8 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

8 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 İkincikânim SON YOSTA imi SS POR G. Saray Fenerbahçeyi Beş dakikalık 2 - 0 mağlüb etti Felâketzedeler için oynanan maçlar çamur deryası içinde yapisi, Beşiktaş da Vefayı 4-0 yendi Zelzele felâketze - delerine yardım mâk sdile yapılan futbol Maçları Taksim sta- dındaki dünkü kar - plaşmalarla nihayet lenmiştir. Havanın Sok fena olmasına Slat elde edi ilmiştir. Yu retle iki günde anan (— cem'an Wra Kızılaya Verilmiştir. Taksim #tadinda dün ya in m sırasile Güneş 3 — İ.Spor 3 Uzun müddettir sa lada © gö y Güneş takımı muh - klüblere mensub oyunculs Memiş ve İstanbulsporla 3-3 be Kalmıştır. Beşiktaş 4 — Vefa O Top kontrolünü iyice güçleşt devres Şanssiz oyunu alt Darlık. pek çok fırsail demiytn Vefalılar, seyrek, eli akınlar yapan Beşikt ş sında b rinei devreyi e mağlüb ter - Keti e Eşref at il, Beşiktaş, gol atmıştır. Fes bir sütle üçüncü, Sabri penaltıdar düncü sayıları yapmışlardır. Son daki- kalarda Vefa kazandığı bir penaltı Sezâsından da istilade o edememiş ve Besiktaş maçı 4-0 kazanmıştır. Beşik- yi bu maça Hüsnü, Hakkı ve v. Vefa da Safa ile Vâhidden mah- Tum olarak çıkmıştır. Galatasaray 2 — Fenerbahçe © İki ezeli rakibi karşılaştıran bu mü- gibaka | balçık halinde bir saha ve ara” Tâ Yağan ince bir yağmur altında oy- Bandı Fenerbahçe Lebib, Rebi! ve Fik- Kip Galatasaray Adnan, Cemil ve Sa- m gibi oyuncularından mahrumdu. > n canlı tesviklerile maça başlı - n takımlar karsılıklı hücumlarla bir- rleİNİ vökluyorlar. Fenerbahçe sağ- Sez kücük Pikret vasıtabile sıkı akın: ie Yaparak Galatasaray kalesini si ekiş Melihin seri bir iki de ahi mi keli veriyetlerde fedakirane iz v 18 kurtardı. İki takımın da mu- ne, Patlar iyi ovnuyor. Bilhassa Fe- eren Esad ve Galgfasaraydan Enver cum» hâkim oluyorlar. Daha çok hü se. Pan Fenerbahçe karşısında Ga- mal müdafileri yırtınırcasına Ça- Büy iri Arasıra -parlıyan Galata- Jesi ka Ueumlarından birinde Fener ka fa agva karışık olduğu ve iki de - a Vurduğu halde Bülend #ol ya- Birine devre 0-0 beraberlikle K İkinci devre Miyiz ee forvede . eski Güneşlili Yine de 4-0! hafa Hayatiyi, “e ye tu git Ali Ruzayı alarak sahay le yasi #saray ilk anlarda Eşfağın Si yet re inde yakaladığı topla gol va - Mel öm girdiler. Fakat Cihad mükem Gületer Plonjonla bu tehlikeyi önledi Yu oy, 9Y bu devrede daha derli, top adlan hâkim vaziyete geç - Miştir, 8 inci dak'kada Bülend kaleye ei e EM “İGündüz, törve » gay SN Kl e ei ik EN EY Zam Mzkni ii ci Galatasaray - Fener maçından bit görünüş çekti. Fener müdafii ak koyarak kendi ken -| İdi, endine bir gol yapmış oldu. 10 galib vaziyete geçen Galatasaray her hattında görülen bir canlılıkla Feneri sikıştırıyor. 15 inci dakikada Bedilden İgüzel bir pas alan Eşfak köşey bulan sıkı bir şütle Galatasarayın ikinci go - Tünâ yaptı. Fenerbahçe takımda mü - temifliyen de; lik yapıyor. Fakat bilhassa forvedde K. Fikretle, Mel ten başka gayret gösteren kimse olma dığınden sayı mak imkânmi b: mrwor. Son dakikalarda ze:f bir fona önünde oynamasına rağmen Ci- had yerinde kurtarışlarla muhakkak birkaç gole daha mâni oldu. Maç son düdükle bitti ve Galatasaray 2-0 ga - ib geldi. yavaş bir şüt (Feruk topa Oyun heyeti umumiyesi (o itibarile Fenerbah - devrede Galatasaray iyi oy - Fenerden Cihad ve haf Müdafaa sık sık di esine rağmen dalma zayıf kalıyor vedde Melih ve K. Fikretten alışan yoktu. Gelatasâ j ı ikinci devrede bir, ik aldı. Maç Müda le müdafasya Fer idafaayı varan oyuncusu ol tzinile IRıza, Me ia MEREEEZ enli bir safha Fenerbakçe; Cihad - Fazıl, Faruk - M. Reşdi; Esad, Ömer - K. Fikret, Ali Orhan; Basri, ned Âdem. F. Özerengin Kapalı salon atletizm müsabakaları İstenbul salon dahili gülle atma mü- sabakaları Beyoğlu Halkevi salonunda yapılmıştır, Müsabakalar dört katego - ri üzerinden olmuştur: Birinci kateçori: Tek elle: Arat (Be- şiktaş) 12.35 metre, Nadi (Kuleli). İki elle: Arat (Beşiktaş) 23.08, Na- di (Kuleli). İkinci kategori: Tek elle Kara (Bey- oğluspor) 10.39, İlyas (Maltepe) 18.59, Üçüncü kategori: o Tek elle: Güzel eser (Fenerbahçe) 11.04, İki elle: Güzel Eser (Fenerbahçe) 214, Hakem: ncü kateşori: İki atişda tek el 12.31, çift el 22.82 metre ile Almân mektebi talebesinden Geork kazan - imıştır. F. T. C - Galatasaray Foner muhteliti maçı Haslatı felâketzedelere verilmek ü - zere şehrimizde bir maç yapmağı tek - if eden Macarların F.T. C. takim rşamba günü Taksim stadında son defa daha oynıyacaklır. bi F. T. C. ile yapılacak maçı Galata -| saray, Fenerbahçe mubhteliti oynıyacak tır. Dün yapılan sokak. koşusu Beşiktaş klübü tarafından tertib e! dilen sokak koşularından dördünet dün yapılmıştır. Köşu Beşiktaş klübü önünden başlıyarak Akeretler ve Ih - lamur tarikile gidiş, geliş olarak ya - pılmıs, Beşiktaş Halkevi önünde biti - Beşiktâstan Remzi 14,52,2 dakikada birinci, Necib ikinci; 'Todori üçüncü olmuşlardır. Ankara muhteliti bayramda istanbula geliyor Ankara (Hususi) — Ankara muhte. iti Bayramın Üçüncü günü İstanbul muhtelitile bir maç yapmak üzere İs - du. Galatasaray: Osman - Faruk, Salim- Musa, Enver, Celâl - Bedii, oEşfak, Gündüz; Buduti; Bülend. tanbula gidecektir. Avnı tarihte An - kara scileri de İstanbulda güreş teması yapscaklardır. (Devamı 11 inci sayfada) Fakat koridorda çıt bile yoktu. Rıdvan Sadullah mı (oaldanmı İbiz mi duyamı; n altında du; i ra kapı- bizim al - attı, Bölm kapısı ile döşeme arasındaki 3 - 4 milimetrelik a rahktarn bir mektub zarfının içeri k, Serkomiser z: 1if ayak sesleri duyar gibi olduk. Radvun etrafına toplandık. Zarfın kelimeler okunuyordu: İ «Serkomiser Osman beye» «Mektub alındıktan beş dakika sonra sa dikkat eldihnel | n Sadullah kolundaki saate ba- « Bekliyelim! dedi. Serkomiserin buna hiç te taraftar ol madığı anlaşılıyordu. Ne çare ki mektub Rıdvan Sadullâhın elinde bulunuyordu. dar ağır geçtiği malümdur. Yalnız serko- miser değil, biz de sabirsız'anıyorduk. A- caba mektubun içinde neler yazılı idi? Bizim bu satırları okumakla edeceğimiz listifade ne olabilirdi?. Yoksa bize bir kurtuluş yolu mu gösteriliyordu? Peki amma bu yolu kim gösterebilirdi? Serkomiser tekrar hiddetle gezinme- ye başlamıştı. Gözleri saatte dimdik bek- İliyen Rıdvan Sadullah nihayet beş daki- kalık vakit dolmuş olacak ki zarfı serko- misere uzattı: | — AL aç bakalım, Osman bey? dedi, | Fahri musvininin bu sefer kendisini sa- na allettireceğini sanıyorum, — Mektub Necdetten mi, ne diyorsun hocan — Yazı beni aldatmıyorsa ondan, Oku | bakalım. Mektub f#ilkakika Necdettendi. Serko- İmiser zarfı açarak kurşun kalemle alelâ vele yazılmış olan şu satırları okudu: «Bölmenin kapısını açtım. Serbestisi- niz. Dışarı çıkmak için yalnız kapıyı ken- İdinize doğru çekmek kâfi gelecektir. Bi- na bomboştur, 10 dakika evvel ağzına kâ- idar yüklü iki kamyonla gittiler. Sizin | otomobili de beraberlerinde e götürmeyi ihmal etmediler. Üstleri muşamba ile ör- tülü olduğu için kamyonlarda ne bulun- duğunu göremedim. Sizin otomobili Va- fidis kullanıyordu. Karısı da yanında idi. Kamyonlarda başka şoförler vardı. Bu «mda hekli imişim. Size kurduğu tuzak ve nihayet firarı ile işte nihayet mâskesini aşağı düşü Nasıl olup ta yardımınıza koşabildiğimi anlat- mayı ilk mülâkatımza bırakıyorum. Bu mli'âkatı sizin bütün arzunuza rağmen dilik yapmayı muvafık bulmuyorum. İ Daha sizin de, benim de görülecek işleri- İmiz ver. Müavininizin yavaş yavaş göz İnüze girmeye başladığımı itire ya geleceğime bir gezete id sine telefon ederek ku ni onlara havale edebilirdim. Bu şerefi onlara vermeyişim, hüsnüniyetim kadar kendimi size affettirmeye olan ahdimden beri hoşlanmay ediniz. hane İ heriften kendisini ik gördüğüm günden-| ma ameliyesis | Serkomiser aralıktan içeriye sokulan Acaba jileri geli , yoksa | serkom | idorda uzaklaşan ha -İpu gahr Dakikalar sayıldığı zaman vaktin ne ka-| jodaları birer birer dolaştık. Yazan: CEVAD FEHMİ intizar zerfn üzerine atıldı. iyor, er beyle rlerinizi | bekliyoru nvininiz Necdet Serkomiser kıpk idi. Belli ki tu- zaktan Necdet ta ikinci ndü, s a doğr se tli idik, ne de ütebessim, ,, Rid- Müd- sin ki y çocuğu bütün üt k dığı takdirde |tunizdan haberdardı. Bizi adım adı kendisini arayan zabıt Buraya geldiğimizi nasıl anlamış ve biz- den sonra kalkıp nasıl gelmişti? Yoksa serkomisere hak vermek mi lâzım geli- yordu? Necdet hekiki suçlu mu idi? Yok- sa hiç değilse Vafidise şeriklik mi edi- yordu? Sahte bölmenin kapısı filhakika Nec- ,İdetin söylediği gibi artık kilidi değildi. Serkomiser kapıyı açtı. Birer birer ken- disini takib ederek koridora çıktık. Bittabi ilk işimiz Rıdvan Sadul'atın düştüğümüz tuzak hakkında verdiği hatın derecei sıhhatini muhakemeden snora müşahede ile de tetkik ve tevsik etmek oldu. Her şey anlattığı gibi idi. İkinci oda ile birincisi arasına naklolu- Ban kadife perdeyi sıyırınca karşımıza gene bir antre ile bir s: Fakat bu seferkiler haki böylece kati şe iza sonra Garib şey hiçbir eşya yerlerinden kımıldatılmamış- tı. Her şey yerli yerinde duruyordu. Şu halde Necd n ile nakledi- lirken gördüği şeyler ne ok sa gerekti. İşte yeni bir müamma karşi İ ında bulunuyorduk. Acaba Necdet Yi nılmış mı idi? Fakat bu nasıl müm! olabilirdi? Dava pek az sonra evin kapısından İbahçeve çıktığımız zaman (karşılaştığı miz sürpriz ile kendi kendine hallolundu. Vafidiş Gavriyeloğlunun içinde mühim ilmi ve fenni tetkikat yaptığı lâboratuarı, şu içeri girerken gördüğümüz tahta ba- raka meydandan sırrolmuştu. Serkomiserin “© dakikadaki halini hiç unutmıyacağım, Sokak kapısından sızan aydınlık ortasında bir barakanın boş ka- lan arsasına, bir Rıdvan Sadullahın yü- züne bakıyordu. Doğrusu artık hayret etmeyi de unu- tacak ha'e gelmiştik. Serkomiser: — Hay Allah belâsını versin, diye ba- gırdı. Demek kamyonlarla berakayı nak» — İletmişler. Öyle değil mi hocam? Öyle olacak Osman bey? Fakat niçin? Anlaşılan fazla ehemmiyet veriyor- Yardı, Belki icinde bizim elimize geçme mesini istemedikleri şeyler vardı. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: