6 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

6 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa Hergün İngiliz ablukası Şiddetlenirken Ekrem Uşaklıg!! i ngiliz Başvekili son nutkunda Al- manyaya karşı tatbik edilmekte o- lan (Oablukanın şiddetlendirilecetini söyledi, ve bu nutkun söylendiği gü - nün ferdasında da mütlefik matbuat âynen şu cümleyi yazdı. — Mister Chamberlain'den iktısadi harbin sevk ve idaresi için tesbit edi - len plânn tefer ını bildirmesini p Başvekili bize indi, yaplı - rkânıhar » r. sevkiyatta bulün - n müsaade ede - ğimizdedir abluka muharebenin daha edildi. İkinci, üçüncü e görüldü ki i olan nokla da mütte « gibi abluka - görülen Ahaanya yiyecek bakımından bol - değiklir. fakat Obirkaç gün Fransız. İneiliz (omatbuatından en naklet vaktile bir harb ihtimaline karşı rm ele geçirdiği halde bunlara ©) sür“ mek Ihtivacmı dahi henüz duymamış *İhir bir yüzücü ve vazii kanundu. tır. bu vaziyeti belki senelerce idame edebilir. yalnız buna mukabil netrole | erhiselerile oturtulmuş olduğu halde gö- her çeşld madenle vağa muhtaçdır. İh- tivacın derecesi, hududu, şiddeti ne. dir? Tabistile kat'i bir rakam hslinde bibrekliğimize imkân yoktur, fakat herhalde çok olacağını kabul etmeli - yiz. İnettiz Basvekili son nutkunda! «Bitarafların elinde bulunan me - vaddı satın alacrklarımı. fakat bişlea dikkatlerin! kendilerinin o seçecekleri petrol, maden. vağ gibi maddeler üze- if edeceklerini» söylemişti. iyor ki, başhca hedef bu madde- leri Almanveya sevkeden kanalları patmıya ibaret olacak Abluka. Almanyanın muhtaç olduğu maddeler bakımından ve tatbik edile - ceği saha itibarile #ki' kısma ayrilir: Birine! kısım şimaldedir. Almanyaya bilhasen demir ile çelik oradan gider. kinci kısım ise cenubdadır. Almanya- nın petrol, bakır ve yağ ihtiyacını te - min eder. Birinci kısımda İsveçle"Nor- veçi, İkinci £ısımda ise Romanya ile Yuroslavyay, görürüz. Bt dört devletin dördü de Almanva- nın doğrudan doğruya tehdid edebile. ceği sahadadırlsr. Mallarmı (bilhassa altın ve dolarla mütte menfaat buhirlar, satmaktan zevk dt- yarlar. Fakat mallarının heyeti umu -İNX miyesini müttef'klere vermeleri müm- kün değildir. Vaziyetlerini örs ile çe - kiç arasma benzetebiliriz. «Benimle değilsen seni düsmanımı safında sayarım» düsturu Napolvon devrinden yadigir kalmıs bir harb ka- #desld'r. Ahlukaye yeni bir şekil ve - rilmesi kararı bu eski kaideyi canlan - dırabilir, yeni teşevvüşler Ihtmeli teh. Ykesi bu noktadadır. # Abluka, yapılacağı saha itiberile iki- ye aynıldıp gibi müttefikler tarafın - dan ittihaz edilecek kararlardan mü - toessir olacak devletlerin küçük veya ei olmalarına göre de ikiye ayrı - 'Bitarafların deniz aşırı memleket . lerden yapmakta oldukları ithalâtı da gözden geçirecekler. Bu *thal&tın ber bitaraf devlete normal zamanlarda 14- zm olan miktarı aşmamasına da dik - İ re satmakta)? Bir kisim insanlar daima hisle, bir Bep muhakeme ve mantıkla hareket eder Almanlar Şarlman'ın Kemiklerin! başka Yere naklettiler Harb d Ve tahliye edilen Alman hudud şehirlerinin birinden, Hitler ka-'; dar meşhur olan bir diğer Almanın ke -|; mikleri de naklokunmuştur. Bu Alır Avrupanın Şarlman ayni zamanda şair, gayet ma- Kendisi Ahen şehrinde altın bir tahta mülü bulunuyorda, İlk boğucu gaz istimali Zehirli ve boğucu gazleri modern bir iend sananlar aldanırlar. Boğucu gazler ilk defa olarak 1532 se- nesinde, yani tam bundan 408 sene ev- vel Brezilyada istimal edilmiştir. O ta- rihte İspanyollar Brezilyaya harb açmış- lar ve Brezilyayı istilâ etmişlerdi. Brezilyalılar İspanyol askerlerinin hü- -İcumlarını aktm bıraktırmak gayesile İs- panyolların hücum hatlarının oönlerine| ve rüzgür müsaid bulunduğu zamanlar. da ateşler yakarak içerisine avuç dolusu biber toburmu. biler ağacı yaprakları at-| mak suretile İspanyol hatlarını boğucu| dumanlar de bırakmışlardı, İspanyol | Jar ancak rüzgâr istikametini değiştir gikten sonra hücuma kalkabilirlerdi. a — m m kat edeceklerdir. Bitaraf devletin aldı. ğı vaziyete göre orun ithalâtmı tama - men kesmek de ellerindedir. Bitaraf devlet küçükse. omuhtaçsa, hele men: görüyorsa zarurete ko - laylıkla inkiyad edecektir. Fakat bü - i eti tehlikeli meceraya 80 yette hâdiselerin çık » 4 mümkündür. Tapon gazeteleri geçenlerde bir Ja - pon vapurunun tevkifi omünasehetlle bilmisil mukabele tehdidine kalkışmu lardı. İtalyan gazeteleri ise denizlerin münhasıran İngiliz donanması bulunmasından her zaman müşteki ler. Sovyet Rusymra gelince. 'mütte - fiklere karşı almış olduğu vaziyet meydandadır. Demek oluyor ki. ablu - kaya verilen yeni şeklin yeti hâdiseler doğürmam #htimaline her dakika inti - zar edebiliriz. Ekrem Uşaktıgi! ISTER İN Amasyadan şöyle bir mektub aldık: — Buradan Adapazarına canlı bir tavuk fle bir horoz yollamak hevesine kapıldım, nakil masrafı olarak tamam | INAN, İSTER bir vakitler Almanyaya ve? yarısına hâkim olan Şarl -İ: mandır, Şarlman kırk altı sene hükümle #ihar etmis | şürmüş ve bu zamanın kırk beş senesin- olduğu azim miktarda yiyecek stokla-!de harbetmiştir. kısım ins le mantık bir çatının iki ana direğine benzerler, rol i müm etmektir. Bunların birinden vazge- | i tehlikeye düşürür ve kendi kendisini tabil “ a Hergün bir ikra Hakiki domuz derisi İik defa gittiği bir otelde, ismi s0- rulmeyan, otelin defterine y seyyah merak etmişti. : : i almiyan m oteller- sorulduğu ve deftere yazıldığı halde bu otelde böy- le bir âdet neden yp kâtibini çağırta: — Siz, dedi, rinize yazmadınız, — Yazdık efendim, muyuz? de girer girmez işim Seyyah, otel simi defte - İ yazmaz Olur — Peki amma bana ismimi serma- $ diniz, ben bu otele değil, ii şehre ilk $ defa geli mez, Otel kâtibi gülümsedi: — İsminiz valizinirin üzerinde ya- zılı ya.. oradan eldik. — Söyleyin bakayım benim ismim ne? — Hakiki domuz derisi. İsmimi Kimse bil i : 'omat kadınlar yemek pişirmesini bilmeli imiş! Vaşington hükümeti tarahndan son defa mühim bir karar verilmiştir. Bu ka- rarâ göre diplomasiye intisab eylemek arzusunda bulunan kadınların mutlaka yemek pişirmesini bilmeleri icab eyle- mektedir. Bu mecburiyet, diplomat ka- dın yetiştirilmesiyi istihdaf e «Ts edi kanunun dördüncü maddesi rih edi'miştir. İyi yemek pişirmesini ve iyi içki hazır- lamasını bilen kadınlar ne kadar ketum olursa olsun bir erkeği bülbül kadar söy- letebilirlermişi İ doktorun ismi geçenlerde bir iizife görmekte olan Havsmen & > y İl hemşerisine, arkadaşlarının birisi va - |Söp rs9larında i başlamışlar ve bu mekhibların sayı Birbirlerini görmeden Evlenen İngiliz gençleri İngilterede Liney adında 19 yaşında ilbir genç kız, şimdiye kadar görmediği bir erkekle evlenmek üzeredir, Keza er kek de, onu görmüş değildir. | Mis Liney, Hindistanda askeri bir va- nda bir stasile giysben tanıştırılmıştı. İki genç, birbirlerile mektublaşmağaı iki yüzü bulmuştur. Sonunda nişan'anmışlardır. Mis Liney kendisine talib olan bütün İlerkekleri bu egörmediği erkek» uğuruna reddi Hattâ birbirlerine fotoğra!- göndermemişlerdir. nişanlısının #ikirlerine, malümatına ve idealine âşık olarak onunla evlenmek ka- rarındadır. Yakında Londrada düğünleri yapıla - / caktır. Sabıka dosyasını çalan mahküm Bu revi hırsızlığa şimdiye kadar ras- gelinmemişti. İngilterede Holyheadda John Richard Hughes adında bir adam j <sabıkal mükerrere eshabından; (imiş. Geçenlerde gene bir cürüm işlemiş ve yakalanmış. Mahkümiyetini ikmal eyle- dikten sonra aklına sabıka dosyasını yok eylemek gelir. Bir gece ndlive dairesine .|selmiş, bir hayli araştırmalardan sonra bulmuş, çalmış ve yok etmiş. Bu den dolayı Anglessr cinayet mah- vesine sevkedilen mücrim kendisini » kadar güzel ve hararetli müdafas etmiş ki, sert bir adam olan hâ- kim one yalnız Üç ay mahkümiyet ver - miştir. En yüksek ücret alan doktor Şimdiye kadar en yüksek ücret alan Fransız İtib mecmuasında neşredilmiştir. Bu doktor Rusya imparatoriçesi ikinci «Katerina» nın husnsf tabibi İngiliz dok- tor Dimsdale'dir. “İmparatoriçe onu hassaten Rusyaya “ İllsirf bir aşı yapmak üzere çağırmış ve İl ücret olarak kendisine 9.000 İngiliz lira- İİ vesi elmas ile müzeyyen resmini hediye ileri sürülen iditlar, tamamile bir ba AN, İSTER 1380 kuruş istediler. Şaşırdım, sebeb sordum: — «Canlıdır de ondan: cevabını verdiler. ke e si ve yol parası olarak ta 1.800 İngiliz H- ras vermiştir. Bundan maada ona çerçe- Sözün kısası Çörçöp deyip de Geçmiyelim.. Mamma» Ez EL» Eğim Gi eçehlerde, burada, iktısai mü - tehassısı değerli arkudaşım Hâ- zum Atıf Kuyucakın Ulusta çıkan bir ma- kalesinden ilham alarak, hükümetin ve belediyelerin ele almaları lâzım gelen, zahiren basit, lâkin haddi zatında önen- li bir davadan bahsetmiştim. Başka memleketlerden de örnek geti- alâkudardır; sâten büyük Şşe' de, evlerde atılan ve ziyan olan bir takım maddelerden istifade edilmesi, eylemektedir. ni İlâ eden bir $ söz temsilleri bulunduğu halde, vakit vakit tel on rler, fakât tatbik mov İlleri sürdüğü ve gerek benim na inin erdiği kadar teyid ve takv diğim fikir, süprüntü namını verere İtop'attırılması v Genç kiz. haftalarda uzakta yaşıyan | bir sürette| Jkağa attığımız ve belediyenin de İlettiği gazete, kâğrd, ten İkemik gibi, kimyanın işine yarıyacak ve yeki manzara teşkil edecek şeylerin itina i bu suretle milli jvetin korunmasına yardım edilme | kında idi. O gün bugündür bu teklifimizin na « zarı dikkate alındığına dair hıç bir ema- jre görülmedi. B it fabrikası iptidai madde p dururken, İber ay milyorlarla gazete v gd kır - | denize dökükiyor veyahud kt Kabahat böyle bir teklifin bir Türk e konomisti tarafından serdedilmiş ve bir gazetecinin de tasvibini görmüş olmasın» | dadır. Bunu yapan, tomturaklı bir ünvan itaşıyan herhangi bir fcenk mütebassısı Jsisaydı belki o zaman nazarı dikkati çe- İkerdi İ Gene ihtim İlle çörçöp | mesini gü ik relerinin yan yana inç buluyorlar. o Böyleerinii telikkil iştirak etmek ekonomi pren sip'erinin en iptidailerinden tecahül ey- lemek ve onları inkâr eylemek demek 0- Yur, İstanbu! belediyesinde vazife sahibi bulunduğum bir zaman, hatırlarım: İs « tanbu! şehri çöplerinin kendisine satıl « masını teklif eden bir yabancı firmanın müracaati karşısında kalmıştık. Bu firma çöpleri kendisi toplıyacak ve böylece bs- İlediyeyi de bir hayli masraftan kurtara- İcaktı. Biz, galiba, #klımda kaldığına gö- re, o firmadan üstelik büyücek bir para #stedik. İşin tahammülü olmadığından firma bu isteğimizi reddetti. Ve bir da- İha da yanaşmadı. O gün bugündür, bele- İdiye, ağır masraflara katlanarak, bu ser- vet kaynağını muntazaman imha ile meş- guldür. Alâkadarlar, aklı eren mütehassıslara da sorsunlar. Yazıktır: Bir devlet, bir bs- lediye, ufak da olsa, böyle bir istifade wembamı fhmal edemez. Günden güne inkişaf eden sanayii nizamlanacakt olduğu takdirde bu işin büyük faydan dokunacaktır. Ce Elm Ca bat Velis'in harita meselesi hakkında bir tavzihi | Vaşington 5 (A.A.) — Hariciye neza « reti Sumner Wellsin aşağıdaki beyana » tını neşretmektedir. İ “Pauli Reynaud ile birlikte çekilen fo « toğrefımızda görünen harita hakkında bazıları milli servet ine ze, eylemiş ve kaydı hayat şart'le kendisine | Yal eseridir. Gerek Pariste, gerekse 7'va- senede 450 İngiliz liram maaş bağlat- Tet ettiğim diğer memleketlerin hükü « mıştır. İmet merkezlerinde hiç bir harita hak « İkında telmihte bulunmadım. İ Paul Reynaud bürosunda bulunduğu ,s#öylenen haritaya da hi; bakmadım.» İ Vaşington 5 (A.A.) — Hariciye neza- retile yakından âlâkadar olan mahfeller- de Suner Wellsin Reynaud ile yaptığı imülâkat esnasmde müttefiklerin harb Şer babsedi'öiğine dair âyan- INANMA! INANMA! dan Reynolds ve Nye tarafından beya « natın saçma olduğu söylenmektedir. al > han BEYİN e 2 eğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: