21 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

21 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son Pusıa” nn HlkâyeSİ BAA SÜ . SÖON POSTA SİNİR BOZUKLUĞU ZDN KA BAA KFKS AA KEZEEKİ KA . Çeviren itri Osipoviç Vaksin. o ak-'ri kovmağa çalıştığı nisbette, onlar daha şam bulunduğu bir spiritizma höd'sesi- / kutvvetle canlaniyorlardı.. adeta — kotk- nin taze ıntıbaları altında, şehirden, say- ) fiyedeki evine döndü. F Waksin soyunarak boş yalağına girdi. (Madam Vaksin evde yoktu; Troltsa'ya gitmişti). Gayri ihtiyari bu akşam geçen hâdiseleri düşünmeğe başladı.. aslına ba- karsanız herhangi bir spiritizma vak'ası falan olmamış, sadece spiritizma hakkın- da bir yığın korkunç şeyler anlatılmıştı. Toplantıda hazır bulunan genç - kızlar- dan bir tanesi, nin aklından geçen şeyleri keşfetmekten söz açmış; rken, bahis, ruhlara intikal etm ruhlardan | hayaletlere, canlı canlı gömülen insan- Jara geçilmiş.. gene orada hazır bulunan- lardan birisi, mezarında bir yandan öte yana dönen bir ölünün hikâyesini a: latmiş... Bizzat mimar Va hazır bulunan kızlara, ruhlarla nası! ko- nuşmak icab edeceğini izah etmiş; hattâ bu arada merhum amcasının ruhunu d: wet ederek onunla konuşma tecrüheleri- re girişmişti.. Vaksin, yorganı başına çekerek düşün | meğe başladı: «Tabiatte esrarengiz — ve korkunç birçok şeyler var.. fakat kunç olan ölüler değil, meçhulâttır.» Sart, gecenin birini çaldı.. Vaksin ya- tağında, bir yanından öte yanına ör yorganının altından, köşede yanmal! lan Meryem ana ka! donuk bir ışıkla yanıyor ve mimarın ba- gı ucundaki merhum amcasının resmirni hayal meyal tenvir ediyordu. Vaksinin kafasına birdenbire su | geldi: <Ya bu yarı karanlığın içinde am- camın hayali peyda oluv Ki hayır, bu mümkün değil!.» E 1ât, batıl itikadlar, şaf etmemiş kafaların mat kat huna rağmen Vaksin başını ganın altına soktu.. sıkı sıkıya gözler yamdu. H: da bir yenden diğer yanına dönen anlandı. Mer- bum nıh ve diğer bazı ölülerin hayaller ir gibi bu ş gözleri önüne, suda boğulmuş - tanıdığı bir kız geldi. Vaksin, kafasındaki leri kovmağa çalıştı.. «Hay Allah belâsını versin!. Adeta kü-| çük bir çocuk gibi korkuyorum!> | «Tik-tak. tik-tak.. tik-tak.» Du ötesinden saatin tik-takları duyuluyor- | bir bekci düdüğü kulağına çalındı Dü-| dük sesi, ağır. ürkütücü ve korku Vaksinin ensesinde ve sırtında soğuk ka rıncalar dolaştı.. Başı ucunda birisinin ağır ağır nefes almakta olduğunu zannetti.. adeta am- cası çerçeveden çıkmış, başı ucuna ge!- mişti. Vaksini müthiş bir korku aldı. Korkudan dişleri kilidlendi.. nefesi tıkan- dı., nihayet açık olan penceresinden — bir mayıs böceği içeri girerek başı ncunda cırlamağa başladığı zaman kendini tuta- madı ve zili çaldı. Bir dakika sonra kapının dışından mü- rebbiyenin sesi duyuldu: — Dimitri Osipiç, was wollen sie 7*)? Vaksin sevinerek: — Ah siz misiniz, Rozali Karlovna? Siz niçin rahatsız oldunuz?. Gavril gel- kör- | geydi olmaz mıydı?. — Şehre gitmesi için Gavril'e siz izin vermiştinizi. Glafira da dün gecedenberi '|bir yere misafirliğe gitti. evde benden başka kimseler yok.. Was wollen sie doch (**1? - Ben bak ne söyl . Şey.. fakat ziz sıkılmayınız, z!. İçerisi karanlıktır. n yatak odasına kırmızı yanak- şışman Rozali Karlovna girdi.. ve bek- azıyeti aldı. — Oturunuz rica yorüum. içeri gir derim.. bakınız ben ! iliğinin a derek sözüne de, m Kiderken bana, bu korkunç fixir- (*) *Ne İstiyorsumuz?» demektir. fakat o bu fikirle (**) *Fakat siz ne istiyorsunuz?., | Şatoda davetliler varken; kontes a - gağıdan sesleniyordu: — Torik! O da, yukarıda merdiven bağşın - dan, — basıyordu kantarlıyı! Ve köntes de, misafirleri de gülmeden kırılı - rın |k da oturması muvafık değil. san yi rek odadan dışarı çıktı konuşmaktan biraz sükünet bulan kendi korkaklığından utanan Vaksin yor- |ganı b dakika kadar kımıldamaksı: elamadı. Bir defa daha zili çaldı nek istie| * tembih etmeği unutmayınız!. — Otursa- Niza... işek?.. İyi. Was wollex sie mach (* teh will (****7... Hayır, hayır baş- ka hiçbir şey istemiyorum.. rica ederini oturunuz!. Belki hatırıma d: başka yordu. Birdenbire, uzaklardan bir yerden şeyler de gelir., * — Bir kızın, yalnız bir erkeğin odasın- Görüyorura acısınız!. Bir fişek için ia- kaldırmazlar.. ben anlı- ki siz çok m... Rozali Karlovna, gerisin geriye döne- mürebbiye “ile ve i kapadı. Ön gn yattı. Fa- kat sonra gene ayni manasız fikirler ka- fasıma hücum ettiler, el yordamile kibri- ti bularak mumu yaktı.. fakat ısığın de bir faydası olmadı.. ürkmüş olan Vak- sin'e, köşeden birisi bakıyor, amcası güz- ına çekerek gözleri lerini oynatıyor gibi geldi. çalar mürebbiyı rırım, öiye düşündü. Hasta oldı: ÖŞ n bir ilâç isterim. çaldı. Fakat hiçbir cevsb Zi Vaksin zi bir korkuya kapılan — Vaks'n, lığına küf- , yalınayak odasınaan kapısı “önüne iyenin kapısını yumruklı- ak korkudan titriyen bir sesle — Rozali Karlovna. Rozali Karlovna, ivüR öylenmeğe baş- stayım.. bana bir cevab alamadı. Ortalıkta u vardı ze çok rica Rica edi: Hem canım ne oluyor? Hastayır derim... - Anlamıyor rum. has. s bu ar naz olur mu?, t sayfade) “Ç***7 *Daha ve Büyorsunuz?» demektir. (**4**7 «Ben istiyorum. H. Alaz AMESEMlz I — İdaremizin kutu fabrikası için şartnamesi mucibince satın alınacak — bir aded «Ofset» tabı makinesi ve teferrüatı kapalı zarf usulile eksillmeye konmüş- tur, a . T! — Muhammen bedeli (15000) lira ve muvakkat teminatı (1125) Ilradır. TI — Eksiltme 13/1/ tarihine rastlıyan Cuma günü sast 15 de Kabataşli Levazım ve Mübayaat Şubesindeki alı misyonunda yapılacaktır. IV — Şartnameler parasız olarak hergün sözü geçen şpbeden alınabilir. k etmek istiyenlerin flatsız lenni teklif mektublarımı hafta evveline kadar İnhisarlar Umum Müdürlüğü — tütün vermeleri tekliflerinin kabulünü mutazammın vesika alma- V — Eksiltmeye iştir ihale gün fabrikaları şube: esaik ile 5 inci maddede yazılı V& a banka teminat mektubunu ihtiva edocek olan kapalı zarfların eksiltme günü en geç saat 14 de kadar yukarıda âdi geçen kömisyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmesi lâzımdır. — (8633) sika ve ©6 7,5 güvenme parası makbuzu wvar Mikdarı Nuahammen — bedeli Bereri Tutarı Lira K. Lira K. 1D GN 45— Cinsi Eksiltmenin saati & 7.5 teminal Lira K. 31.88 öi 4 1480 Döüz beyaz ale- — 250 kilo minyum kâğıdı. Baskül « öLÜ kilaluk » ö adet — 800.— 1500,— 112.50 I — İdaremizin Cibali Tütün Fabrikası için 250 kilo 36 Xx 60 eb'adında düZ beyaz aleminyum kâğıdı ile Çamaltı tuzlası için 500 kilo tartma kabiliyetinde $ aded baskül şartnameleri mücibince ayrı ayrı açık eksiltme usuliyle gatın alına* caktır. TI — Muhammen bedelleriyle muvakk at teminatları hizalarında gösterilmiştif. MI — Eksiltme 20/1/939 tarihine rastlıyan Cuma günü hizalarında gösteriltü saatlerde Kabataşta Levazım ve Mücayaat Şubesindeki Alım KomisyonundA yapılacaktır. VI — Şarınameler parasız olarak hargün s um kâğıdı nümuneleri de tebi zü geçen şubeden alınabileceği Bİ“ ir. V — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin Güz beyaz aleminyum kâğıdına 8'd fenni teklif ve nümunelerini tetkik etmek üzere ihale gününden bir hafla evvt line kadar İnhisarlar Umum Müdürlüğü Tütün Fabrikalar Şubesine ve $ baskült ad flarsız teklif ve katalokları eksilime gpiününden 5 gün evveline kadar İnb- sarlar Tuz Fen Şubesine vermeleri ve tekliflerinir. kabulünü mutazammın V& Baş, Diş, Nezle, Grip, Rematizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal kes€r- A İcatında günde 3 KAT — ——— ——— —— mahalle kahvesinde söz ebeliği bun 4 dan sonra kendisine teveccüh ıdğ’xu. tL Dünyayı gezmiş, memleket gür” olmak, emsali nadir bulunan bir P zdı. 1 — Bir gür, İspanyada... ğı zaman, orla olacak, n nazarlar, bü D tün kulaklar kendisine teveceüh yüye! kaşe alınabilir. yorlardı. Toriğin şöhre -« ti bütün Marsil « yayı tutmuştu. Sade Marsilyayı mı ya? Pa meşhur kabarelerinde en nam- rkıcıların ağzından, Kontes dö 'le dortu Torik hakkında tanzim &dilmiş şarkılar söyleniyordu. Bu su Tetle, Torik Ncemi, Parisin vöder ( ağrısı) lerinden biri olm Grenguvar, Jösüyipartu g rün bir sürpriz ha « zırlamakta — oldu « ğunu farketmişti. Buna binaen de, ona her — vakitkin - den fazla yapışmış- tu Yanından ayrıl « miyor, onu- - âdeta göz hapsinde tutu - .| yordu. Takvar - bu 1 | vaziyette ne yapa - cekti. Bunun hazzını şimdiden dü! ibiydi. İfakat hanıma gelince, o da hlf;_';, boyunun ölçüsünü almıştı. DÜNYüE geldiğindenberidir. altmış — bu l . sene, yaşamanın tadını almıy J'e miyan bu kadın, birdenbire, GÜNY hazların eşsiz âlemine dalmak ”' kör at bu Glemin kapısını, kendi!'“:!nf patı bulmüştu. Simdi, heder olan 'rdü müye' liğine yanıyordu. Aci acı düşü! 1:: çi Takvor derin bir nefes aldı, ve: — Oh! dedi; şü kür, kurtuldum! Bu yaşlan soram insan ded Tomatizma - ya tutulur, karıya tutulmaz. Her bir şey mefsiminde ge - rektir. — İrahmetlik saçma sapan Ra: y Ona bir takım ma - llar okuyarak, kı- bir müddet için rise kadar uzan « ayı teklif etmişti. Fakat kurnaz kadın —1 — buna katiyen — ya « Guvabi efe: ötelin kanıcısı vasıta- | r si'e, Mesajeri Maritim kumnanyasının Orenok vapurunda üç tane ikinci mev- ki ver ayırtmıştı. O pazar akşamı çaltıda vapur hareket edecek ve bir haf- ta sonra, İstanbul limanına vasıl ola - nin menkıbeleri okunuyordu. Fransa, kendi öz evlâdlarından he şeyi hi sırganan Fransa, Torik şgibi bir a0 bermutad, söhretin kapılarını — ardına kadar açmış! — Sen nereye gi - dersen, ben de se giderim.. diyordu. Nihayet Takvor, Gurabi efendinin vermiş olduğu aklı mevkij tatbike koy- mağa karar verdi. Odasında yalnız kal- |mak fırsatını buldukça eşyasını topla- yıp, usulla Gurabi efendinin dairesine nakletti. Böylece, hareket gününe ha - İzır oldu. Pazar günü, Misis Fulblödü, Gurabi endi ve İfakat hanım namlarına, öğ- n bir veda ziyafetine çağırdı. Ken- ine, bol bol, baş döndürücü şarap - körler sundu. İyice sersem ettik- ir kaç kun vapür içerisi: sonra da, İ pur $ ayırmıştı. deki masraf bulda hamal, araba, va-| yarası ödenecekti. tün mesele, simdi, Takvorun A -| alı gazeteci karıdan ayrılmasın - |ten sonra da, akşama doğru, arkadaş - da idi. O, huna muvaffak olamıyordu. |larını teşyi etmek bahanesile limana Kendisine hiç bir şey sezdirmemeğe indi. di lar, mer Örenok, masmavi denizi yara yarc şarka doğru yoluna devam etti. e beraber oraya | Çifte baraînnndı;—. kesif bir duman ku- suyor, durmadan işleyen maçunaları i- eşya denklerini ambar -|i le rıhtımda! larına dolduruyordu. Gurabi efendi ile İfakat hanım, asma merdivenden çıkıp vapura — girdiler. Takv ride kaldı. Gemi rıhtımdan a Misis Fulblöd de güya ken - | masını tedavi ettirmeğe muvaffak ola- |dilerini teşyi için peşleri sıra güverte -| mamıştı. Fa |ye tırmandılar. Vapurun kalkmasına | duydu; bir çeyrek vardı. Takvor, * allem etti, | rıların kallem etti, Orenok rihlimdan — pala - marlarını çözerken, Amerikalı gazete-| yüreğini hafifce sızlatıyordu. Bunun €i kadını dışarıya çıkardı, ve kendi içe- | da tesellisini, oğlanın belki de istikba- ayrılıyordu. Faka | ga çalışıyordu. basmış bulunan Misis Fulblöd'ün hay- kırmaları arasında, uzaklaştıkça uzak-|da kendisini memnun eden bir keyfi- çalıştığı halde, kurnaz kadın, -Takvo -| - Örenok harekete hazır bulunuyordu İlaştı, ve nihayet limanın ağzından dı »| yetti. İstanbula m fırsat bundan otuz yıl ÖD ne geçmiş olsaydı. bucün, Gurabi ;:î" d! memlekete ihtimal ki yalnız cekti. eei vali der idi ki: «Karpuz kışın dâ vardır amma, yenir- se basür — yap Sevda da tıpkı puz. gibidir. kadar, tesiri kalbe, kırktan soram doğ - rudan barsaklara - dır. Ben bunu bu te- fa, bir keret daha tecrübe etmişim! Gurabi efendi zavallısı da bir nevi şirah duyuyordu ama, onunki baş- . O, bu Avrupa yolculuğuna baş- ka maksad, başka emellerle çıkmıştı. Bütün ömründe gaye edindiği romatiz- ıAtA Ja bir gözlerini yumup hAYf ordü.. Ozaman, Zormanın sıcak bust irab hatırlıyor, vefa ni bir türlü yndö yordu. Fakat en S0f — Ah! Genç olsaydım, böyle eu a? Deyip hakikate rücu ediyordü. bira Örenak, masmavi €- sizi YAT8. Elpe şarka doğru yoluna devamda ç, GY sab olan Takvüof: | t, bu seyahat esnasında u türlü türlü heyecan, ona ağ -| | ızıilarını da unutturmuştu. Toriğin kafileden ayrılmış — olması, | esnada, te'siz memuru elin * grafla güvertede göründü. yül — Mösyö Gurabi'ye bir telgrtf dedi. iya * Tolgrafı Takvor aldı. Bü, M':ıodgl’ dan çekiliyovdu. Türkçe idi; VE imzasını taşıyordu. (Devamı 15 imei sayfada) lini temin eyliyeceği ümidinde bulma- Az zamanda epey yer dolaşmıştı. Bu varınca, — akşamları,

Bu sayıdan diğer sayfalar: