12 Mayıs 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

12 Mayıs 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İngiliz tebliği Kahire 12 (A.AŞ İngilir O Mk umumi karargâhının tet vada, Tobrukta, inotörlü M8 kollarımız, çok büyük bir müfrezesini gafi avlamış, bu Mülrezoye kayıblar kavdet#rmiş nu &sir almıştır. Sollum mımta- da, keşif kollarımız, dün Pa- e günü, hırpalayıct taktiklerine ile am etmişler ve tank dafi topu mücehhez bir düşman tankı iğ-İ nam eylemislerdir. | Hi anda, simalden Amba- Hind ku'sları, kavdetmizler Maziye flerliyen geviden terakkiler 'yı zaptevlemişler, dört dağ İvu ve birçok baska malzeme if-| Sam etmislerdir. Bu esnada ce! Mubi Afrika kıt'aları, şimele doğru Alagi istikametinde ileri hal) lerine devam © evlemektedir. Genub mmntakalarında, harekât, Mayanı memnuniyet bir tarzda de-| etmektedir. | sa zeka. Habbaniye ve Basrada kin hüküm sürmektedir. Mo - Grlü kuvvetlerimiz, Rutbayı işgal #mişlerdir. Almân tebliği amel 12 (AA) — Alman or. iğ umumi karargâhının teb - teş lava kuvvetleri dün gece İngil- > cenub ve merkezinde yeni hiç a meydanlarına oldükça tesirli E, Sürette cruz etmişlerdir. Sngarlarla sığınaklarda, teknik re benzin depolarında li kıyistır. Birçok heyare sahalarında düşman mu. iye tayyarelerine bombalar wa) etmiştir. | Merkezi ve cemubi İngilterenin yil bölgelerinde s.nal hedeflere açpılan başka hava hücumları €s- atında, Middiesbrought de harb e mından ik W Pembroke “yük yangınlar zuhur etmistir. Muharebe tayyareleri St. Geor- il tarafından himaye edi - ieye dahil ceman 16 bin ticaret vapuru ile 8000 sarnıç vapurünu tahrib B, rat esaret vapurunu hasara uğ - Alman avcı tavyareleri tara - imden İngilterenin cenub sahil'ne Şimlan hir taarruz esnasında Spit. ire tipinde 5 avcı tayyaresi düşü- tülmüştür. Simali Afrikada iki tarafın top- Sü faaliyeti kavdedilmiştir. Al - n ike bombardıman tavvare- ti 10/11 Mayıs gecesi Bingazi ö- Mönde bir İngiliz teşekkülünün üç genisi üzerine çok ağır çapta bom. lar atarak bu deniz teşekkülünü Öönmeğe mecbur etmişlerdir. Al Hân muharebe tavyarelerinden Myörekkeb teşekküller dün gece altadaki Luca hava meydanı ile meydandaki tesisata, bir torpil İsbosuna ve La Valetta imanın -| daki tezgâhlara bombalar atmışlar Ür. Büyük yangınlar ve siddetli Mflsklar görülmüştür. 4g Düsman dün gece kudretli hava iloları ile bilhassa Hamburg ve emen üzerine bombalar atmış - Fabr'kalardaki hasarat cüz ir. Diğer hasarlar ezcümle ika Mevçâhların bulunduğu mahalle - vukubulmuştur. Sivi balk unda ölü ve yarahlar vardır. Gece avcıları we hava dafi bs lâryaları düşman tayyarelerinden Yedisini düsürmüşlerdir. 9 Mayıstan 11 Mayısa kadar düş Man cem'an 38 tayyara kaybet - Miştir, Bunun 19 u gece avcıları rafından, 6 sı gündüz cerevan e. hava muharebelerinde, 3 tü de (Arkası sayfa 7 sütun 5 te) «Son Postaz nın tefrikas: 46 — Ha şunu bileydin!... İyi ki Böyledin... Ücretlerini aşağıdan tutarım... Ha... Birde... Birde... “ Apustol başını kandı! Mesele Ain en müşkül noktasına temas e- cekti. Fakat bu sözleri Dürrünün Üze-! #inde hiç te beklediği tesiri yap- Madi, Bilâkis, başımı kaldır. Gi, #öğsünü şişirdi ve yüksekten #lârak: li Para ğin kadar. Hazla!,., Para var... fste- İstediğinden de — Yok canım!... Nörede?... — Melpomenide!,.. — Melpomeni kim?... Apustol, heyecanından, karısı- SON POSTA ö Şehir Tiyatrosu Hatayda Korkak hırsız Yazan: Muazzez Tahsin Berkand Sıcak bir yaz gecesi... Mes'adet balkon kapısının iki kanadını da açık bıraktı: halde yatağında re- hat bir uykuya dalamamıştı, Sı. cak çarşafları ve yastıkları onu rahatsız ediyor, incecik geceliğine rağmen vücudunun adöşler içinde yandığını hissediyordu. Bu şartlar içinde birkaç saai arka arkaya u- yuyabilmesine imkân var mıydı? Birkaç defa yatağından kalkıp ona cıktı. Bahçede bir yaprak ındamıyordu. Bu boğucu gece- de, rüzgâr bile uyumustu Bir ara. uyku ile uyanıklık ara- sında iken, balkonun atında, bah- çede, kumların hafifce çıtırdadı. & m duyuyor sandı, gözlerini actı, dikkatini dışarıyı verdi. Evet, bi- risi bahçede geziniyordu. Mes'adetin kalbi kuvvetle carn- tir vücudumun ter içinde kaldığım hissetti. Fakat muhakemesini hes müz bulamadan balkonun parmak. ağına sert bir cismin dayandığını duydu ve avni dıkikada gece ka- ranlığnda bir insaa baş farketti. Hırsızdı. Buna süphe edemezdi Gayri suuri b'r hareketle leri. ni kapadı. Or zünü görmek istemiyordu. Basının icin de onun yüzünün sekli resmesil misti: Diken gibi saclar. ana'an fırlamış gözler, kaba dudaklı çar. bik bir ağız, gözlerine inen kaln kaşlar... Ve iri hayvan mencesi ©'- bi seniş eller Mes'adeti, i boğazında, ki- laklarında; sakaklarında “carmwar. du, Acaba hu müthir adam ken sini öldürecek mi idi Odanın tahtaları hafifce gicir.| dadı. Gene kız. sör kanakların arkaemden bafit bir ik faricaşt ve bilâ'htiyar kirp'Klerini arahk- td Hırsız, el fenerini ük masa. ya doğru tutmus, Mes'adetin husu- si eşyaları ve mektublarile dolu olan çekmeyi açmafa cahsıvordu. Adamın yüzü ve vücudu görün. | sizin tahmin ettiğiniz gbi bir |doldu. müyordu. Yalnız elektrik lâmbası. nın ışığı duvarın bir köşesile ma-| sayı ve hırsızın çekmeyi a çalışan (o elini du. Mes'adet bu elin bembeyaz oldu- ğunu gördü. Parmakları da, tasav- vur ettiği gibi kalın değil, bilâkis|* ince ve uzundu. Bu el, her nedense genç kıza| sükünet verdi. Kalbinin heyecanı biraz durdu. Hattâ merak ve te. cessisle hırsızın hareketlerini tet- kike koyuldu ve ancak onun elin- | de kordelâ ile bağlı bir paket gör- düğü zaman her şeyi anlıyarak boğuk bir sesle: — Hırsız var! dedi, Avni saniyede elektrik lâmba. <ı kendisine çevriiri, gözleri göre- mez oldu ve çevik iki el bilekleri- vi yakaladı: — Susunuz! Allah aşkına bağır. mayınız!, Bu ses korku le titriyordu. Genç kız, birdenbire, kendi hele- zanım unuttu. Hattâ ellerini o ya- bancı permeklar arosından kurta. rarak basucundaki lâmbavı vaka ak cesareti buldu, Karşısında uzun boylu, sarışın bir genç vardı. Beyaz ipek eöm- Ii, temiz bir sene... Hic hırsıza venzemiyordu. Mes'adet, her şey. İen evvel yarı cıplak halinden u- *andı, çarşafın çenesine kadar ekti, Hırsız baj e hakvrordu. nın, daha doğrusu eski karısının ismini unutmuştu. Dürrü Apusto- Jan sualini unutganlığa değil de patronunun karısını ismile çağır- makla işlemiş olduğu bürmetsizli- iğin Apustulda bihakkın uyandırdı» | ermiyor... 4 infiale hamlederek hatayı, 1a3- hihe kalkıştı, — Yani, demek istedim... Şey... Senin madam canım, .. | Fakat Apustol teşrifat, hiirmet; gibi ehemmiyetsiz şeylere dikkat edecek halde değildi. ın?... Melpomeni- Melpomenide?... — Dedim ya... İstediğin kadar... — Aman Dürrü, gözünü seve- : hareket ettiğini anlıyorum ve ©- , karku tie, cirkin bir harekete Ne istiyorsunuz? Siz kimsi.| vermezdim; fakat şimd! ona karşı içimde hududsuz bir nefret ve ik- Sesindeki sert ve haşin ahenge | yah duyuyorüm, bunun için kendi 'de şaşmışlı. Sarışın — genç) yeceğim: O sizin temiz sevginize cenab veremedi, mahcubiyetle 5. |lâyık bir insan değildir Mes'adet nüne baktı, hanım. ni — Kimsiniz? G:ce varısı bal — Ona karşı duyduğum hissi konuma merdiven koyup odama! «emiz. diye tarif etmek için beni girmeğe nasıl ettiniz? $'m.İtantmanız tizımder. j di'ev hâlkim uvandırdcağım, sizi! o — Tursmdu tan'yorum, kâfidir. polise teslim ettireceğim. Sizin ondi relen mektublanı bir körde! fi surette bağ Tadım”zı gözü kalbinde yüksek ve içli Allah askina kim üyan-| satmayan bir kadınım va) dırmavnız Mes'adet han Be-| değ'ldir. Bundan w nim alelâde bir hırsız olmadığımı | vel, bırsız zannett görüyorsunuz, İmın karşısında bile, ilk harek — Misin esl#iniz? Benim adımı | Diz, çıplak omuzlarınızı örtmek size kim sövledi? oldu. Bu da bana bircok sevler öğ — Ben Tursudun arkadasıyım, | retti. Sizden af diliyorum Mesa. size yazdığı mektubları iade et-İdet hanım. Ne kadar müteessir ol- mek istememissiniz. Bunu çâlma-| duğumu bilseniz beni mutlaka af-| Ba karar verdk. federdiniz. İ — Ve gece varısı bir gene kizm| oGenc kız onu heyei odasına #rmeğe cesaret | ettiniz, | mişti, Turgudun, seviştiği bir kız öyle mi? Siz küstah ve âdi ir a-| hakkında arkadaşlarına sövlediği damsınız. bayağı sözleri tahmin etmek kal - Hayır. vemin edivorim kilbini üşüttü, içi isyanla, pefrete zerine birakmış. karvolanın svak ucuna diz cökmüştü; mla öinle- insan değilim. Hele simdi, sizi gör. | — Sizi bir şartla affedebilirim dükten sonra, Turgudun ısrarına | beyefendi. Bana açıkca Söyleyiniz: mukavemet etmediğim için kendi. /'Turgud Konyaya, ailesinin yanına me Tânet edivorum, Sizin gibi bir| gideceğini söyliyerek benimle alâ. a karsı böle müamele yap-İ kasın: kesmek istediği için nek. Klıktır. Turgud bunu ma- | tublarını kendis'ne iade etmek is ama mış? tememis, bunları güzel bir hatıra zleri cok meyus bir tavır-İgibi saklamağa o hev&slenmiştim. la sövliyen genç hemen verindeni Bu yalandır değil mi? Turgud! fırlamış, balkona kosmuştu. simdi başka bir kızla sevişiyor de- — Durunuz. paketinizi unuttu-|ğil mi? BUZ... Sarışın genc basım kaldırdı, Mes'adet artık vaziyete hâkim-| Mes'adetin yüzüne baktı. Cevab di. Müstehzi tavrını almıştı. Sarı- | vermedi. şın adam geri döndü, yatağın ya-| — Tereddüd etmeden söyliye. nında ayakta durdu. bilirsiniz. Ben artık onu sevmiyo- — Mektublar sizde kalsın Mes'a | rum. Turmud baska bir kızla mü. det hanım. Dilerseniz onları Tur-|nasebet peyda etti değil mi? guda iade edersiniz. Simdi arka-| — Evet... daşımın size karşı ne kadar haksız| — Bumu tahmin etmiştim. Şim- di lütfen su paketi arkadaşınıza verir misiniz? * Bir hafta sonra Mes'adet İstan- bula inmek icin Erenköyden trene binerken mekteb arkadaşlarından | Fahireve rasladı, yanında genç bir | bev vardı. Fahire onları birbirine! tanıttı. — Arkadasım Mes'adet. İ — Ağabeyim Fabri İkinei gene yüz vüze bakstı. Sarısın gene başını eğdi. cevab) lar. Fahri cok c'ddi idi. fekat “Yüzü sapsarı idi, dudak-fMes'adet gülmemek dudakla. Tarı h'ddetle titriyordu. rını ısırdı. Karşısındaki adam, bir Eğer beni, yalanlarile, bövlejier gece evvel odasına wiren hor. sevketmemiş | sızdı. (Arkası sayfa 6 siltun 6& da) ket'iven ele Apustol kemali sükran ve min- netle Dürrünün el ne serildi — İstediğin bu olsun Dür nun namına utanıyorum. Ben sizi tanımadan aranızda geçen mace rayı ondan dinlemiştim. Meğer b>- ni aldatmış. Genç kız merekla sordu: — Size benim hakkımda ne dedi? - Bana sizi büsbütün başka bir kadın olarak tanıttı, Hafifmeşreb bir kadın gibi mi? olsavdı arkadaşımı ve oturmakta olduğu Sa- daki Haydanoşun evinin ad-| resini verdi. stoldan avriirken oDürrü- Ibindeki sevinç adımlarına ve neş'e veriyordu. Bu a- YAZAN : EKREM REŞİD |basin dımlarla Parkotele geldi, merdi-| yeyim esvabın hazır değilmiş... yim, Melpomeni nerede?,.. — Söyliyemem... Söz verdim... Mütenekkiren yâşıyor... — O da ne demek? — Yani kimseye kendini gös. enler de önün kim orlar,.. İsmini de venden çıktı, koridoru geçti. Ayni sevincle Melpomeninin kapısını vurdu — Entrez!... Girdi. Melpomeni ağlıyordu, Sa. i ceyrek gecmekte olduğu. vluuğunu bil yirmi bes dakikadır diştirdi... eler ibi — Pekâlâ, Ne olacı me, dir man Dürrü, canım Dürrü, gözünü seveyim... Dürrü ehemmiyet keşt Bunu hissediyor ve ettiriyor. — Nerede kaldm kücük munaki?.. Geldim iste... him havadisler mav- Hem de mü- Terek geldim!, Dürrünün neş'esi, heyecsnna İleri tabii buluyor. Yalniz bir müd-j bulunuyorlar. TİYATRO Yirmi üç vilâyeti dolaşmak üzere turneye çıkan san'atkârlarla Antakyada görüştüm Yazan: İsmet Hulüsi Şehir Tiyatrosu artistleri İstanbu da, turne hazulığın yapıyoadı. dırma... Meşhur iki mısra değişti. rerek söyliyeceğim: «Plasparci rendi O beduşu el igef» «Zekât alikş verilir bir diyaredek gideriz» Antakyada dolaşıyordum. Bir du dikkatimi cel - Bir kısım san'atkârlar Konya garında : hatır için çiy tavuk yiyenin başina — Sen burada misin? gelenlerden feci olur. İstanbula dön Başımı çevirdim, Valât Artemel-İdüğü gün onu istasyonda karşılaya. le, Sacide Artemel yanımda duru-|cakların sayisi yüzleri, binleti geçer, yorlardı. Adresine yazılmış mektubları belki — Ya dir? de posta kamyonları istinb edemez. — Peki sen niye geldin? Öyle ya, tarlalarından bağday ba- — Tepebaşina gelmistim, turne-/sağı toplanır gibi pera toplanan bir ye çıktılar, denildi, ben de tiyatro diyardan gelen daha başka ne türlü seyretmek için yola çktım sizi ara .)karpılanır kil Böylesine mektub ya" dım, nihayet burada bulabildim; İzılmaz, dilekçe gönderilmez de ki. * me yazılır, kime gönderilir!.. Maksadım azizlik olmadığı için paraların nev'ini söyliyeyim... Asır — Uyuyorlar, dedi, yalnız Beh,İlar önce kullanılmış; şimdi antika ol zat Bey uyandı. Odasındadır. muş paralar. Behzad çil çil gümüş Dekkibah ettim. İçeriden bir bül-(fipir fişir kâğıd paralarını usular ev bül sesi geldi velin bakırlarını toplamak için sar- Behzadın Hatayda da bülbül tak | fetiş. ie Vakit öğle. Turizmetelin yemek salonu İstanbul Şehir Tiyatrosunun Fuayyesine benzemiş, Dört kişilik masada ben hariç üç artist. Şaziye töneklen tüneğe sıçradılar, ile Neclâ da yanmızdaki masada ye Behzadlı karşi karşıya çubukla-| mek: yiyorlar, ranızı tüttürürken, gözüm masadaki) (Reşid Baran telgraf mütahasesi puralara kayıyor. olsa gerek bir yandan yemek yiyir — Bu paraları nereden buldun? |yor, bir yandan arkadaşlarının evle. — Tarlalardan topluyorlar, bana/rine, dostlarına çekecekleri telgraf getirdiler, aldım. Daha da var. © (muhteviyatı hakkında söylediklerini Fazla tafsilât vermeyip para bahjtelhis edip kâğıdlarn yazıyor, Mu- sini bu kadarla kessem Behzadın bajammer muhakkak ki trupun cn neş'e şına gelecekler, çiy tavuğun değil (Arkas sayfa 7 sütun 6 da) «i . Ben ilânı okurken aşina bir ses Kaldıkları otelin adim Talâttan öğrendim. Oteli: GONÜLİSLE Gönül işlerinde İstanbulun tahliyesi Mektubu yazan bir genç okuyur, cesini döğrü bülmüyorüm. Bir söz cumdur. Bu genç okuyucumun İs-'vardırı tanbulda vazifesi var ve sişanlıdır.i o «Ayrılık hakiki aşkları kuvvet - Nişanlsile sevişmişler ve öyle nirİlendirir. Hakiki olmiyanlarsa kaybo şanlanmışlar. Evlenmeleri için bazıllur gider. Netekim Tüzgür mumları vaziyetler birkaç ay o beklemelerini söndürür, ocakların alevlerini arti” lenb ettiriyormuş. Bu arada İstan -İrır.» buldan ailelerin Anadoluya geçme-| (Hakiki bir sevgi, cebri fakat mu- leri bödisesi ortaya çıkıyor. Geng|vekkat bir ayrılık yüzünden sönüp kızın ailesi (İstanbuldan ayrılıyor.İgitmez. Eğer aynlık bütün sevgi - Tabii genç kız da beraber. Çünküllerin kaybolmasını intac etseydi, daha başka türlü olamaz. Bir genç|Seven insanlardan eser kalmazdı. kır kanunen evli addedileceği ta -|Çünkü hemen herkes her zaman ve rihe kadar kendi ailesinin yanında! bilhassa böyle zamanlarda sevgili- kalır. lerinden, nişanlılarindan, kanların » Genç erkek okuyucum bu cihet-'dan ayrı bulunmak mecburiyetinde Aralarındaki sevgi det uzakta bulunacak nişanlısının kaybolacak mı, ne münasebet, gü- muhit değişikliği uzakta olmak gibilnün birinde gene birbitini seven sebebler kendine karşı olan sevgilinsanlar halinde (karşılaşacaklar. yi kaybedeceğinden korkuyor, di -|Ve sevgi devam edip gidecek. yor kâr Okuyucum merak etmesin, ma- «Gün gelecek birbirimizi tekrardem ki bagün için seviyor, ve sevil- göreceğiz, ya o zaman eski sevgiden|diğine kanidir. Bu sevgi azalması, eser kalmamış olursaf, kaybolması şöyle dursun kuvvetle Okuyucumun bu tarzda düşün *İnecektir bile. TEYZE Fakat bu haberler o Melpomeni üzerinde zerre kadar tesir bırak- mıyordu. Melpomeninin yegâne düşüncesi ekhisesiydi. — Ah gelmedi!... Ben ne giye- ceğim?... Hiç esvab yok!... Nasıl yok Dolab dolusu esvabın var,.. Dinle beni Apustol bana: «Melpomeniy! bul, getir, sen de gel!, dedi. — Gitmiyeceğim!,.. — Melpomeni,.. Yapma, etme, gel gidelim... Cambazhanede eski hayatımıza avdet edelim, Ohi... Gitmiyeceğim!, esvab İstiyorum!... Çıldırmak bir sey değil... Melpomeni bak sana tatk diller dökeceğim, seni nasıl seveceğ'm!.. — Ben Temelimo istiyorum... Ben Temelimo sevivorum!!.. Sen beni ondan ayırdın. kacrdın!... Niçin beni onun yanında bırakma. — Nereden bileceğim?. Bilmi- yorum!... — Apustolu! — Kim Apustol!.. — Canım eski kocan... — Atı zavallı Apustol!.. Nere- de gördün?... — Sokakta... Tersinden çıki- yordum... Ha aklımda iken söv) — Niçin değilmiş?... — Ne bileyim ben... Onu bırak ta Apustoldan bahsedelim... So- kakta rastgeldim. -Bana ne dese beğenirsin?... — Amma ben bugün dum! — Ne istiyordum — Benim esvab!. — Canım sirâsi beni, seni görmek — Niçin benim esvab gelirme- istiyor- mukabil Melpomeninin sesinde lâ. kaydi, vorgunluk, #eis vardı. — Ne bavadis' — Kimi gördüm Biliyor mu- ben ne yapar yapar maf pomeniyi seni görü Ancak bu mülâkat gizli bir yerde olmalıdır. din!... Dürrü, hiddetten dişlerini sıktı — Demin gördüm... Sevinci den havalara uçuyordu. İşleri dü- zelmiş. Oyunlar başlıyacakmış!... dın!... — Haydi, mü bu dava?.., Honpalat,.. Gere (Arkası var) m | TEME gr vg MR

Bu sayıdan diğer sayfalar: