9 Şubat 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

9 Şubat 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

küçü Kıl POLİSİ HABERLERİ Vesniti nakliye kazaları Kâdıköyünde oluran Ahmed adım. Ga 5 yaşlarında bir çocuk dün Moda Caddesinden göçerken, Kâmiln id2 » Tesindeki çift beygirli arabanın çarp- Mmasle başından yaralanmıştır. Kârazede çocuk sıhhi imdad 0'0. mobile Numune hastanesine kaldı. Tümış, suçlu arabacı yakalanarak hakkında takibata başlanmıştır. Tahtakslede oturan Lusi adında bir Şocuk da dün Okçumusa cağdesin - den geçerken, şoför Alinin idaresin » deki 2062 numaralı sd. Mesine uğramıştır. Bu çarpma neticesinde vücadünün muhtelif yerlerinden ağır surette ya- Talanan Lusi, tedavi altına almami$, m hakkında takibata başlarmış. Vitrini parçalıyan kamyon Şoför Nurinin idaresindeki 4157 Du, Maralı kamyon, evvelki akşam, Bah. Sekapıda Hamidiye csddesinden £e-. Şerken, Yervanta aid 22 numarali tu. hafiye mağazasına çarparak vikrin Camlarını hurdahaş etmiştir. Yervantın müracnati üzerine $9 - för Nuri yakalanmış, kaza ve basar tirafında *ahkikata başlanmıştır. Kömürden rehirlendi Çengelköyünde Dere mahallesinde, 85 numaralı evde oturan 60 yaşların. da İbrahim adında bir ibtyar dün Odasına aldığı mangal kömüründen zehirlenmiş ve tedavi edilmek üzere Numure hastanesine o kaldırmıştır. Zehirlenme hhdisesi etrafında 2öbta tahkikat yapmaktadır. Yangın başlangıcı > Kadıköyünde, Yeldeğirmeninde Nemi Wizade sokağında 28 numarali Behice. Ye aid ahşab evden dün yangın çek. Misa da, etrafa srayetine meydan «Yerilmeden, itfaiye tarafından der - Bal söndürümüştür. Cezalandırılan şoförler Bniyet Müdürlüğü 8 ncı şube me, Murları dün de şehrin muhtelif semtlerindeki Okenirollarına odevam etmişlerdir. M şoförün, seyrüsefer nizamlarına #ykırı harekette bulundukları tesbit #dümiş v. bunlar hakkında zabıt Ya. Takası tutulmuştur. Seyir halinde bulunan #râmvaylara Mlayan 17 kişiden de birer lira PAFR| Jamışt Cezası alınmıştır. 23 Şubatta 4 Halkevi, 59 Halk odası açılacak Halkevlerinin dönümü, bu ayın 23 üncü Pazar günü bütün yurdda merasimle kut- nacaktır, Hi O gün saat 15 den evvel bütün İalkevlerinde toplantılar tertib ©- Şilerek İsğiklâl marşı ile törene ba- pppeak ve tam saat 15 de Ankara alkevinde Başvekil dektor Refik Ydam tarafından verilecek nutuk Jadyo ile dinlenecektir. Başvekilin mutkunu müteakib Halkevlerinin ba #xladıkları programlara göre me - ie devam olunacaktır. Eminönü diy, gvinde yapılacak oi gün- 2 Parti müfettişi Reşad Mimaroğ- ii alkevleri hakkında bir hitabede i lunacak, gece yapılacak toplantı ya Şehir Meclisi azasından Meliha te »İ Sözen bir konferans verecek- dö Halkevlerinin kuruluşunun yıl - önümü münasebetile yurdun meh» tekif yerlerinde yeni Halkevleri ve Yeni halk odaları açılacaktır. Kayserinin Pınarbaşı kazasile Ko Sarlinin Hereke köyünde birer Halk #vi açılacak, Kastomonunun - V ve Kirşehirin Mucur kazalanın- daki halk odaları da Halkevine tah- Vil edihcektir. Aynca yurdun mah- telif bölgelerinde 18 kazada, 22 ma- yede ve 19 köyde olmuk üzere 59 halk odam acılacaktır. “Son Posta» nın tefrikam: 16 Meryem Hanım durdu, sesini ye) Yaşları, azıcık da kızararak: — Ben gençken, - çok çok'0” - Yellari — sivab saçlı, kara gözlü ol dağına nn kadar esef etmiştim! — İşte onun için ip boyunuza gidiyor... Yok yek 2 etmeyin!... Siz iyi yüreklisiniz Meryem Henmn, çak iyi yürekli Hizl-.. Amma bez kendimi bilirim. olduğum gibi görmesini bili - ae Evet belki çirkin değilim! Ağ 4 burnum birbirine uymuş... Bel ye>ti ayrı bakılran yüzümün haf *A güzel bile denebilir .. Fakat kadına egüzel kadın» dedirten Yağı Pir parlaklık, öyle bir cazibe üç —arlığın gibi yözüm de donuk saçlarım, gözle- kuruluşunun yıl) YALAN NAKLEDEN: MEBRURE SAM ki, işte bende, o yok... Bü: | genç . O Sene evvel Tokruk - Derne - Bingazi 2 m O... sane ven e e e e e —..m 1m Şundan bundan — Bu çay nasıl çaydır? e — Çaya gidyorlarmış işte. Rektör, Dedik. m Jeeki mem tahsilde yaya kal -- lisanda ecnebi masınlar da... Bölü: kelime kalmasın. ii » Lisanınmaa ErTMiş ecnebi kelime. Birinci Hams muharebesi İtalyanlar en az 6000 kişi idiler ve bunlara mukavemet edecek mücahidlerin sayısı birkaç yüzü geçmiyordu Yazan; Emekli General H. Emir Erkilet —3— imdiye kadar (bahsettiğim S ik Harb esasında, Garp - sabi ve Binguz, cihetlerinde olup İ biten mücahedel. | aiddi. Bugünde birinci Trablus “inde, Hams ci- vannda İtalyan kuvvetlerile bir a- vuç kadar Osmanlı - yerli müca - bidleri arasında cereyan etmiş olan güzel ve muvaffakiyetli bi ha- rebeyi sayın o müteknid 6g Halil paşadan duyduğum &ibi ye edeceğim, a İ Fakat asıl vak 4 anla lamadan o vakitki vaziyet wan iel Malümdur ki İtalyanlar Garptarblus şehrine evvelâ donan- ma ihraç kıtaları vasıtasile 5 Bi - rinciteşrin 1911 de çıkmışlardı. Bir hafta sonra İtalyan kara ordusuyla buraya ve diğer sahil o nnktala'ına daha büyük kuvvetler çıkarılmışt Merkezile ve karargâhile Garb - trablusunda bulunan fırka İkuman - deni Neş'et bey ve oradaki sekeri kuvvetler takriben 40 vi e) — ubdaki Aziziyeye çekilmişlerdi. İş- te kek bilâhare bütün Garb- trablus o bölgesindeki mukavemet İ teşkilâtina çok kıymetli bir çekir - İdek teşkil ettiği gibi Azizb . d: bü- tün Garbtrablus Me vw i bir merkez olmuştu. "Ne yazık ki, İtalyanların Garb - irablusuna vaki taarruzlarında”. bi- raz evvel oradaki kuvvetlerin eski munİlem neferleri terhis olunmuş fa- İ kat onların yerine yenileri getiril - meden Osmanlı - İtalyan harbi pat- hikâ- ta, Bu sebeble kıt'aların mevcudları at buna muka - bil memleketten Trabkma gönüllü zabit akını başlamıştı. Bu zabitler kısmen Misir ve kismen Tunus üze- rinden, türlü kıyafetlerle, törlü pa - saportlarla ve bin müşkülü yeterek | Bingazi ve Tenblasa koşuyorlardı. Bu meyanda Pariste ai w İlan erkânıbarb binbaşı Fethi bey de| i Tunusdan Garbtrablusuna geçerek i Aziziyede Neş'et beyin yani Garb -| irablas umum kuvvetlerinin erkâ - mharb reisliğini deruhde etmişti. a Artık ortada 2 kesesi rka yoktu. Koca bir eya le teşkilâtı vardı. Bu sebeble İstanbuldan değerli zabit ve ümera geldikçe mmtakalara tayin olunu » yor ve bunlar da o mıntakalarda derhal muhtelit kuvvetler teşkil e - diyorlardı. Hattâ | zabit ve ümerm gelmeden evvel sivil Türk ai li kaymakam (ve mutasamıflar dahi mıntaka kumandanlığı vazife-! lerini yapıyor ve İtalyanlara karş silâhlı mukavemet teşkilâtı vöcude tiriyoelard ll sel bolan pek azalmıştı, Fi bir İtalyan kuvveti çıkmış ise orasi) b karmsında ve yanlarında der - bal 3 <ephe viücude getirilmişti. Bu meyanda Garbtrahlus — şehrinin 100 km. şarkındaki Hama kasaba - «nı İtalyanlar işgal ettiklerinde on- lara karşı, Markeb'de, mektebi mül- kiyeden mezun mutasamıf Şefik be- vin kumandasında bir cephe teşek- kA) etmisti. ; Ben hiç bir zaman ve manasız ve gönül çelen hoşa giden. İkadmlar gibi olamam... Dedim ya, ol | bende ekuk bir şey var... Tekrar 1 acı güldü. İp Masal şehzadesine rastlasam bile, başını çevirin bana bakmaz... — Amma biliyor musanuz ki şey.» z Maryam Haşım bir an deraladı.. ar sanki dilini tetamamış gibi, a- cele acele: e Arada, otelde. size çek Pa * li şehzade vak'nlar hemen hemen yak | i j Mütekaid Orgenersi ağasısı iken Trablusgarbde yeğeni İnn erkânmharb kolağası Halil bey, Aziziyeden, Homs, kumandanlığına tayin kılınarak buraya geldiği za - man mutasarnf Şefik beyin kuman- dasında 5-6 Türk zabitle 30-40 çar İ vuştan mürekkeb 127 inci alayın bi- rinci taburile 300 kadar yerli mü- cahid bulmuştu. Şefik beyin karargâh Homs'un İ yalnız 3 km. cenueb batısındaki Mar- keb tepesinde idi. 127 nci alayın birinci taburunun yalnız 37 kişi mevcudunda olmusınm sehebi, yu- karda izah ettiğimiz gibi terhis ya” pılması ve yeni neferler gi en harbin çıkması idi. Halil bey Homs mıntakasına ku- mandan gelince Şefik ona, şu elimdekilerle Markeb'i İtalyanlara vermedim» demiş idi. Filvaki İtal « 2800 metre kadar doğusunda bulunan kalma | zel ve basit idi. Yalnız Homs'daki İtalyan kuv » hasır kalmıştı, Homu'un dışı ve Leb vetleri öyle birkaç yüz kişi değildi. |sin hemen daima birleşmeden bek- ül nun ve gene deniz kenarında Romalılar zamanından Labda »- Magna mevkiine mün - danın hurmalıkları bizimkilerin e - Binde idi, Yeni gelen Halil bey, acemisi ol duğu vaziyeti bir kaç gün tetkik et- sofra işlerne yardım ediyorum, © vakit görüyorum... meden gö züme birşok şeyler çarpıyor. Mine omuz silkti: — Ne kadar roman, hayal düş için beni seviyorsa- da, muz bir dahan böyle lâkırdılar etme-| 948 Çocuk ürkekliğinden biraz aıy-| mem... Onun yin, olmaz mı?. Bir gülümseyişle nutuk, tebesüm etmiyen ciddi bir sesle sona erdi. Öyle yal Şu ihtiyar iie bareket ve sözlerine dikkat eder | | | | | alındı. Onlar mevzi « lerini garbe doğru genişletmek is « tiyorlardı. Sahilde harb gemileri vardı. Filvaki İtalyanlar bir gün garbe doğru yürüdüler ve bu taraftaki cepheyi tutan Cehavat © kabilesine taarruz ettiler. Halil bey, vuku bu- lacağı evvelden sezilen bu İtalyan taarruzuna karşı tertibatını — almış bulunuyordu. Cehavat kabilesi ka- bil olabildiği kadar mukavemet & - bil olmazsa yavaş yavas geri çeki - lecekti. İtalyanlar Homsdan garbe zamanda bundaki erni ve şimaldeki tepelerin (gerisine, kumandasında i silmiş bulunan o Garbtrabluslu ve| Masratalı 100 - 120 kişi düşmanın #ol yan ve gerisine höcüm edecek » &. Halil beyin muharebe plânı gil - Onlar toplu ve tüfekli olmak üzere en az 5-6 bin kişi idiler. Bunlara, cepheden, birkaç yüz kişi kuvvetin- (Deve 7 inci sayfada) cak bir esek bulunacağına inan -! Rl Bernie büraber, yemak vakti, içine isthun ile kenmk bir merak yl Hürvekk yalan abağınş ve önüne bakar, başını kaldırmazdı. © akşam, - Fabire Hanımın titizliği ve| huysuzluğu pek de üstünde olduğu! balde - kıscağız, dayak korkağı ol nlarak, gelene gidene, yabancıların Zaten otelde birkaç, tan bekir erkek olmadığı için, ihtiyar | Meryem, | Meryemin hayalinde bir roman kah altmış yaşında bile hayalden vaz-|ramanı şeklini ahveren adamın kür i geçmiyordu! Belki de gençliğinde| olduğunu anlamakta medi. onun da bir romanı olmuştu... Da ha doğrusu, gamlı bir roman rü - ! Ni güçlük çek - Bu, yirmi yaşlarında kadar, sa - rışın, ince, oldukça iyi giyinen bir yanı Çünkü bu acayib mahlüka e Mine onun, çok şiddetli bir katin, keder veya neş'e de olsa, pek | gripe tutularak, buraya nekahat za, | —mediği belli idi... Midi Münler otelinde, hat- e öc başladı! giddetli bir şeyin o sürünmediği,| manını geçirmeğe gelmiş olduğunu igitmişti. Yemeklerini, Nazım bey ailesinin Es Halilin 1911 Kânunesanisinde erkânı harb kol!bul 2 General Nuri tarafından yapılan resmi | Uğmn © dişleri Fethi beyden sonra, Garbtrabius! tikten sonra İtalyanların Homs'dan | dilinin üzerin - | ki Tı lile ©-| batıya doğru bir çıkış yapmak iste- z mıntakasna Tunus yolile gelmiş . iste-| dedir. decekti. İtalyanları durdurmak ka-| rum, en kısa Ze ler birkaç tane de Gisa, evvel atalım. Dedik. Bu uğurda Şalıştık, — Nihayet muvaffak olduk. Diyecektik. Diyecektik amma... İşte o muvaffakiyetimizn © yaisali onları bir an Kazadan sonra «Hava gazinden zehirlenme vak'a, larından sonra belediye, bütün ha, YA gazi borularının esaslı surette konizolünü emretmiştir. ,İ Buna benzer havadisler çok oku Evvelki günkü gazetelerin birinden | Mustuk; kısa bir havadis serlevhasını aynen alıyorum; «Üniversitede sümester tatili, Ve soruyorum: — Bu üç kelimenin hangisi Türkçe? Ayni gazetede gördüm; “da havadis serlevbalarıdır; «Nişantaşı kız san'at enstitüsüz «Beşiktaş O Hallevinde iratematik kursların «Çanakkalede rrodern hapishane yapılacak» Sayfaları çevirseydim. Yahnd da serlevhalar altındaki havadisleri oku. saydım, kimbilir, daha ne kadar Franszca kelimelere Tastiryacaktım. Arabça kelimelerin yerlerine Fransız, ca mukabillerini ikame etmek, ksanı türkçeleştirmek oluyor mu? * Çaya gidenler Bir hafta evvel baba, oğluna sordu; — Oğlum nereye, Üniversiteye mi? — Hayir baba bugün reztörün ça, yına gidiyorum, Evvelki gün anne, kızma sordu; — Etwim bugün de gene faktıtı gidiyorsun değü mı? m — Hayir anne, bogün rektörün ça. yıne Ediyorum. Babn ile anne evde ları zaman konuştular: Km Bizim oğlan geçen bafta çaya iti. — Kiz da evvelki gün. Dişleri dilinin üzerinde olan balık ye pek mak- bufa ba Cİ) G Yalnız kaldık , Bir misal: «Son tramvay kazasından sonra tramvay frenlerinin esaslı surette kontrolu emredilmiştir. Gene bir misal; «Son asansör kazası üzerine alâ . kadar makamlar, bütün asansörleri csaslı bir kantrola tâbi tutmuşlardır.» Dikkat ettiniz mi havadisler hep: «Son kazadan sonras Hsm! başlar. Çünkü kontrol ihtiyacını daima kazadan nn sonra akıl * Kreş ne demek? Bir gazeteden: : «Belediye Süleymaniyedeki medre , selerden birini sfit çocukları için bir Kreş halime ifrağ etmiye karar ver, miştir.» Kreş kelimesinin türkçede muka - bik ne olduğunu anlamak için mu, hakkak Iüğate bakmak lâzım, Bu havadisi gazetede okuduk oku, yucularımdan Ifğati olmıyanlari me, raktan, Jöğatı olanları zahmetten kurtarmak için, Şemsettin o Saminin Fransızcadan Türkçeye lüğatanı aç. tum. Kreş kelimesini buldum. Muka , bilini oradan kopye ediyorum. «Yemlik, ıstabıl, doğduğu itabil, ;Ki yaşından aşağı fukara çocuklarının göndüzden dt, casına mahsus kırathane, EN İlulissi | Bunları biliyor mu idiniz ? | Bir balık ne kadar yumurtlar? Kalkan balığı milyon, mos el , paklar Fakat ak ml tuz altı milyondan aşağı yumurtla « Ayrılmanın yolu.. Ere mu soruyor: — Kocamdan istiyo nedir? diyor. Bu, benim bir sualdir, birleştirmeğe ara bul - kâfi derecede ilerledikleri münasib | mağa çalışırım. Yapabilirsem zevk bir ise Homs'un cenub ba- | duyarım. Aksi elimden gelmez, ü - daha | zerinde düşünmeğe lüzum dahi gör Sidi | mem. Mutlak, mücbir, mübrem bir yerleşti - | sebeb görmedikçe. Bayan N. T. nin gösterdiği sebeb zahiren muhiktir; — Sekiz senedir evliyim, hiç ço-! cuk olda, diyor. bence de bir yuvanın te- melidir, söylensin veya söylenme » lenen başlıca gayedir. Bu bakımdan genç kadının tees- sürü yerinde. Yalnız kabahat kim- dedir, orası belli değil, tük bir iki lâkırdı söyledikleri olur- du. Mine, ilk önce, bu adamın Fahi- re hanıma göz koyduğunu farzet - mişti. Fakat sonra gencin halini pel terbiyeli ve tabii buldu, O günü te- sadüfün bir oyunu olacak, yemişle tatlının gelmesile, Mine sofradan kalkarken, o da bir iki saniye evvel, yerinden aynlmış bulundu. Yemek salonunun kapına, ayni zamanda vardılar, Sarışın genç, Mine geçsin diye çekildi, yer verdi. Kız, gayri ihtiyari bir hareketle ba - şını kaldırınca, gözleri çok genç ve sahiden çok tatlı iki gözün mavi ummanına daldı. Gençliği & #deta toy, utangaç bir ifade alan bu ap - aydınlık yüzde, keskin bir çizgi ile kavislenen kumral (o kaşların, ciddi manasını insan yadirgıyordu. Mine ba yüzde hürmetkâr bir teessür ve acıyış okudu. O bundan fazla bir şey okumayı ne bekismiş, ne de iş- temişti. Hattâ o gözlerde. alelâde || Tibbin mevcud İmadığı, yahud pimetnki kadar münkeşif bl dığı zamanlarda kabahat veya kus sur sahibsiz bir balon şeklinde iki a arasında yuvarlanıp çin - Bügün küçük bir , kü“ gük bir tahlil küsires künde oldu- Mm ya kifayet ediyor, ek- ser usaru tari i yolunu da buluyor, NA, SAZ Bayan N. 'T. ye tavsiyem, evvelâ bu noktayı tenvir etmeğe çalışma « sidir. Netice menfi çıktığı zaman, ortada aşk bulunmadığına göre ay» nlmayı düşünmek mümkün olabi « bir. Ele alınacak bir Tapor ayrılma- yı kolaylaştırabilir, fakat bu, ikinci bir merhaledir. Evvelâ kitabın ilk yaprağını okuyalım, miyorum diye bana acıyor!.. Öte - kiler gibi onun da merhameti ken « dine kalsın, benim kimsenin acıma- sına ihtiyacım yok! diye düşündü. Ve Minenin gözleri, iğneh, alay- <ı bir bakışla doldu. —I— Meryem hanım, Mineyi görünce, ağzını açıp, bir gün evvel yasak e dilen mevzua dair tek kelime söyle- medi; Mine de sarışın gençten bah- diesel Belki de onu unutmuştu ile, İ, Oldukça wcak bir gündü. Mine incir ağaçlarının altındaki gizli yu- | vasından pek memnundu. — Derdli «Kül kedisinin» bülya dolu masa - ından sonra, Robinson oCrusoö'yi İ tercüme etmeğe başlamıştı. Bu ya- bancı dile yeniden alışıyordu. Ar » e ye er hem de bu iş- en myordu. lizceyi iyice öğrenmek is- de işime yarar... Ki - terdim. — Kim bu? Bir eğil. İşi > Ki — Hayır, şehzsde gin o birlt& koca dünyada, ona sevgi ve hay-| sofrasına yakın bir yerde, küçük bir! bir nezaket ifadesi görmeyi tercih | tablar, makaleler tercüme edebili - ordu. — Çocuğa benziyor, yemiş ye - ei bi ime göre İf Birçok € İade ormık hanı vazmığı» vanlık duymak şöyle dursun, battâ| masada, tek başına yerdi. Ara sıra, emmi be e bir alâkayla yüzüne beka -! Fahire hanımla kocasının, ona tek rim... diye düşünüyordu. Arkası vaz) 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: