5 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

5 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

versi t Sü 6 ki, Yolese 1 Falı Let niilet en h Bug! an bini sb3bi oi b #ketin in m isli b hk k muti de mol ğun &z bi irtdir. doğrul bize Ş $ dür imar #alne T. alin b um. ma bu #er bi oda si ölükat n de Ğ Atatğı u bar ncektir. dan korkuyorum. Harhara kemiklerden liyatm gayet güç bir ameliyat olduğunu r Çe: zden gör“n,, ğienan opazan hor 1 s mukal n Ak: ör. Ba açıkça bilme ir. Önel deği, vir. Atalj vwsiye g iyi en Çınar atası ik muta nlatta. ken k izzat Bunu öğ onu k n ferag rına Sti b ettiler Küzm ençliğin racaktır. EE RİA e“ ız Sayfa «Sen Posta, nın Hikâyesi , : asm. Çeviren : İb Doktor Robert sargıları ihtimamla sar. |ni; bu gibi hidiselerin olağan olduğunu, dı ve bir çengelli iğne ile iyicene de İğ-| önüne geçilemediğini anlattı. Hasta ağ neledi, doğrularak ameliyat odasının du-| zını bile açmadı. Şapkasını aldı ve dok- varındaki mineli saate baktı, tordan ayrıldı. Hasta, ameliyat arabasile dışarıya Çi-| Aradan birkaç hafta geçmişti ki dok- karılıncıya kadar bekledi. Sonra, bezgin! tor Robert, hastasının ameliyatla malü- bir tavırla operatörler odasına geçti. liyetine sebebiyet verdiğinden dolayı v eldivenlerile beyâz gömleğini çı.| kendisini dava ettiğine özir bir mahke- kardı. Yakasını takıyordu ki kapı açıldı.| me celbi aldı. AKİMİN KARA Mealektaşı doktor Simon içeriye girdi:. — Harikulâde Robert. Ameliyatı doğ- rusu çok güzel çıkardın dostum. Dedi. Doktor Robert, sevinçten kızararak teşekkür etti ve mırıldandı: © — Göğüs cerrahisinin güçlüğünü dü- © günürsek. cidden muvaffakiyetli bir a- meliyat oldu but. İhtiyar doktor takdir dolu gözlerile genç operatörü süzdü. Delikanlının kuv. vetli bir seciye ifade eden ağzıma, gür! kaşlarının altından, tâ derinliklerden ça- © kan gözlerine, ince, uzun ve narin par. maklarına engin bir hayranlıkla baktı, Doktor Robert giyindi, koridordan ge- çerek bir koğuşa girdi ve baygın yatan hastasına eğildi. Nabzını muayene etti. © Sargılam bir daha yokladı, sonra ayak. “larının ucuna basarak odadan ayrıldı. Hastane kâpısında bekliyen otomobiline bindi. * Ertesi sdbah tekrar hastasım yoklıyan © doktor Robert, onun umumi vaziyetini * Sonbaharda davaya bakıldı. Her iki ta-! rafm mübtehassısları celselerec cenkleş- tiler, Nihayet iş karara kaldı. O gün doktor Robert, kararın kendi lehine biteceğin. den emin bir tavırla avukatının yanıma oturdu, Reisin ilk sözleri kendisini pire-| Jendirir gibi oldu. Hele, hâkimin jüri he. yetine dönerek: | — Efendiler, müşteki, bir ameliyat ne- ticesinde, ömrünce kurtulamıyacığı bir zarara uğramıştır. Kararının verirken bunu dikkat nazarınıza almanızı dile. rim!,. «Benim anladığıma göre, bu ameliyat! yapılmış, adetâ tecrübe o maiyetinde müştekiye bir nevi tecrübe fesi gördürülmüştür. Şu nizle birlikte müştekiye verilecek tazmi- nat miktarını da kararlaştırınız!.» deme- si Roberti büsbütün şaşırttı. Jüri heyeti odalarına çekildiler. Pek az süren bir konuşmadan sonra tekrar salona girerek, müştekinin tazminat is- . İmeliyatla geçebil, rahim Hoyi kadaşı ona Sör Monro isminde bir hasta yolladığını, muayene edip neticesini der. hal kendisine telefonla bildirmesini ya- zıyordu. Doktor Robert mektubdakı adrese te- defon etti, Seçtiği günde de vaktile ken. disini, mahud ameliyat davasında mah. kümiyetine sebebiyet verecek şekilde ka- rarı hazırlamış olan hâkimi karşısında buldu. Talihin şu garib cilvesine bakınız ki, hâkim de, yalnız doktor Robertin buldu- ğu ameliyat usulü ile kurtulmak çaresi olan ayni hastalığa tutulmuştu. Doktor muayenesini bitirdi. Muslukta ellerini yıkayıp kuruladıktan sonra has- asına dönerek: — Bayım, dedi. Hastalığınızın o mahi- yetini biraz mütalea etmek lâzım. Onun için teşhisimi doğrudan"doğruya dokto- runuza yazacağım. Hastü ayağı kalktı, Vizitesini ödedik. ten sonra doktorla el sıkışırak ayrıldı. Ne doktor, ne de hâkim, birbirlerini ta- maş larını belli etmemişlerdi. Hâ. kimin dokt ini, başka çaresi olmadığını, bu ameliyatı da bütün ülke. de yalniz bir kişinin yani doktor Ro. bertin yapabildiğini söyledi. Aradan bir hafta geçince de hâkim ameliyata razı ol. duğunu bildirdi ve hastaneve yattı. Ameliyata başlamadan evvel doktor Robert hastasına gitti ve: © iyi bulmakla beraber, ancak fısıltı halin. |temekte haklı bulunduğunu ve bu taz-| — Lütfen ameliyattan doğacak herhan- de konuşabildiğini tesbit etti Üç gün! sonra da hastanın vaziyeti gene değiş « memişti, Zavallı gene yüksek sesle konu- oşamıyordu. Bunun üzerine doktor Ro. © bert, arkadaşı Simon ile bir konsültas- yonda bulundu. Simon, bilhassa hastanın « boğazını inceden inceye muayene etti.| u Roberte işaret ederek bitişik oda- o ya geçtikleri zaman ona: | © — Boğaz sinirinin zedelenmiş olduğun. | felce uğramiş. bu da bildiğin gibi| > sesin tamamile kısılması demektir... di-|selli ettiler. Onu: «Aldırma canım. jüri .ye endişesini açığa vurdu. Robert düşünceli bir tavırla cevab ver. © — Hastaya bu ameliyatın tehlikeli ol. unu anlatınıştım, dinlemedi. Son &- midim bunda, dedi ve tehlikeye bile bile razı oldu. Allah vere de muvakkat bir felç olsun. © Fakat bütün ümidler boşa çıktı. Üç ay doktor Robert hastasına sesinin yeniden açılmasının, düzelmesinin imkâ. olmadığını söyledi. Ameliyat esnasın. “Son Posta,,nın Edebi Romanı: 38 — İşte bütün bu sebeblerden dolayı yal- nuzlığından, kendi düşüncelerinden ak istemiş ve kendisini hayır işle” hasretmeği bir okurtuluş çaresi ak görmüştü. © Başkalarının acılarına ilâç bulmak, ona kendi «cismi unutturacak kadar teselli veriyordu. “On beş pündenberi kocasından mek- ; almamıştı, fakst gazetelerde onun tanbula geimiş olduğunu ve Hazira“ ilk günlerinde, Kızılay menfaatine İstanbulun en ileri gelen aile kadınları ından tertib edilen bir müsamere- onun bir komedisinin oynandığını 'da görmüştü. Bu komedinin aktör ve v gene hep meşhur isimlerdi; bunların arasında, Cevadın kendi ile, bir gün bir münasebetle koca- n çocukluk arkadaşı ve ilk karısınm lostu olduğunu söylediği Belkıs-hanım i vardı. Bütün bu eğlenceleri birakıp Cevi- dın dünyahın bir ucundaki çiftliğine! gelmesini beklemek çocukluktan baş ı bir şey değil miydi? Fazıla hanımla Muallâ korunun sık (ur) u çıkarırken sinirin zedelendiği. İdisine bir mektub getirdi. Bir doktor ar- minatı da 10 bin lira olarak tesbit ettik-| lerini bildirdiler. Allahtan ki, doktor Robert, böyle bir kararla (para cihetinden) yıkılacak bir adam değildi Fakat ne de olsa, mahke. meden böyle bir hüküm g'ymek'e şahsi haysiyet! kirlenmiş, mesleki itibarı sar. sılmış sayılırdı. Onun için her gittiği yer. de davanın haksız neticelendiği, kaba. hatin kendisinde olmadığını; zira ame- anlattı, Doktor arkadaşları kendisini te. heyeti böyle karar vermiş ne çıkar, On. lar da insan değil mi?... Yanılabilirler. Sen kendi vicdanını dinler diye avuttu. lar, 'Tıbbi bir mecmua da başmakalesinde doktor Robert hakkındaki kararı adilâne bulmadığını mutedil bir lisanla belirtti. * Aradan tam bir buçuk sene geçti ve Robert bu müddet zarfında göğüs cerra- hisine dair uzun tetkiklerde bulundu. Me. gi bir hâdisedem dolayı beni tebriye etti- Binize dair şu kâğıdı imzalar mısınız?. dedi. Hâkim, gözlerini cerraha dikti Bir müddet böyle kaldıktan sönra, kalemi e- Sine aldı ve daktilo ile yazılmış olan kâ- İtda imzasını ettı, Doktor Robert ömründe bu kadar ağır şartlarla ameliyat yapmış değildi. Zira, hastası, bundan evvelki ameliyat hâdi sesini bildiği için kendisine emniyet edip etmiyeceği şüpheli idi, işin feci tarafı, yarayı açar açmaz da, hastalığın ziyade. sile ilerlemiş olduğunu ve kurtuluş çare. si bulunmadığını anladı. Hele, anestezi- yi veren yardımcı doktorun: İ — Üstad, elini çabuk tut. Zira hasta- hın vaziyeti hiç te iyi değil!... demesi ü. İdaha seri bir surette çalışarak 10 dakik ka içinde dikişleri dikti. İki saat sonra da, telefonla evinden a- randı. 68 yaşında olan hâkim, ameliyata da. lekesini arttırdı, Bir sabah, postacı ken- nakleden : Muazzez Tahsin >; ağaçları arasından köşke doğru yürü - yorlardı, Önde Zeyneb, doktorun kızı Meliha ve Zeynebin en çok sevdiği kö- peği sıçrayarak, koşarak gidiyorlardı. Birdenbire köpek iki küçük kızdan ayrılarak koşmağa ve havlamağa baş" ladı; avni zamanda Zeynebin neş'eli sesi yükseldi: — A.. Hüseyin gelmiş. öyle ise ba * bam da buradadır... A.. işte bak, gel miş anne!... Hakikaten, bir taraftan sadık köpeği ötekinde Ferid - fakat medeni elbiseler içinde tamamile değişmiş bir Ferid - olduğu halde ağaçların arasından Ce- vad görinmüştü. Muallâ o kidar şaşırmıştı ki bilâih - tiyar durdu: — Siz misiniz Cevad? Bu ssatte ... Fakat vapur yok, motör de burada? Genç adam gülerek cevsb verdi: — Araba vapurunda' otomobille gel” mek te mi kabil değil? yanamamış, ölmüştü, Aradan iki ay geçti ve doktor Robert © güne kadar uzaktan görüp beğendiği zengin bir komşudan başka birisi de - gildi; fakat son aylar zarfında çiftliğe &ık sik gelip Muallâyı yakından tanı - dıktan sofra, o vakte kadar Cevad hak- kında duyduğu dedikoduların doğru olduğunu, onun karısını mes'ud ede - cek bir erkek olmadığını anlamıştı. Cevadın kendisine karşı fevkalâde nazik bir tarzda mukabele etmesi, ko- casının sıhhati hakkında malümat is- temesi, kızımın pembe yanaklarını ok- şaması kadıncağızın fikrini birdenbire değiştirmesine sebeb oldu. Hele onun Zevnebi kollarından tutup havays kal- dırarak: — Sen de ne kadar büyümüş ve top- lamışsın şekerim, Fedakâr bir anneye malik olduğun nasıl belli oluyor! Demesi onu büsbütün şaşırttı. Bir iki dakika konuştuktan sonra onlara veda edip giderken artık Cevada karşı olan bütün fena düşünceleri değişmiş, ta - mamile onun cazibesine kapılmıştı. Yalrız, ikisi de birbirine bu kadar uy- İ gun olar, her hususta birbiri için yara- İtılmış gibi görünen bu kızı kocanın an- laşıp mes'ud bir ömür sürmemeleri iyi kalbii kadını cidden müteessir etmişti. Fazıla hanım uzaklaştıktan sonra Ce- vad bir ağacın dibinde duran Feridi ça- gırdı; — Gel de hanımefendinin elini öp bat kalım, Onun sayesinde adam olduğunu bir gün bile aklından çıkarmamalısın. Sonra karısına döndü: — Feridin derslerinde ne kadar te- ona, hastalığınm ancak a.| Kulağınıza küpe olsun Daima RADYOLİN; çünkü: RADYOLİN MAKARNA yemek istersenizi İZMİRİN AŞÇIBAŞI Markayı tercih ediniz. İstanbul Asliye altıncı Hukuk Mahkeme - Diş doktorunun bütün hastalarına | «inden; söylediği gibi dişleri sadece parla) izak taratın makla kalmıyarak onları mikroblar-| eaddesi Kasım Gi dan, muzır salyalardan ve hamızlar -|kak 12 No, da ikamet etmekte (İken hâlen dan temizleğip çelik gibi sağlamlık ve-|stnmetsiki meshul Belerya aleyhi acan ren yeğâne iksirdir. 2.5-999 nh saat 14 de mahkememize gel - l öğ kşam | mesi lürununun Hknına karar verildiğin - Her sabah, öğle va İn ula Esteryanın yevmi muallâk- her yemekten sonra günde 3 defa dişlerinizi ta hazır bulunması tebliğ yerine geçmek Ü- sere Hân olunur. (o 930-154 TURAN Tiyatrosu Bu akşam Ertuğrul Sadi Tek ve arkadaş er ik Diş macunile muntazaman Lida 0 el nıvçalaymız. 4P. (Se) Atiln Revüsü. Miçe Pengef varyetesi EVROZI | Ba, v. , Neze, Gri», Romatizma, a ve bütün ağrılarınızı de Val keser. 'a günde 3 kaşe almabilir. mal we Müvekkilim, bu hareketinin ne gibi aldı: | ve sebeblerle vukua ye e Sa; doktor: İ yacağınızı, size karşı olan borcunu a Münekkilim 43 hâkim Monronun talk. cak bu suretle ödemiş olacaklarım ilâve matı mucibince size şu ilişik çeki gönde- evralji, ze ık hâkimin avukatından şöyle bir mektub zerine başını salladı. Her zamankinden | eylediklerini teyiden bildirir ve saygılar riyorum.. rımı sunarım. İ Sör Monro ihtimamlı muayeneniz, ve İ ameliyatınızdan ziyadesile memnun ve, | müteşekkir kalmış olduklarım bilhassa İbelirtmemi emretmişler, ve ameliyattan İsonra hayata gözlerini yumdukları tak- dirde, ilişik olarak bulacağınız 10 bin li relik çeki tarafınıza yollamamı söyle- mişlerdir. Avukat Foster» Yarınki nüshamızda: Yanlış hesab! Nakleden: Hatice Hatib seniz kendisi çok iyi bir çocuk olduğu| ve temiz ki, fazla okumamış ve görgü” için Feridi de iyi minim. İsterseniz bundan sonra da tâ mektebe gideceği güne kadar Feridle o meşgul) olsun. Muallânn göz bebekleri sevinçle parlamıştı, küçük zencinin kıvırcık ba- şını elile okşıyarak yüzünü kendisine doğru kaldırdı. — Hekikaten büsbütün değişmiş ... Size ne kadar teşekkür etsem #zdır Ce- vad. Bu çocuk, sayenizde tam bir insan olacaktır. 'Demek Reşid beydende memhunsunuz — Çok iyi çocuk; çalışkan, zeki anla- yışlı. — Çirkinliğine alıştınız mı? — Yavaş yavaş gözlerim onun yüzü- nü görmez oldu. Zeki, uyanık bir genç olduğu için maddi kusurunu örtmesini çok iyi biliyor. Bundan başka, sizin ev- velce dediğiniz gibi, kalb rahatlığı ve isi bir gıda onu şişmanlattığı için çir * kinliği de biraz kapımdı. — Fakat bu sözleri bırakalım şimdi. Siz nereden geliyorsunuz? Konuşarak iki tarafı ağaçlı yolda a“ dir ağır yürüyorlardı kızının sevgi dolu gözlerine şefkatle bakarak onu elinden tutuyor, böylece uzun ay- rılik günlerinden sonra yuvasına dönen mes'ud bir âile babasını andırıyordu. — Fazıla hanımla biraz gezmeğe git“ miştik. Hava o kadar güzel ki çocukla” rın koşuşmaları ve neş'eleri, bizi de u- zaklara sürükledi. — Doktorun karısı biraz basit olma- yetiştireceğinden e-| süz olması bir kusur sayılamıyor. Cevad hayretle cevab verdi: — Sakın bu sözlerimde bir tenkid ar zusu sezmeyin, Sadece kendi fikrimi söylüyor ve sizin, daha yüksek fakat fena insanlarla görüşecek yerde böyle temiz kadınlarla arkadaş olmanızı tas- vib ediyorum. Siz, görüşeceğiniz kimselerde her şeyden evvel ahlâk yüksekliği arıyan asil bir ruh taşıyorsunuz, Muallâ. Genç kadının yanakları hafifce kı- zardı. Cevadın sesi, şimdiye kadar duymadığı kadar sıcak ve heyecanlı idi. Bir saniye sustuktım sonra genç adam tekrar sordu. — Civar köşkler dolmağa başladı. Yeni yeni ahbablar peyda ettiniz mi? — Hayır; yalnız bir defa, cemiyetin içtima gününde, Hayri beyin hanımile İhsan beyin hanımına rastladım; fakat fazla arkadaş bulmak hevesinde deği - lim. Tektar kızarmıştı. Kocasına, onun kendisini yalnız ve bir köşede bırakma- sı yüzünden ortalığın tecessüsüsnü celb etmekte olduğunu ve her yeni tanıdığı kimsenin, Cevadı bildikleri için kendi- sine müstehzi gözlerle bakmakta oldu- gunu nasıl söyliyebilirdi! Cevad karısının ne düşündüğünü an- ladı mı? Bir saniye için kaşları çatıl - mış, alnında çizgiler belirmişti. Kızınm elini bırakarak: Bu sual.ve cevab için geçmiş zaman Muallânın aklını başına getirmişti. Ko-| rakki etmiş olduğunu göreceksiniz. Si- casa elini uzattı, onu Fazıle hanımla | zin yerinize Reşid onun tahsil ve terbi- tanıştırdı. Doktorun karısı için Cevad | yesile meşgul oldu ve doğrusunu ister“ sıng rağınen iyi bir kadıncağıza benzi- yor, — Basit mi? Onun kalbi o kadar iyi — Haydi git biraz Feridle oyna; ha” va çok güzel, ağaçlar arasında koşuşun bakayım; dedi, (Arkösi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: