18 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

18 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dikilide Harab olan bu kazanın Unarına ehemmiyet veriliyor b 1, Dikili, (Hususi) sile harabe haline gel bilhassa Di r, yandım de bulunmuşlardır. arma kumandanı lefonlarım tama #mak ve köy yollarını da Güzelt- için © mktadır. Bir adam ağ”çtan düşerek öldü Kandira (Hususi) — Kazam - m Akçaora nahiyesinin Kapekl: köyünden tahminen 70 yaşlarında kir isminde bir ihtiyar, tarla- mdaki büvük bir ağacın üst dal İrma çıkarak köydeki ihtiyacı İ- Sin odun kesmek isterken müva ini kaybederek vere düşmüş € derhal ölmüştür. Balıkesirde tek tip ekmek çıkarıldı Balikesir (Hususi) — Behke © bir müddettenberi tetkik ve sübeleri yapılmakta olan yüzde » beş çavdarlı tek tip ekmek usa. , tecrübelerden iyi neticeler alın- önden kabul edilmiş ve İZ kuruş rinden narh konmuştur. Trabzon Halkevinde aile top'antıları Trabzon (Hususi) — Şehrimiz İslkevi on beş günde bir sazlı ve ğlenceli aile toplantıları tertib ede- ek muhitte samimi bir hava yarat. maktadır. Bu toplantılar white iyi karşılanmakta ve bütün hünevve sileler iştirak etmektedir. İnegölde tütün satışı İnegöl (Hususi) — Ka £ ancak beş iştir. Burada ti tacir bulunmasına rağmen tütün list pek ağır gitmektedir. İnhisar iz ves Müdürü Nizamettin müstah 'n İshine tütünleri kendi eksper- p V€ muayene ettirmekte ve değer ila datışinı temin © eylemekte ve * miretle alâka göstermektedir. Ceyhanda yeni mahsul vaziyeti Ceyhan ( Hususi ) — Geçenki Ktubumla da bildirdiğim veçkile de pamuk tohumu ekim faali- hizla devam etmektedir. Di İlan bölgedeki arpa mahsulle . iie hemen hemen kâmilen başak miştir. Ayas minlekasında bu yirmisinde arpa (o mahsulünün esine o başlanması kuvvetle temeldir. — Oruvuar Bay Temel... erken in, m elini ne h, 5 ne samımi bir tarada sıkı- «du! Najme Sülünü teşyi eder- kuv- — Evet, bakalım, belki geliriz. Sülün ise: — Mutlak geliniz. bu i bir numaraya başlıyorum! h, Div Diyordu: Acaba bu delikanlı. " a ti Lal he gibi numarası vardı? «Nu- Maya başlıyorum'» dedi!... Bu he demekti?... İş, güç bırakılıp > dösünülmez ya... Bu aralık hı ii içmekti. O halde içmek Jâ- li, Ra Şerefine 'Turhancığım!... Kıyı henüz yuvarlamıştı, bir I ı- | bir Yazan: O. Henry Alt katın penceresi yerinden oynadı. Adam, bir adımda kendi- İni evin içinde buldu. Düşünmeye başlamıştı. Paketinden bir sigara alıp yaktı, Alacağı daha başka | seylerin zamanını kolluyordu. Alev, yüzünü aydınlatmıştı. Bu hırsız yüzü idi Fakat yüzü > ölçme Bel nife tâbi tutul Polis hakikatte iki tip hırsız tanır. Yakalıksız, kravatsız hırsız, bu tip, hırsızların en aşağı mev'i- dir Enseleneceğini hiseedince yapmaktan çekiridiği biçbir sey yoktur. İkinci tip, zarif hırsız tipidir. Gündüzleri centilmendir. Avukat olduğunu söyler, dekorator oldu- ğunu söyler. Annesi kibar bir ka- br. Hırsızlık yaparken tebdili kı- yalet eder. İstatistiklere bun: ar yakalandıkları Z&i ları bir tırnak törpüs maktır. Tabkikatın bunların çok memlekette nikahlı Okatiları ve dünyanın ber iarafında ni Iları mevevâ olduğu anlaş toğralları Kaz e, bir tek şi- şe içmekle birçok doktorların te. davi edemedikleri hastalıklara si fa olan ilâçların reklâmlarile çer- çevelenmiş bir halde çıkar. Bizim hırsızımız, ne birinci tip- tendi, ne de ikinci, Arkasında ma- vi bir amele eibis: dı. sınıfa ithal edileb i ki... dik kıyafet etmeden hırsızlık ya- pıyordu. Maskesi voktu, lâmbası yoktu. Hususi terlikleri yoktu, Revelveri elinde idi. Şiklet niyordu. Evi gözlerken gördükle- rini kafasında toparladı. Çile ler kesilmemiş, fidanlar buda ) ş. Demek adını burada de- mal deniz ban- | | #ildir. Ağlebi yoları için gitmiş bine, yahud beyaz kasketli birine o ana kadar kassas kalbini hiç kimsenin anlıyamadığını itiraf et- mektedir. Not edilmeğe değer bir nokta, Üçüncü katta, bahçe üstünde iki pencereden örünüyordu. Demek oluyor ki ev sahibi erkek te kitabını okurken uyuvakalmiş- tı. Bulunduğu y ek salonu idi. Mohilyaların hepsi örtülü gü- müş takımları ortadan kaldırılır olacak, Herhalde bankada kasada. dır. Bütün ümid üçüncü katta, biraz para, bir saat, bir kravat iğnesi, Vaziyet fena değil... Bir kere daha bahçeye çıktı, o pencereler hâlâ aydınlıktı, Tâmbayı söndür- meden uyuduğu tahakkuk ediyor gibi, göreceğiz. Hırsız, pencereleri ışıklı odaya girmişti Komedinin lâmiba yanıyordu. Karısık halde konulmuş benknotlar, bir saat, a- nahtarlar, sönmüş bir sigara, .ve yatakta bir odam, uyuyan «dam, Hırsız bir adım att. Parkeler merrdadı. Uyuyan uyandı ve sağ elini yastığının aitına soktu. Hır. sız, kumanda etmekten ziyade ik- na edecek bir sesle: — Eller yukarı, deği, korkacak bir şey yok. Benim yerimde Li kası - olsaydı, şimdiye kadar sizi Aymma ben ü balık yumurtası parçasına çatalın batırmağa uğraşırken Naime içeri gire ve neş'eli bir sesle: — Haydi, bir poker yapalam!.. Bu İstanbu! kadınları cidden yamandı. Temel ömründe kadın- larla poker oynamamıştı. Kadırla- rın bu oyunu bildiklerini de tah. min etmezdi. Kadınla kumar oy- namak cidden tuhaf olacaktı, Hiç şüphesiz Turhan çok hoş bir arka- daştı. Karısının bu arzusunu bir ömi: âkki ederek oyun masası- nh inmağa, fişleri dağıtma kâğrdları kutularından çıkarmağa başlamıştı. Demek oluyordu ki po- dındır. Zengince muhitlerde tanı-| üzerindeki | üşterek derd Tercüme eden: İsmet Hulüsi İçncü hevidenim, sadece eller yu-| ara. Yatakta yatan sağlam, ayni zi-| |manda da sağlam değil gibi görü-. ordu. Güçlükle (o doğrulabildi. »l elini kaldırdı. Hıraz emir verdi: Öteki eli de, — İmkânı yok. — İmkânı yok mu? — Omuzumda romatizma var- dır. — Romatizma mı, mafsal roma- ması mı? — Bundan size ne? — Şev, alâkadar oluyorum da, — Sebeb? Hıraız tabancasını tuttuğu elini| hareket ettirdi. Yatakta yalan an- İlsttı, buşlanşıçta hafifmiş, omuzu! sızlamış, sonra sızı dirseğe inmiş — İşte bu fena. Hırsız sağına soluna baktı. Yü. zü gerildi. | — İşte fırsat, vaktinizi boş ge-| İçirmeyin, ne aşiracaksanız biran evvel aşır — Affedin, birdenbire bende de sırlar ârız oldu. — Raematizmak bir katil... Hırsız anlamamazlıktan geldi. — Romatizma size her zaman! ıztırab verir mi? — Evet, ye size?.., Bende de. Sabahları mı, akşamları mı? meşgul zamanım. Ha elinizi indi- rin, rahatsız olmayın. — İliç kullanıyor musunuz? — Hangi ilâcı kullanmadım ki Elindeki tabancasından rahatsız oluyor gibi idi. Tabancayı cebinin İ üzerine yaklaştırdı ve güya yatak- takine belli etmeden cebine kay- dırıverdi. — Şimdi olan biteni unutalım. Şaka idi farzedelim... Şaka ok maz mı ki. size bir teklifim var, Bana bir teklif? — Evet, hemen giyinin, sizinle İbiraz.dolaşahm. Buranın havası cok sıkıcı, hem mademki madam da plâj plâj geziyor. — Ben mi giyineyim. Bir bafta- danberi kendi kendime pantalon giymiş değilim. Oda hizmetçisi na- sılsa uğruyor da, beni o giydiriyor. — Ben size yardım ederim. — Amma bu âdet olmamış. — Âdeti bırakın bir yana. işte gömleğiniz giyin, ben kollarını tu- tuyorum. * Yatakta yatan kalktı, Sanki İsihirlenmiş gibi hırsızın yardımile İ giyindi, kapıdan çıkarlarken ceb-İlerdir. Sene 476. lerinin boş olduğunun farkına varmıştı. Az kalsın parasız dum Hırsız. onu kolundan yakaladı: — Çok rica ederim, davet eden benim. Siz terebantin friksiyonu- nu hiç tecrübe ettiniz mi? Bazıları çıkıyor- Akşamları, yani benim tam. Tokad (Hösusi) — Halkevimi. zin yayın kolu başkanı Korkut Araz ve üyel öğretmen Küâziri can ve Mecid Gürsesten müteşekkil heyet köylere giderek halkin büyük bir alâka ve canhlığı arasında dün. nda YAZAN : EKREM REŞİD ker oynanacaktı. Doğrusu güsel bir fikir. Yalniz, mevcud şahısları ken. disile beraber, birkaç defa saydı- E balde bir türlü dördüncü oyun-| vik ziyanlı olduğu halde Temelin | artmıştı. cunun nerede olduğunu göremi- yordu. Nihayet merükin: yeneme- yip sordu; — Dördüncü nerede? Cevabı Naime verdi: — Canım üç kişi oynarız, ns zararı VW Daha lur.., Böyle kibar ve güzel bir kadı nım sözleri ancak tasdik edilirdi: — Evet... Daha... Şev... O de- diğiniz olur... İki dakika başla- | | sonra oyun faydah olduğunu sBylüyorlar. durumu hakkında kanferanılar ver) mişlerdir. Köyiülerimiz İnönüne ker gı olan bağlılıklarını coşkun tezahü ratla göstermişlerdir. Resim Bizeri nahiyesinde öğretmen Kâzim Özca. m konferans verirken gösteriyor. rım Sâalle Temel arzu eltiği ka- dar, arzu ettiğinden de fazla ka- zari, Kendi kendine: «Burada yedik, içtik, şimdi de ev sahible- rinin paralarını alıyoruz, Ayıb ©- lur> dedi, fakat zihni fazla düşün- ceye bu aralık müsaid olmadığı için bir lâhza duymuş olduğu mah cubiyeti pek çabuk unuttu. — Beş, — On beş! — Üç dam! — Pul Oyun kızışmıştı Naime, en bü- takdirini kazanan bir oserbestile oynuyor ve oyunu yükseltiyerdu. — Beş liralık bir tur!... Temelin önünde biriken fişler ©peyce bir yığın teşkil ediyordu. TTurhanla Naime iyanı ber el. oldu. Temel bunu büyük alkış ve terahüratla karşıladı. İki üç el sonra dört ru karşı Naime dürt âs çıkarıp vüz on lira kazan- dığı vakit alkışlar ve tezahürat Yugoslavya en eski tarihe malik bulunan o memleketlerden (biridir. Kablettarih yaşamış olan ilk insan. lardan kalma ilk öskelet Zagreb ci- varında Krapinada meyduna plmiştir. N ve maden devirlerine günkü Yugoslav toprakları ukuri yen» ve «Irak» kabileleri tarafın. dan meskün idi. Milâddan evvelli dördüncü asır. da bu memleket «Seltik» kabileleri &in istilâsina uğramıştır. Selt kabi. leleri buralarda, mezar taşları, or- dugühlar harabeleri, opalaBitler. va. zolar gibi eserler birakmışlardır. Milâddan 400 sene evvel Yunan ular Adriyatik sahillerinde ve Adri yatik adalarında ilk Yunan müstem İekelerini tesis ve teşkil eylemişler. dir. Bunların başlıcaları şunlardır: Yı Bsanı ile Sırb Hisanı ile Pharos Starigrad Korkyra Korcula Epidauros Cavtat Trogir Trawgarium sn Vis Epkion Stobrte Milâddan evvelki üçüncü serin sonunda Romalılar bu memleketin şarkına girmiye başlamışlardır. Tam iki asr süren çok kanlı muharebe. lerden sonra Romalılar Panoniyen ovası ile Balkanları istilâ etmişler. İdir. Romalılar buralarda imadenler İişletmiye başlamışlar ve şehirler kur muşlardır. Yugoslavyada hâlâ Romalılar. dan kulma eserler o görülmektedir. Bu eserlerin en mühimmi Split şeh- rinde imparator Droeletien'in muaz. ram sarayı ve Bosnada ve cenub Sırbistanında bulunan maden ocak. lardır. 395 senesinde vukua gelen Ro. ma İmparatorluğunun inkısanı üze. rime Balkan yarımadası Bi | | Cenubi Sırbistanda Stobi'de va- pılan hafriyat Bizanı zamanından kalma büyük bir şehri meydana çı. İiermişter. Beşinci asırdan itibaren, şarktan gelen muhtelif kabileler Tuna nehri mi geçmişler, buraya vasıl olmuşlar ve bu imparatorluğu nihayet vermiş asrın sonunu doğru Slav kabileleri meshur Karpat dağlarım aşmışlar ve Pannonis ve Balkan yarımadasina yerleşmişlerdir. Slovenler Sloven'ler şimdiki Yugoslar arazisinin şimali garbisini isgal ede İrek Sava ve Drava nehirleri mem. balarınin gerilerine kadar sarkmış İlardır. Sloven'ler bir devlet kurmuş larma da bu devlet payidar olsme. miş ve 778 senesinde o Fransiz hü. İkümdan © Charlemagne tarafından ilhak edilmişlerdir... Hırvatlar Yedinci asırda Hırvatlar ortaya gıkmaşlar ve Drava ile Adriyatik arasindaki mintakaları işgal etmiş. lerdir. Hirvatlar işgal etmiş olduk. mişlerdir. 925 senesinde Hirvatistan krallık halini almıştır. İlk kralın ismi To. dslav'dır. o Fhrvetistan © Krallığı Kral Kresimirin (1058 . 1076) idaresi sltinda büyük bir kudret ik tisab etmişti Bir müddet sonra Hirvat Kın. lık hanedanı azasından kimse kal. madığından, 1102 senesinde başlıca on iki Hırvat kabilesi reisleri top lanmışlar ve Macaristan Kalı Kolo man ile bir muahed akdetmi oklukça bafiflemişti! Bir kadin ta- ralından yenilmek Temelin hem gücüne, hem hoşuna gidiyordu. Maamafih önündeki fişlerin çoğu karşıya geçmişti, Fakat bunun ne Ortada bir bayli para birikmişti, Elinde üç âs var- dı, Najme oyuna iştirak etmemiş- ti. Binaenaleyh onun şansınden korkmağa mahal! yoktu, Turhanla karş karşıya (kalmıştı. Kadma vermiş olduğu paraları kocasın- dan geri alacaktı. İki onlu çekip elinde ful teşkil ettiği vakit bu kanaat kendisinde bir kat daha — Elk! — Gördüm! Dedi ve ortadaki paraları önü- enteresan ©-ide artıyordu. Nihayet Naime mü-|ne çekti. Temel kaybetmeğe baş- ihim bir pot toplamağa muvaffak | ladı. Beş on dakika sonra üç vüz lira zararı vardı. Hiddet, patlak İ vermeğe amadaydi, fakat zemin müsaid değildi. Bu kadar kibar bir muhitte hiddelin ne derece çirkin olacağını anliyan Temel Slovenler lan mıntakalarda ülkelerini tesis et. |, Tarihi tetkikler: Sırb, Hırvat ve in tarihi Dalmaçya sahillerinden bir görünüş Bu muahede mucibince Hnvat tacı ve krallkği Macar kralı Koloman ve ahfadma kalmıştır. 102 senesinde Hırvatlar ile Macarlar arasında ak- tedilen bu mühim muahedenin hü. kümleri I918 senesine kadar mute. ber tutulmuştur. Bu swretle Hırva. tistan 1918 senesin: kadar Macariz tans bağli yapammştır. Drava mehri ile Adriyatik denizi arasinda bulunaa Hırvat mıntaka. lar tarihi âbideler bakımından çok zengindir. Bu mühim abideler orta çağda Hırvat medeniyetinin parlak İlğin ispat cimektedir. Sırplar Sırplara gelince, yedinci asır için de Sırplar Morava ve Vardar ne- hirlerinin gerb mintakalarında yer. leşmişlerdir. Sırplar birçok kabilele re ayrılmışlardır. Ar'arında ittihad Bizansaİve tam bir anlaşma bulunmadığın. dan Bizans bundan bilistilade «Mil Wi bir Sırpn o devleti tesisine uzun müddet mâni olmuştur. Bizans ile Sırplar arasinda müca deleler vukubulmuş ve bu mücade. lelerde bilhassa Raska mıntakası sa kinleri büyük kahramanlıklar gö. termişlerdir. Raska Sirbistanın nüvesini teşkil etmiştir. Kral Nemanjici bütün Sap Jari kirleştirmiye muvaffak olmuş. tur, Nemanjici hanedanı ilaresi on ikinci asırdan on beşinci asra kadar devam etmiştir, Bilhassa Kral Duşan'ın 1331 se. İnesinden 1355 senesine kadar süren idaresi altında krallık parlak devir yaşamıştır ” Sırplar, Nematijici banedam ida. re ulunda büyük bir medeni kabi. liyet göstermiye muvaffak olmuşlar dir. Muazzam manastırlar, kiliseler, binalar, mektebler, abideler tesin ay lemişler, maden ocakları işletmiş - ler ve çek uygun kanunlar yapmış. lardır. 1349 senesinde Kral Duşan ta. rafından isdar edilen kanun Serp milletinin yüzünü sğartacak âbide. lerdendir. Fakat Kral Duşan'ım vefatından sonra Sırplar birbirlerine düşmüşler ve dahili mücadelelere başlamışlar dır. Bu mrada Osmanlılar buralara gelmişler ve Sirb krallığı öihayet bulmuştur, 1389 senesinde vukua gelen Ko sova meydan muharebesinden son. ra Osmanlılar Sırplar» galsbe çel. maşlar ve dört asr müddetle Sır. bistanı işgal etmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğunun ce - swbi Serbistandaki hâkimiyeti 1913 İsenesine Okadar sürmüştür. Sir. yfa 7 çüt kendini güç zaptediyordu. İmafih ter basmıştı. Ceketini kardı. Naimenin: | — Sıkıldınızsa birakalım!.. Demesi üzerine itiraz et — Yok efendim, yok!... Temel reis derler, Ben oltayı ko- lay kolay salıverenlerden deği. lim... Orkinos yapıştı mi ben de yapışırım O çeker, ben çeke. rim... Haydi, kâğıdları dağıtın | bakalım... Bir müddet sonra, Temel yele- ğini de çıkarırken: — Desene k z pâpel daha de-”| nizin dibine £ Ammz kizış- tıkça, kızışıyoru Diyordu. Ayakkabları sıkmağa başlamıştı. Ayağından atıverdi, Yeni bir kayıb üzerine kuşağını da çözdü. Bu saçma oyunla *ltı yüz lira vetin mdi, gene Turhanla karş Ortada elli lira vardı, dam. Turhan üç ruva aç Man. Gg.

Bu sayıdan diğer sayfalar: