15 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

15 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bi 18 Birincikânın Japonya, Amefik a ve İngilterey dün ftarziye verdi Londrada hâdise henüz kapanmış addedilmiyor. İngiliz kabinesi bugün meseleyi tedkik edecek (Baş tarafı 1 inci ka Birleşik devletleri hükümeti, Japon hü- kümetinden, — kat'i farziye — vermesini, fam tazminat ita &- deceğini bildirmesini Ve istikbalde Çindeki Amerikan — menafil- hin, emvalinin ve va- tandaşlarının müsel- Tâh Japon kuvvetleri- hin hücumuna maruz kalmıyacağını — veya- hut her türlü Japon Makam ve kuvvetle- Tinin gayri kanun! ve Bayri meşru müdaha- İklerine uğramıyaca- #mı temin hususunda Müsbet ve sarih ted- birler alındığı hak- kında teminat vermesini taleb etmekte Ve beklemektedir. Londra 14 (Hususi) — Japon hariciye hazırı Hirota bugün Tokyodaki — İngiliz Ve Amerika sefirlerine birer memoran- düm vererek, Panay ve Wuhu hâdiseleri dolayısile derin teessürlerini bildirmiştir. Memorandumda şöyle denmektedir: Japon hükümeti, bu mahiyetteki hâdi- Belerin tekerrürüne mâni olmak için lâ- Zim gelen tedbirleri hiç tereddüd etme- den almıştır ve tahkikat neticesinde bu hâdiselerin mes'ullerine lâyık olduğu ce- Zayı da verecektir. Hükümetim, zararla- Tımı tazmine hazırdır. Bu hâdiselerin İn- Biliz - Japan ve Amerika - Japon dostane Münasebetlerine bir halel getirmiyeceği Ümidini izhar eyler ve derin hürmetleri- Mi takdim eylerim. C Londra 14 (Hususi) — Çindeki İngiliz harb gemilerinin bombardımanı münase betile Alman hükümeti de Tokyo nez- dinde teşebbüsatta bulunmuştur. Çünkü, Çindeki Alman sefaret erkânı halen bir Bgiliz gemisinde yerleşmiştir. ve mer- kezle hütün temaslarını buradan — yap- Maktadır. z Londra 14 (Hususi) — Amerikan gam- tnun batması üzerine yeniden birçok kimseleri kurtarıp almış olan Bee adın- daki İngiliz gambotu, şimdi bir telgraf Sekerek — felâketzedelerden — ekserisinin olduğu Hansham adasında yeniden iki şİ daha bulmuş olduğunu bildirmiştir. Verilen resmi rakamlara nazaran ge- Mide bulunan 70 kişiden Gl 1 sağ ve sâ- llmdir., Hâdise hakkında yapılan tahkikat, Ja- Pon tayyarelerinin gemiye beş defa ta- Sarruz ettikleri ve geminin 90 dakikada battığı neticesini vermiştir. Amerikada yeni aksülâmeller Vaşingtondan bildirildiğine göre Roo- #eveltin doğrudan doğrüya Japon impa- Tatoruna bir teessüf mesajı göndermek Süretindeki cür'etkârane teşebbüsü dik- te şayan görülmektledir. Bu ha! Ame- Tika tarihinde misli mesbuk olmıyan bir bâdisedir. Bazı yüksek memurlar, Panay me- Iııpoı: kuvvetleri barut dumanları arasında bir Çın şehrine girerlerken selesi için ancak bizzat imparator ta « rafından mazeret beyan edildiği ve bu gibi hâdiselerin tekerrürüne meydan wermemek üzere tedbir almacağını te- min ettiği takdirde Roosevelt'in tat - min edilmiş olacağını söylemektedir - ler. Bu memurlar, bu taleblerin şim - diki zaman için pek mübalâgalı oldu - ğunu ilâve etmektedirler. Amerika gazetelerinin mütaleaları Amerikâ gazeteleri ile efkârı umum!yesi, Panay hâdisesinin ciddi bir hâdtse olduğu- nu beyanda İttifak etmektle, yalnız herhan- gi bir hareket lerasından evve) dikkatli bir tedkik yapılmasını iltizam eylemektedirler. Nev-york Herald Tribuna gazetesi, escüm- le şöyle yarmaktadır: «Amerikan gemilerinin bombardımanı bir yanlışlık, her zaman bu kelimeye yerilen mü- nada bir yatılışlık eseri olamaz. Amerikanın, yüksek rütbeli mes'ul zabitlerle geri çağı - rılarak cezalandırılmalarını ve bu hususta alınan tedbirlerin bütün Japonyada namus- kârane bir şekilde neşredilmesini istemeğa hakkı vardır. Tokyo'nun bunu tecrübe ede- miyeceği veya etmeğe cekaret — edemiyeceği anlaşıldığı takdirde böyle bir bükümetle res mi diplomatik münasebetler idame etmek İ- çin ortada hiç bir sebeb kalmıyacaktır.» Nev - York Timcs gazetesi Amerlkanın, Yangise nehrindeki hâdiseye benzer hâdise- lerin tekerrür etmemesinin temini hususun- daki talebine Japonyanın ne suretle cevab vereceğini merak etmektedir. Japon ordusu Çinde kaldığı müddetçe — bü Bibi teminalin Üstüne yazıldığı kâğıt kadar da kıymeti ol- mayaraktır. İngilterenin şiddetli notası Londra 14 (AAJ) — Kabine, yarınki iç - timamda Yangtse hâdissleri Üüzerine ortaya çikan vaziyeti tedkik edecektir. Kabinenin pasar günü İngilterenin Toökyo elçişi B, Cra- igle'nin kendiliğinden verdiği protesto nota- Sinı resmen ve şiddetli bir şurette teyid için | Töokyoya verilecek notayı müzakere etmesi Pek muhtemeldir. Son dakika Londra 15 (Hususi) — Japon hükümeli - nin gerek İngiltere, gerek Amerika hükümet. lörine vermiş olduğu tarsiyenin —ne derece tatminkâr sayilacağı henüz bell! değildir. Londra ve Vaşington hükümetleri bu me- sele etrafında daimi temaslarını saklamak - tadıriar, Bazı mehafilde hâdisenin kapanmış öldü- Büu kanaati! hâkimse de, diğer bazı mahfel- ler de bunun aksini düşünmektedirler. Hatayda seçim (Baştarafı 1 inci sayfada) İatafından verilen müsamerede — delege a hazır bulunmuştur ve Ermeni- İtre hitaben şunları söylemiştir: — Bizimle beraber olunuz. Uzatılan ÜSt elini sıkınız, bizimle müştereken ça- nız Türklere karşı durabilirsin Size icab ederse İstediğiniz kadar s'lâh Verebiliriz. Mahkemeler Antakya 14 (Hususi) — Sancak ana ya- Sasının 9 ve 12 incı maddelerinde tasrih €dilmiş olan nüfus işleriyle uğraşmak ü- Zere tek hâkimli mahkemeler teşkili hak- kında Yüksek komiserlik kararı neşre- ::*'hiş ve bu kararnameye göre ihdat e- lgn Antakya hâkimliğine Mehmed Ga- 'Di, Kırıkhan hâkimliğine de Sadık Mar- 'Ni tayin edilmiştir. Bu iki zatın Türk- &leyhinde şimdiye kadar yaptıkları tü muamelelerle Sancakta kötü nam kmışlardır. Mehmed Garibi İskende- Hai ve Ü KŞUY LAZANRAN run Fransız tstihbarat dairesi daşkâtibli. ği vazifesini görmüş ve 1933 de gene Fransızlar - tarafından mebusluğa — seçti- Tilmiş ve şimdiye Kadar Fransız amaline hizmette kusur göstermemiştir. Kırıkhan hâkimliğine tayin edilen Sa- ;namına dık Matdini ise Kırıkhanda Türklerin a- .SON FOS t Paristeki cinayet Altı ayda beş kişiyi öldüren canavarın şerikleri de yakalandı Pariste yakalaran ve altı ay içinde beş mindeki canavarın işlediği cinayetler et- rafındaki tahkikat ilerlemektedir. Bi gün evvel bu canavarla birlikte iş yap- tıkları anlağılan Million isminde bir a- damla Colette Tricot isminde bir kadın da tevkif edilmişlerdir. Nikâhsız olarak yaşıyan bu iki kişi, Weidmann tevkif edilir edilmez derhal kaçmağa davranmışlar, fakat muvâsalat etmiş oldukları Nantuada tevkif edilmiş- lerdir. , Weidmarn, yapmış olduğu bütün cina- yetleri Million'un emrile yaptığını, Milli- on'un villâya celbettiği adamları gene ©o- nun emrile öldürdüğünü söylemiştir. Million, istievabmda bütün bu iddia- ları tekzib etmiş, cinayetlerin dördünden haberdar olmadığını, yalnız Leblond'un Weidmann tarafından öldürülmesine şa- hid olduğunu ve bu cinayeti polise ihbar etmemesi için de katil tarafından ölüm- le tehdid edildiğini, bu yüzden susmak Tmecburiyetinde kaldığını — söylemiştir. Metresi Tricot da ayni sözleri söylemiş- tir. Tahkikatın aydınlattığı vaziyete göre | bu üç kişi gazetelere «Sermaye arıyorum> | şeklinde verdikleri küçük tlânlar vasıta- sile paralı kimselerle temasa — geçmekte ve bir yolunu bülüp bunları soymakta ve lürmekte imişler, Nitekim polise müracatta bulunan Yukarıda cürüm şerikleri, azağıda zabı- taya mühim malümat veren Jean Blanc Jean Blanc adında zengin bir adamın ifa- desi de bunu teyid etmektedir. Polis diğer taraftan Weidmann tara- fından işlenen başka tinayetler olup ol- madığını da araştırmaktadır. Yapılan bir ihbara nazaran Sophie ve Jeannine is- münde iki kız da dU Katilin kurbamıdır- lar. Fakat Weidmann bunu reddetmiş, başka cinayeti olmadığını — söylemiştir. Maamafih evin bahçesi kazılmaktadır. Bu kazma netlcesinde yeni Cesodlerim bulu- nup bulunmuyacağı belli değildir. yemenenane saneencALAALAAAEELAAENEARAA larak göstermiştir. Komlsyon önümüzde- ki kânunusaninin 15 inde Hataya döne- rek işine başlamış bulunacaktır, Suriye bayrağı işi Antakya, 14 (Hususi) — Usbecilerle te - ması bulunan itimada şuyan bir satın ver - diğt malümsta göce Hatayda Suriye bayre- ğini çekmek işi hükümele mensup barı res- Mi kimkeler tarâfından — canlandırı!mıştır. Üsbeciler Suriye bayraği Çekmeği —tamamen akıllarından çıkardıklarını — söylemektedir. - ler. Yapılan değişiklikler Diğer taraftan yeni Tejimin —mer'iyete girmesi üzerine şimdiye kadar vukua gel . miş bulunan değişiklikler şunlardır: mı 1 — Hükümet evrak ve defterlerinin üze- rinde yazılı olan Elcumhuriyetissuriye 1bo - resi kaldırılmış yaldız. Elsancakülmüstakile ibaresi bırakılınıştır. miyan kendi adamlarını tayin etmişlerdir. $ — Malhikemelerde Kisancakulmüstakile hüküm verilmeğe başlanmıştır. 4 — Lisede şimdiye kadar bakalorya im- (ühanlarını Şamda tedkik ederlerdi. Maarif S *« Ben bir tımarhane kaçkınıyım!,, Doktorlarla rekabet! K_âni “54 gündür konuşmıyan Malatyalıyı bugece (Ben dilsiz değilim | diye bağırtacağız. Bu suretle bu işte kişiyi öldürdüğü anlaşılan Weidmann is-| doktorlardan üstün olduğumuzu anlatacağız ! ,, dedi Röportajı yapan: (Tercüme ve iktibas — 52- — Vak'ayı minel - * bab ilelmihrab an- lat! Yani baştan a - g! — Efendim, pa - zartesi günü Hay - layfta oturuyordum. Baktırm, kurşuni el- biseli bir adam, et rafına bakınmadan yazı yazıyor. Ama nasıl? Kalemi gıcır gicir gicirdayıp dü - ruyor, Suratina ba- karım aldırmaz. Yaz ma derim yazar.. — Evet. — Ne cevab verdi? — Hiç bir şey söylemedi. — Neden?.. — Abdal duymadı. Çünkü ben ona öyle aleni «mektub yazma» diye bağır- madım.. zihnen ruhuna hitab ettim. Ca- hil anlamadı. Ben de kızdım, kalktım, | kâğıdı yırttım. — Bunun üzerine o ne yaptı? — Ne yapacak, üstelik bir de bana, benim gibi adama kafa tutmak istedi.. — Sonra? — Sanrasını bilmiyorum. — Bundan evvel de böyle şeyler yap- tın mı? y — Bilmiyorum! — Hastalık filân çektin mi? — Ailenizde böyle deli olanlar var mı?. — Doktor affedersin sen onu! Bizim ailede deli yoktur. Anladın mı deli yok- tur.. deli yoktur diyorum... Gözlerimi açlım, doktorun yüzüne dikkatli dikkatli bakmağa başladım. — Peki, peki, akıllısınız anladık. Za- ten deli diyen var mı size.. — O halde sözünü geri al.. — Geri aldım.. Üç doktor birbirlerinin yüzlerine baktılar. Gözlerini kırptılar.. Hayrullah hoca Bay Rıfkıya döndü: — Dün müşahedesini aldınızdı değil mi? — Evet. — Verin bakayım! Kâğıdları aldı, okudu, dönt — Oğlum, sen biraz rahatsızsın. — Hayır efendim, maşallah turp gi- biyim. — Yok, yok hastasın. Seni iyileştir- mek lâzım, onun için birkaç ay seni hastaneye kaldırıp tedavi edeceğim. — Ben tedavi edilmek istemem.. — Yok, yok, evlâdım, tedavi edece- ğim, Yarın sen! hastaneye kaldırıyoruz. Haydi şimdi git koğuşuna istirahat et! za döndük... ” Sevinç gözlerimden akıyor. Bütün tiyorum. — Haydi Mehmed, doktora. ıyor. — Haydi, Mehmed kalk bakayım.. Oralı bile değil... Bir hayli uğraştıktan sonra Malat- ? — Bazi dairelere Fransızlar Türk ol -| yalı doğruluyor.. gardiyanı takib edi- T faka! gözlerinin içi gülüyor. Gardiyan Niyazi Şerifi çağırmak için leyhinde çalışmakta mehâret göstermiş- Setdtiri buğdah donta: Ülüstakii Bancaktay - tir. Bu Türk düşmanları Garo tarafından | tedkik edileceğini söyledi. odaya girdi. sureti mahsusada seçi: yetlere tayin edilmiştir. Cenevre l(omisyoııunıın raporu Cenevre 14 (ALA.) — Hatayda yapıla- cak intihabat esaslarının tanzim ve tat- bikini kontrol edecek olan komisyon Ha- taydan avdetinden sonra burada içtima- lar yaparak konsey reisine verilecek ©- lan raporunu ikmal etmiştir. Bu rapor Türkiye ve Frünsa hükümetlerine konsey reisi tarafından yollanacaktır. Anlaşıldı- ğına göre kom'syon İntibabat esnasında istihdam edilecek ıı_ınhne Jdîd'—’ aA srD Te LA iş, bu memuri- e *A lardan teşekkül etmiştir. ? — Buriye bayrağı hükümet dalrelerin- K den kaldırılmış yerine Fransız bayrağı kon- muştur. 8 — Bancak muhafızlığı lüğyedilmiş ye- rine umumi sekreterlik kulm olmuştur. Diğer taraftan bir mahalle muhtarının | pa* bu sondün yeni harflerle yaptığı Türkçe muamele nü - fus memuru tarafından reddedilmiştir. Delege Garo da anlaşılmıyan şebeblerden lk mektebleri gezmiştir. Yeni Gün gazetesi Antakya, 14 (Hususi) — Yeni Gün gaze - tesi tekrar çıkmağa başlamıştır. Pakat tah- FN vi Di 6 — Yüksek mahkemeler Türk olmiyan- | * Kâni koştu: Fi — Hayır... — Doktorlar ne dedi? Faruk Küçük bakkı mahfuzdur) Twmarhane bahçesin den bir görünüş — Adama mektub yazma mı dedin? |daha açıkgöz çıktı. Bak Niyazi ağabey, doktorlara haber ver, bu akşam Malat« yalıyı konuşturacağımı söyle, Bak ba- kalım, doktorlar mı usta, ben mi” Niyazi güldü. Şerifin arkasından çık- t. Karnikle Kâni bir köşeye çek.diler, Fiskos konuştular. Sonra bana ses'en- diler: — Faruk, gel buraya! *Gittim.. Kâni; — Bak Faruk, dedi.. bu akşam şu Mta- latyalıyı, çarıklı erkânıharbı konuştu- racağız. , — Konuşturacağız da ne olacak? — Ne olacak.. doktorlar — bu ( bizim kendilerinden üstün olduğ; zu anlıyacaklar... — Canım, bunün bize faydası var mı? — Var, yok. O, başka mesele.. Bili- yorsunya, geçen gece herifin gırtlağını sıkınca nasıl konuştu, bu akşam aynı numaranın daha iyisini yapacağız. — Nasıl?.. — Bak, görürsün. Eğer aman doktor ben dilsiz değilim diye buyumazsa kür yüzüme.. j Şerif geldikten sonra Muammer de gitti, geldi. Doktorlar gittiler. Bu akşami burada gayri tabii bir ses- de u- Ne denir, boynumuzu büktük, odamı- arkadaşların boyunlarına sarılmak İs- Sıra, 25 gündür konuşmıyan hastada. Sanki ona söylenmiyormuş gibi aldır- hiala'.yıh geri geldi. Surat bir karış, — Ne oldu.. Malatyalı konuşmadı sizlik var. Hiçbir odada gürültü yok. Yalnız kadınlar odasından oynak bir ses yükseliyor: Arabası tık tık, Kanapesi yırtık.. Aman, Rıfkı baba; Tıbbi Adli'den biktik.. Karnik, Kâni, Şerif, Muammer bir köşede uzun uzadıya konuştular, Sonra Kâni, Mehmedin yanına gitti.., — Mehmed, hey Mehmed.. bak ba- na! ğ 'Tabii, Mehmed oralı değil. — Bak Mehmed, namusunla kalk, pencereye git. gardeyanların birisine hey, ben konuşmasını biliyorum, diye seslen. Yoksa fena olacak.. Malatyalı, yüzmüş yüzmüş de kuyru- ğuna gelmiş, aldırır m; hiç! — Mehmed, bak, geçen akşam seni boğacaktım. Acıdım, Bu akşam merha- met etmem. Doğru öbür dünyayı hoy- larsın... Bu sözler sanki ona söylenmiyor. Gözleri eski parıltısını kaybetmiş, do- nuklaşmış. — Karnik, Şerif, Muammer, hepiniz a buraya gelin.. Üç kişi Mehmede yaklaştı. Yedibleâ, Ayı Yusuf, çocük ve ben de yaklaşlık. Son kalan iki kişi de yi nımıza geldiler. Yalnız çini mavi göz- lünün olan bitenden haberi yok. Dönü- yor, dönüyor, ha babam dönüyor.. Elli dört gündür. konuşmiyan Meh- med, dönük güzlerle bize bakıyor. Fa- kat bu gözlerin içinde korku âsâri görünüyor. Kâni, tekrar söze başlıyor: » — Bak Mehmed, on beşe kadar sayı- yorum. Bu zamana kadar pencereden “ İmi? 7 sene hapishanede yatan benden gardiyanların birisine seslenmezsen se- ni öldüreceğiz.. hem de nasıl.. evvelâ iğne ile etlerini delik deşik edeceğiz. Sonra kemiklerini kıracağız. Daha son- — Ne diyecekler, odasına gönderdi- ler. 54 gündür 8 inci muayene bu. Fa- ır. Bu defa rapor verecek- ler, —.Ne diye? ra boğacağız.. YoA ? li — Böylesine ne diye rapor verirler, | uu _.'._.ffîd.?_. abdal diye. Yurddaş! Karnik penceresinden fırladı: Bu hafta birkaç ka' l birka, — Abdal ha! Yani ceza görmez öyle|| <. eee aa aa ” . şişe şurup yaptır, kilerine koy. Fd GĞ ü b aa * b

Bu sayıdan diğer sayfalar: