9 Mayıs 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

9 Mayıs 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Mayıs Türkiyenin mütte olan büyük itimadı SON POSTA fiklerine sarsılmamıştır, sarsılamaz! —— YAZAN “Son Posta,, nın askeri muharriri İEmekli general H. Emir Erkilet İrem mann sanane 100 annen M üttefiklerin haklı harbettikleri- i ne ve hârbi kazanacaklarına Türkiyenin daha bidayette kani bulun- masının delili, onun İngiltere ve Fransa ile 19 Birinciteşrin 1939 tarihinde imza- lanan ittifakı aktetmesidir. Türk efkâri usrumiyesi de, harbin başındanbeti ve hattâ harbe takaddüm eden işgaller vej islâlar devresinden isibaren, müttefik. Jerin tarafını en aşikâr bir surette iltizam ettiği gibi onların nihai galebesine inon- r. Bunun isbatı da müttefiklerin da- daima haklı bulan ve onların son zaferine inanan Türk basınıdır, Türk komununun müttefiklerin tara- fında mevki almasının sebebi şüphe yok ki onların galebe edeceklerine inanma- sından yani menfaatperest bir hesabdan dolayı değil, müttefiklerin davasının haklı olduğuna kanaat getirmiş bulun. masından ileri gelir. Bizde efkârı umu- miyenin müttefiklerin harbi kazanacak- larına olan itimadına gelince bu onun hem yanıimaz hissi seliminden ve hem de Başveki ei N N z v imiz Türk . İngiliz - Fransız te temiz muhâkecmesinden doğmak: munhedesini imznlarken Onun esen hissi yöyle der: Mademki|tamamlamak ve diğer ci müttefikler zulüm ve tecavüze uğriyan.| kilâtını büyü ün eril eylemi ğe lara yardım erzusile harbe girdiler. Olzamana muhtaedır. Tasavvur edilsin ki halde onlar karalarda hak, adalet ve hür-| harbde bittecrübe uçak zayiatı Büvük riyetin tesisi ve denizlerde seyrüsefer) Harbde her ay yüzde yüzdü. Yoni bir ta. gerbestisinin temini için kanlarını dök-|raf. meselâ aladdeyam meğe ve bunca para ve erek sarfetmeğe! ğa malik olmak yani uçak zayiatını telâfi azmetmişlerdir; o halde dünya ekseriye- tinin efkârı umumuyesi onların tarafında olacaktır. Dünya ekseriyetinin haklı gör. düğü bir davanın ise mutlak yürümesi ve muvaffak olmesı iktiza eder. Bundan başka harb nüfus, para, me vadı iptidaiye ve nihayet silâh, ordu, do- nanma ve uçak ile kuzarulır. Bu kuvvet- ler hangi tarafla daha bol ve muntazam iseler ve hangi taraf kendi davasının hak- lı olduğundan emin olarak sonuna galebeye daha fazla azim ve ısrar etmi; balunuyorsa o tarafın kazanacağı muha' kaktır. Gerçi müttefiklerle Almanya ara- sında asıl nüfusça bir tevazün vardır. Fa kat İngiltere He Fransanın deniz aşın müstemleke, dominyon ve müttefikleri- nin nüfusları dikkate alırınca bu cihetle müttefiklerin büyük üstünlükleri zâhir ficin her ay beş yüz yeni uçak imal veya i tedarik mecburiyetinde idi. Persone'e Relince bunun da zayiat derecesi hiç ol- mazsa malzeme zayiatmın yarısı kadardı. O halde müttefiklerin ve bilhassa İngil. terenin harb kuvvetlerini gu anda tekem. mül etmis değil, ancak heniz inkişaf ha- linde kabul ve telâkki edebiliriz ve bun- ların her türlü kuvvetleri zamanla Al marlarınkini çok ve pek çok fazla EÇ, mesi zaruridir. Biz Almanların hemer âç ve rievaddı iptidai vesiz kalhivereceklerine hilavetten- beri inananlardan değildik. Bahusuz ne ide olsa Almanva şimal doğu ve cenub ci- İs essanövsnenan İlevlendirmeye kadar gideceğini, fakat harbi alevlendirmiyeceğini zannediyor- duk. Buna rağmen harb olmuş, ancak Al manyanın harbi kazanacağı hakkında yeni bir kanaat hâsıl edebilecek hiçbir değişiklik olmamıştır. Sovyet Rusya ile uzlaşma dahi. harbin kefesine Almanya lehinde mühim bir ağırlık ilâve edemez- di. Elhasıl Almanyanın harbe büyük bir kumar riskile girdiği intiba umumi idi. İBiz ise Almanyanın kazanmamak ihti) İmallerinin kazanmak imkânlarına gelib olduğunu daha bideyetlerdr — bilhesab geri durmuyorduk. İşte Türkiyede, Almanlarla müttefik- lerin harb'eri hakkında-düşünülen şeyler | böyle idi. Bugün ise bu kanaatleri değiş.| tirecek hiçbir şey olmamıştır. Almanla- rın Lehistanı yenmeleri tabif idı. Bu hâ- dişe, nihai zaferin haklı harbeden ve sa- bır ve metanet sahibi olan tarafta tecelli edeceği kanaatini değiştirmemiştir. Finlândiya harbine müttefiklerin ka. rışmaları lâzımdı; fakat binbir türlü ince ve uzak hesablarla bunu yapamadılar. Norveç işine müdahale etmişken bundan da vazgeçtiler. Simdi ise onların sadece şimali Norveçte ve demir sahasında Nor- veçlilerle birlikte tutunmak istemeleri yanlış bir şey değildir. Müttefikler Norveçte mağlüb olmuş helm bareketlerini yapan ve Norveçlile-| İse yardım için tâ Lille Hammere kadar giden ve sonra vapurlara binerek çekilen müstefik kuvvet, Çemberlaynin mutkun. dan öğreniyoruz ki. bir tek fırkadan ibe- rettir, Bir tek fırkanın akını gözile baka- cağımız mütlefiklerin Nerveç askeri ha- reketi o kadar tâlidir ki bunun üzerinde fazla durmak bie caiz değildir. Müttefikler -herha'de ne yaptıklarım ve ne yapacsklarım biliyorlar. Onlar, şu anda Norveç kralile hükümetinin Norveç sebebleri olarak Çemberlam Avam Ki: i Hâdiseier Kimler çok yaşarmış kei arkadaşım karşıma geçti; Sie ele Kiş yaz hep böyledir. A; Karşı |, — Ömrün oldukça kum sancısından|maya tutulursunuz. Ve bir daha iyi ol kurtulamıyasın! Dedi. Şaşırdım. — Yahu benden ne istersin?.. — Romatizma ağrıları yüzünden ye-| Bi rinden kıprdıyamıyasın! — Ben sana ne fanlık yaptım ki? — Hazımsızlığın o dereceye gelsin ki, bir lokma yiyecek yiyemiyesin! — Ne oluyorsun canım, bana ne diye beddua edersin? — Beddua mı, bundan daha iyi dua mı olur? : — Dua ha? — Tabii dua.. senin uzun ömürlü ol - manı temenni ediyorum da. Elindeki gazeteyi uzattı; — Şunu oku! «Kum. romatizma ve hazımsızlık uzun ömür alâmetleridir. * Şu tarada konuşmalara şahid olaca - — Üzüntü içindeyim. Midesi berbad, hiç bir şey hazmedemiyor... İkide bir kum sancıları tutuyor, bunlar yetişmi yoğmuş gibi üstelik bir de romatizma, Ne yapacağımı şaşırdım. — Bu kadar fazla üzüldüğünüze bakı- arsa hasta her halde bir yakınınız ol » mali, —w — Meselâ dünyada sizden başka X sesi oliniyan zengin bir amca, * Şu tarzda tavsiyelerde bulunacaklar: — Ispanak kadar mükemmel bir gıda beş yüz faal uca-! veya sarsılmış deği"erdir. Çünkü Tronei | olamaz, insan ne kadar çok yerse o ka. »(Lızmaya tutulurlar» taşındığınızın haftasına kalmaz romat mazsınız. Bundan daha mükemmel âj aman nerode bulursunuz kil * ilâç reklâm: . <Hazmetmin hazmi güçleştiren. bap sakları bozan, böbrekte kum hüsüle ge * tiren en müessir devadır.» * Yeni evlilerde akşam yemeğine alakç nulan misafir yemekten sonra soracak; — Yemeği kim pişiriyor? Ev sahibi erkek cevab verecek: — Karım, Misafir evin kadınına dönecek: — Bühassa sizi tebrik ederim bayar bundan daha mükemmel yemek olamaz Midemde taş gibi oturdu. En az bir haf ta hazımsızlıktan şikâyet edeceğim. ES Gazetelerde şöyle yazılar çıkacak! «Mühim bir şekif., #Romatizmarın seromu bulundu». «Romatizmaya hiç istidadı olmıyanlar jbile on beş enjeksiyonda en hâd Toma # Kaplıcalar hakinda konuşulacak: — Kaphcnlara gider misin? — Kat'iyen birader, ben ecelime sy samadım. l * i Yemekten sonra bikarbonat alanm © İini tutacaklar: | — Sen çıldırdın mı, kendine kıyıyon, sun? — Canım ne yapıyorum ki? j .— Daha ne yapacaksın, yemekten söy dar iyi, Çünkü kum yapar, ra harımsızlığı gidermek için karbonat » * yorsun. Apartıman arıyanlarla apartıman sö- * hibi arasında: Peki amma, bütün ömrünce romatiz — Bü apartımanm nesine elti lira madan yerinden kalkamıyan, kum san, yorsunuz? «ilanından inim inim niliyen, hazımsız | — Eli Tirayı fazla m: buluyorsunuz? — Hem zemin kat... — Daha iyi söylediniz ya.. şu duvar - ların haline bakın, rutubetten sırılsik - HOLANDA Uktan doğru dürüst bir yemek yiyeml * yen insan, çok yaşıyacak da ne olacak Dımat Mulüe TETİKTE hetlerde tamam bir surette abluka e''e-| anlatmıştır ve Türklerin Norveç hareki.. miyordu. Hattâ Almanya Vladivestok|tı ve neticeleri hakkında sükünetlerini (Bastarafı 1 inci savfadax yolile bile kendi harb sanayiine lüzumlu | muhafaza ettiklerin söylemiştir. Onun riciye nazırı Hull, Avrupada vaziyetin olan bircok kıvmetli maddeleri elde et.! söylediği doğrudur. Ne hedefini evvel-İ gittikçe gerginleşiiğine Gair mütenddid Hundurulmakta idi. Sahiller devamlı sureti$, turassud altındadır. Holandanın yegâne mü, dılaa sisteminin bütün mekanizması İlk İ şarette harekete geçmek üzere hazir bulu , olur. mekte olduğunu biliyoruz. Müttelikler denizlere hâkim oldukla.| rından hem ihtiyacdan fazla mahsulleri döviz mukabi'i harici memleketlere sata- vayı tam bir ab'uka onu İskandi- navva. Rusya. Balkanlar ve İtalyadan a- ği e mümkün olur, Bu kat” memleketlerinde bulunmıyan ve harbe) 1778 İNİ vaki olmadıken Almanya ta- lam olan hör şeşi'denie aşım yerlerden | 495 abluka »dilmiş olamaz. tedarik ve celbedebilirler. Zâten kendi! (Bununla beraber Almanya, bir taraf. müstemleke ve dominvanlarının her tür-|tan döviz ve diğer taraftan ma! bulmak lü mahsül'erini kendi parslarile satın al-|ve Ectirmek sıkıntısı çekmektedir: bun- makta bir müskülâllar, yoktur, dan baska bilvasta getirtmekte oldulu İngiltere ve Fransa ordu, donanma ve mevad ona birkaç misli pahalıya ma'ol- hava kuvvetlerini harbin / ihtiyaclarına| maktadır. Bu hal Almanyanın takatleri- göre arttırmakta büyük bir serbestliğelnin - Büvük Harbde olduğu gibi - çabuk malik bulunuyorlar; çünkü Amerikadan |s87f0'unmalarına sebeb olacaktır. da istedikleri kadar uçak, harb nrabası,| Biz. Leh harhi baslamadan evvel AL molör ve s'lük tedarik edebiliyorlar. . |manvanın Danzin, Koridor ve fih.. Lehis- Harb başlıva'ı henüz # av o'du, Bu az)tan meselelerini stiâhla halle kalkışmya- müddet zarfında, İngiliz imparatarluğu İcağını iddia ed'vorduk. Cünkü Almanya. bütün membalarım kullanarak o musam.İnn Lehistana tanddisi İngiltere ve Fran- mem kara ve hava kuvvetlerini henüz|sanın ona harb ilân elmelerin! mucib ola- tamam cıkarmış değildir. Yalnız fabzika- | caktı. Almenva ise - İtalya ile beraber Jar uçak çıkarmakla veya o Amerikadan olduğu halide dahi . batı Avruna büyük ucak satın slmak'a ucak fMolerı tesekkül demokrasi devletlerin karsı harbi ka- etmez. B'n'erce tecrübeli uçak silhayları, | zanmaık'an emin olamazdı. Böyle olunca wilot came. ofotoğrafcı velda onun, neticede mağlü5 olacağı, büyük makinistleri 'izımdır. Harbde bir taraf-|bir harb riskine #irmemesi iktiza ederdi. tan weak malsame ve persone! zavlatım İRe manfile la hiz. Aiypanvanın harbi — Zeynebi «Son Posta» nın edebi tefrikas: 6 — Artık bir şey söyleme Naciye. Bu. günlük konuştuğumuz elverir. Daha faz la söz söyliyecek ve seni dinliyecek halim yok. Bunu söylerken, müthiş hakikati öğ - rendiği dakikadanberi ilk defa gözlerin - der yaşlar aktığını hissetti ve ellerini yü- züne kapıyarak odadan dışarı çıktı. Bir iki saat evvel Nusret Çelikkana - E dın kızı Zeyneb iken, birdenbire kimse, | cı ve ıztırablı oldu. Bir sığıntıdan başka siz bir kız oluvermişti. Hattâ kendisinin | bir şey değilken, güya meşhur tayyare «Zeyneb» olduğuna bile emin değildi. Bu | fsbrikas sahibi Nusret Çelikkanadın kı- Girihseliyı ismi ona Saide Harım vermişti; fakat asıl | Z1 imiş gibi herkesin kendisine hürmet ve mişti. riayet göstermesi hassas kalbini fevkalâ- im vermi; i de üzüyor ve hırpalıyordu. Artık hare . menin, bağlı addederken | Ketleri ve sözleri tabiiliğini kaybetmiş- birdenbire dünyada hiç kimsesi olmadı -| ti. bakışlarında korkun; bir şaşkınlık gö- dığını, bir isme sahib bulunmadığını, yer. rülüyordu. Manen bu müthiş buhran için- siz yurdsuz, aslı, nes'i meçhul bir kız ol-|de çırpınırken, gelen taziye mektubların. duğunu tasavvur etmek o kadar müfhiş'da «anne: sinden bahsedilmesi ve sabah- bir şeydi ki Zeyneb bunu havsâlazına siğ-'tan akşama kadar evi dolduran ziyaret - dırabilmek için kalbine, hislerine ve bey-'çilerin ©na «annes sinin ölümünden nine büyük bir tazyik yapmağa mecbur'münbais kederini söyliyerek teselliye ça. kaldı. lışmaları, vaziyetile istihza ediyorlarmış gibi onu tazib ediyordu, O kadar ki, lik Naciye ile aralarında geçen feci sah. 'delice buhranı biraz sükünet bulmağa için çok as İyüz tutunca. hayat yükü omuzlarına büs- ana ve babası acaba, doğduğu gün ona ne Bu gelen tesbit eden resmi Türkiyenin ve ne| raporlar almış olduğunu söylemiştir. GARİB BİR İZDİVAÇ ğ i . Köprülerde ve kanallarda de temiz kissile doğru yolu bulduğu mâ-| Hull, Holandanımn herhangi bir teca-|”9Yor. cerreb olan Türk efkâri umumiyesininİyüze maruz kaldığı takdirde, Vaşington | beklemekte ve ner e e SL. kanaatlerinde, böyle geçici ve tâli vak'a-İhükümeti orada bulunan tebaalarının ve-|vil halka şehrin : larla en ufak bir sarsıntının bile husu.İ ziyetinden dolayı hicbir mes'uliyet ka, |ihiimali mevruwbahstır. i lüne ihtimal vermek ancak bir hata olur.İbul etmiyecektir. Cünkü daha evvel, mü- Relçikada Biz harbin nasıl şev olduğunu en çok! teaddid defalar, Holândavı terketmeleri A ei iyi bilen ser Mi bir ve ed için kendilerine fhtarda bulunduk. Brüksel Belçika kabinesi, birçok acı ve gerci tecelli ve haber leri bizi fikir ve kararlarımızdan çele- Teeyyüd — 1 ri is ç mez. Büyük Türk milleti muhasamada| (o Vasington, 8 — m ve - harbiye |hakkinda v olduğu gibi dostlukta da sonuna kadar | nezaretleri Alman ek Li peş yürür. O, verdiği sözde ve attığı Imza.| Yı iyeal etiiierine er dee iri Em dee gm nsz, larda ne ri'at yolları ve ne de dönme| Besreğilen iğ köşeleri bırakmak âdetinde değildir. On | olmadığını beyan etmektedirler. binlerce yıllık Türk tarihinde bu yolda) Diğer taraftan Pasifik Okyanusunda yüzümüzü kızartabilecek bir satır bile| manevra yarmak e e ulmak mümkün değildir. mas Havai : e. YO İH. E Erkilet | mağa karar vermistir. kontenjan veriliyor o EZ Holanda tetikte Ankara 8 (Hususi) — Meclisin bugünkü Bir adamı yılan ısırdı Amsterdam 8 — Royler ağansı bildiriyor: |içtimamda askeri muhakeme usulü kanu — Üsküdarda Solaksinmm mahallesinde o-| Bugün askeri sıbıta memurları bütün e -İnunun 3 üncü maddesinin tadiline, Bulga | turan Zeki isminde birini yılan ısırmış, İbemmiyetli Hinalar önünde vöbet beklemiş,İristana beş buçuk milyon kiloluk münzanj Zeki derhal Haydarpaşa Nümüne hasta-/Jerdir. Bu binalar meyanında matbuai deva-İbir kontenjan verilmesine aid anlaşmanın. pesine kaldırılarak, tedavi altına oalın.'iri ve istihbarat ajansları da dahildir. Bazı)tesdikine aki kanun lâyibasinın birinci müs mıştır. İmevkilerde mitratyözler hazır bir halde bu. zakeresi yapılmıştır. ! di, hayır, Zeyneb o baba ile o snanın| değil, meçhul insanların sulbünden dün» yaya gelmişti. O insanlar ki, onu bağım larına basacak yerde evlâdlığa kabul ete miyerek Darülâceze kapılarına terkede » cek kadar cibilliyetsiz ve zoysuzdular.. N Bu düşünceler. esasen son günlerde müthiş bir buhran içinde çırpınan sinir Li : lerini büsbütün bozarak genç kıza mü , Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand yazinesini kaybetürmişii. Ne “yaptığımı! bütün ağır gelmeğe başladı. Artık uyu .'ümid ediyorum. Vaziyetin çek fecidir, biİne yapacağını düşünemeden koşa koşa 0 İyamıyor, hattâ ağlıyamıyordu. Teessür |liyorum kızım, Fakat dünyada annesini |dasına çıktı, alelâcele giyinerek sokağa jkabiliyeti kopacak derecede gerginleş -|ve babasım kaybeden senden başka daha | fırladı. a işti, ne kadar insan bu'unduğunu di ürsen! Bir tek GÖüşüncesi yardı: Kaçmak! i İ Bu sabah, Nemide Hanımdan aldığı| belki bu ağır yükü daha kolaylıkla kal -| Ne kadar yaman yürüdü? Nerelerden | "müşfik bir mektub zavallı kızcağızın ü - |dırabilirsin. geçti? Hangi sokaklara saptı? Hiç bilimi imidsizliğini ve İsyanmı büsbütün arttır.| Kendini kedere ve acıya bırakma Zey-| yordu. Bir ara, bir sastin on biri çaldığını dı, Bir akşam evvel Naciye de Kandilliye, İneb; eminim ki buna ne baban, ne de za- duydu ve ayni dakikada. bir gece evv& mektebe dönmüş olduğundan Zeyneb, bü | vallı anneciğin razı değildirler; bahusus |lindenberi ağzına bir lokma koymadığını, tün geçen vak'alara rağmen kendisini da-| ki bugün sana muhtaç olan ve sana sığı . İbacaklarının titrediğini, gözlerinin karan. ha yalnız ve kimsesiz hissediyordu. Ne .İnan bir kardeşin varken. dığımı hissederek durdu, etrafına baktı, mide Hanımın mektubunda şu sözler var-| Göreyim seni kızım, Nusret Çelikka .İTepebaşında idi. Hem dinlenmek, hem da dı: nada lâyık çelik karaxterli bir evlâd Birine çay içip rahatça a — Kızım, iki gündür seni gelip göreme-İduğunu isbat et!» bir pastacı dükkânma gli j dim. a ar vakit SE ii ve ü-İ Bu satırlar Zeynebin asabını büsbütün! kendi muhitinden uzaklarda daha sakin. midsizdin. Bugüne kadar kendini bir par- ibozmağa kâfi gelmişti. Hayır, o Nusret| bir kafa ile muhakeme edebileceğini ü » İça topliyarak felâketini daha soğukkan » |Beyin kızı değildi. hayır. damarlarında |mid ediyordu. Kuytu bir köşede bir man İklikda kabul etmeğe muvaffak olduğunu dolaşan kan o cesur adamın kanı değil-| sa seçerek oturdu. (Arkas, var) AE SN Bulgaristana munzam

Bu sayıdan diğer sayfalar: