4 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

4 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON-POSTA MLERET HABERLER!I Y 3 h J Malatya'da Kooperatif Hareketi | Sanat Vi e Devaynası İzmir Kolejinde Bir Hâdise —i Mi 5 SÜ d Malatya ( Hususl ) — Burada Vilâyet merkezinde 4450 lira ser- maye ile altımış hissedardan mü- rekkep bir Şehir Kooperatifi ya- plmıştır. İsmetpaşa nahiyesinde de 840 lira sermayeli bir Koope- ratif teşkil edilmiştir. Bu teşek- küllerden sonra diğer yerlerde de kooperatiflerin faydası anlaşılmış, Kemaliye kazasında 1200 lira ser- maye ile 54 ortaklı. Kemaliyenin Aşotka nahiye-inde 600 lira ser- mayeli ve 54 ortaklı, Akçadağ kazasının Polat köyünde 600 lira sermayeli 57 ortaklı, Bahri kö- yünde 750 lira sermayeli, 57 or- taklı birer Kooperatif teşkil edil- miştir. Arapkir kazası ile Arapkir köylerinde de Kooperatifler teş- kiline başlanılınıştır. Gaziantep'te Kurtuluş Bayramı Teza- | hüratla Tes'it Edildi — | Gurziantep (Hususi) — Kurtu- luş gününün on ikinci yıl dönü- mü münasebetile bütün memle- ket baştan aşağı bayraklarla ve takı zaferle süslenmiş ve çok mühteşem — merasim — yapılmıştır. Sabah saat dokuzda bir suvari alayı, bütün mektepler, teşekkül- ler esnaf cemiyetleri, malül gazi- ler Halkevinde toplanmışlar, ora- dan belediyenin bandosu önde olduğu halde evvelâ belediyeye bilâhara şehitler mezarına gidi- miş, konferanslar verilmiş ve çe- leükler vaz edilmiştir. Antep harbinde büyük feda- kârlık ve şehametler göstererek Antep-Kilis yolu üzerinde şehit elan kahraman Şahin Beyin de mezarı bir heyet tarafından ziya- ret edilmiş ve çelenkler konul- muştur. Bu yüksek şebitin Antepe nakledilerek muhteşem bir me- zar yapılması kararlaştırılmıştır. Mezar bu sene yapılacaktır. Gönen'de Ramazan Pek Neş'eli Geçiyor Gönen (Hususi) — Ramazanın birinci gününden itibaren burada ezan ve kamet türkçe okunmaya başlamıştır.. Ramazan geceleri burada pek neş'eli geçirilmekte- dir. Bu,ün camilerin minareleri sinema ve un fabrikaları tarafın- dan elektirikle tenvir edilmiştir. Kasabanın biricik sineması her gece program değiştirmeya baş- lamıştır. Kahvelerde her gece tombala oynanmakta, Yo- Yo me- rakı da gün geçtikce kök sak- maktadır. Ceyhan'da Ceyhan ( Husust) — 5 kânu- musani Ceyban'ın kurtuluş günü- dür. Ceyhan'da bu mes'ut gün ! Aiçin büyük hazırlıklar yapılmak- tadı.. Kozan'dan da 300 - 400 atlı tezahüratta bulunmak Üzere milli — kiyafetleri ile Ceyhan'a ge'ccekleklerdir. ee d eai Amerikalı Bir Muallimin Türk Talebeyi Müteessir Ettiği Sö İzmir (Hususi)- Birkaç gün evyel Göztere Ameri- kan Kız kollejin- de milessif bir hâdise olmuştur: Namık Kemal günü münasebe- tile, mektep ta- lebeleri — 8.nıfla- — rımı Türk bay- raklarile süsler- lerken, — içeriye mektep müallim- | lerinden Mister 1' Petriç girmiş ve talebeye: — Bu ne hal? Amerikada berber dükkânlarını da böyle kırmızılarla süslerler!. Diye tezyifte bulunmuştur. Amerikalı muallimin bu tamir Sıvas'taki Esrarengiz Cinayet Sıvas (Hususi) — Geçenlerde kahvaltı esnasında karısını öldü- rerek ambardaki arpa ambarına saklamakla mazaun bulunan Meb- met Efendi hâdiseden haberdar olmadığını söylemektedir. Mehmet Efendinin çobanı Ne- cip zabıtaya verdiği ifadede de- miştir ki: yleniyor mektepten çıka- rılacak — olursa zevcesinin mek- tepten çıkacağı- nı, mektebin mu- allimsiz kalaca- gını ilerl sürmüş ve hâdiseya 1â- zım olan ehem- miyeti — verme- miştir. Talebe bun- dan sonra bir “Hars kolu,, teş- kil etmiş fakat Mister — Petriç Türk gençlerinin bu hareketi üze- rine son sınıf ta- lebesinden beş talebeyi mektepten kovmuştur. Tahkikata başlanmış- tır. Bu müesseselerin yola getirik mesi zamanı artık gelmiştir. Kupası M T “İl d bi İzmirin umum? manzarası kabul etmez hareketinden sonra talebe müdüre şikâyette bulun- muştur. Fakat müdür, bu muallim ı — Uşak'ta Şehir açları — Mehmet Efendi bana “ ka- | rim çocuk doğururken öldü. Ben bu kara haberi babasma söyliye- miyeceğim. Şunu Kayseriye, ba- bamın yanına gönderelim ,, dedi. Ben, evet veya hayır diye bir cevap vermedim, Mehmet Efew- dinin bu cenazeyi Kayseriye nak- letmek için bir arabacıya bir lira verdiğini de biliyorum. Çoban Necibin bu ifadesi çok dikkate şayan görülmüştür. Zabıta tahkikata devam etmektedir. Sivas (Husust) — Ramazanın birindn itibaren bütün camilerde ezan ve kamet türkçe okunmuya başlanmıştır. Pulatlı'da Feci Bir Cinayet Yıpı!dı Pulatlı (Husust) Burada kadın yüzünden bir cinayet ol muş, Kati oğlan isimmli bir genç, tüyler Ürpertici bir şekilde öldü- rülmüştür. Jandarma kumandahımız Sabri Beyin hümmalı faaliyeti netice- katil üç saat sonra yakalanmıştır. adana'da Tifo Adana (Hususi) — Şehrimiz- de biri kat'i diğeri de şüpheli olarak iki tifo hastası görülmüş ve Sıhhiye Müdiriyeti tarafından derhal meseleye - vaz'ıyet edil- | miştir. Her iki hasta tamamile tecrit edilmişlerdir. Orduya Su Geliyor Ordu (Hususi) — Şehrimize 16 kilometre uzaklıkta olan içme suyu inşaatı bitmiş, ve Şşehre dağılına tecrübeleri yapılmıştır. Gençler Birliğinin kupayı kazanan birinci takımı Uşak ( Husus! ) — Belediye | büyük bir farkla mağlüp ederek w-fı:d-n "ıî'-"'î '3“:,..; kw;: kupayı kazandı. Gelecek hafta maçlarının inci e Ti Ğ büyük bir kalabalık huzorunda | nnn nî:;.â::çk:l—l ı"'ki. i yapılmıştı. — Gençler - Birliği ile vakilyü y Haai bt yanaki Turan arasında yapılan bu mllsa- G " y 5 | bakada 2-0 Gençler - Birliğinin ençler — Birliği sade spor sahasında değil, içtima! ve bedii galibiyeti ile neticelenmişti. Ge- çen Gençler Birliği, Ergene- | sahalarda da bura gençliğine iyi bir örnek olmaktadır. kon İdmanyurdunu da 9- O gibi Tavşanlı'da Balıkesir'de Yeni Bir Isınma Aleti Köy Delikanlıları Kadın Yapıldı Balıkesir ( Husust ) — Şehri- Yüzünden Biribirine Girdi mizin meşhur kuyumcularından Tavşanlı (Hususi) — Burada kadın yüzünden köy delikanlıları arasında kanlı bir boğazlaşma | Fı,f.x Ahmet Efendi “Termofor, olmuş, neticede dört — delikanlı isimli elektrikle mücehhez bir .ğ"Aî::;ıt: ıııhınıt:'hg'l.!u Yaş | **ınma aleti yapmıştır. Bu alet köyünden üç delikanlı, Ovacık | İnce yerli keçelerden yapılmış ve köyüne giderek orada oturan bir | içi elektrik tellerile teçhiz edik kadını eğlenmek Üzere yanlarına | miştir. GRLEE KN | oi ea Eed z var yünden retle 4 ütihak etmiş, altı delikanlı, ©& | nilen yarlab air geelr lenmek Üzere giderlerken arala- | o aların tedavisi mümkün olduğu- ;ın:ı h: hd"b’ıı':.d“ bir rer nu söylemektedir. Termofor bü- . âtu ::'î':'m:i.“;':hh. e Ç üK bir yatak bly::duğündodlt bıçağa dayanmış eğlenmeğe g- ;: d::::ıl::ıı:ı::!:" ndan alâka den delikanlılardan dördü hasta- adapazarı'nda Spor haneye, ikisi de hapishaneye gir- miştir. Ka (Hususi) p apazarı, (Hut — Genç- - Pulatlı Telgraf Müdürü lerbirliği ile Yeni Hilâl kulübü Telgrat müdürümüz Baha B. | arasında yapılan maçta her iki İstanbul Beylerbeyi müdürlüğüne | kulüp iki ikiye berabere kal ışlardır. tayin edilmiştir. aei Nurullah Atld “Sanatkâr yalnız kendini d lemeli, bir cereyana kapıla bizzat tecrübe etmediği hisleril hevecanların tercümanı — olmağ' kalkmamalıdır. Sanat hürriye yaşar ve kendini bir cereyaf bir zümreyo maleden sana birtakım — şeyler hürriyetinden, yani ibda edeb mesi için en esaslı olan şarti feragat ediyor demektir. *“Sanat içten doğan bir dir. Zamanla, saatle muka olamaz. Sanatkâr, © içind kuvvetin emri ile hareket ed ve onu duymadan ibdaa kall etmek kabildir. Çoktan beri zellik, bedil ibda nazariyeleri gibi iddialarla doludur. Romüf tiklerin bıraktığı baş baş mirl belki budur. j Bu iddialar cazip değil mi İnsanı kendinden başka bir dinlememiye davet eden ses zip olmaz mı? Fakat ilk bakı! cazip bulduğumuz herşey bilhassa romantiklerden öğrel ğimiz her şey gibi bu iddialı karşı da kendimizi korum çalışmalıyız. Yalnız nazariyel tatlılığına kapılmayıp ta - tari onları teyit edecek misaller mağa kalkınca bakikatin bakil ten sezebildiğimiz parçanın iddiaları paramparça ettiğini rürüz. Büyük eserlerin çeoğu bir cereyanın mahsulüdür, ya cereyanın anasıdır. ve he hemen hiç biri sırf kendini Jeyip etraflarına itibar olanların eseri değildir. Bize büyük eserlerin ve kür şahsını kâinatın mihveri mamıştır, bilâkis kendini de edeceği bir fikrin esiri olmı Sanat hürriyetle yaşar. Bu # ancak — bütün neticeleri kab edilmek şartile doğrudu. San kâr hiç bir şeyin, bilhassa k ihtiraslarının esiri olmaz. İhti daima — karışık ve kararsızd? sanatkâr onlara değil, vüzü' seven, — istikrar istiyen — aklı moyleder. İlim, kalple beyin arası! kurulan farkla İstediği kadar etsin ve bunların, — biribii eserli olduğunu söylesin. Bu melerle asırlardan beri - ne" kasdedildiğini biliyoruz ve o * mefhum arasındaki — farkı Alâ anlıyoruz. Sanat kalbin değ beşerin bütün yapıcı faaliyet! gibi aklın eseridir. İntizamı i: daf eden her faaliyet gibi faaliyette de gönül kuvvetleri! yerl yoktur. | Beni etrafında gördükleri değil, sırf kendi içi ile alâkat etmeğe çalışan sanatkâr keti ne zannediyor? Bir zerre olduk pu unutuyor mu? Her romat” gibi o da kendini bir devay sında görüyor. Sanatkâr dimt nn yalnız içinden gelen kuv*', değil, her kuvvetle — işlem temin etmelidir. Şahsiyeti inkâr mı ediyor! Hayır. Herhangi bir müşt ayağına göre kundura yapan * hsiyetini yine gösteremiyo' y xıııy lıukeyı dîğil dc.’ j anlıyanlar görebiliyormuş. kâr da yalnız onların görev sine razı olacak kadar melidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: