8 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA s0n Posla D D Ankara ve izmirdeki Milli küme maçları —| O R Fener Altınorduyu, Vefa da M. Gücünü yendiler İzmirde Galatasaray Altaya 5 - 4, Beşiktaş ta Genelerhırlıuıne 4 2 magluh eldıı Ankara 7 (Hususi) — Millt küme maç | larına buğgün de devam edilmiştir. llk maç Vefa ile Muhafızgücü arasında ha - kem Ziyanın idaresinde başladı. İlk an - larda top Vefa kalesi önlerinde dolaşı - yor. Vefalılar ise dünkü acı mağlübiyet- lerinin Ankarada husule getirdiği fena havadan kurtulmak için canla başla ça - hşıyorlar. Muhafızın akınlarına muka - bele etmekten geri dunmuyorlar, daha azimkâr bir oyun çıkarıyorlar. Nihayet bu çalışmanın semeresi 14 ün- cü dakikada görüldü. Vefa soliçi Şevki sıkı bir şütle takımına ilk golü kazan - dırdı. Bu gol Muhafızlıları âdeta kızdırdı. 2 dakika sonra Vefa kalesine inen Muha - fız muhacimlerinden Rıza, iki müdafi a- rasından çok sıkı bir şütle beraberlik sa- yısını kaydetti. Fakat Muhafızlılar bütün uğraşmala- rına rağmen oyunu kendi lehlerine çevi- remediler ve devre 1-1 beraberlikle bit- ti. İkinci devre başlar başlamaz Vefanın muhakkak bir galibiyet peşinde koştuğu görülüyordu. Yeşil - Bevazın hücumları- nı Muhafız müdafileri çok müşkülâtla karşılıyorlardı. Bu arada Rızanın müte- madiven ofsayd kalmakta Çısrar edişi, Muhafıza müsmir bir netice vermiyor - du. Oyunun 87 inci dakikasında vukua ge len bir Vefa hücumunda, Sulhi çok sıkı bir golle ikinci ve galibiyet sayısını yap- &. Böylece devre Vefanın 2-1 ga'ibiyetile bitti. Vefalılar bu haklı galibiyetlerinden dolayı sahayı halkın coskun tezahüratı ile muzaffer olarak terkettiler. Gençlerbirliği 4 - Beşiktaş 2 İkinci maç Beşiktaşla Gençlerbirliği arasında idi, İstanbul ve Ankaranın bu seneki birincileri alkış'ar arasında saha- ya çıktılar ve oyuna başladılar. İki taraf da müsavi bir kuvvet arzediyorlar. Top bazan Beşiktaşın, bazan Gençlerin ayak larında dolaşıyor. İçlerinde en çok mu- eet Cumartesi günü Ankarada karşılaşan vaffak olan da Gençlerden Küçük Mus- tafa... Oyunun 2 nci dakikasında bir Beşik- taş hücumu oluyor ve Hayati takımının birinci sayısını atıyor. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra Hakkının ver - diği nefis bir pası Şeref gole tahvil edi- yor. Bu birbiri ardı sıra atılan iki gol Be- Vefa-Gençlerbirliği takımları bir arada birinde, 85 inci dakikadan Hasan 18 pas çizgisi içinde sıkı bir şütle ilk golü atı - yor ve devre 2-1 Beşiktaşın lehine bi - tiyor. İkinci devre başlar başlamaz Beşiktaş aleyhine bir penaltı verildi. Hasan bunu Atletlerimizin Mısır seyahati müna - sebetile dün Kadıköy sahasında bazı mü sabakalar yapılmıştır. Yağmur — altında çamur ve sular içinde geçen bu müsaba- kalarda alınan neticeler şunlardır: 100 metre — 1 - Muzaffer 11.2, 2 - Cez- mi 11.6, 8 - İrfan. 400 metre — 1 - Gören 52.2, 2 - Zare 54.9, 8 - Receb. 1500 metre — 1 - Riza Maksud 4.14.7, £2 - Kemal 4.40, 8 - Vitali, 5000 metre — 1 - Artan 16.44.1, 100 metre: 1 - Ferid 12.2, 2 - Sezai 12.3, $ - Hasan. 200 metre: 1 - Sadun 25.1, 2 - Orhan 25.2, 3 - Sezai. 800 metre: 1 - Hüseyin 2.17.2, 2 - Ha - san 2.21.9, 3 - Bedri, Taksim stadı ma.çla.rı Şehrimizde bu hafta milli küme maç - larının yapılmamasından istifade edile - mükemmel bir şütle gole çevirdi. Oyun sıkı bir şekil almağa başladığı için hake- min sık sik ihtar düdükleri — duyuluyor. şiktaşın ga'ib olarak çıkarağı — zannını | veriyor. Gençler zaman zaman Beşiktaş kalesine iniyor. Bu tehlikeli akınlardan Devrenin 53 üncü dakikasında Küçük A- li mükemmel bir şütle Gençlerin 3 üncü golünü atıyor.'Devamı 9 uncu sayfada, -— Mift kümede yuan vaziyeli F £ Fenerhahçe 3 2 1 Gençlerbirliği 3 2 o Muhafızgücü 3 2 o Altınordu 3 1 1 Altay 3 1 1 Vefa 3 1 1 Galatasaray 3 o0 1 Beşiktaş 3 o 1 (Puanları müsavi olanlarır gol avera % K Mağlübiyet ğ Bi 'g o 5 2 8 1 14 8 7 1 10 8 ”. 1 4 4 6 $ v A 8 6 1 5 o0 6 2 5 7 4 2 F 10 4 ja göre der-celari hesab edilmiştir) irek Taksim stadında dün hususi maçlar tertib edilmiştir. Alınan neticeleri yazı - yoruz: İlk maç Beyoğluspor-Şişli B. ta - İkımları arasında yapılmış, Şişli 5-2 galib gelmiştir. Kurtuluş B. takımı da, Gala - tasaray B. yi 7-3 mağlüb etmiştir. Güneş'e, Altıntuğ Aarasında yapılan hususi maçı, birinci devrede bir gol ya - pan Altıntuğ (Kasımpaşa) takımını 1-0 kazanmıştır. Şişli 3 - Beyoğluspor 2 Hakem Ahmed Âdemin idaresinde oy- nanan bu maçın birinci devresi çok zevk li olmuştur. Çamura rağmen gayet seri bir oyunla hâkimiyeti elde eden Şişli üstüste, iki gol yapmıştır: Beyoğluspor buna bir golle cevab vermiştir. Devre - nin sonlarında Şişli sol açığı fevkalâde bir şütle üçüncü golü de yaptığından bi- rinci devre 3-1 Şişli lehine neticelenmiş- tir. halinde # İkinci devre sıkı bir çekişme 'paşa karşılaşmışlardır. Birinci Dünkü müsabakalardan birine başlanırken Dün yapılan atletizm müsabakalarındaki dereceler Dünkü koşulardan bir intıba İkinci küme maçları Şeref stadında Galatasporla - Davud- 2, ikinci devrede 4 gol yapan Davudpaşa 6-0 galib gelmiştir. Taksim stadında yapılan Karagüm « rük - Beyoğluspor maçı yarıda kalmıştır. Çok sert cereyan eden bu müsabakada hakem Karagümrükten iki oyuncuyu sa- hadan çıkarmıştır. Üstüste 2 gol yapan Beyoğluspor galib vaziyette iken hakem kasdi sertlik yapan Karagümrük kap - tanı Mahmud Âliyi de — sahadan çıkarmak — istemiştir. — Bu oyuncu sahadan — çıkmamakta ısrar ettiğinden hakem oyunu tatil ederek Karagümrüğü hükmen mağlüb addetmiştir. geçmiş, hakem Şişliden Mikrobu saha - dan çıkarmıştır. Oyunun sonlarına doğ - ru Beyağluspor tam bir hâkimiyet elde etmiş, Bambino mükemmel bir kafa vu - ruşile ikinci sayıyı da yapmıştır. Beyoğ- lusporun büyük gayretine rağmen maç 3-2 Şişlinin galibiyetile bitmiştir. Rozelin: — Bu benim sevdiğim adam, diyor - du, amma ne dereceye kadar ve nasıl, bilmem orasını... Buna son göremiyo - rum. Hem sonra, sonu gelmesini de iste- miyorum. Bana bütün yaptıklarına rağ- men mes'udum. Bana niçin bun'arı ya - pıyor biliyor musun, çünkü kendisini sev miyorum sanıyor. Ah inansa bir kere, ne güzel olacak! Fakat ben biliyorum bu - nun doğru olduğunu.. Bana da bu kadarı yeter, anlıyorsun ya, Pupet! Hakikaten mevzuubahs »lan Mavi Sa kal, yumuşak huy'u Rozelirne «müthiş çi le doldurtuyordu.» Ona etmediği cefa, kurmadığı tuzak ve kapan, bu yorulmaz Griselidis'in sabrını tüketmek için oy - namadığı komedi kalmamıştı. Bununla beraber, kaçan şimşekler ha linde ve sadece mücerred olarak, bu hâ- disenin mümkün olabileceğini de bir an tasavvur ediyordu. «Hakikaten onun beni, sadece şahsım için sevmesi mümkün olsa idi.. çünkü öğünmek değil amma, ben işte benim - dir .. O anda kendisine öyle geliyordu ki, baştanbaşa bütün ruhu, sanki, kocaman muzlim bir kit'e gibi, o zamanadek meç- hul kalmış cephelerini gösterinceye ka - dar kendi üstünde ağır ağır dönmekte - dir. Kendisinde vahşi olan, zalim ve ölçü- «Son Postasnın edebi tefrikası: 19 AŞKA INFINMFWHN ADAM TERC ME HALİT FAHRİ OZANSOY EDEN: A süz olan ne varsa, ayni fevkalbeşer kud- retle sevgi, gençlik perestişi, Cennet mes tileri haline gelmede idi. Bu düşünce ile, onu, melekce kendini feda ederek bir helâsa kavuşmak — hissi kap'ıyordu. Artık eski yalan mağlübdu. Karlar ve yıldızlardan yumuşacık aba giyerek, şömineden şömineye efsanevi o- yuncaklar taşıyan Noel Baba kendisi idi... Bu memurlar, bu uşaklar, bu iş za- bitleri, bütün bunlar kendisine olan sa - dakatlerinden hayatlarını böyle çalış makla geçiriyorlardı! Reddettiği, kur - 'İnazca ihtiyat ve tamahlarından şüphe - lendiği bu meçhul kimseleri, adamın a dama olan hâlis bir sevgisi kendisine sev kediyordu! ücretli oyuncakları yaptığı bütün bu kadınların kalbi de hiç şüphe- siz hakikfi aşkla çarpıyordu... Ve bu kıymet biçilemez hediyeleri ö- derken yaptığı bütün bu fena'ıkları, bun- ca nankörlük ve kötülükleri düşündük - çe, vicdan azabları buz gibi donduran bir haşyetle ona azab veriyordu. bi Ya o kız?.. O halde... Bu ana kadar anlıyamadığı ve işkence ettiği o yumu - şak, o küsur bulunamaz kıza şimdi; ar - 'tık 'bu tamir kabul etmez zulmünü nısıl | unutturdbilecelm? Ebedıyen dizüstü, alni tozlar içinde.. cinayetinîn cezasını çekmek - için işte bundan sonra böyle yaşaması lâzım! O- nun önünde, bir azizenin dizleri dibin- de gibi perestiş halinde! kul köle olarak ve günahını ödemek için ebedi surette göğsünü döverek... Hem © kızın mes'ud olması da, ona perestiş edilmesi de ve bu günahın kefareti olarak hakkının öden- mesi de lâzımdı. , Ve artık önlerinde parlak ufuklar a - çıldığını ve bu sonsuzluklardan kendi - lerinin efsanevi bir çift halinde başları sevinç'le hâleli geçtiklerini görüyordu! Yazan: Jorj Delaki zamanı tamir etmek için, insanların ta- rihinde misli görülmemiş ve görülmiye- cek olan nasıl bir hayat sürdürmesi lâ « zumdı!.. Şenlikler, ona şüphe yok; haş - metler, kudretler!.. Fakat ayni zaman - da, Jak'ın dediği gibi, tatlı muameleler, samimiyet, sükütlar, aşk, musiki'er, ta- rif edilemez rehavetler, derin ve rahat şehvetler ve harikulâde saatlerin sey - rince en basit şeklinde ve bütün berrak- lığı ile aşk... Bu imkânsız tahayyüllerden vücudü ateş içinde ve yüzünden bir cehennem mahkümu gibi terler aka aka çıkarken bıyık altından da gülüyordu ve kendi kendine «öyle amma, diyordu, ya bu ma- ceranın zayıf tarafı?.. Bu karanlık nok- tayı kim bana izah edecek? Niçin bu kız bu kadar kolayca kendini bana teslim etti? Kim bana bu muarmmayı hallede - cek? Şimdi ona, bu mel'un ve kaybolmuşi - * Bu davayı aydınlatmak kaygusuna hiç düşmiyecek niçe basit erkekler vardır! İs ter sevilsinler, ister sevilmesinler, böy - leleri hâdişenin mümkün olabildiği ka - dar zevkini çıkarırlar, ve sedefin içini bo- şaltınca, maymunların yaptıkları yibi, bir başka meyvanın kabuğunu sıyırmak için ellerindekini çöplüğe atarlar. Petrof başka tavda bir çelikti. Haya « tının bütün alâkası, bütün gizli azabı bu içindeki davanın, bilânço saatinde gayet sade ve pratik olarak deşifre edilemez te- sirli bir şekilde önüne konulmuş olan bu manevi muadelenin hallinde mündemiç- ti. En sonunda bu, bütün mevcudiyetine hâkim olmuş bulunuyordu, Şimdi artık bu muammayı halletmedikçe bu azab - dan kurtulamıyacağını hissetmede idi. Artık bilmiyordu, ekseriya söyledikleri gibi kalbi rahat olmak için, kim bilir ne hileli yollara, ne garabetlere müracaat etmeğe kadirdi! Hiç bir şey onu gerile « temezdi. Çocuğu bin türlü tecrübeden geçir « mek, ona birdenbire, korkunç bir kaza neticesinde bizzat kendi ölümünü haber verdirmek; ona bir âşık edinmesini teb- liğ etmek; onu bir hırsız gibi kovmak ve daha akla gelmedik bin tüçlü işkenceler yapmak bile zalimin zihnini büsbütün şa- şırtmaktan başka bir işe yaramıyordu. -(Arkası var) devrede *

Bu sayıdan diğer sayfalar: