20 Eylül 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

20 Eylül 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H ayatta, her insanın iyi öğ - renmesi lâzım gelen şeyler- © den biri de denizdeki balık üzerine © hesab yapmamayı bilmektir. Deniz- deki balık değil, hattâ bazan oltaya takılmış olan balık bile, sudan çıkıp ele geçinciye kadar bizim sayıla - mez. Bununla beraber, ziraat işinde, hayalin büyük rolü vardır ve hattâ bayal onun biraz da motörüdür. «Gelecek sene», rgelecek mahsuln gibi #gelecek» üzerine kurulan çift- çi hesabları olmasaydı belki de kim- 8e elini ziraate uzatmazdı! ibi, bu seneki buğday limüz üzerinde de, husaddan evvel hayali hasablar yapmış oldu- ğumuza inanmak lüzim geliyor. Ge- niş bir rekolte fazlası gelmekte el- duğuna dair gazetelerde görülen gö- Üzel sörler tahakkuk etmedi. Fena bir mahsul senesi değil, fnkat, Anado - İanun umumi vasatisinin pek az Üs tünde bir rekolte yılı içinde bulun- duğumuz anlaşılıyor. e Anadolunun muhtelif buğday sahalarından gelen piyasa haberleri bunu göstermekte - dir. Demek ki, henüz mahsul tarla- da yetişirken yaptığımız tahminler, idrak ve hasad esnasında araya gi - zen tabait şartlarile hemahenk ola- #namiş, hasad, daha ax mahsul ver- N miştir. Zaten, buğday piyasasındaki Ü yükselme temayülü de bu hâdiseyi teyid eder. Fakat, bir yeyip bin şükredelim, Türk köylüsünün gayreti sayesinde, Türkiye, yaşamak için muhtaç oldu- ğu buğdaya tamamen sahib olduk- tan başka, normal ve fevkalâde ih- tiyatlar da yapabilmek vaziyetin - dedir. Hattâ bir miktar (ihracat mümkündür. Bugünkü Avrupada kaç millet vardır ki ekmek bakı - mından kendisini böyle emin ve ra- hat hissedebilir? Yalnız şu noktayı kaydetmeği u- nutmıyalım: Türkiyenin buğday ve arkadaşları Wtibarile rekoltesini yülk- seltmek için teknik, kimya, top- rak ve çalışma teşkilâtı bakımından mutlaka modern bir istihale geçir - mesi lâzım geleceğini bu seneki E mahsul de teyid etti, * Bu seneki buğday © mid son variyeti böylece tesl # ken bir de buğdayın ziyetine ve ekmek tal Bir zamandanberi piyasada iki fat göze çarpıyor: Bir tarafta, serbest ve biraz yüksek toprak mah - şehirlerde ek- mek fiatını yükseltmemeğe matuf humust ve biraz düşük fiatı, Gerek İstanbulda, #ç hafta evvel göze çarpan iki üç günlük ekmek hüdisesi, Gerek Anadolunun bazı yerlerinde işitilen şikâyetlerden an- İsşıldığma göre ekmek buğdavında İki türlü fiatın o yanyana bulunması iyi bir usul olmıyacaktır. Değirmen- beti ile, kâmilena matuf bulunduğu yeye hizmet etmek Üzere çıktığın- A şüphe etmemiz lâzım geldiğini gösterir hâdiseler vardır. Bu hâdi eler, sade değirmenciler değil, fı- yıncılar bakımından da mevcuddur. Yani, büyük şehirlerin ekmeği için Verilen ucuz buğday, un olduktan sonra, «ade muhitin ekmeğinde kul- İanılmıyarak harice da kaçıyor. Bu kaçma niabetinin neden ibaret oldu- ğunu bilmiyoruz; her halde böyle bir halin mevcud olduğunu gösteren alâmetler az değildir. İki mubtelf fiatın bu a şikâ- yetlere sebeb olabilsceğ'ni ve bun- arın gittikçe büyümesi de mümkün İİ olduğunu zannediyoruz. Bunun için, bu usulü, tecrübelerden alınan ne - tcelere göre veniden gözden geçir. mek İzem g<Fp gelmiyeceğini tet- kik etmek icab ediyor rann'ndayız. Muhittin Birgen manas asama sar. oses sara sansar TAKVİM a Dünya tarlasında ilk buğdayı ta- biatin görünmeyen eli ekmiştir. Fa- kat onu vahşi ot halinden çıkarıp İber sene ekilip biçilen gıda maddesi haline insan zekâsı getirdi. Yeni bir eseri yoktan vücude ge- tirmek herkese her vakit wasib ol #mayabilir, fakat esası iptidat halde mevcud bir eseri yükseltmek te mü- him bir muvaffnkiyettir, küçük gö- rülemez, Di e NK ELDER Âşıkını boğarken yakalanan kadın muhakeme ediliyor Kardeşile bir olup, parasını almak için beraber yaşadığı adamı boğmak istiyon bir kadının muhakemes'ne dün ağırcszada başlanılmıştır. Hâdi. senin tafsilâtı şudur: Zeyneb, bir müddettenberi Yeşil - Köyde Hasan Çavuş isminde birile| Tramvay idaresinin İngiltereden metran hayatı yaşamaktadır. Hasan! otobüs getirtmek üzere bazı İngiliz Çavuş hall vakti yerinde bir adam .|firmalarile temaslarda bulunduğu dir, rivayete nazaran oldukça parası malümdur. Devam eden konuşma - da vardır. İşte bu parayı ele geçirmek lar müsbet şekilde neticelenmiş ve istiyen Zeyneble kardeşi Abdullah, hattâ siparişler bile yapıldığı halde ör akşam Çüvuşa Içki içirip, adama-' bunların alınması mümkün olama - kıllı sarhoş ettikten sonra, bOYnUNA mıştı. İngiltere ile ticari mmünaseba- kayış geçirerek bolmağa teşebbüs et. tumızın aldığı son şekil üzerine tram misler, Hasan Çavuşun çığlıklarını| vay ve elektrik idaresi birçok ihti - İ duyarak, yetişen polis memurları e. | yaçları meyanında otobüsleri de ge- İdamcağızı ölümden kurtarabilmiş -|tirtmek tasavvurundadır. lerdir. Gerek Londrada ve gerekse bu- Belediyenin kalanazak katle teşebbüs oetmekten,ilarile yapılan konuşmalar üzerine o- ailiyeye teslim edilmişlerdir. neb. eleyhlerindeki iddiayı şiddet'e reddetmiş ve ! Beyoğlunda Büylkhendek endde - <— DA ÜN veni alim Ge e sayılı Mehmedin kahvesin z kandırdı. Kendisinden Iki çocuğum!de dür Jek, Bohoe, Cafer ve Meh - var, biri üç vaşmda, öteki karnımda.'med adlarında 4 kişmin kumar oy - O akşam Hasan çok sarhoştu. Evde! nadıkları görülerek dördü de cürmü camları, kapıları kırdı. Sonra da kar.'meşhud halinde yakalanmışlardır. deşime hücum edince, elime geçeni Kumarbazlar 25 lirs kumar para. bir kayla kardeşimi müdafaa et -) sile beraber dün Beyoğlu adliyesine mek istedim. Kayış boynuna dolandı | teslim edilmişlerdir. Mesele bundan baret.» demiştir. i 5 Muhakeme, şahidlerin celbi için) Fiat Mürakabe Komisyonu dün toplandı talik edilmiştir. Ik Fiat Mürakabe Komisyonu dünkü i Hi i reisi toplantısında gücsciye ve nal çivisi Yeni Hai Sri antış fiatlarını tetkik etmiştir. Ko. vazifesine başladı £ |miszon dünden itbaren ithal ede. AE Si İm cek nal çivüerine ithal Aşik Sam d 10, perakendeciye yüzde 18 kâr nis. rae ra beli tesbit etmiştir. Züeneiye fiatla. > ik edilmektedir. Parti müfettiş e liğine (seçilmesi üzerine — inhilâl Per eden o Eminönü Halkevi sisli - ğine Üniver İHukuk Fakülte- İsi, hukuk başlan» gıcı ve tarihi do- çenti doktor Ya vuz o Abadanın tayin — edildiğini yazmıştık. Dok- tor Yavuz kişi yakalandı Güzel bir haber: 8 — İthalât o eşyesınm fiatın İ yükseltmek için Ticaret Vekâleti İ tetkikat icrasına başladı, diyorlar. ; : : Gazetenin tarihins bakıyorsu- «Son Posta» nın edebi tefrikası: 53 YEŞİL TULUMBA pıyorsunuz, muharebe baslıyalı bir yılı geçti, inşallah, diyelim, sonuna da yaklaşmak ( Üzeteyiz. Bu gidişle tetkikatın sonu muha- ebenin hitamı haberils birlikte Yazan: Ereümend Ekrem Talu Bu hayal öyle ovazih, ve direğin. «âşıklıke devresini takib killehmiş bir şey değildi; zihnindeki!'ed. ko» anfhasını da at- aşk mefhumunu, idealleri mezceden, |lıyara klâkayıdlığa etişmişti. Saimin müphem bir hayaldi, Lâkin, şimdi-len ağır sözleri bile şimdi ona bat- İ tır. Kıymetli bir ilim adamımız ol duğu kadar çalışkan ve idareci bir şahsiyet olan doktor Yavuzun yeni vazifesinde muvaffak olacağına şüp Taki — gelecek, o zaman da yapılmış o- lik bu kadarı ona yetiyor, onu avu-İmıyordu. Hayal, onu hakikatten yle uzaklaştırmıştı ki, evli olduğu- -İnu bayağı unutmuş gibi idi. Nikâihin kendisine tahmil eylediği vazifeleri mihaniki bir Mkıyad ile ifa ediyor- du. Analığın. mişti, Ön. Dünyada, muhayye! hiçbir şeyden, hiç kimseden teselli iyordu, devam edip dumrken, tuyordu. Gündüzleri, kaynanasının hiz metinden bir aralık yakasını kurta- rabilirse hemen odasına çekiliyor, büylik bir baz ile bu hayali gözleri- nin önünde canlandırıyordu. Bu masumane tahayyülün ne teh- likeli bir şey olduğundan haberdar değildi. Hayalinde (derece derece tabellür eden aşk, ayni zamanda gönlündeki diğer bütün kayıdları dan elân mektub gelme- ü len bu ih- SON POSTA fiğ O > ELLA MM İki kardeş de, böylece suçüstü ya .İrada alâkadar İngiliz ticaret firma-| Dünkü cesede, suçlulardan Zev .! Kahvede kumar oynıyan dört| A İSTER İNAN, İSTER İNANMA! İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Ni iz, iy . 7 DK 1” wp ri ra LA bie e yemek NA İngiltereye ısmarladığı otobüsler Evvelce sipariş edilen otobüslerin bir kıs- mının tamamlandığı ve ilk partinin hafta içinde getirileceği bildiriliyor tobünlerin getirtilmesi mümkün ola- | bilecek dare şimdiki halde 40 üs sipariş etmiş bulunmaktadır. Arabalar İngilterede sipariş veril - diği zamandanberi imal edilmekte- dir ve bir kısmının işleri tamamen bitirilmiştir. Otobüslerin getirtilmesi tramvay arabalarına düşen yolcu miktarını hafifletecek ve bu suretle nakliyatta kolaylık olacaktır, İngiltereden sipariş edilen ilk İparti malzemenin önümüzdeki haf- ta içerisinde geleceği de bildirilmek- İtedir. Belediye evrak müdürü Ankarada vefat etti Bi: iş takibi içm Ankaraya giden belediye evrak müdürü Avninin ora- İda vefat ettiği haber alınmıştır. 45 senelik tecrübeli ve herkese kendisini sevdirmiş, mütevazi bir memur olan Avninin ölüm haberi belediyede de - İrin bir teessür hasıl etmiştir. Yol kenarına bırakılmış bir aylık bir çocuk bulundu Evvelki gece Gülhane hasianesi| civarından geçmekte olan Hasan a- dında biri, yolun kenarında gazete| kâğıdlarına sarılmış bir aylık bir kız çocuğu görerek keyfiyetten o polisi haberdar etmiştir Metruk yavru O Düşkünlerevine gönderilmiş, çocuğu terkeden ana - nın aranmasına başlanmıştır. lan incelemelerin verdiği netice faydasız kalacağı için harb sonu dünyasının şartlarına uymak mak- sadile büsbütün yeni şekilde yeni tetkikatın yapılmasına lüzum gö- rülecek. Bize öyl: geliyor ki, bu vaziyette yapılacak iki şey vardır, birincisi pek mübrem ihüyaç ok madıkça ithalât eşyası almaktan çekinmek, ikincisi dişi sıkıp bek- lermektir. me hanım, ikindiye doğru, hemen hiç can çekişmeden gözlerini hayata kapayıverirdi. Saim evde yoktu, Ölümle karşı karşıya yapyalnız kalan Müjgân ne yapacağını şaşırdı. İçini fevkalâde korku bürümlştü, Konu komşu ile görüşmekten menedildiği için istim- dad edecek kimsesi de yoktu. Öl nün ayak ucunda, ve dehşet içerisin- de akşamı bekledi. Her tıkırtıya ku- Tak veriyor, kocasının gecikmesine, ilk defa olarak sinirleniyor, kizi- yordu. Günün aydınlığı yavaş yavaş a- zalmağa, odanın içini gittikçe kesa- fet payda eden bir loşluk börümeğe başlayınca, orada &ızla duramadı; sokak kapısına, sokeğn ve hayata daha yakın olmak için aşağıya, taş- ığa indi. Oracıkta, alçak bir mutfak is kemle üzerinde, yüzü (kapıya dönük, oturdu. Bir çıt olsa ürperi- yor, hızla merdivenlere doğru başı- mw çevirip, hortlyan o kaynanasının beyazlar içinde inm: m Küçük eser, büyük eser - esini bekliyordu, | kori merdiven akl LL Kömür fiatlarının normal olduğu tesbit edildi Belediye iktısad işleri müdürlü - günün mangal kömi fiatlarındaki terelfü üzerine, fint mürakabe ko - misyonuna verilmek üzere bir rapor hazırladığını yazmıştık. Rapor te - kemmül etmiştir. İktisad işleri mü- dürlüğünün yapmış olduğu tetkika- ta göre, geçen sene Ağustos ayında mangal kömürü fiatları 3.5 kuruş- ken bu gene ayni ayda 4 kuruş, ge- çen sene Eylülde 4 kuruş iken, bu sene 5 kuruş, Bulgar kömürleri ge - çen sene Eylülde 5 kuruş iken bu se-| ne 6 kuruş olmuştur. Yapılan tetkikler sırasında Var - na ve Burgaz iskelelerinde geçen se- ne 100 paraya alınan kömürün ok- kasının bu sene 4 kuruşa | satıldığı anlaşılmıştır. Bu sene nakliye ücretlerindeki te- reffüü de nazarı itibara alan iktısad işleri müdürlüğü, kömür Hatlarında ibtikâr yapılmadığı neticesine var » mış ve fiat mürakabe komisyonuna kanaatini bu suretle bildirmiştir. Hava Kurumuna teberrüler devam ediyor Hava Kurumuna para ve yüzük te. berrüleri devam etmektedir. Hüseyin İzeet Akosman 1000, Bay Fredrik Ed, vin Vittoli 1000, (7. V. Wittoli ve kam- pani limited) şirketi 500, Bay İlyas 'Beyar 700, Selânik Bankası 500, Ho. landa bank 500, Döyçe Orlentbak 400, Döyçebank 250, Ray Horasancı. yan 600, Krespi boya tüccarı 150, ka- uçuk ve kablo fabrikası T. A. Ş. 300, Süleyman Sebit 200 lira vermişler - dir. İlham! Ertem ve eşi ki altin yü. #ük, Bayan Jüd'd Taranto bir altin yüzük, Bay Hasan Rüştü Tanyu bir elmaslı nişan yüzüğü vermişlerdir. Askerlik işleri ; Son yoklamaya çağırılanlar Beyoğlu Yabancı Asketik Şubesin. den: 138 doğumluların son yoklama müddeti 25 Eylül 940 akşamı bitecek. #ir. Beşiktaş ve Beyoğlu kazalarında bulunan 338 doğumlu ve bu doğumlu, larla muameleye tâbi yabancılardan aon yoklamasın! henüz yaplırmamış olanların 20 ve 24 Eylül 940 günle: de şubemize müracaat ederek yokla — malarını yaptırmalarını ve bu müd. det zarfında yoklamalarını yaptırmı. yanların cezaya tâbi kalacakları gin olunur. tından fırlıyarak mut dalan bir kedi ödi tt. Penceresiz tag- ık kapkaranlık kesildiği halde, bir türlü cesaret edip te Jâmba yakma- ğa davranamıyordu. Evi kaplıyan derin sessizliğin içinde kendi kalbi- nin hızlı hızlı vuruşundan ürküyor, onu elinden gelse durdurmak isti- yordu. Derken, kapı kilidinin içinde bir anahtarın dönmekte olduğunu, pas- lı demirlerin gıcırtısından sezdi. Kö- mürlüğe hapsedilmiş suçlu ve kor- kak bir çocuğun, kend kurtar» mağa gelen şahsın üzerine atılışı gi- bi, içeriye giren Saimin üzerine & tıldı, onu sımsıkı kucakladı: — Saim! Adam bir adım geriledi, kadın göğsünden itti. — Ne var? Ne oluyorsunuz? — Annen.. — Ne olmuş, #rinem? Öldü mü aksa? b Evet, Saim! Öldü. Ben çok kturnu, ,— Ehi Bin defa size söyledim: Sözün kısası Hor Belişa, Horti, Horsihorsi ö E. Ekrem Tals çer odalı, tahtakurulu kasa ba otellerinin (Palas) oluşu gibi, kendi kendine salon Ünvanını yakıştıran İostracı dükkânlarınm bi- rinde kunduralırımı boyatıyorum. Boyacıların hepsi de hemşerii hepsi de Şirolu, yahud ki gene o ta- | raflarda bir yerden. Belli ki arala” rında kollektif bir şirket kurmuşlar, hasılatı hafta veya ay sonunda pay syorlar. İstanbul hiç birinin dilini henüs düzeltmemiş, Kirmançeyi unutmuşa benziyorlar amma türkçenin de şi“ vesini daha pek kavrayamamışları Bununla baraber, hepsi de Türk yazısını güzel güzel okuyor. Dükkânda üç müşteriyiz. Vakit ikindi. O saatte, herken dairesinde, mağazasında, yazihanesindedir; fo- tin boyatmağa gelmez. Alt sandalyanın altı boyacısın dan üçü aylak aylik oturuyor. DK ğer üçü ise bizimle meşgul, Bir yan” dan fırçaları, bir yandan da çene leri durmadan işlemede. Aylak oturanlardan biri, bir ara” kik kapıdan başını uzatan müvezzi İden bir gazete aldı ve yüksek senle, arkadaşlarına havadis okumağa ko” yuldu: «İngilterenin sabık harbiye nazırı Hor Belişa Kanadaya gidiyor muş.. Macar hükümet naibi Horü Romanyadan bu defa geri alınan İbölgeyi ziyaret edecekmiş. Horele horsi dansını papa afaroz ediyo” muş.» Ayağımdaki verli malı kundura yı aynaya döndürebilmek için olam ca enerjisini hareamakla meşgul ka" ra yağız delikanlı, bana hitabla: — Ule beşim. dedi, bu lokurdi ler büzüm kuloklarımıza yoba! gelmiyor. Ellahu âlem bunlar bir İzüm hemşeril Ve kıyas tarikile, iddinsmi isbat icin ÇHJ Tarı eski Arab alfabesinin (hı) sı gibi telâffuz ederek, bir bir tekrarladı: — Hor Belişa bir aşiret adı kibi tıpkısı! Horti değişsin de, büzüm ©“ ralardaki nahiya, köy adlarını ba" İarlamismisin?. Hersihorsi de eyl? değil mi, Kurban?I Hepimiz gülüştük. Ve o anda hs“ turn İ — Yevropanın en üskek politiks” ciları bizden yetişmistir.. Müsü Bır yan (Briand), Çemberliyan (Çer berlayn), Tayleryan (Talleyrand) ep bizdendirler. Halen daha, Samat” yada Çemberliyan aylesinden bif sürü adam bulursun! Diyen rahmetli Ohanes ağı gek a Kİ Elim “Cali Arkadaşının saatini çalan bif genç kız 20 gün hapse mahküm edildi Bultanakmedde Fahriye ismindf bir arkadaşının kol saatini çalan P zhan adında bir kız, Sultanahmeğ birinci sulh ceza hâkiminin kars! 20 gün hapse mahküm edilmiştir. Fethi Tahsin Başaran ruhuna Mevlddu Şerif Ani ölümile bizleri ve bütün sevdiği arkadaşlarını elem içinde birakan merhum Fethi Tahsin Başaramen ölümünün yüdönümü ölan 22 Eylül 1040 Pazar günü Öğle namazını müteskib Kadıköy Osmanağı cami şerifinde ruhu” nu tazis için Mevldd okutturulac! Ben yapmacık sevmem! Anlaşıld mı? N — Lâkin. — Lâkin, falanı yok! Ölüm AK lahin emri, Hepimiz öleceğiz Müjgün adeta alıklaşınıştı, K” mıldamadan, kocasının yüzüne kıyordu. O, gene ters ters hitab eli — Ne duruyorsunuz? Lümbi yaksanızal Kadıncağız, titreye titreye at fağa girdi. Rafın üzerinden indiri” ği Iambayı yaktı, dışarıya çıkardi” Kocası önde, kendi arkada meri venden çıkmağa başladılar. Sof31* geldikleri zaman Saim durdu, di dü, ari — Çenesini bağladınız mi? ai mi — Ben mi? Hayır, Bağl mı lâzımdı? —— Ne biçim insansınız?! Hiç görmediniz wi, ömrünüzde? — Affedersiniz, Bilmiyordur ag — Öldüğünü neden np Çarkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: