January 6, 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

January 6, 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TERSİ e ve SARA EUR ATAM SARI Şehir işletmeleri Yazın: Muhistin Birgen (Baştarafı 1 inci sayfada) tam ve uzun zaman müdafaa ettim. Büyük şehir belediyelerinin başlıca İradları aranda bu nevi işletme - İerden gelen kazanç büyük bir rol oynar. Bu şehrin bu nevi işletmele- sinden doğan kazancın da belediye elinde kalması ve bu suretle, bele - diyemizin, bir müddet - sonra, bir mal ve mülk sahibi olması ve ihti - yaçlarını sade halktan alacağı para ile karşılamak usulünden başka yol- *» lar da mevcud olduğunu öğrenme) > si çok hayırlı bir şeydir. Ancak, biz) EEE PO y V / , U mr a 7 7 7 WWE zel idare edilmesi şarttır. Halbuki, elektrik, tramvay, te - lefon işleri evvelâ devlete veya şeh- te geçtiği gündenberi bu işletmeler de bir takım kusurlar göze çarpı - yor. Su ve elektrik / işlerinin nasıl iğini bilmiyorum; fakat, telefon y işletmelerindeki ku - surlar, bilhassa (son günlerde çok bariz surette göze çarpıyor. Meselâ, günün bazı saatlerinde, telefon hat- hirden bahsederken şöyle diyor: — Bu şehir 500 sene evvel de vardi mevcud olacaktır ve gene bu hâlde mına) nid olarak naklettiği bir ser! o Altıncı ordu derhal takviye edi- güzeşti hikâye etmek isterim: lerek tanrrız edecek yerde, bilâkis Saat sekiz buçukta Kadıköyde! Almanlar sollarını etinniyete almak gelerek Beyoğluna çıkacak olan bu| ve bu suretle hareket sahalarını ge- zat, tünele geldiği zaman, oramnı mişletmek için oAisne'de, Chateau kapalı bulmuştur. Niçin? O anate Parcien ve Rethel mıntakalarında yolcu pek az oluyormuş da, tüne -| taarruza geçtiler ve bu suretle Air İin işletme saatlerinden tasarruf 6-| ne nehrinin şimalindeki Fransız ke- dilmek üzere o münakalenin yarım şif müfrezelerini nehrin O canuhuna saat evvel tatil edilmesi | münasb| attılar; fakat nehri geçmediler. | görülmüş. Halbuki, bu iptidai «va-| © Almanlar kezalik ikinci orduya ragel» #leti, kömürün bir tonu, bir) da İnor il mania ta- ton altına mal olduğu Chan Har - e 2 Asyanın kuytu bir köşesini dolaşan Amerikalı bir guseleci eski bir şe. | ve gene böyleydi, 500 sene sonra bulunacaktır. Ahal sabırlıdır, ka, Baaikirdır, bulduğu de iktifa eder, fazlasını aramaz, bu derece büylik hatalar yapan ge- | Gamelin'in bölü başkuman - ikta tutulmasından dolayı duy- duğu bayreti izhardan kendini ala- AŞ, Elhasıl Gamelin, ne Joffre ve ne de Foches ayarında bir general de- #ildi. Fransanın en büyük bir ta - lihsizliği de bu idi. Gamelin zaten geçen harbde ehemmiyetli bir ku- manda veya bir mes'uliyet deruhde etmiş de değildi. Daha ziyade bü- SON POSTA Sabır tabiatin Xımdan kanaat ta hemen onu takib ikisi de full hayat sahasında ifrat dereceye götürüldüğü zaman derhal #abrediniz, kanaatkâr olunuz, fakat daha iyiyi aramak şartie.. meskenet şeklini alır, dizbağı olar. daima müşkülpesend kalmak, daima veenameno sarsa Dilimizde sıfat edildikten bir sfat makamında hizmet ederek ikisi birden herhangi bir şeye nd ol- duğundan bunlar hakikatte bir mü- rekkeb isim oluyorlar demektir, Yapılacak sarf kitabında bu bah- sin böyle kesilemiyeceğine kahr ediyorum. Bundan sonra arabca,| farsca izafet yapılmıyacağında şüp- he , fakat eski osmanlıcada bunlardan yığın yığın varken ve bugünün dilimde bunların döküntü- | leri hâlâ sürüklenip giderken bunlara kaca temas etmemek mümkün de- insana verdiği eniyi hasletlerin başında gelir, bu ba. pa sıfat her vakit tabavvül gös- Sözün kısası Nasrettin Hocaya Dair poli ea u Nasrettin Hoca ne mü barek adamınış! Basit gö rünen fıkralarında bazan öyle in hikmetler seziliyor ki insan, onla muhakemesine sindire sindire saa lerce zevkleniyor. «Halk feylezofu Nasrettin Ho câv mevzuu üzerine bir konlerar hazırlıyorum. Ne vakit. ve nered yeteceğim henüz malüm değil. Yi vaş yavaş ve en sahih vesikalarda fistiane ederek çalışıyorum. Mevz | cazib ve oldukça geniş ve zengi Üzerinde çalışırken, bayağı “key duymaktayım, loca, gerçekten o zarif adam ip. Zarif tabirini burada, frenk i de eyle rin epirituel kelimesil. dikleri mânada kullanıyorum. i DE in Hocanın fevka İâde zarif olduğunda © şüphe yol Meselâ şu fıkraya bakın! Hocanın (o emektar bir merkel varmış. Yıllarca suyunu, odunun ve hattâ kendisini taşımış, türlü ez yete katlanmış, efendi cefasıt çekmiş. nihayet ihtiyarlamış, çök müş, İşe yaramaz hale gelmiş. 7 Hocn bu sadik fakat O amelde salt hizmetkâr başından defet mek için önce pazara götürmü satılığa çıkarmış... Alıcı bulamamış Bunun üzerine, kendi kendine ece Bini beklesin de ne hali varsa gör sün diye kıra salıvermiş. O sirada, Timürleng uva çikmi imiş Dağda, kendi başına dolaş eşeğe rastlamış. Zalim hükümderi 4 eikkleaş zi dı | buncağıza acıyacağı tutmuş O sa at emir vermiş: — Tez! Bu eşeğin sahibini bu han! Akşehir ufacık yer. Biraz sonr Timürun huzuruna çıkarmışlar, Tİ mür, pürhiddet sormuş: — Bu eşek senin mi? eder. Fakat bu iyi hasletlerin ber hahsi e ek yy Bam ir — mama a amman nn tu kullanabilmek için beş dakika A k ik kl beklemek icab. ettiği ülüyor. 5 -*| Askeri Tetkikler ir saatte telefon denilen âletin, pe. ö t i hendisini kullanmak İstey: k Altıncı Fran - tirmek O istemiş; bu derece naz etiğini ve ba kalır vd »» Bransanedem bist Desire tenbellik yaptığımı görmedim. Hal | takasından, ta - Aeeniye azı 3 buki bizim öeleonlar devlet imi - Se ii bukadar merke ettiği tenberi böyle yap - i y mağa başladı ve son | zamanlarda j(AMUZ yerine abuk olamamış. BUA'- 8k meb Re NE bana göre 2eri, bilâhare ç a Sea Y * Halid Ziya Uşakl bir izahı vardır anma, asl teknik | 4 üncü zırhlı tö- Eni tekrar de - azan : Ma ya Uşaklıgil izahını telefon Saras dala iyi bö) adını alan mağlüb oldu A e 5 ler me yapmak İâzrman onu, Gaulle'ün ettiği za- A yapalı ve kusuru izale etmelidir. | Zrhlı müfrezesi- —i— man da Alman-| O Kılavuzda izafetten bahsedilir - » nin o Lacul'den geen YAZANI wemamnz. İar taarruza bat-İken bunun tayinli ve tayinsiz, yani İkinci ve daha kötü bir misali de | Serre nehrine ka Emekli, Göner lamışlar. muzafünileyhe'lâhika gelen ve gel- tramvaylarda görüyoruz. Tramvay-;dar yaptığı bir : e Güyn Bay Vins| miyen mevilerine işaret edildi Ni bin Külü sabahiss akışla | saran vaki bi | #3 ra Z ton Çörçil” de,|sonra söze nihayet verilmiştir. Misal kadar ve Bam, hatlar da menryen| mapa de bu gbi Li A önem | olarak da ikinci meyi afete sebze sani r bir izdiham içinde -| münlerid teşeb « «Sem Postamın Askeri maharriri O zunun teklik: esi v.a. gibi pek Ziyade kulla - dir. Bana yakın birinin evvelki ak. | bülerden hiç bir. İrmımımmarnmmnmmnmmml — olmağa başla sİ page yyl Dek diyede le şama (yani Cumartesi günü akşa -| kati netice çıkmıyacağı aşikârdi. |dığinda — Parise geldiği zaman,|da terkiblerde birinci isim İkinciine termiyen bir kelimedir. Fransızcada mevsufün cinsine göre sıfat tebed - dül eder ve bu tebeddü! sıfatın 80 - mundaki a'yaza göre türlü istimalar- la birçok ka'idelere güre muhtelif sekillerde olur. Hele franmzea bir elmas esirlere ie kulinnk ğı zaman (pantici- pe paas&) tetabuk ka'ideleri sude) — Ne diye kıra koyuverdin? yabancılar değil Fransızları bile şa-| — Artk ihtiyarlamış işe yara şırtacak zorluklar gösterir. Türkçe « | MAZ olmuştu da, ondan! de sıfat bu külfetlerden büsbütün â- | (Vay! Sen misin bu cevabı ve zadedir. ren?! Timür büsbütün. köpürmüş Türkçe sıfatın bir büyük meziyeti “6? | | i de daima ismin Sami? bale «| — Şimdi, Ün Bae im i sıdır: Güzel çiçek, iyi çocuk, zeki| Vinc götüreceksin. Alıra amal genç deriz; fransızcada sıfat ölçü - falan yok: Kendi odana alacaksın “üne, yani uzunluğuna, kısalığma, | Besliyecek, timar edecek, kardeşir mânasına, sonunun şekline göre ya | imiş gibi bakacaksın. Hiç bir zah. isimden evvel veyahud sonra gelir; mete sokmuyacak, “en afak biri bazan evvel gelirse ıksin. Yoksa se; i dahi gördürmiyece! binde bile dokuza kader işlerdi. Yuru saatte dört sefer daha yap - makla ne çıkar? Tünelden geri dönen zat, Kara - köyden tramvaya binmek ister, Fa-. kat, sekiz buçukla dekuzu yirmi beş geçe arasında bu hattan Bey - oğluna doğru ancak sekiz araba ge- çer ve bunların da hepsi Oo kadar doludur ki, buna binmenin çaresi « ni bulamaz. Halk da oruda kendi - sile birlikte bekler. Bu zat, bir a - #alık, taksi ile çıkmak ister, Bütün taksiler dolu olarak geçip gittikle - rinden buna da imkân (bulamaz. Bir müddet bekledikten sonra Yüksekkaldınmdan yokuşu çıkmak tan başka çare kalmadığını anlarsa da hem yokuşu çıkmaktan kurtul - mak, hem de tramvayın o şu halini tetkik etmek istiyerek o merak ile bir. mahmisi idi. sabri birbirine karıştırır ve bekler. Tam elli dakika bekleyip sekiz ara- ba geçtiğini görünce sabrı tükenir ve bu kadar tetkiki kâfi görerek meşhür Yüksekkaldırımı tırmanma- ya mecbur olur. Bu zatın gördüğü | | : araz ederek bu kalenin Ferte tab- sınt zaptettiler. Almanlar bu ta-! arruzlarına 27 Mayisn kadar hemen hergün devam ederek ikinci Fran - wz ordumunun cephesini biraz daha geriye ittiler, Fakat onların makan- dı ikinci orduyu sadece yerinde us- ha tutmaktı. Bunun da en iyi vasrta- sı şüphesiz taarruzdu. o Bu suretle Almanlar bu ordudan &ola, yani yarba kuvvet kaydırmayı da me - netmislerdi. Biz bu muharebeler ol- duğu mra hergün vaziyeti yazarken bu keyfiyete de dikkati çekmistik. Gamelin yerine Weygand başkumandan General Gameline edilemiyordu. Zaten umumun muhabbet ve ifimadını ka ranamamış olan bu zat Daladye'nin Her ikisi de fazla masraf ve fazla zayiatı mücib olacak olan taarruz yerine güya daha ucuz ve daha az telefatlı mü- dalan taraftarı idiler. Fakat bu fik | rin tehlikesi daha harb başlamadan himedildiği gibi Lehistan ve bilhas- roda yetişmiş bir general idi Buna rağmen Fransa muharebesinin fe -| ğildir zannındayım. o Mekteblerde na bir şekil alması üzerine onun he! osmanlıcanın muhtelif (o devirlerine; men tebdili lâzım ve muhik değil -jaki edebiyat dersleri takib ettiril | di. Çünkü barekâttan mes'ul olan mektedir; talebe gerek o derslerde © değil bilâkis şark cephesi kuman- | tesadüf olunacak Arab ve Fars iza- danı general Georges idi. i fetlerine, ml la gözüne Gamelin'in men'uliyeti Fransayı| ve kulağına ilisen bu neviden ter - harbe lâyıkile hazırlayamaması idi. | kiblere, ne kadar küçük bir mikyas. Bunu Fransada hemen herkes çok -| 48 olurex olsun, bir vukuf sahibi ol- tan hissetmişti. Fakat içindeki şüp -| malhdirlar; ve beyn-ekmilel, harb- heyi dışarı vurmağa o ve mücadele; eHlüzüm, led-el-haca gibi ta'birlera vaziyeti almağa ancak pek az kimse; tesadüf ederken, yahud Veliyyüd cesaret edebiliyordu. Bundan baş -| din. Necmüddin isimlerini yazarken ka Majino müstahkem hattı efkâ —| irkilmemelidir. Humsile bu gerç, rt umumiyeyi âdeta hypnotiser et -| yüksek tahsile girince o edebiyatta, mişti. Herkon, gayri kabili taarraz| fclsefeda, hukukta, hele ubda bu je olan bu hatta bir felâket kurtarıcı| terkiblerden yüzlercesini bulacaktır. İ keramet ve bir fevkalâdelik gör -) , Sıfat bahsinde bu mesele: daha mek istiyordu. Değil Yalar Fran -| ziyade ehemmiyet ahır. Arabcanın, sızlar hattâ bir çok yabancı muhar-| farscanın boyunduruğundan kurtuk rirler ve zabitler bile bu hattı gör-| makta ittifak var, fakat bu emeli meğe can atıyor ve gördüklerini bal| ifrat ile tatbika kalkımnık genç landıra ballandıra yazıyorlardı. nesli bilinmesi pek zaruri olan ma- Gerçi, bunlarda hata yoktu. Ma- "ilme hattı, İsviçreden Belçikaya ka- dar, Alman - Fransız hudud bölge- lâmatın dışında tutmak © demektir. Yapılacak kaide kitablarında bun- lar için cü küçük mikyasta yer tahsis olunmasında büvük bir fa'ide var- EE dolu arabaların manzarası görüle -İsa Norveç harbleri esnasında müt. cek bir #eymiş; hiç şüphesiz, kon -| tefiklerin taarruz ve teşebbüs kud - düktörler. bu kalabalık içinde tah - silât ta yapamamışlardır. Şehrin iki büyük parçasını bir - birine bağlayan bir hat üzerinde ve Cumartesi akşamı elli dakika içinde| kumandanlığa karsı derin bir em - sekiz araba işletmek her aklın ala -| üiyetsizlik ve endise hissi hösl ol » cağı bir hesab değildir. Bununla be-| muştu. Hattâ rivayöte göre, Al - raber bu hesabi bizim tramvay ida-|manlar 1939 yılının Eylâlünde Leh resi makul bulmuş olacak ki böyle lilere ve 1940 Nisan ayında Norve- yapmıştır. çe tnarruz ederlerken müttefiklerin # bunlara yardinr etmelerine muvafa» Fakat, tramvay işletmesinin ku -| kat etmeyen ve bu hususta tezahür (Devamı $ inci sayfada) |eden umumi istekleri daima yatış - “*İteran hep Gamelin olmuş. mumun dikkatini o eelbetmisti. Bu sa Fransız efkârı umumüiyesinde baş TAKVİM ile Daladye'nin fazla müdalan ta - raftarı bulunmalarına evveldenberi muteriz olan Reyno güya basve- kil olduğu zarsan Gamelini değiş - IS-TE retinden mahrum bulundukları u -| ğa müstaid olan bir hat. Alman hal ayni zamanda İngiliz ve bilhas-| da asla sini Alman taarruzuna kapayan ve | bu vazifesini sonuta kadar yapma-| dır zu'mındayım. * İsr Majinoyu yarmamışlar yarmayı Kılavuzda sıfat bahsi pek müc - düşünmemişlerdi. Çünkü / mel, fakat bir rehber olmak itiba- böyle bir şey çok güç, çek telefatlı | rile pek müfid bir şekilde hülüs e- ve tehlikeliydi. dilmiştir. Türkçenin birçok mezi - Daha o vakitlerdeki yazılarımda | yetleri diğer lisanlara nisbetle da, bunu defaatle tebarüz ettir -| faziletleri arasında gerek tavsifi, ge- miş ve müttefikler — Zigfrid Almanİrek ta'yini sıfatların sadeliği zikro- müstahkem mevziine bir taarruzu |lunmalıdır. oArabcayi o bırakalım, düşünemiyecekleri gibi Almanlarm| hattâ garb İisanlarından almanca ve da Majino hattına asla taarruz et-İitalyanca kabilinden sıfatlara id miyeceklerini bildirmiştim. O za «| kaideleri pek karışık olanları da u- man demiştim ki, hangi taraf diğe -| nütalım, bizde en ziyade bilinen rinin müstahkem” hattına © teârruza | fransızcanm sfatlarile mukavess e-| itibarla Majino İsviçreden- Belçika-| bu hususta müstema bir meziyet gör ya kadar taksiben 400 ken. lik bir) termektedir. ; cepheyi nisbeten az bir insan-kuv -| « Türken kelimalarda cinsiyet 'ol - (Devamı $ inci sayfada) İ madığı için tabintile mfat ve mevsıf INAN, R S5 TER INANMA!T ! lirse başka bir ma'ha ifade | Bin kelleni uçururum. Emmektarları rg öm e er zi ey e aerimy ader. Bunun türkce lehine kaydedi- İecek'ne büyük bir meziyet olduğu| işarete muhtne değildir. Sıfat yalnız| bir takdirde, yani dir ve dır ile mev« sufa rücu ederek sonra gelir, ve bu tskdirde haber narımı alır: Tüy hafiftir, kurşun ağırdır, gibi... Sıfatın vazifesi ve mümeyyiz ma- hiyeti İsme refakat etinesinde oldu- kundan eğer bir fi'le refakat ederse sıfat namını terkederek bal naminı alır; İyi düşünmek, güzel söylemek İşte tavsifi sıfatlar-için tesbit e - dilecek noktalar bunlardan ibaret kalıyor, ve görülüyor ki türkçe, nley hine serdedilen isnada rağmen dün- yanın en kolay ve sade bir dilidir. Kılavuzda tavsili sıfatlar hakkın- da verilen malümuat bana #on dere- ce vazih göründü, bunlar yapılacak ka'ide kitabı için pek müfid rehber olacaktır kanaatindeyim. Kılavuzun buna dair imuhteviyatında tevakku- fa lüzum görmüyorum, * Ta'yini ofalara gelince, ki bun- lar da Kılavuzda gösterildiği gibi dört türlüdür: . İşaret, sorgu, sayı sıfatlarile müb- hem sfatlar. Tavsifi sıfatlarda o! duğu gibi ta'yini sıfsılarda da tör! çe büyük bir sadelik gösterir. Bun- lar ismin önüne gelir ve hiç bir za - man değişmez. Bu adam, bu adam- lar; şu ev, şu evler gibi... Mevsuf müfred olsun, cemi" olsun işaret s-| Pi. kitab denil, fan hep aynidir. Sorgu #mfatlarile mübhem sıfatlar da öyledir. Bun » ların diğer lisanlarda, ezcümle fran- sızcada ne yolda ka'idelere uydu - rülmak o mecburiyeti kolaylık meziyetleri lâyıkile anla - Sayı sıfatlarına gelince: Kılavuz kitabında bu bahis pek İ mal edilmi düşünülüme vr Bunları bilen ve zaten Gümelin| kalkışma o taraf mağlâb olur. Bu) dilime görülür ki tüikes hakikaten! türkçenin, bu zeminde de sadelik ve| Pap90lUamıuren MERE. zaman ie Aksak Timürün emrihe karşı ko nur mu? Zavallı Hora: Başüstünel yi bastırmış, ey ğini slmış, götürmüş eve. Bir ay, iki ay,. rahata konan eş şek cenabları geliştikçe gelişmiş. tavlanmış., Nihayet bir gün, odanın kilim » leri üzerinde yuvazlana (o yuvarlanı keyfe gelmiş ve uzun uzun anı müş, Bakçöde Karkangi bir işle maş * gul bulunan Hoca bu nârayı duya duymaz, eve doğru dönmüş, ve & cı acı içini çekerek: — Ziria, koca eşek, zırla! de » miş; Timürleng gibi arkan vari, Nasrettin Hoca nur içinde yat - sml, Filhakika, nice eşekler bili ki, serbestçe zırlayabilmelerinin yi gâne sebebi, kendilerine birer Ti mürlengin zahir olmasından ib: v Z. an Câle mücmel ve mütekâsif bir şekilde ic- ve asli, rütbi, tevzi'i, kesri, cem'i sayı mevi'leri Yuzuh ila atılmıştır. Buna ilâve bir mütalea yoktur. Yalniz asli sayıların bir hususiyeti oka; muhtaçtır: Birden ziyade isme lâhik olan sa- a isim cemi" alâmeti almaz. gibi beş kitab, yüz kitab denir; isim müfred ola “ rak kalır. Bunun yalnız bir müstes- nas vardır: muhatsben ma'») İsm olan muayyen bir. mevsuftan| ahhab çavuşlar, üç kayalar, yedi ha- ramiler gibi... Bu cemi" edatı râtbi sayılardan sonra kullanılır: « mlarda bi- rinciler hayatta da birinci olacaklar diye hükmolunamaz.» gibi... Bu vesile ile gene bir imlâ me -) İtin ahsedöceğim: | sel Sokağın küğük bir kısmında, dört beş apartmanın önünde birer bih. İ harfleri kabul edildikten sonra yeni çeleri vardır, sokağın yapılması için bü bahçelerden birer klamının kesi. || ga müatakil bir manası olan her mesir ienb ediyor, belediye bu kesilecek kısımlar için birer miktar tazminat kelimenin ağfti yaz'lağağına intizar vermiye İazırdır, bu nokta üzerinde sonra da konuşulabilir, o Dirakınızli paamakydı. Bütün garb Hsanların» inşaat devam etsin, yol bitsin, tondan ve çamurdan kurtulunum, anlaşmak da olduğu gibi... Bu umul'nasılsa kas her vakit mümkündür, fakat hayır, arsa sahibleri derhal mahkemeye fiş. edilmedi ve bundan dolayı w başvuruyorlar, ve inşaat da duruyor. takım tezadlar vukua geldi, Mesel Bu vüziyette biz İstanbul belediyesinin İstanbul şehri için çalışmakta İly,, Kitab derken isaret sıfatını meve kdiaylık bulmakta olduğuna inanmıyoruz, faka: ey okuyucu sen: sultan ayırarak bu kitab diye ya » ISTER INANMA! Maçkada iki #na caddeden birine amı, öiğerme de mÜvdii Wr şokak vardır, genişlir, denime nazırdır, iki tarafi da apartımanlarla #üslüdür, fakat... Yazın toz, kışın da çamur deryası halindedir, yapılması Jizım. Bu İlzumds belediye de mutabık, büyük bir gayretle işe koyuldu, fakat... Geçenlerde geçiyorduk, çalışmanın durmuş olduğunu gördük, sebebini sorduk, anlatılar: İSTER İNAN, zarken bu gün demek için bugün ya yoruz. Mübhem sfatlarda bunu (Devamı 6 ncı sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: