4 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

4 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Mart Hergün Kızılay, Kırmızı aslan Ve güneş cemiyetleri » (Salibiahmer Cemiyetleri Birliği Mu- avenet şubesi şefi İsveçli kumandan (Carl Petersen) — tarafından Kızılay, Kızılgüneş ve Arslan cemiyetleri ile birlikte; namı altında yazılarak Bir- Bu uzun makalenin mukaddimesi ile yalnız Türkiye Kızılayına taallük eden kumının bazi parçalarını naklediyo- ruz.) — 1863 senesine doğru geriye bakarsak, İHanri Dunant) in dünya için yeni bir 'vet yaratmış olduğunu görürüz. Bu za- h ve bu yeni kuvvetin beşiği olan mem- te hürmetten sonra; bunun - için bu Memleketin arması olan kırmızı zemin ü - 2trine beyaz salibin, beyaz zemin üzerine azı salibe tahvili suretile bir timsal se- Simişti. Bu yeni timsal milli olmaktan zi- İnde dini bir işaret idi. Fakat bu timsal e da müslümanlık âlemi — tereddüde Güştü. Tarihin çok eski zamanlarında din- Garların yurtlarına ateş ve kıliç getiren Eh- ip vak'alarını batırlatan bir işaret ad- ilmişti. Onlar da hastalara ve yaralılara yardı- Ba âmade idiler, fakat başka bir timsal al- İli.. Bu vesetle kırmızı ayeçildi. İuntlor 1907 de büsbütün yeni bir timsal bul- Rular: Kırmızı Arslan ve Güneş Bu işaret tenevvüü ilk önceleri bir ka - Teklık husüle getirdi ve muhtelif Salibi - er. konferanılarında münakaşa zemi- Ni teşkil etti. Acaba bu işaret tenevvlü İikt bir ihtilâfı tevlit etmek tehlikesi gös keriyor muydu? Bugün gerek Kızılay, z Tekse Kırmızı Arslan ve Güneş Cemiyet - İni, Salibiahmerin çizdiği prensipler da * lnde ayni insani gayeler için çalışıyorlar. 1929 tarihinde imza edilen yeni Cenevre Tukavelenamesi bütün timsalleri tanımak- h ve hepsine ayni hakları bahşeylemek - kedir. Bütün bu çalışmaların yüksek neti - Gleri ilk zamanların Salibiahmer münte - Yplerinin bir zamlanlar dimağlarında mev- St olan telâkki uçurumları üzerine an - |iema köprüsünü kurdu. Prensiplerde bir- İk olmakla beraber icraat saharında büyük lar vardır. Bu birlik ve tahavvülât son | Sanlarda yakın Şarktaki bir çok cemi - | >ere yaptığım ziyaretler de beni mü - İ is etti. Bu tahasstisatımın bir kısmını Mağıdaki satırlarımla anlatmağa çalışa - | ön. | * Türkiye Kızlay Gençlik Derneği Mer- |« heyeti kâtibi yazıhanesi başında otu- u. Kendisinden cemiyetin teşkilâtı k.kıııdılıııı.ıylıııııeııduııı. Bana gu a- ki vak'ayı anlattı: |. "Bir gün gene bu yerimde oturmuş pen- Steden dışarıya bakiyordum. Şimdi gör - *tünüz bu park ve şu çocuk bahçesi he- ikmal emişti. Uzun bir deve ka- Ymın binamızın önünden geçtiğini gör - Devecilerin bağırışması ve bundan ellit gürültü bana pencereyi açtırip Bürültünün sebebini sormağa icbar et- AiT P £ f $ bir vilâyete mensup basit bir köylü ol- ükürdı, burası şükranlarını arz için Kızılay binası olup olmadığını sor- dedi ki, ben İran hudutlarına ve A- dağı eteklerindeki diyardan geliyo - " Geçen sene mahsulümüz mahvolmuş- ç Ve bize yiyecek ve tarlalarımız tohumluk yollamıştı. Allaha bin şü - bu sene mahsulümüz çok iyi oldu, ve li bunlardan bir kısmını hediye ola » Kızılaya getirdik. Belki bu sene de iyenin diğer bir tarafında — yardıma ç vatandaşlar vardır. “htiyar bu sözleri bana söylerken ar- rı da develerin üzerinden çuvalları indiriyorlardı. Ve ne iszimlerini söylü- Ve ne de bu hediyeleri için bir makbuz eyliyorlardı. Ben onu içeriye davet zaman, bu kadar toemiz ve güzel .Binaya girmiye lâyık olmıyacak kadar 'e kirli olduğunu söyledi.» T Türk vatandaşı gibi bu binanın ine ait olduğunu ve girmiye hakkı fluğunu söyledim. Bunun üzerine a- ati çıkardı ve halılara basmaktan sa- yürüdü. Bir çay içmesi hakkindaki cevaben Kızılay kendisi için en e- 'etsiz bir masrafa girmesine bile va- Ve £ e FF ş Z F l T? e f & “Ğ (Ft AT KIZILAY —— KIZILAY ÂNi İyiliği, iyilik için ve münhasıran beşerin sefaletini hafifletmek gayesile yapar. Ingı'lteren-_ Mısır anlaşması Müzakere samimi ve dostane nutuklarla açıldı Kahire, 3 (A. A.) — İngiliz - Mı-|ilk müzakerelerin inkıtaını hatırla- sır müzakereleri tam bir samimiyet | tarak, demiştir ki: havası içerisinde açılmıştır. «— Bu uzlaşma siyasi bir zaru Nahhas Paşa ile Sir Lampson, iki | rettir. Bu anlaşma, şark milletleri emleket arasındaki anlaşmayı ta-|le bir garp devleti arasında bir ba- hakkuk ettirmek hususunda aynı|rış ve kardeşlik çağının müjdecisi arzu ile mütehassis olduklarını te -| olacaktır.» yit etmişlerdir. İngiliz fevkalâde komiseri Mil - Nahhas Paşa, 1930 tarihindeki;les Lampson, bariş. davasına hiz - met etmek ve «bugünkü karışık de- virde, karışıklık büyük bir ferah - lık âmili» olacak olan bir anlaşma- yı tahakkuk ettirmek için Mısır hü- kümetinin itilâfcuyane temayülle - rine güvendiğini söylemiş ve demiş- tir ki: «İngiltere kralı, her iki tarafın serbestçe aktedecekleri bir antlaş- ayı müteakip İngiltere ile Mısırın cihan huzuruna, müsavi haklara ma- lik iki müttefik sıfatiyle çıkacakları anını beklemektedir.» Âdet yerini bulsun Köy düğününde bir za olmıyacağını söyledi. Bütün istediği bir az suydu. lamarladığım suyun bardağına bir müddet baktıktan sonra doğrudan doğ- ruya bir çeşme başına götürülmekliğinin kabil olup olmadığını sordu. Onu alıp musluğun önüne götürdüm, fışkıran suya elini siper yaparak yanaştırdığı ağzile ka- na kana suyu içti.» Muhatabım bana bu hikâyeyi anlatırken bu hikâyenin Cemiyetin faaliyet ve teş - kilâtı hakkında belki o kadar ehemmiyete değer bir şey olmadığını ilâve etti. Fakat buna iştirak edemezdim. Çünkü bu Türkiye Kızılayının faaliyet derece- sini ve ayni zamanda memleketin bu te - şekkül hakkındaki hürmet ve muhabbetini isbat ediyordu. Türkün büyük Alicenaplığı gibi milli karakterini göstermesi nokta - sından da bu hal çok kıymetli bir misaldi. Ben yazdığım bu hikâyeyi bugün bile göz- kadın öldürüldü 'den geçirirken bu muhteşem Merkezi U -| — Mossin — Burhan köyünde Yah - mumiye girmekte tereddüt cden ve kıy - metli halıların nakışlarına ayağile basmak- tan bile hazer eden bu saf ve basit köylü- yü görür gibi oluyorum. Burada her şey bir sıhhat müzesinde olduğu kadar te - mizdir. Maahaza burası durmadan işliyen bir makinenin merkezidir. Bina Ankaranın ahai gaö re medda İA ıı—“ NL he yaaaa cak sari bir mimaride inşa edilmistir, et -| Kürkçü köyünden Veli karsı Fat - Tafı parkla çevrilidir, çocuklarn mahsus bir Manın sol böğrüne isabet etmiş ve kum bahçesinde miniminilerin mütemadi - | Zavallı kadın aldığı yaranın tesirile yen sıçrayıp oyunlar yaptığı görülür. ölmüştür. tekserea eee A AAA AAA ya Ömer oğlu Halilin düğününde köylülerden Hasan gelin ata biner- ken tabancasını çıkarmış âdet ye - rini bulsun diye havaya iki kurşun sıkmıştır. Çıkan kurşunlardan birisi sakara a Sevginin temiz ve asil olanı, karşılık beklemiyendir.. Onun içindir ki ana sevgisi, muhabbetlerin en üstünde gelir. Nihayetsir İ'l'ıüllhyııılıoluıl(ınlıyJgümnuwmbwı.w%uuuüweukhhq&"w Hitler gizli toplan- tılar yapıyor Bu toplantılar hakkında hiçbir malümat yok Berlin, 3 (A. A.) — Hitler gene - ral Von Blomberg, Von Friç, amiral Reader, Göring, Von Ribentrop, bels ve Von Neurat ile gizli bir le bulunmak üzere, dinlen- mekte olduğu Bavyera'da Berchtes- gaden'den ansızın Berline dönmüş- tür. Dün sabahleyin erkenden başlı - yan toplantı saat yarıma kadar sür: müş ve saat 17 de yeni baştan top - lanılmıştır. Buna dair hiç bir tebliğ neşredilmemi Yunanistan Komü nistlerine Yer yok! Ordu askeri — bir diktatörlük istiyor Atina, 3 (A. A.) — Liberal par- tisi şefi Sofulis, dün kral tarafından kabul edilmiştir. Sofulis, eski baş - bakan Çaldaris ile olan mülâkatları ve bu mülâkatlarda çıkan fikir ih - tilâflarının sebepleri hakkında kra- la malümat vermiştir. Sü bakanı, ordunun, komünist - lerin iştirak etmediği bir hükümetin kurulmasına taraftar olduğunu te - yit etmiştir. Yunan zabitleri, askeri bir dikta- törlüğün kurulmasını istemektedir - ler. Atinada Üniversiteliler grev yaptılar Atina, 3 (Özel) — Atina Üni - versitesi talebesile rektörlük arasın- da çıkan ihtilâf üzerine talebe grev Hayır işlemenin bir çaresi Zengin — Şu kurban bayramı bir ha- -.. Şöyle yağlıca bir koç kesip, etini fakir fıkaraya mı dağıtsam, yoksa ma - hallenin düşkünlerine bir yemek ziya - feti mi versem ?.. yar işlemek istiyorum azizim!, — Senin gibi düşünen hamiyetli va - tandaşlar bunların paralarını «Kızılay» a vermelidirler. Bununla binlerce gıda - sız yavrunun midelerine birer sıcak çor« ba girmesini temin etmiş olursunuz. Sayfa 3 Söz arası Karşılıklı Vazifeler Nasuhi Baydar Çocuklarımızın Kızılaya yaptıkları para yardımları onların küçücük bütçeleri öl - çüsünde olmakla beraber devamlı olduğu için gururla bahsedilecek — kadar geniştir. : Gündeliklerinden artınp Kızılaya verdik- ; leri bu paralar bir çok yaraları sarmıya, bir çok gözyaşlarını dindirmiye ve bir kelime ” ile bir çok ıstırapları azaltmıya — yaraya - İ caktır. Fakat istırapları azaltmaktan önce onların vukuuna mani olmak Kızlayı ço - cuklar için ilk vazife sayılmak âzımdır. Yıkılan bir dıvarı yeniden kurmak mı iyidir, yoksa dıvarın — yıkılmasının önüne geçmek mi; bir hastalığı tedavi etmek mi, yoksa hastalığın çıkmamasını temin etmek mi? Sosyal yardım işini bu bakımdan göz- ) önüne alan Amerika ve Avrupa Kızılhaç ; cemiyetleri, çocukları bu yola sevketmek- tedirler. k Çocukların yalnız para ile değil, çalı « şarak yapacakları yardımlar ve önüne ge- gecekleri felâketler vardır. Meselâ bu gibi çocuk teşekkülleri, okullarda ve okul dı « şında umuümi sağlığın birer koruyucusu » durlar. Bu çeşid çalışmalara örnek olarak Polonya Kızılhaç çocuk teşkilâtının «Sağ- hıkçı» adını verdiği azası için koyduğu ya 4 kaidelere bakınız: 1 — Sağlıkçı, sınıfların ve koridorların temizliğine dikkat eder. 2 — Sağlıkçı bir odaya girince kapıyı kapamak lâzım — geldiğini arkadaşlarına hatırlatır. 3 — Sağlıkçı, teneffüs — zamanlarında sınıfları havalandırır. 4 — Sağlıkçı, yemokhanelerin ve mek- tebin kirli olmamasını temin eder. 5 — Sağlıkçı, talebe arkadaşlarının el. biselerinin temizliği ile ilgilenir. 6 — Sağlıkçı, ellerinin, yüzlerinin, vu- cütlerinin temiz olması lâzimgeldiğini ar - kadaşlaşına unutturmamayı vazife bilir, 7 — Sağlıkçı, otururken veya ayakta daima dik durmalarını arkadaşlarına ten- bih eder. 8 — Sağlıkçı, jimnastik yaparken pal- tolan çıkarmaları lüzumunu arkadaşlarına hatırlatır. 9 — Sağlıkçı, arkadaşlarının — yerlere : l Salimiyeda tükürmemelerine nezaret eder. 4 10 — Sağlıkçı, zayıf kuvvetliye karşı müdafaaya her vakit hazırdır. İngiliz Kızılhaç cemiyeti çocukları biri- birlerine şu öğütleri veriyorlar: ğ Yazın, kabil olduğu kadar ev dışında kalınız. Fakat güneş ışığı altında okumayı- niz. Yüzmek öğreniniz, fakat yemekten kal- kar kalkmaz detize girmeyiniz. Koşup oy« nayınız, fakat dinlenirken paltonuzu giy- meyi unutmayınız. Bolbol yemiş ve sebze yeyiniz, fakat olmamış veya çürümüş olanlarından sa - kınınız. mayınız. Eviniz için buket yapınız, fakat önünü- ze gelen yerden çiçek koparmayınız. Bisiklete bininiz, fakat yolun ortasındamn Çocukları temizliğe, biribirine yardıma, civanmertliğe, sıhhatlarını korumıya, ka- zalardan sakınmıya — alıştırmak için bütün garp memleketlerinde- vücude- getirilen bu gibi cemiyetlerin faydalarını derhal ka- bul etmeliyiz. Alışkanlık ve görenek — mizaçlarımızın şeklinde çok kuvvetli amillerdir. Bunu İ böyle bilerek çocuklarımızı daima iyiye, doğruya, güzele alıştırmalıyız. Bu dediklerimizi, ancak Kızılay'ın okul. larla elbirliği etmesi neticesinde tahakkuk İetmiş görebiliriz. Hepimizin Kızılaya ve Kızılay'ın mem- lekete karsı olan — vazifelerini bu şekilde anladığımız takdirde büyük kötülüklerin önüne geçmiş oluruz. yangın Dün akşam saat 17 de Selimiyede |Hamam sokağında bir evde mangal devrilmesinden yangın çıkmış oda içindeki eşyanın bir kısmı yandık « - tan sonra söndürülmüştür. isimleri değişen iki kaza Vekiller Heyeti Van vilâyetine bağlı Gevar kazasının adının (Yük- sekova) ya ve Çorumun Hüseyina- bat nahiyesinin adının da (Alaca)

Bu sayıdan diğer sayfalar: