17 Şubat 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Şubat 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mardinde Alt çenesinde iki diş bulunan bir çocuk | doğdu Mardin, (Husust) — Şehrimizin! Gül mahallesinden terzi Yakubun eşi Fehima, alt çenesinin Sa kısmın- da iki dişi bulunan bir kız çocuğu doğurmuştur, Çocuğun diğer azalan tamamdır.Anası ile beraber sıhhat- tedirler, Samsunda hayvan hastalıklarile müc:dele Bamsımdan yatiyor: o Vezirkipei kazanma bağlı Ntlbanhı ile Yağan. Özü köyünde mandalarin barbun hastalığı görüldüğünden derhal ma. balline alâkadar memurlar gönderi, miş ve hastalığın önlenmesi için ge. #eken tedbirler almıştır. Ruam mü. Câdeleri için Samsuna gelen Ordu merkez veteriner müdfrü de Vesir. köprüye gitmiştir. Havanın Aslançayırı xöyünde ko, yunlarda görülen çiçek hastalığı da) tamamde önlenmiştir. | Karamürselde 15 yaşında bir çoban adam öldürdü İzmit, (Husasi) — Karsmürselin | Hevek köyü civarında dağ başında | bir cinayet olmuştur. Bu dağda ko- yanlarını otlatmakta olan 15 yaşla rında Halil isminde bir çoban ile sa- ır dilsiz Halil adında biri arasında! anlaşılmıyan bir sebebden bir mö-! nazan olmuş, çocuk yanında taşıdı- ğı bıçağını çekerek Hali muhtelif yerlerinden yarelyarak öldürmüştür, Mardind3 yağ murların tahribatı Mardin (Humsi) — Üç günden- beri şehrimiz ve havalisinde yağan | şiddetli yağmurlardan muhtelif yer- lerde birçok duvarlar yıkılmış ve Teker mahallesinde bir ev çökerek kadın ve diğeri de çocuk ok mak üzere iki kişi yaralanmıştır. Dağlardan akan sular Mardin ile Diyarbakır sranndeki Karnköprüy | istilâ ettiğinden iki gün münakalât| kesilmişti Samsun Kızı'ayının yıllık kongresi Samsun (Hususi) — Sarsaanda Kı. glayın yıllık kongresi bölge müfetki, $ Hikmet Işığın riyasetinde yapılmış, tir. Kongrede senelik mesai raporu Okunmuş ve tanzim edilmiş yeni büt. çe ekseriyetle tasvib odüdikten son- ra, MUli Şef İnönüne ve büyüklerim. ze Kızlaylıların tasmalı arsolunmuş tar. Afyonda Halkevi çalışmaları ödebiyal şubesi de takdire değer me - #nisine devam ökmektedir. Evin sa. tonunda sık sık verilen konferanslar. dan hakiki bir surette faydalan) . maktadır. Bu çobenin resiğinde İş| Bankası muhasibi kıymeti kültür Adamlarından Zeki Eler bulunmakta. dır. Vazifesi haricinde, bütün saatle. | Gini Halkevinin çatısı altında kültür İşlerine bağlamış olan bu zatın, ar, kadaşlarde el ele vererek çalışmaları medlekeiie kültür (işlerine ayrı bir Bs vermektedir. Fakat ben bu mektuba da cevab vermediğine eminim. Si- zin buraya zelmenizden bir gün ön: | ce Berg, Edinbourg'dan, yolda ol « duğunu ve buraya gelmek üzere bu handuğumu bildiren bir telgraf çek- ti; babam dışarıda idi, telgrafı ben! aldım; kendi hesabıma Berg'e bir telyraf çektim ve babamın kendi »| sini kabul etmiyeceğini o bildirdim,! altına da babamın imzasını attım, Stephen züldü: — Bu, çok güzel bir fikir, dedi. — Bu hareketim hiçbir işe yara- madı, zira akabinde, Berg ve srka:| daşlarının buraya ulaştıklarını öğ İlkönce sadace Od'Aren; ri Mac Donaldın Rahamla vaz dir. Haber aldığımıza göre, törenin da| SON P . * | | Samsun Halkevinin | faaliyetleri hızlandı Civar kazalara geziler yapılarak konferanslar, tepısiller veriliyor, Halkevleri bayramı yıldönümü için zengin bir program hazırlandı! Samsun Hallieevinin verdiği balolardan birinde bukmanlar Samsun, (Hususi) İk açddığı/ o Diğer taraftan Halkevimizin tarih olan 932 yılındanberi fasilasız'civar kazalar için tertib etmiş olduğu bir şekilde ve her sene daha (fazla konforanslardan birisini de Bufrada artan bir gayrete birçok faydalı me-|vermek ve bu vesile ile kardeş Halk sekte bulunan ve mubitine bir kültürleri mensublarfle yakından tanışmak kaynağı, over Fiğkerlerine ise gü. Üzere Halkevi resi Osman Cudi Gör. sel bir nümune olan Bamsun Haike. '#oy, Jse müdürü Ziya Karamuk, tem- Vi, geçen yıllarda olduğu gibi bu se. sü şubesi reisi Lütfi Tekinden müle, ne 48 fasliyet sahasını tevsi ederek şekil bir heyet Owmartesi günü Baf. çalışmasına büyük bir biz vermiş raya gitmiş ve burada başta Parti ve gübelerde ayrı ayrı fnaliyet başina. Halkevi rekderi ve kalabalık bir Hinik muştar, levi azası aratından karşılanmış ve Yurdda Halkevleri açılışmın doku. misafir edümişlerdir. zuncu yıldönümü münasebelle Önü. Gece saat sekizde sinema salonun. müadeki 132941 Pazar günü yapıla, 'da Wee müdürü Ziya Karamuk vüürk cak kutlulama töreni için Halkevi milletinin kahramanlış,, vatanper - temsi, ar ve spor şubesi başkanla.|verliği ve milli seciyesis mevrulu bir rından seçilmiş olan Üç kişiden mü.'konferans vermiş, bu konleransi sa, teşekkil bir heyet tören programını lonu doldurmuş olan yedi yüzü müte. tesbit ederek Malkevi başkanlığına ceviz bir halk kitlesi tarafından mü. tevdi etmişlerdir. Heyetçe tesbit edil. tenddid defalar alkış ve yaşa öesleri miş olan bu programa göre, 232041 arasında #ona ermişr. Bundan son, Pazar günü öğleden sonra spor şu. ra Samzundan birlikte getirilmiş olan besi tarafından muhtelif spar gös. seyyar Halkevi snemasle havacılı - Lerileri yapılacak, göce Halkevi sah, Şımıza, Cümhuriyetin 17 inci yıldö - nende temeli şubesi san'sikârları nümüne ve bahriyelilerimizin İsmail Hakkı Bajtacıoğlumun «Kafa seyahatlerine ad fümler göste tamircisi» piyestni temal edecekğer-'tir. Halkın mili heyecan ve gururunu ha zengin bir şekilde yapılabilmesi! şahlandıran ve Türk milletinin kud. için programa mahalli rakslar, Ka,'ret ve kuvvetini veldd bir çekilde izah radenii oyunları ve mili halk tür.leden konferans ve fBimler imühüde külleri de ilâve edilmiş, bağlama, cu.Jbüyük bir alâka uyandırmıştır. ra ve kemençe çalacak gençler bu Seyyar sinema Bafrada bir hafta işin şimdiden Daalyete o geçmiş, İdaha kalacak ve bu müddet zarfında lerdir. hergün matineler yapacaktır. © Samsunda Türkkuşu Samsunda dün yapılan tedrisatı başladı kır koşusu Samsundan yazılıyor; Daha geçen| Samsun 16 (Hususi — Samsunda senedenberi, Türkkuşu açılacağı ha-'sitıncı kır koşusu bugün yapılmıştır. beri muhitte büyük bir mlâka ile KAL- yayge merkesindeki ve kazalardaki #ılanmmış ve gençlerin bu tedrisakin) ne zaman başlıyacağını öğrenmiye, e ya Ma btandiği m, matuf müracaatları başlamıştı. Jmeik hakam ni Bu defa Türkkuşu tedrisatına baş, Mi Gocet kazanmıştır. Mehmed Gü . lanılması büyük bir sevinç uyandır. ler ikine, Meeki Kurd üçüncü ve Vey maş ve ilk olarâk 75 talebe kaydedi. 8ei Çoban da dördüncü zelmişlerdir. mişlir. Şimdilik modelellik kuraları Takim birincisine bir kupa, aletlere yapılmaktadır. Dersler, Türk Hava de madalyalar hediye olunmuştur. Kurumu tarafından e id ei i 5 rin Cim bayramında açi iye Ans banal) SİV sta pasif korunma yapılmaktadır. Bu bina Cümhevet| hakkında br konferans meydanının yanındadır ve öden gü, 5 (arasi) — Vülyetimizld se ferberlik memuru Salih Baturönlü ta İrafından pasif korunmasi hakkında seldir. Bsasen üstkatı Türkkuşu ted. hatta içinde Halk kırathanesinde is. pantı göne alınarak müsajd bir şekil de inşa olunmuştur. Winde ve alâka ile karşılanan bir kon. terane verilmiştir. Türkkuşuna karşı alâka harareti gok bedbaht bir adam olmalı ve bü- raya da yere gelmemiş bu- hanmalı. Uşağım, Mac Donaldın yar nında haydud simalı iki adamın bu- lunduğunu söylemişti. Flora kabul eder gibi bir yaptı ve melânkoli “içinde verdi — Bunu biliyorum, onları da gördüm. Bunlar iki belâlı adam. Gatrison onun omuzuna vurdu: — İtidalinizi kaybetmeyiniz; A- riel. yanında benim tam bir tayfam bağırdıklarını duyuyordum. var, dedi, Denizcilerimin hiçbir za- Stephen sordu: man dövüştüklerini görmedim, fa- — Vikontun burada sebebi hik-! kat eminim ki iş başm düşerse fay- meti nedir? O hu abazlar sen- | dalı olmasını bileceklerdi! dikasına dahil değil, herhalde, zenç kız ona dikkatls bakıyor- Zira onun — dolandırıcılığı bütün Cöte d'Azur'de meşhurdur. Genç kız başını sallı — Onun ne adam olduğunu bi miyorum, fakat o, kardesimin, mek»! olduğum hareket tarzından tublarındı ima bahsettiği yakın/ utanıyorum: «iz de beni çok bayağı bir dostu idi, dedi. bir insan mı farzediyormunuz? Garrison ipheli bir tavırla çene-| o — Bunu böyle sanmavınız; A- sini kadı: merikalılar tarafından canınızın si — Bütün bunlar bana hoş görün“ | kılmaması sizin hakkınızdır. jşarel cevab Yazan: Valentin Williams zin ve Mösyö Vârity'nin yatta bu- landuğunuz günden bir gün önce| oluyordu. Çok kaba hareket edi- yorlardı, kapınm arkasından içeride ir, du: — Siz zanhettiğimden çok başka iz, diye mırıldandı. Size söy- sevler. dolavı Malta | > İ ünabakasında brinelği Haj| ket ederken yüzlerce Alman meferi| Şi OSTA İngilterenin Bükreş elçisinin mühim sözleri (Baştarafı 1 inci sayfada) Jsonra saat 1345 de limanımıza dön. İmüştür. Vapurda İngüterenin Bük - teş elçisi Sir Reyinald Hoare, ref! Jları ve oğullarından başka Belçi in Bükreş elçisi Vikont Dupargue, İHolânda olçsi, ex ve ban Ameri- ka, Holânda ve Norveç tebaası bu - lunuyorlardı. Sir Reginald, vapurda kendisini is tikbale gelmiş olan Türk ve (ecnebi gazetecilerine kim bir beyanat yap- mış ve demişlr ki; <İstanbulda bir o kaç gün kalmak niyetandeyim. Ondan sonra biraz is. İtirahat etmek için, ağlebi ihtimal tay, yare ile Mısıra gideceğim. 3 bin Polonyalı meselesi Romanya ile siyasi münasebatı kat. etmezden evvel İngiliz elçiiğince ya- pılan son muamelelerden biri vakile Romanyaya iltica etmiş olar 00 Pe lonyalınm Almanlara teslimi dola » yisle general Antaneskoya vermiş ol, duğum bir protesto notası olmuş tur, Almanlar, Romanyanın idare İş - lerini şamamile ellerine aldıkları i - çin diydal münasebatı kaletmek bi - sim için bir zaruret halini almıştır. Bir çok İngilizler ve bir çok Roman, yalılar böyle bir mecburiyetin hâsıl olmasına müteessirdirler. «General Antonesko kendi kendini iknan çalışmakla meşgul» General Antoncsko ile son ko - Buşmamız pek dostane cereynn et - İmiştir. Romanya başvekili bana İn- gilizlerin Macarlarla değil de Ro - | manyahlarla münasebetlerini kat mesini pek doatane bir hareket bı madığını söylemiştir. Fikrimce Ge neral Antonesko Almanların harb- den galib çıkacakları hususuna ken- i Kendini iknan çalışmakla meş - guldür, İngiliz bombardıman tayyareleri Bütün Romanyalılar köylüler de dahil olarak, münnsebat katolun - duktan sonra İngiliz bombardıman İ tavvarelerinin gelmesini beklemek- tedirler. Hususi olarak sunu söyli - yebilirim ki, İngilizlerin yakında oraya gelmeleri fikri, hattâ zararı dokunacağını bile bildikleri halde kendilerine hos görünmektedir.» Köstence konsolosummn beyantat İngiliz heyeti meyanında gelmiş olan Bi ieöroni Köstence konso «- losu da gazetecilei lemistir 4Son dört gün zarfında Alman u sözleri söy- “| kıtaatından birçoğu Bulgar hududu- na sevkedilmistir. e Hareketimizden bir gün evvel Köstence şehri lisi arasında kuvvetli bir pan: hur etmiştir. Bunun sebebi, bi! Rumen oldukları anlaşılan, yaxenin şehir üzerinde uçmuş ol - rıdır. Bir aya varmadan Ben Almanların bir aya varma - dan Bulgeristana girecekleri kanaa- öndeyim. Geçen gün makineli Al - man kıtantı Bulgaristana doğru Kös tenceden geçerken askeri makamlar beni evime çekilmiye mecbur etmiş- lerdir. «Yakında Berlinde » İzmir vapuru Köstenceden hare- | rhtma toplanarak sessiz İz va- puru temaşaya koyulmuşlardır. Ha- reket esnasında vapurda o bulunan İngilizler bu neferlere: o vYakında Berlinde bulusaenğiz» diye bağır - diklerı vakit bu neferler serbest ve yüksek bir sesle gülmiye başlamış - Tardır. Romanyada kendi arzularile kal- wwe daha birçok İngiliz vardır. Bun lardan bir tanesini Almanlar, vapu- run hareketi ennasında tevkif etmiş” derdir.n Bir Amerikalı ne diyor? Vapur yolcuları arasnda bulu - san bir Amerikalı, Billarthur gaze - İtecilere gülerek se sözleri söylemiş inan gibi kabul etmenizi İstemiyo- İrum;: siz beni memleketinizde etra- fınızi kuşatan lüksten wzak görerek Saz medeni bulabilirsiniz. Daha ön- İce, Edimbourg civarında iyi bir İP onda beş yıl kaldım ve tah- İ silimi, Ronaldın bize bahsetmiş ol- | duğu usancı duymadan Pariste ta- mamladım, İlkönce babamdan ay- rılmak istemiyordum, sona O böyle hareket etmekten başka çare ol, İ dığım gördüm. Durdu, sonra gti İ“— Barada Ven akran Biçid ml sözlerine devan | sin görmedim, yaptı ki, çok k ediyorum ki siz hiç bedbaht olma- z değil mi? Stephen, Floranm sevimli yüzünü va size göstermiş) ve berrak mavi gözlerini seyrede €-| güzel roblarında bile bulunmıyacak | İde tuhaf bir hülya içine dalmıştı; sıçradı ve gülerek cevab verdi: Bilmiyorum, fakat her şeyden daima hoslanmamışımdır. Genç kız şaşkın bir halde baktı: ona “İnme devam ettiler, Artık bana kor (Baştarafı 1 inci sayfada) | me hürmet ve muhabbet borçluyuz. | Bu sözleri müteakib, yemekleri. gösterilen haklı çekingenlik bir da- kika içinde yerini samimi bir alâka- ya bırakmıştı. | Ankara ve garb cephesinde vazifeler | Yetnekten sonra Paşa bir odanın benim için hazırlanmasını, oraya bir telgraf makinesi konulmasını, arzumun is'af edilmesini emir bu- | yardular. Hattâ, lokântacıyı, kahve- İciyi bizzat huzurlarına çağırarak: w arkadaşın vakitli vakitsiz her ne arzusu olursa derhal yapıla” caktır, Dediler, Karargâhta uzun bir müddet ça-| İiştim. İsmet Pasa, garb cephesi ku- mandanı olunca, beni yanlarına &)- mak istediler. Pasa: — Ben karışmam, dedi, kandırıp götürebilirsen götür, Garb cephesinde. İzinirin istirda- dına kadar İsmet Paşanın maiyetle- rinde çalıştım. Milli Şefin büyük alâkaları Bu büyük” insanın yanında geçen zamanlar, hayatımın en güzel, en canlı hatıralarmı teşkil eder, Buzün lütufkâr nlâkalarile tahtı tedaviye a- inmiş bulunuyorum. Milli Şefin sih- hatime ve #ahsıma karsı gösterdik- | leri büyük alâka. bana hastalığımda sonsuz bir şifa kavnağı oldu. Türk milletinin k Sefine yıllardan- beri borçlu olduğum minnet ve şük- ranı ifadeye muktedir değilim. Al ah onu başımızdan eksik etmesin! Manastırlı Hamdi susmuştu. Bu| süküt, artık sövliyecek bir şey kal. | madığına alâmetti; halbuki benim kafamın içinde kuyrukları birbirine | takılmıs o kadar çok istifham vardı| ki. müz'iç bir tecesslir, mütemadi-! tüp duruyordu. Terhis- nstırlı Hamdi ne ol. yen beni dürti ten sonra Man: ustu? Bu temiz kelbii adama niçin sor- mayayım bumu). Nitekim sordum da., — Sonra ne oldu? Dedim. «Ne olsun istiyorsunuz? e u ifade| eden bir yüzle gözlerimin içine bak-| tı — Bütün bunlarla siz vatani va «| zifenizi yaptınız, Fakat yalan da ei -İze birçok sevler yapacaktı süphesiz. Terhisten sonra Manastırlı Hamdinin aldığı vazifeler — Ben vazifemi hiçbir şey bek- lemeden yaptım. Erzurumla muha- bere ettiğim zamanlar, kaç kiş mil Hi hareketin muvaffak ulacağını #- tr: «Ben bir mühendisim. oOVaktile Majino hattının inşasına yardım ettim. Almanlar o zaptettiler. Kral ol hattında çalıştım, Macarların elime geçti. En nihayet (Besarabya hududu tahkimatında bulundum, o- nu da Ruslar ele geçirdiler. Ben de bundan sonra bu inşaattan vazge - çerek su sedleri yapmakla vakit ge- çireceğim.» Amiral Darlan Dahiliye Nazırının işlerini de deruhte etti Viehy 16 (A.A) — Dahiliye lerini nazırı Peyrouton, baş vekil muavini Amiral Darlana dev- retmiştir. Şi genç kızla evlenmiyecek misi- BİZ. Garrison omuzlarını kaldırdı: — Bilmiyorum. Bana ne tavsiye edersiniz? Mis Mac Reny kandırıcı bir ta- vırla ilâve etti: — O çok cazib bir kız, dedi. Çok güzel giyinmesini biliyor. Bu akşam giymiş olduğu yaldızlı rob, görmüş İ olduğum robların en güzeli idi. Yavaşça içini çekti. Garrison birdenbire sordu: — Hiç kimse siye cana yakın ol- duğunuzu söylemedi mi? Genç kız kıpkırmızı oldu: — Siz benimle alay oediyorsu nuz, dedi. — Hayır, size basit bir kompli- İman yapmak istemiyorum: size te- İmin ederim ki, sizde dünyanın en yet var, Sunu unut-| Flora, vas gir-| ender bir hu İ mamak lâzımdır ki, kü. İ bozulmamış k zamanımızda lanması en xüç seyler arasına miştir, Genç kiz onun ciddi konustuğun- Şubat 17 Milli Mücadele tarihine eklenecek bir yaprak nanıyordu? Ben vazifeye inandığım işin, böyle hareket ettim. Benim yes rimde kim olsa böyle yapa Bu asil tevazuu cerhetmeğe kıya- madım. O, sözlerine devam ediyordu: — Fakat, beni millet pekâlâ mü- kâfatlandırdı. Ebedi Şefin nutkun- da bana ayrılan satırlar, Milli Şefin beni ömrümün sonuna kadar gurur içinde yaşatacak alâkasından daha ük ne olabilir? Bu kadar da ds- ği Bana meslekimde ilerlemek fir- satları da verildi. Terhisi müteakıb Kartal telgraf şabesine memur yap- tılar, Buradan terfian Aksehire git- tim. İki sene burada çalıştıktan son- ra Ankara, Yenisehir posta müdür. lüğüne tayin edildim. Fakat sıhha- im bozulm ir müddet tedavi ördüm. Bilâhare kendi isteğimle Konya istasyonuna birinci snf mur oldum. Bu vazifeden de tekaü- de sevkadildim. Matürkün alâkası devam ediyor — Terhisten sonra Atatürkü hiç görmediniz mi? İmkân mı var? Hem kaç defa.. müteaddid defalar o ellerini öpmeğe gittim. Hels Konyaya teş- rif ettikleri zaman bana karşı gös- terdikleri ildfatı bir görseydiniz. ük çocuğum çok hoşlarına git- mişti: — Hamdi, oğlum, dediler.. Bu çocuk çok zeki.. bana ver bunu. ben okutayım. enim ve çocuğum için bundan büyük seref olabilir miydi? Fakat ah analık.. Anası, çocuğa çok düskündü, «çocuğumdan ayırmayın beni!» diye tutturdu. Bunun üzerine o Atatürk, — Madem övle istiyorsunuz, kalsın. fakat ilk mektebi biti ten sonra bana haber veriniz. Tsi sil ve terbiyesile meşgul olmak iste- rim. Buyu: vi rdular, muntazaman tahsiline sarfe- dilmek üzere, çocukuma her ay pa- ra gönderdiler, Manastırit Hamdımin gözleri ya- sarmıştı, — Bu millet hakikaten büyük- tür, dedi.. bunu "sbat etmek için çok şey saymağa lüzum yok. İste Ata türk, iste İnönü... Şöphesiz, Manastırlı Hamdi şu anda Âlatüril- İnönünün »larında geçen şerefli günlerin tatlı hatırala ile tsabı hı, Gözle i derinlere dalmış, belki de kafasi içinde bir mazi seyahatine çıkmıştı. Bir müddet, onu daldım derin hatıralar arasında yalaiz. biraktına, Yavaş yavaş gör ki zeki pa rıktılar avdet ediyordu: — Simdi, diy» devam etti. üç çocuğum var. Anneleri Akşehirde nüfus memurudur. Bu vazife bana yardım olmak üzere verilmsiti, Sıh- hatim bozuk olduğundan, Tefikama devrini rica ettim. Kabul edildi. Şimdi refikam bu vazifed. Çok şükür, geçinip gidiyoruz. ii Dünyada, kahzaman pek çoktur. Sırası gelince milletine karşı vazife- sini yapanlar, yapacaklar da pek çoktur. Fakat böyln insanlar arasın- da, Manastırı Hamdı gibi, yaptığı büyük hizmeti, basit bir va; te Jâkki denler, en samimi bir tevazü iinde, ortadan siliniverenler nadirdir. Millete karşı yaptıkları va- zifeleri, daima bir istismar vesilesi olarak kullanmıyanlara ise pek ex | tenadüf edilir. Bu bakımdan. Manastırlı Hamdi yalnız . bir (o «kahraman» o de- #il, bir sidenl insan» rimunesi ola- rak ta karımızdadır, Pu asil adami tebcil etmek vazifemirdi: RiTTt Nusret Safa Coskun li şükran ve yalvarma dolu bir ba- kışla baktı; sonra, mumu o slarak, mutad edası ile: — Aşağıya dönmemiz lâzım, de- Milyoner cevab vermedi, genç kızı takib etti, Alev, rüzgürla oynuyor, titriyor” du. Kapıya geldikleri zaman, Flora, Garrisona, babasını gidip göreceği ni söyliyerek bonsuvar ded! ve ay” rıldı. Gatrison hole girdi ve orada Vö- rity'yi, dizleri üzerinde bir kitab ol içinde uyuf ediler i ve Macbeth piyesi a“ çık duruyordu. Arkadaşını uyandırarak sordu: — Ötekiler nerede? — Phyllis ve Vikoht bilârde| oynamağa gittiler; Mrs, Dean da w yumağa gitti, ben de yarı uyanık bir halde beklemeğe mecbur oldum. Sant kaç? — On biri geçiyor. Mis Mac Reay ile konaştum. ve dinleyiniğ | ri

Bu sayıdan diğer sayfalar: