12 Mart 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Mart 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ürgübde Ba yıl zirai vaziyet geçen yıldan daha iyi Ürküb, (Hususi) — Kazamızın Zirai vaziyeti geçen yıllara nisbetle çok iyidir. Taneli hububat (ekimi yüzde 70 nisbetinde fazladır. Bu- nm sebebi de ekilen buğdayların tamamen ilâçlanmış olmasıdır. Bu arada 45 bin dönüm buğday. 25 bin dönüm çavdar, 1200 dönüm ar- pa, 700 dönüm sarmısak, 1000 de- kar haşhaş ziraati yapılmıştır. bahar ve yaz zirmati için de 46 bi dönüm toprak ayrılmıştır. Bundan başka ilkbaharda ağaçlara musallat olan elma içi kurdu ve diğer muzır böcekler için şimdiden tedbirler a. anmağa başlamıştır. Bağlardaki kül- leme bastalığı ile de mücadele yar pılmaktadır. Biga köy gençleri de askeri talim va terbiye görüyorlar Biça, (Hususi) — Burada hafta. da üç gün esnaf çırak ve kalfaları beden terbiyesi yaptıklar: gibi köy gençlerinin de on beşten yirmi yer şın kadar olanları, keza haftanın Üç gününde askeri talim ve terbiye görmekte, her birisi muallem asker olarak yetişmektedir. Talimler, askerden terhis olunup gelen çavuş ve onbaşılar tarafından yaptınlmakta, bütün köy çocukları bu suretle ati için hazırlanmaktadır. Askerliğe fitraten heves ve isti- 'dadları olan bu içençler, telim gün- İeri köyün toplantı yerime gelmekte, bu talimlerden hiç birisi mahrum kalmak istememektedir. Talimlere başlanalı pek az bir müddet geçtiği halde bu sevimli ve yağız çehreli köy delikanlıları, yıl İarca sekerlik yapmıs gibi vazifele. rinde muvaffak olmakta, her köy biribirile müsabaka edercesine bu İşi benimsemektedir. | © Biyada davullarla karşıla ğ iç sen enne. Gülle, ihr nan şamp'yon bir deve “Biga ( Hususi ) — Şehirmizde bulunan ve oDübeş Hüseyiner aid © olan sporcu «Tülün deve, bu sene Balıkesir, Edremid, o Bürhaniye, Havran ve civarında yaplığı güreş- lerin hepsind uha valide şampıyo Bir ay kadar pehlivas beldeleri birer birer - dolaşan, on binlerce seyircinin takdirlerini ka. — zanan bu meşhur deve Bigaya av- det etmiş, davul ve zurnalarla bir saat mesafeden ve bir cenrmigafir ta rafından karşılanmıştır. Yaptığı müsaraalarla sahibine bir © hayli bahşiş temin eden sekiz yaş. © larındaki Tulun - dişisi de yanında olduğu halde- toplanan binle halkın alkış tufanı arasında şehire girmiştir. © © Ozün bütün şehir halkmı a. yaklandırmış. çarşı ve pazar yerler © rinde büyük bir velvele uyandırmış > olan sTuluv ya meraklılar tarafın- dan 500 lira verilmekte ve fakat sahibi bu paraya iltifat etmemekte - dir. Dübeş Hüseyin «Tuhuw gözünden bile kıkanmakta, nazar © değecek diye resmini dahi aldırmak - istememektedir. Bigada et fiatları yükse'di Biga (Hususi) — Burada bele- fından nark lere zam yaparak koyun etini elliye » ve keçi ile sığırı da kırka satmıya cud bulmasında müessir olmakta Bu programa göre Halkevi idarı başlamışlardır. Halka pek ağır ge- İen bu dolgun fiata bir çare bulma-| yaptığı gezilerde kalkevlerinin va-| artınlacaktır. yükselmesine | ziyet ve mesailerini ciddiyetle tetkik | sıkı bir alâkası bulu © meydan verilmemesi o belediyeden etmekte ve alâkalılardan etraflı iza- Halkevinin idarecilerinde “ve at fiatlarinın beklenmektedir. Parmağile bir işaret yaparak id) ve etü; İsterseniz onların oradaki eni, relerni görebilirsiniz. Binbaşı ve ben şatonun şark tarafındaki k.smı- na, bilârdo salonunun tam aksi is tikamteine doğru gittik. Biri on ge- çe Nick söndürdü, birkaç daki- ka sonra da Raoul'ün odasının kap. karsnirk olduğunu gördü; sonra — gürle çarpan bir pencerenin gürültü- © sile uyandı: Bu, D'arenne'in pence- © teni idi Kalktı ve Vikontun odasına girdi, a zaman saat ikiye çeyrek vardı; Raoul a eN ve © penceresi de açıktı. Ni apalmı Pia pencereye yaklaştı ve bahçede “bir week gördü: bunu sigara içmek © için dısarı çıkan Raoul sandı, fakat bu adam Raoul değildi, sunu | İmam nikâhının sebeb olduğu bir cinayet daha Bir köylü | Maktulün babası da 9 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. katile yardıma gelen bir köylüyü tabanca ile ağır surette yaraladı | Biga (Humasi) — Şehrimizin İ Karabige nahiyesine bağlı Kocagür İ yerinden bıçaklanarak öldürülmüş, maktulün babası da kav ma koşan katilin akrabasından biri- ni tabanca ile tehlikeli surite yara- lamıştır. Vak'anm cereyan şekli şudur! İ © Kocan köyünde; Armeezi bim bl oğlu.Ahmed isminde 25 yaşla. rada bir köylü ayni köyden Vey- İ sel oğlu 20 yaşlarında Halil İbra | bimle bir kadın meselem yüzünden iki senedenberi kavgalıdır. Halil (b- rahim, iki sene önce köy içinden İimam nihâhile bir kız slip evlenmiş fakat üvey anası bu gelinle geçine- İmediği için birkaç ay sonra gene imam boşamasile karısını terketmiş İve bir başka kızla evlenmiştir, Ko. | canmın evlendiğini gören karı da, gene köy içinde Arnavud Halil oğ- hu Hasan ile evlenerek yaşamıya başlamıştır. o Aradan bir müddet daha geçtikten sonra Halil İbrahi- min Üvey anası, bu ikinci gelinle de geçinemediği için zavallı genç, ikin İdi kanını da (terketmiş ve İbekâr kalmıştır. Hall | İbrahim İgürbüz ve yakııkldır.. Birin- İci kocasının bekâr kaldığını gören sandan kaçarak anamam evine gel. rinci koca Halil İbrahime karı ol- mustur. Bir gün tarlada çalışmakta olan kocası Halil İbrahime yemek gö- ikinci kocam Hasan: «Be beğenmedin de gene eski neden kocana Akhisar aliyetini takviye ve bu inkılâb mü- esesesinde fiilen vazife almiş olan elemanları teşvik etmiş olmak için Vali Faik Türsl, Manisa Halkevinin mesaisile olan alâkasını artırmışlır. verilmediği | Vali, merkezden başka kazalar ve hareketleri ve gelecek gü N blar kendiliklerinden et-| nahiyeler halkevlerinin de faaliyet. hazırlanan çalışma programı haki- lerine germi verecek imkânların vü dır. Faik Türel, vilâyet o dabilinde hat almaktadır. Yazan: Valentin Williams Philippe onun sözünü kesti: — Böyle olması mümkündür, dedi. Mazgallı odaya bahçeden ge- İçerek gitmek istiyebilir. Berg istihza ederek; — Öyle ıni? diy ecevab verdi. Ayaklarını çamurlatmadan su ile dolu bir bahçeyi geçmesi mümkün. dür, değil mi? Hayır, azizim, bu ne Racul'dü, ne de ben. Bu, şate alevler içme bile gömülee ayağa kalkamıyacak kadar sarhoş olan binbaşı da değildi. Bu adam, ne Pierre idi, ne de Mareou. Garrison, bu susle ne cevab vereceksiniz? — Şimdiye kadar size söyledik- lerimden ayrı bir şey değil Berg alay eder bir tavırla: — Ja, ja, dedi. Dışarı çıkan siz İidiniz. Fırtınaya bakmak için yarım a yardır! türmiye giden kanın, önüne geçen | (Hususi) — Halkevi-) hin ötedenberi devam edegelen fa- dan I kaçtın? Günün birinde soranm» diye tehdidde bulunmuş, İlk” köyünde güpe gündüz korkunç bir) karı da bunları olduğu gibi tarlada İN | cinayet işlenmiş ve bir genç dokuz kocasına anlatmıştır. İşte husumte| de bu dakikadan itibaren başlamış- tır. Acar bir delikanlı olan Halil İb. rahim, karısına yapılan bu tecavüzü hazmedememiş, kırda kıstırdığı Ha İsana adamakıllı bir dayak atmıştır. Kardeşine atılan bu dayağı bir tür- lü içine sindiremiyen Hasanın kar» deşi Ahmed, bundan üç gün evvel sabahleyin köy kahvesinden geka- rak evlerine gitmekte olan o Halil İbrahimle babası » Veyselin önüne geçmiş, Veyseli: «Senin oğlun bi-| zim biraderi niçin dövdül» diye sorguya çekmiye başlamıştır. Veysel, işin fenaya varacağını anlamış ve; «Onlar gençtir, bugün dövüşürler, yarın barışırları diye » rek eve doğru yollanmış ise de Ah-/ med pürtehevvür Veyselin © üstü: atılmış ve onu tartaklamıya başla” magtar, Evine. doğru babasından birkaç | adım ilerde gitmekte olan ve üze- ben sana| İhtiyaclar Biga şoför ve kamyon sahiblerinin Balıkesir valisinden dilekleri Bigadan yazılıyor: Edre- mid - Balıkesir şosesi çok ha- rabdır, Bunun tamiri Balıkesir nafiasınca bir müteahhide ve- rilmiştir. Her müteahhid, tamir esna. unda - daha fazla bozduğu - şosenin yanından gelip geçen- lere bir geçid yeri yapmakla mükelleftir. Aksi takdirde mü- nakalât durmuş demektir, Lâ- kin her nedense bu müteah- hid, Edremid yolunda Osman. )! lar civarında 50 inci kilomet- rede - tamir yapmak için « yo» lu yarmış, fakat kamyonlara geçecek başka bir geçid temin ve ihzar etmemiştir. Geçen gece Edremid - Biga İ servisini yapmakta olan ve çinde ufak çocuğile hasta bir kadın ve birçok yoleu bulunan Ç| şoför Hamdi Uçağın kamyonu İ Dilekler 9 (Baştarafı ? net sayfada) Bu noktanın halin müteakib yağ çıkarma teşebbüsü de sür'atle inki. şalt etti, İlk tecrübeler neticesinde cibre-! nin beher bin kilosundan 230 kilo çekirdek ayrılmış ve bundan da 28 kilo yağ elde edilmiştir. Ki bu yağ, bilhassn hamıziyeti giderilerek ye- mekte dahi kullanılabilmiştir. Harb den önce yiyecek yağını bol bol te. darik edebilen Franaada, üzü kirdeğinden çıkarılan bu yağ, İzir yağına karıştırılarak boya sana- yünde kullanılmakta idi. iştiha ile yedikle. Halbuki evvelce çe- kirdeği yüzünden bunu hayvanlara sevdirmek mümkün olamıyordu. Ü. züm cibresi, ihtiva ettiği mevadı gı- daiye itibarile yabana atılacak bir yem olmadığından bu neticeye va- rılması memnuni; Hergün 2 (Baştarafı 2 nci sayfada) ve süratli harb kruvazörü ve belki de büyük bir harb gemisi ile irili u. İfalkı on kadar iyi ve yeni kruvazör- den, kırk kadar muhrib ve torpido) ile bir hayli denizaltı gemisinden dik yüzünden » aykırı bir yerden o geçmeğe Y| mecbur kalmış, gece saat onda kamyonun şaftı kırılmış, yol. cular soğukta « yedek alet ge- linceye kadar - 24 sant bekle. Ö| meğe mahküm olmuştur, Bu hale bir nihayet verilmesi sa- yın Balıkesir valisinden O bek- | lenmektedir. l rinde silâha dair hiçbir şey bulun- önyan Halil İbrahim, Ahmedin bu tecavüzüne dayanamıyarak hemen| gelip kucakladığı gibi onu yere yık| kadın, sevmediği ikinci kocan Ha-| mış ve altma almıştır. Veysel bun. lonunda Edi Ahmed ları ayırmıya savaşırken birkaç gin sonra da gene, bi-| evvelce hazırladığı keskin bir bıçar müddet içinde çalışmasını ve bi ğı, üzerinde olan İbrahime | var kuvetile saplamıya başlamıştır. Birkaç dakika icinde dokuz yeri | den bıçaklanan Hahil İbrahl kurtaran yok mu, beni öldürüyor. larin diye bağırmıya | başlaymca (Devamı 8 inci sayfada) Akhisar Halkevinin faaliyeti | halkın — yakın - temin ve köy- ve Otemvir ba faydaları, o Başveki. İlimizin son nutkunu o mütenkib bir kere daha anlaşılmış olan bu mü- esseselerin bilhama son günlerdeki lere aid Münevverle temasını lümüzü irşad kımlarnından katen göz dolduracak vaziyettedir. i İcri arasındaki bayanların adedi de Resmimiz — evimizle bulunan o Manisa bir kıs- saat dışanıda kaldınız ve Raoul'ün, odasına yaklaşmadınız ha! Beni bu. na inandıracağınızı mı o umuyorsu. nuz? Amerikalı biddetten kıpkırmızı oldu: — Sizin inanıp İnanmamanız ba- na vız gelir, diye bağırdı, Vörity, ikisinin arasına atıldı vet — Bir dakika, Stöve dedi. Fakat Berg hiddetle onu tardu — Bizi abdal yerine mi koyaca- ğin sanıyorsunuz? O, bizim küçü- İ ğü dinledi ve Bayan Dean bu sırada / ona bir randevu vermişti, Raoul'ün İ odasma gidip onu orada bulmak ve mâni olmak istedi. Fakat onu odada göremeyiz, mazgallı odaya Okadar peşinden gitti ve onu orada ö dü. Bütün mesele meydanda, | « Garrison lâkayıd bir tavırla o- muzlarmı silkti, fakat Vörity onun gibi sakin görünmüyordu, kekeliye- rek öne doğru yürüdü. Çok heye- canh olduğu zaman dalma keke | Enst Edirne kız enstitüsünün serg si si) — Halkevi sa- e Kız Enstitüsünün ders “yılı başından itibaren geçen Edirne (F ların verimini halka göstermek retile mükemmel bir sergi samere tertib etmiştir. Bi k takdir toplayan bu sergi ve mü - samerede Edirnemizin hemen bü- tün aileleri bulunmuş ve kendile-| nk husule zelmiş olur. Göz yumma” | * İrine çay ve pasta ikram olunmuş! yacak ve kuvvetle senedecek olur. tur. Enstitü öğretmenleri tarafın - dan yeni hayat şartlarına göre iyi yetişmiş ve kadının kıymeti seal fında konferanslar verilmiş, zamanda bu komferanslar Kız! ilerinin tarihçesi, (gayeleri ve kümetin bu müesseselere verdiği ehemmiyet tebarüz ettiril miştir, Bu toplantı münasebetile ye -| mek, biçki ve dikiş gibi evinin ber türlü işlerini görmeği bilen bir| kadının aile hayatında re sa mimiyet, saadet ve ahengi temi »| ayni İne muvaffak olacağı ve böyle bir kadının başka unsurların yardı - bir hayat âmili teşkil edeceği kü- gük temsiilerle de canlı bir mahi- yette gösterilmiştir. | Bu güzel sergi ve müsamcreye halkımız büyük bir alâka göster- miştir. İ Re Biga bığlarında hırsızlıklar çoğaldı Biga (Hususi) — Bura bağların. da herkesin bir kulübesi vardır. Yaz günleri bu kulübede neşe ile vakit geçiren halk, kış irünleri de burada bel, çapa, kapkacak ve iş elbisesi gibi şeylerini saklamaktadırlar, Lâ kin son günlerde, meyva olmaması bahanesile bekçilerin sayım (dörde! indirildiğinden, bu kulübelere bir| takım birsizlar dadanmış, bağ sahib lerinin ziraat aletleri çalınmıya baş| Jamiıştır. Halk, bekçi adedinin fazla laştırılmasını belediye âmirlerinden rica etmektedir, bize doğruyu söylemediği hakkında linizdeki isbatınız nedir? İri adam: — Sekin olunuz, istediğiniz deli- li göstermeğe hazırız, dedi. — Eğer ithamınızda dün akşam, Mösyö Garrisonun şatonun odişarı- sında olması üzerine istinad ediyor. sanız, ayni zamanda ihtiyar hizmet- çi Duncan'ı de itham ediyorsunuz, demektir. Flora ile babasının arkasında du. ran ihtiyar ba etçi, gözlerine kan bürümüş bir halde ilerledi. Torray geriye dönerek bağırdır — Duncan mı dediniz? Berg de şato sahibine ve Vörity- ye şüphe ile bakarak: — Duncan da hal diye tekrar- Indi. Vörity cevab verdi: — Evet o da dün akşam dışarı. da idi, dedi. Mösyö Garrinon ve ben onu içeri girerken gördük. Berg sordu: — Sant kaçta? — Cesedi gördükten biraz son- el — İşte çok cesur bir iddia, Möa. yö Berg dedi. Mösyö oGarrisonun ra. Sabahın ikisinde idi desek ya, nılmış olmayız, mürekkeb olan bu #lo, o Cezayirle Fransa sahilleri arasındaki münaka. leyi temin bakımından mühim bir rol oynayabilir. Anlaşılıyor ki, Fransa, şimdi ha- rekete karar vermiş görünüyor. mali Afrika ile Fransa sahilleri ar sındaki eşya nakliyatını donanma- win him; vermekle bir taraf. tan kendisine yiyecek temin ede- cek, diğer taraftan da Almanyaya verdiği sözü tutmaya başlamış'ol. duğunu gösterm çalışacaktır, Acaba bu gemiler taarruza rarsa, Fransa, İz uğ- Çakra ayrılan üzüm cibre. #i mucib olmuş. giltere ile muhare-| Mart ZİRAAT tur. Çünkü çekirdeksiz üzüm cik sinin terkibinde */14 ham protc 18 yağlı mevad, 7, 48 de azot mevad bulunmaktadır. e Küflenr miş olmak şartile bir kısım kep le karıştırılarak hayvanlara yed len cibreden çok iyi netice alınm tar, Yağı alındıktan sonra artan çı kirdek posası, gübre makamın toprağa iade olunabilir. Bu poi nım terkibinde 96 2-3 nzot, 56 16.. Fosfor, *. 5-6 potas bulnumuştur Görülüyor ki basit bir a bir himmetle küçüksenmiyecek ik ci bir faydanın kaynağı olabilme tedir, Fransanın yiyecek yağ iç baş vurduğu üzüm cibresinden, b de henüz bol bol sirke yapmak bi taammüm etmemiştir. Yalnız har yıllarında değil, sulh zamanlarınd da her çeşid artıklardan faydalar maya çalışılmak lâzımdır. Tarımman Yeni keşif icat ve tetkikler (Baştarafı 2 nci sayfada) miş bulunmaktadır. Amerikan as keri mehafili, bir zamanlar ortayı atılan, fnkat sonra terkedilen bı mesele üzerinde yeniden meşgul ol maktadır. Bahis mevzuu olan 30005000 bergir kuvvetinde buharlı terbin- lerdir. “Gece gözlükleri,, Amerikanın «Popular mecmuasının o yazdığına son zamanlarda İngi talim ve Sayensi nazaran, ordusunun terbiyesinde geniş mikyas- e gözlükleriz tatbik edilmek- tedir. «Gece gözlüklerin bildiğimiz a «gece beyi de göze almış nudır? Kararla»! #lelâde siyah canlı gözlüklerdir. İn- b nında oraya kadar gitmek te var mi- dır? Bilmeyiz; bu nokta, şimdilik ize şüpheli görünür. Fakat, sırf ia. giliz askerleri bu gözlükleri takmak suretile, eşyanın, hedeflerin gece nm. sl görünebileceklerini tetkik et. 4€ bakımından da olsa kararın ©. | mekte ve bunların gece manzarala- hemmiyeti yok değildir. Eğer, İn- giltere bu işe göz yumduğu takdir- de ablukanın bir tarafında bir ya- © zamanda Fransa hükümeti rı karşımında, bu tedbir. Fransız ei leri daha ileri götürmeğe doğu bir| aralarında radyo vamtasile İ tesis etmekte idiler, Bir tayyare fi losumun kumandanı, kendisine bağlı kuvvet kazanır, Şu hale göre, eğer Fransanın, mühim kararları varsa, hareket için, gerek dahile ve gerek harice karşı, seçmiş olduğu plâtfor- ma çok mahirane bulunmuş bir isti- nad noktası gibi görünüyor. Ak uhittin Birgen Sözün kısası (Buştarafı 2 nci sayfada) | tayyareler, hem kendi nız müsaiddir ki ben bu birkaç yapacak değilim, Maksadınız muzur bir madde olup olmadığını mek ise, benden rasgele bir heki- min raporunu istemekle o maksad. dan da uzaklaşmış oluyorsunuz. Şu balde, ısrarınız bana eziyet ölmek- ten de gayri bir mana ifade etme; ünkü siz hem beni, hem de - teslim etinediğiniz için -ne, si, olduğunu bilmiyen bir hekimi zali yalancılığa, sahtekârliğa sevk ediyorsunuz. Öyle ya? Bu, ilâç de- ğildir; ve ben hasta değilim; sonra dn bu ilâç (1) beni tedavi etmiye. cektir. — Olmaz, bayım! Veremeyiz! — Siz bilirsiniz. dedim; ve çe- ildir. Çekildim amma, ciddi söylüyo- rum ki pek üzüldüm, ufacık, değer- siz bir hediyeden mahrum olduğum- dan dolayı değil, cümhuriyet teji- minin gümrük memurunda © «rüsu. mat emaneti celilesi hülefasın nın “mini göstermektedir. m — m alma | İnce ve tiz bir sen sözünü kesti; — Mösyö aldaniyor. İhtiyar uşak bir adım ileri atmış, onlara hissiz bakışlarile bakıyordu. Verity, dostu ile göz göze geldik-| dı ten sonra bu sözleri protesto etti: — Sizi gözlerimizle gördük, de- di. Sırtınızda bir manto vardı ve ayakkabılarınız da çamurlu İhtiyar sözlerinde wrar e — Geceleyin şatodan dışarı a- yağımı bile atmadım. Garrison ayak diredi: — Ayni zamanda holden de geçtiniz, Bir mantoya sarılmığtınız ve başınızda da kasketiniz vardı, Duncan tekrarladı: — Mösyö aldanıyor, Gece yarı. sından önce yatağa girdim ve uzun galeride ayak senleri ve konuşmalar İşitinceye kadar yerimden bile kı- mıldamadım. Stephen söze başladı: — Gözlerimiz aldanmaz, görmedik yal Devam edecekti, fakat bakışları Floraninkiler ile karşılaştı, genç kız ona korku ve dehşetle karışık, yal. rüya kestir-! rile ünsiyet kesbetmektedirler. İngi- İiz askerleri bu sayede, nisangâhı görmeden ateş yepmak usullerini de öğrenmektedirler, i Teyyare işaret lâmbaları kendi irtibat Şimdite kadar tayyareler olan tayyarelere, radyo © vasıtasile emirler vermekte idi. Fakat bu usul düşmana tayyarenin yerini belli ct- mek bakımından mahzurlu idi. Son zamanlarda İngilizler, kısı mesafe. lerde radyo yerine hususi bir nevi işaret lâmbaları kullanmağa başla. mışlardır. Bu lâmbalar sayesinde, aralarında irtibat yapmakta, hem de yerlerini mına ihtiyaç duymadan Iktısadi) gramlık nesne ile bunun ticaretini düşmana belli etrmemektedirler, Bir yangın başlangıcı Beyoğlunda, Tarlabaşında Ho » rasancıyana aid 232 numaralı a - partamandn altıncı dairesinden ev- velki gece yangın çıkmış ise de it - faiye tarafından derhal söndürül « , müştür, Bu aparlıman sigortalı bulundu - ğundan ve yangın da mal sahibinin oturduğu kanan çıktığından keyfi. yet adliye ve zabıtaca tahkik edil - mektedir. zihniyetini, inisyativ ek: sahede eylediğimden ötürü içim fe. na oldu.. Her şeyde akla hayret verecek yenilikler yapan biz, memur zihni- yetine seyyanen neden mantık aşıla- yamadık diye... E. Ölsem ale varan bir bakışla bakıyordu. Sustu ve mırıldandı: — Ortalık zifiri karanlıktı. Bek kemi bir başka hizmetçiyi gördük, Vörity: — Haydi, Stephen... diya söze başlıyordu ki, ayağının ucu dürtük dü, sustu, Şato sahibi hayret eden bir sesle şunları söyledi — Bu gördüğünüz adam, gayda çalan ihtiyar Bary'dan başkası mi- dır, bilmiyorum. il bunu soruş- turup öğreneceğim. Sonra Berg'm şüpheli dikkat ederek susta, Flora onun koluna girdi ve: — Eğer Mösyö Berg'in bize artık ihtiyacı yoksa içeri girelim, Sabah kahvaltı hazırlanalı yarım saat 6. luyor, Bu anda bahçeyi bir o«Holâf» kelimesi çınlattı, Boldini pencereler den bizi önünde duruyor ve tavrına gelmelerihi işaret ediyordu. dArkası vaz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: