25 Kasım 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

25 Kasım 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| b .._" 25 [_l'ııti Takela C gxolbuotı d|d ÖRDÜKLERİMİZ Almanyada 12 Çocuğu Öldüren Bir Adam FRANSADA ' Harp Zararlarının Tamiri İçin 700 Milyon Franklık Bir Zor için | Almanyanın Vütenbere İstikraz Yapılıyor . Karl Meisses benüz kan döktü. ':_";;_":_M_ bir kuyuma' | — Parlı 24 (ALA:) — Resmi gezete, heni ğ cu 12 çocuğu öldürmür “'“"ı"ü k için 700.000.000 franklık bir | olmak zannı ile zabıta ta-|kolay! ; Bakanını mezun | Taf, bir müd- |istikraz aktine Finans » hdan tutulmuştur. Fakat suçlü neşretmiştir. ettenberi şehirden kaybolmuş olan çecuk”|kılan bir kararname İana arnumdan arcak (4) vanesini öldürdü| — Fransanın Denizaltı Filesi | Günü söylemekte, diğerlerinden haberi O-| — Paris, 24 (A-A.) — Deniz. el ! 'aris Soir gazetesine yöyle Madiğını temin etmektedir. Sulçu 9018 |Bay Pietri, P: olarök: Bizim deniz altı u e ke ” Socukların biçak altında can verir | hiyinci filosudur. Bu faikiyeti elden *N ne yaptıklarını görmek istiyordum, de- | Ormamamız ler. Mittir, _-,Y " y Adam şuurunda bozukluk olduğundan AVUSTURYADA Üî:"f:__*', GÖS ]mparatorluk n küçük çocukları &ol C| Papaftarlığı Meyva ile kandırarak, öldüreceği yera T ötürmekte kullandığı wevller, bir met- : Tubun işi değildir. r.::ı dektorlar bu ada- İler llg or Muayyen saatlerde delirip, muayyen ©1 '& hali tabilye avdet eden cinsten üzerinde ihtimaller yürütmektedirler. Havas ajansı ay. tarafdarlığı terakkisini anlatmaktadır. Daha Telediyenin Arşidük Otto'ya daadiden aBa a ra a İ Li rivayet Viyana 24 (A-A.) — tarı Avusturyada hareketinin için e-'*”'“':"'. eevel tarihinde Ot Sak günlerde soba ile satılırdi. bı:.dııü'ly:h hazır aa ::oıci bir_uapn.u,ı.u.ıxuııbuwt_ :-u nrena Stahremberg de saltanat taraf. Bdak, bir orman yangınında onun baba tarlarının gösterişine iştirak etmiştir. ç hayatını kurtarmış bir adamdı. Eski p ekerdi de, onun için kral onu yanın - M Ayırmamıştı. Bu sıkıntılı günlerde dostları, tanıdıkla - bisim akrabası, ona: l — Çağırırlarsa gene Yunanistana gider Pihiniz? diye sorarlardı. — Elbettal derdi. »: Fakat tehlike yok mudur? Mütemadi 'mlara, ihtilâllere ne dersiniz? —Meslekimdir. Elbette tohlikeye göğün Termeliyim? ; .Jc":-kıaı. krallık büsbütün tehlikesiz tün 1 * değildir. Yugoslavya hükümdari - katli facinm üzerinden henüz çok za - kgeçmedi — Fakat bu tehlikenin Tei ünde dolaşmadığını da kabul et - moktedir. RUSYADA 1100 Balıkçı Gemi- si Buzlar Arasında Moskova, 24 (A.A.) — A.ıtrık.ıfı'. dan bildirildiğine göre Hazer Denizin- de 1,100 parça balıkçı gemisi huxlını'ı arasında sıkıştp kalmıştır. Bunlara yi- yecek yetiştirmeye muvaffak olan bir uçak sekiz yaşındaki bir çocuğu, alıp getirmiştir. ü larının da sulara a. sonra bu tehliki kabil... Mesle -| — Diğer bahkçı kayıki S temin eti Tari a düşlümell! | kapılmalarından korkuluyor. KISMET* *“Sana, bir alâl öğreteyim bari... E- :: tenedini, annemden gizli alırsın. B Pakizeciğim de pek akıllandı. us- lh"'"" benzer ihtiyar kadın mi yok2 | — Ilah... A, eskiden, hiç böyle Deççi yalancı şahit bulursun; gider kisdı, 1 şimdi, her şeyleri düşünüyor! biteyi Töneye takrir verdirirsin, olur '*"Y _ın_'“"ı 'na kalınca, kendini derledi. “Bu kadarı elinden iyor? | topladı. - o” a 'ı:i"ü" İıu::: evi u!ıhıı:n.z;i tesbi çekiyomı? cı!ıı.d; İizim gelince; vökt vergi borçları için, |daklarını kımıldatırken, gözlerini Bvi İıı':hdiyoqlııı dersin! kırpıştırıyordu: ' K “Ânnemin böyle şeylere aklı er -| — Nasıl derleyip ıophı::nn.hnhr 'hız.cıhıl—-.d._ö,ı.a. geçersin; Wn—”dm:ı’ii':â" hiıL he bal gibi yutar.. Bir de | me kışları ,_.'5"" gelir? Kozkaca evde, tek Sturup ta ne yapacak? .,,,:H"'i yazarken vallâhi utanıyo -| - "üg" akılları, benden mi öğrene - Ai meselesini çabuk hallet... Senin <i hafiften hafiften titriyordu: — 'dı“îl:.:.':.d. nnn Sanarünkya v ai ölümüme bir H_unğed:ı: n M—h.ımua.ı_uu—mıpwı.mn.auk ir da- burnumda tütüyor. Bir an/ha *Vvel kavuşayım. “Bana, İstanbuldan havadisler ye Herinden öperim. — Ablan Zeki- . 20-11-35 * bile, helâk dik- —Zekiyeciğimin, benim :ı"ulnm m:u:kin mi? Pakizeci -| - 'n, söylerken içim parçalandı. tini dizlerine vurup iki yanına “İnesinin büyük salonunda Almanyanın © ., | öina Pilot Dekmöile 'N ' SÖON POSTA : İTALYADA . Fırtınadan 70 Kişi Öldü Şiddetli Yağmurlar fan 20 Milyoa Liretlik Zarar Oldu | Roma, 24 (A.A.) — Reggio, Calab- res ve Catanzaro illerinde fena hava - İlar 70 kişinin ölümüne sebebiyet ver -| miştir. | 4 Yirmi milyon liret kadar hasar van dır. — Dinmek bilmiyen — şiddetli yağ- murlara rağmen bükümet —memurları felâketzedelere yiyecek ve içecek — ve sair, lüzumlu eşya dağıtmışlardır. Roggioda ufak bir ev yıkılmış ve beş kişi enkaz altında kalarak telef d——î tur. | Bir çok arazi kaymaları olmuş ve bu yüzden demir yolu münakalâtı ke- silmiş, Reggio bölgesinin su — ihtiyacını temin eden su bendi hasara uğramış ve |bir çok kasabalar susuz kalmıştır. Ka-' tanzaro ilinde memleketin başlıca ser- vet kaynaklarından birini teşkil eden zeytin ağaçları hasara uğramıştır. Yüzlerce evin hasara uğramış oldu- gu bildiriliyor. Hükümet — felâketzede Bir Süel Serg_i_&çı_ldı Süel Ruhu Gösteren |“baliye yardım olmak üzere - iki yüz! bin liret göndermiştir. Eserler Teşhir Ediliyor| — Sokak İsimleri Değiştirildi B kanı! Roma, 24 (A.A.) — Zeeri tedbirleri | Bi "'.u" ğ: ı.(,tı:)i,ı.ı ::h:_'.ğ,:'uıhîı. eden memleket veya bu memle- ve Rosenberg, Prusya devleti kütüpha - ketlerö mensup şahısların adlarını / ta Ğ şıyan sokaklara yeni adlar konacaktır. silel ruhunun kuvvetini gösteren el ya- iümelüdnlaği Ücerktr, Ülcge Rabi Saltanatın iadesi hususunda m—;a olu-| nan müşküller daha ziyade hariçten gel -| yöşmelar di Serginin birinci şubesi mazideki as- İkerlik fikrine ait eserlere tahsis edil - miş olup bir çok el yazısı eserleri ih- İciva etmektedir. Ve çok tarihi bir değer tahibidir. İkinci şgube Almanyanın ve sair tiva etmektedir. Bu şubede tanınmış |araya toplanmıştır. Cenup Kutup Danizin! Aşmak İçin Nevyork 24 (A-A.) gazetesinin yazdığına gi İcenup kutup - denizini üçüncü bir tecrübede bulunmak üzere İdoc adasından havalanmıştır. caklar, ana olmasınlar... yanından korkmuş gibiydi; göğe açı - lan ellerini ve gene göğe dikilen göz - lerini indirdi, korkak korkak baktı: — Aman, neler s#öylüyorum... Gay- ret Allaha dokunur! Çocucaklarıma, İne oldu ki?.. Hepsi gül gibi maşallah... Hepsi de edeplerile, namuzslarile, ırzla- rile yaşıyorlar... E, neymiş? Anacıkla- yından biraz uzaktalarmıs.. Eh, bu Allaha karşı, isyan borcunu ödemiş, içi ferahlamıştı; yenile gözlerini sildi, yorgun yorgun göğüs geçirdi: — Dikeüsiz gül olur mu?. Zekiye - ciğimden haber aldım... Anacığını da diller dökerek anıyor... Huriyeciğim de iyileşmiş.. Eh, dâha ne isterim?.. Yüzü, tekrar gülmüştü: — Zekiyeciğimin, diller dökmesi de, Pakizeciğimin akıllılığı sayesinde... Doğrusu bunu inkâr edeme yeye, Huriyeciğimin ıı..uı.(... yaz - mamiş... Sevincine beni ortak etmek istiyor - pıiyordu: — Değil mi ya?.. Kardeşçiğinin has- talığını duymuş olsaydı. neşeli kaçmaz mıydı? Tekrar haber alıncıya kadar, wrucak üzülecek.. Hani ben, şu yaşa geldim, ihtiyar, düşünceli kadınım; ke- der şaşkınlığı arasında, bu kadar tem- kinli düşünemezdim. — , Bt GK EReLlRÜ memleketlerin süe! ansiklopedilerini ih- zısi eserler sergisinin açılma — törenini — ll D e Belçika kur - | | askeri muharrirlerin bütün eserleri bir. olmuş, şunlarile öldürülmüştür. DANZING'TE Sosyalistlerle Katolikler Çarpıstı. Danzing 24 (A.A.) — Nasyonal sosya- Hstlerle genç katolikler arasında bir döğüş katoliklerden bir çağu yaralanmış- b Deniz Konferansında Amorika Murahhasları Vaşington, 24 (A.A.) — Londra De- BU CÜN | a— Bidilür Nelison - Jeliko Barbaros- Turgut Büyük Harpte mahküm eden, yattığı limandan denizlera saldığı Korku ile zahmetsizce zaferler ka- Alman filosunu — felce İzanan İngiliz Amiralı Jeliko iki üç gün olu- yor ki öldü. Şimdi yurttaşları onu Sen . Pol kilisesindeki türbeye, Amiral Nelsonun yanına gömüyorlar. Nelsonun — dört türbesi vardır: Tarihin kucağı, Tagilizlerin kalbi, cesedinin gömül- düğü yer, içinde yaralanıp öldüğü Viktori gemisil... Bunların dördü (1805) yılın- danberi aşınmamış, yıpranmamış. - dipdiri kalmıştır. İ Nelson, Trafulgarda (33) gemilik Fran- saz donanmasını mahvetmekle — denizlerin hakimiyetini İngiltereye kazandırmış oldu. — ©| Bu hakimiyet de, Harp Fideri Napolyonun mezarını kazacaktı ve kazdı. O gündenberi bütün dünyada söz, İngilterenindir ve bu —— sözü hakikatte Nelson söyliyor!. İskajarak kahramanı Jeliko, bilmeyiz ki, Nelsonun - —— türbesine nasıl bir zafer hatırasile giriyor. Belki bu, 1918 mütarekesinden sonra inti- har ettirilen Alman filosunun hatırasıdır!. Ben Nelsonun yanına gömülen — Jeliko dolayısile Barberosu ve Turgudu batırla- dim, Akdenizin bu iki efendisi, (19) nıl ura ile öldüler. Yaşarken Türk bayrağın- daki Ay Yıldız gibi biribirine yakın ve uy- gündular. Öldükten âonra da öyle yakın olmaları gerekti. Fakat Barbaros İstanbul- da, Turgut Craptrablusunda gömülü. Fakat asıl acınacak taral, Nelsondan çok yüksek bir Amiral olan Barbarosun mezar- sız denecek bir durumda kalıp yalnız tari- hin koynunda gömülü kalması, Turgudun ise busbutün mezarsız kalışıdır. Bir çok milletleri denizsiz bırakan bu iki kahramanın, kendilerinin mülkü sayılacak birer avuç toprakta ebedi — uykularını geçirememeleri, hazin değil midir?. Bar- barosun mezarında çörçöp dolu, Turgudup mezarında belki futbol oynunıyor. Onlar, Nelsonla Jelikoyu imrendiren de- nizcilerdi. Fakat ruhlan, şüphesiz. onların Akıbetlerine imreniyor!. M. T. TAN Lehistan - Çekosla- vakya İhtilâfı Prag 24 ÇA. A.) — Çekoslovakyanın Varşova iş güderi Smuhny iki memleket arasında teşenden ötürü mevcut olan an - laşmazlığın hakem yolile hallini tekâif eden — Nevyark Taymis 'niz konferansında Amerikayı temsil e- Çakoslovak motasına cevap veren Polonya öre kâşif Elsvort, (decek olan heyet Norman Davis, Ami- 'notasını hâmilen buraya gelmiştir. aşmak maksadile ral Stanley ve Müsteşar Vilyam Flips'- | Dün- 'ten mürekkeptir. Heyet bu ayın 29 um- mutedil bir lisanla- yazılmış olup bir uzlaş. Zannolunduğuna göre Polonyanın notası İda Akitanya vapürile yola çıkacaktır. İmaya varmak arzasunu ifade etmektedir. ı — Dilerim Hüdadan, benim gibi m sıkılmıştı: yavrucuklarını böyle semt semt saça - | | Fakat birdenbire, şikâyetinden, is -| Yok. hani, sen aöylesen, gene inan- ka-| Sağ elinin parmağını şakağına da - dar da mı üzüntü, sıkıntı çekmiyeyim? yadı; düşünen insanların tavrını ta - lemin, sükünet bulmuştu, koynundan Sevincinin beni coşturmadığına ca- — Aman, sen del Pek kanı do-! nuk adamsın... Sevinmiyor musun? mam. O kadar katı yürekli değilsindir. Beni gücendirmiş olmak ihtimali, o- mun kararsız beyninin büsbütün ayarı- ni bozuvermişti: — Bilirim.., Erkek kıynı böyledir. gülecek? der, durgun görünürdü. hr — Sonra, sonra öğrendim. Meğer. kadın kısmına karşı, böyle davranmak lâzımmış!. Öyle ya canım, erkekle ka -| din kısmı bir mi> | Artık, benim gönlümü — aldığından tütün paketini çıkardı: e Abdk,; akekliğin şamadani Başını önüne eğdi, sigara sarıyordu. Birdenbire, yukarı kattan, çatlak, pü- - Zeki -| yüzlü bir erkek sesi gürledi: — Anne, bel Aşağıda, kiminle gir , geçiyorsun ?.. e | Bu çatlak sesi duyar duygA>. İhıınl mw'iüh'hmüflmüihl&h'-ıblımn rengi atmıştı, clindeki yarım sarabildiği sigarayı bıraktı, tütün pake- | tini acele kapadı, koynuna soktu ve yerinden fırladı: — Kalktın mı, Necdetçiğim ? Bir hamlede sofaya “çıkmıştı; onla- rın seslerini duyuyordum : — Kim o be konuştuğun? Komşu! kadınlardan biri mi? l — Yok, benim evlâdım. — Ya kim ulan? — Bizim eski komşumuz... — Kim eski komşunuz... Tıraşı kes te anlat. İhsan abla, kekeliyordu: B 'T göreeklerin GRNaaL A yılır. Pürüzlü, çatlak sesi, büsbütün çat- kamıştı: — Ağabeysi mi? Erkek mi aşağı daki? — Yanı akraba sayılır. —, — Bdük Bilüsafinoyal. Nenin neli si, onu anlıyalım ? Bana, manzara olmaz. Merdivende, bir pıtırtı oldu, tıraba- zanlar gıcırdadı. İhsan abla müstakbel — ğ damadına tafsilât vermek için, yukarı çıkmıştı. Yukarı kattaki fısıldaşmaları iyice duyamıyardum. Biraz sonra, İhsan abla, gelincik gibi kızarmış, titrek, sarsak bir halde gö - ründü: — Efendim, hani sana göre değil.. Yatmadan bir iki kadeh içmişti.. Eh ne yapsın, geceleri sabahlara kadar, uyku- suz durup çalışıyor... Sinirleri bozulu- yor... Yatmadan evvel, bir iki kadeh- çik içerse, hem uykusu geliyor, hem de sinirleri düzeliyormuş... Şimdi, uyku sersemi kalktı; ne olsa, içkinin de ma- yası var. Şöyle birazıcık ters söylen - mesi, ondan... Hemen cezveyi bulmuş yıkayordu: — Şimdi kahvesini - içmiş... Bak, göreceksin, kuzu gibidir. (Arkası vat)

Bu sayıdan diğer sayfalar: