17 Kasım 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

17 Kasım 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 İkinciteşrin SON POSTA ML: Tankların zayıf noktaları, bunları tahrib için bulunan yeni ça ETKİKLER Tanklar ve tanklarla yapılan mücadele LZ Yeni eserler “| Hatay albümü Canlı bir hatıra YAZAN. Halid Fabri Ozansay arb gibi, inkilâb gibi büyük mili hatıraların birer albüm halinde gözlerimizin önümde can - landırilmasi ber zaman hoşumuza gider, Bu hatıraların bazan acıları da vardır. Onlari da, gene o re - simli sayfalarla, gelecek nesillerin ibret gözleri önüne sereriz. Bunların Türk Tiyatrosu yıkılmak tehlikesine maruzdur ! (Kiymetii Başvekilimize açık mektub) Yazan : Nusret Sala Goşkun Muhterem Başvekilim! Devlet ve millet işlerinin, normal ei kurduklar:, yarı aç, en! yarı tok, sırf san'at aşkile yaşat, ımanlarda bile, bir hü-lmıya çalıştıkları Türk tiyatrosu ettiği düşünülürse, Böyle Erdaş Erem tehlikesine O maruzdur. i İse, temaşa vergisinin bu Tanklar, ikinci dünya harbi - nin başlıca muharebe silâhların. dan birid Alman orduları, Fransada, Belçikada, Holânda - M9TÜR tem: da, Balkanlarda kazandıkları se- 9€Ntim ŞişEsin ri muvaffakiyetleri, hemen mün hasıran ellerindeki o muazzam tank kütlelerine borçludurlar. Bir muharebe silâhı olarak tankların başlıca müsbet taraf. ları şunlardır: Tanklar, her şey- den önce her çeşid silâha melik seyyar birer kaledirler. Müte » addid makinelitüfeklerle, muhte- lif çapta birçok toplarla müceh- hezdirler, Bundan maada tank - lar, yüksek bir hareket kabiliye- Hne maliktirler.. Muharebe sa hasının istenilen bir yerine en sa bir zamanda yüksek ateş kabi- liyetini haiz birçok otomtaik mu. harebe silâhını süratle ulaştıra - bilirler. Bütün bunlardan ma da, tank, kalın bir zırh tabaka le kaplı olduğu için ayrıca, yük- sek evsafı haiz bir müdafaa silâ. hı vazifesini de görür. Fakat bütün bunlara rağmen bugünkü tankların bazı zayıf ve menfi tarafları da vardır: 1) Tankların rüyet sahası çok dar ve makduddur. Bundan ötürü *anklar çek mahdud bir sahayı ateş altına alabilir ve kendisine tevcih edilen silâhların ancak bir Kamını görebilir; 2) Tanklar ek- seriyetle hareket halinde ateş et- nek mecburiyetinde oldukların- Beli tezli lar TEKERLEKLERİ Tankların zayıt noktaları lecek surette kalın yapılmıştı Buna karşılık tankların hareketlerini Itları ve üstleri nisbeten hafif bir zırh tabakasile örtülüdür. O. nun için tankın altından veya - hud üstünden iras edilecek bir zarar tanklar i celer doğurabilir. Nihayet şunu da hesaba kat - mak mecburiyetndeyiz ki, çok defa tankın üzerinde infilâk e - den bir merminin parçaları, tan. kın makinelitüfeklerini veyahud toplarını saf harici kılabi Son ra tankların üzerine fırlayıp çık- mak suretile de, bomba veyahud dan nisan almak ve hedefe isa -| Sek'çle tankların tep ve maki - ket ettirmek bir hayli güçleşir. 3) Bunlardan maada, yapılışla- m icabı, tankların öyle zayıf noktaları vardır ki, bu noktalara vâki olacak ufak bir isabetle tank muharebe dışı olabilir. Tankların zayıf noktaları şun lardır: Tırtdlar ve sevk ve idare te- kerlekleri: o Tırtıllarm veyahud sevk ve idare tekerleklerinin sa- katlanmasile tanklar hareket et- mek imkânlarını kaybederler. Sevk ve idare tekerlekleri bafif ve orta büyüklükteki tankların ekserisinde öndedir. Ağır tank - Isvda ise arkadadır. Gözetleme delikleri: Gözetle- me deliğine isabet eden mermi veyahud bomba parçaları, her teyden önce tanktakilerin başla- rma ve yüzlerine zarar verir. Ş- yed tahklardaki güzetleme de - likleri triplets camlarile örtülü bu camlara isa- iel eman bedii ame parçalrı, camların geffafiyetini bozar, artık bunlar vasıtasile isa. betli bir rüyet yapılamaz!. peli tüfeklerini işlemez bir hele getirmek mümkündür. Bilhassa yakıcı ve tutusturpcu mayile do-| lu birkaç şişe fırlatıldıktan son tankın üzerine fırlayıp bu ii yapmak hiç de güç bir şev değil. dir. Tanklarla nasıl mücadele edi'ir? Tanklar bir silâh olarak orta. ya çıkarken, bunlarla mücadele usulleri de ortaya çıkmış bulu '- nuyordu. Bunun için ilk hatıra gelen mücadele vasıtası tank var topları ve tank tuzakları i Fakat Alman - Sovyet harbine kadar Alman tanklarına karşı hiç bir yerde esaslı bir.mücadele tatbik edilemedi. Cepheyi yaran Alman tankları, her yerde deh- setli bir panik uyandırarak, âde, ta başıboş denecek bir surette » hiç bir mukavemetle karşılaş. madan ilerlediler. İlk defa ola - rak Sovyet - Alman harbinde AL man tankları korkunç taliklerini kaybettiler, 'Ruslar, her usule, her çareye baş vurmak tankların Motör: Tankların arka kis -|doğurduğu zararları azaltmağa mında bulunmaktadır. Tu yan veyahud yakıcı bir dolu bir şise atıldığı takdirde, pek çabuk harab olur. Tankın alt vw Tanklar, en ziya i kadan gelecek top mermileri! wa mukevame! bi mayile tuştu -İçalıştılar. Cepheyi yaran tankla. rın, piyadenin maneviyatı sağlam tankın”arka kısmına | kaldığı ve cepheyi müdafaaya motör yanar ve| devam ettikleri takdirde, başlı başına b'r muvsffakivet âmili o- e öst kısımları:| lamıyacakları ilk defa Alman - de önden ve ar-| Sovyet harbinde meydana çıktı. Alman tankları, bircok del Sa & falar, mm gı bu sobayı kullanmazdık. Bilhas- sa Fitnat yatak odasının cak olduğunu istemezdi. Bu fevkalâ- delik dadının da nazarı dikkatini celbetmiş. Hizmetçiyi | dışarıya çıkardıktan sonra racak olmuş. Fakat göz yaşla . rından başka cevab alamamış. süratle! hayli derinliklerine nüf: ile : : temin bakımnıdan! leri halde, erine nüfuz ettik-'rak Selâniğe gitiniz feylesof Riza Yazan: Cevad Fehmi | Sabaha kadar yanında kalmış. İçinde çocukluğumuza ald olanları da, bizim İçin, ayrica bir bis ve dü- i İşünce teşiril edebilirler, Böyle milli ve tarihi bâdisllerin resimli “akisleri her zaman albüm şeklinde de belirmez, O tarihi hâ. disenin vukuu günlerinde bir ipekli mendil üzezine bir veya iki üç renk üzerine basılmış bir resim de, gün detii İg:lir, o hatırayı anmıya vesile olur. Meselâ ben, henüz beş altı yaşında bir çocukken, bir öğle üstü, kendi- ml Karkçeşmede doğduğum o evin bahçesinde hâlâ görür gibi oluyo - © İrem, Birden bahçe kapısı açılmıştı ve babam, başında askeri pahtosu- 'nun kukuletesi .galiba yağmur çi- seleyordu. içeriye girmiş, güler yüz! le bana doğru ilerliyordu. O, onun, 313 Yı harbi dediğimiz harb - den dönüşü idi. Sonra kendisinden sk oldukları ve cepnenin bir öğrenmiştim: O harbde doktor ola- reler Sovyet o piyadesinin Tevfik te kendisinin yanında bu - | harbe devam etme neticesi, ken. lunmuştu. İşte o harbin ve baba - di piyade birliklerinden yardım |mın o bahçeye dönüşünün bende ka görmedikleri için, gerilerde Sov-İlan diğer bir hatırası da, bir köşe" yet piyade, ve topçu ve hava kuvİsine kapısında askerlerle bayraklı yetleri tarafmdan imha edildi -İbir paviyon resmi işlenmiş elen bir ler... ipekli mendildi, O mendili bana Alman . Sovyet hı min de -İkim vermişti? Onu hatırlamama im mı müddetince, tankları tabrib|gân yok. Yalnız, o harbe aid re- işi o kadar ilerletildi ki, tankları İşimli bir albümü nasıl hatırlıyor tahrib için hususi kıt'alar yetiş - sam o mendili de, sanki şu anda tirildi, bu iş âdeta bir ihtisas ha- elimde tutuyor, gibiyim. Sanki par. di. Alınan - Sovyet harbinin | maklarımin arasinda biraz sert bir iz ilk üç ayında Ti bin Al -İipeğin hışıktsini bilg histetmekte- tankının tabrib edilmiş ol.İyim, Gene o harbin bende kalan bir tanklara karşı bulunan mü. |başka hatırası da, «Serveti fünu - dele usullerinin ne kadar mü-'nvun hususi bir itina ile bastırdığı bira adımlar attığını göstermek - bir kitabdır. Abdülhak Hümidin, tedir. Fikretin, Recai Zade Ekvemin, Ce. Bugün tepklara karşı tatbik ©-İ nah Şehabaddinin ve daha birçok dilen mücadele usulleri ve silâ edebi çehrelerin manzum ve men. we pek e Zurh de -İsur eserleri o kitab içindedir. en ve zırh tutuşturan mermiler; ar ü demet halinde el bombaları; tank | yy Saf Ramada “lanan ane lâde ahval müvacehesinde, çetin davalar başarmak mecburiyeti. e, çetin, hayati meseleler karşı, sında, omuzlarına çok ağır bir mes'uliyet ve çeşidli ağır işler yüklenmiş olan bir Başvekile hita ben mlinderecatı #t'barile bu açık| mektubu neşretmek cür'etkârl - #ıu şaşacaklar çok olacaktır, Fakat ben; lütfen okumak zaı metine katlanırsanız, iki dakika nızı çalacak olan bu maruzatımı, le la şeref duy- duğunuzu daima tekrarladığınız! Türk milletinin yalrız bir zümre. sinin değil, kül ferdlerini alâkalandıran bir der. din ifadesi şeklinde telâkki bu- vuracağımız kanaatindeyim. Değerli Başvekil: bir milletin iaşe, giyim, mahrukat maddele-! rinin yanı sıra, tiyatro, mus'ki gi. bi ruhi ihtiyaçlar da duyduğu malümunuzdur. Bugün, en korkunç bir dünya ihtilâlinde baş rol oynıyan ve bir ölüm dirim harl4 yapan milletle- rin bile silâh fabrikalarının ran. dımanları kadar, san'atlarından da ayni verimi beklemekte olduk larını görüyoruz. Bütün milletler, ferdlerinin harb facialarının maddi ve mâ - nevi ıztırablarile kararan ruhla- rını san'atin asil çeşmesinde yı - kayorlar. Daha geçen gün Ayru- palı bir nazır, «her şeyimizi, bü. tün muvaffakiyet'mizi edebiyatı. mıza borçluyuz.» dedi. Doğru - dur? Harb içi, harb dızı bütün milletlerin üzerine çöken kâbusu tahfif için, san'at, cephe gerisi- nin memleket hâleti ruhiyesinin sağlamlığını temin yolunda kul- landıkları en müessir kuvvet ilâ. cı olmuştur. Bize gelince, topyekün, tek bir savar püskürme lâğımları; tank| ın “Ekrem beyin «Kirmizi Mer 2 | savar mayinleri; nihayet yakvcı kıytiare isknli > şirlerile > Cenahln e ME year; yani galev öl alyan Sübedayav isli Bugünkü Alman - Sovyet hare DeDsWresi e BP yeri binde tankları tabrlb için Rup 2 (AMA Ziyan cOsmane hell ie ların en çok kullandığı #'lâh, bul Vay ŞE UR ER dei değdi, salev bombaları», yi yakıcı) ç SSAN RA A irene ie mayile dolu şişelerdir. Taşınma. |şponk tarihi hiiieelerin akis sa #1, yapılması, tedariki, kullanıl e WE Me yaaa ması pek kolay olan bu silâh, ge. : rek Rus piyadelerince, gerekas|, Bunun arkastadan, 1908 İnkilâ. Rus çetelerince Alman tankları- na ve metörlü kuvvetlerine karşı üyük bir muvaffakiyetle kul < tamimektadir. Filhakika son bir buçuk yıllık Alman . Sovyet harbi, cesur bir muharibin elinde olduğu mütead. did alev şişelerinin tanklara kar- şe çok korkunç bir silâh olduğunu at etmistir. Yakıcı mavile dolu şiseler nasıl tesr ederler? Yakıcı mayile dolu tankın üzerine fırlatııp atıldığı zaman, şişe seri bir cisme çarp- makla derhal kırılır ve bu çarp- manın tesirile şişenin içindeki a. (Devamı 7 nei sayfada) ile dekı olan başka kitabları ve al bömleri hatirliyorum. Meselâ gene Serveti Fünunvun bir yıllığını. , Bu cild, 31 Mert hâ, disesini ve onu talâb eden diğer hâ. dizeleri canlandıran resimler ve ya- zllarla doludur. Hareket ordusunun İstanbula geliş!, sultan Reşadın tah- ta çıkışı gibi resimler de bunların arasindadir, Bir devrin hikâyesi gi. | seyredilebilir. bircok resimli kltablar ve albümler çıkarılmıstır. Bunlari ayri ayrı sira, | lamiya İözum görmüyorum. albim duruyor: Hatay al-” eşmiş bir kanaat vücud bulmuş. | tur. İşte o günden itibaren mü . delilli, isbatlı? endeleye başladı. Kıskanç oldu, — Hayır. hırçın oldu. Ayni zamanda ken. — İmkânsız... Mutlaka (obir)di kendini yemeğe başladı. Tel - İsey oldu, Her zamanki müzmin| kinler gitgide kuvverleniyorlar, hem sözlerden başka bir şey sö; demi i? Daha sarih, daha İmaz. ba kuvvetli delillere istinad edi- — Ben de ayni fikirdeyim. U-İ yordu. Nihayet anlamadığımız zun boylu düşündüm. Meseleyi| büyük hâdise vukubuldu. Barda. şuur gibi müdrikiz ki, çektiğimiz ve başında bulunduğunuz hükü- metin aldığı tedbirlerle hafifle- yeceğine emin bulunduğumuz, iktisadi dar rağmen, dünya- nın en mes'ud milletiyiz, Sağla - miz, Şefin etrafındayız, biriz, birliğiz. Fakat, bu dünya hailesi- ni ayakta, kudretimizden hiç bir şey kaybetmiyerek, vatanda. sm bu anormal ahvalden fazla sarak atlatmıya uğraşırken, içti- — miüssessslerin . bünyesin deki tahribkâr tesirleri izale z0- rundayız. Sayın Saracoğlu; bugünkü sart Tee karnımda, binbir emek. hu. Andan farağatin. bir avuc Türk bümü. Bu albümü tertib eden, Ha- tayın kurtuluşundan çok evvel öra. bi o yazılar ve o resimler de bugün |da bulunan ve senelerce iki mizah! Türk Hatayın İsmecmuası çıkaran Tarik Mümtaz. Teabls harbi, Balen harbi veldir. Bu muharrir, büyük bir alâka lar karşısında da derin bir baz ve bir şişelBöyük Harb esnasinda da, böyle,'ile, Hatayın tekrar ana yurda ilti- saadet havası hakından evvelki ve kaları toplamış, bu ali ki vesi - nü onlarla bir resmi g şey iyemem. Fakat böyle bir kadının vücudunu kabul edersele ikinci sualinin cevabı kendiliğin. den meydana çıkan. — Yâni maksadı mı, — Şüphesiz... Koca budala, ki sual s0-dava böyle bir netice doğura -(ithamları daha sarih oluyor, da-| bilmez misin ki bir kadın evli bir erkeğe iftira atarsa mutlaka on- da gözü vardır. Riyazi bir kat'i. yet ile bu böyledir. halinde bütün! bsi > in © köşkte. uyku - Bulam gittikçe artıyormuş. a bir hizmetçinin | yıklama da başlamış. Ri camdân O bahçeye bakarken! nat: «Cemil niçin yaptın RA ağaçlar arasından Fitnatı gör - düğünü, koşup dadıya haber ver- diğini, ilcisinin birden aşağıya in lerini anlattım ve devam et- tim: " — Karımın arkasında yalnız ince bir gecelik varmış. Ayakları çıplakmış. Söyienenliri duymu - yormuş. Onu soğuktan morarmış, dell bayii bir halde zorla içe- ri almışlar. Yukarı, yatak mıza çıkarmışlar. İçeri girince o. danm bir cehennem halinde ol duğunu görmüsler. Soba o kadar yanıyormuş. Halbuki biliyorsun, ları, niçin yaptın bunları?» ie re yea Sabahleyin ilk is olarak bir doktor çağırmış” lar. Gerisi de malüm.. « Neclâ heyecanla atıldı: — Fakat galiba hakkın var Cemil! Vah zavallı Fitnat, vah zavallı yavrum. Peki amma bu işin bir başlangıcı olmalı! — Sana daima anlatırdım ya. Son zamanlarda gittikçe artan malüm kıskanclık sahneleri... — Başka, fevkalâde bir şey yok mu? Aranızda bir sev gec - medi mi? Sana her zamanki müp daha esaslı olarak ele aldım. Ve şöyle bir hükme vardım: Birisi, karımın çok yakınlarından birisi uzun müddettenberi ona benim kendisine ihanet ettiğim hakkın- da telkinlerde bulunuyordu. Kuv vetli zehirler nasıl azar azar, fa- kat miktarı gittikçe arttırılarak verilirler, neticede vücud bu ze. hirlere alışırsa o da telkinlerine yavaştan başlamıştı. O kadar ki karım belki farkına bile varma. mıştı, Belki de bunu bir lâti mevzuu sanmıştı. Fakat telkinle. rin dozu gittikçe artıyordu. Niha yet bir gün gelip işin ciddiyetini kavradı ve © zaman anladı ki içinde benim ihanetime dair kök- ğı taşıran damla idi, bu! Suçum tamamile sabit oluyordu. Fitnat, beni çıldırasıya seven bu kadın böyle bir şeye tahammül ed mezdi. Artık yaşıyamazdı. Fa - kat bilirsin, skandalden fevkalâ- de çekinen bir tab'ati vardı. Ken- dini öldürmeğe karar verdi ve böyle bir yol seçti... Bütün bun. ları anlıyorum, tamamen anlıyo. rum, Benim anlamadığım sey bu kadının bu işleri niçin yaptığı - dır? Ne gibi bir maksadia, nasıl bir menfaat kaygusile?... Sen de böyle bir kadının vücuduna ina- nıforsum, değil mi? — Belki,.. Bu hususta düşün- meden, araştırmadan kat'i bir — Bende gözü olan bir ka - dın... Fakat bu kin: olabilir? — Seni seven, sana İştiraksiz sahib olmak istiyen, bunun için karım kendi ihtiyari ile aradan şıkarmağa karar veren bir ka - — Ara... Her halde karınm çok yakınlarından biri... Ben de sana yardım edeceğim. Hirmet , cileri dinlemek iâzm. Dadıyla konuşmak lâzım. Fakat öyle is - ticvab şeklinde değil, usulca, sez dirmeden... Yoksa hiç bir şey öğ- renemezsin. — Fakat kim olabilir? — Beliri ben, belki bir başka- san'ati idame ettiremiyecek de recede artmış olmasıdır. Malümu âlinizdir i, muhtelif vergilerle, tiyatrolardan 96 56 ya yakın bir para alınmaktadır, Heyetler, tem sil verdikleri binalara “6 39 dan aşağı olmamak üzere kira mektedirler, İlân vesair masraf- larla yüz lira hasılât Yapan bir temsil heyetinin eline 15 Mradan azla kalmıyor, Hele, Anadolu içerilerine biraz nee, hareket * götürmek, milli piyeslerile yaymak, halki uyandırmak İdaha asil hizmetler gören k ük Hyatrolar büsbütün müskül vap ziyette dirler. Bugün, faaliyette bulunan hey etlerin sayısı 10 u geçmez. 400 milyon lira bütçeli bir devletin san'at, san'atkârlar ve umumi . yetle vatandaşlar lehine y. cağı 20, 25 bin lira gibi kücük bir fedakârlık biç de ehemmiyetle teemmül edilecek bir mesele ol- masa gerektir, Bilâkis bü suretle hazineye daha fazla varidat te- mini mümkün olabilecektir. Çün. kü, birer birer faaliyetlerini tatil eden heyetler, tekrar çalışmağa | başlıyacaklar, fintlar biraz inin. ce halk ta tiyatrolara daha fazla rağbet edecek, binnetice de, vers ginin inmesinden kaybolacak mik tar tekrar, hattâ fazlasile elde edilmiş bulunacaktır, Zatı âlini- ze küçük bir misal vermeme mü- saadenizi istiyeceğim. Geçen ak. sam , rahatsızlığından dolayı mü, zayeka içinde kıvranan san'at » kür Naşide bir müsamere yantık. Hasılât 1260 lira tuttu. Vergi ve kazanç tarh olunduktan sonra eline b ancak 450 lira kaldı. Şayed, kirası, elektrik, mtstahde « ücreti verilmiş olsaydı, ancak 150 lira eline geçebilecek» ti. 1260 ile 150 rakamları arasın. daki nisbetsizliğe dikkat buyur. manızı rica ediyorum. Bütün ti yatroların vaziyeti budur. Türk #rosunu kurtarmak, san'atin bilhassa bugünkü alde çok müsbet olan vazifesini yapabil « mesi için lütufkâr alâkanızı esir« ğcmemeniz lâzımdır. Tiyatromuz zun fedakâr çocukları sayın Baş bindan sonraki hâdiselerin nkisleri ıztırab çekmemesini temine çalı| vekillerinden bunu emniyetle ve ölçüsüz bir ümidle bekliyorlar. Ben de bu dileklerini zatı âlnize arzetmek serefini kazanmak su. vetile küçük bir hizmette bulun- duğum kanaatindeyim. Hürmet Te ellerinizden öperim. Nusret Safa Coskun İruz: Kimi resimlerin ve yazilarin i karşisinda içimiz burkuluyor, fakat l kurtuluşımu birçok yazı ve resimle tesbit eden sayfa duyuyoruz. Tarık Mümtaz, bu himmetile, çok de ve değerli bir iş hasarmıştır. Bu İbesliyerek doldurmusur. Acı hatı. güzel hatırayı okuyucularıma semi, Şu dakikada, masalın üstünde ralardan sonra mes'ud o hatıraların! m a ii - fan. İben dediğime mi? Sahi bu pek komik bir şey olur, pek komik... Arkadaş olarak seni çok seve ; rim, fakat erkek olarak benim gözümle beş para etmezsin. Gülerek bir kadeh konyak da. ha içti, sizarasım tazeledi. raz mühmel bir sekilde ayak ar iyak üstüne atmış, sarıya çalan yeşil gözleri ile ve hep o ateşli parlaklıkla garip bir şekilde yü züme bakıyordu. Çok güzel ba cakları vardır. Bunu bildiği için olacak daima çok kısa elbise gi yer. Biz lâhze için sözlerim diz kapaklarının gergin, tahrik edi. ci yuvarlaklığına kaydı, Böv- bir dakikada böyle bir şey düsündü. n kendimden nefret et mem lâzımdı. Fakat ben daha fazla Neclâya karşı böyle bir hiş duyabildiğime sastım ve kıpkır , mızı oldum. Acaba o bakısımı farketmiş vi İtanmam daha fazla bund. Ah, bu içimiz « deki kayvan!... (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: