14 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

14 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sayfa e “ Dekârlar, niçin evlenmiyo SUNUZ? , “ Son Posta ,, okuyucuları fikir ve mütalealarını bildiriyorlar © A. Üstüntürk (Kartal Ekin so » kak No. 1): «— Güzetenizde birkaç gündenberi (Be. kârlar niçin evlenmiyorsunuz?) başlıklı bir anket çıkmakta ve bu ankete bekârlar cevab vermektedir. Bekârlerdan vergi alın ması mevzuu bahsolduğu şu sırada bu an. keti enteresan bulduğum ve bekâr oldu. ğum için cevab veriyorum: Evvelâ şunu kaydetmek isterim ki, ev. velce dört başı mamur bir hayat yaşarken karşısına çıkan mükemmel bir eşle nor. mal olarak evlenmelerin bugünün be - kârlarına revs görmek istedikleri bu iş - kenceye bekârların bih. müstahak o. Tup olmadıkları ciddi ve esaslı bir tetkik ve kretik mahsulü olmasa gerektir. Bir nevi tehdid makamında ortaya atılan bu vergi mevzuunun kuvveden file çıkması. na ve bekârlar üzerinde müessir olup on. ları evlenmeğe sevkedeceğine şahsan ka. ni değilim. Sonra, acaba bekârların mas mak ister? Fekat dediğim gibi kadınları. muzdan mühim bir kısmının maalesef er. keklere tam bir itimad hissi verebilecek çe kilde yetiştirilmemesi ve zamanımızdaki ekser kadın gözünün daima lüks ve ihti - İşama kayması, bütçenin ne olduğundan İbihaber bulunması, kocasının malt duru. İma ile tezad teşkil eden taleb ve arzula. İrının tabiatile yerme getirilememesi yü « İzünden çıkan sizıltılar ve bu sızıltıların İmünkalib olduğu boralar, fırtınalar sa - mimiyet ve aile bağlarını kopardığı ve İbu koparılma neticesi olarak ta tarafların jen geç adliye koridorlarında arzı endamı ve bu hususta daha bir takım müellim ve feci avskibin tahaddüsü bekârlarda esa .| | sen mevcud olmıyan cesaret ibresini sığır. lan birkaç derece daha aşağı indiriyor ve Jbir bekâr haline bakıp bin şükürle bekâr. İL bir nimet telâkki ediyor. Şimdi size sorarım, evlenme bahsinde bugün için cesaret ve maneviyatı sıfırdın ve fuzuli masrafları aldığım para ite kar. şılamanın kabil olmadığını anlıyorum. Zira üzüm Üzüme bakarak kararır. Nü - fus artmasını ve âile hayatını çok iste - rim. Bu mânlalar kalkmak şartile... Be. kârlik vergisine gelince: Böyle bir vergi hakkında kanun yapmaktansa kadinlar üzerinden fantezi ve füzuli masrafları » saslı surette kaldırmak için şiddetli ta. nunlar isteriz, ve seve seve evlenebiliriz.» © Ahmed 48 oğlu (Kastamonu, Foto Şık): 4— Ben de bekârım, Fakat bekârlığa mubalifim. Ailece bir kalabalığı olmayıp | başka bir mazereti de olmazsa muhitine göre ayda otuz liradan elli liraya kadar kazancı ilan bir bekâr evlenmelidir. Gene İbekârhktaki gibi Yüks hayat yaşıyamam, korkusile evlenmiyen bekâr varsa bunun İaklma acırım. Evet bekârlık bir bakım » | dan iyidir. Fakat sonu hayırlı bir gey de. “İbinkaç derece aşağı bulunan bir bekârden | ğildir. Her şeye rağmen ben evlenmeyi rafı ve cezası evliden daha mı azdır da be. | yengi almak, onu evlendirmeğe ciddi ve| tercih ederim. Sen niçin bekârsın diye kârlara bir vergi tahmil edilecek? Bu da cayı suâl ve kabili müngzkaşa olduğu ka. dar içinden kolay, kolay çıkılamıyacak hayli güç bir mesele teşkil eder. Evlen - meği teşvik ve bu teşvikten müsmir bir netice almak bu gibi bir mükellefiyet h - dası suretile değil, bugün içinde yaşadığı. miz hayat şartlarını her sahada bir dü . zene koymak kültürümüzü, seviyemizi yükseltmek, kızlarımıza aile sadakat ve muhabbetini, riayet etmek mecburiyetin - de bulundukları iktisadi şartları, sile yu. vasının ahengini ihlâle saik amillerden ii tinab yollarım, feragati nefsi ve bü bunların faziletlerini daha ana ku: da iken lâ; e kulağına ve kalbine ki mak ve müşterek hayata-o şekilde yetiş. tinmek ve binnetice erkeklerde kadına karşı Rimad ve hattâ itikadı ve bunların mahsuküi olarak ta ciddi bir hürmet ve lecektir mülâhazasındayım. Acaba hangi bekâr hayalinde yaşattığı sıcak ve samimi bir cile muhitinden uzak kalıp gönlü ve kalbi boş ve nalân yaşa IM otör bu sı Dil dönmüş, Yörükali okörfezine giriyordu. Denizde yüzen, Çırpınan yüzlerce insanın çığlığı ile karşılanan tenezzühcüler, pek içeriye sokulmayıp, azıcık açıkta durdular. Esasen yemek vakti gelmişti. Motörün ufacık demiri dibe salıverildi. Paketler açıldı, sofra kuruldu Ahmed Ercan düşünceli idi. Zihni u- zaklars dalmıştı. Kendini, oSapanlıda, Nevberle birlikte tahayyül ediyordu. Hissen, fikren çok iyi tetabuk edece - ğine kanaat getirdiği bu kadınla, ora - da, geçmiş günlerinin boşluğunu telâfi edebilirdi. Yok: Bu meseleyi artık cid- di telâkki etmek, onun üzerinde dur - mak zaman; gelmişti. Akşam, eve dön- dükleri zaman, Ramiz beyle karşı kar- şıya geçip, tavassutunu dileyecekti. Bunda çekinecek hiç bir cihet görmü yordu. Kendisine cesaret veren, Neri - manla bebası değiller miydi? Gitgide Nevberi benimsemiş, onu mü temadiyen. ve kendi malı gibi tetkik e- diyordu. Ve tetkik ettikçe de beğeni - yor, ısınıyor, seviyordu. i, Ramiz beyin bük - y ısdik edişini de mem - nuniyetle telâkki etmişti. Yörükali plâ jJmın o sdatteki heli, kaymakamın da, Nevberin de ne türlü haklı oldukları « nı göstermekte İdi. Orada, esasen çok duramadılar. İr - fandan, Heybelinin Çamlimanına geç - mesini rica ettiler. Yemek de bitmişti. Ramiz bey, yanındakilerin müsahdesi - ni taleb ederek, içeriye, ufak kamara- ya uzanmağa gitti. Neriman da karde - şinin yanına sokulup motörün makine- si ve muhtelif gksamı hakkında malö- mat soruyordu. Nevberle Ahmed Ercan yalnız kaldı- Jar. Bir müddet her ikisi de sükütu mu hafaza ettikten sonra, bir aralık bakış- ları karşılaştı. Bu gayri ihtiyari hare - ketten o da, öteki de, her nedense u - tanç duydular. Ve bunu gidermek için in n. -|dardı. İ müessir bir teşvik sayılır ve böyle bir te.| şebbüsten alınacak rıandımanın kıymeti! alabilir mi? | O Hasan(İzmir): İ «— Ben küçük bir işçiyim, Tahsilim ik olmakla beraber mecburiyet bu tahsilimi olsun tamamlamıya engel oldu. Yaşım henüz 28 olduğu halde bekârım, 935 ten. beri almış olduğum maaş 37 liradır. Bu maaşım 4 sene zarfında hiç bir terakki gör medi, Bu vaziyet karşısında ben nası! ev. lenebilirim? Bahusus hayat arkadaşlığını mânâsını bilmiyen şimdiki kızlarla evle . nip diri diri mezara girmektense evlen « meyip bu vergiyi canla başla vermeyi ter. cih ediyorum.» © Halid (Kozlu kömür iş atelye - sinde); K lı «— A yaşındayım. Askerliğimi iki sene! anavatan arasında doğru trenler işlet-İleme aldı, Murada takdim etti. uyandırmakla mümkün olabi. evvel ikmal ettim; her zaman için evlen -| mek üzere hazırlıklara başlamıştır. Ha lü cesaret ede - de konuşmağa baş »- İadılar: — Ne vakit dönü- yorsunuz, beyefen - di? — Ben mi? Ağlebi ihtimal, haftaya. — Neden böyle, bu kadar acele edi « yorsunuz? — İznim bu ka - Hem artık mektebin de açılma zam. — Yalnızlık size ağır gelmiyor mu? Ahmed, . ilk defa olarak, bu şekilde - ki bir suale müsbet cevab veriyordu: — Çok ağır geli - yor amma, ne yapa- yım? Nasibim bu. Nevber, kendi kendine hitab ediyor- muş gibi, nazarları yarı dalgın: — Öyledir, dedi. Hayatta biran ge - lir ki insan bir arkadaşın lüzumunu içi yanaraktan hisseder. Maamafih, ilele - bed böyle yaşamağa mahküm olanlar pek çok. — Meselâ, siz! Genç dul bu doğrudan doğruya mi - sal getirilmiş olmaktan ürperdi. Bu ta- arruzu beklemiyordu. Teessürünü a - zaltmak için: — Benim gene babam, annem, kar - deşim var, dedi. Büsbütün yalnız ve kimsesiz değilim. di Evet amma, bu dedikleriniz size m | soracaksınız? İşte benim de evlenmeme mâni olan sebeb şudur: Sıhhatim tam de. gildir. Yaşamam için pek itinah hareket etmem lâzım. Bunun için evlenmekten korkuyorum. Evlenmeyi kim istemez, de. İmek ki her bekârin kendine göre türlü türlü düşünceleri var!,. Ve düşürmelerin. de haklıdırlar. Vergi korkusile hiç bir be. kârın evlenmiyeceğini zannederim. Zen. gin olursa vergi onun için derd sayılmaz. | Fakat fakir olursa zeten bu yüzden evle - İnemiyen bekârdan sen bekârsın diye ver. İgi almak günah değil midir? Bekârlar İkendi hallerine bırakmalı, evlenmeyi teş- viki başka taraflardan aramal Ankara - İskenderun arasında hergün tren işletilecek Devlet Demiryo | aresi Hatayla ber aldığımıza göre İskenderunla - An Yeni Edebi Romanımız: 32 KARLI DAĞA GÜNEŞ VURDU an? Ercümend Ekrem Ahmad, ilk defa olarak, bu şekil deki bir suale müsbet cevab veriyordu ne kadar yakın olsalar, gene hayatta - ki rolleri başkadır. Biraz durdu; kısa bir tereddüd ge - çirdi.. ve devam etti: — Bütün, sezdiğim meziyetlerinizle, | içeriz. hassasiyetinizle.. gönlünüze (göre bir hayat yoldaşı bulmafğa lâyıktınız. — Bulamadım işte. Kısmet!. — Bundan sonrası için de ümidsiz gi- bi konuşuyorsunuz. Niçin? — Mukadderat değişmez ki; ne ise; odur. — Ben ayni kanaatte değilim.. affe - dersiniz. İtirafın sırası gelmişti. Lâkin Ah - medde o cesaret, o cür'et yoktu. Yüre - ği hızlı hızlı çarpmağa koyulmuştu. şa- “SON POSTA, nın Tarih Müsabakasi No. 19 Hoca Sadettin Efen Cesaret ve metaneti ile, neticesi feci olacak © İbir bozgunun önüne geçen, ordumuza parlak bir dan muharebesi kazandıran büyük bir âlim, mü“ ei - eri Bsbası Hasan Can, Yavuz Selimin!memlekete en pur'#k ni yi en sevgili gözdesi idi. Bir rivayete gö-| devirde, Eğri seferinde, Haço”. yi re Selim, pek küçük yaşta yanına al -|dan muharebesinde yaptı. Ora e dığı bu çocuğun, dizine başını koyarak |azmine örnek oldu, cesaret V€ can veren, Hasan Can, pek uzun, 100İnetile neticesi belki de pek a 4 İyaşından fazla yaşadı. Oğlu Sadeddin| müthiş bir bozgunun önüne me | Kanuni zamanında 1536 da doğdu.) biltikis ordumuza parlak bİF Gençliğinde Ebussüud Efendiye inti -| muharebesi kazandırdı. bir tahsil gördü. 28) diçüncü Alurad dev erris oldu. İlim ve zekâ - Tup devam eden ve Birinci z İk bir şöhret kazandı. Kanu - sinide > Erel muaheğesii p ninin torunu Şehzade Murada hoca ta-| a a b y| ie ; i di panacak olan uzun AvusturY” gil İyin edildi. Murad hükümdar olunca nin içinde, Üçüncü Me di fi çok büyük nüfuz sahibi oldu. Mevkfe| A Re ir seleğ ve paraya karşı haristi. Fakıt eidden â- Erlav m zaptı İSİN adedi Hin ve Gkbeİ inin gü - | mist. Babasının hocası Sade geli zide bir edibi, bir müverrihi idi. «Ta -| fendiyi de beraber götür DÜŞÜ a cöttevarihs adile kıymetli bir tarih ka | esnasinda düşman ordusunun Ee ig da bulunduğu haber alındı. : Devletin harici ve dabilt siyasetinde | meclisi kuruldu. Devlet erkân! gi padişahın en çok itimad ettiği bir rüşa | vada bir meydan muharebesi X. #* Virt olmuştu. Üçüncü Muradın ölümün nü muvafık görmediler. Sedef den sonra, oğlu Ü: Sehmed za -/fendi manında da mev) muhafaza e med Ercanı şaşırti iki birdenbire tayin edemiyerek, yy p” geriye çekildi. Zihninde bir y tifhamlar krvrihyordu. Neri jesti onun mutad patavatsıZ' Neri biri mi idi, yoksa Ahmedin g sokulmasında fazla bir yabani rüp İkaz mı etmek temi lık ihtimalini hiç aklına gef rd kaklarından İri ter| 0 gekikaya kadar Nerimanği. taneleri sızıyordü:| karşı bir temayül sezmemişti a e var.) O istihamların cat mışlardı. e Motörün dine verip de meraktan g. makinesi durdu. Nelçin zihin yoruyordu. Gene e g riman yerinden fır -| ve gene, kahvenin çardağı ali ms layıp Ahmedin yâ -|rurlerken, Ramiz beyin tsk nına geldi Ramiz) maruz kaldı bey de; mekineu- ğultusunun dinme “İpe Talu i e diğ yg” takın yö, B, y: sile uykudan uyan -| dınız. yi mıştır O da; kama *İ una ettiği mukabele gev$i ranın delik gibi ka - YAlriet lendi kai — Yok! Bilâkis! - ,», İ i Ğ ŞER Rİ raikaten de memnun değil w — Neredeyiz ço «| Bt doğrusu memnun ol , suklar? denbire neş'esini kaçırmışlâ””.. gf. — Geldik. Çamli- |lerinden bililtizam uzağa çeri “ nanındayız, dalyasının üzerinden, yan Bl erik DER BU-| bere bakiyordu. Ve © sabi Serie e İ iyesi iri altın mez. Daha tenha ve daha maunistir. Ba. eti Tuhiyesinin tesiri a. zirgânlar buraya nasılsa rağbet etmi -| S€n€ kadının da çehresind€: yorlar. Çıkalım mı karaya? İster misi - | bir infisl seziyor gibi oluyo” niz? Şu ağaçların âltında birer kahve | kahırlanıyordu. yes Dalgınlığının arasında, ye Glee da münfail bir tavır Motör ufak iskeleye (o yanaştı. Hep| ketmiyordu. Halbuki zeki si ea e MEK NE ki “İlik hassasiyetinin de Yi: le Nevberin yanına sokulmuş, > ? a rinde gidiyordu. Birdenbire (kolumun Je Ercanın Nevbere kari çekildiğini duydu. Döndü, baktı; Neri- zab, bir temayül duyduğun manı gördü. Ve buna kanaat getirdiği 8 — Emriniz, Neriman hanım? ta birbirinden ayrı, fakat — Yeter, artık! Biraz da benimle|de biri ötekinin mevlüdü “ meşgul olun. Aşk ve kıskançlık, gönlünü Bu ihtar yarı ciddi, yarı şaka bir| rıvermişti. tarzda vaki olmuştu. Maamefih, Ah - çarka

Bu sayıdan diğer sayfalar: