5 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

5 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bi — gatmış.. Gâvur Mehmedin yüzünü ya- — nın camlarını zangırdatan bir kahkaha koyuvermişti. Çünkü, Gâvur Mehme- '&n alnında, yara değil; en küçük bir ılyrık bile mevcut değildi. Gâvur Mehmedin Yeni Maceraları Kaptan Mihaloviç, ağır ağır elini u- Ti yarıya kaplıyan bezleri çekmişti. Ve, iki ellerini kalçalarına dayıyarak oda - Herkesin yüzünde, bit hayret ve hid- det belirmişti. Gâvur Mehmedin eli, yavaş yavaş beline doğru gitmişti. Fa. — kat; kaptan Mihaloviç, çevik bir kap- lan gibi onun üstüne atılmış; bilekle- — rinden tutarak sırtüstü yere devirmiş« — e hirıltılı sesi işitilmişti: 'N — gözlerini, başka sesler takip etmişti: — gürlemişti: — Odadaki süküt, bir kat daha derin- H leşmişti. Kaptan Mihaloviçin korkunç | — Eyyyy. Gâvur Mehmet.. Niha - yet, düştün elime... - Kaptan Mihaloviçin, bu tehditkâr — Necee?.. Gâvur Mehmet mi?.. — Vay mel'un hafiye, — Demek ki, kaç gündür burada.. — Ah, ben bu herifin, bir hilekâr ol- masından şüphelenmiştim. Petri Çorbacının sesi, bir top gibi — Susun arkadaşlar!.. Onu .bırak, — Mihaloviç... ha h. tirlerden birine: — — Çek, şunun belindeki silâhları. _hn idi. Bunu, kaptan Mihaloviç te tas- — Silâhlarını almadan bırakmayın.. Siz, onun ne mahlük olduğunu bil » Mmezsiniz. Bunu, söyliyen, eski haydutlardan dik etmişti. Ve yanında duran şe - Demişti. -Gâvur Mehmedin kuşağının arası a- ranmış.. Tabancasile sustalı bıçağı a- Lınmıştı. Ve sonra, kendi haline bıra « kılmıştı. Petri Çarbacı, derhal emir vermişti: — Ligorl.. Meyhaneye koş. Masala- Ti birer birer gözden geçir. Bak baka - hım?.. Bunun arkadaşlarından, şüpheli Bdam var mı?,. Sonra.. Celirken de Fo- — tiye haber ver.. Ara kapıyı iyice kapa« — pın. Hemen, tertibat alsın. Uzun boylu, sarkık bıyıklı bir adara “ derhal yerinden fırlamış; kapıya atıl » mıştı. Petri çorbacı, emir vermekte devam etmişti. — Dimitri.. Vlâdmir... Siz de, ka- — pinin önüne.. bıçaklarınızı çekin. Sır- — tanizi da, kapıya verin. Ve sonra, başinı Gâvur Mehmede gevirmişti: — Kalk bakalım, Gâvur Mehmet!.. Sorduklarımıza cevap ver. En büyük hayreti hisseden, Papa - viç'ti. Mütemadiyen başını iki tarafa sallıyarak yanındakinin kulağına şöy- lece söylenmekte idi: — Ben, bu kadar gâfil.. bu kadar — ahmak olacağımı zannetmezdim... Ah, onu ilk gördüğüm dakikada; ben bu adamı tanıyacağım.. bu, bana hiç ya- B bancı gelmiyor; demiştim... Fakat bu- İstanbul Müzeleri Genel Direktör- * y lüğünden: Tahmin Muvakkat Cinsi Evsafı Miktarı Bedeli Teminat — Eksiltme günü kilo Lira Miktarı ve saati LK kömürü Sinekli 19500 — 585 — 43 ğ mürü Sinekli veya . B8 ve « Çerkesköy Pazartesi günü müstahsilden alacaktır. malı saat 14,30 Kok kö- Dolmabahçe Ton mürü veya Yedi- 81 1539 115. 43 — Pazartesi günü kule gaz- Saat 14,30 haneleri İstanbul Müzelerinin yakacak ihtiyacı açık eksiltmeye konulmuştur. İsteklilerin şartnameleri görmek üzere hergün ve eksiltmeye girmek üzere eksiltme günü Ticaret Odasından aldıkları belge — ve teminat makbuzlariyle İstanbul Müzeleri Genel Direktörlüğüne müracaat eylemeleri. — Cezlilura (63) GİBALİ ZİNDANLARI Son Posta'nın zabıta romanı: 33 nun Gâvur Mehmet olacağını, aklım- dan kat'iyyen geçirmemiştim, Çünkü.. Son Posta'nın siyasi tefrikası 1 'E MUHALEFET © Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı, Nasıl öldü? v YÜ ci ĞS Yazan: Ziya Şakir bizim taraflarda onun adı batalı o ka| Tam bir sene devam eden dertleşmelerinin sonunda, Tıbbiye mektebinden beş dar çok zaman oldu ki.. artık onu ta« mamile zihnimden silmiştim. Gâvur Mehmede gelince; artık ölü- Diye ısrar ediyorlardi. mün soğuk parmağının alnına temas| — İ te; meşrutiyetin ilk ilânı günlerin- enığıne kanaat getirmişti. Fakat, son| g., cemiyetin umumi manzarası bu dakikaya kadar sükün ve itidalini mu- şekli gösteriyor; ve başlıca şu üç mer- hafaza etmeyıî l'uır_u vefn:'_î!d' Z““'i_'" kez; cemiyetin varlığına sahip olmak d.Ch yıldırım sür'atile, şu sözler geçmiş- | 1diasında bulunuyordu. ti 1 — İstanbul merkezi. — Anlıyorum.. şimdi, en acı hakis| 2 — Selânik merkezi. katleri anlıyorum... Demek ki, birbi-| 8 ... Manastır merkezi. rişıdeıı büsbütün aytı olan bu şerirler| Bir müddet sonra, en şiddetli (mu- birleşmişler.. yeni bir kumpanya teş- halefet) lere zemin hazırlıyan bu iddia kil etmişler... Görülüyor ki; Kaptan| çe münakaşalarda, hangi taraf haklı Mihaloviç, bunların ele başılarından... | 4;3... Buna hüküm vermek ve ileride Nitğkim. Arnavutköy taş ocakların -|pas gösterecek muhalefet hareketleri - d.ı_kı kumpanyanın da ele başılarından | yin sebeplerini daha iyi anlıyabilmek idi.. (1) Demek ki benden için, bu üç merkezin hususiyetlerini © vak'anın intikamını almak — is-| etkik icap eder. tediler - Bunun için de zaval -| 1 — Istanbul merkezi. h Hâdiyeciğin başını kestiler... Âlâ..| 1anbul merkezi, tarihi bir hakkı hiç olmazsa, bu hakikatı öğrenmiş oe || sizdir. Çünkü; meşrutiyetin ilânın - luyorum. Bunlarla mücadeleye giriş- | 4a tam on dokuz sene evvel cemiye- meliyim. Ve çarçabuk ölmemeye gay- | (h temeli burada kurulmuştur. Ve bu arkadaş, İttihadı Osmani cemiyetinin esasını kurarak faaliyete geçtiler nevverler ve vatanperverleri ayni mak-|sek şahsiyetler tarafından deruhde e * sat etrafına toplamaktı. dilerek riyasete Murat Bey - geçirikdi. Bu teşebbüs semere verdi... İki sene | Avrupadaki münevverler arasında da sonra, cemiyetin efradı, yüzü tecavüz |bir şube açılarak serbest neşriyat ile etti. (1307) senesinde, Edirnekapısı | Abdülhamit tehdit edilmek için cemi- ret etmeliyim. - Petri çorbacının emrine karşı büyük bir teslimiyet göstermişti. Boynunu bükerek: — Ne yapalım, Petri çorbacı.. par- tiyi kaybettim. Elinize geçtim. Ne is- terseniz, yapabilirsiniz. Ne istiyorsan sor. Cevap vereyim. Söze, en evvel Papaviç atılmıştı. Bu haris ve tamahkâr adam: — Evvelâ, şunu söyle.. Lâpaç şato- sundaki hazine meselesi, yalan mı i - di?.. Diye bağırmıştı. sebeple de bir çok kurbanlar verilerek Bu kararı veren Gâüvur Mehmet, pek çok fedakârlıklar ihtiyar olunmuş- tür. Bu tarih şöyle başlar: (1) 1304 senesinde, arasıra askeri Tıb - biye mektebinde, muhtelif memleket- lerde doğmuş beş arkadaş, baş - başa verirler.. Hafiyelerin şerrinden, İhükümetin suistimallerinden, halkın zulüm ve istibdat altında inlemesinden bahsederler: — Acaba bunların önüne nasıl geç- meli?.. Diye, hasbihal eylerlerdi. Konyalı Hikmet Emin, Diyarıbe * Gâvur Mehmet, onun gözlerinin içi-| irli İshak Süküti, Ohrili İbrahim E - haricinde, (Arnavut Alâş ağa) nın ki- raladığı (Mithat Paşanın bağı) nda, dokuz kişilik bir içtima aktedildi. Ce- yet âzasından doktor Nâzım Bey - ile (Mısırlı, Ahmet Verdant (2) ve Ali Zühtü Beyler - firarları temin edile - miyetin vaziyeti, müzakereden geçiril-'yek - Avrupaya gönderildi.) Bu su - di. Cemiyete, bir idare heyeti seçilme- sine, bir nizamname yazılmasına, za - rüri masraflara medar olmak için ce - miyet âzalarından birer miktar para a- lınmasına, cemiyete kabul - şartları - nin kayıt altına konulmasına karar ve- rildi. Bu suretle artık muntazam bir şekle girmiye başlıyan cemiyet, az zaman zarfında mühim ve münevver zevat a- rasında da rağbet buldu. (Düyunu u- mumiye komiscri - ve (Mizan) gaze- tesinin sahibi - Murat Bey), Kocamus- tafapaşada (Bedevi) tekkesi şeyhi ve Kabataş camisi hatibi (Şeyh Naili E - fendi), biraderi İsmail Hakkı Bey, harbiye nezareti levazım dairesi mu » basebe kalemi müdürü Hacı Ahmet Bey, Nümunei Terakki mektebi mü « dürü Nadir Bey, gene o mektebin tarih ve coğrafya muallimi İhsan Bey, dok- tor Sabri Bey, Ragıp Paşa kütüphanesi hafızı kütübü Hacı Hafız Ali Efendi, Nümunei Terakki mektebi ders nazırı Hüseyin Bey, Ali Seydi Bey, kolağası Hüseyin Bey, Şeyh Naili Efendinin kü- çük kardeşi Yümni Efendi gibi zevat cemiyete dahil oldu. retle de, (Ahmet Rıza Bey), cemiyete alınarak oradaki şubenin riyaseti, (İs- tanbuldan münasip bir zat gönderilin- ciye kadar, muvakkaten idare etmek kaydile) Ahmet Rıza Bey verildi. Ayni zamanda, İstanbulda da mü - him teşebbüslere girişilmişti... Erme- ni vak'alarının zuhuru, Abdülhamidin idaresizliğine atfedilirken; — İstanbul - daki birinci fırkanın kumandanı (Mü: şir Kâzım paşa) ile (Zaptiye Nâzıri Nâzim paşa) ve İstanbuldaki Kürtler üzerinde çok büyük nüfuzu olan (Sey- yid Abdülkâdir efendi) elde edilmiş - ti. Bu zevâtın elde edilmesi üzerine, şöyle bir plân hazırlanmıştır 1 — İstanbulda bulunan Kürt ha * mallar vasıtasile, bir karışıklık çıkarı: lacaktı. 2 — Zaptiye nâzırı Nâzam paşa, bu karışiklık bütün İstanbul halkına si « rayet edinceye kadar hâdisata lâkayi kalacaktı. (Arkası var) (2) Ahmet Verdani, sonraları — Muura Kısa bir zaman sonra, cemiyet te -| gitmiş; Muır hürriyetperverleri arasında te 'feleı—'il. müri — ne bakarak homurdanmıştı: , Arapkirli Abdullah Cevdet, Kaf- .— Evet.. yalandı. tem, Arapkirli / kasyalı Mehmet Reşit ismindeki bu beş kemmül etti. Bir istihale geçirdi. (İt-|mayüz etmişti. Memleketinin — selâmetinı tihadı Osmani) ismi, (Terakki ve İtti-| matuf bir hareketi ııııı:-hdı. Kahiredı — Pekâlâ.. bana böyle bir yalan uy- |arkadaş; tam bir sene, böylece baş ba-|had) a çevrildi. İdare heyeti en yük -salben idam edilmiştir. Betonarme Köprü İnşaatı Eksiltme İlânı Nafia Vekâleti Şose ve Köprüler Reisliğinden: Urfa Vilâyetinde Urfa - Diyarıbekir yolu üzerinde 38,000 lira keşif bedelli Hacıkâmil Betonarme köprüsü inşaatının kapalı zarf usulile eksiltmesi 17/8/1936 pazartesi günü saat (15) de Nafia Vekâleti Şose ve Köprüler Reisliği eksiltme Komisyonu odasında yapılacaktır. Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak (190) kuruş mukabilinde Şose ve Köprüler Reisliğinden alınabileceği gibi isteyen- ler bu Şşartnameleri Urfa Nafia Müdürlüğüne müracaat ederek durmaya niçin lüzum gördün?.. şa vererek dertleştikten sonra, niha - — Çünkü.. Baron Vlâdmirin oğlu-| yet aradıkları çareyi bulmuşlardı. nu arıyordum. (1305) senesi mayısının 21 inci gü- Kaptan Mihaloviç, acı acı bir kahe|nü guruptan takriben bir saat sonra, kaha basmıştı: Tıbbiye mektebinin hamam binası ö - — Anlaşıldı... Demek ki İstanbula, İnündeki odun yığını üzerinde toplan- bunun için geldin; öyle mi?.. mışlardı. O akşam, güzel bir mehtap — Hem onun için... Hem de.. ka -| vardı. İşte, © mehtabın — ışığı altında, rım için.. zavallı Hâdiye için... (İttihadı Osmani) isminde bir cemi - Gâvur Mehmedin, her kelimenin ü-|yetin esasını kurmuşlardı. zerinde durarak söylediği bu sözler,| Maksatları; bildiklerine ve tanıdık- Mihaloviç'e bir tokat gibi tesir etmiş- |larına, hükümetin bu sakfm hareket - ti.. Ona, bir kaç saniye süren bir şaş- lerini anlatmak.. Milleti, istikbaldeki kınlık vermişti. Sonra, dudaklarında | felâketten kurtarmak.. bunun için mü- acı bir tebessümle başını önüne eğmiş: — Fakat.. onu kurtaramadın. (1) Gene bu sütunlarda meşrettiğimiz Demişti. (İttihat ve Terakki nasıl doğdu, nasıl ya- E e - şadı, masıl ödü?) tefrikasında bu mesele — Evet, Kaptan Mihaloviç.. —onu, lradadu. melmml ü iştik kurtaramadım... Fakat hiç olmazsa; Şimdi o tefrikamızı okcu talama' düşmanlarımı öğrenmeye muvaffak ol- |Lirlerini tereddütte bırak ik Sçün Ço dum,.. halefet tarihi) ile alâkadar olan bazı me - seleleri burada —muhtasaran — nakletmiye mecburiyet hisseyledik. ( Arkası var ) (1) (Gâvur Mehmet - birinci kısım - (Karayürek çetesi) Son Posta neşriyatın - dan... Muvakkat teminat (2850) liradır. Eksiltmeye girmek isteyenlerin resmi gazetenin 3297 sayılı nushasında çıkan talimatnameye tevfikan mütcahhitlik ehliyet vesikasını haiz olmaları. Müteahhit bizzat Mühendis olmadığı veya bir mühendisle bera- ber bu işe girmediği takdirde asgari on metre açıklığında betonarme bir köprü yapmış olduğuna dair vesika ibraz etmesi lâzımdır. Teklif mektuplarının 17/8/1936 pazartesi günü saat (14 ) de kadar Ankarada Şose ve Köprüler Reisliğine verilmesi lâzımdır. (72) Afyon Yetiştiricilerin NAZARI DiKKATiNE Uyuşturucu Maddeler İnhisarından : Afyon yetiştiricileri menfaatlerini göz önünde tutan idaremiz, bu seneki mahsülü Türkiye Ziraat Bankası vasıtasiyle doğrudan doğruya Aşağıda gösterilen şehir ve kasabalar alım merkezi ittihaz edildiğinden afyon yetiştiricilerin kendilerine en yakın olan mezkür şehir ve ka- sabalardaki Ziraat Bankası şube veya sandıklarına müracaatla icabeden tafsilâtı almaları lüzumu ehemmiyetle ilân olunur. Alım Merkezleri — Amasya, ( Akşehir - Ilğın ) Afyonkarahisar , Aydın, Çorum, (Eskişehir - Bilecik), Gümüşhacıköy, Konya, Kütahya, Ü — Isparta - Burdur) Malatya, Tokat, Zile. — (177)

Bu sayıdan diğer sayfalar: