26 Ekim 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

26 Ekim 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eker iz İL AA ÜR e — TAL EN teşri. Askeri vaziyet (Baştarafı 1 inci sayfada) #ebeble Mihver devletlerinin) — 5 er «“) İnsan kendinden pek de garib görünmez; wupanın yarbine aid öy- ler var ki bunlar bir an ev- lunmak © ihtiyacındadırlar, ve gösr Almanlar doğu ve ce- Ba oğu Avrupada ve İtalyan - mlarla doğu Alrikada | bu Ve "ai elecek ilkbahardı Srcekii Maharebe hareketlerine gi- bay Aç onların evvelemitde kı me spada muallâk duran baş - de, >“seleleri halletmeleri iktiza © B, . yeni lider ki mağlüb olan Fran- iglöreke, müslehn değil -İ m harbin ancak muvekka-! eve 'â8i, yani hali harbin bi - «Bap yyamı demektir. di itiitler, bidayetie | 8Y istilâ olunnbilec Hokkabazın iki oğlu vardı. Bun- -İlardan büyüğü yedi yaşında idi, kü- -İ şüğü de beş yaşında. Bir gün hok- kabaz eve geldikten biraz sonra bü- yük oğlunu yanma çağırdı: — Gel bakayım buraya, — Geldim bakasın oraya... — Bu nasl cevab. — Senin sözündeki üç kelime- nin her üçüne de ayr ayr üç keli- me ile cevab verdim baba... Gel,| Geldim, dedim. Ye tanrruzla meşgul ol ğu icin Fransa im bar, *Pyekün, İngiltereni Biyi asma talik etmi ritanya mdası istilâ edildi üç İngiltere mağlâb oldu. Ve bu humustaki ümid ve bar vi bügün suya düşmüş sayıla — Şünkü dün de yazdığımız gibi | ba b ermileri öyle haftada birkaç ine yorılmakla bitecek gibi de - m elime gi bi devlet | » diğer şehir ve İlman - ita yahud bazı sanaylin, hare, “lip, Ve her gece olsa dahi, şid - ibardıman edilmeleri ve e- Ma hasarlara uğratılmala -! iebar edilemez. vette Fransa ile münfe- #ulh ökdetmek ve dolayırile Yaziyetini o belli etmeğe bar etmek Mihver devlet- ve hahtâ lâzım eğer Fraisa ş altnda müsnüd addolu- bir sulh mukabilinde Al - İtalyaya terkedeceklerin- İka İpanyaya da Fransız Fa be der arazi terkine Tazı | takdirde İspanyanın, bun! e. elde etmeğe muka - ereye. karm “derhal hari İâ, şart okoşulabili ya, harbe girm *, İngilterenin galib gelme: ran, harb sonunda bi - A pukabil arari be -) timal kazanacağı hiç Sİmyacaktır TBurada ie bem söylüy. — belalım ettin... — Ben bir şe karıştırmadım baba... vi İ — Daha ne kanştıracaksın, lâfı kanstırdın. — Aman baba, yanımda kepç- yoktu ki. — Haydi sus Kf kepçeyle karış-| tırıkmaz, lâh lüfla ka: makarımk oldu. Ben se muştım ?.. — Ben, senin beni neye çağırdı-! ğını bilir miyim baba?) | — Dur bir ser için çağırmıştım. — Durdum baba... — O şeyi bulamıyorum. — Ben arayayım ...Sakm kana-| pelerin altına düşmüs olmasın. — Haydi canım kanapelerin al- tma düşer mi? — Hah ben buldum. — Buldan mu söyle! — Buldum ya, #en kaybettiğini söylemistin... İ memissin, annemin dikiş koymuseın.. — Böyle şey'er değil canım.. hab buldum. — Sakla baba bir daha kaybet- neye ça 2; Gi 7 3 1f iy FT sepetine FPZ, E Tumer ama küçüğünü döver mi? | İ bulacaksmız. Bulursanız olduğu ye- zerine «Bilmece» kelime: Geçen bilmecemizde i kazananlar İ — Geçen bilmecemizde kaza- $ manların isimleri Salı günü çıka- çak sayımızda ilân edilecektir. İstanbulda bızlunanlar, bediye- erşembe G.Saray - Süleymaniye i Fenerbahçe - Altıntuğ, Beşiktaş - Vefa karşılaşıyorlar Lig maşa i lerini Pazartesi ve günleri öğleden sonra idarehe- 5 İstanbul lig maçlarının dördün - İ nemizden alabilirler. Taşrada £| cü haftası oyunları yanın Fenerbah- İ bulunanların hediyeleri posta ile İlçe ve Şeref sahalarında yapılacak- İ gönderilir. Yeni bilmecemiz ş RR İki hafta evvel yapılan maçlar - dan sonra hemen hemen cazibesini kaybetmiş olan oyunların bundan sonraki kısmını büyük | takımların pwvan toplamaları teşkil edecektir. Bununla beraber ikinci devreye dor yapılacak maçların bizi ciddi irprizlerle karşı karşıya bırakmam ihtimalini de unutmamak İâzumdır. » Galatasaray - Sül iye İki büyük maçında da fena nâti- ce ulmntş olan Galatasarayın Söley - İkülât çekeceği tahmin edilemez. İki takım için de mutedil bir ha- va alında esreyan edeceğine şüp - İhe olmıyan bu oyun daha fazia Sö- İeymaniyenin mukavemeti ile geçe- e | cektir. Fenerbahçe - Altmtuğ Altmtuğ oldukça çetin oyna - yan bir takımdır. Şimdiye kadar yaptığı maçlarda bu hususiyeti bil «| assa nazarı dikkati celbetmekte -| dir. Fenerbahçenin pek kolay, yahud da çok güc galebe temin £ edeceği bu oyun Kadıköy sahasmın en iyi mücı olacaktır. Şeref sahası: di - Topkap İstanbulspor Müsavi denebilecek kuvvette o - lan bu iki takımın oyunu devamlı bir çekişme ile sona erecektir. Daha enerjik oynıyan oTupkap, İstanbulepor için ciddi bir rakibtir. Beykoz - Beyoğluspor Ligde iyi vaziyette olan Beyoğlu- spor, her takım için tehlikeli olma - ğa başlamıştır. Vela karşısındaki hâkimiyeti ile bu ayarda olan takımları yenebile- cek bir haldedir. Milli kümeye dahil, dört takım arasında yer almak için yaptığı gay retler şimdiden göze çarpacak bir| dereceyi bulmuştur. Resmi; sağa, sola, tersine çeviri- niz. Denizdeki yelkenlinin sahibini re bir işaret koyun, ve resmi gaze- teden kesip bize gönderin. Doğru bilenlerden bir kisiye üç liralık ki bir kişiye bir Şirley al- bümü, diğer otuz beş kişiye de ayn ayrı güzel ve kirmetli hediyeler ve- receğiz. Bilmeceye cevab verme müddeti on beş gündür. Bilmece ce- vabını bize gönderdiğiniz zarbn ü- bik mecenin güzetede çıktığı tarihi ya- ZRZ. aaa — İnsan biç kendinden küçüğü- nü döver mi? — Dövdümdü amma baba #ey, geye. — Ben sey, sey... Bilmem. Şim- di ben de seni döveyim de anlarsın. ve — Sen beni mi döveceksin ba- ba? — Seni döveceğim yat — Nasıl olur baba, sen simdi din mi, insan kendinden dövmemeliymiş, ben de m, bunun için sen de elisin. tanın sayık oyunlarından biridir. Beşiktaş - Vefa Ligin başında bulunan Beşiktaş, miyesin. klar mıyım, saklamaz mis yan şöndi emlarıın. Sen küçük kar. deşini dövmüssün, — Dövdümdü beba.. Ye istiğ-| ki, Mihver €rinin netirede galib gel - nde yarılarak bir su'h-| “panyanın birçok (şeyler dehi mümkündür. Bu| Geihver — devletlerinin ppelüttarıkla, Tanjere ve yasına bizzat el koruları e belki muhakkaktır.) (7* harbi kazanırsa bu ne : hiç bir fayda te -| #ceği yolunda nasihatler » gen İspanya, buna mu- Ceğülere aleyhinde harbe gi - Mem zapt için Mihve- 3| iyetli yardımlarına maz- İle Sesin gibi nğlebi ihtimal Tan | b - < > da ona ir. Bundan y trk Bay Hitler, General | İnan bata çalışmış olacaktır! Be ide © # SE El P p EEE m iz z / ndiden ie Birdenbire çıkan fırtına köyü altüst ediyordu. O gün an- Desi, babası tarlada olan Ersan evde yal nızdı. Rüzgâr çatıyı yerinden © koparacak gibi esiyordu. Hattâ çatının burnünu ko- parmıştı bile. Ersan, orayı çivilemek İçin uğraşıyordu. o Fakat birdenbire rüzgür öy- Je şiddetli esti Ki çatı tamumils kop$ 'pte boğazını ve İtal. harem. © zaman İnel >den çıkarılmış olacak ve yele bütün Akdeniz dev - ülerleril. “beraber İspanya- ile ve garbi Afcikadan iin olacak ve Romanya | Va Patrolları ve Karadeniz üye de mahrukat ihtiyaçları Mer, !esviye edilebilecektir. iş Yor ki i General Frankoya, iler tara b ından kat'i ve müs- lied bulünabilmek ki yere » da değildi. sonu ne Rüzgür da Şiddetin rak de! i: Mk BAL Fıansayı sulhle bera & ya ve İtalyadan başka, te, n akal mektedir Bu iti - eneral Frankoya İiybötüy, madan evvel Bay Laval Nar esi Ve sonra da Fransanın kab am mera - a ii Ve teğyi etmesi armla. Simdş #Bundur, — Hiçbir erkek, oturup oturur- Kabı önem İl. İspanyanın me ai bi in| Mi in gibi zannet Meba Bizce wmütarekeyi ka)“ — Hat Aşkolmm, Hafize anne! LL 6m Fianaam, prensip) Seni de güzel işlemişler maşallah? ie Siecektir. Bu solu; #lohe| yur eda kb Bl de Mai » Avrupa, Afrika ve) vardı. Tann misafirine karşı ayıb » di ve Amerikadaki t0p-| oluyordu. ğer m Mela ben sana sade işittiklerimi söy- anş deniri ve iş kap sailerinde daimi bie » Devam; W Arazi terkine razı ct- iş şeri Ni yeti Mareşal Ü'ctaini sade, R ue İhasebel aramak hal ve ii ii Sip, meli reddettikleri istediği bir sulhu ia susunda çok ileri gittiğinin farkma e fi, tühim parçalara malo-|* — Beni hiç kimse bliycmezi de- Ve, mmahats ni T ne sayfada) Ma ve etti: basarak, kalktı. Yükün içinden bir Tİ mera Ersanın kayığı Ersan çatının bir yanına takılmış hal de havada uçmaya başladı. Eni bırâtsa, düşüp parça olacaktı. Fakat çatı ie birlikte de se. yordu. Deniz görün. müştü Çatı ters ola. «Son Postan nm edebi teiriker bu mevkii muhafaza için bundan böyle her maça ayrı bir ehemmi - yet vermek mecburiyetindedir. Vefa maçı, Beşiktaş (o için ikinci derecede bir oyun değildir. Lizde ve milli kümede daima zorlu oyun- lar yapmış olan bu iki takımın © - yunu herhalde devamlı bir mücae- le halinde geçecektir. Maçın Beşiktas lehinde sona er - mesi akla en uygun selen bir fikir- dir. ee Besin Macar v> Yugoslav takım'arı getirtiliyor | İstanbul Futbol Ajanlığının te - sebbüsile getirilecek olan Ma: rın Üypeşt, Yugoslavların Grad - yaneki takımlarile yapılan muhabe- re müsbet netice verirse 22 Kânu - nuevvekle her iki takım şehrimizde bulunacaktır. Galatasaray, Fenerbahçe, ve Be- i klüplerile ayrı ayrı karsılaşa- cak olan bu takımlardan sonra bir de muhtelit bir maç yapılacaktır. Ma car ve Yuzoslav takımlar: muhte - litile, İstanbul muhteliü karşıla; taktır. İstanbul mntakası, tiç kliple ma- W meselelerde anlaşamadığı dirde bu kombinezondan sarfma - lee! — Fena yakalandık. Bu seferlik bıraktım arama, bir daha sen de kardeşini dövmemelisin. #4 rla- Ersan çatının içine girmişti, Çatı denlyde aynen bir kayık gibi yüxüyordu, Artık rüz, gür dâ durmuştu. Br. san çatının şimdi üstte kalmış olan alt kenarından iki tahta kopardı ve xayık gibi yüzen çalıyı bu kü. reklerle sahile döğrü derleimeye başladı. parça Bu bala olacaktı. bir türlü kaybetmi. düştü. 89 Bitişiğe başımı uzatarak kadınm uyanıp uyanır tu. Koca karı da kendi gibi kalkınmış, Beyoğluspor, Beykoz maçı haf -İl UN -KOMUR? Hava çok soğuktu: «Derd çok...n dedmi. Kaloriferli apartımanda gördüm. «Hemderd yok...» dedim. Odunun çekisini hergün on ku-| ruş, yirmi kuruş artıran kömürcüye| döndür: «Düşman kavi...» dedim, Gökten sulu kar mı, desem. Karlı yağmur mu, desem... İşte bö) le bir sey yağıyordu. «Talih zebun...» dedim. Meğer şair ne doğru söylemiş; «Derd çok, hemderd yok, düş- man kavi, talih zebun.» * Konuşuyorlardı, duydum: — Ne bedbaht kadın, kocası ba- şana odunla vurmuş. — Meğer ne mes'ud yaşıyorlar. rae, evlerinde odun bile varmış hare. | denilirse o kimseye kıymet verilmiş olur. * — Baba Hâlâ ne derler? — Boş olan yere derler, — Anladım baba, kömürlük, oturam * Akşam evime dönüyordum, biti. şik komşumun kapısında bir kali balık gördüm, Merak ettim: — Araba komşuma emri hak rai vaki olmüstu?.. Acaba evinde akla gelmedik bir vak'a mı cereyan ei” mişti?.. Yanımdan geçen bakkalın çıra Zana sordum: | — Neye orada halk birikmiş, n& oluyor? i — Görülmemiş bir şey bayım.s« — Ne var canım, merak — O eve şimdi bir küfe kok kö- mürü geldi. Gelen geçen durdular, kömürü seyrediyorlar, * Eve giren bıraz, sobayı sırtlamişı gidiyordu, ev sahibi gördü: — Yakacak bir sey bulursa benden sana helâl olsun, güle güle # Baba oğul arasında: — Babn, bir kimse bir kimseye, odun, derse hakaret mi olor?.. || | kullan, dedi. — Evvelce hakeret olurdu am- ma oğlum, şimdi bir kimseye odun Gİ maz ekl DT Bunları biliyar mu idiniz ? 77 IDört isimli Amerika şehri Amerikadaki Endianı hükümeti arazisi dahilinde dört ismi olan bir dört ismi de tir ve balk şes hirden bahsederlerken arru o ettiği ismi kullandıkları gibi mektub gös derdikleri zarfların o üzerlerine de gene istedikleri isimleri yazabilirleme Sehrin dürt ismi sunlardır: Failhof Karroltan, Ridvil, Finley. x Nevyorkta dört ayakla yürüyen milyoner Nevyorkta tanınmış bir o milyak ner, bir bahin üzerine en işlek cağ- delerden birini bir baştan diğer bax kadar elleri ve ayakları yerde 0 k, yani dört ayak üzerine geç” iştir. Bahsi kazanan kimse bir gün evvelden milyonerin caddeden bü tarzda geçeceğini ilân etmiş. cadde imes r, gazeteciler, fotoğrafem lar ve sinemacılarla dolmuştur. Pos is inniban güçlükle temin edebil Milane müzesinde bulunan tab- lolar arasında en kıymetlisi tabiatin yaptığı bir tablodur. Bu tablo, bir taştır. Taşın üzerinde yağmurlu bir havada ağaçlar, şatolar, köprüler görünmektedir. * Deniz fenerlerinin ışığı Umumi Harbden evvel İngilte-! len, 40.000 mumlum| meri (enrin bir i. Fakat bugün Amerikada iki milyon mum kuvve- tinde deniz fenerleri o mevcuddur. Memey-Bar feneri bunların yanın- da çok sönük kalmaktadır. Nişan'ılık müddeti uzalılmalı mıdır ? det gizlemeyi bilirler.» Okuyucumun mektubunun hülâ sasi budur. Kısaca tahlil etmek mi ül işleri sütununda bağı cevablarımı (okumuştur. O Bunları mevzuubahs ederek diyor ki: terim, Okuyucum, nişanlılığı evle «Siz, nişanlık müddetinin müm-)netek çiftlerin birbirlerini denemi kün olduğu kadar kına olmasını il-İleri için icad edilmiş bir muvakkaği tizam edenlerdensiniz. Fakat ben bağ addediyor. Halbuki böyle des bumu doğru bulmuyorum. Şimdi Nişan, izdivaç bağının kendim nişanlanmak üzereyim, ni-| muamelesi, ve hazırlıklar, bitinciye sanlımla ancak bir iki dela yanı res-|kadar tarafeynin birbirinden ayak İde konuştuk. İyi insan ol-|mamak için verdikleri k; lar. Görünüşü de o | Okuyucum belki bir sual sormak is örünüş ve tah-| tiyecektir: sil ve şunun burun, iyi demeleri çok| o — Peki, birbirimizi nasıl tam - bir şey ifade etmez. Onun ahlâkını, | yabileceğiz? ini benim takdir etmem icab «| İnsanların birbirlerini o tamamile der. Onun da beni anlaması, tanı -|tanımaları o kadar kolay o değildiri ması hakkıdır. On böyle bir hevese kapılma Birbisimizi tanımamız, birbiri -İmak... Biraz rivayete, biraz görü * miz hakkında hüküm vermemiz an-|nüşe ve biraz da kanaate göre bir cak nişandan sonra mümkün ola -|hüküm vermelidir. Bundar başka caktır. Bu da zaman ister, çünkü in-| tü i olamaz ki! larını, köt flarını bi rım.. eşya mi da ona değilim ya?l — Bağışlama, elbet. Amma, se- ağışlıyacak , cü beygirinden gayri bir şey göre medi, JMBA Keep ezan, kend Müjgüna uzattı. Geceyi, Hafize kadın derin bi uyku ile. Müj i Tisinin taha danın patiska perdeleri Müjgün çoktan bir dine, çok cüretkâr meşbal sevgi- lü ile geçirdiler, Se- bahleyin, miskin bir kış güneşi, o- i arasından korka korka içeriye süzülüp te oda- yı aydınlatır gibi olduğu ozaman, ayağa o kalkmış bahsi kesmek, tatlıya beğls-| Genç kadın, yatakta, Memi — ara —— Havdi, yat artık.. yorgunsun! | vermişti: Erkenden sokağa fırlıya- Romatizmalı, dizlerine yumrukla | cak, doğruca sabık kocasının evine eşyamı almak baharesile, ni görmeğe, onunla ve? Karşısına nasl çıkarsın? fakat rahatsız etmemek o ksygusile yerinden kımıldamamıştı. Nazarlrt Müjgânınkilerle karşılaşır o karşıla- maz — A! dedi; kalktın mı? Ne ka- dar az uyudun, ayol? Yol yorgun- luğunu çıkarabildin mi, bari? — Fazla yorgun değilmişim zâ- hir, Çarcabuk uykuya doyuverdim. — Suna kahve yapayım mı? Yoksa süt mü içersin? — Sağ ol! Ne onu isterim, ne ©- nu. İşim var, hemencecik sokağa çıkacağım. N işin var erken erken s0- ip, pılmmı perti- mı alacağım. Saim efendi çıkmadan gideyim ki, sonra kapının önünde kalmayım. nin gitmen de doğru olmaz gibime gelir. — Doğru, yanlış.. ben niyet et tim, gideceğim. — Sen bilirsin! Müjgân, sedirin üzerinde duran bohçanın içinden feracesini, yasma- mi çıkardı, acele giyindi, vakit o kadar erkendi ki, sokaklardı erkek yolcu bile görünmüyerdu. Çıkb. Bu saatte, evinden koğuk maş gibi, tenha kaldırımların üze- rinde hızh hızlı giden bu ermsıkı ka- palı kadının peşi sıra hakakalan er- kenci esnafın hayret dolu nazarla- nna aldırmadan Aksaray istikame- tinde bir hayli yürüdü. Yokuş sar- dığı esnada hafif bir tıkanı girdi, Valide sebiline sokularak, zili taslardan bir tanesini aldı, için- Hafize kadın saşırmıstı, Müjgö- tini yolsuz buluyordu. gir imabremin sayılır. Nasıl gidersin €- deki suyu kana ka Tekrar yola düzüldü. Bsyand meydanmda etrafına bakındı. Pir araba bulsa binecekti. Lâkin araba- lar henüz ahirlerindan çıkmamış Sokakta kendinden başka kadın bulunmadığından. içine bir üzkeklili İ geliyordu. Sanki bir & i yüzüne vurulacakmı korkak mezarlar gezdiriyordu. Bursya kadar adeti koşa kom gelmiş, çok yorulmuştu. Bundan 58 teye nasl gidebilec i günü yordu. Beyazıd meydanınm iki ele nibindeki sıra kahvelerde keyfi çatan erkeklere gipin etti, O da onlar yanında oturabilse, koküğ su mis gibi inösar eden köpüklü kshvelerden bir filcan da o içebilse ne kadar bahtiyarlık duyacaktıf Öyle, meydanm ortalık yerindeği duha fazla duraklayıp ta ölemimii -İnazan dikkatini çekmekte na yoktu. Parmakkamıya doi rüdü, Divanyoluna daldı. rının sızsından gözlerine yaş gelis yordu. Kenardan kenardan, sendi İeve sendeleve ilerledi. Cenberlitagi bizasına geldi, hamamı, türbeyi geç ti, Oradan karşı tarafa seğirtti,

Bu sayıdan diğer sayfalar: