2 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

2 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa Hergün Türk milleti için Hakiki kurtuluş yolu Yazan: Muhittin Birgen undan otuz beş sene evvel, va - tan, miliet, hürriyet, demokra- si gibi kelimeleri işittikleri veya okuduk” lan zaman yürekleri çayır çayır yanan bit nesil verdı ki buna mensub olanlara Avrupalılar «Genç Türk> derlerdi. Maa- Jesef, o zamanlar her Türk gefici yüre - ğinde bu mukaddes ateşin dığımı düy“ mazdı, Fakat, herhangi bir amilin sev > kile gözleri garb dünyasına açılmiş ve © zamanlar yegâne moda dil olan fransız- cayı öğrenmiş bulunan gençlerin hemen hemen yüzde doksanı bu kelimelerin yük- sek mürlalari ile ütrerlerdi. Ben © zaman, idadi sıralarında idim ve fra: cayi yeni öğrenmiştim. Çok iyi hatırlarım ki, 6 ze manki Osmanlı imparatorluğuna duir ya” zılmış franmzea kitablardan bu neslin hemen hemen umumiyetle öğrenmşi oldu. ğu bir Fransız sözü vardı: Apris moi le deluge! Evet, Fransızlar, Abdülhamidin bütün siyasetini «benden sonra tufan!ı manasi pı ifade eden bu sözlerle bülâsa ederler Kadın ayakkabılarında di. Abâülhamid, devletin o zamanki vası- falarile bütün memleketi sımsıkı tatmuş, onun yarınını hiç düşünmeğs İüzum gör- aİnız kendi günlerini hoş geçir» esi içinde, her şeyi günlük bir tedbiryile idare ederek, impafatorlüğun hayatımı birkaç sene dâha uzalımıya ça - lışıyordu. Benden sonrâ tufan! Fransızlar ta» rafından -Abdülhamide atfedilen bü Siya- set, bizim, o zamanki gerç ve canlı kalblerimizde daimi bir dehset duy; uyandırır ve bizi uzun uzun düşündürür. dü. Ondan sonra ne olacaktı? Kim gele * cekti? İmparatorluğu nasıl tutacaktı? Et- rafımıza baktığımız zaman, bu sunilere verecek bir cevab bulamaz, sadece yü » reklerimizin yandığını duyardık. O dev » rin en genç unsurlarından birisbenim, Be- nim. neslim ve benden evvelkiler, bu «benden sonra tufan!» sözünü çok iyi bi- İirler. # Ondan sonra da tufan hakikaten geldi. 904 de başlıyan tufan on beş sene de" m etti, Bu on beş sene içinde, acemi bir nes- lin bütün gayretlerine ve iyi niyetlerine rağmen, tufan imparatorluğu silip süpür- du. Az kalsın, bu tufan Türkiyeyi de gö- türecek ve Türklük, bu tarih selinin için- de boğulacaktı. Nami kurtulmuş oldu » münevverler kütlesi ve onunla birlikte Bumuzu hep biliyoruz. Tufan devrinde on sene devlet maka - mında otuğrarak, taşıp gelen dalgalara göğüs vermek için fedakârca çalışmak - tan hâli kalmamış olak İttihatçılar, bu iş için her bakımdan hazırlıksızdılar. Bu- 10 Temmuz inkılâbmı en yü hakimiyeti Ok manlı parçaları arasında bir ittihad te - mini şöyle dursun, Türkle: e araların- da amluşacak vaziyette değildi fı ile oligarşiden birini seçmek zarüre - $inden kalan İttik ve Tı ki, süratle otoriter bir oligarşiye doğrü üdü ve nihayet onu tesis etti. Ben o zamanlar, bu inmbatçı oligarşiyl, iyi niyetlerle hareket ettiği müddeiçe, parçalayıcı anarşive mürecesh tutanlar arasında idim, Fakat, benimis hemfikir olan bir riimre fle birlikte isterdim ki ve. ni bir «benden sonra tufan!» siyasetin » den gitmiyelim. Memleketi, hüz demokrasi hâvası içinde idare ede bir nesil yetişsin; Kafası sistemle en, Türkiyeyi modem bir millet haline getir- meğe kadir bir nesil, Bu nesli yetiştirmek İttihad ve Terakkinin vazifesi idi, Biz onu İttihad ve Terakkiden daima istedik; onun başında bulunanlar da bu zarureti anla- dılar, fâkat, yetiştirme işini yapamadılar. Belki, bunda mazur ve hattâ çök mazur idiler; fakat, mazeret boşluğu doldur » maz, boşluk, boşluk olarak kaldı. O zaman, harb sonu büyük tufanm ikinci dalgasını getirdi. Osmanlı impara - torluğunun hududlarını aşan dalgalar, Türk yaylâsına kadar yükseldi; değil, im- paratorluk, Türkiye bile istilâ altında ka- yordu. Kâ$ bir terbiye kalıbı içinde mu- ayyven bir şekil alamamış olan milli en - hit bir aralık, yeis içine düştü ve herkes Çil yavrusu gibi dağıldı! * Atatürkün yaptığı hamle Türkiyeyi gusu | Resimli Makale: Dikkat ettiniz mi: Fakir servetinden, korkak oesare - tinden, hırsız dürüstlüğünden bahseder. İnsanm kendi- sinde mevcud olmayan bir hasletten dem vurması deni- nilebilir ki, kaçınılması çak güç olan 'bir haftalıktır. Bir mecliste muhlehif rakiblerin karşısında mi bulu - nuyorsunuz. Ayni geri bırakmak mı mz vardır. 2 yolda yürüyen bütün arkadaşlarınız! istiyorsunuz. Mütemadiyen bağırıp ça- ğırıp söyleyene hiç bakmayınız, hazır bulunanların en zayıfıdır. Fakat hiç söylemeyenlerden korkarsanız hak- SÖZ ARASINDA 7 Yepyeni bir moda DARE Hergün bir fıkra Arkadaşımın annesi Muallim yolebeden birime sordu: — Vatan nedir? Talebe ayağa kalktı, cevab verdi: — Annemdir! Muallim başka bir talebeye döndü: Sen söyle vatan nedir? O da üyüğa kalktı; ! — Demin size cevab veren arkada- İİ gömün annesi! Neliz vE Haritalı kazaklar Londra sokakları yepyeni bir moda- ya şahid olmaktadırlar. Cici, zarif ka- dın ayaklarında türlü türlü hayvanis- rm yüzlerini andıran papuçlar görün - mektedir. İşte bunlar da bir domuzu tasvir eden, değeri de 20 lire olana - yakkabılardır. ————— —— m ——— — kurtardı; o zaman, Türklük kendi ken - disini buldu ve yarını hazırlıyabilmenin imkânlarını elde etti. 15-20 senelik bir ha- yat terbiyesinden hayli ders almış bir Büyük Kurtarıcının etrafında toplanmış bir millet, elele vererek Atatürk devrini Banyoda İskambil falı inni dx , Bâyanlar, banyo yabarken canınız mi sıkılıyor?.. Hem suyun içinde kal - maktan zevk duyuyor, hem de öyle ha reketsiz bulunmaktan sinirleniyor mu- sunuz? Hiç durmayımız, hemen bir des- te sellileyid iskambillerden 1smarlâyı - mız.. Banyonuzu yaparken, pskyansı 9- çar, fala bakarak mükemmel eğlenir - çiniz. Kör annesini öldüren amele berael etti Bundan 8 sene evvel, çok sevdiği hastalığı esnasında ! dakika! bile ya - yaşarlarken, acıklı tecrübelerden geçmiş İolanlar, daima bu ayarını hazırlamak» işini düşündüler, Atatürk gibi bir şefle idare çok güzel bi İ kaybettiğimiz za milletin ayni dığı İsmet İ: ah bir saadetti; fakat, dah, a? Millet, kendi hakimiyetini kendi ken- | tedir. e kullanmıya kadır bir siyasi terbiye | sem mma a | ine gelmediği müddetçe, deği, tam| görülür ki yeni devrin en esaslı davası yet ve dernokrasi, hattâ istiklâl bile| ve en orijinal manası, milleti, geniş bir tehlikeye düşebilirdi. hürriyet ve demokrasi havası içinde yaşa- İşte, son on beş senelik devir içinde, bi | mıya alıştırmaktır. Asırlardanberi bal -| zi endişeye düştiren bu yegâne meseleyi, | Kın haricinde ve onun üstünde, hâkim bir) Mi Şefimiz, en mühim bir millet mese- kuvvet olarak yaşamış bulunan devleti, lesi olarak ele almış bulunuyor, Kurul -!bü asrın istediği veçhile, tamamen hal- tayda irad ettikleri sori mühim putukta ka maletmenin yolu da işte budur. şu cümleler vardır: Bu yol, Türk milleti için hakiki kurtu. «Siyaset hayatında tecrübe geçirmiş a-İluş yoludur. Benim neslime ve daha ev - damlar olarak memleketimizin ihtiyacını | velki nesillere mensub olup ta bugün, bt ve bünyesine en uygun olan halk idaresi | yola girilmiş olduğunu nih görmüş! usulünü kemale getirmek ideslindeyiz. Bu | olanlar için bu o kadar büyük bir müjde- yolda temiz yürekle çalışıyoruz; bizden |dir ki bunu burada tebarüz ettirmevi bir sonra gelecek vatandaşlara milletimizin | visife bildim. Bu yolun uzun ve dikenli siyasi hayatında ilerlemiş bir seviye ter.| olduğunu bilmekle beraber Türk mille -| ketmek başlıca emelimizdir.» İtinin bu merhaleyi de çok ax bir zaman-| Bu sözler, ayni mahiyette olarak bun-|da çok muvaffakiyetle katedebileceğire dan evvel söylenilmiş diğer birçok sözle-| kâhi olanlardanım. Bilhassa, ML! Şeti - re Hüve edildiği ve yedi aydanberi siyasi | mizin boşlict ideöli bu memleketi be yol- kadromuzun geçirdiği ve halen de geçir -|da yürütmek gayesinden ibaret olduktan mekte olduğu istihalenin mana ve he -| sonra! defleri gözönüne getirildiği zaman, çok iyi | Bu genç, kazağna, resimde gördü 3 ğünüz gibi, dünya haritasının bazı yet- lerini işlemi r. Orijinali bir güzellik arzeden bu örgüler, şimdi birçok genç; İkızların en şık süslerini teşkil etmek - Muhittin Birgen İSTER İNAN, Gazetelerin verdikleri bir habere göre! «— Semplon Oryan ve Toros ekspresleri için müşterek bir tarife yapmak üzere alâkadarlar şehrimizde bir top> lantı yapacaklardır. Bu toplantıya iştirak edecek olan ec- nebi murahhasların sayısı 500 dür.» INAN, İSTER bul otellerinde bu İSTER İSTER Bize öyle geliyor ki böyle basit bir toplantıya iştirak edeceklerin sayısı bu kadar çok olamaz. Bu 500 rakamın- da herhalde bir tertib sehvi vardır. Aksi takdirde İstan- için 500 tane konforlu oda bulumabileceğine: INANMA! nından ayrılmadığı, kör olduğu zaman da arabasını çeltiği annesinin çektiği ıztırablara dayanamıyarak onu öklüren İngilterede Clamorgon'da bir maden amelesi, mahkemece suçlu görülmemiş ve beraet ettirilmiştir. Konuşmamıya ahdeden 72 rahib İngilirede 4 senedenberi kapandik - ları manastırda, hariçten gelen hiç bir insanla temas etmiyen, tek bir kelime konuşmıyan 72 İngiliz rahibi, bundan 100 sene evvelki meşhur Katolik mi - marı Pugin'in eseri olan bir kilisenin inşası nihayete ermiş bulunduğundan, 10 gün için konuşacaklardır. Londradaki Derby yarışları Londrada her sene yapılan Derby at yarışları fevkalâde heyecanla karşılanır. Yarış günü yüksek sosyete mensubları | yarış yerinde bulunmayı en birinci etiket vazifesi sayarlar. Mevsimin en nadide, en şık ve yüzlerce liraya malolan tuvaletle- rini burada görebilirsiniz Ayrıca, gene sosyete dedikodularmnın en tatlıları bu- rada kaynatılır. Derby yarışında birinci gelen atın ismi bir kahraman gibi'diller. de dolaşır. Sahibi de keyfinden ziyafet ziyafet üstüne verir, Bu seneki yarışı kazanan mavi Peter atı, en yakın rakibini 4 at boyu geçmiştir. İNANMA! kadar yabancr misafiri iskân etmek Sözün kısası Muharrir - Kitaba Davasi M uharrir - kitabcı dava” z zeli yılan heri TE şerh yazar gibi, gerek meslek 8” çi rımın ve gerek sayım bay kitâb Mi” bilerin son günlerde, gaze! enkete sata Da cevabları buraği " kın şaşkın okuyorum. ye Dava ediyoruz amma, Eğri yy va bir hâkem huzurunda olur. hakkın ihkakmı ümid eder, BUM Si birvaziyet, öyle bir umut vef””. yeg Boşu boşuna çene yöruyoruz. yer i İna, biz emekçiler, kapitali ken ha da düşmun ediyoruz. Z Anketi yapan arkadaş bana tevcih etmiş olsaydı, kendisine gani raktan, şu fikruyı naklederdimi i. g Mirasyedinin biri, yanında ZÖZ. gif kavuğile caddede piyasa edi 5 âkalik, on adim kadar önde, iri Td caman ve ablak enseli bir herif Pİ, ie . Tw. davet! Dava muş, Mirasyedi, dalkıvuğuna: — Ahmed! demiş; şu önde görüyor musun? '— Evet. — Şimdi, gidip te onun enses" şaplak atarsan sana beş lira VAP eş” Beş tirayı duyar Büymez; GAgrii * Birimiş. herifin arkasına soke şi radana. sığınıp enseye şaplağı ML Herif, pürhididet dönmüş, fakat döl af — Atfedersin, birader. benze yerek yakayı sıyırmış. ga” Mirasyedi, bir iki dakika sonra, “4 vüğa ayni enseyi işaret eöerek! ni —'Bir şaplak daha atı. bir beş Ji” ha var. demiş. Dalkâvuk 'göne dayanamamış, kulmuş, enseye tokatı gene P“ çe Herif bu sefer dalkavuğun yaka” 5 gari pışmış, alda — Ne bu edebsizlik, be! — Ne yapayım, yahır? Bizim ârkâdan öyle benziyorsün Ki, rum. Kusura bakma! gari Gene kurtulmuş. Birkaç adı” pi yürümüşler. Mirasyedi bir beş Üi”” çıkarmış, dalkavuğa göstermiş: yi — Haydi, Ahmed! Üçüncüyü şeplii para da senin! ör” Zavallı dalkavuk dayanamam”. 14 cü tokatı da yapıştırmış, Ve bu ö Se rif döner dönmez, ona: 1 — Dur! demiş. Söyliyeyim bak* &. bu erse, bizim beyde bu part. be bu züğürtlük varken, sen benim “ kurtulamazsın!. eği İşte bizim halimiz de aynen PÜİ yer Biz, Türk muharrisleri çok çalsi” ai zanır, daima müzayvaka içerisinde SV p Tılarız. “Teşkilâtımız, himsy€ a MÜ e yın bay tabileri giti on periflerinde sağmal inekle” tismara mahkümuz. Yani dance da bu insafsızlık, bizde de bu 787. gf dukça, bu gidiş böyle devam oi Gene de lütfediyorlar.. çok : Allah ömürler versin! Ya biç PO meseler, bizlere danışmadan alı? lar ne yaparız, ne diyebiliriz? Ha avukat tutacak, haftalarca, ayl” keme kapılarında sürünecek £ü$ > w? Onlür yapar. Dükkânda, milgteri g* hyacak tezgâhtarları vardır, BİK ği masa başından ayrıldık mi, yap N i yüzüstü, çoluk çocuk aç kalır. » Bu çok acıklı bir hikâyedir. yeri ye | kımından, kurala kuzu masalın ei çer, İkide bir tazelemekte ne taydf Muharrir olduk diye talihini?” lim, Bakisi güzafı binibayet! i MİK İtalyada tuğy Torino | (A.A.) — Suların bire yükselmesi üzerine PO yehi a rinde ve Torino'ya birkaç gi de kâin Moscalleri'de bir sre mıştır. Bir kişi Tre ralı vardır. TARİH MÜSAŞAK an vi KUPON

Bu sayıdan diğer sayfalar: