14 Temmuz 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

14 Temmuz 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SONP OSTA Sivasta Şarkışla kazasında ilk huğday mahsulü alınıyor Sivas (Hususi) — Şarkişla ka. zasina bağlı Döllik köyünde ilk buğday mahsulü Oçikmiş, törenle toprak mahsulleri ofisine getirilmiş “İetrad Vekâleti Küçük San'atlar Müdürü Hıfzı Oğuz Bekota hafta içinde şehrimize gelerek el dokuma tergâhlari Okurslarinın (faaliyetleri hakkında Ticaret ve Sanayi Oda- çılan el dokumacılık kursunu & miş ve Sivas halı atelyesindeki halı Veteriner Müdürü Suşehrinde Subehri Karasndaki | sığırlarda çikan mabiyeti meçhul salgın has. tahığı tetkik etmek üzere vilâyeti - miz veteriner müdürü o Abdürrah- man Eroğlu, bu mintakaya gitmiş tir. Veteriner müdürü ile ih) tanesi doktoru Abbas Aslantepe de gitmişlerdir. Güründe halkevi faaliyeti Gürün hnlkevi muhitte o faydali çalışmalara başlamış bulunmakta - dır. Halkevi kitsb ve yayın kolu halkin okuma ihtiyacını karşilamak tadır. Hususi muhasebe müdürünün teftişleri Şehrimiz hususi muhasebe mü- dürü Hüsnü Somek Suşehri kaza - sindaki hususi muhasebe işlerini tetkik ötmek üzere bu kazaya git - miştir. Kayseri vilâyet bütçesi Kayseri (Hususi). — Vilâyeti- mizin 1941 bütçesi Yüksek Vekil İikçe tasdikten bilâhare gelmiştir. Bu yeni bütçede ilkokul öğretmenleri. nin mesken bedelleri ile başöğret. menlerin makam ücretleri için tah- sisat vardır. Muallimlerimiz bu aydan itibaren mesken bedelleri ve makam ücret- lerini alacaklardır. —0— — Seni Ayşe sultan çağırıyor!., Bende betbeniz attı. Bir av övvel Ayşe sultanın sarayına Şt-) Ayşe sultanın aşk Finike (Hususi) — Akdeniz sa. hilinin güzel bir köşesinde kurulan Finike, Antalya kazaları içimde en güzel ör We hassa zirai k 1 mından istikbal için en ürmd verici bir kaza merkezi halindedir. Engin bir saha üzerinde inkişaf eden ziraat ve meyvacılık, diğer kazalara na- zaran mes'ud neticeler vermekte - dir. İki çayla sulanan bu geniş saha. da kaza halkının a ri İma büyük çelik, masir, ay, susam tarlaları vucuda ben > zamanlarda pamuğa emmiy verilmiş ve çok miktarda Famuk yetiştirmeğe muvaffak olmuşlardır. Son inkişaf zeytincilikte olmuş ve bu iş de süratle inkişaf i etmiştir. Meyvacılık Finike için bir. servet membal olabilecek şekildedir. Mey- va ağaçlarının cinsleri öyileştiril * mekte ve ber sene çok miktarda artan ihracat temin ( edilebilmekte” dir.Portakal, limon, mandalina, muş mula bilhassa karpuz ihracatı en çok olanlardandır. İhracat en fazla Ecmalıya, Antalyaya, İzmire, İstan bula yapılmaktadı! Sebzecilik te inkişaf etmiştir. Ka. zanin ihtiyacı temin edildikten maa 'da yakin köy ve kazalara da sebze Kaza diğer kazalara nisbetle — Hocam, dedi, malümu âliniz, sultan hazretler, sizi gizli kabul etmek istiyorlar. Yalnız bir cariye ile bendenizin malümstı var. Haremağası, mal bulmuş mağri. i Akdenizin güzel bir kazası: Finike Finikede meyvacılık süratle inkişaf ediyor, halk, diğer mahsullerin, meselâ zeytinin de inkişafına çalışıyor Finikenin güzel bir görünüşü miştim. Fakal; nasılsa bir tesadüf |bi gibi bir dakika peşimi bırakmı. beni bu saraydan dayak yemeden yordu. Gece yarısına kadar bir kurtarmıştı!. İgazinoda vak't geçirdik. ...... Ağ Sultana bir remil bakmış; bit. efendi; bir kilo kadar büyük tabi bir atmasyon atmıştım, Fakat bu defa ne söyliyecek. tim?. Bahusus padişah; saraylıları şakaya gelir miydi?. Şu remile dükkânın açışm yavaş yavaş beni saray kadınları. nın da harimine sokmağa başla. muştı!, Fakat oradan gelecek bir Yüzgür bir uçurtma gibi beni ne. relere uçurtmazdı?. Gelen harem ağası benden ce. vab bekliyordu: — Sultan hazretleri sizi muhak. kak bu gece bekliyor... diyordu. i ir tü gitsem bir Şalvarı, kürkü, külâhı giydim. Başka çarem yok: — Gidelim bar! ağa efendi!. de. dim. Arab, bir iki defa yutkunduk- tan sonra: — Gece yarısı gideceğiz, ho. calendi!. demez mi?, — Gecs yarısı mı? — Evet, Sultan hazretlerinin emirleri böyle, Herkes yattıktan sonra saraya gireceğizl. — Allah... Allah... Herholde içeri gireceğiz galiha?. Arab, inci gibi beyoz dişlerini açarak sırıtu: anahzarla saray kapısını açti. İ gücü ağı saraya girdik. Harem dairesinde| güzel bir Çerkes kızı bizi dı!. Koridordan geçerek kü odaya girdik... Ayşe sultan ayakla bizi bekii. yordu. Gelişimden çok memnun- du: — Buyurunuz hocaefendi... diye beni karşıladı... Terlemeğe başladım... İnsana bazan ani bir cesaret geliyor. Arabın sözüne uyup geldiğime pişman olmağa başladım. Saray alaya gelir miyd:?. Kw medi İle başlıyan şu macera bir facia ile nihayet bulabilirdil. “Hangi fala bakacaktım? Ben bir şey bilmiş olsaydım ev. velâ kewdi falıma bakmaz my. dım?. Terliyorumi, an Çerkes kızile ha. işaret etti. Onlar çıkıp z yalnız kaldık. iz odada, gece ya. kadınla yalınız baş. başa kalış... İnsana ölüm tehlike. sini bile unulturuyor... Kapınm anahtarını çevirdi!. Korkum zail olmağa Yaşladı. Sultan yanıma geldi oturdu: rgila. çük bir fabrika cihetindon pek çok üstün- dür, Pirinç, kereste, un fabrikaları mevcud. olduğu gibi kasabanın ten- vini için ayrica elektrik fabrikası da vardir. Finike ayni zamanda tabii man- zaralarile zengin ve güzel bir kaza- dir. Şimali şarkisinde uzayip giden münbit saha üzerindeki tabiabin ye. şillikleri burada insana başka bir â- lem bulunduğu hissini verir, Buraya kaza halki yazın serinlermmeğe ve eğlenmeğe gider Bir kavis yaparak İşarka doğru uzayan kumsal tabü bir plâjdır. Yazın gece mehtabrn | alaca karanlığında sandallarla deni! zin tatlı sökünetinde şen (çiftlerin gezişleri herhalde aranan bir zevk! oka gerektir. Kazanm üst kisimlar| rnda çam ağaçlarının taevcudiyeti görülürse de bu çamlar zamanla bakımsızlık yüzünden kiymetsiz bir hale gelmiştir. Fakat elaman olan kaymakam Muammer Kultay her şeye rağmen kazanın bu harab olmuş yeşilliklerini tekrar canlandırmak için ilk adımı &lmiş bulunuyor. Herhalde yakin bir za. man içerisiade Finike çok daha gü- zel ve verimli olacaktır. , benim iniz... Kocamdan nef. ret ediyorum. Adelâ büyülü gıbi- yim. Benim bu gibi şeylere pek! büyük itikadım vardır. Fakat şim. diye kadar erbabını bulamadım. | İki senedenberi birçok hocaları davet ettim. Hepsine baktırdım. | Bazıları: «Senin bir kayıbın var» dediler. Bazıları: «Uzaktan bir ha- ber bekliyorsunuz» dediler, Fakat; ne bir kâyıbım ve ne de bekledi - ğim bir haber vardı. Fakat, siz ho. cam; siz bir remile baktınız, esen birini seviyorsun» dediniz. Sanki kalbimi açtınız.., Onu bir kitab gibi okudunuz!, Ah, iki odalı bir evde olüran bir âile kızı ne katlar bahtiyâtdır hocam. Ufak b'r evim olsaydı, fe. kir bir adamın kızı olsaydım, fa. hir hapishane!, Padişahın kızı olmak: Demir bir bukağı .. Nikâhlı kocam dan nasıl ayrıtacağım?... Babam ne söyler. . Hanedan ne söyler?. — Zevcinz seyahatte mi sultan hazretleri! — Hayır. burada.., İçeride o- dasında yatıyor!, İşte şimdi ecel teri başlıyorum. .. Sultanın kocası, demek, içeri. de yatak odasında uyumakta?... Maazallah ya uyanacak o olursa?. Gelip ben: burada görecek olur. 8a?. Yahud yavaşça kapıdan bizi dinliyecek olursa?, Sultana bir şey yapamıyacak: Fekat sekiz on bah. çrrana benim pastırmamı çıkarta. cak!... dökmeğe Kırk Arab aklı bir incir çekir. İdeği doldurmazmış derler. İnsan haremağ; peşin takıi:r da ge- ce yarısı şu felâkete başını sokar mı?, Seven bır kadında çocuk ka. dar 'z'an kalmazmış. Demek, kocası yanındaki oda. da yalıyor, biz burada (sevdaj dan bahsediyoruz. Hele Ohanedanın bilmedik . leri bir ilme, tanımadıkları bir kiymetli bir|ytüsevin Özcenla | Şehrin rehberi hazır- landı, Atatürk müzesi Ağustosta açılıyor İzmir (Hususi) — Belediye te-| imliği İzmir şehrinin geniş bir reh- berinin tabolunmasını ihale etmiş- tir, Bu rehberlerde İzmirin 84 ma. hallesinin haritaları ve sokakların) numaraları yazılacak, mevcud mesi reler ile parklar ve bahçeler hakkin da muntazam malümat (verilecek, bilhassa asarıâtikayı o muhtevi olan yerler hakkında geniş izahat bulu. nacaktır. Bundan başka bir de küçük cep sehberi tabettirilecektir. Bu rehber fuar zamanında şehrimizi (ziyaret edenler için Faydalı malâmati ihti- va edecekâir. Ziyaretçiler herhangi müşkülâtla karşılaştıkları veya gi- decekleri yerler hakkında tereddü. de düştükleri an bu rehber sa.! yesinde bütin müşküllerini en kolay tarzda helledebileceklerdir Diğer taraftan Ağustosta açilacak olan birinci kordondaki Atatürk müzesinin hazırlıklarına / faaliyetle devam edilmektedir. Müzenin mü. | bir hale getirilmesi için çali- şilmaktad. Bartında beş hayvan hırsızı yakalandı Bartın (Hususi) — Jandarma. maz uzun bir tahkik ve takibden sonra beş hayvan hirsizi daha ele ir Kanapinae karakolu mintakn - smde Lâzlar “köyünden | İbrahim Korkudum bir gebe kisrağı ile bir Sayım oo çalarak iki buçuk ay evlermde sakladıkları anlaşilan Ep- giler Kadı köyü çingenelerinden Muharrem, Hasan Çekiç ve Aralna köyünden Said Güneyle İhsanoğlu köyünden Şahin Semerci adındaki şahislar yakalanmış ve evlerinde bu- lunan üç çalınmış hayvan istirdad edilmiş; İbrahim Korkuda sid olan. lsr kendisine verilmiştir. Ayni suçkıların bundan üç haf ta önce de Geriş Katırcı köyünden Mehmed Altay taşm iki kisrak ve bir tayın! ça - hp Eflânide sabıkalı O gürukundan üç kişiye sattıkları anlaşılmış ve suç ortakları Safranbolu kazası minte. kasında olduğu için, yakalanmaları alâkah makamlara bildirilmiştir. Hayvan harsizları wdliyeye teslim edilmiştir. hocaya bu derece bağlanışl; zümün önüne Rus Çazını p tinini, Sultan Hanudin Ebülhüda- sını getiriyor, Ben bu derece çe. kingenlik gösterdiğim halde, sul- tan, beni, kotasının yattığı odanın yanındaki odaya kadar almış. Ya bunları aldutmağa kalkişacak ol. sam nelerini elde etmivecektim... Nelere nail olmıyacaktım. Hele; saray agkı, bu, kırk kutu içinde mayi bir atsş halin: almış olan aşk!. Bu çıldıran Kölblere neler yaptırmazdı?... Ayşe sultan yarıma daha ziya.| de sdkuldu. İnsan kadın yanında cesur oluyor. Hayatin sonu nasıl olsa ölüm deği! mit, — Bana büyü yapacaksınız ho. cam... dedi. i Yusu galib ! Hele; Koca Yusuf sonra; Adulıyi kolay kolay kimselister bizi! boğulduktan meydandan çıkaramadı. leci be! Hepisn Adalı yok etmek Biraz hoş beşten sonra; soyunup Fakat, yirmi sene Kırkpınara hö-| meydana geldiler... kim kalan Adalı da, başpehlivanlı- ğı Aliço gibi gicirbükme alama. miti, Çünkü; hiçbir pehlivanla güreşi. ni ayird edememişti. Ne ise; Yusufun geldiğini yalnız Adah Halil değil; diğerleri de gör müştü, Hergelesi İbrahim o pehlivan da gocunmuştu. Rüstem, tuhaflaştı! Düğün sahibi ve seyirciler sevin- mişlerdi. Güreşte cünbüş daha ziya. de artacaktı, Yusuf, Çakirin meydana gelince; halk içten gelen bir heyecanla peh- Kvanları alkışladı. Seyirciler; Yusufla, Adalı, ve Her geleci arasinda amansiz bir intikam olduğunu bilirdi. Yusuf; düğün sahibinin gösterdi- ği çedira buyur edildi. © Ayağınm tozile, Çakir ve Yusuf soyunmağa başladılar. Üç gündür yolda olan zavallılar yarım saat bile dinlenmeğe vakit bulamamışlardı. Düğün sahibi be- rayı nezaket sordu: — Pehlivan, isterseniz, şöyle yerim saat kadar nefesleniniz. Birer Ayran içip ferahlanınız... Yusuf, cevab verdi: — Yok be! Yorgun Elin deği liz... Sen keyfine bak ağam bel Zagonu bozmiyalım... Adamcağız istar etti: — Olmaz pehlivan ağa bel A. yıptır, daha vakit erken, ne olucak yarım saat sonra güreş bel Bu sirada, Rüsem, Hergeleci, Kara Ahmed, Adalı da çadırda 90- yunmuş ayaklarında kispetleri oldu. ğu halde geldiler. Adah Halil, Yusufa: — Hoş geldin Yusuf bel Geç kal din ağam bel Diyebildi, Yusuf cevab verdi: — Güreş olurdu. Haber vermez. ye Si haberin — senin haberin var biliyo. ruz Yunuf! ze — Amma yaptın-Adalı bel Hergeleci lâfın arasına girerek şaka tarzinda: — Sensiz, ödülü paylaşmak ister dik Yusuf bel Yusuf; bu şakaya gülünç bir ce- vab verdi: — Daha er kişi niyetine nemazi- miz kılınmağa başlanmadı Herge. edeceğimi, Bir hafta sonra ağsy: bana gönderirsiniz. Sizin muradı. Bızın ne vakit olacağını telbşir & derim, Sultan çok memnun olmuştu. Tekrar tekrar ellerimi sıktı. Bir atlas kesenin içinde de bir avuç altm verdi, — Müsaade buyurunuz gide. yim... dedim, — Bu vakit mi?. dedi. ağanın odasında yatsanız sabahle. yin gitseniz. Deli miyim ben?.. «Burada ka. ırız!..» dese, ne derecede tehlike. de olsa, haydi sabaha kadar bu minval üzere oturmağa razı ola. #bağırdı: Ziver | eski Şimdi, iş çatallaşmıştı. Eşler nas sıl intihab edilecekti, Cazgir; düşündü. Buldu... Yusu fa, Kara Ahmedi verdi. Adaliya; Çakiri dayadı. Herge leci ile de Rüstemi tutturdu. Tam, cazgır eşleri tutturup dua“ ya başlıyacağı sirada; halk arasın da bir gürülktüdür koptu. Bağiriyoss lardi: — Haksızlık bu... — Yusufu, kayınyorlar... — Yusuf Hergeleci ile ilk olarak tutmalı... vi — Olmaz, Yusuf Rüstemle tote malıdır. Halkin bağirtisi ve şiköyeti bif dereceye kadar haklı idi. Nihayet; Kara Ahmed, o Yüsuiü ne de olsa hafif gelirdi. Adalı, Ças kır gibi usta bir pehlivana düşmü” tü, Hergeleci de; Rüstem gibi, zorlü birisile eş oluştu. Yusuf; Kara Ahmedi çarçabuk meydandan çikanr ise, final güreş” hasımlarile yorgun olmadan tutuş” caktı, Adalımm taraftarlar, durmadaf bağrıyorlardı. Fakat; Kara Ahmedi kiminle # tutuşturmuş olsalardı, ayni baksiZ” lik gene olacaktı. : Ahmedi ustösi Nihayet; Kara Heryeleci ile © tutuşturamazlardI Yarı» Cazgırin, verdiği eşler idi, Başka türlüsü olamazdı. Çünükü; Çakir, Yusufla arkadaf tı. Ahmed de, Hergelei ile ber berdi, Başka türlü takajm olamağ dı, Adak ve Hergeleci işi bildikleğ için İtiraz etmiyorlardı. Bir aralık, Adalı ortaya çıkarak — Karışmayın... cazgırın yapi” ği doğrudur. , Adalınin bu sözlerinden sorrai sükünet hasil oldu. . amm ENE vi Yapıp catım dir şine takarak Yusufu çabuk yenilme, meğe çalişacaktı. a Şüphe yok ki; Yusufun arkadaşi Çakir da Adaliya tıpkı Kara Ah med gibi yapacaktı. Ortada; zavallı Rüstem ile Her geleci kalıyordu. Çürkası var) Bundan sonra da haftada 2 gece kendileri için uyumuyaciW Eım, Siz bana on beş gün geliniz... dedim, Haremağası artık yakamı bw rakmadı Her on beş günde bif geliyor; bizim mev'ud keseyi geli riyordu. a Kadın, aklına koyduğu şeyi Yy par nu, yapar. Ayşe sultan filvakl i zevcinden ayrıldı, İstediği zatla evlendi. Nikâh sabahı Zive ağa bir araba ile geldi, — Sultan ille sizi istiyor. Nikühi siz kıyacaksınız!... del ir ; i ihr miyim bu işi yıml, Fakat; bu güzel ve sehkar), Ben yapabi iy işi kadının lâvanta kokulu odasından | Hemen Mahmudpeşa imamı Half çıkıp ta kapkara marsık gibi Ara. | Bekir efendiyi çağırttım. Ziver * bin karşısında sabaklamax!, Por. takal şurubu üstüne zakkum yut mağâ benzemez mi. Sokağa çıkınca derin bir ne. ecek... Dığe.i ri: Yalnız beni görecek... E im| ki bunu ancak siz yapabilirsiniz| fes aldım. Büyük bir tehlike at. hocam... lattığımı kanidim. Esasen sabah Eğer, ben, görecek - görmiye.|ta yaklaşmıştı. Nuruosmaniyedeki cek omuadelesin, o halledebilecek| dülkânıma gelinciye kadâr da şâ- bir iktidarda olsam evvelâ kemii.|İak attı!... me büyü yaparım da Zaptiye na-| (o Ayşe sultanı da, yapacağım işi zar; Şefi Paşanın gözleri beni gö-İde unutmuştum. Esasen ne yapa. remez olur, caktım?. Hiç! Fakat, ne çâre ki, evvelâ kar.) Bir hafta sonra; bizim harema. şımda, gece yarım, beni bârimine ğası Ziver ağı gene çıkagelmez almış genç bir kadın var: Onun mi? Arabın yüzü son derece gülü. kalbi kırılır mı7. Saniyen kapana! yordu: düşmüş gisi kırk kapılı saray için. o— Hocafendi, dedi, sultan haz. ğ İretleri muhterem ( ellerinizden ö- O, terahhümkâr bir sesle yal. piyorlar. Sâyinizden çok mem- vardı: mün olmuşlar; çünkü semeresini — Olmaz mı?, gördüler; Zevçleri darıldı “gitti. Cevab verdim; Sultan hazretleri şu keseyi ufak — Nası) olmaz?. Siz emrett'k.İbir hediyeleri olmak üzere size ten sonra biz de elimizden geleni) yolladılar. Tekrar takrar elleriniz. yaparız. den üpüyorlar. Aman benim işime Sultan ellerime sarıldı; devam sisin diyorlar. Eğer kendi. — Fükat, cok çabuk istiyorum.İlerini de görmek arzu ederseniz — Elbette çabuk olacak. Yal,|beraber gene saraya gidebiliriz. nız bana bir hafta müsaade buyu.| — Hayır... dedim. Kenfiilerini run. Yedi gece sabaha kadar uyu-| görmeğe şimdilik lüzum yok. Vel muyacağım. Cinleri, perileri davet) mz: Mahsus selim söyleyiniz Ye. edeceğim... Onlara şerbet ikramldi gece tâbesâbah uyumalım. ğaya da: — Ben son derece hastayff başım dönüyor. Üç beş adım 4 rürsem düşüyorum. Bu zat ta nim akrabarıdır. Bana vekâlet decektir, dedim. Arabla imami * rabaya koyup yolladım. Ertesi sabah Hafız Bekir di bana uğradı: — Yahu, dedi, seni bu ne kadar seviyor. Arab hasta old” Zunu arlatıncıya kadar akla ui yı seçti. Nikâhı kıydık... Sans mektubla şu keseyi gönderdi. Tedkerenin - meali; bet Sür göze, aşağı yukarı idi: (Paziletlâ efendim hazretlefi vi Büyük lütuf ve kerametini seri olarak bugün nikâhım sl Size nasıl teşekkür edeceği Vig miyorum. Nikâhımın da bi rafı Alinizden kıyılmasını © iyi arzu ettim ki. Sıhhat ve SÜ nizi temenni eder ve iyi ol maz teşrifinizi son derece gici lerim efendim. Ayşe bint yağ sağtri Mahmud Saim Alt (Arkası ya j

Bu sayıdan diğer sayfalar: