4 Aralık 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

4 Aralık 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerika ÂAlaca- gından Niçin Vazgeçemiyor? Dünya siyasetinia mihveri, hugün, arpten kalma borç'ar etrafında dö- Büyor. Avrupa — devletlerinden bir kızmı biribirine ve bunlar ayrı ayrı Amerikayı borçludurlar. Bunun ha- ricinde harbin büyük mağlübu Al. Manya vardır ki o da hem Avrupaya, hem de Amerikaya borç'udur. Avru- Pa devletle rine borcu, harpte harap Olan memleketlerin ihyası için tami- Tat namile tarhedilen haraçtan, Âmee *ikaya olan borcu ise, harp' yapılmış olan husust İstikrazlardan Müteve litlir tbu borçlar rakama vu- Yuldukları zaman şu netice çıkıyorz Her Alman ; kadın, erkek, çocuk ta dabil olmak üzere adam bayşına ıAı:nllıyı takriban 120 lira borçe 'udur. Bunun bir diğer ifade şekli de Şu olabilin. Her bir. — Amorikalının Almanyaya yatırdığı para miktarı takriben 60 liradır. Avrupaya verd gl borç ise bunu biraz geçer. Bunun haricinde kadın, erkek, çocuk ta dahil olmak üzere Her bir Amerlka- hnin kendi hücümeti vasıtasile sabık Müttefiklerine verdiği borç para mik-« tarı takriben 180 liradır, Bunda 126 lirası tahminen harp için, yine tak- Pibi olarak 54 lirasi da tamlrat iİşi İçin tevdi olunmuşltur. Bu muazzam Paramın — tekrar geri — alınmasının Mümkün olamıyacağını aklı cren Amorika'ilar pekâ'a biliyorlar. — Fa- at bu para, vaktile Vilson hüküme- hiyetlere istinat *derek yap'ığı ikraz'ara kurban olduğu için kesenin biraz hesapsız açılmış olduğunu söylemek yanlış kaçmaz. Diğer tazaftan bu parayı cebinden gıkarıp veren Amerikan köylü ve Çiftç sidir. Şimdi hangi babayiğit, bilmem hangi Amerikan eyalet'nin bir köşesinde yaşıyan - Amerikan Bilesine gidecek te bu ailededen pararını feda etimesini istiyecek? Görülüyor kâ bu borç'ar, doğru- dan doğcuşa Amerika hükümetinden deği, Âmerikan m İletinin büyük bir kalabalığına karşı yapılmıştır. Bu itibar e bu kalkın borç vördiği Parayı istemesi kadar tabâi bir şey Olâmaz, fakat bu parayı vermek te Mmaddeten mümkün — olamıyacağına Zöre, mesele, er geç, bir borçların İlgası kararına dayanacatırl . Fakat Amerikalılar, böyle bir ne- liceyi biz türlü kabul etmek istemi- Yor ue meselâ Fransayı, “lüke bir #lomobile binerak iflâsını İlân eden ıraa tok zongü, € benzetiyor ar ki, müşkilât ta işte bu telâkkiden doğuyor. Sonra Amerikanın din taassubu, rç vermemenin manasını da pek Anlamıyor. Çünkü bu suretla dünya Yözü ilimadının za'l olacağını, dün- Yada itimat —zail olunba da alı, Yoriş imkânı kalmıyacağını düşünü- Yöorlar. Borçlar meselesinin çıkmaza gire Miş görünmesi" işte bilhassa bundan &l geliyor. — züreyya Berlin, 3 — Kabine buhranı nihayet bulmuş ve Reisicümhur, kabineyi teşkile Fon Şlayşeri me- mur etmiştir. Fon Şlayşer'in ikti- dar mevkine gelmesi memnuni- yetle karşılanmıştır. Şlayşer büyük salâhiyetlere sahip olacak, Hars biye Nazırlığı ile î’ııııyı komiser- liği vazifeslerini kendisi yapacaktır. Sabık Başvekil F’uıı Papen, Rayiştağın kendisine karşı olan düşmanlığını ileri sürerek kabine- yi teşkil etmekten çekinmiştir. Bu yüzden Hindenburg Fon Pa- pen'e tsessüf etmiştir. Fon Şiayşer Kimdir ? Yeni Başvekil Si yaşındadır. Harp esmasıuda umuümi erkânı harbiye emhrinde çalışmıştır. 1919 da Kassol askeri kumandanı sıfa- tile müfritlerin isyanını bastırmış- tır. O zamandanberi Milli müda- faa ordusunda çalışmıştır. Hitlerciler Kabinenin Düşmesini ç Bakilyorlar Fon Şlayşer artık Hitlercilerle Gmitsiz müzakereler yapmıyacak- tır. Hitlerin Fkirlerini neşreden Der Angrif gazetesi, bu kabineyi Hitlercilerin pek sevdiklerini, çün kü pek çabuk düşeceğini yaz- maktadır. Fon Şlayşer'in S'yasetl Fon Şiayşer, Fon Papenden daha enerjik bir siyaset takip edecektir. Fon Papen büyük devletler ve büyük cemiyetlerle ihtilâf çıtar- maktan çekinmekte idi. Fon Nö- rat'ın Hariciye Nazırlığnda bıra- kılması hükümetin harici siyase- tnin değişniyeceğini göstermek- tedir. Yeni Kabinede Kimler Var? Kabinenin şu şekilde teşekkül etmesi muhtemeldir: Hariciye Na zırlığıma Fon Nörat, Dahiliyeye M. Braht, Maliyeye M. Krosik, İşsizlik Nazırlığına M. Gereke, Adliyeye M. Gürtner, İktısada, M. Varımbold, İaşeye Fon — Fle- ming, Mesaiye M. Brahn, postaya Fon Rubenah gelecektir. SÖON FOSYTA üşeceğini Şlayşer Alman BaşvekiliOldu Hitlerciler Bu Kabineyi PekSevdikleri- niÇünki Çabuk D Almanyada kabino bubranı balledildi. Hindonburg Jeneral fon Şlayşeri ae bineyi teşkile memür etti. Kabinenin azaları kat'? #urette henüz ma üm olma- makla boraber, Hariciye nazırı Pon Nörat, dahiliye nazırı ve Prusya komlsorl Braht olacığına şüpha yoktur. Resmimiz sağdan Harie'ye cazırı Fon Nörat, ortada Jeneral Fon Şlayşer ve #olda dahiliye nazırı Brahtı. göstermektedir. ÜNi Si —a aai ai Harp Borçları Amerika Şimd—ilîî(îikrîni Değiştirmiyor Alacacağını İstiyor Vaşington, 3 — Amerika mü- messili mecliste demokrat fırkası reisi bulunan M. Rene beyanatta bulunarak, harp borç'arının tedi- İ yesi günü olan” 15 kânunuevvel tarihini ancak milmessiller mecli- sinin tehir edebileceğini, halbuki kongrenin de buna mütemayil olmadığını söylemiştir. aa © Amerika'da İçki Yasağı Kalkmıyacak Wi ? Vaşıngton, 3 — İçki memnu- iyetinin ilgasına — dair — olarak M. Garner tarafından teydi olu: nan takriri, mümessiller meclisi reddetmiştir. Meclis reisi olan M. Garner, $ kânunuevveldea yeni bir takriri mecliste Teye koyacağını söylemiştir. Bu sözler, İngiliz ve Fransız cevabi notaları hakkında kongre azasınını tercüman olmaktadır, Âyan meclisi demokrat fırkası reisi M. Vatsou da şunları söyle- mişlir: İngiliz notası âyan azasın dan kimsenin fikrini değiştirme- miştir. fikirlerine | İsviçre'de Komünist Wemurlar İşten Çıkarıldı Bern, 3 — Kabine, kömünist fırkasına mensup bulunan ve hü- Söylüyorlar Karımla Niçin . Kavga Ediyorum? *“ Ben biraz sallapati bir ada» mun. ufak tefek şeylere ehemmi- yet vermem, Kravatım yana gitmiş sigaramın külü yere — düşmüş, aldırmam. Halbuki karım inadına teferrlat üzerinde duran, temizliği titizlik ve hastalık derecesine vardıran bir kadın. Bu yüzden günümüz gecemiz kavga içinde geçiyor. Bizim anlaşmamıza imkân yokmu?, Nall Bu titiz kadınlar hastadırlar, onun için kocadan, çocuktan het şeyden evvel temizlik mevzubahs- tr. Bir ellerinde süpürğe, bir ellerinde — bez bütün gün evia tozunu alırlar. Kirletirler korku- sile çocukları eve sokmaz, koca- larını kapıda kundura çıkarmıya mecbur ederler. Temizlik —iyi şeydir, fakat hastalık derecesine vardığı zaman muzır olur. Kadıni bu hastal.ktan kurtarmak lâz.m. Fakat sızdede kabahat yok değil. Hiç bir kadın derbeder bir adama tabammül etmez. Onun için sizde kendinize biraz itina ediniz. Üstünüze başınıza-ehemmi- 'et veriniz. Evi lüzumsuz yere ıirlehıı'uııeye gayret ediniz. x “65 yaşındayım. 5 sene evvel ben yaşta bir gençle evlendim. Birkaç sene beraber yaşadık, son- ra geçinemedik ayrıldık, birde çocuğumuz var. Bir buçuk sene- dir ayrı yaşıyoruz. O bu müddet zarfında bir başkasile evlendi. Fakat onunla da geçinemedi, ayrıldı, şimdi benimle barışmak istiyor, Fakat ben ona güvenemiyorum" Kınltoprakt Makbu'e Ayrılmanız erkeğin kabahatı değil, erken evlenmenin netice- sidir. İkinci bir tecrübeden sonra onun tekrar sana dönüşü, haki- katı anladığına alâmettir. Kem- disinden hırçınlık — etmiyeciğine, kümet hizmetinde çalışan bütün geçimsizlik yapmayacagına da- memur ve mstahdimleri ve ame- leyi servisten çıkaran bir karar almıştır. ir teminat alarak — barışımz. çocuğunun saadeti ve istikbali için bir annenin katlanamıyacağı Bu karar hemen meriyet mev- | fedakârlık yoktur. küne konulacaktır. GELEANENA TEFRİKA NUMARASI: 11 BEŞESEIRNN “MİLLİ ROMAN, GA — Muharriri: Burhan Cahit Fakat gözlerini bürüyen ka- Zanç hırsı ne cephede kurüu pek- timetle göğsünü düşman süngüsüne Yeviren Mehme'çikler, ne de cephe #rkasında —ekmeğini — topraktan tıkarmak için kavrulan Ayşecik- görünmiyordu. Bunların körolası gözleri oka- bulanmıştı ki vazife için ileri '_hlau zabitlerin askerlik şerefle- Tini bile böyle hasis ticaret oyuu- ile kirletmiye cüret ediyorlardı. Genç — erkânıharp — Beyazıt Meydanını yalayıp geçen şimal tÜzgârına karşı paltosunun kürk- yakasını kaldırmıştı. ranvay beklerken — gördü: ;ı"_"“')'l. veznecilere — doğru trinden evlerine dönen kadın ıırkak kafileleri adeta sürü- Kgibi, biribirine tutunur gibi ONağı doğra akıyorlardı. Soluk (8 yüzlerinde Dmitsizliğin acılıkları ne kadar beliydi, gözleri no ka- dar cansızdı. Belli ki aylarca ve yıllarca süren bir yoksuzluk ve gıdasızlık bütün bu kenar mahallelere sıke şan asil Türk halkımı salgın bir hastalık gibi kemirmişti. nce bacaklar üstünde sallanan yavrular belliydi ki süt ve şeker yüzü görmeden yaşamıya çalışr yorlardı. Genç erkâniharp bütün bu gördüklerile karşılaştığı vak'alar içinde sinirleniyor, hırslamıyordu. Binbaşı Faruk Almanya seya- hatine bu biribirine aykırı hisler ve fikirler içinde başladı, x “Avlon,, otelinin büyük salo- muna İnen binbaşı Faruk kendi- sial bekliyen Alman erkânıharp $ Di eei zeeRa zabitini araştrırken Metr Dotel ona bir kartdövizit uzattı. İnce —parşümen kâğıtta şu iki satır vardı. Şeker Zade Hakkı Tüccar , *“Kartın arkasında Şu - yazr ları okudu! *“Bugün geldiğinizi haber ver- diler, Sizinle mühim bir mesele görüşeceğim. Bu akşam “Kayzer hof,, ta saat Sde sizi yemiye bekliyorum.,, Binbaşı Faruk aldığı emir mucibince geceyi Berlinde geçi- rip sabah erken umum? karargâ: ha hareket edecekti. Ve aalonda kendisini bekliyen Alman erkâmı harbiyesine mensup zabıtada onu Karargâha — pölürmiye —memur edilmişti. İlk defa ayak bastığı bir ecnebi şehrinde ne olsa vatan- daşlarından birile bir sofrada bulunmak fena olmıyacaktı, Ve Şeker zade Hakkı Bey — zaten memleketin tatınmış bir ada- mıydı. , Ertesi günkü seyahat proğra- mını beş öon dakikada çizdiler. Alınan zabiti, demirden yapılmış bir makine İnsan gibi meslokda- gını soldınlıyarak gitti. eee bu geniş — payitahtta yabancı hir adam çok sıkıntı. çekerdi, Binbaşı Faruk — İstanbul kibar âleminde — dillere (Berlin)i görmek için sabırsız- lanıyordu. Akşama vakit vardı. Derhal eaddeye çıktı. Harp zamanı her yerde olduğu gibi zabitlere karşı bilhassa kadınlar tarafından de- rin bir sevgi gösteriliyordu. Bilhassa — (Berlin)de — ecnebi, hele Türk zabitlerina karşı bu sevgi belli idi ki genç binbaşı her adımda gürel ve kumral bir kadın başının kendisine çevrildi- ğini görüyordu. Daima gülen ve yaşayan im sanlar. Temiz ve sılıhatlı kadınlar. Güzel ve canlı genç kızlar. Şık zabitler. Ve şişman, göbekli binlerce ve binlerce adamlar. İstanbalda bu çehreler ne ka- dar az görülüyordu. (Firederih Ştrase)nin şık ve babalı eşya dolu — camekânları paril, piril yazıyor. Otomobil ve otobüs akını, Milyonlarca insanın kaynaştığı | kasup kavuran muharebenin a& | HANDACIYZİ merkezi sayılan (Berlin)i bu ha- de göreceğini ümit etmiyordu. Cepbelerine her gün binlerce destan olan | asker gönderen ve geri bizmetle- rinde milyonlarca insan çalışlıran bir- memlekette harp kokusunun bu kadar az duyulırasına hayret Arasıra kolu bağlı bir nefer, koltuk değnegile giden bir zabit göze çarpıyordu. Fakat gözlerde yorgunluk —yoktu ve çebhre'er kanlı idi. Binbaşı Faruk otelde bazırla- diğı telgrafi çekmek için bir posta merkezine uğradı. (Berlin ) e geldiğini (Narin ) « haber verdi. Berlinin bu zengin mağazala- rında gördüğü güzel şeylerden ipek çoraplardan, zarif eldiven- lerden, eşarplardan ve her kadını hele harp zamanında sevinçten çıldırtacak binbir lürlü eşyadan alıp (Narin)e götürmek ne iyi ola- caktı. Hele büyük bir kürk ma- ğazasnın camekânında gördüğü güzel bir “ermin,, herhalde genç kadının pek hoşuna gidecekti Fakat geaç zabit kendi para- sının| bu kadar) lüke eşyaya yet- gürültü ve havada kömür koku- | giyeceğini pek çabuk batırladı. sa. Biabaşı — Faruk memleketi ( Arkası ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: