1 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

1 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#Son Posta,, nın ikâyesi r kulübe. Yerde kalın hasırlar t kaba tahtalardan yapıl- rıda kar lâpa lâpa. y postlar atılmış. Bü kh iki delikanlı oturu- nesine doğru sarkan 1 bıyıkları, bal rengi mahzun i var, Dalgın, ocağa baka- rak ellerini dizlerinin üzerine bırakmış hareketsiz duruyor. Öteki esmerce ıf çişek bozuğu bir adam. Ba- 1 ve cana yakın. Onun da rinde fakat ocağa değil, arka- ana bakıyor. Bir aralık yerinde kımıl- dadı, kulübenin karlarla kapanmış kü- çük pen üne doğru baktı: Şu imamın gızını (Gül Peri) yi bi türlü unutamiyon be Ömer.. onu sana vimezler dediğim zaman bana ne gadar gizmışdın. Amma sonram bubasından iİs- teyip te o, «senin gibi bir çoban parçası- na ben eltimi vemem» deyince hak vedin bana, Şimdide unut, hayır yok o gızdan diyamda neden söz anlamıyon bimem ki! Sonra sözünü birdenbire keserek dışa- rısını dinledi. — At seşleri var, dedi. İkisi de bir anda ayağa fırladılar, Ö- meer sazını telfişla yerine koydu. Kapıya doğru koştâlar. Kapıyı açtıkları zaman rüzgür karları içeriye doğru savurdu. Ze- hir gibi acı soğuğa aldırmıyarak dışarı çıktılar. Dikkatle karanlığa doğru bakı- yorlar. Biraz sonra sür'atle gelen üç atlı dü. Kulübeye yaklaşınca bu atlı- rdan ikisi hemen yere atladı, bunlar Ömerle Mehmedin hiç tanımadığı kimse- ler. Kalın gocuklara bürünmüşler. Yüz- 1 fena.. iki delikanlı on- ini, ne istediklerini rdı ki birdenbi an yakarız.. med hayretle birkaç adım İki adam onlara akta devam ederek öbür atlı- silâhlarını Atın Üstündeki adam ağır hareketlerle | atından indi. Kucağında düşürmemeye çalıştığı, siyah göcuklara sarılmış bir yük Var. de, Mehmed önde gidiyorlar, Arkaların- daki adamların ellerinde silâhlar olduğu için kıpırdamalarına, kaçmıya davran- Malarına imkân yok. İçeri girince adam- lar onların özerlerini aradılar, silâh ol- madığına kanaat getirince bir köşeye çe- kilmelerini işaret ederek: «Kıpırdaman ha..» diye, bir de tehdid sövurdular, sonra kucağında yükle bera. ber ayakta düran adam ocağın yanına yaklaşıp kucağındaki şeyi yere bıraktı ve sarılı olduğu göcüğü Yavaşça açtı, o zaman köşede hareketsiz duran iki de * Son Posta . nın edebi tomanı — 4I — âSîLARA - Diye söylenib duruyordu. tılı fotografların içinde dolaşı süm de; Benim uykum yok, Sen istersen in aşağıki odada yat! Diye çıkışıyordu. Fatma susuyor, fakat düşünüyordu: Ne oluyordu bu anasına?.. Her akşam | en dağıtıb yeniden topladığı bu'yalnız hayalinde yaşattığı bahçalara ne vakit tam bir şekil ve is-| defa tirahat verecek, kendisi de hangi gece gözler dan ve ahası! d »mı'l an )m n bu çıtırdısından, pılit yabilecekti? ÇOBAN KULÜBESİNDE kanlının renkleri sapsarı oldu, gözleri hayretle büyüdü, gocuğun içinde bir kız var. Saçları alnına büklüm büklüm dö- külmüş, rengi kireç gibi bembeyaz bir kız.. iri mavi gözleri korkudan büyümüş, güçlükle nefes alıyor. Mehmed dudaklarını isırarak — Ömere baktı, Ömerin gözleri şimdi çakmak mak olmuş. Bu gözler ye içinde duran kızın üzerinden k bu kız Ömerin yıllardır üzerine titrediği, sevdiği kız, imamm ona bir türlü lâyık görmediği kızı Gül Peri,, gözleri delikanlıya sanki: «İmdad, be kurtar» diye, bâğırıyorlar. Bu gö öyle yalvaran, biçare bir mana var Mehmed de yüzünün sarılığ daklarının bile- belirdi, takım lunan y a T çıkardıklarını, raflarda cek, içecekleri kendi imiş gibi alıp yerlerine oturdu rünce bu tebessüm arttı ve sesle onlara seslendi larını g neş'eli — Âlem var desenize ağalar?. Üçü de dönüp kızgın kızgın ona bak- tılar. O Mehmedin kolunu dürtmes'ne |aldırmıyarak pervasız bir tavırla devam Hep beraber kulübeye girdiler. Ömer- | etük — Biz de delikanlıyız be., ne günahı- mız var bu köşeye tıkıldık galdık, bizi de yanınıza &lın da hayır işleyin. Hem siza saz çalar, türkü söylerim, isteme misiniz? Adamların birdenbire yüzleri — gül birbirlerine bakışıyorlar. Uzun boylusu kızı göstererek: «Şunu da oynatırız, fena olmaz diyor. Sonra sesleniyor: — Haydin sazını gücakla ge! baka'lım Ömerin yüzü sevinçle aydınlandı. Mah. med ona hayret ve hiddetle bakıyar. AR AYAY 7 D ğğleNâKO RUZ caba imamdan intikam almak için mi pis haydud!ara uymiya kalktı. Peki ama DA yzenin odasının kapıları önünde dola - İşte bu gece de Gülsüm konsolunun'şacak erkek hayaline dalıyordu. Aca- dan yorgum ve gözlerinin altı önündeydi. Bugece de ellerini, fare gi-|ba Adnan bu gece de odasından çıkmı-/ Mandan siyah bir hâleyle gölgeli bul- bi, bohçaların ve yırtık gazetelere sa-| yacak mı ve Gülsüme beklediği daki-'du. tırıyordu. | kanın intikam kadar tatlı ve belki inti- Bu gece de Fatma sinirleniyor, Gül -|kamdan da tatlı zevkini vermiyecek ım!ı | idi? Adnanın kendisindeki fotogrâfla- rında yandan ve önden, gölgeli ve f. la ışıklı, gülen ve samurtan her pozda ve her çehrede resimleri vardı. Yalnız yüzünde ihtirasın âlevleri tutuşan rünüşü yoktu. Gülsüm, |i nm ğt o anını bir bile olsa gözlerile görmeden” ve onu Mahmürenin kapısı dibinde © zti yoran bu kör ampulün ışığın-İrab ve 6 şehvetle yıkilmış bulmadan | Tahat edemiyecekti. Fakat Adnan, e © yüzünü Gül Peri ile Örner köye varıncıya kadar hiç konuşmadılar ve kız Örerin göğrüne sokularak içini çeke çeke ağladı. Kız, Ömere bakıyor. Kızın iri mavi | » bir | Yaran y l Halid Fahri Ozansay ı Fütma -böyle düşünüyor Yyorganı | gösterecek mi idi? Gü! üme © zevki vı-! l' Peride Celâl (Gül Peri) yi sevmiyor mu artık! Ömer sazının durduğu rafa doğru koş- tu, ayaklarının ucunda yükselerek elini sazına götürdü, sonra birdenbire döndü. Haydudlar üçü de yerlerinden sıçradılar. Ömerin elinde sezdirmeden raftan aldı-| ği silâh pariryor, boğuk bir sesle bağırdı: — Kıpırdaman yakarım ha, şakam | yok. Hayducların Üçü de ellerini silâhları- | na götürecek vakit bulamadan öyle ha- frek kalıyorlar. Gül Peri yerinden ak Ömrerin yanına koştu. Titriye- | sına büzüldü, Mehmed de ko- , duvarda asilı duran çifteyi kaptı. İki delikanlı bi dakika içinde üç haydudı nt alıp pis pis kü(-ş malarına — aldırmı $ladılar, son! h- | med ocağın kenarına sinmiş, bu halleri | an içinde titriyerek n kıza ocuğu a- | seyi klaştı, ocağın Önünde duran g k uzattı: — Haydin sırtına geçir şunu 'ded telâş Etmişlerdir, seni yerine reyim. Mehmed burda galır, bunları bek ler jandarmalar gelinciye gadar. Kız hiç 2tiraz etmedi, onun uzattığı go- cuğu alıp giydi, Mehmedi adamların ba- gına nöbetçi bırakıp kapının önündeki atlardan birine atlıyarak köye doğru sür- düler. | | Gül Peri ile Ömer köye varıncıya kâ- Wd;.ıı hiç konuşmadılar vı Ömerin göğ- süne sokularak.içini: çeke çeke — ağladı durdu. » « Şimdi köyde hazırlık var, Düğün ha- zırlıği, Ömerle Gül Peri evleniyorlar. * YARINKİ NÜSRAMIZDA: Fenne hizmet için Çeviren: İsmet Hulüsi | Gülsüm şimdi bu tahayyülün hazzi- le-eriyor ve bohç pârmaklarında Adı paracak, parçalı: ıkıı_vnr, kıvırıyordu. gibi sıkıyor, bü- | X Adnan bahçeye indiği zaman Gülsü- mü, saksılarının haşında, her zaman.- ı her za- — Bu kadın da benim gibi hasta mı?| | Diye düşündü. Hakikalen kendisi de| çok fena halde idi. O Göksu gezintisi en, Mahmurenin sandalda vücudüne (hafif ve yumuşak temasından, o esmer| tenli oğlanın gevezeliklerinden ve Mâh- müreye âdeta benimsiyı danberi bütün sinirleri — bozüulmüuğtu. |Dün gece de kaç defa aykusundan kor- |kulu rüyalar ve kâbuslar içinde e batarak şarsıntılarla U ve belki de dehşetli şeyler - say miştı. Hele bu rüyalardan birisini: dü- şündükçe şu anda bile tüyleri Ürperi- | M D1 4 (I D AAA l Kİ KLCL Ka İstanbul Birinci İflâs Memurluğundan: Müflis Veli oğlu Mustafa Faik masası ma aid dosya yenilenmiş ve evvelce red- | dedilen alacağın mahkemece kayd ve ka- | bülüne karar verilen Memiş zadenin Ab- dürrahmanın alacağı mümtazan ve hazi- ne tarafından istenilen alacaktan bir kısmı mümtaz ve bir kısmı âdiyen kayıd ve kabul edilmiş ve alacaklılar sıra def- teri düzeltilmiştir. Büu masayı ehemmiyetle alâkadar eden bir dava meselesi için reylerine müra - caat etmek ica eden alacaklıların 7/12/ 937 Salı günü — »* 14 buçukta dairemiz- de hazır bulunmaları ilân olunur. İN D KA dd KİT L A D S AT Ü L PROTEJİNDİR Son Posta Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25. İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin — bütün — hakları mahfuz ve garetemize aittir. ABONE FİATLARI 4-| 6-| -0 |9 Senel Ay | Ay | Ay K Dke 169 270 | 800 TÜRKİYE YUNANİSTAN — |2840 ECNEBİ |2700 | 1400 | 800 Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap ıçin mektuplara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzemdır. Posta kutusu : 741 İstanbul Telgraf : Son Posta 'Telefon ; 20208 Hastalıkların Keşif kolu: Kırıklık |Neşenizi söndüren çalışmanıza mâni olan kırıklığı GRİPİN Bu sayede bir çok büyük hasta- hıklara — tutulmak — tehlikesini de önlemiş olursunuz. |Bütün ağrı, sızı ve sancıları keser, baş ve diş ağrılarına, nezleye, gripe, ) romatizmaya karşı bilhassa müessirdir. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. |Taklitlerinden sakınınız. Ve P)er yerde ırla GRİPİN isteyiniz. Beşiktaş Sulh İcrasından: | Bir alacağın temini için haciz altına |alınan ev oşyası 8/12/933 tarihine tesa- düf eden çarşamba günü saat ondan on ikiye kadar Beşiktaşta Bayat pazarın- da açık artırmaya vaz'ı suretile paraya çcwıle—:cğinden âlıcıdarın belediye ve dellâliye rusumları kendilerine aid ol- mak üzere aynı gün ve saatte mezkür pazar mahallinde bulundurulacak me- muruna müracaatları ilân olunur. — (983) BİR KADIN HASTABAKICI DAHA ARANIYOR Bartın Memleket hastanesinde ayda çok ihtiyaç vardır. (35) lira ücretil bir kadın hastabakıcıya İsteyenlerin son çalıştıkları yerden alınmış vesika ile bonservisleri, Zabitadan â- lnmış bir vesika İle iki adet fotografla birlikte hastane tababetine müracnat et- jikleri takdirde derhal tayin edilecekleri ilâm olunur. kili bir sandaldan eğilerek bu ölüyü ü- püyor görmüştü, Sonra neden bir zamandanberi kalbi duracak gibi oluyor, odasında fenalık- lâr geçiriyordu? Hemm de müdhiş bir irade sarfile kokain bile koklamadığı gecelerde... Fakat 0 zaman da ölüm korkusu beynine saplanıyor, çıldıra- cak gibi oluyordu. Gülsüm, Adnanın demindenberi hiç bir şey demeden, ayakta, bir ağaca sır- tını dayayıp bakışından sinirlenmişti. Oturduğu demir kanapeden doğruldu ve Adnana, karşısında sessiz bir haya- letin birdenbire dili çözülmüş gibi ür- perme veren si ı e: .' — Ne bakıyorsunuz böyle? Bir şey söylesenize! Dedi. Adnan, yapıştığı ağaçtan hiç kıpır- damaksızın: — Bilmem, dalmışım da,, Diyebildi. — Neye dâlıyoarsunuz? — Neye dalmıyorum ki-,. Büu cevab, Gülsüme en uzün sözler- den manalı geldi. Fakat karşısındakini Gaha fazla söyletmek istiyordu: ISı):xra Belediye bahçesindeki havuzda |boğulan çocuğu.. sonra, hani neydi iz- zmi, bahçenin yanındaki tepenin?.. — Pıinarcık? — Hah, işte, Pınarcıkta her akşanı bağıra bağıra dolaşan deliyi.. sakallı göspodini... — O gospodin deli değildi ki.. çocuk lar onu kızdırıyordu!.. - Her ne ise. ayni şey!. Bundan başka. .. — Susun artık, anlaşıldı... —ANiçin susayım, mademki beni söy4 Jetmek istiyorsun, dinle! Bırakın bu korkunç şeyleri... — Evet, kotkunç şeyler! Fakat iğ- rençleri de ver, bütün bir âmrü zehir- leyenleri... Bir saman yığını arkasın- süm, bir ok gibi ymı_ıden firti ıqL 'Yüzü, sırtındaki kırmız? blüzundan da- ha alev kesilmişti. b Zi ti uzatarak bir cevab vermek, bir şeyler söyîemş'k_ tedi, fa- İkat kuvveti kesilerek, bir külçe yibi |tekrar kanapeye yıkıldı. Yukarıdan, bahçe kapısı tarafından Mahmurenin sesi: üstüne kadar çekerek ve|recek mi ve bazan hastalanan tekir ke-| yör, belkemiğinden aşağıya soğuk, buz- itmemek için bunalacak |di gibi sofanın hasırları üstünde inteye İ bir elin kaydığını hisseder gibi olu- gibi iki yastığın arasına sokarak uyıı-lm:cye sürünürken, çılgın bit zevkle| Yordu: 6 rüyada Mahmureyi mosmor mağa çalışıyordu. Gülsüme gelince,|üstüne eğilecek olan Gülsümün: bir ışıkla parlıyan bir derenin sazları her gece gibi bu gece de aralık bırakti-| — — Alçak!. alçak!.. çinde boğulmuş, şişmiş, yüzüyor ve ö kendi odalarmın ve yandaki Mahmu-| - Diye haykıran sesini işitecek ti idi?|kendisini; ucunda bir iskelet kafası di- MEZĞİSOARDİRLA FHN b İi — Meselâ?.. — Anne!. Postacı geldi, diye haykı- Diye sordu. rıyordu, Adnan beye mektub var. — Meselâ Filibeyi hatirliyorum. O| — Kızının sesini duyunca, Gülsüm, he- Hisar kaplıcalarından araba ile dönü-|men kanapede kendisini toplamağa ça- şümüzde tutulduğumuz sağnağı ve ar-|lıştı. Adnan, titreyen bir elle sigarası- ikamızda yıkılan Mericin köprüsünü...İnı yaktı. (Arkası var) a $ DEY A P ğ £ PP ARENARAZ T ARAAM hei 2 l

Bu sayıdan diğer sayfalar: