7 Mayıs 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

7 Mayıs 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Kravatınızı bağlayışınız, karakterinizi anlatır | aruf bir ruhiyatcı: «Kadınsanız kocanızın, erkek iseniz kardeşinizin, ba- bağlayışına dikkatle bakınız. Onun seciyesini anlarsınız» demektedir. Aşağıdaki resimlere siz de bir göz atınız. banızın, amcanızın, arkadaşınızın kravat Bakalım bu ruhiyatcıya hak verecek misiniz?,. 2 kra 1 — İşte tam, usturuplu bir Buna ne buyurulur? Bu kıravat bağlayış, Bunun sahibi, n sahibi gözündeki merte- 6 — Kuvvet, kudret 1fade eden $ — Aşırı derecede ferdiyetçi kravat bağlayız... Bu kravatın sa- bağlayış. Uslaşması güç birin - 3 — İşte parası, pulu çok olan bir adara. Pakat pintilik etmiyen, 4 — Kravatını bağlamak için epeyce vakit sarfeden adam. Bu Yardımı seven iyi bir arkadaştır. bakik! değerlerine göre Ölçer, ve aslâ mandepsiye basmaz. Fakat kadınlara karşı aşırı dere- ve zâfı olduğunm da söyliyebi - azı şeyler vardır ki, insan, bun- k ların ne zaman keşfedildikle- PİNİ, nasıl bir tekâmül geçirerek bize ka- geldiklerini düşünmez. Meselâ, tabak. en, tabağın, gündelik hayatımızda al- Maş olduğu role bakarak, bir an olsun ü- yiinde durmuş, düşünmüş değilimdir. akat bir gün - daha küçükken - evde, Tafta duran küf rengi ve her zaman pis 3 hissini veren bir büyük tabağı dü- türüp kırdım. Allah rahmet eylesin, bi- ği annem, beni payladı. Bir tabak için kadar söz işitmek beni müteessir etti: > Ne olur, dedim, bir tabak için bu E söz söylenir mi? im ânnem: > Evet ama, dedi, bu senin bildiğin tabaklardanı es yeme tabak! İşle 0 gün, ben; görünüşün insanı na- MI aldattığını, bir takım kıymetli şeyle - Foto: Sebah çekilen ilk resimlerden! Beha, ördüğünüz adam bir mavacıdır. Miz, İsi oyrahannine kömür © getirir- pi gün, fırtınada smavnası batmış, Ri üzerinde kalmış, sonra kurtul- $oj, , , Amanın cerideleri bu hâdiseden LU mişler, Sebah da, mavhacı kö- Parasını almağa geldiği bir bayram “ina, Onun resmini çekmiş. Mavnacının dilin,” unz götürülmek Üzere men- Kapan; dığı bir çiçek var, Yeleğinin de e mâni olar göbeği de herhal- Tek) Yuttuğu sudan şişmiş olsa ge Yin, key lerin, ancak ehillerine ifşa et AL ai ge Insanlar için, fotoğraf ta, be- benzer, Bir çok kimselere pükiyede m ne olacak, resim çeken âlet! Şok zile verirler. Vâkıâ bu tarif, bir grafçılar için de doğrudur. Zira Mtk, p, kütleyi istismar edenler için ba- isid, ir teviyelik, tek hakikat, tek zevk İkinge” (Standardizasyon bu müre Bay, Yürü £ çareyi tatbik ederek dünya - DE Yüşüne bir başka veche vermiş - anlar hep bu sebebden çabuk ya- İsi, otunur, kökleşirler.) deni lar, her yeni keşfi, tıpkı me- 3 , tıpkı m dar, any ğu gibi, dalma fona tarafın- rek Diy, ve ihtiraslarını bu yollardan te datmin ederler. İnsani öldürmek der, Gmk gelmedik işkenceler icad kağ ler, barutu adam öldürmek için şlerdi. Çünkü Çinliler, adam gi görmez de, elâlemin bulunan çöpü ayıplar. Asabidir, Çapaçuldur. Kadınlara karşı da garib bir Jtimadazlık besler. Baş- külarının pulunda, parasında gö- zü yoktur. gözünde de bariz bir parasını harcamayi seven bir In- san., Teşebbüsü Uysaldır, Kravatının bağlamışın- şahsisi fazladır. kayıdsızlık görülür. kravatın sahibine göre vakif na » kid değildir. Görünüşüne fazla e- bhemmiyet atfeder, Artist olabilir. bir şahsiyet, Fotografın 10Oüncü yıl Fotograf bize ne zama geldi, nasıl taammüm etti? öldürmek için maddi bir icadı pek aşağı buluyorlardı. Onlar barutu, havai ler yaparak, gi re, bir ga içi canavarlar, yıldızlar resmetme! dile bulmuşlardı. Ben, fotografın ne olduğunu, ilk defa, bir Yemeni taşı gördüğüm zsmar merek ettim. Bu taşın içinde bir kert r mi vardı, Nasıl yapılmış diye sordum. Resmin tabii olduğunu söylediler, anlattı- lar. Yemen taşının. yen bir zaviyedön a havuz, köşk, ağaçlar, hattâ kadın, er- kek resimleri olanlar: da bulunan bu ta$- Jar, sahile uzak Yı Nerden, de lardan alınıp getirirler, mütehassısları ta rafındön yontulur, satılırmış, Düş nüyorum: Sakın bunlar, bugün dahi meç hul olan Saba melikesinin ülkesine ald ta- bil fotoğraflar olmasın? O zamanın in - sanları, önlerinden geçlikleri kayaların fotografik hassalarından bihaber, kim hi- (lir kaç defa resim çektirmişlerdir. Bir a- İrama heyeti yapılsa, bu esrarlı diyarın ci varındaki taşlarını yonttursa, belki de gözlerimizin önüde bütün bir tarih can- lanıverir, ve muhakkak, Yemenli Pol - Virjininin macerası, Romeo - Jülyet fü- minden daha sadık bir şekilde, parmak - larımıza takacağımız yüzüklerin üzerin- de canlanır. Şark ve Garb Bügenio d'Ors «fotoğrafın icadı le be- ber kültürümüz basari oldu: diyor. Bu söz, garb kültürü, için doğrudur. Çünkü garb kültürü, şarkın eksülâmeli olarak ünüre çok ehemmiyet Verir, ve * tasnif eder, Esasen kültür şekil aldığı zaman başlangıç olur. Ve bu, doğrudur. Bu itibarla, eğer fotograf, ba- rut gibi Çinlilerin aklına gelip icad edil- miş olsaydı, bugün, tarihi, filân veya fe- len tarihçinin şahsi ve bi zaviyesinden değil, şeenni hiçe saydıkları için, fotogr mezlerdi, etmezlerdi, kültürleri için bir türünün tekevvün: noktası üzerinde istar ediyorum, zira, fotoğrafın temel direkleri daha on beşinci asırda iki garblı âlim ta- rafından bulunmuş, fakat © zamanlar garb, henüz şarkın tesiri altında bulun- duğu, materyalist devreye girmediği için, buna ehemmiyet verilmemişti. Filhakika, aslen Yunan, fsköt 1496 da Mesinada doğmuş, olan Mavrolico isimli hendese âlimi bir papaz, İlk olarak «ka - ranlık odas yı buldu. Ondan sonra, 1962 .İgörüşlü #lem içi Yazan: Fikret Âdil Foto: Btem ünyâda hiç bir adeseye mazhar olmıyan bir enstantane Atatürk, 26 ağustos 1922 de Kocatepede, taarruz emrini vermiş, düşman başku- mandantnı kasdederek: «Haydi bakalım, | Haci Anesti!.» diye marıldanarak dolaş” yordu. Ebediyetin bu fevkalâde mühim anımı, orada hazır bulunan foto Etem, tesbit etmiş ve bu am ebedileştirmiş- tir. — fa, de Padu Üniversitesinde anatomi okutan Fabrizio, «Chlorure d'Argent: ın ziya- dan müteessir olup karşısına gelen cisim- lerin gölgelerini zaptettiğini keşfetmişti. Fakat Fabrizio, kendisinden bir asır son- ra dahi Galileyi mahküm edecek bir dar de bu keşfini, sihirbaz - lıkla itham edilmeden ortaya çıkaramaz- dı. Esasen, o zamanlar, kanın insanın da - marlarında cevelân ettiği de meçhuldü ve Fabrizio, tilmizi Harvey ile bunu bulk mağa çalışıyordu, Kendisi muvaffak ola- madı ise bile, Harvey muvaffak oldu ve #otografın keşfi, ona ihtiyaç gösterecek bir kültür devresine intizaren, bırakıldı. Dager, Nieps, Nadar Üç ay kadar evvel, Fransada Kormey isimli kasabada, küçük ve gâzetele - rin, günün heyecanlı haberleri arasında, gözünden kaçan bir merasim yapıldı. Me- rasim, fotografın keşfinin yüzüncü yıldö- nümü münasebetile yapılıyordu ve bu ka- saba, fotografın mucidi Lui Dagerin doğ- duğu kasaba idi. Dager 1789 da doğdu, 1851 de öldü. Ken disi ressam, dekoratör ve fizik âlimi idi| Otuz yaşında Nieps ile tanıştı, onunla beraber on yedi sene çalışarak, ziyanın tesiri altında cisimleri mâdeni bir satıh üzerine lesbite ve muhafazaya muvaffak oldu. Bir çok kimseler fotografı Niepsin icad ettiğini zannederler. Vâkâ onun bunda büyük bir hissesi vardır ama, ©, asıl helyografinin mucididir. Fotoğrafın mucidi Dagerdir ve bu sebebden, ilk f0-| toğraflara Dagerreotipi denilmiştir. Dâgerin icadı, muhitte büyük bir hâdise telâkki edildi, bir çok münakaşalara yol açtı. Nasıl şimdi bile bir takım softalar, İsahte şeyhler ve geri kabile reisleri fo - toğraflarını çıkartmak istemez, bunun günah olduğunu iddia ederlerse, o zaman da, bir çok ve hattâ meşhur şahsiyetler dagerreotipinin bir san'at bid'ati oldu - ğunu ileri sürdüler, Ve meselâ Balzak resmini çekmek üzere kendisini atölyesi- ne çağıran Nadar'a şöyle demişti: — Ben üstüste konmuş bir sürü tayf satıhlarından mürekkebim. Elle tutul - maz şeylerden bir cisim meydana getir - mek arzusu vehimden ibarettir, Plâkla - rınız vücudümün ancak bir sathını alabi- tir. Nadar gülümsemiş, makinesinin başına geçerek Balzakın üç pozunu aldıktan son- ra: 4an.. Kendisini uysal, sevimli gös- terir.. Her şeyi bilirim iddiasında- dır. Hemcinslerini ezmek İsteyen hibi, cesurdur, bol enerjisi vardır. Haristir. Kadınlar, böyle erkek - lerden korkarlar, — Üstad, üç sathınızı aldım, bu kadar yeter. Deyince, Balzak, koca gövdesile, merdi- venlerden Adeta koşarak inip kaçmıştı. Fakat, çekindiği, istemediği halde Bal- zak fotografını neden çektirdi. Çünkü, resmi çeken, ilk fotograf san'atkârı olan Nadar idi. «Fotoğraf san'atkârı» diyo « rum, çünkü, bence asıl olan san'at değil, san'atkârdır. Ve nasıl bir resim san'atkârı, bir musiki, heykel, dans, sahne, dekor, san'atkârı varsa bir de fotograf san'at- kârı vardır, ve sah'at, ancak, onların ese ridir. Nadar, fotoğrafın bir san'at oldu « ğunu telâkki ve eserlerile isbat etmiş olan ilk san'atkârdır. Zamanının muhtelif muhitlere mensub şahsiyetleri, dağerreo- tipiye istihfafla bakıyorlardı. Nadar on « ları haksız, istihfaflarının yersiz oldu « una inanırdı ve Teofil Gotva, Jerar dö (Devamı 13 üncü sayfada) Foto: Sebah Türkiyede çekilen ilk resimlerden. Bu iki mevlevinin kim olduklarını bel ki tanıyanlar vardır. Resim Sebah'da çi karıldığına ve fofografhanenin Tomtom, sokağında olduğuna göre, bu zevatın, Tün nel başında, Teke mevkiindeki mevlevi- haneye mensub olmak ihtimalleri İcuva vetlidir. — ja. Türkiyede çekilen ilk resimlerden. Bu resim fotografhanede çekilmiştir. Ferâceli hanman bir zenne olmak ihti- mali fazladır. Başı açık kadın da herhalde gayrimüslim. Bununla beraber, bu re- sim, o zamanın huşusiyetlerine sadık bir tercüman olmaktadır. Yukarıda feruceli kadının zenne olmak ihtimalinden bahse ttim, Çünkü o zamanlar, harem merak- kısı ecnebilere, bir takım zennelerin veya yaşmak, ferace takan gayrimüslimlerin resimleri saraya veya yüksek dilelere mensub kadınların resimleri diye yuttu” rulur, satılırdı. — fa.

Bu sayıdan diğer sayfalar: