25 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

25 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugünkü harb bütün dünyayı sarma barış ilmüdi var mıdır? YERİM Nü Emekli General H. Emir Erkilet “Son Posta, nın askeri mu Alman askerleri Sigfrid müstahkem mevkiine etmez. Onlar paraları sayesinde dalhk ta gekmezler. Hattâ ou zümre harbden mütocs- sir ve mutazarır olmek şöyle dursun, bilâkis mideleri gibi kestlerini de tıkabasa doyur- mak ve doldurmak bu beşeri feâketten istifade bila ederler. Fakat asıl insan külle- leri, bitaraf kaldıkları halde dahi, harbin undan evvelki yazılarımızda Ingiltere ve Fransa için olduğu kadar Aln ya için de İsviçre Ne Belçika hud bahusus Ren ile Moze: nehirleri arasındaki dar sahada bir hareket b kânsışlığı ve bu sedeble burada harbin an- cak çok sürekli ve çok telefatlı bir mevzi yükü altında ezilir harbi halinde devam edebileceğini ve bunun kadar manasız, hedelsiz ve maksadsız bir kavga olamıyacağını sırası geldikce izah et- Çünkü her şeyin pa- halılaşmasına Ye paranın kıymetten düşme- sine rağmen onların gelirleri bermutad &: maz, bilâkis fevkalâde tekâlif dolaysile aza- ır. Bu yüzden has'asar ve xayıf ve nahiflerle mak olduğu neticesini çıkarmıştık çocuklar lâyıklı olr gıda ve üst ve baş bu- Barış iâkırdısının çok mevsimsiz sayılabi-| lamazlar, Ölümler, hastalıklar, sefalet ve 15- leceği bir zamanda bundan bahsetmek çer-| trablar alabildiğine artar, Neş'eler kaybo- manasız gibi görünür, fakat bugün Avru: | lur. İşte bilarafların bile en az maruz kala- puanın menfaati bundadır. Eylülün birinde, | cakları elim haller bunlardır. Almanya ile Lehistıı ar harb! Simdi bu ağır ve hayati şartlarla, nihayet Pranss ile İn a da,' Baltık denizi etrafu arın bitaraf kal a- | Akdeniz yalılarında &: bitaraf devletler hada dört devlete münhasır ve yerli kaldı. | arasında, veyahud düryanın herhangi bir Rusyanın doğu Lehlitanı işgal etmek askeri | semtinde harbin tavossn ve devamını isti- hareket! de görüyoruz ki bu devleti İngiltere| yecek kaç bitaraf e* o bulunabileceğini ye Fransa ile harbe karıştırmış değildir. tahmin edersiniz? Beoce bir tane bile yok- Fakat harbin binbir türli maddi ve mane-| tur? O halde harbin devam ve bevessüönü vi masarratları bugün yalniz muharib dört!istişen Almanya mıdır? Hayır o da değil. devlete münhasır ke'miyor ve iste yokluk | Çünkü Lehistanda harb hedefini elde etmiş- ve pahalılık derdi, week ve yakım bitaraf| tir, Garbda da, hiç olmassa şimdilik, hiçbir memleketler dahil bulundukları halde, bü- | hı olmadığı meydandadır. O halde har- #ön dünyayı, bir ahlepot g'bi şimdiden #ar- | bih devamını isilyenler kimlerdir? mis bulmuyor. Evet İngiltere ve Fi , saklamıyorlar. Pahahlık deyip zerriyelim. Meselâ demir! Kimi Hitler ve relimi ortadan kalkıncıya ka- ve çelik mamulâtinın B0 nisbetinde paha-|dar, kimi de adaje* ve emniyet yeniden te- hlaştığını Haber slıyuruz. Bura göre bürün| essüz edinelye kudar barbe devam edecekle- dünyada ber şeyin flatlarında © nlsbetlerde| rini bildiriyorlar. Banler çok doğrudur am- yükselmeler olmuştur. Ablukadan doğrudan | ma nasıl ve nerelerde de harbe devam olu- doğruya müteessir olan Almanyaya mücaviz | nacak ve bu muazzam harb hedefleri ne gi bitaraf memleketlerie ie, mernddi insece|bi vasıtalarla cide erilebilecektir? e Mesele dahi, darlık ve pahalılık başlamstır. Darlık | buradadır. ve pahalilik insanlar için bir felâketten baş-| Birçok kimseler bu husnsta şöyle düşünü ka bir şey değildir. yorlar: İngiltere ucu bucağı bulunmıyan bir Bir milletin ancak imparatorluktur. O kendi adalarında maa- da Kanada, Avustralım, Yeni Zeland. Bin- miş ve bugün küçük veya büyüz bütün mil- letlerin yapabilecekleri en İyi şeyin b gerek ve gerek Kara ve — Bakalım yarm gazeteler ne yazacak, — Eserden sitayişle behsededeklerine €- minim. Onlar ailece Kenmsurken ben bir parça geride durmuştum. Onhld hey yanıma geldi: — Senin fikrin hadır Semiha? Piyesi be- Bendin mi? Teessirden hâlâ yaslı olan gözlerimi ona kaldırdım ve İki elimi onm uzatarak cevab verdim: — Siz büyük bir şalesiniz; sizi bütün kaj- bimle tebrik ederim. Demek gittiğine memnun oldun? Bu geceyi ömrümün sonuna kadar u- Butmıyacağım, Besim titriyordu ve kirpiklerimin ucunda yaşlar parlıyordu. Tat bakışlarile beni bir iki saniye süz- düklen sonra, sakin görünmeğe çalışan bir tavırla cevab verdi. Teşekkür ederim Semiha. Fakat onun da sesi heyecanlı, yeşli göz- leri dalgındı. m İİ — Kızım, artık bizini seni gidip mel ziyaret etmemize hiç lüzum yok; her Cu- martesi günü sen Beyazıdda tramvaya biner, doğruca buraya gelirsin. Sana odanı hazırla» tacağım; ufaktefek eşyanı getirir, bırakırsın ve bundan böyle senin evin bura- 8 olur. — Teşekkür ederim efendim; fakat size büyük bir yük olacağım. — Ne lüzumsuz «öz! Nasıl olsa evimiz mi- safirsiz kalmıyo? deği mi Nigir? Bu son kelimeli dan bir harriri girerlerken Südanda ordular seferber ederek ve üç sene de en az Alman ordularına muadil bir kara ordusu vücude getirecektir. Büyük Britanya ve Kanada uşak fabrika- ları aleddevam uçuk ve deniz tezgühları da durmadan harb genis: yapıyorlar. Bu #w- retle İngiltere, Üç öne sonra, dünyenm en) muarzam kara, hava ve deniz ordu ve kuv- vetlerine malik bulunacaktır. O Büyük Har- be 19)4 de yalnız 114.00 kisilik küçük bir u ile başlamış 2 3500,000 kişilik #elerber ordunun sa bulunuyordu. Bu harbde ise daha, fazla kuvvetler çıkarabile- cek tertibat ve tecrübelere malik bulunmak- tadır. Bütün dünya denizlerle beraber dün- yanın bütün kaynakisrı onun harb ve tisa. İret donanmalarının hüküm ve hareket ge likleri içindedir. Pırası yani altını fazlaca cuddur. Amerikanın yardım ve sempati- de onun tarafındadır. Hülâm (İngiltere nasıl ki vaklile Frar.saya karşı muhtelif fa- #'lalarla yüz sene haşbetmiz ve nihayet Na- polyonu evvelâ Elbe ve sonra da Sent Helen adasına hapestmeden silâh elinden birakma mış, kezalik Büyük Harbde İmparatorla be- raber Alman militerizmini yıkmadan rahat edememiş ise bu defa dr dediklerini yapnia- dan harbe nihayet vermiyeceklir. Almanya e bu kadar müddet harbe ve harb ablukâ- sına dayanabilecek midir? Fransaya gelince onun zaten daha gimdi- den Almlanyanınkln» muadil bir ordusu vardır. Uçak, silâh, tank ve mühimmat fab- rikaları hiç durmadan çalışmakta ve ordu- yu teslikle beraber ona görülmemiş derecede büyük ihtiyatlar haşırlayıp yığmaktadır. O de İngiltere ve Fransa Almanyaya karşı zamanla kara ve havalarda en az bir misli ve denirlerde birçok misli fafk kuvvetler ha- girliyabileceklerdir. Bunu mukabil Almanlar bu müddet zarfmda sıkı bir abluka ile mü- İessir bir propagandanın tesirlerine dayana- mıyarak İsyan edecsklerdir. Böyle olmasa bi- le İngiltere ve Fraası gerek kendi DAŞSLARBIN dır. Artık benim bir şey söylememe, bir itiraş- da bulunmama imkan olmadığı için sustum burada | ve ertesi haftadan itiberen Cumartesi gün-| vi, diğeri sarı, üçüncüsü mettebden ileri, elimde küçük bir çanta £ gitmeğe çıkıp Nişantaşındaki apartımana başladım. İlk haflalar biraz çekiniyor, evi (o yabancı bir muhit addederak kendime © bir misafir tavrı veriyordum; fakat belki bana fazla e- «Son Posta» nın tarihi tefrikası: 4 Güzel Zerefşan Yandım Ali içini çekti: — Kaçırdık! Dedi. Poyraz da rahat bir nefes aldı; Kurtulduk! Dönelim Diye cevab verdi. Delikanlı: — Bu akşam kocası olacak kanbur imam evdedir yoksa, Buraya kadar gelmişken Zer- eişana giderdim... Dedi, İki serseri, geri döndüler. İnanılmaz bir sür'atle yürüyerek gösden kayboldu! CELLÂD KARA AL KAPATMASI Kara Ali ile Riza ço mez, ilk kapıya girmişlerdi. Kapı zaten ev - velden yarı açık buzakılmıştı, Burası, Kanbur İmamın kadinin eviydi! Ev, bir dönümder fazla, taş döşeli bir av - hınun dibinde idi. Avln tertemizdi. Taşların arasından çıkan çiınenlerle o nakışlanmıştı. Tahtadan , köşeyi döner dön karısı Zerefşan * avlu kapısından girer »vde bir çiçek meraklısının otur - duğunu gösteriyordu. Avluya girer girmez Kara Alinin kapının kolan demirini vurmak #öyle bir gözden geçirmek oldu, İki katlı ve ahgab olana ev gifiri karanlıktı Yalnız alt katta, taşıkta, b'r bakır samdana Ok ve arluyu dikilmiş bir yağ mümu yanıyordu. O da tü-| kenmek üzere İdi, Rıza çocuk ye koştu. Tuşlığın da kapı açıktı. Ürü kilim v6 pösteki döze'i karşilıkhı iki sedirden birinin üstünde bir zenci köle uyuyordu. za onu usulen dür e Reyhan!, Reyhan» Uyku sersemliği (1> silkinerek fırlayan zen| — Ağa geldi mi? Diye sordu, Geldi O esnada, karanlıkta, yukarıdan, merdi - bir kadının elini öptü. Kadır heyecan için « deydi. Sesinden, tellşindan belliydi — Kara Ali geldi mi? Çocuk da korku ve heyeear rek bir sesle: Geldi. aşağıda Diye fısıldadı. Kadın cevab vermedi. Koşarak 1. Üç kollu bir gümüş şamdan alarak, hasır döşeli merdivenden koşa koşa indi. Taşlıkta sön - me Wre olan mumdan gümüş samdanın balmumla; in! yaktı o Dördüncü çinrene eellâdın:, oynak içi Avnda... Buyur ağacığın. buyur aslanım. büyük şehbarım .. Buyur yığitm .. Reyhan, ağanın Kunduralarını çikar... Rira. kon Ocakla sw vardır getir, ağacığı 1 kendi e- yıkayayını... Hoskadem!. Hoşkademli. Kız nerdesin kalk... Sofrayı hazırla , Ağa - cığımın karnı da ii Dev yapılı çingene dellkanlı, billtirdari bir gül kadar güzel olan bu genç kadının karşi» sında, geniş ağzı hayranlığında; kat düs ha açılarak sırıtyorün. Adı Zerefşan olan bu gerç kas: galiba bir Gürcü 1. Fek k ta İstanbula getirmiş, İstanbı bir sarayına, Gevheri nn sara » ına satılınıstı, «Güneşe ya E ya âoğayımliş İdiyen güzellerden, ebir )eim su» denen dü- berlerden olan bu kızcağını, Gevhârli hanım bir gün kolundan tutmus, Kanbur İmam di- ye anılan sarayının. ihtiyar tmamile evlen - İ dirmleti, Saraehanebasında da bir kuş kafes sine benziyen bu güzel evi satın alarak Zep- efsana vermişti. Kucağır. bir azad o kâğndı fe bir eve karsılır, 'htiyar ve kanbur ima - mn Karısı olmağa razı olmuştu. Fakat, © - kocamağa etme » selen bir yaş- un en kibar | munla bir yastıkda İsti Pek tezine idi. yar kocası evde yoktu. Gevhz tanın sara İyında kalmıştı. Haftada Iki defa, Perşembe ve Salı akşamları âarayda kalırdı. Zerefşan, gete yarısından sonra odasında garib bir undan bir kadın sesi duyuldu: — Benim yengeci$im Çocuk bir ıçrayışın merdivenleri çıktı şağıda tükenmek Üzere olan rdivenin ortasındaki d. geliyordu kuvvetliydi A- mumun ışığı, emece kadar 20r Pencereden gelen ay ısığı oOdaha Rıza, merdiven başıma o duran pıtırtı Ne uyanmıştı, Göğsünü acar acmsz ey İvelâ şaşırmış, sonra dehşet içinde kalmış, bağırmak istemiş, fukst sesi çıkmamıştı. Yatarken söndürdüğü mum yanıyordu. Os danın tâ ortasında da bir adam duruyordu. (Arkası var) ——ğ—ğ—— m —Zğş——ğaaaaaıınnhpçpçp m m va lerile ve gerek başlarını toplıyacakları, belki İtalya da dahil lerin yardımile nihayet son galebe ve muvaffskiyeti elde e- deceklerdir.. ih. ih Bunlara şimdiden bir şey denemez. Fakat ün Leh orlusunun top, makin: tüfek, tüfek, tanx, otomobil ve her tü; malemesine «) koynuş olan 80 milyonluk sanal bir Almanya ds 3 senede şimdiki ordu- sunu bir misli faziasına çıkarabilir. Bundan başka abiukanın ANcanyıyı 1014 de bile teslimi silâha mecbur edemediği düşünü se bu harbde de ağlabn ihtimal onu diz üstü getiremiyecektir; çürkü 1914 de arkasındn bir düşman olarak harbeden Rusya bugün bitaraf olmakla beraber onun yanında bü- tör ihtiyaçlarını veehilecek ve noksanlarını tamam'ıyabilecek olan bir d0s* yetinde- dir, Bundan başka henfix şimdiye kadar ken dini göstermiyen bir unsuru Saha hesablama a mecburuz ki o da yakında gerbe nakloluna bilecek olan Alman Para kuvvetlerinin İngi- Yiz adasının denizden ablukası işinde Alman deniraltlarına müessir surette yardım etme- ler! ikevfiyetidir. Malâmdur ki ticaret gemileri denizde gece ve gündüz havadar o— > 7 m onun şakirdi olduğumu herkese (anlatmak istiyordu. Bu maksodla bana (bir İki elbise de diktirdiler. Bunlardan bir tanesi açık ma- de çiçekli idi ve bepsi de bana yakışıyordu. Hele beyaz or - gandiden ve üzeri serpme çiçekli (o esvabımi giydiğim gün Nigâr hanım beni bir manken gibi karşısında sağa sola çevirdikten sonra: — Mükemmel! Bundan daha 'yi olâmaz! Diyerek hakkımdaki son kararım verdik - bllhassa kizim konuş-| hemmiyet vermediklerinden, belki de bilhas- | den #onta bana da bir emniyet geldi ve ar- turmak içindi; <öşde hanımefendi, . zoraki|sa beni serbest ve rahat bırakmak ve daha tık kendimi herkesin yanında gülüne ve a - x bir tebessimle bana baktı: — Tabii; hem seni biraz gezdirir, davet -İnin benimle fazla meşgul olmadığını ve y8-| vazgeçtim. Gittiği lere, bâlolara ürüz Annesile ablasının yarı soluk yarn (sicak sözlerine hiç ehemmiyet vermiyen yasim 80- kin bir tavırla ve zihninde (tasarladığı bir plânı ber ne pahasina olursa olsun etmek isteyen bir insan elddiyetile: O günden sonra hayatımda bam ufakte- fek değişiklikler oki. Nişantasındaki apartı manda geçirdiğim gecenin sabahı, kahvaltı esnasında Cahid ber annesine: — Bundan sonra hafta sonlurinda Semiha bize gelsin anne Teklifinde bulu'yu ve Fahriye hanım da, İ kolaylıkla eve alıştırmak maksadile kimse -| mek saatlerinin haricinde kimsenin varlı - #ımla alâkadar olmadığını görünce (o yavaş| Yavaş muhitime alıştım. İ Eve çok misafir geliyor, Fahriye ve Nigür kaç defa Pazar günleri beni de sinemaya, bir cemi bir küçük #w vaziyetinde (görmekten yerlerdeki genç kızlar 'ne benden daha iyi giyiniyorlar, nede ben- den daha çok sey biliyorlardı. Yalnız bende eksik olan bir şey vardı: Dans . Bunuda mektebdeki arkadaşlarımdan birar öğren - tatbik | hanımlar da sik sık sokağa çıkıyorlardı. Bir) dikten sonra odamda kendi kendime talim ettim ve bir gün Kerkes gibi o becerdiğimi — Pek münasib olur dedi. Semiha belki bu İahbab çayına, bir konsere götürdükleri olu-| hayretle gördüm. Ondan sonramı bir alışkan- çok terbiyeli bir tayırla bana şu sözleri söy» |sene, belki de gelecek sene mektebden çıka-| yordu. Bu samanlarda bilhassa Nigir hanım | lk meselesinden bayra bir sey dedi ledi: İcak ve hayata atılacaktır. Şimdiden buna bana karşı alâka gösteriyor, benimle yakın-i Kendimi etrafımdaki genç kızlara benzet- j def teşkil ederler. Hattt bunlar harb gemi leri refakatinde katile halinde seyrettikleri takdirde daha iyi ve daha toplu görünecek- lerinden daha kolay yaralanabilirler. Bu iti- barla birkaç bin uçakla 60 kadar denizaltı Büyük Britanya adasına hariçten ham mad- İde ve yiyecek taşiyucak olan pemerin sayı- larını az zamanda azaltabilecektir. O halde iki tarafa hava kuzvetleri ve ticars? filoları bi kim edilmiş cepheler özünde ve diğe tan denizlerde uzun ve müthiş bir 3 | harbine girişeceklerdir. Evet bu badi: nirleri Tk bozulan taraf mahvolacaktır. Pa- kat niçin? Bütün bitaraflar ve günüksz be- şeriyet, muharibleria birlikte, viçin senelere cr eza ve cefa çeksin?! İşte ne kadar erücu olsa da, barb henüs İbütün dünyayı sarrısdaz sulh olabileceğine bizi inandıran şey uzun bir harbde iki tara- fın bilhassa karadazi müstahkem cepheler dolüyısile “kat'i neticeler elde etmelerinin muhal derecesinde pek müşkül olması (e beraber nihayet bitarafların tesirli surette tecelli edecek olan baklı tazallim, şikâyet İve tazyikleri, denli R. KR. Prkilet mek için, boyadan boşka, bütüm çarelere baş vurduğum halde mutlaka bende gayritabit İbir şey kaldığına hükmetmek lâzım; çünkü bulunduğum yerlerde birçok gözlerin bana dikiidiğini farkediyordum. Fakat bütün bu ufak tefek şeylerin artık bana tesiri olmuyor, her yerde tabii tavır « larımı muhafaza etmeğe muvatfak oluyor - dum Vasimle aramız herçün biraz daha iyile - #iyor, dostluğumuz artıyordv Sofrada mul- İlaka ona anlatacak bir vak'a, bir hâdise bü- Mayor, hir haftalık vekuntı veyahad bir da - vet ve eğlencede nazırı dikkatimi esibedem şeyleri kendisine söylüyor, o çok defa onun İ ttkrini soruyordum. Cahid bey — beni büyük İbir samimiyet ve atika ile dinledikten sonra, kendi düşüncelerim izah ediyor, bazı mese - lelerde bana yol gösteriyordu. Ora karşı 9 - lan emniyetim hergün biraz daha artıyor - du. Artık onun ufak bir arzüs'le dünyanın öteki ucuna gidecek kadar kendisine itimad ediyordum. Acaba o, dağlardı büyümüş vahsi ve ser- key çocuk üzerindet: büyük nüfuzundan has Berdar mıydı? Bunu bilmiyorum; ancak bu nüfusundan istifad? ederek buna karşı 48 - tibdad ve meğe o kalkışmıyor, bilâkis benir x ve arzularıma hür- da tenkid etmek Jenb işaret ediyordu (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: