18 Eylül 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

18 Eylül 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4/2 Sayfa »Son Posten rın tarihi tefrikası: 57 — Ena Giray Han hazret-/ lerine varup selâmimizi tebliğ — Buyurun kothüdu bey, dev- letlü paşa hazretleri karındaşı- SON — Bülmeyüz sultanım. — Meclisi şeriflerinde diğer eylen. Bir mazeretleri yoğ İse he| mız canib şerifierinden mi teşrif |vüzerayi izam bazoratından bu- men teşrif buyursunlar! — Hanı âlişam hazretleri sara| yı hümayunda idiler, — Bir defa sarayı hümayuna;da ibülâlcil, dahi uğrarsız. Anda bulamazsa. pız, konaklarına varıruız, İbrahim ağa tekrar çıkmağa davranmıştı ki Mehmed Paşa ar- dımdan bir daha seslendi: — Bize kethüda Mustafa Beyi gönderün, İbrahim ağa gittikten beş da- kika sonra kethüda geldi. Mehmed Paşa odanın orlalık yerinde ayakta duruyordu, elile sakalını tutamlamıştı. Ket- hüda girince gözlerini kaldırdı: — Yaklaş Mustafa. Mustafa Bey sokuldu, Sadrs- znim. tereddüdlü. görünüyordu. Bir dakika kadar düşün ükten sonra kararını vermiş gibi söy- ledi; — Kapudanı derya Canım Ho- <» Paşa karındaşımız bügün teş rif eylemediler mi> — Gelmediler efendim. -- Vakit geçirmedin bir süva- ri izam eylen. — Ya, sarayı bömayunda ise ler? — Olaya dahi'siz gidüp aran oğlum. Kethüda odadân çıkar çıkmaz! kahva ocağina uğradı. Vezir sa rayındaki niuhafız o çavuşlarda: birini derya kaptanı Canım Meh- mid) Paşanın konusuna koşturdu, kendisi de Soğukçeşmeden yavaş ye yukarıya, Ayasofyaya döğ ru çıkmağa başladı. Kırım Haa ları ber İstanbula gelişlerinde © rada, hususi bir konakta misafir ediliyorlardı. Mustafa Bey Kaplan Giray Hanı yerinde buldu. Han şeyhis- Bm elendiyi ziyaret ettikten sonra konağına dönmüştü, Meh- med Paşanın kethüdnsı geldiğini haber verdikleri zaman yorgun- luk kahvesi içiyordu. Kethüda İeylersiz? Bir fermanları mı var| idi? Diye sordu. Kaplan Giray Han rin kendisini tutms- larından istifade ölmek, bu s4) retle saraya yaranarak göze gir-| mek istiyor, bir taraftan da «Et- meydanı» ile fevkalâde sıkı fıkı) geçinmeğe savaşıyordu. Mustafa! Bey oturmadı: — Sahibi devlet hazretleri bi- raderiniz seldâin mahsus buyur- dular, «bir mazeretleri yoğ iss! müşerref olur idik» dediler sul- a Karım Ham ilki anla. 7 hemen kulaklarına gi > — Hane bizim değil kendüle- rinindir! Kethüda gülümsedi: — Canım Mehmed Paşa has- retleri karındaşları dahi sakibi devlet efendimi nezdi şeriflerine lunanlar var mıdır? — Salt cenabı şerifinizi İMekmed Paşa hazretlerini mişler idi, — Allah, Allah. Varalım öyle e ve iste-| Konaktan yanyana çıktılar, vezir sarayının iç sofasındaki bü- yük tunç şamdanlar yalalırken sadrazamın odası önüne vardır lar. Derya kapulanı Canım Paşa daha gelmemişti (o Sadrazem, Kaplan Giray Hanı oda kapısı dışından karşılıyarak koltuğuna! girdi. Bu, fevkalâdeden çak bü-| yük bir samimiyet ve ilifat gör terisi idi. Odada baş sedire yan yana kuruldular. Mehmed Paşı nın bütün düsüncesi Kırım Ha mın Patrona Halil ve arkadaşları *smadaki itibarmdan istifade et- mekten ibaretti. İhtilâlciler bil- bassa Ruslara karşı açılacak ye mi bir harbde kendi hosablarına kullanmak maksadile Bursada davetlidir sultanı. Kaplan Giray Han kızardı: — Kereri buyurup biz dahi davet mi eylediler? — Beli saadetlâ efendim. Han telâş göstermeden: © turduğu yerden kalktı. Bol yenli kaftamımı sırtma gecirip Meheed kabzalı hançerini beline sokarak kapıya doğru yürüdü — Buyu rTumsayarak) davetleri esbabım | bilür misiz kethüde bey? oturan Kırım Hanını İstanbula get'rmişler, hetlâ padişah o Sul tan Mahmuddan davet fermanı bile almışlardı. Patrona Halil yanına Zülâli hocayı alarak Kap! lan Giray Hanın Ayasofyads Jerine bile gidiyor, Hanla pek iç Paşanın hediye etliği mücevher; dışlı görünüyordu. Kaplan Girsvİ Dudaklarını bu Mehmed Paşa ile anlaştığı ta' dirde Patronayı bir tuzağa dü- lacaktıl (Arkası var) Hoşunuza gidecek mefasetledir. Pin 25 kuru İdadt... POSTA Fakat buna imkân © bulama- dım, İstasyonun kapısından çi kar çıkmaz, biraz ileride duran taksiye Otomobilde köşeye büzüldüm. Ne yapmak lüzum geldiğini dü- şünüyorum. Apartmana o gider- sek bu kadın beni mağlüb eder. Onun kadınlığı karşısında nefre- tim, kinim, mukavemetim kırı mağa Bu kadından korkuyor mu- yam? Hiç şüphe yok! Her şeyi göze alır, feci uleam- dallar çıkarabilir? En müthişi Semahati kaybetti- İrebilir bana... Füsuna da söyler! İmemiş mi? Omu yatıştırmağa, i İdare etmeğe, gönlünü almağa! İbiçbir istek yok içimde. İ Otomobilde birkaç defa ko nuşmak istedi. Şoförü göstererek susmemnı işaret ettim. Apartımana girer kendimi bir koltuğa birakırken, hücuma uğradım. Birdenbire ü- zerime atılmıştı. Saçlarım par- maklarının arana geçmiş, ba- #m geriye bükülmüştü, Neye uğ- radığımı şaşırmıştur. Dişlerimiz çarpıştı, luzgın & dudaklarının, | dudaklarımı — dağladığım duy-| dum. Çırpınmam hiçbir fayda vermedi. Vahşi bir hayvan hir- sile beni pençelerine geçirmişti. karak doğr duğu zaman, saçları darmadağı- nik olmuş, yüzü karışmıştı. Bur- Erkeğ ZAN: İ ResRer SAFA COŞKUNİL gidelim. (Az du-) şürmek o kadar kolaylaşımız © pundan soluyordu. — Sen beni bırakamazsın Ve- Benim nasıl bir kadın ol- duğumu anlıyamadın bâli.. en korkunç çarelere baş vurabili- rim. Eğer benden kaçmakta de- vam edersen, seni de, kendimi İde öldürürüm. İ Gayri ihtiyari gülümsedim. — Gülme, diye bağırdı. İkuru bir tehdid değildi Bu Sözünü bitirir bitirmez, dizle- rime düştü. Başını dizlerime da- yayarak hıckırmağa basladı: girmez,| «Son Posta» nın edebi romanı: gi kadın Yaratır (4 | — Ben seni seviyorum Vedad! Sensiz yapamam ben!.. e şimdi, biraz evvelki vah li tavırlarile beni tksin- diren kadın değildi, | Zeban, murtarib, romantik bir aşkın tezahürlerini gösteren bir kadına benziyordu. Bütün nefretime, kızgınlığımın hâlâ geçmemiş olmasına rağmen, dizlerime dökülen dalgalı saçla. rının, ensesinin, diz çöktüğü gerisinde kalmış yere serili iki nur sütunima benziyen bacakla” rinin güzelliğini itiraf ediyor. dum. İnad ettim. Bakımyacaktım! İ bunlara, Çünkü, her bakış beni İdamla damla eritecek, nihayet erkeklik, nefrete de, kine de gn- lebe ederek beni onun kucağına başının sarsıntısı, göz yaşlarının nemini duyuyordum. O ne kadar ağladı, ben ne ka- dar görü kapalı, ne yapacağımı düşünerek, hislerimle mücadele eitim. Hiç bilmiyorum. Kulağıma, hıçlırıktan süzül müş bir kadın sesi geliyordu: — Vedad, inan seni çok sevi- İ yorum. Bütün bu çılgınlıkları ba- ba yaptıran, bir fahişe gibi senin yolunu bekletip, bir belâlı gibi zorla seni sürükleten aşkımın kud reti, cüretkârlığıdır Vedad! Ben yalnız seni sevdim, Yalnız seni seviyorum. Her fedakârlığa ha- gırım, İstiyor musun, oniştenden aymılayım. İster misin isimden çi- kayın? Bir lokma ekmeğe, kulübede, yalnız senin aşkım! belilemeğe razıyım Vedad!.. Kadın denen mahlüku tanı sam, bu göz yaşlarının sahtel ne inanmayacak, bu içten konuş” manm samimiyetine kanacağım. Fakat, yarabbi kadın karır İsında biz erkekler niçin zayıfız bu derete!.. Ellerinde çesidi lâhlar var, bize karşı hepsini de. 'niver. mutlaka bir #anesile Gözlerimi kapadım. Dizimde| Kli biyeti temin ediyorlar. . Ya göz | vas, ya kalbden geldiğini sundı ğımız ses, ya şehvet, ya zebun İmütevekkil © teslimiyetleri, ya jmerhametimizi tahrik bizi kıs Jksrak bağlıyor. Yavaş yavaş o nu mazur görmeğe mütemayil bir his canlanıyor içimde Bu kadın bana henüz hiçbir İenalik yapmadı ki. Kıskançlık ve asabiyetle söylemiş olmaz mi Fürunun anlattıklarını. o Kıska nan kadın müthiştir. Hele izzeti. nefsi yaralandığı zaman, Bir ihtimel daha: Füsun, Saa- detle aramda Şe olduğu- İmu biliyordu. Beni ondan soğut- İmak için, yalan söylemediği ne malöm! Bütün söylenilenler | hekikat sisa bile, mademki bu katmın bana fenahk etmesinden kırku- onu zararsız Yangına kö- rükle gitmenin manası ne? Semahatten aldığım hislerin hararetini kaybetmemek arzusu ise, Sandetin kadınlığı yanında sönüp gidiyor. Münakaşasız ve mukavemetsiz teslim olmarınğa karar verdim. Mukavemetsiz diyorum. Evet, mukavemet edecektim. Fakat İsmetisede onun bir gecelik ölsün galib geleceği Ben, hareket tarzımı ayal mağa çalışırken, Saadet, birden bire başını kaldırdı. Ne vabşi bar İkiştı 07... | — Hiçbir şey söylemiyorsun | Vedad! Çıldıracağım, benden bu bir) kadar mı soğudun. Dizlerinde hıçkırıyorum, bir teselli kelimesi * İsöylemiyorsun? Sözünü bitirir bir isyanla sars atildı. Ben evvelâ kucaklıyacağı- nı sandığım için bos bulundum. Fakat tırnakları boynuma g6 müşti, Avuçları arasında Ok-lan boynumdali tazyik nefes aldırt- mıyordu. fArkna ne)

Bu sayıdan diğer sayfalar: