11 Kasım 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

11 Kasım 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEME AR Şaval, Şâkül, ekül bu hali hakikaten acıklıdır. Fakat, ben bunları bir tarafa bırakıyorum İ ve bir müddettenberi peşime düştü” üm arkanm bırıkmamaya o karar verdiğim bir davayı ileri Üzere, gene dil bahsine dönüyorum. * İ İk mekteblerde tabiat bilgisine akl bir kitab okunuyor. Bu kitabın sayfalarını karşonrken, | bermutad bir dil garibeleri gördüm. Pek çokları arasında bir tanesini zikre - deyim: Çekül, Çocuğu ilk mektebde bu Çekil kelimesini öğrenirken mekteb #niiy babam ona Şâkti demektedir | mekteb görmemiş babaya, türkçe- nin hal sahibi olan kütleye, küy- İlye ve işçiye gelince, o buna Şavel der; hattâ, Şavullamak diye türkçe- de güzel bir de Fil vardır. Çek iyi batırlarım ki, halk ve höy şivesini inkâr etmemek ve unutmamek gibi büyük bir milli fazilet gösteren A- zeri münevveri de Şakulü eski Arab Barflerile yazdığı zaman dahi Sâktl olnrak değil, Şavul diye telâffuz e- der. Anadoluda, Kafkasın cenubun- dn ve Kafkasın şimalinde otuz mil- yonluk kesif bir Türk kütlesinin Şa- vul diye tanıdığı bir kelimeyi, güya # türkçe bir kelime ile tebdil etmek üzere, Çekil şekline sokmuya kimin * hakkı olabilir? Türk milletinin het hangi bir mefhuma tarih içinde bin bir emekle taktığı bu Şaval ismini, niçin ve hangi hak ve salâhiyetle Çekül diye melez Rumen dilinin ke- İlmelerine benziyen bir şekle soka- biliriz > Türk münevverile Türk küt- İesini tam manasile birbirlerine kay- pâştırıp münevver bir millet kütle si vücüde getirmenin yelu bu mu - dur? * İşte bir misal ki, üzerinde derin İ derin düşünmeğe ihtiyaç vardır. E- ğer, vadam sen del.n deyip geçmi- İ yecek tiynette iseniz, bu misal sizin üzü ıtırabla yakmıya o bile ir: Türk milleti bir büyük te- vibe sahib bir büyük kütledir. Biz münevverler, eğer kendimizi Türk * hissediyorsak mutlaka dilimizi bu - İ günün dilme uyduracağız. Dili halk © Nacbrichten # muhabirine göre, Romada mühte - yapar, münevver ona kaide kor. Dil münevverin meh değildir. Kütlenin «n mukaddes ve en müşterek malı- X dir. Bir Türk mutlaka böyle düşün melidir. Bunun aksi, ancak «Os- manhkk» olar. 908 Genç Türk inkılâbı vöcude İ geldiği zaman, osmanlıcavı türkçe- İeştirmek ve yukarının dilini aşağı getirmişti. Fakat, bu harekette mü- temadiyen ileri gidip marifet gös - termeğe çalışan bir nesil, işde o ka-| © dar ifrata dürü ki bugünkü halk için anlalması osmanlıcadan ie dil halini alvor. Eski osmünlıca ile hiç olmazsa baba İ oğul anlaşabilirlerdi; begün ona bi- # le imkân kalmıyor! Muhittin Bi-g en Romada hava taarruzlarına kârşı tedbirler alınıyor Zürh 10 (AA) — Besler gazetesinin Berlin nel hava taarruzlarına karşı mühim İİ datiynt tedbirleri alınmıştır. ) Emir Abdullahın Mısırdaki ziyaretleri © Kahire 10 (A.A) — Ürdün & lp “Abdullah Mısırdaki ikametinin ik içimie ölürler. Buna mukakil in - sanlarm bir kısmı da hareketi, zorluk Rahat, sakin, sesiz hayali seven insan ecmiyet işin, batti kendi mu. "Biti işin biş bir kiymeki olmiyan in - Faili meçhul bir yaralama hâdisesi Yasalı: «Beni gazinocu vur- dul» cümlesinden başka bi öy di esrarengiz bir ya- Bugün 1918 mütareke- İsinin 22 nci yıldönümü Büyük Harbe nihayet veren mü- terekenin 22 nei yıldönümü müna- sebetile bugün öğleden evvel Fe -| Hiköyündeki Fransız mezarlığında bir dini merasim yapılacaktır. Şeb- çamaşırhanenin açış töremi yarın Vali ve Belediye Relsi tarafından ya- pılacaktır. Bu merasimde ğebir Meo- Msi azaları da hazır bulunacaklar » dar, Bir amele elini makineye kaptırdı Bakırköy bes fubrikasnda çahşan Veli isminde bir amele etini makineye kaptırmış ve ağır suretle yarılarmış. tar. Yazah, hastaneye kaldırılmıştır. Konvansiyonel 6 saat geç geldi Dün anbahki Konvansiyonel treni 6 #atten farla bir tanhhurla ancak sn. at 18 e doğru Sirkeetye gelebilmişlir. | Konvansiyonu kmesine hudud -| İN ydermak hareketini de beraber | peş Yarda kontrol maksadie izenin fazla bekletimesi sebeb olmuştur. SON PUSTA Atatürkün ölmez her tarafında A Hayat adamı olanlar ve olmiyanlar & hatırası yurdun taziz edildi Dün Halkevlerinde, Harb Akademisinde, Üniversitede okullarda GBaştarafı 1 inek sayfada) Atatürkün manevi hazurunda mu - kaddes vayifemini yapmak için top - lanmış bulunuyoruz. Yurdun dört kö. gesine dağılmış olan, Türk miliyetsi. ik imamının bütün ulvi kültür ma. bodlerini gu dakikada ayni ibadetin) vecdi saymıştır. Türk milleti, büyük! Kurtarıcısının ruhunu ve hatırasını! İtasiz için bu ocsklazda yapılan üiyine bütün vazlığı, benliği ve kalbile işti- rak ediyor. Hatib, bundan sonra Alatörke kar. & yalnız Türk miletanin deği, bütün cihanın hayran olduğunu ve Onun ö- Mim.ü karşısında Wessürümüze iştirnk| sitiklerini belirmiş, Onun yüksek ve 440) şahsiyetini, yabancı devisi reiio- rinin Ona karşı olan hayranlıklarını tebarüz ettirmiştir. Halkemi pesinden #onra, Şehir Mes. Hai azasından Mekha Avn! Sözen! MM) Şet İsmet İhönünün millete be.| ini okumuş, Atatürkün cs. İnase törenine ald bir film yösterile. rek, Mtlfale nihayet verilmiştir. Halk.| evi binesndeki toplantıyı müteakıb| hazır bulunanlar başta Vali ve Bele-| diye Raisi LAt5 Kırdar olduğu halde külle halinde Sarayburnu parkına gi. derek Atatörkün heykeline bir çelenk koyasuşlardır. Beşiktaş Halkevinde Beşiklaş Halkevinde yapılan top - lantıda kaza erkânı, memurları, Par. ti ve Halkevleri meneubları hazır bu. »unmuş, 5 dakika ayakta ihtiram gü. kütunu müteakıh Beşiktaş Parti re- isi Zühtü Çubukçooğlu Atatürkün ha. yatı ve eserler; hakkında veciz bir hitabede bulunmuştur. Bundan sonra Mili Şefin beyannamesi okunmuş - tur, ISTER iNAN IS Gazeteler oİngillereden mühim miktarda ithalât eşyası geldiğini yazdılar, ve: — «Gelen malın içinde maruf ta. birlle iğneden sürmeye varıncya kadar ber Gins eşyanın bulunduğu. Dus söylediler. Hakikaten bu haberin çıktığı gü - İnan ferdamnda İstanbulun birçok $ mağazalarının öamekünlerında muhtelif eşya Üzerine; i İSTERİNAN IS ise. «Son Postan nın edebi tefrikası: 100 YESİL TULUMBA Yezen: Erce — Peki.. teşekkür ederim. — Haydi, şimdi hoşça kal! Bir daha da ince eleyip, sık dokuma - Jan herhangi bir şeye çabucak ka- rar verme! , Ertesi sabah, birlikte yola çıktı - İmamın mMeşrutasma gittiler. E- İhayır Efendi hasta yatıyordu. Fakat artık kendi kendini mukad- derata terk ve tevdi eylemiş, tam bir tevekkül dalmıştı, Onun için, kansı telişla gelip de: «Arab Ab - dullah Bey seni görmek istiyor. Ya- nında da başka biri var.» dediği yaran fazla bir korku veya heye - can duymadı. — Buyursunlar., dedi. ai imleci nd Ekrem iaw şek, bitab bir halde yatan adam - cağıza, bilâkis iltifat bile etti, — Na, © be imam) dedi Hasta imısn? Bir şey ini dokundu? Geç - miş olsun! i © Mütealben de, Sami işmret e -|'U derek, sordu: | —Taparan, değil mi? Bizim Şe- hime Hanımın damadı. İ * Ebülhayır Efendi, gözleri © yan İ kapalı, baş salladı. Arab Abdullah tekrar söze başlıyarak: — Belki vakitsiz. hastasın, am- ma, dedi. mahud mesele için gel dik, Şu, dün bana itiraf ettiklerini bir daha söyle, bu adam da işitmin. Malüm ya, o yüzden kansım boşa- dı. Yazıktır, gönahtır.. senin şimdi rliyeceği hazin ihtifaller yapıldı Diğer Halkevlerinde Şehrimizdeki diğer bütün Hal - kevlerinde de ayni şekilde £ ihtifal toplantıları yapılmış, Ebedi Şefin a ziz hatırası uyaktn taziz olunduk - tan sonra, hayatı ve eserleri hak - a hitabelerde Yale Müteakiben Milli Şef İsmet İnö nünün millete beyannamesi okun - muş ve Beyoğlu Halkevindeki ihti- fale iştirak edenler ihtilali mütea - Je» Tamsim Cümhuriyet meydanı - na gilerek âbideye çelenk koymuş” lardır. Diğer Halkevlerinde de  - tatürkün büstüne çelenkler konul - muştur. Üniversitedeki merasim Bütün Üniversiteliler sabahleyin Üniversite Merkez binası hölünde - ki Atatürk büstü etrafında toplan-| mışlardır. Saat 9.05 de ihtifale beş; dakikalık bir ihtiram sükütü ile baş-| lanmış, bunu mütsakib Edebiyat Fa kültesi Dekanı Hâmid Ongunsu A- tatürkün hayatı ve eserleri hakkın - da bir hitabede bulunmuş ve vata- ni nasl selâmet yoluna çıkardığını veciz bir surette tebarüz ettirmiştir. Bundan sonra Edebiyat Fakülte - sinden bir genç de Atatürkün genç- liğe bitabesini okumuştur. Müteakiben (o Tıb Fakültesinden Halük Ur çok heyecanlı bir hitabe- de bulunmuş ve ezcümle şunlar söylemiştir: — «Altın saçlı bir güneşin ma - vi ışıkları söndü. İki yıl oldu. Gece- sile, gündürile iki yıl oldu. Kasırga- larla cenkleşen o mülletinin asil ve kahraman evlâdı Büyük Kurtarıcı; rahat ve müsterih uyu. Yurdunun unrlarında gene Mehmedeik nöbet bekliyor. Gene göklerinde Türkün bayrağı dalgalanıyor.» Tıb Fakültesinden TER iNANMA! «Yeni gelmiştir, ibaresini taşı — yan etiketlerin yapıştırılmış oldu. : ğunu gördük. i Bizim bildiğimiz İngütereden, İtal. ; yadan ve Almanyadan gerçek ban İ i#halât eşyası gelmişir. Pakat gelen eşya henüz gümrükte durmaktadır, o bide dükkân camekimlarındı görülen eliketlerin hakikat ifade? ettiklerine: TER iNANMA! da ağır bir ithamdan O kurtulacak, Şimdi, anlat bakalım, Mahud mek- tubu kim yazdı? Ebülhayır efendi cevab verdi: — Ben yazdım! Birdenbire kan başına çıkan Sa- im imamın Üzerine atılacakmış gi- bi ileriye doğru (bir harekette bu- lundu ve ayni zamanda bağırdı: — Mel'un herif! (ONasil yaptın bunu? Ebülhayır efendi istimdad eden nazarlanını Arab Abdullaha çevir - di. Azab da Saimin kolundan tut-| “— Dur; oğul! Bu adam zannet! tiğin kadar kabahatli değil, Mektir-! bu yazan bu amma, düzeni tertib ve tecssürü son mertebeyi bulmuş- tu, — Kimdir? Allah için söyleyin! Geberteyim şu herifleri! Yatağının içinde imam (komik İİ muş ve kilisenin korosu ve halk hep İ parız. Şimdi, bir hal almıştı Muttani Arab Ab- yakıyo Saim bunun Şehremininde bir sarhoşun marifeti Polisin takibinden kurtulmak! ve si bütün kurşunlarını Boşalttı Evvelki gece Şehreminini altüst e. den bir hâdise olmuştur. Muslafa is - mönde bir adam evvelki gece sarhoş bir halde sağa sola silâh atmağı başlamış, buna mâni olmaz istiyen zabıta memuruna ds aleş etmiştir. Memur sarhoşu takibe koyulmuş, Mustafa ise geriye ateş ede ede Fati- he kadar koşmuştur. Nihayet bir bos tana sığınan mütecaviz, son kurşu- nunu da burada harcadıkları sonra, tekrar ortaya çıkarak makmura bıçak. iabücum etmiştir. Fakat nelicede yakayı ele vermiş va hakkında takibata başlanmışlır. a Hâmid Yılmaz heyecanlı bir nutuk söylemiş, Fen Fakültesinden Mü - yeseor Olcay Milk Şef İnönünün imillete beyannamesini okumuştur. Üniversite merkez binasındaki ih tfaklen sonra gençler önlerinde profesörleri olduğu halde o Saray - burnu parkma giderek — Atatürkün beykeline çelenk koymuşlardır. Harb Akademisinde Harb Akademisinde de hezin bir ihtfal yapılmıştır. İhtifale 9,05 del başlanmış, ihtiram sükütunu müte- akihb mekteb komutanı Korgeneral Ali Fuad Erdem Atatürkün haya - tı, yaptığı inkılâblar ve büyük eser- leri hakkında bir nutuk söylemi; Bundan sonra Milli Şef İsmet İnö - nünün beyannamesi okunmuştur. Diğer okullarda Yedek Sübay Okulu, yüksek ik - tisad ve ticaret okulunda ve şehri - mizdeki diğer bütün resmi, höswsi ve ekalliyet okullarında ü şekil de ihtifal toplantılan nlrnaştar. Söz alan hatibler Ebedi Şefin ha - yatım, hizmetlerini, Türk tarihinde- ki mırvaffakiyetini anlatmış, Büyük Ölünün ruhu taziz o olunmuş Millt Şefin beyannamesi okunmuştur. Türk ortodoks kilisesinde Atatürkün ölüm yıldönümü mü - nasebetle, oTürk Ortodokslar da dün müstakil merkez Panayia kili - sesinde bir toplantı ve âyini ruhani yapmışlardır. Toplantıyı Türk Or - todoksları ruhani veisi Papa Eftim açmış, hazırınu beş dakikalık iht- ram »fikütma davet etmiştir. Kik - sede bulunanlar Aistürkün manevi huzurunda süküt ederken kilisenin bütün çanları ihtirama (iştirak et - miştir, Sükütu müteakib Papa Ef - Gm müessir bir sesle Atatürkün is- tirahati ruhu için beliğ bir dus oku- bir ağızdan «Anılması ebedi ol - senin temenni oterennümlünü tek - r ve bu suretle ihtifale son — Kim yaptı? Benim irzıma, na musurna, evime, barkıma el uzat - mak cür'etinde bulunan hangi na - mussuzdur?. Arab Abdullah: — Dur! dedi, onu da sırası ge- ir, öğrenirsin. Sen şimdi hakikati anladın ya, oğul? Üsttarafını gene bana bırak, Fakat Saim bir türlü lâkırdı an- lemıyor, bağırmakta, © tepinmekte devam ediyordu, — Hayır! Öğreneceğim! Can « larma okuyacağım o mel'unların!| Ciğerlerini deşeceğim! — Sonra yaparsın. Beraber ya- artık, gel gidelim. Burada işimiz kalmadı. Ve biçare imamı uğradığı hele « canın avakibine terkederek, geldik- leri gibi gitmişlerdi. İşte ertesi gün, Saim (birdenbire hastalanarak, yatağa düşmi | ba, Arab Abdullahın, hem imam, | hem de bakkal hakkında tasavvur| eylediği intikam plânmm - tatbikini sebeb olmuştu. İ | Sözün kısası Zırtullahi Kirmani Nm E Ekrem Tal, 1, orantada, isi e me mizde oturuyordu. Bi “yel girerken, gözü görümüze MAL pimizi kepeden tırnağa kdar sorduk: — Kim bu, Allahını seyerssii gi Hepimizin, onun Mimlamıştı. Birbirinin lümatı şu hulâsada toplandı: dik; oturdu. Nazarı dürkati gö mek için ikinci bir müsaade w” cebinden bir paket yabanci Gaza çakar; Dr anesini YOĞ — Avrupada - (Evropa) p diyordu - buna alıştım, , çemiyorum.. dedi. # Kandbinden, hiçmi DE mamıştık. Verdiği izahat tab yi me gitti. O, dumanı hepimisi sürük müsabakasına tutuştu # (4 rasından bir iki peleş geköi nzarad$ rın müdavim bulundukları Parlsin, Berhinin, Londranıf, hin, hattâ Balkan payitahi bapağı yerlerinden de aşağı 5 Türk kadınları umumiyetle Sİ Diçimsizmiş.. Spor yapmıyorlM. mesini bilmiyorlarmış.. Arkadaşlardan biri rakı buna da işti: — Nası) içebil yarram? Ky damlasına tahammül dedi. Derken, alaturka yermek R kide başladı. İyi viski bı şikâyet etti, Haspa, koyun kusunü tahammül ederi! nuri için rojime yatmış Haşlai* 28 yiyormuş. Basi onu bulmuş, yıldırım WE günkü İstanbul gazetelerini Wi. Her birimiz, kapıda görür vezziden birer gazete aldırdı © son, bu azla da sordu; — Sizde emreder misiniz? O, dudaklarını buruşturdü VE — Hayır) dedi. Ben de okuyacak birşey bul Tahammüilümüz gittikçe dn. O, bunu galiba seymi$ vaktin geç olduğunu bahan9 kalktı, deloldu, gisti. Hepimizin birden, aynı sual” larımızdan bir Gabe fırlamıji” — Küm bu herif? Bilişiğimizdeki masada osüfi” Aşina bizi meraktan kuriardis 2 — Tanımıyor musunusi da imamdıl Terli * vi İmam mı? Evet, Bürsin ki her müfrit ve olur, Mi #eldir: Gârurdan dönme, görme.. derler. Bu herif d€ dendir. Biz ona aramızda SÖ Zırtullahi Kirman! deriz. ridiz.. E Ekrem CE Yeni İran ve Fransız elçileri Ankarada 4 Ankara 10 (A.A) — Yeni İİ kelçisi Anuşirivan Bepahobod cesi bugün Ankaraya, gezDiii Ankara 10 (AA) — Yepi pi büyük elçisi b. Jules Henri Pİ Ankaraya gelmiştir. “ İngilterede silâh alis? çağırılan yeni Si nl a 2 m bir grupun daha kayö TAKVİM A Rami se» Gariertapeta DELİ MEEELS EE Lİ ÇE ZE 2 SELE EŞ e SİL EŞ EA İİ ma İS LİK İŞİL SE LE /

Bu sayıdan diğer sayfalar: