara karşı aymı teveceühü ibraz etme- yİ şıar ittihaz ettiği için, Bedir- ketti. Oğullarından Bedri Bey Şam'da, —Hüzeyin Kenan Bey Adanada, Bahri Bey Cixzre civa- rında, gönüllü — topladıkları gibi hanın —bu müracaatına iltifatla | o sıralarda ( Mekke Emiri ) nin mukabele etti. Ve onun bu âr- | yaveri olan ( Mülâzm Ali Şamil zusunu — memnuniyetle — telâkki | Bey ) de İstanbuldaki hemşerile- edeceğini cevaben bildirdi. rini yanıma aldı; hepsi de muh- Bünun — üzerine Bedirhan | telif cephelere dağıldı. ! | ı | en büyük oğullarını harbe sev- ( Arkası var ) Kır Evinde Gizli Bir a İçtima Yapıldı Moskovaya kadar Reily hiçbir | şey söylemedi. İçin için Garbi Avrupada, Rusyada çalışan böyle mükemmel ve muntazam — bir teşkilât bulunduğundan kimsenin haberdar olmamasına hayret edi- yordu. Onun — mevcudiyetinden | haberdar olmak ta, — atlatılan | tehlikelere göğüs germiye değer mahiyette idi. Şimdiden sonra acaba neler görecek ve neler işitecekti? Bu şerait içinde Moskova istasyonu- na geldikleri zaman, burada gördüğü sıkı muhafaza kordo- nunu da - kolaylıkla yarıp geç- mekten hayrete düşmedi. İstasyonun kapısında yine gü- zel bir oto bekliyordu. Reily'nin aklına — ğelebilecek — mukadder suali karşılamak için Opperput izah etti : — Bekçi kulübeşinden fonla haber verdik! Şimdi, Moskova sokaklarından yavaş yavaş geçiyorlardı. Yüzbaşı Reily dört gözle etrafına bakı- yor, her gördüğü şeyi zihninde not ediyordu. Burada, birkaç | defa durduruldular, ve her de- fasında, bu sefer Şatkovski tara- fından verilmek üzere birtakım işaretler yaptılar — ve — geçtiler. Nihayet, epey yol aldıktan sonra şehir civarında, tenha bir yerde bir kır evinin önünde durdular. Bu, da güzel döşenmiş bir evdi ve içi birçok adamla dolu idi. yadan beklediklerini de bilmemiz Tâzımdır. Onun burada ne gibi menfafaatleri — vardır, — iktısadi tasavvurlarınız. nelerdir ? Petrol sahasındaki siyasetinizin teferrmatı | hakkında bizi aydınlatabilir misiniz? düşününüz ve görüp anlıyabil- | diğiniz gibi fena bir halde bu- lunmıyan vaziyetimizin iç yüzünü biz, size, namuskârane bir surette | açacığız. Fakat daha evvel, si- zin de, ayni namuskârlık ile sor- düğüm — süallere cevap vermeniz lâzımdır. ,, Yüzbaşı Reily, konferans şek- linde tanzim olunan bu garip casusluk şeklini bir parça acayip bulmadı. değil Fakat bir parça düşününce muhatabına hak ver- mekten kendini alamadı. Ayağa kalktı. İngiliz istihbaratının ehem- miyet — verdiği mevzuları birer, birer anlattı. Bu s.rada Öpperput bir sual sordu. Reily ona da cevap verdi. Arkasından Şatkovski başka bir şey öğrenmek istedi. Mevzu ge- nişledi ve yüzbaşı Reily, bu su- retle, bir saate yakın lâkırdı söyledi. Bir ara, hazırundan ba- | ozıları birtakım — müşkülât çıkar- dılar ki Reily verdiği cevaplarla bunların tereddütlerini izale el Fakat bir ura, içine fena bir | korku geldi. Bir tehlike karşısın- | da bulunduğunu hissetti. Çünkü | ÖOpperput ile Yakuşefin önlerin- | deki kâğıtlara birtakım kelimeler | ve rakamlar - sıraladıklarının far- kına varmıştı ve sustu. Anlamadı- ğı bir sebepten dolayı ortalıkta gârip bir dehşet havasının esti- gini bhissediyordu. Bir ara ayağa kalktı ve pencereden dışarı baktı. Sokakta kimse yoktu. — Yalnız, güneşe karşı oturan bir adama sigara içmekle meşguldu. Reily nin arkasından bir takım sesler ve mırıltılar geliyordu. Bazı kim- selerin salondan dışarı çıktıklarını işitti. Döndü, hizmetçilerden biri bir sürahi sv getirmiş, masanın ortasına koyuyordu. İçiade kuv- vetli şüphe belirdi ve sokağı gö- zünden kaybetmemiye karar verdi. tele- Yol —arkadaşlarının — izahına göre bütün bu adamlar tröst | mensupları idi ve İngiliz istihba- rat memuruna Rusya hakkında malümat vermek Üüzere davetle burada — toplanmışlardı. — Derhal evin büyük salonuna geçildi. Her- kesin önünde bir takım kâğıt ve bu kâğıtların Üzerinde bir takım notlar vardı. Herkesin mlünferi- den izahat vermesine başlanma- dan evvel hazırundan biri ayağa kalktı, oldukça muntazam — bir Tagilizce ile söz söylemiye baş- ladı. Bu adam her şeyden evvel ingilterenin Beyaz ruslara yardım yapmıya hazır. olup olmadığının anlaşılması — lâzimgeldiğini — söy- lüyordu. Sözlerine şöyle devam etti: İ “ — Biliyorum ki ırııııı'zdı E T U A L Sineması bulanan — yüzbaşı — Reily — bizim Fevkalâde takdir edilen ve istediğimiz teminatı şahsan vere- bilecek vaziyette değildir. Bunlar, öyle şeylerdir. ki hükümetiniz, bünları — sizinle görüşüp —müna- kaşa etmez. Fakat düşününüz : Bizim size vereceğimiz malümat büyük bir ehemmiyeti haizdir. Buna mukabil — İngilteresm Rus- rağbet gören ARİAN “GENÇ RUS KIZI,, Pazara kadar gösterilecektir. Acele ediniz. Bugün 2 12 da talebe matinesi 20 kuruş. Pazat gününden itibaren NÖSYÖ,MADAM ve BİBİ Aldığımız Cevaplar Bunu — çoktan beri ben de kendi kendime sorar ve düştü- nürüm. (İnkılâb Jiın hakikt Mmanası ile Türklüğün ve sair milletlerin ikılâpları arasında kıyaslar yapas rak — edindiğim netice; ( Türk inkılâbı ) nın daha şuurlu ve daha samimi — olduğu — kanaatinden ibarettir. Yabancı ülkelerde - Meselâ Rusya'da - olduğu gibi - hüsnüni- yetle başlanıp ve sonra bir müd- det şahsi menfaatlar uğrunda aykırı yollara gidilmemiş; veya Efganistanda olduğu gibi.. Milleti ru n ve fikren hazırlamıya hiçte Jüzum görülmiyerek: hatta onların milli, dini, fikri bir takım bağ- larına, döşünüşlerine ehemmiyet bile verilmeden her akla gelen | teceddüt vazolunmamıştır. (Türk inkılâbı) nda bunun aksi ve hakiki ( inkllâp)ın asil manazı yaşanmış vae yaşatilmıştır. lalka; evvelâ benliği' istiklâli tanıtılarak insanlığın ve insanlığı- nın bütün hakları duyarulmuş, öğretilmiş ve bu suretle işletilen kafalar insant bir ihtiyaç olarak bulduğu herşeyi ancak o zaman kendisine uzatılır. görerek sevinç ile ve istekle alıp benimsemiştir. Bu milleti teşkil eden milyon- ları tam bir vahdetle; bir tek kafa gibi işleten kuvvet ; inkilâbı ilk düşünen ve kuran büyük adamın hakikl ve samimi inkilâ- bın nasıl olabileceğini bir anda bulup; onu hiçbir pürüze takık madan — sükünetle ve kudretli iradesile idare eden dehaşındadır. O; halkı tanımış, ona kadar inmiş, ve yine onunla birlikte kemale doğru — yükselmenin ©o mertebeye varmak için halkın gidebilecegi yolları en keştirme ve fakat yine en Faydalı olan tarafını bulmuştur. Bu inkilâp ruhlardan, mefkü- reden doîın öyle Aazemetli bir hamledir ki başladığı baş döne dürücü tarakkisinde her haili kendiliğinden parçalıyor; tabil ve olğun akışı önünde hertürlü ma- niayı mahvedip, yörür. Bu bir Türk kaynaşmasıdır ki her kayıttan, her türlü endi- şeden azadedir. 2 — Buhrandan — en ziyade müteessir olan yer Türkün top- rağıdır. — Millet ve memleketin: Bilhassa —inkılâbın buna tama- mile karşı duracağı pek kat'idir. Bu mücadelede de muvaffak ve muzafler olacağız. 3 — Büyük ve ezli, ebedi bir kudrete İmanim — var.. Eğer bu oldi Dâveten: PARAVOUNT v akşamdan t barcen ASRİ SİNEMADA, SÖZÜ Fum l _r_m_Ş;' ğ ;;ğ ] -— p İstandul Belediyesi ŞehirTiyatrosu i Bu akşam saat 21,30 da Üç Saat Öperet:3 perde 7 tablo Yazan: Ekrem Roşit Bozteliyon : Comal Reşit Umuma Peazartesi oyun yoktur. Matinoler yalmız Cuma — günleridi ĞAA A y gl Yni Neslir Dü leri Nedir? Bu haita ELA ERNST LUBITSCH tarafından vücuda getirilen MÂURİCE -ROSTAND'in eseri ÖLDÜRDÜĞÜM ADAM muazzam filmini görerler, senenin en gözel filmi uğunu tasdik ediyorlar. | URNAL, intibaatını musavver hüususi kopyesile beraber, üşünce- t Edebiyat Fakültesi talebe ce- miyeti Reisi Daniş Remzi bey diyor kiz bir din ise dindarım deyebilirim. 4 — Aile kakkındaki telâk- kilerim: Vatan içinde vatan, gö- nül! içinde gönüll Ben onda her şeyimi buluyorum. Bütün benli- ğimi, seciyemi, her türlü varlı- ğimı, insanın — en yakinleri, en candan sevdikleri, anası, kardeşi sevdiği yakinleri ve muhakkak sevdiği, seveceği bütün kan ve vücut ortakları. Bütün bunlerdan daha sevimli, —daha cazip ne vardır. ki?., Eminim ki her Türk genci bu rabıtanın — kutsiyetini bilir ve onun Öönünde çok muhafazakâr çok titiz davranır. Aile öyle bir bağdır ki kendi sevgisile insan- hğa hem vatanı, hem de varifeyi sevdirir. 5 — Hayattan korkmak mı?.. Bu ne acı, ne tahammül edilmez bir sorgu... Türk genci, hayattan korkar mı? Onun ne kadar korkunç yü- zü olursa olsun biz gülmiye ve şen, mesut olmağa ant içtik. Esasen hayat; baddi xatinde korkunç değil; gülünç bir çeh- reye sahiptir. Ondan korkanlar hayatı iyi göremiyenler veya ters bakanlardır. zannetmem ki bed- bin bir Türk genci — bulunsun. Buhran mı — korkuyor, işsiz. mi kalmış?. Parası mı — yok.. Birine mi aşıktır, ihanet mi görmüş?. Bütün bunlar hayattan kork- mağı değil, bilakis — korkmadan ona sarılmağı ve büyük bir iti- madı nefis ile hez türlü güçlüğe göğlüs gererek mücadele etmeği amirdir. Ne çok fakir ve düşkün ne de çok yüksek ve lüks.. Momlekete nafi bir uzuv ola- rak yaşamak ve bu yolda mesu- dane ölmek isterim. MR Sinemasında mütarekenin senei — devriyesi Büyük bir zafere doğrut!. Bir san'at harikası .. Bir tekâmül bediası... 15 yaşının unultulmaz tatlı anları:.. MEKTEPLİ KIZLAR Bu fevkalâde muvaffakıyeti bu akşamdan itibaren sinemasında — görüp alkışlayacaksınız. Nâveten: R. K. O, halihazır dünya havadisleri K Yerlerinizi evvelden temin edinir- $ A

Bu sayıdan diğer sayfalar: