11 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

11 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Ağustos SON POSTA Sayfa ? Efark olacak mı? Üç türlü muhakeme tarzı, bunlardan çıkan neticelerle hakiki vaziyet Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet e em aş i şte herkesin sorduğu ve söylenecek) ET birçok şey bulunduğu halde cevabı; ©“ » in surette verilemiyen bir sual; yalnız Sual değil, hemen herkes ve her mil için hayati bir mesele. Onun için herkes kendi kendine ol. duğu kadar başkasına da bu suali aled devam soruyor ve ekseriya muhatabı! hükmünü beklemeden cevabı gene ken İsi veriyor: — Almanya Danzig işinde geri döne - Miyecek kadar ileri gitmiştir. Nihayet $u veya bu şekilde burasını ilhaka kal - cak; Lehistan mümanaat edecek, Al Manya müdahale edecek, bu suretle ara- da harb çıkınca, İngiltere ve Fran- da Lehistanın yardımına koşacaklar, Al. Manyanın müttefiki İtalya da harekete ek, elhasıl harb böylece muhakkak- Ür; meğer'ki Danziği Almanlara versin- * İşte harbin önüne geçilecek tek çare unu buluyorum, Bir diğeri; Danzigden bir manzara heli! Bütün dünyaya karş: harb açmak| kolay mı?!, İşte bunun için harb çıkmı -| yacak gibidir; çünkü yüzde yüz muvaf -| fskiyet ihtimali olmadan ne ilitlerin ve ne de Mussoliminin milletlerini ve mem- leketlerini tehlikeli bir harb macerasına atacaklarını ummuyorum. Bir üçüncüsü: — Evet amma İngilizlerin harb senesi 1941 ise Almanlarınki 1939 dur. İngiltere ve Fransa her gün biraz daha farla kuv - vetlendikleri için Almanya ile İtalya te. fevvuklarını kaybetmektedirler. Bu se- ne de geçti mi artık bir daha harbede - mezler. Bâhusus Hitler olsun, Mussolini | olsun kendilerini ve rejimlerini daima! muvaffakiyetlerle yaşatmak mecburiye- tindedirler. Bunların memleketi de muvaffakiyetler ve muvaffakiyet ümid - —— Almanlara Danziğ'e müstemlekele- İ verirlerse harbin önüne geçilir di - Yormuş amma dünyanın en aşağı yarısını Siyen İtalyanlara acaba ne yapmalı ve Be Vermeli ki onlar da harbden vazgeç - köle Bundan başka Almanların bir de “yati saha dedikleri bir İstekleri daha Yar ki bunlar Ukranyanın münbit ova an, Romanyanın petrol kuyuların- dan ve Tunanın mavi sularından tutu - da galiba Bakıt ve Irak petrollarına Diclenin çamurlu sularına, belki de ndistana kadar uzanırlar. Ya bunları © Yapmalı? Almanlara bir şey verilince dlerini istiyorlar. Onun için verme va SORU gelmez, hem de herkesin mal, i ve toprağını Almanlarla İtalyan! vermiye kimin se hakkı vardır?! Bun- harbsiz alınır mı? Hem de bakalım bie alabilecekler mil Tabit çok şü; Ve miş demektir. Onun için onlar, istekle - rini harbsiz elde edemedikleri zaman harbi göze alacaklardır. İlh... İlh... Bu muhakemelerin hepsi doğru veya - hud hepsi yanlıştır ve maalesef harb ola- cak mı, olmiyacak mı sualinin halline doğrudan doğruya bir yardımları yoktur. Bugün malüm olan tek bir şey vardır k' o da Avrupayı geniş ve ağır bir emni yetsizlik buhranının kaplamış bulundu - gudur. i Vw ig üzerindeki Güya, ve hattâ biraz fazlasile, geçen se |lonunda Almanyanın Danzig üzerinde ri esmek veyahud. 1914 yılının | emellerine dair belki de ilk defa, doğru arbe takaddüm eden Haziran ve Tem - muz aylarını yaşıyoruz. Bu yakın ve u- zak tarihlerde de İnsanlar (birbirlerine harb olacak mı sualini sık sık sormuşlar ve 1914 Ağustos ayının ilk günlerinden | harbin birinde kendilerini büyük bir müthiş çehresi karşısında bulmuşlardı. Öyle bir harb ki, Avrupayı dört sene ka- sıp kavurduktan başka tahribkâr tesirle- rini insaniyet hâlâ duyup görmektedir. İşte 25 sene evvel büyük bir harb böyle. ce patlamıştı. Ayni suretle ve gelecek bir günde ondan daha büyüğünün ve daha felâketlisinin çıkacağı muhtemel, belki de muhakkaktır. Harb, geçen sene ol - madı; ve bu sene olacağını da bilemiyo « ruz. İngiliz dış isleri bakanının dediği &ibi ne fazla bedbin ve ne de çokça nik. bin olmamalıdır. Öyle bir vaziyetteyiz ki bugün barışı muhafaza eden bağlar kı) kadar inceleşmişzerdir. Bunlar, her en kopabilirler. Geçen harbi çıkaran sebeblerden biri olarak gizli dipiomasiyı zikrederler; maa- lesef gene bu nevi diplomasinin devletler arasında, rağbet kazandığı bir devri y şiyoruz. Onun için eğer bir harb ol insanlar gene körükörüne ateşe sürük- leneceklerdir. Si leri kesildi mi, artık onların zevali gel (Devamı 10 umeu sayfada? Suriyede neler oluyor? Fransızlar bir suikasd teşkilâtı meydana çıkardıklarını bildirerek geniş mikyasta tevk fata başladılar, Nasyonalistler ise bunun kendilerini hapse tıkmak üzere Şam 6 (Hususi muhabirimiz yazı -| EN don mcek haflanın günleri, bu 3 > yeni siyasi hâdisenin dediko « Se ile doldu. Hâdise şudur: Geçen a - Mir Son günlerinde, gece yarısı Şamda takını insanlar tevkif edildi. İlk tev- de, ölenlerin sayısı yedi idi; bu yedi - taş yi ehemmiyetsiz insanlar: Hamalı| Mg ği İkiye gelince, bunlardan biri “bes gazetesi sahiblerinden Necib > eri de sabık siyasi zabıta me - dan Fara idi. Ertesi gün gaze - er Sıkan tafsilâr,bu tevkiflerin se - ele, a ir dereceye kadar izah etti: Küğğiy ©» bir suikesd keştolunmuş. Sut- Rabia, Yukuundan evvelce haberdar olan kiş, e PU sulkasda hedef olacak zatın da Ng, duğunu ve suikasdin yapılacağı ye. Öğrenmeğe muvaffak “olduğu için. Selen tertibatı almış ve Suriyedeki Ye mağ inin başı olan dahiliye müdürü “büy ,, er meclisi reisi Behiç WI Ha - eN m etrafına bir takım pusu- Şamdan bir manzara ler, ağızlarda rivayetler çoğaldı. Şam uydurulmuş bir bahane olduğunu söylüyorlar kım Suriye siyasetçileri, nasyonalist ve vatanperverleri yakalayıp hapse tıkmak, mahküm etmek nefyeylemek gibi mak- sadlarla bizzat zabıta tarafından tertib e- dilmiş bir oyundan başka bir şey değil - Bu iki iddia, bu tarzda devam edip gi- derken zabıta yeniden bazı insanlar tev- İkif etti. Bunlardan birinin evinde tüfek, cephane ve bomba gigbi şeyler de bulun- du. Bunlardan biri İrfan El Celiâd ismini taşıyan eski bir Suriye ihtilâleisidir. O. Bun evinde tüfek ve cephane bulunması vâkıasını kolayca izah eden muhalif (a. raf, kendi noktai nazarında musırdır: Bü- tün bu gürültü, Suriyenin bütün nasyo - malist vatenperver unsurunu ortadan kaj- dırmak için tertib edilmiş bir oyundan başka bir şey değildir. Fransız taraftarı ve yeni rejim yardakçıları ise ortada tas. tamam bir sulkasd teşkilâtı bulunduğu. nu söylüyorlar ve ona göre hükümetin de lâzım gelen şeyleri yapmakta haklı oldu- Bunu iddia ediyorlar. Üç dört gündenbe. *İlar, dünya ahvaline dair münakaşa ve Lihtenştayn “Mihver devletlerinin Lihtenştayn deyip de geçmiyelim. Bir karış arazisine ve bir avuç ahalisine rağ- men bu memlekette de siyasi dedikodu. mütaleslar eksik değil. (9) Dün, bizim İotel minyatürünün alt kattaki yemek sa- ve olgun bir mütalea dinledim. Muhatabım bir Ingilizdi. Dört beş yıl evveline gelinciye kadar haşmetlü İn - giltere kralının hizmetinde bulunmuş ©- lan bu zat, tekaüdlüğe istihkak kesbet - tikten sonra, ömrünün son devresini tam bir sükün içinde geçirmek maksadile gel- miş buraya yerleşmiş. Huy canın altındadır demez miyiz? Bi- im İngiliz de bütün azmine rağmen bâ- yla alâkasını kesemiyor, hâlâ fırsat buldukça siyasi dedikodulara ça - nak tutuyor. Kendi yurdundan buraya ancak üç günde gelebilen gazeteler yığın- la koltuğunun altında olduğu halde kah- veden içeriye girdiği zaman gözleri bir köşede büzülmüş oturan naçiz şah&iye - #imde derhal bir yabancı sezdi. Ve bü yabancının bir İngiliz olmak ihtimaline binaen yanıma sokulmak İste- di.. Cesaret edemedi.. Bitişik masaya o- turup beni âdeta göz hapsine aldı. Biraz sonra ay yıldızlı bir sigara pa - keti aramızda ahbablık teessüsüne vesile olmuştu. Önce, oturduğu yerden bana hi- |tab etti: Yabancısınız, değil mı? Evet, İ Hangi memleketten geliyorsunuz? Türkiyeden. 'Türk müsünüz? Evet, Ticaret için mi geldiniz buralara? Bu yerde iş olmaz, pek. — Hayır. Ticaretle alâkam yok; ga- zeteciyim. Gülümsedi, Kalktı, yanıma geldi. — Müsaaderizle kendimi takdim eğe- yim.. dedi, ve karşıma oturdu. Yaşı belli değildi. Kırmızı yüzünü fe- na halde çil basmıştı. Uzamış, sapsarı diş- | lerinin arasında kısılı sönük piposunu €- me eme: — Anlıyorum. dedi. Burası hudud. Herr Hitlerin memleketinde ne olup ne bittiğini buradan müşohede etmek ister-! siniz, | — Öyle bir niyetim yok. — Ben Almanları çok iyi tanırım, Bü- yük Harbde ellerine esir düştüm. Birkaç &y sonra kaçtım İsviçreye geçtim. Buks ta oturdum. Daha doğrusu İsviçreliler beni orada oturmağa mecbur ettiler. Buks buraya yirmi dakika mesafededi Oradaki ikametim esnasında buralara sik sık gelip gidiyordum. Memleketi sevdim. Mütarekede İngiltereye işimin başına döndüğüm balde hep bu mes'ud diyarın hasretini çekiyordum. Nihayet, işte gelip yerleştim. Vaduzda çok rahatım. Demek, siz Türksünüz, öyle mi? Türkler çok cen- tilmen insanlardır. Senalarmı çok işit - tim. Mustafa Kemal Paşa da çok büyük di Türkler bizim müttefiklerimiz. Ben * İyoruz. Lâkin adam. Öldü; dünya için yazık oldu. Şim-| Gece tam ön bir sularında da pu Yapacak olanlar, o sırada dışarı İçi, Unan Ki Hatib Beyin eve girmek Dag ereceği yolları tuttukları sırada 20- ç siye kuşatmış ve içlerinden ba. le ları ve vephaneleri ile birlikte avar , Bunlardan ikisi de kaçmıya e ,,, ,9lMuşlar. Bizzat, Fransızların leri sual ve cevabdan sonra, İha, At zarfında, sufkasdeiler tara - Şrilen ifade ile, bu işin EL Kabös & çahiblerinden Necib Rays tara Me daş YİD edildiği anlaşılması üzeri ett, tin çalkanmıya başladı: Keşfedilen suikasd Kuyet geniş bir şebekeye istinad ediyor. muş ve süikasde uğrıyacak olanlar da ne bir, ne de iki imiş. Hattâ arada doktor Abdürrahman Şehbender de varmış. Za. bitanın eline geçen malüâmatten ve vesi- kalardan anlaşıldığına göre daha bir ta. kım insanların tevkif! muhakkak imiş, Hattâ o kadar ki bu tevkif edilenler, tev- kif edileceklerin yanıbaşında hiç kalı « yormuş! Gazeteleri ve efkârı umumiyeyi şid - İdetle alâkadar eden ve heyecana getiren Mar Ve kip 4 İevkifine teşebbüs e.|bu haberlerin yanıbaşında. başkaları da Ahbapı, dsi gece yarısından sonra) vardı: Fransızlara ve Suriyede bugün te- Yala, Yabları ile birlikte evine dn edilerek götürülmüştüz. HA Sün sonra gazetelerde haber dönerken 'sis edilen «müdürler» rejimine muhalit rasyonalist muhitte söylenildiğine göre bütün bu suikesd gürültüsü, bir ta- ri yeniden bir takım İnsanlar tevkif e - buna çök sevindim. dildi. Bunların arasında, henüz sar, — Teşekkür ederim, yapacak şahsiyetler yoktur, Aba sl — Yok. Ciddi söylüyorum. Size cemile nın onlara da geleceği hakkımdaki riya ,|maksadile değil. Türkiye ile ittifak bizi yetler davam ediyor. Akdenizde iyice kuvvetlendirdi. Maa - Hangi tarafa inanmalı? Resmt ifa, dağı mafih gil tehlikesi dünyanın üzerinde bakılırsa hakikaten bir sulkasd teşkilâtı bâlâ mevcuddur. bulunduğuna inanmak tabildir. Fakat, g.) Dr misiniz? te tarafın iddiası da boş görünmüyor.) , Yumruğunu masanın üstüne kuvvetle Çünkü, gerek Suriyede, gerek Uübnanda dayadı, bu nevi oyunlar tertib edilmemiş değil - ölr, Bilhases sulkasdçi olürak ME ee İle lede silâh ve cophane ile birlikte yaka. lanan insanların para veya vid İle şeyi yapacak İnsanlardan olmaları şüphe. leri arttırabilir. Bunun için hiç bir tarafa inanmıyarak hidisenin inkişafını bekle - mek dha muvafıktır. Evet! Danzig meselesi bu şekilde harb tehlikesi zail olmuş, hattâ (hafiflemiş dencmez. | Bu garib adamın bu husustaki düşün. eslerini merak ediyordum. Sordum: | her (*) Hati bu svap içi kadar memlekette İn hikümetçi, öbürü muhalif olmak Üzere güzetş çıkıyoz, Değirmi mendil genişliğindeki — Pi ülkede neler gördüm: ? Mi ve komşusu Almanyanın emelleri her ikisi de dünyayı tutuşturacak kıvılcımın mukabil taraftan gelmesini bekliyor ve buna çalışıyorlar!,, Yazan: Ercümend Ekrem Talu Vaduzda belediye datresi — Denzig davası bana tavsadı gibi ge- liyor. Sizce öyle değil mi? — Hayır, efendim. Kat'iyen tavsama- va aynen, eskisi gibi mevcuddur. ti tahlil edelim, bir. Evvelâ: Hitler Dansiği Almanyaya ilhak etmek niyetin- de musırdır. Saniyen: Hitler bu işi gü- rültüsüz palırtısız başarmak arzusunda- dır. Salisen: Şayed bu yüzden bir harb patlak verecek olursa, gene Hitler bü harbin mes'uliyetini karşı tarafa yük - letmek ister, Bu üç noktayı daima gözönünde tut - mak lâzımdır. Hitlerin Danziği zorla İş galden çekinmesi bu hareketin avakibin- den korktuğu içindir. Polonyanın, Fran - $a ve İngiltere İle olar rabıtaları kavileş- miştir. İngillere Akdenizdeki mevkiini Türkiye ile yaptığı ittilak sayesinde sağ- lamlaştırınca artık garbda harbden kork- maz olmuştur. Fransa da ayni suretle ha- sırdır. Demakrasilerin böylece arzeyle- mekte oldukları kuvvetli ve azimkâr cep- he, Almanyayı sistemi değiştirmeğe te- bar etmiştir. O şimdi atlılıkla hallet. mek istiyor. Serbest şehri Polonyaya bağ kıyan siyasi, hukukt ve ekonomik rabıta- lardan yavaş yavaş siyırarak, obu ken- diliğinden Almanyaya yaklaştırmak ve bağlamak niyetindedir. Biz uzaktan işle- rin içyüzünü iyice göremiyor ve bilemi- gazetelerin muntazaman verdikleri havadise bakılacak olursa, tat- bik olunan bu metod gün geçtikçe. bekle. nilen neticeye doğru gidiyor. Danzig si- vil kıyafetinde, azar azar topraklarına gi- ren Alman askerlerinin istilâsı altında - dır. Limanı dolduran Alman vapurları tüccar eşyası nsmı altında boyuna silâh ve cephane boşaltıyorlar. Serbest şehir. deki Polonyalı memurlara Allahin günü taarruz ediliyor. Bütün bunlar, muayyen bir sistemin tebii ieablarıdır, Führer lok. mayı birden yutamıyâcağını anlayınca bu şekilde kemirmeyi daha muvsfhik bul - maktadır. Böyle böyle, cihan © mumiyesini ahdi vazfyetin kendi. bükümsüz kaldığına inandıracık ve alış. tıracak. Sivil kıyafetia şehre sokulan bir kaç sskerin yüzünden umu: bir harb çıkmıyacağını da biliyor. Polonyanın pro testoları da kendisini pek fazla ürkütme- mektedir. Lâkin burun sonu nereye varacak? Dediğim gibi, günün birinde Danzig &e- natosu bir ilhak kararı verecek oi Polonya müdahaleye kalkışmıyacak mı? Her halde Varşova zimamdarlarının sa. bır ve tâhammülü şu aralık çok çetin bir imtihan geçiriyor. Avrupanın yâkın iş - Devamı 10 uncu sayfada»

Bu sayıdan diğer sayfalar: