2 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

2 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Temmuz Hatay davasının sonu Yazan: Muhittin Birgen yın Türkiyeye iadesi n zin Millet Meclisinde verdiğ etraflı izahatı ve onu müteakib hatible. rin nutuklarımn ve bilhassa aziz adaşı »t'i surette iadesi evvelâ Türki - Oraya m ki bu h ilAl bir daha girem bir Avrupa kaide başka bir şey de resmi işini ta «| e ise bu cenazenin amış oluyor. Demek ki Ha tirdadı sade-milli bir misak yüzde yüz #ahakkuklınu” de manda "Türkiye ile dünya medeniyeti a- daki siyaset münasebetlerine iki & - fazla bir zama ıda hâkim ©. lan menhus bir prensibin yıkılıp gitme - sidir. *kiki arasin. | ransa ile Türki da şunu da gördük: y k üzerinde aylarca karşı karşıya ge münakaşa etmiş z olan her şeyi al - mış, Türkiye de verilmesi caiz olmıyan| biç bir şey tir, olmuş, mü sürmüş, İakat ne. tcede her kalan iki peh tini sıkarak dost kalmakla da iktifa etmiyerek ünden güne davasını gen h ittifakı a dikmişlerdir. Pazarlık çetin ında bayraklarını mesi iki tür! kiye, is bi ç ve güç te olsa ne. ticede gene anlaşa i iddia eden sulh dili ile konuşma ve su laşma prensibinin de parlak bir m feriyetini teşkil etti. M arı ve uzlaşmaları etlerin anlaş - in mutlaka silâh anın da devlet adamları yük bir medeni cidal kudreti g ler. Onlar da vermek isteme ka almak için uğraşmak v atılan 'Türk de" halde » bu mücadeleyi de - vir devir ileri sürüp götü Davayı hükümet reisi olara ortaya atan İsmet İnönü, Milli Şe tamamlamak vazifesile karşılaştığı za - man Hatayın mukadderalını kat'i su - rette halledecek olan son ve en müşkül devirlerin geldiğini görmüştür. Bu mü kül devrin bütün siyasi faaliyetlerini ida. re etmek vazifesi de bu defa Başvekil olarak doktor Saydam ve Hariciye Ve - kili olarak Saracoğluna düştü, Yorucu, üzücü, hattâ yıpratım müzakereler ve münakaşılar arasında nihayet bu dev . reyi de geçirdik, Şimdi iş son merasime kalmış, yani sıra idaresinin doğrudan doğruya cümhuriyet valisi tarafından deruhde edilmesine gelmi zaman içinde bu iş te tamamlanmış ola. caktır. Fransızlar derler ki; «Her iyidir» Hatay bu Fransı rulğunu gösteren bir misal oldu. Başla - dığı zaman her iki taraf için de binbir müşkülât ile çevrilmiş görünen bu da . vanın bu suretle neticelenmesi cidden ve yarın bütün Avrupaya ümid ve fe. rah verici bir hâdisedir. Toprak alıp vermek ve nihayet dost kalmağı ve hattâ müttefik olm mek marifettir, Bu n devlet sdamları, bu davanın son safha . sında, gösterdiler. “İı kaybetmiştir. Oğlu Nobar Gülbenk- İde 5 temettü taleb etmiş; Kalost, oğlu- öden bü, sikalarla aksini isbat ettiği için dava- İnsan kiç bir zaman ne sandığı kad ar mes'ud, ne de korktuğu kadar bedbaht değildir, yalnız saadeti de, felâ İstanbullu baba - oğul! Ermenilerin davası | İ | İ | Londrada yerleşmiş olan İstanbul| y henilerinden petrol kralı Kalost Gülbenkyan, oğluna karşı açlığı dava- yan, babasının hissedar bulunduğu Irak petrollarından aldığı kârdan yüz- na bu temettüü fazlasile ödedi sında bulunmuş, fakat Nobar, bazı ve- kazanmıştır. Burada Nobar Gülbenkyanın vak - tile İranın Londra ticaret ateşesi iken çıkardığı resmi görüyorsunuz. Cezaya çarpılan bir | hayır sahibi İngilterede Hamptel'li bir h hibi, 19 senedenberi kendi husus mobilini, kendi parasile bir hastane 0- tomobiline ifrağ ederek, yolda rasla - taları, bedava olarak hastaneye taşı - maktadır. Şimdiye kadar da bu hizmet leri uğrunda otomobili ile 86 bin kilo- metre yol katetmiştir. Geçenlerde bir hastane önünde oto- mobilini muayyen hadden fazla beklet iği için para cezasına çarptırılan hayır sahi «— Buna düpedüz kepazelik derler. Ben pir aşkına çalışıyorum. Cezam kat'iyet kesbedecek olursa, bu zevkim den kendimi mahrum edeceğim: demiştir İSTER İN Arkadaşlarımızdan biri bir buz dolabı alacaktı. Birkaç gün sağa sola baş vurdu, en iyi markanın hangisi olduğu. nu anlamıya çalıştı. Kararını verince de o markayı satan müesseseye — Kalmadı. verdiler, Arkadaşımız çaresizlik karşısında ükü giti: ettiği markayı satana baş vurdu, oradan da ayni cevabı aldı. — Sebeb? İSTER | Cc k EE Bi i ne vakit geleceğini bilmiyoruz, cevabını lâğa bizi mutlak & rkmadan, Saadeti görmekte pembe gözlük, felâkete bakmakta kara his terazisi ve hükümde müba. rette uçuruma sevkeder, Hakikati gör . yanılmadan ona bakmıya alışınız. Ha - nizi bilmek, o vaziyette kurtulmanın ilk ted. Tg Hergün bir fıkra Kutuptur Bir muharrirden (bahsediliyordu. Ereümend Ekrem Talu: — O bir kutuptur! Dedi. Sordular: — Erdi mi? — Erdiği için değil, soğukluğun. dan ötürü söylüyorum. Dünyanın en Çirkin heykeli Dünyanın €n ,5» büyük heykel - traşı diye arslan Epstein'in Oi torluk. çirkinlik- ler şaheseri di « ye anan Adem #sminde bir hey- dedikodular u - yandırdığını bu - rada yazmıştık. Heykeltraşın bir rib şteri çıkmış ve sa- stein, ne müşte- e de eserinin kaça İndiana hapishanesinde Amerikada İndiana'da hap le - rin birin bir boğuşma olmuş ve üç mahküm gardiyanlar tarafından vurularak öldürülmüştür. Hâdise şöy- le cereyan etmiştir: Hapisane idare heyeti azasınd dam Jonies isminde bir kad: mama Londrada müthiş Bir yangın Genç kız da hiç dü — Denizle alâkamız e ün deniz bayramı idi. Mes - lekleri denizle ilgili olanlar ü lâyık olduğu gibi tesid etti Lâkin gönül #terdi ki onların bu se - vincine halk ta iştirak etsin. Aziz yurdumuz Hopadan İskenderuna | kadar birkaç denize birden hâkim n. duğu halde, vatandaşlarımızın çoğu ge - İmiyi duvarda; suyu da bardakta görmeyi seven takımdandır, Halbuki, tarihin bize öğrettiğine göre biz denizci bir milletiz. Ecdadımızın gök Yayrağı, daha sonra da al sancağı Asya. nın göbeğinden Avrupanın en ileri sınır. larına ulaştırırken, gemicilerimiz de de. nizlere dehşet salmışlardı. Hattâ Meksikada hâlâ mebzulen mev. cud izlere nazaran, yeni dünyaya Kris « tof Kolombdan çok evvel, Türk kaptan. Jarınm ayak basmış oldukları anlaşılır. Cihan deniz tarihinde, bizim Barba « roslarımızın, Turgudlarımızın, Piri Res. lerimizin, Piyalelerimizin isimleri ile şe. hamet menkibeleri altın bir hâle şöbi du. rur. Şu halde, halkımızın denize karşı alâ. kasızlığı kabili izah değildir. Sahil şehir. ia ve meselâ İstanbulda kara spor. larına verdiğimiz ehemmiyetin onda bi. rini deniz sporlarına vermiyoruz. Deha garibi, İstaabulluların ekseriyeti yüzmek bilmez. Sıcak günlerde plâjlara hücum edenlerin belki de yarısı, denize girmek için değil, kızgın kumların üze . rine uzanıp güneş banyosu yapmak mak. jsadile oralara gidiyorlardır. Denizle alâkamızı mutlaka artırmalı yiz. Allahın bize bahşeylemiş olduğu ni. metlerin içerisinde kadrini. lâyıkile bile. mediğimiz bir odur. Halbuki ondan ber bakımdan istitade edebiliriz Deniz aşkı aşkların faydalı olanıdır. Kürek çekmek, yüzmek, balık #rlnmi"kapılken kullan Jak | mizidek allo!.. ünmeden e Tir — Hayır, kat'iyen,o hususta tama 5x Londrada Site'nin tam gö), senedenberi fik defa olarak tx | Kadar yangın zuhür etmiş; tam 151 dı tm Şeylerden bü hayatım pek arz01fy 7 da önüne geçilebilen bu #fette (4, iyeler, mağazalar, yaz'hanelerN &ç . |olmuştur. Zarar veziyanın miktarı biryer" İbuçuk milyon Türk lirası tahmin o - İlunmaktadır. Yangını, tethişçilerin çı- İkardığı sanılmaktadır. Hâdise mahalli- be gelen 400 itfaiye neferi büyük “bir gayretie çalışarak yangının genişleme-| sini önlemişlerdir. Yükselen alevler 6 kadar yakıcı ve hararet o derece şi detli idi ki, hususi tahaffuz malik olmıyanlar yangın mıntakas dan 30 metre uzakta durmak mecbu - riyetinde kalmışlardı. Yangında 6 ki-|” şi hafifçe yaralanmış; insanca zayiat kaydedilmemiştir. -/1âh tedarik edeceğiniz! ve yol verip de m, ani bir mla kadmın yüzüne, kollarının i- gizledikleri bir kamçı ile vura - rak onu bayıltmışar, , kolundan sü - rükliyerek, idare odasına sokmuşlar; gardiyanların hareket etmesine ni€y - dan vermeden içeriden kapıyı kilidle- mişlerdir. Başgardiyan kapı ardından nasihatlerde bulunarak: «Açınız, ka - dımı teslim ediniz!» demişse de para et- memiş ve mahkümlar* «Kadını bir şartla serbest bırakırız, bize dokunmıyacağı AN, İSTER dedi ecnebi parası girmi inci derece telâkki münasebetlerimiz buradan kaçmamıza göz yumacağını - 7 vâdetmelisiniz. Yoksa kadını eli - mizdeki kasab bıçaklarile öldürece - ğiz!e cevabını vermişlerdir. Gardiyanlar, sözü uzatarak, mah - kümları oyalarken, beri taraftan da, hapisaneye muhafazaya memur polis ler yetişmişler, ani bir hamle İle ka - pıya yüklenerek içeri girmişler ve u - zunca süren bir çarpışmadan sonra üç mahkümu da ölü olarak yakalamış - lardır. Hâdisenin kahramanı kadın da afif yara almıştır. İNANMA! — Elimizde dolar yok, Amerika parası olmaymca ge — tirtemiyoruz da ondan. Hikâye evvelce de anlatmış olduğumuz hikâyedir. fhra - cıt mallarımızın kıymeti beynelmilel kıymetlerin fevkin. Fevkinde olunca satamıyoruz, satamayınca elimize yor, istediğimizi alamıyoruz. Bu vaziyet. te bilhassa serbest dövizli ecnebi memleketleri ile ticari izerinde bir defa daha düşünmek zaru - retine biz inanıyoruz, ey okuyucu $en: NAN, ISTER INANMA! mile cahil olmakla beraber ku Ben rahat bir esine gelen dedikodulardan ve oğ'dir XI bir hayat Olmadığını anlıyo * ömür sürmek w uğraşmaktan #evk du a ix a gi usile ona baktı. İnce üzü, Sadebir çekilde “GN “a. kış günöşt allinda , “Yayan saçları ile gedi Ankaris. tablo ty. İpsala ka; ilsiğlim “©. tat müfettişliği ak mü: Hamdi Sör mez, Meriç kimakamlığını Siyasal — |Bilgiler mezunlarından Dikmen nahi - irü Ahmed Akdıl, Şarkış mlığına emniyet memurla; Muhterem Vefa, Ermenak kaymakar" “ lığına Karşıyaka nahi; 3 rahim Nal zarı kaymakam! dii Güven, tayin edi İrmüthiş can sıkışı” & e müdürü İbR,... .—

Bu sayıdan diğer sayfalar: