17 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tiş AO K e UĞ — Bay Necati Giler, aynanın karşısına ı% geçti. Karısının bir cezve içinde getirdi- gjrş ği sıcak suyu traş tasına boşalttı. ÜÇ se- | ne evvel aldığı için şimdi kıllarının sa- Tej -'17 — yası otuzü geçmiyen traş fırçasını suya — daldırıp yarım kalıbın yarısı çamaşır sa- — bununa sürdükten sonra yüzünü sabun- '“ "LLŞI ladı, Usturayı bel kayışında biledi; şaka- ğına dokundurdu. Tam bu sırada odanın f evde oturanların gelinleri evden kaçmış;. —- Onu da mı duydun?, — Ben her şeyi duyarım, bilirim.. — Ayol ben seninle alay ediyorunı; ©- hu duymuıyan —dünyada bir sen kel- — Miştin.. mahalleden geçen eskiciler bile duyuulnr hele o niyetçi yok mu, hani beyit söyliyerek geçer, o da biliyor. Hat- | (â geçen gün ikindi vakti geçerken; ev- lerinin önünde durdü da: <«Ali Bevin karısı: , «Kaçtı gece yarısır - «Diliyorum yenisinin» «Başınadır darısi.» Diye beyit söyledi. — Sanki sen ne duydun, ne biliyorsun — Daha ne duyayım, ne bileyim.. sc- — nin amcan yok mu? — — Benim amcam var, ne olacak. Nere- — de olduğunu bir bilsem. î — Bir bilsen ne olurdu? — — Ne olurdu da söz mü, milyon sahibi —olurduk. Benim amcam senin kokoz am- — calarının cınsinden değil.. milyoner.. mil- î — yöner... Anladın mı? - — ÂAnladım.. sana ne faydası dokunur. - — Bir görsem.. hiç olmazsa elinden bin — İira, iki bin lira, üç bin lira da almaz de- — ğilim yal — — Üç bin lira mı dedin? — -- Âz mi, bü para gerçi amcam için /— pek az bir şey.. beş bin lira da alırım ya.. o zaman, kendime güzel bir ev yaptırır, * kira evinden çıkarım. Hem hepsi bu ; dar da değil, kendime güzel bir elbise, palte da yaptırırım.. artık o zaman ıına da bir kürk manto alırım, Nü lwxş kapısı açıldı; karısı göründü: î” — — Haberin var mı ayol! ı — Duydum, duydum, bizim karşıki Vh * İ % e 7— - —ğ.._q._a.—- —v'ı:_;ıî—-—w,——w -— — .3cia aa - h A j Z -inü K Te GAĞ B Ka vi ge n ı_:—-.; ai lç ı-ı_,ıf- v ça ei MN -) İ'Iakıt hanım, bir şey s:ıylemek ıstı- yen f.akat buna bir türlü nefsinde cür-| et bulamıyan bir insan vaziyetin -| de idi. Oturdu - ğu yerde yutku - nuyor, sıkılıyor, içini çekiyor, sa- ğa sola sallanı « yordu. — Kocası - nın: — - Yatacaksan, O gel yat. Orada ku- Ş-ıı av gibi oturmanın mânası yok! Demesi üzerine, kalktı. Entarisinin — düğmelerini çözdü, durdu, — — Ne duruyorsun? İçmi tazyik eden derdi dökecek, dili- ni yakan sırrı ifşa edecekti. Artık ta - |- hammülü kalmamıştı. Kısık bir sesle: — — Efendi!. dedi. — Ne var? — Ben.. günahkârım. ." » '—__çı'ıurıbî efendi anlamamazlıktan gel- | le — — Hepimiz, Allahın günahkâr kulla- -Tiyız. © — Benimkisi öyle değil. Ben sana -karşı âsilik ettim.. hainlik ettim. İ ,1__ Haydi, yat, uyu! Bunun hesabını -sorra, İstanbula hayırlısile dönelim, ı—ada Börürüz. - Kadın israr ediyordu. Ç |— Zaten ben de hesab verecek deği- f—î m..Buna hiç mecalim yok. Ancak, se- | n affını dilevorum. -- İstanbulda görüsürüz dedim a! — — Sade şunu bii ki, pirüpâkim., — — İyi ya, işte? Sana benim bir şey “sorduğum var mı? _ — Bu gece pek zavallıyım ben. İçim arıyor. Beni affedip de bağrına bas - Mazsan, elimden her türlü fenalık ge- 'a Gurabi efendi başını iki tarafa sal - | -— Fesüphanallah!. Haydi yat, uyu diyorum sana! Burava, gece vakti ra - 4 . ü N "|de dahi bulunmadım ivasına koyuverirsen elbette böyle o - N” “Son Pusta,, nn Hıkayes L L HUSAMEDDİN. AMCA — BAA HLALA Çeviren — Ya,.. Demek amcanı görürsen bütün bunlar olacak, a — Olacak ta söz mü?... Hüsameddin amcanın ne adam olduğunu sen o zaman anlarsın.. ben na şu kadar, üç kacış ço- cuktum, O koskocaman adamdı, o zaman komisyonculuk yapardı. Gene paralı in- sandı. Fakat şimdi. — Paralı olduğunu nereden niştin. — Babamın sağlığında, babama mek- tublar gelirdi. Amerikada bir çiftlik sa- hibi idi. Sonradan daha başka işter de yapmısş, milyoner olmuştu. Sen milyo- ner, bilhassa Amerikalı milyoner nedir bilir misin? — Onların milyonu bizim milvondan daha mı fazla? — Tabit fazla, yani demek istediğim malüm ya. ÂAmerika parası.. — İşte o amcan şimdi İstanbulda. — İstanbulda mı? Çıldıracağım; saka |etmiyorsun ya.. — Şaka etmiyorum.. işte gazeteye bak «Amerikadan henüz geldim, adım Hü- sameddindir. kardeşim Nihadın bir uğlu olduğunu bilirim, onu arıyorum, adresi.» — Aman adrese dikkat et! — Yeşilköy. Fırın sokağı.. No. 78.. — Haydi kadın, haydi karıcığım, hav- di canım.. çabuk çabuk giyin.. heni en iyi elbiselerini giy.. amcam ayıblamasın.. dür ben de giyineyim.. hemen bir oto- mobile atlarız, — Ötomobile mi atlarız, otomobille mi gideceğiz. — Milyoner amcaya giderken de trere binilmez ya.. haydi, diyorum.. ne durü- yorsun? Ööğren- * Karı koca evlerinden çıktılar.. bir tak- isiye atladılar. Taksi yavaşladıkça - Eay Necati Giler şoföre bağırıyordu: — Hızlı, daha hızlı. lere bakıyorlar, bahçe kapılarındaki nu- maraları okuyorlardı: — 65, 67, 69, TI, işte bu köşk olacak.; T5 i — Peki amma yetmiş üç nerede? İsmet Hulüsi aA Hllir Fırın sokağına geldiler. Büyük köşk- son PDSTA Şoför bakındı: — Burası! İki köşk arasına sıkışmış bir kulübeyi gösteriyordu. — Bir vanlışlık... — Acaba yanlış sokağa mı girdik? — Hele bir bakalım. Bay Necatinin titriyen elleri kapıya da- kundu. «Tak tak.r — Kim 0? — Burada kim oturuyor. — Ne olacak. Benm oturuyorum, — Sen kimsin, adını söyle, — Hüsameddin. Kapı açıldı, eski püskü elbiseli; saçı sakalına karişmış bir ihtiyar göründü. — Şey, Hüsameddin amca siz mis'niz? — Benim yeğenim sensin ha, Nihadın oğlu, ne kadar da büyümüşsün. Şey..-ne |iyi ettin de beni aradın. Eğer bugün gel- mieseydin halim çok fena idi. Amerikada ifiâs ettikten sonra, buraya gelmiştim. « |Birkaç kuruşüm da bitti. İki gündür ağ- zıma yiyecek koymadım. Bis gümüş lira çıkardı. İhtiyara uzattı ve c6tomobile doğru yürüdü. Karısı ovu ta- k'b etti. İhtiyar bir şeyler amma onlar duymadılar: — Şoför çabuk yürü.. Bir müddet her ikisi de konuşmadılar. Necati Giler neden sonra karısına döndü: — Bu ay biraz daha idareli davranma- lıyiz. Evet.. de lira!. - otomobil parası; üstelik bir — ÂAmma gene ucuz kurtulduk. Kendi. miz gitmeyip te, mektubla adresimizi bildirseydik. — Hakkır. var!, ç YARINKİ NÜSHAMIZDA: Hepsi şifa n yetine Yazan: A, Çehov Çeviren: H, Alaz / llll.llllllllllîr'ğ E Necati Gilerle, karısı bakıştılar. Necati - Giler elini pantalonunun cebine soktu.| söylüyordu | tirmeleri. (9088) Fethiye Belediyesince günde bin kılo istihsal edilebilecek kudrette ve 231/400 Biçi| voltluk üç safhalı mütenavip cereyanlı, bilezikli Rejistanslı Elektromotörle işler j buz makinesi alınacaktır. Taliblerin mezkür belediyeye teklifte bulunmaları ve tekliflerine makinelerinin hususi ve fenni evsafını resim ve fotograflarını ılş- nin keşif bedelidir. katilinde vermeleri icab eder. Bursa Nafıa Miidürl 1 — Eksiltmeye konan iş: Karacçabey harasında Grom hastanesinin ikmal ve , ilâvei inşaatı olup 20,337 lira 56 kuruşluk esas keşfinden 15,000 liralık miktardır. ı 2 — Muhammen keşif bedeli üzerinden yapılacak tenzilât nisbeti vahid fiat- lardan her birerlerine ayrı ayrı teşmil edılerek bulunacak miktar bu eksiltme- 3 — Bu işe aid keşif, metraj, proje, fenni, umumi fenni, kapalı zarf usulile ek- siltme, yapı işleri fenni ve Bayındırlık işleri genel şartnameleri ile mukavele projesinden ibaret evrakı nafia daıresinde görebilecekleri gibi arzu edenler 75 ku- ruş mukabilinde birer örneklerini alabilirler. 4 — Eksiltme 5/1/939 Perşembe günü saat 16 da Bursa Nafıa Müdürlüğü ek- sütme komisyonu odasında kapalı zarf usulile vapılacaktır. 5 -— Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 1125 lira muvakkat teminat ver- meleri, üçüncü maddede yazılı evrakı kabul ve imza etmeleri ve bu inşaatı ya- pabileceklerine dair ehliyet vesikası (bü vesika eksiltme yapılacağı günden en az sekiz gün evvel bir istida ile vilâyet makamına müracaat edilerek alınacak- tır.) Talibler şirket halinde iseler 2490 sayılı kanunun üçüncü maddesinin A, B fıkralarında yazılı ve 938 yılı Ticaret Odası belgesini göstermeleri lâzımdır. 6 — İsteklilerin, dış zarfı mühür mumu ile iyi kapatılmış teklif mektublari- n 5/1/939 Perşembe günü saat on beşe kadar komisyon reisliğine makbuz bu- Postada vukubüulacak gecikmeler kabul edilmez. üğünden : (9061) Her ie CASAH, ÖĞLE ve AKŞAM yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalayınız. —— sam 6,/Şubat/1939 Pazartesi günü saar İdare binasında satın alınacaktır. vermeleri lâzımdır, SON POSTANIN EDEI? DOMAN! YAZAN: Ercümend Ekrem Tatu Birdenbire, koca - karı, kendini yere attı, kocasının a - yaklarına kapandı ; hıçkıra hıçkira ağ - lamağa, yalvarma - ğa koyuldu. Gurabi efendi, önünde seri- li duran bu insan enkazına — merha - metli bir - nazarla baktı. —Yahu! Neye böy yapılyorsun? Sa- na ben ağız açma - dım, bir kuru sitem- Başıma gelen her şe- Amin! Yarın İyin müsebbibi biz - zat- ben, kendim ol- duğuma çoktan hük- mettim. Senin gibi saçı uzun, aklı kısa, altmış küsur yıllık ömrünü kafes arka- sında, kapkara cehalet içerisinde geçir- miş bir mahlüku, birdenbire azad eder, başka bir âleme götürür ve kendi ha- lur. Ben buru idrak eylemiyor değilim. Nahtan ki yaşını, başını almışsın da, senin atıldığın âlem seni istemiyor. Yoksa, genç ve güzel olmuş olsaydın, buşsün sefahat ve sefalet gayyâsının tâ dibine kadar yuvarlanmıştın. Anladın mı? Kabahat sende değil, ben olacak tereste, Sen, arkasından bağteten itilip de zorla çirkefe yuvarlanan adam gi - bisin. Bir güna sun'u taksirin yok.Bina- en alâzâlik şimdi, şu anda ihtiyar eyle- i v t ve huzurumu selbetmiye mi geldin? diğin harekâta mahal yoktur. Bunlar, câli ise mâyup, hakiki ise gene de nâ- merguptur. Kalk.. ve soyun, yat! Hâlâ yerlerde sürünen kadına yar - dim etti; kaldırdı. O esnada, yatağın başı ucunda duran telefon çaldiı. — Alo! Gurabi beyzadem, ondasın? Beni aramışın dediler. — Neredesin yahu? Aradım, tabii. Gel de konuşalım, Yarın gidiyoruz. — Yarın, dedin? Etme. Ben yarın, öbür gün gidemem, — Sebeb? — Bebebi vardır. Seni gördüğümde derim. — Şimdi söyle, — Deemem. Yalnız değilim, Yanım- da karı vardır. — Boynu altında kalsın!i sabâlayın gelir, se- ni ilen konuşurum. — Olmaz! Şimdi gel. — Bakayım. Eğer başımdan savabilir - Bem, yarım saat « -tan ondayım. — Bekliyorum. 'Telefonu kapadık- tan sonra, Gürabi efendi karısına dön- dü: — Şimdi sen o - dana git, dedi. Tak- vor gelecek. Söyli - yeceklerini ihtimal ki söylemekten çeki - nir, İfakat hanım, kocasının yüzüne istir- hamkâr bir nazarla baktı. İhtiyar, bu nazardaki manayı anladı, ve hilmile i- lâve etti: — Bir saat sonra gene döner gelir -| sin. Biz o vakte kadar lâfı bitirmiş o - luruz. Kadımcağız, mütevekkilâne: — Peki! dedi. Kalktı, giyindi, sessizce odadan çık- tı. Biraz sonra Takvor da gelmişti. İlk sözü: — Öf! Aman! Sevdanın bu türlüsün- der, de, altık bıkkınlık geldi.. demek oldu. Arkasından da derd — dökmeğe başladı: — Azizim! Önce şu benim sıfatıma, ll]evlet Demiryolları ve limanları işletmesi Umum idaresi ilânlarıı e Muhammen bedeli 60.000 lira olan Avrüupa hattı lokomotiflerine aid yedek ak- Bu işe girmek istiyenlerin 4250 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin - ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14 e kadar Komisyon Reisliğint Şarinameler 300 kuruşa Ankara ve Ha ydarpaşa veznelerinde satılmaktadır. senin - yanında | 15 de kapalı zarf usulü ile Ankarada —— — | (9164) cak: bir cihet göroorsan söyle. Gelge * lelim, karı yanoor, tutuşoor.. enksem€ — kere gibi yapışmıştır. Sülük — gibi e “ — —— ranor. İki takke rahatim, — yalnızlığım — — | yoktur. Gözlerimin tak içerisine ba” — — ?3 koor. Sanırsın ki ben bir tatlıyım, © da - çoktanberi perhizdir de beni gözleri * — — — ' Bi ler: yemek isteor. v ÖBİ Aı» ılllg-t: Gurabi efendi acı acı gülümsedi. Aİİİ el — Avrupanın havası, maşallah, he * — ——— De, pinize yaradı.. dedi. Bi ee — Ne demezsin? Bizim Torığm bü ; Me g şına neler geldi ise, duydun' — Hayır. — Dur, ağrattırayım. Koskocam ı—o' p Pa mandır. — Sen nereden biliyorsun? — Bizimki söylemiştir. O, gastacı _l ,iî' yr 'İse, her bi şeyden habarı vardır. Banğ —— ğükî azx evvel hikâye etti. ai Yördı — Söyle bakalım. Oğ — Torikzadem, halen Parizdedir. d y — Ne? ş 511 — He, ya! Parize gitmiştir. Hem d — FŞ kiyak bir angajman ilan. — O da m' karı dalgası? a k; k — Gibidir. Ti — Anlat öyle ise de, dinleyelim. Di — Ağnattıracağı yok. Gayet ilen bE” Nki sit, sade bir şeydir. Avrupa dediğin j İçi bir takım avantürye insanların dOl’n ::!yq dıfı meydandır. Bunların içerisinde k ) karı kısmısı erkeklerden ziyade OlUP uı’o Hepsi de kendine orijinal birer tane l%.ğl şık, koca, arkadaş arar, Amerikalı h?lç tacı benim gibisini bulur. Mılyafde %Ve rin kızı, Aristokrat peşindedir. Hane Kül 6 | l&ıîı’, dan mensubu, külhanbeyi ister; Ka hanbeyi, aksine kişizade peşmded & ka l Burası, bahusus Fransa, acayib bir Pa %ğ nayır yerıdır sanırsın, Her çeşid mîm_ kç alıcısı, her biçim müşterinin mali b ıq;d da bulunur. Fransa güya — dem0o id x: bir devlettir, değil? Şimdik, şuraa P yazaya çıkayım. v ' u (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: