24 Aralık 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

24 Aralık 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

En Son Keşiflere Ve HA ZRE Tı YU su F lHarp Macerasından Tetkiklere Göre HAZRETİ MUSÂ GN T Yarnn: Ömer Rıza 24 — Musâyı En Çok Uğraştıran Firavun Bu Fıravundur rile ugm;nuk için, onları kılıçtan geçirmek için ge- len bu Firavun, ötekilerine rah- met okutluracak — derecede ya- mandı, Musa kavmini, bu Fira- vundan kurtarmak için uğraş yor, Firavun'un bu sihirbazlarile mü- cadele ediyordu. Bu Firavan'un sibirbaz başısı — Kineler yap- mağa muktedir değildi. Musanın Asası yılan gibi —dolaşıyor ve Firavun'un — saltanatı, ve taç ve tahtnı — yutacak — gibi — dolaşı- yordu. O da dsasını attığı za- man yılan oluyordu. Gerçi Mu- sanın attığı âsa bu yılanı yutu- yor. Ve Ki Musanın — gerisinde kalıyordu. — Fakat sehirbaz Ki, altta da kalsa — Musayı cevapsız bırakmıyordu. — Musa — bunlarla uğraşıyor ve kavmini kurtarmak için bir yol arıyorken Seti mem- fiste rahat oturuyordu. Bir gün Seti Merapiyi bahçe- sinde görmüş ve ona içini dök- müştü : — Merapil! Ben gerçi evliyim. Fakat karım tacdan, tahttan baş- ka bir şey düşünmediği için beni terketmiştir. İkimiz de metruk insanlarız, ayoi vaziyelteyiz, Merapi cevap vermedi. Fakat Seti devam etti: — Aklıma bir şey geliyor. Siz de düşünün! Madam ki ikimiz de menküp insanlarız, ne diye hayatımızı birleştirerek felâketi- mizi yarı yarıya indirmiyelim! Merapi yine cevap vermemişti Prens Seti devam ettiz — Sen de yalaızsın, ben de! İkimiz de birleşerek yalnızlığımızı bertaraf etmiş oluruz! Merapi yine cevap vermemişti. Fakat Seti devam etti: — Hayatımda biçbir. kadını taziz etmemiş bir adamım Merapi, fakat seni taziz ediyorum. Seni binlerce yıl evvel tanımış, sevmiş gibi seviyorum! Sana, başka ka- gdınlardan güzelsin, iyisin demiyo- rum, Fakat sizi sevdiğimi söylü- yorum. Size Mısır tahtını takdim edemiyeceğim. Fakat size mille- timin tahtını takdim ediyorum. Buna ne dersiniz? Fakat cevap vwermeden düşünün, size kalbimi, aşkımı, dostluğumu takdim edi> yorum. Aliyi bilmiyorum, belki size pek yüksek bir mevki temin edebilirim. Fakat bugün dedik- lerimden başka bir şeyia yok | Belki sizin kaderiniz; belki bir- likte sürünmek ve sefil olmaktır. Belki birlikte ölmektir. Fakat ne olursa olsun kalbim ve ruhum sizinle beraberdir, buna — ne dersiniz ? Merapi gözlerini yumdu, göz- lerinden yaşlar aktı ve nihayet cevap verdi : — Olamaz! — Demek ki istemiyorsunuz? — Hayır! Bir Mısırlı — ile İsrailin bir kızı birleşemez ! — Fakat bu birleşmelerin emsali çok. — Bu başka, fakat ben kav- minin İânetine uğramış bir ka- dinim, — Ben onların İânetini de hıçe sayıyorum!.. tek sunle cevap Siz bana, bir verin. Kalbiniz benim m'dir? — Evetl! kadınım. İkisi biribirinin kollarındaydı- Va saleki sladlağa Ondan sonra ikisi birleştiler. * Bu sırada Misırın Beni İsrail ve Firavun kavgası azami dere- ceye varmıştı. İsrail oğulları git- mek istiyor. Fakat Firavun onları tehdit ederek bırakmıyordu. Mısir türlü türlü felâkete sahne olmuş- tu, Nilin suları çekile çekile kıp- kırmızı çamurdan ibaret olmuştu. Suların çekilmesi üzerine ortalığı kurbağalar — kaplamış, — bunların ölümile ufunetleri havayı berbat etmişti. Mısır sihirbazları buna karşı boş durmamışlar, baş sihirbaz Ki Ben de bir seven lar, idiler. İsrail oğullarının ikamet ettikleri Eakk i SK Goşen havalisini de kurbağ ölü- | CUT ! şirket kendisini mecburi- sü ile doldurmuştu. Kurbağa istilâsını bit istilâsı takibetti. Mısır başsihirbanı Ki bunları da İsrail oğullar na m lat etmek istedi, fakat muvaffak olamadı. Bit isiilâsını sinek istilâsı takibetti. Daha sonra bütün ova- lar arasında tâun başladı. Tam bu sıralarda Merapi bir erkek çocuk doğurdu ve onun da adını babası gibi Seti koy- dular. Bu sırada Firavunun baş- geldi. Çünkü ona göre bütün İsrail sihirbazlarının başı Merapi idi. En büyük &ır onda idi. Bu sırrı ondan öğrenmek — gerekti. mukavemete imkân bulunurdu, Ki Menfiste evvelâ Seti'nin kâtibi Ana'yı gördü: — Kâtip Anal Prens ne ya- piyor?l.. — İyidir! — Tabü gözleri kime şifa vermez. — Diüni tut koca sıhırbaz. Şu İsrail peygamberleri — seni alt ettiler ya? — Sust O adamlardan neler | çektiğimi bilmezsin!.. — Buraya neye geldin? — İsrailin —aırrını için. — Amma kimden?!.. — İsrailin en yaman sıhırbazı bu evde yaşıyor.. — Deme? — İsrailin bütün sırrı Merapi- dedir. — Zannetmiyorum, — Onu ben bilirim. Sen şim- di beni Prena Seti'nin yanına götür. — Hay hay! İkisi içeri girdiler ve Prensin sibirbazı Ki aciz kalarak Menfise | Bu sayede İsrail peygamberlerine | | devam etmesine göz yumulamı iyi olur! Merabi'nin | |W zx - Şaban öğrenmek | SÖON POSTA, Avru pada Yeni Bir Korkuluyor ( Baştarafı 1inci sayfada ) türlü maceraperestlik fikrine karşı gelmelerini ve umumi faaliyetin bütün safhalarında geniş mikyasta | elbirliği ile çalışmak için bir an- laşma zemini — bulmaları — icap etmektedir.,, * Tan ,, gazetesi Romanya, Sır- bistan ve Çekoslovakya arasındaki sıkıfıkı vaziyetten da ehemmiyet- le bahsettikten sonra diyor ki “ İtalya, — Avrupa'da — haki bir siyasi kuvvet olduğu için her türlü macera hareketlerine yolu kapamak — ve itimat havasını eski haline getirmek hususunda | çu: şeyler yapabilir.,, Rıhtım Şirketi Yan- gından Mal Kaçır- mak İstiyor ( Baştaarfı 1 inc sayfada) nin sarih Mmaddelerini şirketin yüzüne — vuran Nafıa Vekâleti şimdi bu mecburiyetlerin yerine geumuıeııuı istemektedir. Çünkü şirketin imtiyazı bittiklen sonra bu inşaat tamamen hükümete kalacakt r. Bu vaziyeti çok iyi bilen şir- ket ise işi savsaklamak cihetine giderek üç antrepo ile Haliç rıh- tumlar ni yapmak istememektedir. Meselenin asıl garip ciheti Şu-> yetten kurctarmak maksadile bir- takım gelişi güzel bahaneler ser- detimekte ve İstanbulda hygün mevcut antreooların ihliyaca ki- fayel edecek derecede olduğunu | söylemektedir. Rıhtm şirketi müdürü hem bu ıihtilâf ve hem de kendi antrepo- larında esrarengiz surette kay- bolan bir. müyon İiralık eşya meselesi hakknda Nafıa Vekâle- tile temasta —bulunmuk — Üzere # knaraya şitmiştir. Diğer taraftan tacirlerin, ant- me, — #dan alınan ahaan ücretle- rin .azla olduğuna dair mühim bir şikâyette bulunduklarımı yaz- mıştık. Bu şikâyet alâkadar ma- kamlar tarafndan ehemmiyetle nazarıdikkata alınmışt r. Eşya fiatları ve bilhassa kira ücretleri düştüğü halde R.htım antrepolarında ihlikâr' vaziyetin yacağı temin olunmaktadır. -— TAKVİM —— CUMARTESİ XGün .24- 10i KÂHUN 921 Kanaiç Aradi Raal 1581 | ii- ci Künua, Gençlik Ne dik Ne Düşünüyor? Hayat Karşısında Korku- suz, Endişesiz Yaşıyorum Müönevver gençler, Türk inkı- lâbı ve hayat karşısındaki fikir ve görüşlerini bize hararetli mek- tuplar şeklinde bildirmekte de- vam ediyorlar. Hergün sıra ile neşrettiğimiz bu cevaplardan bu- gün de birkaçım okuyacaksınır. Bugünkü cevaplar Darülfünuh gençlerinden Sait Bilâl, Sivastan Fehmi ve Enver Beylerin cevaplarıdır. Sait Bilâl Bey diyor ki: *— İnkılâbımız, garp kültürü- nün memleket dahilinde iatişarını kolaylaştıran, garbın medeniyet mucizelerini, ilim nurlarını siste- matik bir esasa bağlıyan demok- ratik ve modern bir müessese yaratmıştır. Saray hükümetinin, Sultan ve müstevlilerin, şarkın koyu taas- sup an'anesine dayanarak yerinde saymaları, bizi garp medeniye- tinden asırlarca uzaklaşt rmıştı. Bugün inkılâp — kadrosunun realist mantaliteye sahip kâşifleri Türkün zekâ ve inkişaf kabili- yetini —senelerce — afyonlaştıran mantarlaşmış içtimal! müesseseleri yıkarak yepyeni bir nizam yarat- tılar. Türk inkılâbı deyince hatırı- ma her vakit Büyük Şef gelir. Türk genci hayatta yaratıcı ve yapıcı olmalıdır. Bugün dünyayı saran iktısadi buhranı ehemmiyetle tetkik et- mek icap eder. Onun akış tar- zından müteessir. olmamak iİçin yegâne çare Türk inkilâpe larının | mümtaz vasıflarını mücehhez bu- hunmaktır. Aksi takdirde buhran, hayatımız. üzerinde mübim bir reaksiyon tevlit eder. Menfaatı içtimaiye noktai na- zarından, mantık ve felsefe esa- | sına müstenit din! akide ve piren- siplere daima hürmetkârim. En küçük cemiyet ailedir. Şu halde cemiyetin tobumu olan ailenin kuruluşu, yaşayışı, inkişâf tarzları oldukça mühimdir. Kanaatimce içtimal ve mali vaziyetini kat'i olarak tesbit ede- miyenler aile kurmaktan içtinap etmelidir. Ben milli davanın tahakkuku için ant içmiş genç bir mefkü- | reciyim. İak lâbın akışında bana düşen | yer muayyen değildir. Bu, belki | bir gün idealist bir konakta, bek- | ki bir gün dağda, ovada, belki bir gün Kemalist inklâba inan- mayanları yakacağımız (Gazi ce- | hennemi) nin ameleliğinde geçer.., SON POSTA GAŞSEMACA KKT LT g0 y Yermi, Siyasi, Havadls ve Halk garetesi İstanbul ? Bekt İdım. Ç mı'"_. ulkı'dieı 'Telefon 1 lılınbul 20203 Posta kutusu! İstanbul - 741 Telgrafr İstanbul SONPOSTA —H ABONE FİATİ | ECNEBİ | karşısına çıktılar. Ki birdenbire (| yere kapanarak: — Hayat, kan, kudret, fravun, fravun, fravun! Seti şaşırmıştı. Çünkü ancak tahta oturan Firavunlara bu şe- kilde selâm verilirdi, Seti kâtibi- ne sordu: — Bu kim? Ve ne cüretle bu sözleri söylüyor. ( Arkası var ) —— Gelen evrak geri verllimez Hüânlardan — imes'uli, alınmaz — | cevap İçin mektupi ara (6) kuruşluk | dul Üüvosi Tazımdır. | Aüres öeğiştirilmesi (20) kuruştur. Gazetemlade çıkmu resim ve yamların bütün hakları mahfus ve gazetemize aletlr. | erişerek — felâketten Sivastan Fehmi Beyin cevabu — İnkılâp: Gafletten kurtulan milletin etraftaki milletlere kurtulması için her sahada seri adımılarla ıııi bedele doğru koşması de- Yenı Kabine bir | Bonkur Kabinesi İtimat Reyi Kazandı Paris, 24 ( Husus! ) — Yeni Fransız kabinesi meb'usan mecli- sinde beyannamesini okuduktan sonra istizak takrirleri müzakere edilmiş ve bazı meb'usların endi- şeli mütalealarına karşı Başvekil M. Bonkur uzun cevaplar ver- miştir. Neticede kabine 166 mu- halif reye karşı 379 reyle itimat reyi almıştır. Gazeteler yeni ka- binenin — Heriyo — kabinesinden Üsküdardan Mehmet | mektir. Biz de ayni maksatla önümüze çıkan maniaları yıkarak ilerliyoruz. Yürüyüşümüzü, en önde bu- lunan milletler yürüyüşüne uydu- rabilmek için bugüne kadar elde edilen muvaffakiyetin daha Üüç mislini kazanmıya mecburuz. Buhran: Tedbirsizlik mahsu- lüdür. Şahsen vaziyeti karanlık görmediğim gibi idare makine- mizin kuvvetli ziyasile İstikbalin gittikçe artan karanlıklarını da görür gibi oluyorum. Din: gidermiye elverişli bir ata nasi- hati demektir. Buzünkü zihniyete göre dindar olan bir zat benden hazetmez. Çünkü o, masallarla, bense hakikatle mücehbezim. Alle: — Yabancı — unsurlarla kurulmamak şartile, milli varlığın bir. örneğidir. Aile cemiyetin kopyesidir. Bu itibarla aile mu- babbeti olmıyanların — cemiyete faydalı — olmıyacağı — kanaatin- deyim. Hayattan korkmak, — hayatın musibetine bazice olmak de- mektir. Hayata hâkim olabilmek için ye'se düşmemeli, hayatın icabatına uyarak çalışmalıdır. Vatan ve milletim için mun- tazaman ve daimi çalışmayı icap ettirecek — işlerden boşlanır ve bu gaye uğrundaki mücadelemin temin edeceği — muvaffakiyetler içinde pürneş'e yaşamak isterim. Mehmet Enver Beyin cevabı: — İnkılâp esas itibarile mu- vaffak olmuştur. Tabii herşey ol du bitti diye hemen durmıyacağız, teferrüata ait eksiklerimizi tedrik cen tamamlıyacağız... Bizde iktsadi buhran yoktur... Bugün buhranfadı verilen beynel- mile! umum! gerginlik harbıumu- mideki — taşkınlığın tabit hale gidişinden hâsıl olan hararetten başka bir şey değildir!.. Dinlerde gaye içtimat nizamı temindir. Fakat biçbir din, hiçbir zaman bu gayesine tam olarak ulaşamamıştır. Bununla beraber içtimal varlıklar için din lâzımdır. Aile olmasa Idi ben de olmaz- dım... Aile, cemiyet kuruluşlarına bile tekaddilm eder. Bu teşekkül ebediyyen devam edecektir. Esasen örf, Adet ve teamülk- lerle idare olunan memleketlerde kanunlar hâkim olmuya başladığı zaman bazı gayri tabülikler olur. Bizde şimdiki aile dırıltıları da aynı sebepten 'doğmaktadır. Fa- kat bir gün tabil halini alacaktır. Hayattan korkmak! Bu sualin mânasımı anlamadım. Son suali- nize gelince; muayyen bir mes- lekte.. gördüğüm işin ehli olarak yaşamak isterim. Bir Ahlâksız Cinayet İşl_e—ĞL Fakat Ölüm Cezasından Kurtuldu Paris, 23 (Hususi) — Bir Ame- rikalı zengini öldürüp cesedini pehre atmakla maznun ahlâksız bir genç idama mahküm edilmiş, fakat vaktile fena bir terbiye ile büyütülmesi cezasını — hafifletici bir sebep sayılarak ölüm cezası mücbbet kürek cezasna tahvil edilmiştir. ——— —a daha fazla sgola mütemayil oldu- ğunu yazıyorlar. İnsanların — fenalıklarını —e

Bu sayıdan diğer sayfalar: