18 Ağustos 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

18 Ağustos 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa Fransada değişen Kıymetler 1871 de Fransa, o mağlübiyelin kara günlerini kanlı bir ibtlâl ile karşılamıştı. Sosyalizm tarihinin bü- yük hödiselerinden biri olan Paris Communası, on sekizinci asın son- lanma doğru Frnasada eskimiş bir rejimi yıkmak üzere başlamış olan bir halk hareketi - bir ihtilâl « idi. Krallığı da imparatorluğu da son bir hamle ile temizledi ve kanlı dak galarının önüne katarak sürükleyip götürdüğü bir rejimin yerine üçüncü Fransız cümhuriyetini kurdu. Bu defa, Fransa 1871 dekinden 'daha ağır, daha «toptan» bir mağ- lâbiyete uğradı; 1871 de Paris, w- zun bir muhasaraya mukavemet et- miş, onun mukavem esnasında cenub Fransa, galiblere karşı koy- mak üzere, yeni ordular teşkiline bi- İs teşebbüs etmişti. Bu defa ne Pa - iris mukavemet edebildi, ne de ce- mubda herhangi bir hareket yapıl - masına imkân kaldı. Alman ordula- zı, karşılarında yalar buldukları Frasnay: çiğneyip geçtiler. Milyonlarca muhacir, milyonlar- ca İnsanın uğradığı sefalet, bire yıkılıveren büyük hülyi tün bunlar, nihayet üç haftalık kısa bir zaman içinde bütün (Fransayı çalkaladı. Buna rağmen, bu defa, Fransada en küçük bir asayişsizlik hareketi görülmedi. Fransız milleti, kendisini harabiye sevketmiş olan bir tarih devresine karsi ne bir in- tikam hareketi gösterdi, ne de üçün- 8ü Fransr cümhuriyeti, (kendisini tedrici bir surette silip süpürecek 0- İan yeni bir devlet yaratma hare - ketine karşı, hiç olmazsa şimdiye kadar, ufak bir mukavemet tecrü - besine girişti, Demek ki, üçüncü Fransiz cüm - huriyeti, Frasz milletinin ruhun goktan ölmüş olan bir tarih devri idi. Onu ortadan kaldırmak için nel İçtimai bir hareketle yıkmıya te - şebbüs etmeğe lüzum varmış, re de Üçüncü Fransız cümhuriyetinde ken- disini müdafaa kabiliyeti bulunu - yormuş. Cemiyetler tarihini iyi bi - İenler, bu neticeyi görüyorlardı; göremiyenler de rüp (öğrenmiş oldular, Şimdi Franmz milleti, sü - künet ve tevekkülle bir taraftan ü- çüncü cümhuriyeti, tarihe gömerken bir tarafta da ayni ruh içinde dör - düncü cümhuriyeti kurmıya çalış -| yor. Fransada bir devrin nasıl yıkıldı- Janı ve diğerinin nasıl başladığını anlamıya yarıyan mühim hâdiseler- den biri de son günlerde cereyan etti. Fransızların C. G, T. harflerile ifnde ettikleri büyük amele teşkilâtı, Umumi Mesai Konfederasyonu, kı- sa ve gayet sakin bir umumi içtima yaparak, kendi nizamnamesinde bir değişiklik kabul etti. Bu değişiklik, pizamnamenin ikinci maddesinde a- mele sendikalarına gaye olarak yös- terilen omnıflar mücadelesi düs - turunu ortadan kaldırmak ve bunun Yerine «bütün iktisadi kudretler a - Tasında tesanüd» kaidesini koymak- tan ibarettir, Küçük bir değişme, Fa- kat, bu değişen birkaç kelime için- de, Fransanın bütün içtimai fehe - fesi ve teşkilât sistemi yaşıyor. Bil hasın bu konfederasyonu senelerce İdare etmiş olan umumi kâtib İle arkadaşlarının Okapı dışarı edilmeleri Fransada gayet sessiz, fa- kat o nisbette derin bir felsefe ve hayat inkılâbı vücude gelmiş bulun- duğuna delâlet eder: 1871 deki mağlöbiyet, kapıyı C G, T. be - ran - #ayı bu hareketin inkişafına iyi ha - zırlamıştı. 940 mağlöbiyeti ise C. G, T. nin bütün rolünü değiştiriyor, ya- dan kaldırarak (yerine Acı söz dinlemeyi bilenler arasından ziyan gören çıkma- Sen hep tatlı söz dinlemek istiyenin âkibetinden kork. Dün Büyükderede bir ev yandı Büyükdere caddesinde 138 sayılı Tavilzde Muharreme sid &ç katlı evden dün sant 11 de yangın çıkmış ve çok kum bir samanda tevessfi ede- rek bütün katlara sirayet okmiştir. Hhdiseden itfaiye haberdar edilin. ciye kadar ateş, o sırada şiddetle es. mekle olanı rüzgürin tesirile yanan €- vin arkasına isabet eden İskele soka- Hındaki li sayılı evin çatısını tutuş - Hurmuştur. Vak'a yerine gelen İstinye itfalye.| sinin bütün gayretlerine rağmen Mu. harreme aid ölan ahşab evi yanmak- tan kurtarmak kabil olamamış, İske. le esddesinde Katina adında bir ka- dının matasarrıf bulunduğu İl sayı- 4 evin yalnım çatısı yandıktan sonra ateş önlenmiştir. Muharreme aid erin 5000 liraya si- gortalı olduğu anlaşıldığından yan - gının ne suretle çıktığı zabılaca a - raşlırılmakıtadır. Tayyare model müsabakası bug'in yapılacak Bir müddet evvel Türk Hava Ku- rumu tarafından Galatasaray İise - sinde orta okullar, resim ve elişi öğ- retmenleri için açılan «Uçak model- cilik kurmun nihayet bulmuştur. Bu- gün saat İ0 da öğretmenlerin kurs- ta yapt tayyare modelleri a - rasında Zincirlikuyuda bir müsa - baka yapılacak, bu müsabakalarda Maarif Vekili Hasan Ali Yücel ve maarif erkânı, lise müdürleri hazır bulunacaklardır. Davetliler sabah - leyin 9,30 da Galatasaray İlisesinde toplanacaklar, buradan hususi oto-! büslerle Zincirlikuyuya gidilecektir. Tecrübelere saat 13 de başlanacak- tir. modellerini ihtiva eden sergi de dün akşam kapanmıştır. Ekmeğe yeni bir zam yapılmıyacak Dün enbah gazetelerinden biri ek- mek flatına yapılan 20 paza zamdan başka yeni bir zam daha yapiaca- Rından bahsetmiştir. Yaptığımız tah. kikata nazaran, ekmeğe yeniden zam yapılması düşürülmemektedir. başka bir hayat anlayışı ve İş kilât getirmeğe karar veriyor. mağlübiyet arasndaki zaman zar - fında, Fransada bir anlayış, bir ha- yat teşkilât ve bir iş felsefesi yaşa- ve Blmüştür. ma lie ve şeylerin olduğu g kıymetlerin de ömürleri dar. Y: dığımız tarih devirlerinde kıymet - lerin çök kısa ömürlü olduğunu bu misal ile de anlıyoruz. Muhittin Biz «Son Postam nın edebi tefrikası: 20 YEŞİL TULUMBA Yazan: Ercümend Ekrem Talu Lâkin bu kadın ne istiyordu? Ki- min nesi â İiyordu? Bir türlü, ziyaretinin mak- #adını bâlâ izah etmiyordu. Şehime hanım meraktan çatlıyacaktı. ü tin cessretini toplyarak, lâkısdıyı kendi açtı: — Affedersiniz. lâkin. sizi ta- nıyamadım. — Tanımazsınız, hanımım. Ne- eden tanıyacaksınız? Bana kılavuz Zeyrekli Hamdune hanım (derler. Hayız işleri görürüm. — Yal Öyle mi, efendim? |! zat kendisile alikadar asla hatırından i Şehime banm, bu ziyaretin biz-| isinde se rim. Gene |hihi olarak sinirlenmeye başlıyordu. Kadın, kendisini, tepeden tırna ğn'bir kere daha süzdükten sonra: — Böyle, genç yaşta dul kalmış olmak ta pek zor, değil mi? dedi. Şehime hanımın bu lüzumsuz sözlerden camı sıkılıyordu. Onun i- gin, gözlerini yerde sabit bir nokta- ya dikmiş, hiç uyırmadan bakıyor- du. Hamdune hanım devam etti: — Ben bilirim. Benim rahmetli efendim de erken öldü. Tophane irinin perde çavuşu idi. İki ye- timini naml yetiştirdim, yokluk içe- türlü büyüttüm, ben bili- Çok şükür, ikisi de iş göç sa- oldular, çocuğa karışt- Sehir Hah eril Bir aşk faciasının bilinmiyen tafsilâtı Ebe Naciye davasının şahidleri dün İstanbulda istinabe yolile dinlenildiler Bir müddet evvel Ankarada feci bir) ve aralarındaki sevdanın şiddetinden cinayet işlenmiş, ebe Naciye İsminde, bahselmişlerdir. bir kadın kendisinden yiz çeviren es. Bahidlerden Fethiye Camgöz de, ki nişanlısı çocuk mütehassısı doktor) doktor Mehmed Alinin Haseki basta. Mehmed Aliyi tabanca ile öldürmüş-inesinde bulunduğu sırada, Naciyonin İ bö. Hihdise ebe e daktorun Anadolu, | Kendisini timadığı takdirde öldürece. da Kadıhanda birlikte çalıştıkları es. | Silen bahsettiğini, bu yüzden arka- hada başlıyan maceranın, feel hir şe, | Gaflârının Mehmed Aliyi ikaz ettik. İkide neticelenişinden ibarettir. İz -|Jerini. söylemiştir. mir otalind hidlerden aldığı izahat ve tafsi. e cereyan eden bu hazin ” 5 " Mta mmütenkıb söz alan möddelumu. ve kanlı vak'anın duruşmasına, An -İ ai Feridun Bagana; kara ağırceza mahkemesinde nakzen| o | Maznun Naciye evvelop İstanbul A, İl #net ağırcezasında memur bulunu- Hâdisenin İstan uda bulunan ba-| yordu. Bu tarihte ben de ayni mah. si şahidleri de, istinabe yollie İkinci! kemede müddelumum! muavini idim. sğıroeza mahkemesinde, dün dinle. Naciyenin doktorla bu atralarda nl. nilmişlerdir. İşanlandığı anlaşılıyor. Halbuki, da. Fahriye Öğüs, Zehra, Aliye, Zey - ha o vakit kocasından ayrılmamıştı. neb, Muallâ Ören isimlerindeki bu! Demek ki, evli bulunduğu halde ni - şahidler, doktorla ebenin İstanbulda «Uçak modellik kursun nun! Basil nişanlandıklarını anlatmışlar; genç kadının evveke evli olduğun .| dan, bilâhare doktorla geviştiğinden İstanbul su sporlar ajanlığı ta rafından tertib edilen yüzme teşvik müsabakalarının dördüncüsü dür Büyükderede yapıl: kalara Beşiktaş yü miştir. Alınan neticeler şunlardır: | 100 metre serbest: İsmail 1,40.1, İ Oğuz. 100 metre sırtüstü: Necati 139,4, Adnan. 100 metre kurbağalama: Hikmet | 1.43.2,Fikret, 200 matre serbest: Hikmet 3.42.1, Turgud. l İngiltereye okarşı| Ağustosun 8 inci| Almanyanın hava taarruzu günü başladı. Ve ertesi gün çıkan b güzeesinde şu cümle gör — «8 Ağustos 1040 tarihi Alman siühları için bir şeref günüdür. Fakat niçin Almanlar meselâ 7, yahud 9 Ağustos gününü seçmedi. ler de 8 Ağustosu seçtiler? Bi» Fran. sız meslekdaş bunu düşünmüş ve nihayet bulduğunu sanmış: Beki harbde Alman ordularmın erkânıherbiye heyetini idare etmiş olan meşhur general « Luden dort,un hatıralarında şöyle bir cümle vardır: Alman cidde müezzin. Güzel sesi zihni de açık, maşallah! İİ hafız Kur'an oldu. A az. Bü- yük, kantarcı, Onun da bir günkü kazancı öbürgüne uymuyor. ne de nur topu gibi evlâdı var. Be- reket versin, rahmetli eyâlimin vak- tinde girip çıktığım vükelâ, vüzera kon n, o mehrum olduktan son- ra yüzüme kapıların kapamadılar. Kibar batemlerinden hâlâ | birçok shpâbum vardır. Eksik olmasınlar, arada sırada beni gözetiverirler. İ Kurbanda etimi, Muharremde aşure mi, Ramazanda erzakımı gönderir, hatırım: sordururlar. Eh, Allah bin bereket versin! Tanrı rızası kıs- metlerini bazan ayaklarına getirdi- ğim beyler, hanımlar.. sizden iyi ol- rnasmlar, beni boş döndürmez, ayak terimi verirler; bohçalığım yollar- Jar. Ben de cümlesine dua ederek- ten geçinir, giderim. Gör kırpmadan dinleyen Şehime hanım bir şey demiş olmak için: — Ya, öyle mi? dedi. Çok iyi. senede ta İSTER İNAN, İSTER İSTER İNAN, İSTER İNANMA! şanlanmış. Bu cihetin da zapts geçi- rümesini isterim. Demiştir. Alınan ifadeler Ankara- ya gönderilecektir. Dünkü yüzme müsa bakaları Türk bayrak yarışı: Adnan, Fik- Turguddan mürekkeb Beşiktaş A takımı 5.4.2, Hikmet, İsmail, Besimden mürekkeb B takımı, Askeri liseler su sporları bayramı Askeri liseleri su sporlar bayra- mi bugün Kuleli lisesi önünde yapı- lscaktir. Müsabakalara saat 15 de İstiklâl marşını müteokib söylenecek bir mutuktan sonra başlanacaktır. İstanbul - Ankara tenis maçı revanşı İstanbul ve Ankara arasındaki te- nis maçlarının Tevansı bugün Ta - rabya kortlarında yapılacaktır. INANMA! — «8 Ağustor 1918 tarihi Alman orduları işin bir matem günüdür.» $ Hakikaten öyle, ikinei Giyomun $ yenilmez mağrur orduları son bir taarrumı iiüteakib zafer ümidini © gün kaybetmişlerii. Anlaşılıyor i ki, bugünkü nesil dümkünün inte. İ kammı atmayı, lekesini silmeyi dö. şünmüştür. Fakat bu © gerçekten böyle mi? Alman ordusunun 8 A- Kustos tarihini seçerken büsbütün? başka #millerin tesiri altında kal .$ mış olması da mümkündür. Bu .? unla beraber Fransız meslekdaşı İ mızın iyi yakıştırdığına biz ei zordur, 7: yorun, ey okuyucu sen: Kadir mevlâm insanları hep çift çift yaratmış. Herkes mutlaka esini bu- İacak. Yuvasım kuracak, döl, döş yetiştirecek. Nikâhsiz baş olurmuş. Geçen Ramazan camide hocadan dinledim: Ere varabilecek yaştaki kadın, isteklisi çıktığı halde, dünya evnie girmemezlik — ederse, öldüğü zaman, Münkir Nekirin ta - öirlerine uğrarmış.,. Şehime hanım, kadının yüzüne: «Bana ne?a diyen bir nazarla ba kıyordu. O esnada, civar minare lerin hepsinden birden ezan oku yan müezzinlerin sesi yükseldi. Kı İavuz kadın telâşlandı. | — Aman, geçtim olsun! dedi, ikindiler okunuyor, ayol! Ben daha İöğle namazını kılmadım. Yolum da uzak. Başıma gelenleri, Gene cevab almadı. Şehime ha- nım, bu ziyaretten o hoşlanmadığını, sıkıldığını. tavrile ve sükötu ile belli ediyordu. Kan, asıl maksada te - mas etmeyi muvafık gördü. — Ben buraya başkan tarafın - “ eri TicaretVekili bugün izmire gidecek Dün sabah Ankaradan şehrimize gelen Ticaret Vekili Nazmi Topçu- oğlu bugün vapurla İzmire hareket edecektir. Vekil İzmirde fuarın a İışında bulunacak ve bu rmünase - betle bir nutuk söyliyecektir, Vekilin iç ve dış ticaretimizin a- na hatları hakkında yeni bazı ted- birlere de temas edeceği tahmin 0- lunan bu nutku ehemmiyetle beklen- mektedir. Nazmi Topçuoğlu İzmirde bulun- duğu müddet zarfında İhraç mev - «imi başlangıcı olmak münasebetile alınacak bazı hazırlıkları gözden ge- girecek, ithalât ve ihracat birlik lerinin vaziyetlerini tetkik edecek ti Sahte şehadetname Sahte şehadetname yapmıya kal- kışan genç bir maarif memuru suç üstü yakalanmış, zabıta ve adliyece hakkında takibata geçilmiştir. Mahmud ismindeki suçlu, adli - yede bir varifeye girmek bunun için de bir orta mekteb şe - hadetnamesi temin makandile çare - ler aramıştır. Maznun kendisine mü- hür kazdırmak için salâhiyet veril - diğine dair sahte bir vesikn hazırla - mış ve Mığırdıç Ütücüoğlu isminde | bir mühürcü ile anlaşmıştır. Mührü yaptıran suçlu, bununla (sahte bir şöhndetnnme tanzim ederek, adliye- ye müracanti sırasında işin meyda- na çıkmasile, suçüstü yakalanmıştır. Müddenrmumilik hâdiseye vazi yed etmiş ve suçluyu o bakkında tahkikatın ikmali için, dün emei - yet müdüriyetine sevketmiştir. Vak'a etrafındaki tahkikat derinleştiril - mektedir. Dünkü ihraç faaliyeti Dün Bulgaristan, .Yunanistan ve Çekyaya 45 bin liralık ihracat yapıl mışır. Çekyaya 50 bin kile keten tohumu 30 bin adod barsak; Bulgaristana 30 bin kilo palamut hülâsası ve Yur nanistana 115 bin kilo kepek gönde. rilmiştir. skerlik işleri: Şubeye davet edilenler evoğlu Yerli Askerlik SŞubesin . den: Muhabere asteğmen Habib oğlü Münif Saruhan (31397) ile deniz ma- kine teğmen Kırkağaçlı 312 doğumlu Ahmed oğlu Hüsnü Coşkun (322- 3097.16) in şubeye neele olarak gelme. leri Yân olunur. Zayi — Konya Gedikli İhzari oku. Yandan aldığım 233 numaralı diplo - mamı sayi ettim. Yenisini çıkaraca- #ımdan eskisinin kıymeti yoktur M.E. 1. P. 3 Üst çavaş Hamdi Ofray : Elçiye ze maz. Onun için, kusura bakm. Ve derhal, araya başka söz katık masına meydan bırakmadan, ilâve ağnlıkhı | etti — Dede Hüsnü efendiyi tunıyor- sunuz, değil mi? — Bakkal Hüsnü efendiyi mi? Evet; Bizim aşağıki dükkânı tutar. — Ta kendisi, Dede efendiyi ben pek eskiden tanırım. Bizim yahmet- li de tarikattan olduğu için ayni tek- keye devam ederlerdi. Uzun yıllar komşuluk ettik. Her halini bilirim. Beş vakit namazında, niyazında, her hususu derli toplu, cennetlik bir &- damdır. Ne hacet? o Kiracınızmış mademki, helbette dikkat “etmiş, anlamışsınızdır. — Evet. — İşte, o da size dikkat etmiş, beğenmiş, Allahin emrile sizi ken - dine eş edinmek istiyor. Şehime hanım geyrihtiyari ye - rinden fırladı. ,— Beni mi?. Hüsnü dede mi? — Evet, kadınım. istemin; | 5 Sözün kısası Doktor, yandın ! M.E Ekrem Tali ıhhat Vekâleti, İstanbul - da bazı doktorlann kendi - lerine fazla reklâm (yaptırdıklarını, ınkım yüksek yüksek kendilerini lüzumundan ziyaı hettirdiklerini görmüş, mesleğin a - ör başlılığı ile telif edilemiyen bu hali yasak edecekmiş, veyahüd ki etmiş. Bu yasağın müeyyidesi de çok şiddetli imiş, odoktorluktan men'e kadar varacakmiş.. Aklıma şu fikra geldi: Bir adamcağızın, mal mülk ola - rak kırk tane keçisi varmış. Bu kırk keçinin senelerce (he artar ne de eksilir olduğunu gören zavallı, gi - dir, şeyhine danışmış. Şeyh demiş — Oğlum! Sen Allahı gücendir - mişsin. Mutlaka ibadette, yahud ki diğer farzların ifasında kusurun var« Cenabıhak senin rızkını, refahını 6- bun için artırmıyor. Keçilerin sahibi düşünmüş: Ze « kâtımı veriyorum.. hacca gittim.. 0- rucumu muntazam tuttum. kelimeli şahadet dilimden düşmüyor... belki de birkaç namazımı kaçırmışımdır. Bunu böylece (| şeyhe arzetmiş yh3 | — Hah! demiş; tamam! Sebeb budur, Sen bu andan itibaren na - maza germi ver. Görürsün, tez va- itte muradın hasıl olar: Adamcağız dönmüş evine, sec » cadeyi sermiş. Beş vakitten mada; kaza, vitir, nafile.. boyuna kılmağa koyulmuş... lâkin, aksilik bu ya: Her gün bi sebeble keçiler de ök meğe, sürü gitgide seyrelmeğe baş - lamiş. Nihayet (bir akşam, çoban, tek başıza kalan bir uyuz tekeyi ge- taş dolaşamam gayril» . diye kapıdan bırakmış. Fakir düşen adamcağız da, is yan ederek namazı, niyazı terket - miş. Bir gün, teke, bahçedeki fidan - lari kemirerek kamçı sapına dön - ürmekle meşgul iken, en kiymetli gül ağacına saldırdığını gören İsahibi, öfkelenerek: — Bana bak, tekel diye bağır - mış; iki rekâtlık bhaysiyetin var. şimdi seccadeyi serer, senin de ca nina okurum! Sıhhat Vekâletinin yasağı ile bu fıkranın arasında ne münasebet var? demeyiniz. Bundan sonra herhengi bir hekimden öç almak istediniz mi onu, tumturaklı sözlerle methedersi- niz, kâfi, Hele, tehdid zaman, ORA: — Bir «aleni teşekkürnlük hay - siyetin var, doktorl yarın, filânea gazetede neşreder, senin de canına okurum! Dediniz mi, — Aman, etmel Niyazile ayak- larınıza kapandığı gündür. LT Fikret ihtifali Şair Tevfik Fikretin ölümünün yl dönümü münasebetile buzün Eyüb- sultandaki mezar: başında bir ihtifel yapılacaktır. Saat 15 te yapıltenk 0. İlan bu ihsifanı Eyüb Halkevi idare e. decekiir, İhtifale iştirak edenler, B- İyüb Halkevinde toplanacaklar, burâ- İdari kafile halinde mezarlığa gidile- cek ve mezarına bir çelenk konacak, Halkevi başkanı ve diğer hatibler ta. rafından Tevfik Fikretin hayatını ve edebi şahsiyetini tebariz elliren nu- tuklar söylenerek ihtifale sön veri - iecektir. Bu akşam, muhtelif Halkev. lerinde de Pikret için toplantılar ter. t» edilmiştir. etmek istediğiniz yıp, — Delirmiş mi, bu adam? Be - nim babam yerinde olur. — Kocunın İszesinden ( böylesi daha iyidir. Hem sen onun görün - düğüne bakma. Benim diyen deli - kanlıları cebinden çıkarır. Bu yaşa gelinceye kadar ergen kalmış, bara- Ma el hep abdestile, i - badetile, zikrile, o devranile vakit geçirmiş. Beş odalı, bahçeli evce - ğizü, elinde zanaati, vicareti, Allaha şükür, namerde muhtaç olmıyacak kadar da kazancı. kocurun böyl az bulunur, kadınım. — Â, vallahi tuhafıma gitti! — Hiç gitmesin. Adamcağız bak ne türlü edeb, erkân biliyor ki, sa- na kendi açılmadı; beni gönderdi. Daha dün: «Haindune hanım hem- şire! diyordu. Huda bilir, ben o ha- nmefendi ile daha İâF etmiş a- dam değilim. Neme lâzım? Nâ - mahremimdir; olur ki aklına bir şey ler gelir.. alınır.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: