15 Eylül 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

15 Eylül 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

je Riom mahkemesi Yasan: Muhittin Birgen ranan uğradığı felâketin mes- ullerini aramak okararındadır. Bu memleketin. uğradığı felâketin büyüklüğü da malümdur. Zavallı Pranan, mütareke şartlarını kabul va İma etmiş olduğu halde bile bugün Barbden ve onun tahribatından kur- bulmuş bulunmuyor. Eski müttefiki. sin tayyareleri tarafından atılan bombalar, hâlâ bazı Fransa şehirle- sinin biraz daha harab olmasına s- beb oluyor. Vakık, bu bombaları atan tayyareler onları Fransaya de- Bil, zaruri olarak hasımlarına karşı kullanıyorlar; fakat, bu bir kelime farkıdır. Neticede harab olan Fran- mz şehridir. Bunun gibi, Fransa bugün en müb yem ihtiyaç maddelerinin - den âciz bir haldedir; bu derdlere deva bulmak için çırpınıp duruyor. Deva bulabilecekse dahi bunu bu - İN uncaya kadar çok ırtırab çekecek: tir. Bu vaziyette, Fransanın felâket - ten dolayı mes'ul araması ve mn cezalandırmak İstemesi gayet ta- İN ii görünür. Fakat, acaba bu mes'ul yeyn mas'uller kimlerdir? Bunların mes'uliyet dereceleri ne Blabilir? Bütün bu işlerden dolayı # tekmil Fransanın mes'ul olduğunu kabul etmek daha tabit bir felsefe N yarureti değil midir) Fakat, felsefe tarafından bu tarzda görünen mese- İeyo kanun ve nizam tarafından ba- kıldığı zaman, hal başka türlü olu - yor. Bir cemiyeti idare edenlere © idarelerinden dolayı bir mes'uliyet #srettüb edebileceğini göstermek de hayatın beka ve selâmeti bakımın- dan bir zaruret değil midir? Şu halde, meseleyi Byle gören - İnsanların çoğunda pislik öl - dukları hasletler mum si- bi titrek, sönlip sönmemel ta eek rürgürm kuvvetli olup olma- masına bağlıdır. Dünyada herkes iyi veya Fena tabiatli olabilir, iyiyo veya fe »- mg meyledebilir, yaşadığı mu - hitle karşılaştığı vaziyota baki - Biz, Bir katil 18 sene hapse mahküm edildi On gün evvel tevkifhanede işle-| nen cinayetin muhakemesi 2 nei a -| İnrceza mahkemesinde dün neticeye varmıştır. Hâdisanin suçlusu Receb Kızıla- ğnç evvelce de yazdığımız gibi, hır- sızlıktan düştüğü tevkifhanede kı tlden mevkuf Şükrü ile tanışmı kadaş olmuşlar; Şükrü Recebi mara alıştırmıştır. Fakat Receb her kumar parti - sinden paralarını kaybederek çıktı- Bından, gitgide Şükrüye diş bileme- ğe başlamıştır. Nihayet bir gün bu yüzden çıkan bir kavga sonunda bir İdenbire tehevvüre kapılarak, arka- daşını vücudünün muhtelif yerlerin- us Dilenciliği kaldırmak için yeni bir formül hulunacak Dün de yakalanan bir dilencinin üstünde 10 altın, 4 gümüş, 30 kâğıd para bulundu Dün de şehrin muhtelif mıntaka- rnda dilencilerle mücadeleye ge- olmak üzere yakalanarak irçok kimselerin dilenciliği, kâr meslek haline koyarak dilen meğe kalkması şehirdeki dilencilerin | çilmiş, bu cümleden miktarını pek ziyade arttırmıştır. Be-| bunlardan o3 tanesi ilen -| haklarında takibata geçilmiştir. Ge-| ne Eyübde Eyüb camisi aylusunda| dilenen İbrahim isminde bir dilen -| ci yakalanmış karakolda üstü a -| randığı zaman 30 lira kâğıd pars ile, 10 altın, 4 gümüş lira ve 102 ku - -)ruş ufaklık çıkmıştır. Esasen şehirde adedleri pek erle daha esaslı bir şekilde deleye karar vermiştir. Diler kökünden kaldırmak için esaslı tec t düşünülmektedir. Yakalanana bütün dilene üstünde mühim miktarda para b lu bu şahısların ihtiyaçtan de nası zi - Otomobil çarpan bir amele öldü Arnavudluk sefiri Asaf Cacüri - nin oğlu Hilmi, dün akşam idare - sindeki 352 husust plâka sayılı oto- mobilile Suadiye asfaltından Eren- köyüne süratle gelirken, ayni yolda yürümekte olan iki ameleye çarp - mıştır, Çok ani ve şiddetli olan bu çarp ma neticesinde amelelerden biri o tomobilin altına düşmüş diğeri de yolun kenarındaki hendeğe yuvar- lanmıştır. Sözün kısası Şapkam E. Ekrem Talu apkam eskidi. Onu, üç sc - ne evvel yedi buçuk liraya almıştım. Teşhir edildiği dükkân ca mekânının önünden günlerce geç « miş, kendisini nazazlarımla | tetkiği etmiş, beğenmiş, okşamış, fiatın kendi bltçe imkânlarımla ve tedi - ye kabiliyetimle ölçmüş, bu parayi verdiğim takdirde nereden, ne kı#- mak lâzım geleceğini hesablamış, vd nihayet bir gün —herçibadâbüd— diyerek dükkândan £ içeriye dalıp, Aynanın karşısında uzun uzadıya mu ayene ile başıma yakıştırdıktan sön- ra almiş, çıkmıştım. andan itibaren mizacıma int» bak ve talihime iştirak eden şap * kam meler çekmişti İstanbulun kahbe havasına alda» narak şemsiyesiz çıktığım zaman “ lar benimle beraber ıslanmış, kızgın güneşin altında yanmış, kışın, üze « rinde eriyen karları, oluk vazifesini gören kenarlarında biriktirip bir « denbire üzerime boşaltmış, serseni bir yabancının yanlışlıkla eline dü « şüp günlerce beni peşinde koştur « muş, içerisindeki asalet damgasıni —ira şapkam meşhur bir fabrika“ nın malı idi— düşürmüş, kaybet» in bütün bunlara rağmen za- ini ve rengini muhnfaza eye İemiş bir emektardı Şimdi, ne çare ki, birbirimizderi ıak zaruretindeyiz Kenarlarm- çük bir sahil haritası çizen al ın mukaddes ter izleri, bilmeni kaçıncı defa düştüğü lekecinin elin srtk isyan ve temetrüd. ediyor. fazla olarak, ötesinde berisinde gü- ve denilen Otomobilin alında kalan ve is - minin Ali olduğu anlaşılan kazazede derhal ölmüş, hüviyeti henüz tesbit edilemiyen ve hendeğe yuvarlanan ve zalim haşerenin inde diş yerleri me hükmeden ar, yakınlarımı i İer de haklı, böyle görenler de baklı İİ demektir. m ni yade kabara dilencilerle -| dele edilmekte, fakat dilenciliği W mamen ortadan kaldırmak mümkün | amele de ifade veremiyecek bir hal- de Nümune hastanesine kaldırılmış-| receğim.. br. Hilmi hakkında adliye ve ZA -İ zum. bıta takibata başlamışlar İ ğil, bu işin fazla kârlı oluşundan do- layı dilenmeği meslek haline soktuk- larını göstermektedir. Birkaç gündenberi yakalanan he- men bütün dilencilerin üzerinde mü- den şişlemiş ve öldürmi ©, çar naçar, ağırceza mahkemesi lâkin bir türlü kıyamıyo « sabit Recebi ceza ka- 448 inci maddesine göre müddetle hapse mahküm k 2 ei mart kir alara olam, | ee inim olamamakta idi, Zira bunların he - vik şudur ki mareşal hükümeti t8-| la sane > m yedi buçuk lira- Üç yıllık yoldaş* men hepsinin Düşkünlerevine k. ik iğ (0 v i i | rafından neşredilen bir kanun muci- bince Riom'da bünyesinden evvalca bu sütunlarda bahsettiğimiz bir mahkeme kuruldu ve bu mahkeme, merasime aid İşlerini bitirdikten Bonra şimdi mahkeme asıl meseleye girmiş bulunuyor. Riom muhakemesinin felsefi tara- Bini ihmal edecek olursak, neticede gönu teslim ederiz ki orada cereyan eyliyecek olan dava, dünya tarihi - nin büyük davalarından biri ola - 'saktır. Şimdiki halde fki hava nazırı aleyhine ikame edilmiş bir töhmet Mdiasının tetkiki ile başlıyacak olan muhakeme esnasında birçok Fransız siyaset ve İdare adamlarının par - maklık önünde oturduklarını ve ken- dilerine sorulacak bin türlü suale cevab verdiklerini göreceğiz. Bu #wnller ve cevablar arasında, eğer Fransızlar için mühim olan mesele, felâketlerin mes'ulleri hakkında bir fikir ve kanaat sahibi olmak ise, dünya için de bu arada, son Avrı- pa tarihinin bir takım karanlık nek- talarnın aydınlatılmış O olduğunu görmek vesilesi elde edilecektir. Muhakeme ne kadar uzar, mevzuun © derinliklerine ne kadar fanzin dalarsa © Hünyanın dikkati ve merakı o dere- vede fazla uyanacaktır. Muhittin Bizgen Bir ihtikâr iddiası tahkik ediliyor Küçükpazarda Kıbleçeşme cad - esinde terrilik yapan Muzaffer Ma- ral dün zabıtaya müracaat ederek Sultanhamamında kumaş satan Ruso © Ağyazar adında birinin mağaza - “amdan 68 kuruşa satılması lâzım ge- “len kol astarını 80 kuruşa aldığını köylemiştir. © Zabıta bu ihtikâr iddiam etrafın- da tetkiklerine ehemmiyetle devam etmektedir. TAKVİM , W him miktarda para bulunmak Dün, Eyübde yakalanan bir dilen - cide bir hayli altın bulundu - ğunu yazmıştık. Daha evvel yaka - İnnan bir dilencinin tam 1200 İira parası olduğu anlaşılmıştı. etmiş; bunu hakkında verilen eski mahkümiyet kararile birleştirerek, İ9 sene, 4 my 20 güne çıkarmıştır. Sakarya şilebinin bugün dırılması kabil olamadığı gibi de ve genç olanlarına da iş temin e- dilemiyordu. Belediye, zabatı ile iş birliği ederek, dilencileri (ortadan kaldırınâk için yeni bir formül bul -| mak tasavvurundadır. Mersin varacağı tahmin ediliyor İskenderuna sefer yapmakta olan Sakarya şilebinin Rodos adasi kınlarında İtalyan kontrol gemileri tarafından çevrilerek Leros adasına götürüldüğünü ve yapılan temaslar neticesinde geminin serbast bırakıl- dığını yazmıştık. Öğrendiğimize gö- Te Sakarya vapuru Cuma günü Le- rostan Mersine doğru hareket et - miştir. Vapurun henüz Mersine vü- sulüne dair alâkadarlara malümet gelmemişse de en geç bugün Mersi- ne varması tahmin edilmektedir. Ge mi Mer en doğru İskenderma hareket edecek ve burada bir haf- ta kadar kalarak hamulesini tamam- tır. Leros adasında kontrol için geçen vakit geminin aylık kon- turatından hariç tutulacaktır. Şimdiden sonra kabotaj hakkını kullanarak yalnız lirmanlarımız era» sında işliyen vapurların kontrol e - dilmyieceği de ümid edilmektedir. Leyli Tıb Talebe Yurduna 75 talebe kabul edildi Bu yü İstanbul Leyli Tıb Talebe| Yurduna memleketimizin muhtelif) Hiselerinden mezun 19 genç kabul e.| dilmiştir. Bunlardan 56 si pek iyili derecede, diğerleri de yi derecedeli Weelerden mezun olmuşlardır. Genç.|i lerin Tıb Talebe Yurdunda O bütünli ihtiyaçları Sıhhat Vekâleti tarafın -İi dan temin edileceletir. Emniyet Dördüncü Şube Müdür Muavinine işden el çektirildi Şehrimiz emniyet dördüncü şu- be müdürü muavini Nâzım Çetine Dahiliye Vekâleti tarafından gö - rülen lüzum üzerine işden el çek - ürilmiştir. Emniyet müfettişleri bu kararın sebebi etrafındaki tetkiklerine e hemmiyetle devam etmektedirler. pa | i | ; Dün bir meslekdaş: — «Bu kış İstanbulda kadın ço. rabi derdinin kalmıyacağınıe teb. şir etti. Çorab fabrikaları daha az kâra m: ras oldular, çoraplarını: daha sağflam yapmanın yölünü mu buldular, yoksa yerli ipeğimizi da. ha iyi kullanmanın çaresini mi keştettiler? Hiç biri değil Meslekdaşımıza göre çorap fab. rikalari bu kış kadın çoraplarını ipekten yapmayı birakarak yüne veya pamuğa döneceklerdir. YEŞİL TULUMBA Yazan: Erclimend Ekrem Talu Kocasını da seviyordu. Lâkin bultnk odasına, seccade sermekle meş- his henüz iyice tebellür etmemiş, bir |guldü. Güvey, soyunup ta yatağına hevesten, yenilik cazibesinin doğur-| girmezden önce, usulen namaz kı- duğu bir duygudan ibaretti. lacaktı. Bakalım, bu koca o ananın yeri-| — Seccadeniz hazır, aslanım! ni tutabilecek miydi? Hızlı hızlı kapı çalınmıştı. bakaraktan çıktı, karısma Her darbe, Müjgünin içinde ür-|olmağa gitti. kütücü bir akis yaptı. Ertesi sabnh, karı koca erken Arkadaşları, Saimi evine kadar, kalktılar. Yapılacak ziyaretleri var- mülâki güle oynaya teşyi etmişler, sirtine dı. Saim, karısını amcasına götürs- şakadan yumruklar indirerek, kapı- dan İçeri koyüvermişlerdi Delikanlı yukarıya çıktı; annesi- * İlmin, sonra dn Şehime hanımın elle rini öptü, yanlarında biraz oturdu. ii sekel hanım da va cek, ihtiyarın elini öptürecekti. Müjgünm yüz akını, hanımlara gösterip bahşişini de aldıktan sonra vazifesi sonuna eren yenge hanım da artık bir sedire kurulmuş, paça) o Onlar hazırlanıyordu. ”“Gelinin paçalık elbismsi de, sid- ISTER İNAN, İSTER |Emniyet İşleri Umum Müdürü dün Ankaradan geldi Dün Ankarıdan şehrimize gelen Emniyet İşleri Umum Müdürü Ali| Rıza Çevik, Emniyet Müdürlü 2. derek Müdür. Muzaffer Akalınla şeh- rimiz emniyet işlerine mid muhtelif mevsular etrafında görüşmüştür. Umum Müdür İstanbulda 2 gön kaldıktan sonra Ankaraya dönecek. tir. INANMA! — Ne münasebet? diye sorduk. Şu cevabı verdi: — Pariste kadın çorabı tükenmiş, ipek stoku almadığı için yenisi de yapılamıyormuş bu vaziyet kar, gsında Paris kadını yazın çorapsız. genmiye karar vermiş, kışın da pamuk veya yünlü çorap giyecek, miş. Malm ya, bütün dünya gibij| İstanbul da kadın oşyasında moda- İSTER İNAN, İSTER İNANMA! İhtarı üzerine Saim kalktı, önüne | nım, dayanamıyarak: nın emrini Paristen alır. ; Yün çorabın ipek çorabı istihlaf; etmek üzere olmasının sebebi bu. $ dar» i ; ; den pek güzeldi. Kumaşını, Şehime hanım, yangından kurtardığı mahud bohçanın içinden çıkarmıştı. Bu, gül kurusu Tenginde ağır bir Şam ipek- lisi idi. Paşa babası orada piyade mitalayı iken bu kumaşı almış, ge- tirmiş, bilâhare karısı İzniyar hani ma hediye etmişti. O da onu, de- gerli olduğu için, kızına, Şehimesi- nin çeyizine saklamıştı. Meğer, nasib Müjgânin imiş A- çık kumral saçlarının ve taze teni- nin renklerile, gerçekten pek uygun O kıyafetle analığının çıktığı anda, Şehime ha- — Kizl dedi, Meğer sen pek & zelmişsin. Ne giysen yaraşiyorl. Artık, çacuktan, belki oşımarır diye esirgediği böyle bir iltifatı, evli bir kadından da esirgemekte mana görmemişti, Bir avukatı tekmeleyen mevkuf | ay 10 gün hapse mahkün oldu 2 Evvelki gün 2 ğirceza mah- kermesi koridorunda vukua gelen bir &dise, dün asliye 4 üncü ceza mah- kemesine intikal etmiştir. Cümhuriyet gazetesi sabik ma - kine şefi Villi Blüm, ğır yarala - mak ve kale teğebbi suçundan | İmuhakeme olunan Mehmed Ali, mahkemeden çikinen duyduğu in - fialin tesirile davacı vekiline (o bir| tekme savurmuştur. Vekil dezhal gi- kâyetçi olmuş ve polis hâdiseye mü- dahale ederek, mazmun meşhud suç lar müddeiumumiliğine teslim edil -| miştir, Asliye 4 üncü ceza hâkimi dün Mehmed Aliyi muhakeme ettikten sonra, neticede suçu sabit görmüş ve | ay 10 gün müddetle hapsine karar vermiştir. İki randevu evi ve bir otel kapatıldı Ahlâk sabıtası evvelki gün de şeh. rin muhtelif semilerinde fasiiyotte bulunan iki randevu Emile gizli fu. huş yaptıran bir oteli maydana çi . karmıştır. Bunlar Kumkapı Nişanra, sında 196 sayida oturan tanınmış randevüculardan Feride ve Dolab derede Lhlezar soluğında 16 sayıl evde oturan Katinanın evlerle Bey. oğlunaa bir oteldir. Zabıta taradndan yaplan cürmü meşhud sonunda bu evlerle otel Ka. panmış ve sahibleri adliyeye veril . İgibi bir cnize veririm. ığın husule gı alışkanlıktan, bağlılıktan da değil Şapkam bu üç senede, bilir mi - siniz ne kıymet kesbetti? Bana ka» ça mal oldu? Ben çok gezen, kısa günde ora * dan oraya koşup bir çok yerlere gis ren, çikan bir kimseyim, o Hemeti her gün öğle yemeğimi dışarıda yem mek, işimi; bı, bazı kimselerle görüşmek için iki üç kahveye, ga * inoya, otele, müesseseye uğramak meeburiyetindeyim. Bütün buralar * da, şapkamı, şapkacığımı, içeriye girmesi memnu şüpheli bir şahis gi“ bi kapıda alıkoyuyorlar. O, ibret alınmağa lâyık bir itaat ve tevek - külle beni bekler; ve kavuştuğumud anda, belki de sevincimden, onu bana uzatan adama (tabii, herkef İşte, şöyle üstünkörü bir hesab ettim: O muvakkat ayrılıklarla tek» rar kavuşmalar, öç yıllık Oemektaf şapkamı bana, gönde on kuruştan —oğa gitmiyorum— ayda üş, da otuz altı, üç yılda yüz sekiz. © vet yüz sekiz liraya maletmiş! Ben bu para ile Habiğ fabrika * sının bir iki hissesini satın alırdım Şimdi, siz söyleyin! Nasıl kıya * bilirim?. Eski şapkamdan nasıl ay* nlabilirim ? 1, Geri Leylei Berat İstanbul müftülüğünden: 17/Ey- 101/940 Salı günü Şaban ayının ori dördüne müsadif olduğundan mez“ kör Sah günü akşamı (Çarşambs gecesi) leylci berat olduğu ilân o * sun, E- İki üç gün, yeni evlileri rahat bi- rakmak kaygusile eve uğramıyan İbrahim efendi, Pazar sabahı tekrar göründü. | Çocukları tebrik © ve kendilerine sonsuz saadet diledikten sonra, Şe- hime hanımdan nüfus tezkeresini is- tedi. — Müsnde ederseniz, izinname çıkartacağım., dedi, Lâkin bu bir mesele idi, Şehime hanımın nüfus kâğıdı yangında yan- mıştı, Şimdi ti Tophanelere, Fındık- klara gidip de kayıd. çıkarttırmak, ilmühaber almak, kapı kapı dolaş - mak gerekiyordu. İbrahim efendi bütün bu işlerin ve hattâ ayni zamanda İstanbulun! | İunur, izinnamesi de dahil (o olduğu haldi lâzım gelen tekmil muameleyi ta * mamladı. . İş, nikâhin kıyılmasına kalıyor * du. Fakat, aksi gibi, birkaç gün ew vel hükümet yeni bir emir çıkar * mıştı: İzdivaç akidleri | behemebel karı-kocanın oturdukları mahalle * nin imamı tarafından o yapılacakt Bu suretle, Ebülhayır efendiye ba#” vurmak mecburiyeti hâsıl oluyorduk Bunu da ne Şehime hanım, ne d€ İbrahim elendi istemiyorlardı. Belki de; para yedirmek suretile münasib bir hal çaresi bulunur ye, sağa sola müracaat ettiler kat hiç bir imam bu işi görme: naşmadı. Çar, naçar gene Ebülha efendiye haber gönderildi. Esasen, köpoğlu herif, bu mürs” cantı beklemekte idi. Baskın reza * > yar yaf Genç çift, el öpüp hediyelerini aldıktan sonrn, Saimin akrabalarını söyarete giti kapı çıkarlarken, oŞe- m arkalarından seslendi: hime hanı da gi- — Müjgün! Emsal hanıma İn yabancısı olduğundan, bunlarla |letinden sonra vaziyeti alttan alli Saim tavzif edil İtetkik etmiş, Şehime hanımın, Becerikli çocuk, bir haftada, şc-| rahimle evlenmek üzere olduğunu sint hâkiminin: dAyşe Şehime nam | bakkal Dedenin © işde, kendisile bikri baliğin, İbrahim Etem efendi) beraber bütün bir mahalle halki Kin elhac Hüsemeddinle — izdiva -| kendi garezine âlet ederek faka be” 'cına mâni şer'i olmadığınna dair| tırdığını anlamıştı. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: