19 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

19 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yukardaki bümecemizi har zaman)du. bütün insan - kinden duha kolay bir geküde çüzebi Meeksinir. Çünkü kuluların keners. Hasilie Gö da şekillerin isirelerinin baş barMerimiİlera fenalık ya - kullanırsanız diğer kutulara harflerİpar, nede onlar. yerleştirmek kalıy olacaktır. Boidan sağı doğru: Haritaların bir arada bulunduğu bir cild, Kışın gökten düşen beyaz şeyler. | de Böylede Alke. Hayatta olmuş vak'aları anlatan ki. tab, Yukarıdan aşafıya; Hududları bekleyen kahrıman. Ce- mi edatı. Kedilerden çok korkan kü, şük hayvan, Doğru bilenlerden bir kişiye gok gü SON P Bir Eskimo Hikâyesi . S1 a lirim çek az bildiğimiz Alas nn nineleri hâlâ *üçük © yavrulara vw şüzel masalı sözlerle, Vaktile bura - larda güneş da - ha parlak, insan. lar .daha güzel, hayvanlarsa hür ve rahattılar, Her sey bol - lar birbirlerini se. verlerdi. Hayvan insan - dan O kaçarlardı. Çünkü © insanlar da hiçbir hayva - na dokunmazlar - ka güzel günler geçirirken bir gün ortaya Sibala is - minde on beş yaş larında bir çocuk çıktı. Bu çocuk diğer al GA lara oyunlar ya - patdı. Gene böy. İc bir gün, gere balinalara — oyun Oynarken, bir bü. yük balina başını sudan çıkardı ve dile gelerek de - di ki: balinalar buzlu denizi altüst ede - rek cenuba doğru Eskime o çocuklarından çok|kaçtılar ve artık bir daha görünme. #el, Büyük &ir çocuk romanı verilecek farklı idi. Bir kere gözleri fıldır fılİdiler. Bunun üzerine Eskimolar ara tir. Bir kişiye maroken kaplı ve fev-! kalâde kâğıdlı bir mubtira defleri, diğer otuz kişiyi de ayrı ayrı güzel ve kiymetli bediyeler vereceğiz. Bu bime £enm cevabi en geç 2 May Cuma Bününe kadar malbaamıza gelmiş ol. Malıdır. Bilmece cevabını bite gönder. diğiniz zarfm üzerme vBilmecer keli- mesini ve bilmecenin gazetede çıktı. #l tarihi yazınız. DS 1 — Kanada ormanları ara- sında iş görmbkte olan Piyerpon imninde bir orman mühendişi ile oğlu bir sabah şehre gitmek Üzere kızağa bindiler ve yola çıktılar. Keydilerini evin küçük kızı uğurladı: «Geç kalmayın, merak ederim!» diye arkaların- 4 — Bir köprüye vaklişirken oğlan b rdenbire: «Bu köprüyü hızla geçelim, köprünün ipleri- ni keselim!e diye bağırdı, Baba da bu fikri muvafık buldu ve baba kızağı köprüden o geçirir geçirmez atladı, köprü... «Son Posta» nın tefrikas: 22 Ça, Artık Temelin sabr: tükenmiş- ©. Yerinden fırladı. Fırjarken is- kemlesini düşürdü. Ceketi, yeleği yere yayıldı. Kaç zamandır güç- Mikle zaptetmekte olduğu hiddeti simdi bir karayel ediyor, kasıp kavuruyordü: Kurdların h yn fırtınası gibi| Merak etme bavan geri var küvvetile ortalığı allak bullak | değiliz!. Öyle küçüklükler dir büyük bir tecessüs duyardı. Her 59 yin içyüzünü öğrenmiye çalışıyordu. Bundan başka sinsi sinsi bir takım hayvanlara ve insanlara mauziblik - ler yapmaktan hoslarırdı.. Sibala'nin özerinde durduğu hay vanların başında balinalar gelirdi. dönerdi. Sonra her şeye karşi/snda yağ mkıntısı bargösterdi. Si bala bu sefer fok balıklarına musal. lat oldu, onları da ürküttü, onlar da şsimale, buz kayalarına çekildiler, Bu sefer memlekette et sikintisi baş gösterdi. Sibala sira ile Pengonenle.. ri, beyaz ayıları, Eekimo köpekle. rini, martıları rahat biraktılar. Onların denizde yüzüşlerine düket| Artik bir gün geldi ki, Eskimo di. le bakr, sonra küçük balıkları birtyarında hayvan namına bir tek şey torbaya koyarak denize atar, on. kalmadı. Bazan bir hayvan burala. ücumundan nasıl k 2 — Fakat bir müddet yol aldıktan sonra bir meydanda kurdların gücumuna uğradılar. Her ikisi de evvelâ şaşırdı. Fa- ket biraz sonra kendilerini top- ladlılar, kuzaktaki eşyayı boşalt- tılar, sonra bir ateş yakıp kurd- ları yaklaşmaktan menettiler... NY a $ —... Basına koştu. Bıçağı- nı çekti, Oğlan da elindeki sopa ile köprü başında durürak kurd- ların gelmesini bekledi. Biraz sonra bütin kuralar köprü üs. tüne geldiler, toplandılar. PFa- kat oğlanın elindeki o sopadan korkarak durdular. kaparken Naime önündeki pürs-| ları İki göğsü arasina Bu Mtiyattı tedbir Temelin zünden kaçmadı. ! Sakla... Paralar iyi sakla. alacak | bana yakışmaz, size yakısır!... Sen de! gö-! Yeter artık!... Canıma /Turhan musın nesin, sudan çıkmış « Sen me biçim adarısın! palamut gibi suratıma ne bak:-! bet... Sen hiç utanmaz mısın?...| yorsun'... İyi bak!,.. Son görü! Geleni geçeni evine çağırıp sen) şündür böyle soyar mısıu ma ka-| Eyvah!... Adi tabancasın!, bahat bende!,.. Cal ettim de) tıçı buraya geldimi,.. Temel, böyle bağ'rırken, han iskemlesinin üzerinde Yüp maymun «ibi gözlerini açıp i. Turhan bir kat daha kü- yı Tür: | çüldü, göz kapakları daha süratle büzü- kalktı, İtiraz etmemek, bir Tim gibi sessiz kalmak Nalme- urtuldular ? 3—... Ve birdenbire büş ki- zağa atlıjarak bütün huzlarile kaçmağa — başladılar, © Onlar, Kurdların gerideki eşya ile maş. gül olup kalacaklarını sanmış- Jardı. Fakat aç kurülar baba o- Zulun pöşini bırakmadılar, Oğ- lan elindeki sopa ile bütün hü- cumları karşılıyordu. 6—... Köprünün ipini kesti, tahla köprü büyük bir gürültü ile uçuruma doğru uçarken kuvdler da beraber yuvarlandı- Tar. Baba oğul böylece kurtul dular ve şehirde işlerini görüp evlerine döndüler. YAZAN : EKREM REŞİD nin sanma lâyık değildi. Söze ka- sıkıştırdı, | aştı. — Temel reis"... — Sui... Defolt... Karşimde hamsi gibi fıkırdama, yunus balı- ğı seni Tövbeler olsun; bura- dan varayım gideyim, elimden bir xaza çıkacak!... “ Bir anda, Temel ayakkablarını giymiş, kuşağını sarmış, yerden yeleğile ceketini almış, kapıya fır- İlamıştı. Naimeyle Turhan çünsız, hareketsiz birer bebek öolmüşlardı. hca kapanması tehlikenin geçmiş olduğuna dair bir işaret tesiri ver. di, Bebekler canlandı, birbirine baktı, İfk gülümseyen Naime ol OSTA ( Şairin) Dün akşam geçiyordu, ordular mağ rar, mağrur, O yağız çehrelerden toprağa dökü, İ Dağlar veriyordu in türlü, san Sekizinci ders - Lesson çağ $ İ — Sibala, yapli © meçhul urakları yakın gören or tığın şey çok fe. İ dular... nadırl, Eğer bizi mukaddes güne .|: Mehmedelğin yüzünde rafer çizgi. şin doğduğu gün | İt ve da de aldatmıya j Türk gücünü söylesin, geçmiş kan, kalkarsan, seni|$ h asırlar, bütün Eskimolar - i Yurduna göz koyana Akdeniz oldu la beraber yağaız|: mi bırakırız!, Sibala o buna ; a $ Mehmedcık bu vatana yi l göğsün! İİ O günükü kahramandır, başımız. $ Türk kaniyle çizilmiş, gördüğün bu hududlar, ? vücudlar ; : Hepimiz bir tek kalbir, hayran bi. İ e Bar a siüeünsreores0Aü. pe aneen za inmiye kalkan, et, yağ, deri ve tüy sıkıntın çeken insanlar bunları parçalamıya : koşarlardı e Böylece Sibala'nın hayvanalra yaptığı ezi . yetlerle Eskimo diyarında ne rahat, ne huzur, ne bolluk, ne de güzellik kaldı. Sibala'ya artık herkes dani. dı. Çocuk unas'nın babasının buz- dan külübesinden bile kovuldu. Sa. hil boyunda bin türlü çalşmalardan sonra kendine bir büz kulübe yaptı, sonra geceleri hırsızlıkla elbiseler, kancalar, demir bıçaklar tedarik et &, Şimale veyahud enbe ava çik- b. Yiyeceğini güç temin - ediyordu. Günler, aylar, seneler geçti, Sibala bir gün şimaiden bütün hayvanla cemuba doğru göç etüler, İlk işleri Sibala'nın buzdan kulübesine saldır) mak oldu. Onu bu kulübede parça. ladılar. Sonra Eskimoların bulundu. gu yerlere hücum ettiler; Kanlı ba. #usmalar oldu. Ve Eskimolar bu vahşi ve aç Kayvanları kırıp geçir. eler. İşte o gündenberi insanlar ve hayvan) ne zaman olursa cİsun birbirlerine | saldırıyor, | birbirleri. mi öldürüyorlar, Leylekler ve kırlangıçlar neden yöçederler ? a inönü, from #he table. Tanrı kadar azizdir, © gün Sen; (nayvz) dır. Se Sadiiilari toes (pteytouz) dur. Edirne: M. Sıtkı Yurdakul 3İ (“Son Posta,, nın lisan dersleri J $ ayda pratik usulle Enoilizce HAZIRLAYANLAR: Prof. A. R. Thompson ve İrfan Konur Gb nci Yedinci derste verilen vazifele-| rin doğru şekilleri: 1. İ give food to you. taste, | put at the table, from the chair to the 10. The orange is not sour İt is sweet. . IL After the meal you and İ g&o 12. Apples have skins. Grammar: Knife kelimesinin cem'i İmives Potsto kelimesinin çem'i pota- Text: Tercümesi gelecek derste veri- lecektir: A meal You ani İ go to the table. On it ave food and drink. Here is some #oup in & pot and there are some erys in a basin. At the right side of the cup are patatocs on a piata. That is an org on that plate, With Knives and At the left side of the table is my hair. Your chsir is «: the apposite side. İ go to my chair. Here are my knife and my fork and my spoon. A: the side of my plate is my cup. On iğ pile ie bele vw. a i : Büyük şehirlerimizden birinde © turan bir erkek okuyucum bana &k sık görülen, fakat ekseriya siyah bir örtü alında gömülen bir facısdan! bahsediyor, bu faclayı size anlata. yalnız hâdısayi biraz tahrir €- umumi mahiyette bir kroki bir genç kizla teniş- (will take an orange, jCp and give it to yow Thisisa ,! The taste of the nut is bitter. You Savm 5 ders #et some rice from the plate at your side of the table. İ put it on my plate with a spoon and İork. You have an egr and a polato. You put salt on your egg, After my rice İ will take some fruit, İ İ will put some milk in your bottle of milk. İt is not a bottle of water. You take a nut from your plate and put it ın your mmoufh. put some sugar on your İohyue with a spoon. İ have an orange, İ take the skin off it wiih my fin- gera Some oranges are sour. My orange is not. İt İs sweet. İ put some af the skin of the orange in my mou$h. İt is bitter. Here is öome sugar. İ wiül put some on my tonaue. İt wül take the bitter taste of he orange skin İrem my tongue, After (he meal you and İ go İrom the table. İ take the plates and you take the cups. Vocobnlary: button (batn) — düğme. eloth (klot) — kumaş. coat (kout) — ceket, cut (kat) — kesmek, kesilmiş. knot (not) — düğüm. make (meyk) — yapmak. ncedle (nidi) — iğne. Scissors (sizarz) — makas. (Dikkat: Seissors (makas) İn- gilizöede dalma cemidir, ayrica cemi baline getirilmez.) Stitch (stiç) — teyel. Thread (tred) — iplik. Text: İ have some elolh in my hands — Ellerimin içinde biraz kumaş var. İ make a coat — Bir ceket ya- parım, You have some buttons — Bir kac düğmeniz var. You'give the buttons to me — Düğmeleri bana verirsiniz. sayfa 8 sün 1 de) Muahazenin sirasi geçmiştir, mo. ral dersi vermenin tamamen fayda. sz olduğu meydanda. Okuyucuma basit bir yol göstereceğim: Bu genç kızla evleniniz, hiç va. kit geçirmeden mümkün olduğu ka. dar çabuk, ve mümkün olduğu ka. dar işae etmeden evleniniz, pek kisa bir zaman sonra da ayrılımız, iyi bir BE ir tendisi avaktat bu işi sizi üzmiyecek bir şe. kilde, o sabirsizliğa e sevketmiyecek kadar kisa bır zaman içinde halle. debilir. Vâkıâ bu hal şekli genç kız için gene acı olacaktır, fakat hiç de ğilse hayatını ebedi olarak kırmaz şerelini parçalamaz, haysiyetine ba a ir gen evlenmesi, mes. z olmıya çalışması mümkündür. fakal pek vicdansız bir adam!Erkeğe geli içim hiçbir ir, vicdanını o tatmin tiye. zur Pe yz TEYZE susturmiya bakıyor, parayı nereye sarledecekti. Her-|olmasa gerek,,. Sana öyle görün. wün sesleri biraz daha müstür... Çek sinirlisin zavallı alacaklılar arasında mu dağıtacak-| güzelim... tı, yoksa Sülüne vödetiniş olduğu | Dedikten sonra giyinme âmeli- altın twbakaya mu alacaklı? Bu! yesini bitirmek üzere odasına çe. düşünceye kapılıp dalmış olan)kildi gözleri yerde bir cüzdana ilişti. ” * Naime telâşla eğildi, “cüzdanı -aİ-İ O aksam, Meipomeni, Koçonun meyhânesine erken gelmisti, Saat dı. Bu, cüzdandan ziyade meşin henüz dört yoktu. On ikide uyan- ufak bir bohçaya Me aa EN kı sıkı bağlıydı. Act Tak tanç |iMas, Dir bucukta kalkmış, ikide vaveylâ kalaltısını bitirmiş, üçte hazır- olduğunu isi iyi tayin edemiyor, bir gün gırmiş buldu. Fakat de kız onun hayatına rehber, şule, havalar sağuyap, günler Kısalmıya, temel olmak kabiliyetinde değil, iki yirecex xalmam'ya başlayırca, bunlerİhayat birden mahvolacak, o halde duha mcak yerie aramiya Çıkarlarİne yapmalı? 'Yuvularını terkederler. Yalnız bu krş. yucumun maksadını anliyo. lar pek mahduddurlar, Leylekler, kirİrum. Genç kizı üzerinden silkip ata. Jangıçlar bu göşten boşlanırlar, Söy.İcak, lediğimiz gibi bunun yegine sebebildeği! tabi sevkür. du; ilk söz alan daoidi. Ne kadar?,.. — Bende iki yüz elli... Sen- de?... — Dur bakayım!,.. Üç yüz, dört yüz... Yok üç yüz elli... De- İmek oluyor ki cem'an yekün... Turhan tamamladı: — Altı yüz!... Yaşadık! İ — Yaşadık ki yaşadı di git smokinini giy, — Nereye gidiyi — Gardenbara,.. D. rades'ne hâkim olamıyaral cüb ve sevinç dolu bir ettik!,.. Biraz eğlenelim, alalım!... Ay az kalsın bayılıyor- dum!... Böyle bayağı herifleri ne- reden bulup getirirsin!... Türhan (bey) cevab vermedi Bu aralık refikasile bozuşmak hiç İşine gelmiyordu. Bu altı yüz lira- İdan hiç olmazsa Yüzünü kendisine hisse olarak zihnen âyırmıştı. Bu tasavvuru tahakkuk ettirebilmek icin Naime ile'hoş geçinmesi şart- nı çekip bir ci ayet mi işli. | Dairenin merdiven kapısının “hız-| tı. Uslu çocuklar gibi ses çikarma- dan verilen emri ifa için odasına gitti, kopardı. Turban (bey) bu sesi duymuş: — Ne var güzelim”... Diyerek, salona koşuyordu. O gelmeden evvel Nağme cüzdanı dekvitesinin içine © sikiştirmeğa muvaffak oldu. — Ne var güzelim?.. — Hic... Şey... Galiba bir fa- re... Biliyorsun ya fareden me kadar korkarım!... Mezelerin ko- kusunu almış olacek!... Turhan (bey) muhabbet ve sef- kat dolu bir nazarla refikasına Tuan çıktıktan sonra Naime)|baktı bir müddet düşünceli kaldı. Bu ve: — Wah güzelim... Lâkin fare lanmış ve sokağa çıkmıştı. Hava yağmurluydu. Vakit geçirmek için sır adimlarla Bevoğlu caddesini boydan boya katederken her dük- kân camekânı önünde durmuştu. Ruhunda bir sıkıntı, kalbin?e a- zin bir boşluk duyuyordu. Saat te bir türlü ilerlemiyorda. Melpo- meni ömründe bu kadar sıkılma. mıstı. Hayat hiçbir zaman iz i derece manasız, İczzet — i; Bir aralık intihar etmeği düsündü. Fekat dünyadan ahirete geçmek bir otelden diğe. rine taşınmak kadar külfeiliydi v * (Arkan var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: