7 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

7 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eeT 2 Sayfa Vataniler hata ve gaflet İçinde bulunuyorlar ! — Yazan: Muhittin Birçer —— enevre kararlarından sonra, Va- taniler, aylardanberi üzerinde yürümekte oldukları hatalı yoldan ay - nılmamak hususunda ısrarda devam etti- ler. Önce parlâmento âzasından biri, na - ibler meclisinin kürsüsünden, Alsas-Lor- rain meselesinde vaktile Fransızların yap- mış olduklarını hatırlattıktan sonra Su- riyenin de 44 sene bekliyebileceğini ve Araplığın ittihadı sayesinde, bir gün ge- lip Toros hattımı da istirdad edeceğini söyledi. İki gün sonra da, aynı parlâmen- to, 1871 de olduğu gibi, tantanalı bir ka- rTar sureti kavul etti ve Hatayın yeni re- jimini kabul etmiyeceğini ilân eyledi. Bunlar, Vatani fırkasının yanlış yolda ve gaflet içinde yürümekte devam ettiği- nin alâmetleridir. * Bizzat Vatanilerin itiraf ettikleri vec- bile, Hatay, da Arablar, ekalliyettedir - ler. Bu ekalliyetin ümmi olduğunu, Türk- Jerin bunlara karşı bir kaç defa daha mü- nevver bulunduğunu iddia edenler de biz Geğiliz. Bunu, bizzat onlar itiraf ediyor - lar. Şu halde Vataniler ne demek istiyor- lar? Ümmi bir Arap ekalliyetinin mü - nevver bir Türk Sünni ekseriyetine ve münevver bir Türk Alevi ekseriyetine, komiteci Ermenilerle birleşip jandarma ve komiteci kuvvetile hâkim olmak mı? 'Türkiyenin bütün kabahati, Milletler Cemiyetinin bütün cinayeti böyle bir ta- hakküme müsaade etmiyerek, onun yeri- ne herkesin rahat ve huzur içinde yaşı yabilmesini ve tabil inkişafında devam et- mesini mümkün kılacak bir rejim getir- miş olmak mıdır? Ümmi Arap ekalliyeti ile münevver Türk ekseriyelini ezmek istemek kabahat olmuyor da bu mu ka - bahat oluyor” Vatani mantık'ının bir ucu öteki ucunu tutmuyor ve bu her tarafı parça parça mantıkla, vatani, Suriye va- tanını hata ve gaflet yoluna sürüklemek- te devam ediyor. Hâlâ, Suriye gazeteleri Sancak rejimini kabul etmemekten dem vuruyorlar ve Cenevreye giden hükü - met reislerine, «tâdil ettirmeğe muvaf- fak olamadıkları bir kararı protestoya» davet ediyorlar. * Bugünkü Vatani kafilesinin ileri ge - Jenleri, bir zamanlar, Osmanlı parlâmen- tosunda ve serbestce tenkid hakkını halz Şam ve Beyrut matbuatında, ittihatcıla- m Jacobin (Jakoben) lere benzetirlerdi. Asıl Jacebin'lerin kendileri olduğunu a- caba şimdi neden farketmiyorlar? Neden dolayı Türke ve Türklüğe hâlâ bu kadar şiddetle bücum ediyorlar? Türkler, bir zamanlar kendilerini müdafaa edememiş olan Arabları her nevi harici tecavüzle- yve karşı müdafaa etmiş olmaktan başka ne yapmışlardır? Osmanlı imparatorlu - #undan şikâyetleri varsa, evvelce de söy- Temiş olduğumuz gibi, bu imparatorluk- tan herkesten ziyade şikâyete haklı olan Türklere değil, merhum imparatorluğa müracaat etmelidirler. Halbuki, geçende gördüğümüz bir misal, bize gösterdi ki iş öyle değildir: Abdillhamidin oğlu Selim bir kaç hafta evvel öldüğü zaman, onı' tantanalı merasim yaptılar. Demek, bu imparâtorluktan şikâyetleri yoktur. Ya Türkiyenin kabahati nedir? Ümmi bir Arap ekalliyetinin münevver bir Türk mı? * Hangi taraftan bakılsa görülüyor ki ısrar ediyorlar. Geçende, Türk konsolo- ket takdim etmek suretile Türklere kar- dan dolayı küplere binmiş olan bu nas- yalnız bir husumetle mütehassis bulu - tün Araplığın, dün de, bugün de, yarın da dostudur. Türkler tarafından yardım, | müzaheret görmeksizin ve icabında on - lar tarafından müdafaa edilmeksizin, A-| raplık bugünkü halinde, hiç bir davasını tam müdafaa edemez ve Türkler de A-| raplara kardeş gözile bakıp her zaman | onlarla elbirliği yapmıya hazırdır. İşte, | Suriyenin Vatani Jacobinleri, Arap nas- yonalizminin en birinci yardımcısına kar- gı bu kadar ters, bu kadar aksi, bu ka - (Devamı 3 üncü sayfada) el aa —i . ekseriyetine tahakkümüne razı olmamak | Vataniler gaflet içindedirler ve hatada | HITK metredir. suna, bir kısım Suriyeliler namına bü -|20 metredir. şı dostluğunu göstermek istemiş olmasın- |nasına gelen öpüşmeler: |8 metredir. yonalistler, Türklere ve Türkiyeye karşı|sına ö nuyorlar. O Türkler ve o Türkiye ki,|7 metredir. Türkün hakkına dokunmak istemiyen bü- | ——— — — a e — İSTER İNAN İSTER İNANMA! Basit bir yol kazasında bir kadın yaralanmıştı. Hastane- ye kaldırıldı. Sıhhi vaziyetinin ne hale geldi için geç vakit başdoaktorluğa baş vurduk: — Gazetociye malâmat vermek salâhiyetimiz haricinde- dir, denildi. Hatbuki beş dakika sonra bu kadının dostla - rTından veya yakınlarından olan bir zatın bizden esirgenen Resimli Makale: SON POST. | X Pazarlık etmeyiniz... 9ü Alış verişte pazarlık yekdiğerin! aldatmıya çıkan iki ada- maın münakaşasıdır. bu münakaşada da için ve mutlak surette alıcıdır, çünkü satıcı malını hiç bir zaman değerinden aşağıya vermiyecek, veya çok fazla bir para vermiş olacaktır. aldanan her vakit alıcı da daima az Mağaza bir tuzak değildir. Tezgâhının arkasında — bir örümceğe benzemek istemiyen tacir pazarlık usulünden vaz Bgeçmeli, aldatıldığı hissinden kurtulmak istiyen (alıcı da pazarlık usulüne müracaat edilmediğine mutlak surette ka- ni olduğu yerlerden alış veriş etmelidir. SÖZ ARASINDA Karısını 2600 lirete Satan bir mahküm a a Hi yin SÖPEStrmten. Bir katil maddesinden dolayı İtalyanın Speçya hapisanesinde beş sene yattıktan sanra çıkan Ugki isminde birisi evine gel- diğinde genç karısını dostlarından Nan- di isminde birisile birlikte yaşamakta ol- duğunu görmüştü. Ugki bu hale hiddet - lenecok yerde bilâkis memnun görün- /müş ve al aşağı ver yukarı bir pazarlık- tan sonra karısını 2600 liretle yüz liretlik bir rovelvere satmıştır. ( HERGÜN BİR FIKRA İnanamıyacağım Ahmet Vefik poşanın bir uşağı var- dı. Uşağın gayet sadık bir uşak oldu - gunu herkes bilirdi. Bir gün paşaya: — Eğer, dediler, siz denize düşecek olsanız, bu uşak, bütün tehlikeleri gö- ze alır, tek sizi kurtarmak için ken - dini de denize atar. Paşa cevab verdi: — Böyle bir şey yapacağına emin olsam, sadakatine inanırdım. Fakat yazık ki hiç bir zaman sadakatine ina- tamtyacağım. — Neden? — Onun gadakatini tacrübe etmek tçin hayatımı tehlikeye koymak niye- tinde değilim de!.. * »e Öleceğini sekiz gün Evvelden haber veren Adam | Dünyanın en bahtiyar Amerikalı üçüzleri Dora, Doris, Droti Amerikalı üçüzler- Sözün Kısası Kıskanmakta haklı Değil miyim ? İs, Hulüsi âtün dünya erkeklerinin başla ” yına konmadık devlet kuşu Yöl mz onların başlarına konmüş. 15’”*”; Frankhot Tone, Gary Coopet, Kttf Gable, bunlar malfim sinema artistli Gazeteye yanyana konulmuş ilk defa dikkatli bakıyorum. Güzel d7 kanlılar.. yakışıklı delikanlılar. İçimde anda bir kıskançlık uyanıyor: — onlaf — Ah, diyorum, ne yazık Ki biz gibi olamıyoruz. Biz onlar gibi olamıyoruz.. bu Wx 'me bir kurd gibi giriyor. Resimlere tikca kıskançlık damarlarım kâbl’“; Gene mi kıskanıyorum? Beyaz Ppefd p karagöz gibi görünmek mi istiyorum” d lân kadın san'atkârla velev ki ca'li sun bir filmde bir aşk macerası mi YAĞT mak istiyorum? Resmimin genç kızlar v eeplerinde dolaşması hoşuma mı Gİ:; gek? Gazetlerin kırk defa evlenip, şe altı defa âşık olup yirmi defa boşâll! mı ikide bir tekrarlamalarından HaZ duyacağım? Hayır, hayır; bunların hiç biri eli Resimlerinin gazeteye konulmasının 5e bebini okuyorum: ğ Bu üç sinema erkeği kadınlar yüzün den meşhür ve zengin olmuşlarmış. h Niye kıskandığımı şimdi anladınız _!:# Kadın yüzünden zengin olan şu üç &” 'bir yana bıraksak, geri kalan bütün ,yadaki erkekler, ya kadın yüzünden pöa rasız pulsuz kalmışlardır.. yahud dâ gü az hayatlafına 'kadın girdiği İçi MMM geçimlerini bozmuş, sıkıntıya girmiş. bür tün ömürlerince rahat yüzü ıörrnfmîâ"" dir. g #*Kadının fendi erkeği yendi» dıtdl”’u ri zaman milyonlarca erkeğin adi OY taya atılacak ama: «Erkeğin fendi kadını yendi!.» di Dedikleri zaman ancak üç erkek l_ sayılacak.. bu üç erkeği h;unmlk * haklı değil miyim?... mi İsmet Hulüsi xi L İtalyada yeni evlilere gösterilen kolaylıklar dir Şimdiye kadar bir kere olsun hasta-| Geçen nisanda bal aylarını geç lanmıyan, hattâ nezle nedir bilmeyen bu | üzere Milânodan 724 çilt, üç kızkardeş, ayni mektepte okumuşlar, | maya gitmişlerdir. Amtrikada tcaretle meşgül 56 yaşın- | SYN yaşta mekteplerini bitirmişler, ayni da Jozef Fyor isminde bir adam geçenler- de bir gün allesine daha sekiz gün yaşı- yaşta sevmiş, sevilmişlerdir. Daha garibi, ikişer yaş araları olan üç İyacağını katt olayak söylemişti. Maddi | €rkek kardeşten hoşlanmışlar ve yaş Fakat aradan bir hayli müddet geçtik- |ve mönevi bütün kuvvetlerine sahip olan |Harklarının mecmuu olan 6 ay seviştik - ten sonra günün birinde Ugki, karısını | sattığı Nandinin evine gizlice girerek bir x takım elbisesini aşırması üzerine yakala- nıp mahkemeye verildiği vakit bu karı alım satımı ortaya çıkmış ve müddelu - muminin talebi üzerine karısını satan Ugki yedi sene hapis ve 11,000 liret ceza- ya ve karısı da 4 sene hapsi ile beş bin |/ liret cezaya mahküm edilmişlerdir. Öpüşmelerin uzunluğu Holrvud film müesseselerinin tanm- mış erkânından biri olan Robert Leonar gazetecilere filmlerde mevcut öpüşme sahnelerinin uzunluğu hakkında şu iza- hatı vermiştir: «Hararetli iştiyak öpüşmeleri» film- lerden kaldırılmıştır. Bugün mevcut o- lan öpüşmelerin çeşidi şunlardır: | — Sevgililerin öpüşmesi: Bunlar 2 — Veda öpüşmeleri: Bunlar azami 3 — (Sizi çoktanberi görmedim) mâ 4 (Geceler hayırlı olsun) mâna- üşme: 12 metredir. 5 — Kaynana öpüşmelerinin boyu; İSTER tüccarın bu sözleri ailesi tarafından cid- diyetle karşılanmamıştı. Fakat tüccar bü. tün hısımlarına ve ailesine korku saçan bir ısrarla öleceğini tekrar ederek vasi- yetnamesini tanzim etmiş, tabutunu kendi elile hazırlatmış, bundan sonra ar- tık tüccar ölümünden bahsetmez olunca ailesi efradı söylenen sözlerin gelip geçiti bir sinir buhranına hamlederek sevinmiş- lerdir. Fakat tam sekizinci gün tüccar evinden çıkarken karısına ölmeden evvel son bir Bezinti yapmak istediğini söylemiş ve bir Mmüddet dolaştıktan sonra evine dönünce döktor yetişinceye kadar can vermiştir. Rokfeller kaç para bıraktı? Vaşingtondan bildiriliyor: Rokfellerin oğlunun ifadesine nazaran müteveffanın serveti zannedildiği kadar fazla değilmiş. İhtiyar işten çekildiği zaman ber ne ka- dar bir milyarı toplamış ise de, faal ha- yatı terkettikten sonra hayır cemiyet - lerine paralarını dağıtmış ve buhranın da gelmesile bu bir milyarın yarısından faz- lası ziyan olarak 450 milyona kadar düş- Müz. iğini öğrenmek olabileceğine sen: İNAN iİSTER | malümatı öğrenmesi pek mümkündü, biz bu vaziyete ba- karak haber almak vazifesile mükellef bir gazeteciye haber vermemenin yanlış tatbik edilen eski bir emiftden doğmuş olacağına inanıyoruz, fakat ey okuyucu bu kaidenin doğru İNANMA! ten sonra geçenlerde evlenmişlerdir. Şim- di her yere beraber giden üçüzler dünya- nın en bahtiyar kızları sayılıyormuş. Bir wapurda panik uyandıran yılan Brozilya ormanlarından yakalanan bir yıklarını muhafaza etmektedir. Çok vahşi canavarlar ve yılanlar Sitief | kadar hiç vakit ne boya mütehi Nevil vapurile Nevyorka getirilirken ye- me de diş doktoruna gitmek aklınA di metre uzunluğunda bir yılan nasılsâ mühafazadan çıkarak ortada dolaşmağa başlamıştır. Bu müthiş yılân vapurun ko: ridorlarında görülür — görüli | imez — herkes bayılıp yere yızvıhanmı; ve 4.1!1—'1'“'—“, korkusundan nereye kaçacağını şaşırmış, vapurun içinde bir panik başlamıştı. Fa- kat bu arada vapur Nevyorka yaklaştık- ça hava soğumağa başladığından — yılan bütün faaliyetini yavaş yavaş kaybede - rek nihayet donüp bir ambarın içinde kışlık uykusuna dalmıştır. V'ıııjır Nevyorka vâsıl olduğu zaman bu müthiş yılan daldığı uykudan bir e- lektrik sobasının yardımile uyandırılmış ve yılan bir maymun gibi elektrik soba- sına itaat etmekte bulunmuştur. Bu sa - yede tekrar kafese konularak vapurdan çıkarılabilmiştir. karı koca; B0 Şimendifer idaresinin yeni evliler 5 nakliye ücrelinden Ş B0 tenzilât Ö etmesi yeni evlilerin balayı ıe!ffh' teşvik etmiştir. İtalya hükümeti bi vt halk tabakası ararında evlenmelefi tırmak için yeni evlilere pek çok KÖÜT Jlıklar göstermektedir. ' Genç kalmanın sırrı Japonyalı doktor Kunnyi Yosida ı";î 5i lik eksirini bulmuştur. Bugün elli ılaEıi NCi şında bulunduğu halde gençlik çehf' we vi Ş çevikliğini, dişlerini ve siyah uç-mdl!. İ , Kü bf | gelmemişlir. Doktorün genç kalmi xt £ sirrı pek sadedir. Böl ıspanak yem*’ı’_v— Bu esrarı keşfettiği zaman otuz Y şar da bulunuyormuş. Her gün ınulıî!l“w# ( retlerde pişirilmiş ve ekseriyetle PİF * iki kilo ıspanak yemektedir. Doktür panakta bol miktarda demir bulunduğ 14 fakat vüduda zarar verici bazi ıoll“ı' ş bulunduğu cihetle bu muzır madde Gi ıspanağı tasfiye ederek yemekte oı””_ nu ve ancak bu suretle gençliğini M' za ettiğini söylemekte imiş! a Biliyor musunuz ? vetir!i | — Balon hangi yıl icad % 2 — Çırağan sarayı kaç : yanmıştır? 3 — «Zalim bir zulme ı'lf'f“'::, ) «Elbette olur ev yıkanım d,_..xı"" masraları kimindir? (Cevabları yarıt) * (Dünkü suallerin cevabları): imâ | — Yeryüzünde kibrit istimâ' 1834 yılında başlanmıştır. A 2 — Sakarya harbi 1921 yılında YA pılmıştır. 3 — İngiliz hariciye Na 1897 de doğmuştur. Bugün 39 yaşıü' dadır. K Cui isn Üü e Bkdil a BÖ

Bu sayıdan diğer sayfalar: