14 Aralık 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

14 Aralık 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kaybolan - Veznedar Bütün Araştırmalara Rağmen Bulunamadı (Baş tarah | inci yüzde) Cönkü yapılan tahkikat, diğer ihtimal - İkri ve tahminleri çürütecek mahiyettedir. * Dün, yazıcılarımızdan birisi bütün Üni - Yersite şubelerini dolaşmıştır. Bütün defterler ve dosyalar karıştırılmış, Ye Üniversitede tam (17) tane Abdullah olduğu anlaşılmıştır. Bu ön yedi talebenin resimleri yazıcınmıza Rösterilmistir. Fakat muharririmiz bunlar a- iasnda şüphe altında bulunan Abdullahın Temine rast gelmemiştir. Bu da göstermektedir ki, evvelâ hukuk» ta, sonra da Diş Tababeti mektebinde oku- duğunu söyliyen, ve başında bir tıbbiye kas- ketiyle dolaşan Abdullah, Üniversitenin hiç ir şubesine mensup olmayan bir sahtekâr- dan başka bir şey değildir. Bu memnuniyet verici hakikatin o çuyuu, “ün Üniversiteliler arasında çok haklı bir Memnuniyet uyandarmıştır. * Dün yazıcılarınızdan birisi de, Hüseyin | Hüsnünün Küçük Lângadaki evine gitmiş - tir, Onlardan öğrendiğine göre, Hüseyin! Hüsnünün biraderi doktor Zeki, ve ailenin ötüm diğer erkekleri, hödisenin esrarını Yutmak için birer zabıta memuru gibi ça-| yoktur. Hawâ geçenlerde, bir gazete, İn. | tabii görülmek gerektir. İkmaktadırlar. Yazıcımız müteessir aileyi söyletmek bu- Meunda fazla israr etmemiş, fakat o civar- da bakkaliye işleten Hüseyin Hüsnünün Yeğeni Mehmelten şayanı dikkat cevaplar wabilmiştir. Zeki ona, sofrada içki içilip içilmedi - ğini sormuş, beriki: — Hayır! Cevabım vermiş, Halbuki ağzı leş gi- bi rakı kokuyormuş. Zeki, içki içmedikeri! halde bu kokunun nereden geldiğini öğ - renmek istemiş, Abdullah: — Beşiktaşta kebapçıda içtim! demiş. Halbuki şimdi zabıta onu bahsettiği ke- bapçıya götürmüşler. Orada içki içmedi- ği tahakkuk etmiş. Sonra zabıtada o gece (| sofralarında bir de miralay bulunduğunu söylemiş: Fakat, bahsolunan miralay: — Ben o gece erimdeydim. Ve Ab- dullahın yüzünü öç aydanberi görmedim! demiş. Bunlar, ve bunlar gibi biribirini tutmaz ifadeler, bu delikanlı üzerinde (o haklı slarak toplanan şüphelerimizi çoğaltıyor. Kara Sakallı Dost! Sonra, Hüseyin Hüsnünün, Abdullahın söylediği gibi kara sakallı hiç bir dostu yoktur, Bazı kimseler de, Hüseyin Hüsnü hak- kında kendi kendine fena bir kast ihti- malinden dem vuruyorlar, Hüseyin Hüsnü, kimseye ön para borcu olmayan bir adamdır. Hiç bir derdi de tanbulün en mes'üt adaman diye bazı kimselerle görüşüyordu. Biz kendisile şa- kalaşiyor ve: SON POSTA Haftanın » Lik Maçları Bu haftanın lik maçlarında başlıca göze çarpan maçlar, Kadıköyde Fener- bahçe ile Vefa, Taksim stadında Gala- tasaray ile Anadolu, Topkapı ile Gür) Türk yurdu, Türk hası gene yasa | neş, Şeref stadında ise Beşiktaşla Hi-| düştü. Ölümden yeni bir elem daha al-| lâl, İstanbulsporla Beykoz karşılaşma- dı. Necip Asımı toprağa verdi. O, belki! İlarıdır.. Fenerbahçe, lik şampiyonası- ölilm çağına gelmişti. Dünyasını debiz-| nın en başında gelmektedir. Vefa İs€ tirmesi tabiat kanununa güre arlık ge- en hafif vaziyettedir. Binaenaleyh ne- rekleşmişti. Fakat onda irfan üsrübile tcesi şüphe götürebilecek bir maç 88-| işlenmiş yüksek bir pırlanta değeri bu- yılamaz. Geçen hafta Fenerin karşısın- lanlar için bu kaybolup gidişe yan da ağır bir mağlubiyete uğrayan Ana- mamak mümkün değil, Gönül böyle dolunun Galatasaray karşısında ayni varlıkların bir elmas, birinci ve bir âkibete uğramaktan çekineceği, bu 3€- zümrüt kadar olsun yaşamasını istiyor. beple bir hayli cahdetmesi beklenebi- Ne kadar yazık ki tabiat, Necip Asım bir. İgibilere verdiği nuru elmasları, züm - Topkapı ile Güneşin maçları'da a- yütlere ve a gibi taşlara verdiği ömrü | lâka uyandırmak icap eden bir karşı-'de Necip Asımlara vermiyor: İnsanlı laşmadır. Çünkü Topkapı, ikinci lik- gın betbahi tarafı! ten birinciye geçenler arasında en düz- Necip Asım, Türkün Osmanlılık kalır | gün futbol oynayan bir timdir. Ayni hında © rönksizleştirdiği bir devrede derecede olan Güneşin karşısında ale-| «Türküm. diye bilen, türklüğe pe cağı neticenin merak uyandırması ta-İve bu yurdun türk yurdu olduğunu biidir. söyliyen ilk kahramandır. Bu celâdet Şeref stadında Hilâl ile maç yapa” ona ilkin kanından, sonra İrfanından cak olan Beşiktaşın galip gelip gelmi:| geldi. Çünkü Neğip Asım, Bal Hasan yeceği de mevzuubahsolamaz. oğlu Necip Asım Kilisli idi, sipahi o - Karşılaşmaları çok defa sürprizler | gullarındandı. Alı insanlara hizmetkâr doğuran Beykozla İstanbulspor müsa-| yapan ilk türklerin bu unutulmaz hatı- bakasının alâkalı olması, bu cihetten | rasını medeni dünyanm dört yanında — Necip Asım Ya-cn: M. Turhan Tan Necip Asım Merhum İsi hamiyet hamlesi idi. İşte Necip pi . Asım bu yüksek hamleyi, Yıldız sara - at oynatarak yaşatan sipahilerin mert yına karşı, yapmaktan çekinmedi. Askeri Liseler Güreş Şampiyona- sına Başlanıyor Bugün saat 14 de Kuleli askeri lisesinde kanını taşıyordu. Sonra iyi okumuştu. Necip A temas ettiği münevver- | İ Ni ” | Tahsilini askeri wekteplerde YAPMIŞ) Lar; de Türkçülük idealine doğru sürük ve ayrıca - Fransızca okuyarak garb Tüyordu. Ahmet Cevdete «Evli v ! ya Çele- harsından geniş mikyasta kazanclar ,.; ,yahatnamesini; «Kamusu Türkisyi — Git, diyorduk, bir mülükat da ven İlatanbul askeri inektepleri güreş şampiyo- elde etmişti, bastırtan odur. Kendinin en yakın dos- Pier İnasına başlanacaktır. Neşesi, mhhati, refahı yerinde bir ada-! Yazıcımızla Hüseyin Hüsnünün yeğeni a-| mın hayatına kıymasma sebep, imkân ta-| . : "ye z ” » ii “ Müddeiumumilikte Yasinda geçen konuşmayı aynen yazıyoruz: | savvur olunabilir mi ki? Henüz onyedi yaşında iken ve Ku “üs V Çelebi ile birle : olan Velet birleşerek (Ali leli idadisinde okurken Rahmetli Ah - ç. in Muhakemetüllüğateyni- am m Abdullahı Kim Tanıştırmış? — Mevzuubahs Abdullahı siz de tanıdı MEZ mu? — Evet! Hüseyin Hüsnünün Karaköse- Ür, mes'ul muhasip bulunan Şükrü adında bir dayısı vardır.. Şükrü, bundan dört ay €vvel Bavatepdili için İstanbula gelmiş, ve 8 sirada, Hüseyin Hüsmü ile Abdullahı ta- Diştarmiştı. © Ben Abdullahı bir defa Şökrünün evin - He gördüm: Fazla lâubali bir delikanlıydı. Şükrünün vazifesi başına #önra Abdullah, Hüseyin Hüznünün peşini Bedense bırakmadı. Hatırladığıma göre, bir kaç kere evine Kadar da geldi. Hüseyin Hüsnü bittabi, kapısına Bir müzafiri kovamazdı.. Abdullah Veznedarın Evine Gelirmiş Fakat eski kafalı olduğu için bittabi ai- ini ve kızlarını da onun yanına çıkarına- tuş, Bu itibarla, Abdullabın, Hüseyin Hüs- Bünün kızım görüp sevdiği ve istediği hak- kında çıkarılan rivayetler tamamen asılsız - dir gelen Hem böyle bir talep vaki olsaydı. yakın bir akraba sıfatiyle benim de haberdar e- dileceğim muhakkaktı. Abdulah bir defa, Hüseyin Hüsünün — Abdullah, gayet şık kılıklı imiş. Bir şok deliller, pek para sıkıntı çekmediğini gösteriyor. Fakat pariyı nereden kazandı. ğı maçhul,, Siz onun neyle geşindiğini bi- liyor musunuz? — Ah, azizim! İşi gücü, iradı, akar ol- mayan genç bir çocuğun parayı nereden bulabileceğini ben ne bileyim? Bütün bunlara, ve zabıtada yaptığımız tahkikata göre, tegayyüp hâdisesini saran esror bugün daha fazla aydınlanacak gibi görünmekledir! * Bu işle meşgul olan diğer bir arka daşımız da gördüklerini, duydukları nı şöyle anlatıyor; Kayip veznedarı iftara davet eden Abdullah dün akşam saat 5/6 da ya- nında 3 sivil polis olduğu halde tekrar Pangaltıdaki (Şahan) ın kahvesine gel- miştir. Abdullah üç kısımdan ibaret o- lan kahvenin her tarafını gezdikten sonra durmadı, aradığını bulamamak- tan mütevellid bir can sıkıntısı ile yü. zünü buruşturarak kahveden uzaklaş. ti. Arkasından ben de fırladım. Ab- dullah kahvenin 20 metre kadar ileri- sindeki pastahanenin önünde durdu. Gözlerini kahveye dikti, Girip çıkanla- K > ni de - nefis bir mukaddime ilâve edip aldı. ye SEN bastırdı. Malum olduğu üzere Alişir hangi yemi opaımnnı, ri bu eserinde türkçenin Farsçadan daha gri bir ae zenğin olduğunu ispata çalışır. Osman- Mitha ie - #““ İı idaresi böyle bir davayı küstahlık Gkçe sıklaştı, samimileşti. Artık ber £0| yazak kadar «gayrı Türk> olduğuna AZ ice RR ri vga YS yürü Necip Asımın o eseri şiyorlardı. . Sa zabite matbuat âleminin zevklerini, “© Pir Pamiyet hamlesidir. o da ona Türklük sevgisi aşılıyordu.! i Bir Çocuk Cesedi Polis dün müddeiumumiliğe erkek bir çocuk cesedi göndermiştir. Bu ce- sed Parmakkapıda Yeniyol sokağında 1 -2 numaralı evin kapısı önünde temiz bir kâğıda sarılmış bir paket halinde bulunmuştur. Cesedi tabibi adil Enver muayene etmiş ve kat'i ölüm sebebini çanlamak için de morg doktorluğuna ,Çünkü Necip Asım romandan, hikâye- İ göndermiştir. Polis bu çocuğun kimin İsen, siirden, felsefeden ve her şeyden Mmillileşmesi igin de hayli uğraştı. Onun tarafından öldürüldüğünü ve sokağa | önce Türk tarihinin bilinmesini, milliyet içtihadına göre Türk musikisi, çoban atıldığını araştırmaktadır. aşkına gönül verilmesini istiyordu. Za- ve halk havalarından motifler alına - semanın sn vaa wenuuurre İten kendine «Vavlı Türk» adı da veril rak garp musiki tekniği ile tanzim o- vE mişti, Bu, arap harfleriyle vavsız yazı- lunmak icap eder. Bu fikir gene Abdül- * Son Posta © | ilan ve nankör, namert kalemler tara” hamit devrinde uzun münakaşalara se- İstanbul Gelir ve Para fından ara sıra etraki bi idrak şekline in İlikonulan Türk kelimesini onun © varla pakaiyle kapama met gida BORSASI İl yazmasından dolayı değil, daima türk- ilüğe dair yazılar ii i İşte bu gün ölümüne ağladığımız 14-12 - 1935 Necip Asımm Türkcülüğe kendini Necip Asım, bütün bu işleri yapan, ve Türe Devlet Borçları Lira İgısran sml Zip Tö'T.B. TIRA | büsbütün vermesi 1893 de başlar. O ömrünü türklüğün türk yurdumda en - İİ Dener Deniyor Konan Lira neşretmesi Necip Asım, Osmanlıcanın Türkçe - leşmesine çalışırken Şark oMusikisinin zaman otuz iki yaşlarındaydı. Olgun. laşılması emeline bağlayan adamdır. O, Op 5 Hazine B. ta, | Jasınıstu, irfanına ve kanına uygun olan 1861 de doğduğuna göre yetmiş dört Dahili istikrar9900 (|| mesleğinin plânı tamamile çizmişti. faşını bitirmişti. Fakat kendini seven- Ahmed Cevdetin «Türk gazetesidir.» lerin gözüne henüz genç ve pek genç /başlığıyle çıkarmıya başladığı İkdamda görünüyordu. Ondan dolayı ölümünü kuvvetli roller oynamıya girişti ve bu duymakla binlerce gönül kanadı ve il oçisr.B 145 Isra #vindeki beyaz köpeğine elli liraya müşteri!rı tetkike başladı. Bu tarassut hemen bulduğunu” söylemiş ve köpeği alıp götür -|yarım saat kadar sürdü. Mek istemiş: Vermemişler. Onun bir daha Bir aralık Şişli istikametine doğru Kâyesinin anlaızlığı anlaşılmışl, Gene bir defa, Hüseyin Hüsnüye: ( — Senin boş eve kiracı buldum! demiş. Fakat, ziyaret için uydurulan bu bahanenin de arkası çıkmamış. Abdullah Lâubali İmiş Bu haller, Hüseyin Hüsnünün bu deli - medi, Tekrar yüzgeri etti. Pangaltı po- 53 merkezine kadar gitti. İçeri girdi, fakat çok durmadı. Yine kahveye doğ- ru ilerledi. Tekrar içeri girdi. Etrafı ikinci defa olarak gözden geçirdikten sonra durmadı, Çıktı. o Yanındakilerle kanlıya karsı duyduğu hoşnutsuzluğu da birlikte Harbiye tramvay İstasyonuna Brmay.. gelerek hep beraber ikinci mevki bir Fakat beriki gösterilen bütün istiskallere |tramvaya bindiler. Yurdum duymamazlıkla karşılık vermiş! Tramvayda Abdullahin tam arka- Hattâ Hüseyin Hüsnüyü tegayyüp ettiği| sında oturdum. Benim solumdaki sıra- Beceki mahut iftara götürmek için, şüphe|da sivil memur oturuyordu. Abdullah Kredi Fönsiye “andıracak kadar israrda bulunmuş. bilet almamıştı. Taksimde kontrol gel- Fakat bu israr gösterdiği sırada yanla -|di. Bilet istedi. Yada bulunan doktor Zekiye de yarım ağız- İn olsun bir: — Buyur! bile dememiş! Abdullah şu cevabı verdi: — Bana bilet alacaklardı. Bu cevap üzerine memur imüdahale Hüseyin Hüsmü, fazla israr karşsındaletti. Abdullaha bitap ederek: Peddedemediği bu davete giderken: — Ben fazla kalmam. Erkenden döne - Kl demiş. Böyle söyledikten sonra gece Yarısına kadar görünmeyince kardeşi Zeki,) diler, ben de geldim. Cevabını H al Abdullahın evine koşmuş. Abdullah, *easi ettiğini söylemi, ve: Abdullah Doğru Söylemiyor Mu? Sg Orada, kara sakallı bir ahpabile kar- Ait, ben de ayrıhp Beşiktaşa götüm! | — Bilet al, dedi. Abdullah: — Param yok, söylemiştim. Git de- verdi. Bu muhavereden sonra memur bi- in Hüsnüyü tramvay yerine kadar'leti aldı. Abdullah bir aralık önünde ayakta duran bir yolcunun okuduğu Son pos- taya gözlerini dikti, Başını sağa, sola, döndürerek gazetede bir şeyler aradı. Gözü kendine sit kısma ilişince durak- A 00,00 | Anadolu Tverrag,75 Ş geze p ni 1) Şeri eyes İİ Anadolu AÇ en Ji bir nisbette - Türkçülük organı e pe yaşan. taylar. me RI Tiran İ, Daha önce Maarif mecmuasında Bağdatın Kazası İSB ME 0,80 | İst Tramvay 2300 ata dair kıymetli yazılar bastı - S > » Hü, © 945 | Bomonti 4,00 || ran, bir aralık ta «Medresetüledep»! o Kaptanın Dün Sıhhi iye ği 0300 Terkos 10,50 İl adlı bir mecmua çıkaran Necip Asım, i bilhassa İkdamdaki yazılarile - dikkat M-ayen-si Yapıldı uyandırdı ve göhrüt aldi. (1890) dan! ça e Ts beri de Avrupaca tanınmıştı. Türk dili e Bi ve Türk eserleri hakkında Peştede çi muayenesi yapılmıştır. Muayene meti kan Keleti Szemle mecmuasına gön - çesinde, kaptanın sinirlerinde, böyle derdiği yazılar onu Avrupa âlimlerile bir hâdiseye sebebiyet verebilecek bir dostlaştırmış bulunuyordu. o Pariste ai bozukluğu emaresi görülmemiş Kıs z 20 F. Frangı 167007 1 Mark “ neşrolunan Journal Asiatigue mecmu- 2 e Dala, 128,00) 20 Drahınt 240 li MU ve kendisine sağlam raporu verilmiş i Dinci 60 | 20 Leya ” asına yolladığı La versifcation natio - gi. Buna rağmen, kaptan dün de yapı- 20 Liret m M0 Ley 14,09 | nal turguc adlı makale ile onu takip yan cö biz baygınlık <2 Damir O İ eden yazıları bu tanşıklığı çoğalttı. Ve mame ai 3 Yarn Diyen Türkiye Ho: Avrupadan Alani Mine © aya a a ei in bıta rolü oynamağa başlayan Ne- Mübadil Bon. 74 rı y © ni bugün verecektir. 1888 senesi © 14190 Gayri » o şa, | Sip Asım, (1895) de La söciete asiti... Kazanın sebep olduğu ziyan da ida- 1803» 81,59) Attın 91! | gue tarafından âzâlığa alındı. ii. tllik | 141 9 1a0 | Mecidiye 5300 İ © Necip Asımın fene, askerliğe lisana | İ | nit yirmiden fazla eseri vardır. Fakat : : - İladu Fakat bu sırada yolcu da gazete. türkçülük bakımından en mühim eser-| Maarif Tayinleri sihi kapamış bulunuyordu. ileri şunlardır: «Oral ve Altay lisanla! e. rı> «pek eski bir türk yazısı» «Orhon! oOrta tedrisat muallimleri arasında Bu yolculuk esnasında çok sakin ve âbideleris ve «Türk tarihi. Bu sonun- bazi nakiller ve tayinler yapılmıştır. İçekingen bir hali vardı. Suratınn sol cu eseri Leon Cahun'un 1896 da basık İnönü orta mektebi muallimi. Meliha, tarafında bir kaç günlük bir çizgi gö. mış olan İntro duction'a Uhistoire de Kız Yisesi Türkçe mual imliğine; Hay: ze çarpıyordu. Evvelisi gün kahveye Vasie adlı kitabımı genişleterek ve şark darpaşa lisesi Fen bilgisi mayallimliğine geldiği zaman başında bulunan üni. kaynaklarile karşılaştırıp aydınlatarak Osman Nuri; Galatasaray lisesi İçtima- versite şapkası yoktu. Başı açık, pal:İyazmıştı, Türk milletinin varlığını os - iyat muallimliğine edebiyat fakültesi İtosunun yakası kalkaktı. manlı tarihine sığdırmayı bars siyase- doğentlerinden Ömer Lütfu, kız lisesi İ— Ahdullah tam saat sekizde yanın: tine temel yapan bir devirde böyle bir müallimlerinden Nimet te Kandilli K- "Juki memurla tramvaydan İndi, polis eser yazmak ve Türk milletinin tarihi sesi riyaziye mawallimliğine tayin edil lazametini anlatmıya kalkışmak büyük mişlerdir. müdüriyeti binasına girdi. si 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: