26 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA MEMLEKET.HABERLERÜ Fenikede pirinç halkın sihhati pahasına yetişiyor Sıtma mücadele heyetinin bütün gs;ıyrellerine rağmen pirinç yetişen sahadaki bataklıklar kurutulamıyor | f | Fenikeden Fenike, (Özel) — Fenike Antalya- ya 80 mil uzakta portakal ve pirinç yetiştiren şirin ve güzel bir kaza mer- faset diğer mahallerin mallarında yok- tur.Bunun için piyasada birinciliği a- muştır. Memlekette bariz bir ümran faa - liyeti göze çarpmaktadır. Kumluca- da pansiyonlu asri bir mektep yapıl - maktadır. Adresan, Güdene nahiyele- rinde keza pansiyonlu mektepler in- şasına başlanılmıştır. Bu sene kazada pamuk zer'iyatı da yapılacaktır. Yeni kaymakam Mazlum Yüngül memleketin en büyük derdi olan sıt - ma ve pirinç meselesi ile meşgul ol - maya başlamıştır. Burada malarya günden güne ço - galmaktadır. Mücadele teşkilâtı esas- h bir şekilde çalışmkata ise de — sathı bahirden üç metre aşağıda olan batak-| lıkların kurutulmasına imkân görüle- *i *i Yani bir köymektebi yapılıyor Kaş (Özel) — Üçağız köyünde ir. modern bir ilk mektep inşasına baş-| pi, kaç gün evveline kadar çevre -| yaralanmış, diğerleri kurtulmuştur. lanılmıştır. Kaşta ışık söndürme tecrübesi Kaş (Özel) — Burada — ışıkları termiştir. Karın bol olması sular îkw hallesinii söndürme tecrübesi yapılmış, mu -| yer ürününün wamww—ınü&._ yakıl- İmuaştır, Yaffak iyetle neticelenmiştir. KERVAN Çarşı kahvelerinde tavla, domino, Bile deniz kıyısma dökülüyordu. | bir görünüş Bu yüzden pirinç sahası bir hasta- | hik tarlası halini almaktadır. | Goçen sene 12666 dönüm pirinç &- kilmiş, 3,039;360 kilo çeltik alınmış| |1,215,740 kilo fire çıktıktan sonra ,1,182,362 kilo safi pirinç elde edilmiş | vasati 25 kuruş hesabiyle memlekcete | bir hayli para girmiştir. (Fakat bu! sıtma mücadelesi için yapılan masraf- |larla mükayese edilemiyecek — kadar azdır. Pirinç istihsali burada halkın sihha- |B pahasına temin ediliyor demeklir. Burada bir de çeltik fabrikası var - |dır, 50 beygir kuvvetindedir. Şehrin elektrik ihtiyacını da bu fabrika temin etmektedir. | Ayda bir kaç bin çuval pirinç İstan- bul, İzmir piyasalarma gönderilmek - tedir. İki tane de wn fabrikası mevcut- tar. Kasabanın bir belediye dairesi ile |münasip bir iskeleye çok ihtiyacı var- dır. Zira fırtınalı havalarda münaka- İlat pek zorlukla yapılmaktadır. Halalyaya kar yağıyor Malatya — Devamlı kar yağıyor. mizde âdeta yaz havası yaşamıyor- du. Kış, dündenberi kendisini gös- tiğinden çiftçiler memmnundur. YÜRÜYOR — Bürhan Cahit 26:-2-986 Liman için de bir proje hazırlam- |yarıbekir - Siirt şimendifer hattı - |nin da konulabilmesi imkânları a - İraştırılmaktadır. |a Sadettinlerin Hafız Nurilerin hayhuy kâğıt oynamakla vakit geçiren işsizler | yordu. Bu limanı Orta Anndolunun*mîklcri simahanenin tozlu Van şimendiferi- | nin güzer gâhı tayin edildi Ankara — Yeni yapılacak Van demiryolu hattının geçeceği yer ka- rarlaştırılmıştır. Vandan başlıya - cak olan demiryolu hattı Muş - Ça - pakçur - Palu üzerinden Elâzize va- racaktır. Bu hat ayni zamanda Van gölü - tün kenarlarını dolaşacaktır. Di - nın güzergâhı da tayin edilmiştir. 1936 bütçesine het iki hat masrafı- Mali sone başından sonra Van battına başlanması muhtemeldir. İnşası biten Isparta şube hattile Ka- rakuyu hattının açılma törenleri ya- kında yapılacaktır. Kızılcahamam yolunda Bir kervan uçuruma yuvarlandı, bir yolcu, 10 hayvan öldü Kızılcahamam (Özel) — Zongsul - daktan yükledikleri bakkaliyeye ait erzak ile kazamızın Şayi köyüne gel- mekte olan iki katırcı, bir yolcu 19 katır ve 3 merkeple bir beygirden mü- rekkep bir kafile Gerede ile Kızılca - hamam arasında bir kar tipisine tu - tulmuşlardır. Bu tipide bir uçurumdan geçerken müvazenesini — kaybetmiş ve hepsi birden kırk metre derinliğin- de bir çukura . Ne- ticede 19 esterden altısı ile Üç mer - kep ve bir beygir parça parça - olarak telef olmuşlardır. Yolcu ölmüş, katırcılardan biri ağır | | | | Karamanda bir ev yıkıldı Karaman (Özel) — Ahi Osman Baloğlu — sokağında 14 Artık liseye gidip gelen kızlara çars şıdan geçerken Vâf atılmıyor. Alış ve-i rişe gelen kadınlar umacı gibi göz- lerinin tekiyle etrafa — bakmıyorlardı. Nakşi tekkesi maarifle evkafın an- İşmmosiyle mükâeb Baliba çevkikmişti. Esrarkeş Hasanların demlenip, Ha- | perdeleri Sayfa 5 Alman-İtalyan Cep-. hesine Doğru! — (Baştarafı ! incn yüzde) *Almanya bu pakta iştirak ederek mü « geçirerek ambargoyu suya düşürmek için | tekabil emniyetten istifadeye davet olun el ele vermek niyetinde olduklarıtı ve Lo- | duğu halde kabul etmedi. Fransa, karnoyu Feshe gideceklerini göslermişler, |yayı münferit bir halde bırakmayı d Fransa bu yüzden — vaziyeti izaha w.ıum'îın-'ıym- 'e istemiyor. Bilâkis, mütekal görmüştür. emniyet sahasında Almanyanın yeri d Dün Fransa dış bakanı Flanden Fran- | açıktır. Biz milletlerin müsavat daliresinde » sız meclisinde, paktın — Lokarnoya, — veya | muamele görmesince ve müsavi dan - | Milletler Cemiyeli temel yasasına muha - | istiflade etmesine taraftarız.» . Kf olmadığım izah etmeğe bu siyasi ma - — Flanden daha soara Moskovama F: mevraya karşı gelmek istemiştir. sada komümnizm — propagandasın et Bununla beraber paktın benüz tasdik e- | verdiğine dair ileri sürülen iddiaları mev « | dilmemiş ve Lokarnonun Feshi hakkında | zuu bahsederek Fransa hükümetinin bu çe vesmi bir söz söylenmemiş olması, siyasi (Çit propagandalarla icabında mücadele e 4 bir çıkarma ve alma kapısı haline ge- sökülmüş, çürük kafesleri atılmış, içe- İriye güneş dolmuştu. Ve burada ka- < Seği yerleri araştırıyorlardı. Burada kış ne kadar kaygusuz, tat-' tirmek için her şey düşünülmüştü. geçerse yazı da biraz sıcak olmakla| — Görülüyor ki devlet bütçesi yalnız beraber o kadar gevşek ve keyifli ge- | hükümet merkezini beslemek için de- Şerdi. Bil, o bütçeyi döldüran bütün memle- Ceçim zor değildi. 'ket halkını sevindirmek için dolup bo- Zengini çok bir yerdi. şalıyor, berkes verdiğinin nereye har- Sonra kasabada kazanç ve yaşayış | candığını gözleriyle görüyordu. hemen her yıl biraz daha genişliyor,| — Bu çalışmalar vilâyet halkını da iş- fezahlıyordu. siz bırakmıyordu. Yüzlerce yıl devlet eli yalnız — al- l Kırkgöz İloll'::':ü tamiri, MUĞ" Mak, toplamak için giren vilâyette ar- |İa şascainin yenir y-:nh-»_ on! tık bu ele karşı koku yok, sevgi vardı. |iki ilk mektebin temelleri atılışı vilâyet | Çünkü devlet eli şimdi yalnız almak, balkına epey para kazandırmıştı. toplamak için değil vermek ve yap«| — Artık köylü, kasabah çarşı, pazar Tak için de geliyordu. kahvelerinde ıykık.. tenbel oturmuyor, Köç'öildir vilümdiün kalabalık PY kazanmak için ayaklarına gelen BN KAR aa , işlere koşuyorlardı. Yerlerinde yeni yeni ilk mektepler ya-| * OŞUy İ Pilmışli. Vilâyet agerkezini — kazalara! Bu çalışmalar ve kazançlar, hâdise- ı.'Ğl“)'nn yolları yapmak için — geniş lerin itişi ve atışı üle halkın yaşayışımı ir proğram hazırlanmıştı. değiştirmeğe başlamıştı. Bunlardan daha ehemmiyetli ola- Hele son tarikatçılar vak'ası yeni rak Afyondan inen yol İsparta, Bur- / hayata atılmak için düşünenlere ada- dur üzerinden Akdenizin bu güzel li-| makıllı cesaret vermişti. Manıma kadar uzayacaktı. Şimdi Park gazinosuna bir çokları Bu işe başlanmıştı bile! aileleriyle geliyor, açılan yeni sinema Fen hey'etleri demiryolunun geçe-|ağzına kadar doluyor, gençler arasın- da müzik, san'at, tiyatro ve «por ha- seba çocukları genç bir muallimin ö- münde yeni Türk harflerini öğreniyor- lardı. Bir bakıma o tarikat meselesi mems leket için hayırlı olmuştu. Bir yandan hükümet zararlı unsur- Tarı bulup temizlemişti. Bir yandan da böyle aykırı, menfi ruhlara taze bir in- kılâp aşısı daha vurmuştu. Geri gitmenin çıkar yol olmadığını anlayanlar birdenbire imana gelmişler- di. Bu tarikat davasından canı yanan, bir iki aylık hapisle kurtulan Nalbant Ömer, köfteci Yunus, kahveci Hacı tekrar dükkânlarını açmak fırsatına ka- vuşunca geçirdikleri tehlikenin dehşe- tini kavramış akıllı birer insan oluver- mişlerdi. Bir vakitler eski, cemaatsiz iki mos- cidin kapatılmasını hazmedemeyen, li- alınmaz iftiralarda bulunan, eczacı ile:. — Câvur artığı! Diye eğlenen Nalbant Ömer, şimdi kasketini kaşının üstüne eğmiş: — Yere batsın o Hatip olacak diz- mahafilin perde arkasında bir anlaşma ı—i mini aramakla meşgul olduklarım ve ne- ticeyi beklemek lâzım çeldiğimi gösterir. Romadaki konuşmalar Londra, 25 (A A.) — Röyter ağan -| &nn Roma muhabiri bildiriyor : | Alman elçisi e Musolini arasında te - reyan eden görüşmelerin münhasıran Fran- | sız * Sovyet paktına dair olduğu zanne - Pakt tasdik edildiği takdirde İtalya ile Almanya durumlarını değiştirecekler, bu da Lokarno muahedesinin — beshi demek olacaktır. Fransız parlâmentosunda dünkü konuşmalar Paris, 25 (Hususi) — Fransa ile Sovyst Rusya arasında imzalanan ve lasdik edil- mek Üzere parlâmentoya sevkolunan mü - tekabil yardım paktı üzerinde bugün de müzakereler devam edilmiştir. Paktın bu- gün mecliste tasdik edilerek âyan mecli-| sine sevkolunması bekleniyordu. Halbuki bugünkü vaziyet müzakerelerin perşem beye kadar devam edeceğini gösteriyor. Buna sebep, Almanyanın bu paktı, Lokar- mo paktından aykırı saydığını — söylemesi ve Lokarno misakını feshetmek istediğini ima etmesidir. Mösyö Flanden Sovyet - Franmsız mülte- kabil emniyet misakının Lokarnoya münafi olmadığını izah eden nutkunu bügün par - Tümentoda söylemiştir. Nutkun — önceden bazırlanıp kabine tarafından tasvip edil - diği de anlaşılıyor. Flanden bu misak dolayısile Almanya - man ihata edildiğini ileri sürerek bu yüzden yeni misakın Lokarno misakına uygun ol- madığma dair serdettiği iddiayı anlattık - tan sonra paktın Milletler Cemiyeti temel yasası dairesinde — yapıldığını, Milletler Cemiyetinin 1832 de Fransanın Sovyet Rusya ile ademi tecavüz paktı imza et - tekabil emniyet paktının müzakere ve in - taç olunduğunu izah etmiş ve nutkuna çu ekilde devam etmişlir:. galk, diyordu. Bizim de başımızı nare| yakacaktı. ğ | Bu vak'ada ele geçip serbest bıra- kılanlar bütün bu sınıf insanlarda gö- rülen ürkeklikle nedamet ediyor, ka- pıldıklarını, kandırıldıklarını iddia edi- yorlardı. Bu iddiaların bir faydası olu- yordu. Artık kaba sofuluk, din dellâl- hığı şeriat bezirgânlığı yapamıyorlar- d. Bu hâdisede en çok ziyanlı çıkan manifatoracı Hacı Sadık olmuştu. Taoplantı günü tutulup — İspartaya, mahkemeye gönderilenler arasımday- dı. Ve tam iki buçuk ay şüphe, korku iğinde kâbiniler igeçirdiğd. İşleri bozulmuştu. Ortakları Hacının sonu gelmiyecek bir âkibete düştüğünü tahmin ederek istedikleri gibi işler görmüşlerdi. yoktu. Hacmın tarikatçılarla beraber tu- tulup İspartaya gönderildiğinin hafta- sında Melâhat ortadan kaybolmuştu. Nerelere gitmişti. İ Hacı Sadık ilk bir iki hafta içinde| kimse ile görüştürülmediği gibi evile | |de mektuplaşamamıştı. İlk anların verdiği tesir herkesi kor- kutmuştu. Ceza me olabilirdi?. Hükümet tarikatçılara karşı çok hassastı. İşin içyüzü mereye varıyordu. Acaba bu tarikatçılar din perdesi altında «iyasi entrikalar çeviren bir giz- li komite miydi?, İikâ tarafın birbirlerine ait rejimlere deceğini, paktın ba mücadeleye karşı ge- lecek bir maddeyi ihliva etmediğini, het | ti kabul ettiğini söylemiş ve nutkunu bi « tirmiştir. Nutüktan sonra meclis, reye olunmadan tatil olunmuştur. Reyle müracaatin perşembe günü pılacağı anlaşılıyor. İzmir Muallim Mektebinde Bir Hâdise (Baştarafı 1 incn yüzde) Ö çıkarılan Kâzım bu sabah erkenden. mektebe gelmiş ve doğruca müdür mu- | a_ı—ini Reşidin odasına çıkmak istemiş- tir. Kâzımın vaziyetinden — şüphelenen mektep hademesi Abdurrahman |€i önlemiş, yukarı çıkmasına müni ol İ "|mak istemiştir. Bu sırada Kâzımla ha- deme arasında pek az süren bir müi dele olmüş, Kâzım hademeyi b iki elinden ağırca yaralamıştır. Bundan sonra Kâzım sür'atle mü- dür muavini Reşidin - odasına gir « miş, onu da iki elinden hafifçe yı mıştır. 4 Polis tarafından yakalanan Küzim | 17 yaşındadır. Serikte bir Ginayet Serik (Özel) — Durumlar köyüne — den Ahmet oğlu Halil ile Kardeşi Veli şudarını öldürmüşlerdir. Cinayetin se- bebi bir tarla hududu meselesidir. İki cavüz ettiğini ileri sürerek kavgaya başlamışlar ve bu kavga 3 yanlarındaki çifte ile Durmuşu vura rak öldürmüşlerdir. Bu ancak muhakemenin sonunda | belli olacaktı. Peşin olatak netice kostiri için herkes tutulanların — â Bu endişe bu belâya başlarını kanların netice selâmet dahi olsa hatlarını bozmuş, işlerini altüst etmişi aileleri arasında tatsız hareketler dırmıştı. Her suretle sarsılmışlardı. Fakat bu işde hiç kimse manifi racı Hacı Sadıkla Hatip Ak Osman ka- dar perişan olmamıştı. Ka Hacı Sadıkın genç karısı Melâhat daha hâdisenin ikinci günü yükte ha- fif pahada ağır eşyalarım toplayıp kı subadan çıkmıştı. Ortağı Firdes hanım da bunu bilmi- | yordu: — Belki İzmire, teyzesine gittil —— Diyordu. * Melâhatin gidişi Firdes hanımın şine yazadığı için bu işi kurca - du bile! Allaha şükür mağazadan her | çeyleri geliyordu. — Sıkıntıları yoktül Hacı hapse girse bile dünyalığı onlara yetecekti. Üstelik o meydanda olmaze 1 sa gönül arzularını da doyurabileci , lerdi. ü Fakat Melâhat nereye gitmişti? — Bu gidişin avdet etmemek olduğu şüphesizdi. K Çünkü genç kadın eşyasını da gö- türmüştü. k Firdes hanım bütün sorgulara: a (Arkası var) — -

Bu sayıdan diğer sayfalar: