3 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

3 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İttihad ve Terakkide on sene Üçüncü kısım (HARBİ NASIL İDARE ETTİK ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen No. 1 | Çanakkale muharebeleri hangi şerait altında başladı Hükümet Boğazların düşmesi ihtima 'ni—göıânüne ılnîş;ı. bu takdirde Payıtahtı | Eskişehire nakledecekti, müdafaaya oradan devam edecekti 915 haziranının yirmi birinci veya Yirmi ikinci günü. Uzunköorü ve Ke- tandan gelerek Muarız körfezinin ke - Barından dolaşarak Bolayırdan geçip - Geliboluya gelmiştik. Cazeteciler, e - dipler, şairler, musikişinaslar ve re- tamlardan mürekkep bir kafile, Ça - Hakkalede Türkün müdafaasını gör - Meğe, oradan Türk milletine ilhamlar AUmıya gidiyoruz. İtiraf ederim ki e - Üer Türk milleti ilhamını bu kafileden #İmıya muhtaç olsaydı bu müdafaayı Yapamazdı. Bereket versin ki © onu Zaten almıştır, kendi ruhundan ve e - zelden. Geceyi, geç vakit vardığımız Geli- şoıudı sefer halinde mola veren bir ihtiyat zabiti gibi geçirdik. Sabahleyin unca Celiboluyu ve etrafını gezi- Yoruz. — İşte burası son bombardımanda Yıkıldı. İşte, şu patlamıyan 38 lik Mermi... Bize mihrmandarlık eden - zabitler Rösteriyorlar ve anlatıyorlar: — Bu Celibolu yarımadasının düş- Man tarafından bombardıman edile - Miyen hiç bir sahası yoktur. Doğru endahtlara hedef teşkil etmiyen yrr:&! te aşırma endahtları yapılır. Günün t hangi bir saatinde, ekseriya henüz tabah olduğu sıralarda — ya bir balon| Yükselir, yahut Bemilerin topçularına işaret verir, on-| lar da bombardımana başlarlar. O gün | heresi akıllarına esmişse, nereden şüp- i varsa orası ateş altına alınır.| Mühimmatı esirgemek fikri ne kldif' istafa muhalif değilse o kadar mermi | Atılır, sonra darur, O sıralarda bom - bardıman sahasındakiler, ya inlere, Yahut ölü zaviyelere sığınırlar. Çünkü Mermiler ancak oralara yetişemez - ler. İşte şu gördüğünüz 38 santimet - telik mermi Küvin Elizahet dritnotu - hun attığı mermilerdendir. Nasılsa Patlamamış ve buraya kocaman — bir | kuyu açarak içine böylece kendiliğin- den kiçüstü oturmuştur. | Biz bakıyoruz. Bu cesamette mer- Miyi, şimdiye kadar işittik, fakat göre Medik. Bizim gibi, zabitler de o tari- he kadar görmemişlerdi. Onunla üç Bün evvel teşerrüf etmişler, — İşte, bu mermiler, diye anlatı - Yorlar, arada bir denize düştükleri za- Man minare boyunca su - çıkarırla | Bu manzara hoştür, biz onu şu sa - hildeki keskin kayalıkların dibinden bir tayyare dolaşır, | 1915 de Gelibolu sahilleri memesi üzerine bu defa Boğaza hem| İdenizden, hem de karadan hücum et - tiler. Yani, evvelemirde karaya as- ker çıkarıp Gelibolu yarımadasının hâ-! kim tepelerini tuttuktan sonra Bo - gazdaki müdafaa kuvvetlerimizin yu- valarını bozacaklar, ondan sonra Bo -| ğazın sularına hâkim olacaklardı. | İşte, bu plân Gelibolu yarımadasın- da aylarca devam eden bir boğuşma- mın esasını teşkil etti. Eğer Türkiye |Boğazları müdafaa edemeseydi, hem harp uzun müddet devam etmez, hem de değil Osmanlı imparatorluğu, hat- tâ bugünkü Türkiye dahi siyasi coğ - rafyadan silinir giderdi. Türk tarihini kurtarmak için Boğazları müdafaa et- ti ve muvaffak oldu. Düşman, Boğazların karfa kısımla - rına iki taraftan birden ve muhtelif noktalardan o zamanki harp tekniği-| nin en mükemmel vasıtalarla hazırla- dığı gayet seri ve şaşırtmacalı bir ih - raç ameliyesi yaptı. En çok kuvvetle iyu'kleııdiğj ve en müsait hücum nok - tası olarak tayin etmiş olduğu Ana - fartalarda, Mustafa Kemal Beyin © |meşhur müdahalesile hücumun mağ - Köp edilmesi üzerine bu ihraç kuvve - tinin plânı boşa gitti. Fakat, Türk müdafaası karşısında mağlüp olmayı kabul edemiyen iki büyük devlet, za - vwret son haddine gelmedikçe işgal et- tikleri toprakları tahliye etmediler ve bunun üzerine küçük Gelibolu yarım- adasının dar sahasında Türkle İngiliz- t#eyrederiz. ler ve Fransızlar arasında aylarca de - Bizimkiler bu işleri gayet tabif ola-| vam eden bir boğuşma başladı. Tak anlatıyarzlar. Sanki — mermilerin | düşüşünü sanki bir sirkte numara sey- Tederlermiş gibi görmeğe başlamışlar. larp ve mermi ile artık kardeş olmuş- | rl | İlk taarruzlar Bizlerin Türkiyenin hiçbir suretle tam (tün ümitlerine rağmen, hâkim olamadığı imparatorluk hudut- larından taşarak bir taraftan Mısıra, Öte taraftan Kafkasyaya doğru fütu- hat yapmıya kalkmasına mukabil, İn- gilizlerle Fransızlar da doğrudan doğ- Tüya imparatorluğun kalbine hücum etmekle ve kendilerile Rusya arasında Pürüzsüz bir yol açmıya karar verdi - ler. Bereket versin ki onların bu ta « Bavvurlarını bizimkiler — vaktile sez - Sırhklarını yapmışlardı. Martın ipti - Boğazlar düşmuş olsaydı | Anafarta gününde «teşebbüs» ü tam zamanında ve tam yerinde ele almış olan Mustafa Kemal müdaha - lesi olmasaydı, Boğazların düşmesi çok muhtemeldi ve hükümet te, bü - Boğazların düşmesini hesaba katmıştı. Eğer Bo - |ğazlar düşmüş bulunsaydı hükümet, merkezini Eskişehire naklederek mü- dafaada devam edecekti. Muvaffak ©- Tabilir miydi? Yani müdafaa uzun İmüddet devam edebilir miydi? Son - raki vukuat gösterdi ki buna imkân yoktu. Bununla beraber sebat ve mü- dafaa devam edecekti. Hattâ biz Mit- hat Şükrü Beyle konuşmuş, Tanini Es- Hattâ, ben vazifede serbest olabilmek yenin uzun müddet harbe devam ede- | bilmesi imkânsız olduğunu bilmiyor da değildik. Kömürsüz, mühimmatsız, fabrikasız, malzemesiz harp nasıl ya- 'tanbula bağlıydı. I Hükümet bunu bildiği için Çanak- kalenin müdafaasına da o — derecede | ehemmiyet verdi. Fakat bu müdafaaya asıl ehemmiyet verenler Türk çocuk - larıydı. Ç ü tarihin istikametlerini, sade biz Türkler için değil, diğer bir sürü milletler için de değiştiren bu müdafaayı Türk, sırf kendi — şuurile yapmış ve tam manasile gayri müm « künü mümkün kılmıştır. Gelibolu bir harp sahnesi değildir. Orası ancak bir menzil noktasıdır. Biz de ileriye, fon Zandersin Elmalıdaki karargâhına gideceğiz. Sanki biz gez- İmeğe giden bir kafileyiz, faytonlara ikurulduk ve yola düzüldük. İçimiz- |dekilerin hepsi de harp sahnesini ba - zan fotoğraflar, bazan da haritalar ü- zerinde görmüş insanlar. — Bunun için bir hücum, yani bir bombardıman veya bir tayyare hücumu halinde ne- ler yapmamız icap edeceğini anlatarak İbize tahaffuz dersi veriyorlar. Öğ - renmesi kolay, tatbikı güç bir iş olsa gerek, (Arkası var) HASAN KUVVET ŞURUBU Zaafı umumi kansızlık ve kemik diklerinden lâzım gelen müdafaa ha -| kişehirde neşretmeğe karar vermiştik. hastalıklarına şifai tesirleri çok- tur. Çocuklar, gençler, genç kız- dalarında Boğatı denizden zorlamak | için ailemi Eskişehire yollamıştım. Fa-| lar ve ihtiyarlar her yaşta isti- Üzere yapılan jlk taarruzun netice Ka Kİ İ Z A b ” İi vere kat, Boğazlar düşmüş olsaydı 'Türki-| mal edebilirler. pılabilir? O tarihte bunların hepsi İs - Ğ | Yazan: İsmet Hulüsi İMSET — Bayan bu güzel gçocuk resmi ki - dum. Oğlumun bülün eşyası duruyon min? idu. H yalağı bile bozulmamıştı — Oğlumun! | Bebeği, öteki oyuncakları hep odasın * — Demek sizin oğlunuz var.. da jidi, Ben odasında saatlerce olurur — Yirmi iki sene evvel vardı, fakat | Bazan çocuum odada imiş gibi onunls şimdi! ikonuşur, Bazan da eşyasını alır koklar — Öldü mü? koklardım. Yirmı sene böyle gıç . — Bilmem ki.. — Oğlunuz gelmedi. — Anlıyamadım. — Kim bilir, be i.. Bu çol — Yirmi iki sene evvel o daha herüz | garip bir hâdise idi. Geçen kış! Bü üç yaşında idi, Bir gün hizmetçi ile| gece hava epey soğuktu. Ben oğlumut birlikte sokağa çıkmışlardı. Hizmetçi | odasında oturmuş dikiş - dikiyordum eve yalnız döndü, çocuğumu kaybet - | Kapının çalındığını duydum, — Bira$ mişti. |sonra hizmetçi kapıya geldi. «Sizi ka * — Ne diyormsunuz? İ|pıdan istiyorlar» dedi. Kim istıyor db — Evet, çocuğumu kaybetmişti. ye sormadan aşağı indim. Kapıda bi Deli gibi sokağa fırladım. Karakol - genç erkek duruyordu.. Ne islediğini lara gittim. Her tarafta aradım, aral - sordum: tım.. Fakat nafile. Çocuğumu gön»r;( — Ben, dedi. Bayla görüşmek isten yoktu, Akşam babası, ölen kocam gel -| dim.. di. Vak'ayı duyar duymaz çok üzıı.d"j.l Bütün gece aradı. Bu civarda eskiden beri oturanlar bilirler. Kocam âdeta biür çılgına dönmüştü. Her kapıyı bir kaç kere çalıyor. Alfah rızası için ço - kuğu gördünüzse >cam çoktan öldü. Evi — Ne istiyordumuz söyleyiniz? — Buralarda' bir işim vardı, gündüt gelmiştim; gecile söyleyin diye yal- j : tim son tren git T Yarınki nushamızda : vi p.»,m': Ben ne yapa - .. vasila — olmadığ bilirdim. Oğlu - Duşenler... Bibi bir otel d mun — yatağının yok , Lâalettayiş İnmer ti Yazan: Peride Celâi | bi: kapı çasarım muştum. Bir gün evvel ona aldı - ler... diş ğım ufak bir bebek yatağın içinde yü-| Bir an düşüfdüm. Oğlum zü koyun yatıyordu, İbir gençti. Bir gete evimde misafir e | Başımı oğlumun yastığına koyuyor, debilirdim. Yüzüne dikkatli — baktımiz ağlıyor, ağlıyordum. Bu yüz bana yabancı değildi. z Kocam, zavallı kocam oğlumun kay-| — Bizde kalebilirsiniz, dedim, be * bolduğun ay sonra öldü. O ne nim oğlum yerindesiniz.. iyi bir insa lümüne ne sebep o - «ekkür ederim bayan, çok te lurdu; üzüntü! Bir ay içinde öyle çök- r m, fakat sizi rahatsız et müştü ki ölümünü sanki kendi hazır - emiyorum.. Jemıştı. Bu kimdi biliyor musu: Ben, of.. Yaşadım işte; çocuğumun Bu be oğlumdu. Çünkü be beni misafir eden 'akat şu resim yok mu , Çocuğum ölmediyse diyor- | onu! ydi, oğlumdu, oğlum bir ge ün olup gelecek.. Hani hep © |ce misafir olmak için evime gelmişti hep o ü ndaki halile gözümün ö -| Ve kalmadan gitti. Bir daha da onüt nüne ge! u. Öyle gelecek diyor -| göremedim. HS ı lnhisarl;f— U_ Müdürlüğünden: I 15.000 Kilo toz sigara makine kolası. 25.000 » » » paket kolası. L — Yukarıda cins ve miktarları yazılı iki kalem malzeme şartnamesi mucibince pazarlıkla satın alınacaktır. IL — Pazarlık 10/XN/1936 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 15 de bir Geliboludan Elmalı ngâhıu Kabataşta Levazım ve Mübayaat şubesindeki Alım komisyonunda yapıla. caktır. H, — Şartnameler parasız olarak her gün sözü geçen şubeden almabilir IV. — İsteklilerin pazarlık için tayin olunan gün ve saatte ©6 7,5 güvan- me paralariyle birlikte adı geçen Komisyona gelmeleri ilân olunur, (3104) Elektrik Münakasa İlânı Niğde belediye riyasetinden: 1 — Niğde şehrinin nafia vekâletinden musaddak elektrik projesi mu- cibince yapılacak olan elektrik tesisatı 1/11/936 tarihinden iti « baren 45 gün müddetle kapalı zarf usulile münakasaya konulmuş. tur. 2 — Münakasa 15/12/936 tarihinde sahı günü saat 15 de Niğde bele. diye dairesinde encümen huzurunda yapılacaktır. 3 — Tesisat üç kasma ayrılmıştır. A — Santıral binası 2 muhavvile binası; yer altı kablosu için tuğ« la, kum, ve direk diplerine konulacak taşdan ibaret olup heyeti mecmuasının bedeli keşfi (6420) lira olup 9o 7,5 te. minat akçesi (481) liradır. B — 303 adet ağaç direk bedeli keşfi 1415 lira olup 96 7,5 temi- nat akçası 107 liradır. C — 150 beygirlik buhar lokomobili alternatör, — tablo, santıral muhavvilesi, santıralın. diğer teferruatı, santıral binası ile şebeke arasındaki kablo çıkış tertibatı, yeraltı kablosu ve ild adet muhavvile merkezi techizatı ve şebekeden ibaret olup mezkür tesisatın Mersin gümrüğünden Niğdede santıral ye- rine kadar nakliyesi de dahil olmak üzere bedeli keşfi (37974) lira olup ©p 7,5 teminat akçası 2848 liradır. Bu üç kısım tesisat ayrı ayrı münakasaya konulmuştur. Her üçüne birden talipolanların da teklifleri kabul edilir. 4 — Bau işe ait evrak şunlardır: Proje ve teferruatı, fenni şartname, ko. şifnameler, eksiltme şartnamesi, mukavelename nümünesi. — Talip olanlar bu evrakı Niğde belediyesinden İstanbulda Taksimde İstik. lâl apartımanında elektrik mühendisi Hasan Hâletten; ve Ankara- da Şehremaneti hey'eti fenniye müdür muavini mühendis Asım- dan alabilirler. 5 — Muvakkat teminat ©6 7,5 olup kanun mucibince bu teminat ve teklif mektubu ihale saatinden bir saat evvel belediye riyasetine tevdi edilmiş bulunacaktır. 6 — Münakaşa 2490 No:lu kanuna göre yapılacaktır. Talip ol1nlarm bu kanun mucibince ve eksiltme şartnamesinde talep edilen bilü « mum vesaikla birlikte o gün münakasada hazır bulunmaları ilân olunur, - K ga K - İ ÜÜi dörü düteei SÜMRAELÜRELA Ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: