10 Aralık 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

10 Aralık 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Maksim G İvan İvanoviç İvanov «tahirmiş müstaid muharirlerimizden» olalı beri, her sene yıl başinda kendisi. ne bir çam ağaci diker, İşte bunun içindir ki 1899 yılının 31 Birinelkânun gecesi doğan ay gök yüzünde hayretle durakladı. Kaşlarını çok yukari kaldırarak ve zor zaptedilmiş bir tebessümün do- gurduğu ihtlâçla titreyen dudakları ni açarak yer yüzüne balı ve, gö rümüşe göre, gözlerine İnanmadı. Ay, İvan İvanoviçin evinin pence. relerins bakıyordu. Orada işte şun- lari gördü: Büyük bir odanın ortasında yük sekçe bir çam ağacı duruyor, bu- mun koyu yeşiliiklerinde nsum işik- lari neşe ile pırildiyorlardı. Çamın sirada ise, bayramlık elbiselerini giymiş ve ellerini arkasina (o bağla” miş olduğu halde, bahtiyar bir eda ile gülümseyerek İvan İvanoviç ağır adımlarla dolaşiyordu, Çam ağacının üzerinde mumlar. dan başka herhangi bir süs yok- tu. Ağaç, sadece, başlan başa ga“ ete parçalarile donanmış, tek tük bazı dalları üzerine de domuz, 15-1” ipek, eşek (gibi lüstik (oyuncaklar asılmıştı. İvan İvanoviç tek başına çamın #trafinda dolaşiyor, zaman zaman gazele parçalarından biri önünde duraklıyor, cnu, dikkatle ve ellerile muayene ediyor, öksü. rüyor ve hazdan titveyen (sesile cebren olannağa başlıyordu: — «Taninmiş ve isidadlı mw harririmiz İvan İvanoviç İvanovun yeni hikâyesi, onun hayata dair gö- rüşlerinin asaletine, hararetli insan sevgisine bir defa daha şahadet et. mekte ve mubarririn isiidadinin derinliği hakkındaki kanaatlerlmizi teyid etmektedir. İvân İvanoviç bahtiyar bir eda Me gülümsüyor, gazete parçasını İtina ile katlıyor çim ağacına asılı olan lâslik köpe- ği avucu İçine alarak ve sari bir tesesürle ona bakarak yüksek ve ikna edici bir sesle köpeğe şun ları söylüyordu: — İşittin mi?.. Halbuki bek, sen benim istidadlı olduğumu ka- bul etmiyorsun!, Mütemadiyen kü. für ediyor, benli çekiştirip duruyor- sun!, Ah seni gidi! Ben biliyorum, sen bunu kiskançlığından yapıyor- sun!.. Bu kadar parlak bir istidada sahib oluşum seni (kiskandırıyorl. Kıskanmak iyi bir şey değil! Bak, sen beni kiskaniyorsun, amma, ben de seni kuyruğundan (yakaladığım gibi işte böyle çam ağacına asa. rım! Yat, İvan İvanoviç köpeği avucundan birakiveriyor, hayvan ipliğin ucun- da saliniyor, âdeta bu biçimsiz va- siyette bulunmaktan bir aci duyu. yormuş gibi, uzm müddet havada Btreşip duruyordu, İvan İvanoviç ise, diğer bir kâ. ğidi okumağa başlamış bulunuyor. du «Rus edebiyatı, İran İvanoviç İvanorun şahsında büyük bir İsti dad kazanmakla zengileşmiz bule. İvan İvanoviç İvanov: — Hah ha hayli. pi Le Diye gülüyor ve lâstik köpeği alarak ona şunları söyleyordu: — Nasıl?.. Asılı duruyorsun, de ğll mi?. Hek'keti tanımamanın ne hade tehlikeli bir şey olduğunu görüyorsun!, Sen benim hakkım. da: «Sözüm ona alelâde bir muhar- rirektire di aziyorrun, ama, Tarihi tefrikamız: 31 AKİLE HANIM İNE “GENÇ, OSMAN — Nasıl, beşaretli haberle mi gelürsiz? Osman necmi talihi kararacak mı ve gözümün nuru Mustafa tahtı saltanata kavuşacak mı? Davud Paşa kendinden on beş yirmi yaş kadar küçük olan ol gun kadının kısık kısık çıkan tras sesinden ürkmüşiü, Sal nat ve hüküm sürmek ateşile ca- yır cayır yanan bu kadın, için. den ağzına doğru uğuyan alev ve kuyruğundan! ? İni yülesek sesle okmduktam sonra, tekrar! SON POSTA X ZIHIKAYER Su kabarcıkları orkiy Çeviren: Hasan Âli Ediz bak, başkaları benim Turgenief aya) İvan İvanoviç İvanov, rüyasında rında olduğumu söylüyonar.. ve bu bir tenkid yığını üzerinde yatlınğı- «başkaları» daha büyük bir yekün ni ve uyukladığını gördü. Başı w- totuyor.. Bak bunları görl. Say ba-jcunda müneldkidlerden O mürekkeb (kalım: Çamin üzerinde tamamı alı.|bir koro duruyor ve onu uyutma, Jmiş iki medbiye var. Halbuki bana) ga çalışarak, yüksek (sesle: «Ninni küfreden, o beni çekiştiren (sizler, de yavrum, ninnile bestesi üzerin. epi topu yedi sekiz kişisinizi, Na.jde bir ninni söylüyordu: 11? — Yaz, yaz sen yaz Canin için yaz! İvan İvanoviç parmağile dei run burnuna dokundu ve yeniden) o Münekkidlerin yüzleri öyle par tenkidieri okumağa koyuldu: İlak, öyle nazikti ki... Fakat nı ötümserler Rus edebiyatı.) garib, bunların hepsi de dişsizdi. Açik ağızların karanlık delkleri firin ağızlarını andiryordu. Bunlar. İnin kısırlığından — bahseltikleri za. İman bana öyle geliyor ki onlar sadece Rus edebiyatını o bilmiyor.'dan, lar. çünkü, edebiyatımızın İvan İva yayılıyor ve cizirtili İmoviç gibi dühi bir tezahürüne yükseliyordu: İvan İvanoviç sirtinin bile ki — Yaz, yaz, sen yaz zardığını hissetti, Bahtiyar bir hi) Yaz, yaz, yaz. ienbla irela bakındı. Fakat oda.| İvan İvanoviç o bakiyor ve da kendisinden maada kimsecikler! mütebassis ol ik il yoktu. Bu tenkid ona hepsinden) sesler kaç ie kiymetli geliyordu, Umumiyetle din| — Teşekkür ederim, diyordu, le pek de alâkası olmıyan İvan İva'size çok mirmettarım. Emin olun İnoviç, bu tenkidi ilk defa okudu. hi... Vallahi Oçok mahçub oluyo, ğu zaman kiliseye gitmiş ve meç-'rum, Beni mahçup ediyorsunuz! hal müneldkidin. sibhat ve afiyeti Ben... Canın (ben neyim2.. Ben için uzun uzun duslar etmişti, #madeyim.,.. çok müteşekkirim Şimdi ise, debasnin bu delili. çok mütehassis oldum. Ben size ye macağım Roman yazacağım... İderin derin içini çekti ve hazla 0-'Çok büzel bir roman yazacağım. mu öptü Sonra, eserlerini beğenmi. Teşekkür ederim, teşekkür ederim, yen çam ağacindaki asılı münekkld! baylar!, timaallerine dönerek o manalı bir i — i eda le parmağımı kaldırdı ve bor) ald, Tezayi, ener böle ğuk bir sesle onlara hitaben: la yıkayan ılık bir usarenin dolaş. — Anladmiz mı, gevezeler, des) tiğini hissediyordu.." dir, vd e Şöürn selen çam ağecindeni in. m e > — dirmeğe başladı ve hepsini bir de. " . met halinde bağlayarak odanin bir yüz balinde birleşti. Bu bir kadın. köşesine fırlattı. Fakat kendisi hak-| “” kında yazılan tenkidlerden ayrıl. ü Ni N lara ba.! ea KE a şeramie. Biyo, fazla kırmızı dudakları Jâü. Bunlarla beraber bulunmanın zev, | pohi gülüyorlardı. Üzerindeki kos kini bir müddet daha sürmek isti. tüm, sari, kirmizi, yeşil renklerin yordu. Fakat nasıl?. Birkaç daki. bir birleşmesi idi, ik kasını tereddüd içinde geçirdi, Nu| , Kadının bir elinde değneği an. hayet, sevinçli bir gülümseyişle on.|dıran bir dal, diğerinde İse defne ai ie AŞ ağacından indirmeğe | yaprağı kokan, eklile benzer bir ve odanin bir köşesinde durmakta !#9y vardı, olan kanepenin . üzerine yaymağa! İvan İvanoviç İvanov, yorganına başladi. Bütün kanapeyi bunlarlalsarimarak korku İle: | öritükten sonra çamin üzerindeki! — Ne oluyor? Dedi ben... Ne İmumları söndürdü, Soyundu, velletiyorsumuz?. Ben sizi bir yerlerde kendisi hakkında medhiyelerle do- görmüş gibiyim... Siz kimsiniz?, lu bu kâğıdların üzerine uzandı. Kadın, görülülü bir kahkaha Oda sessiz ve karanlıktı. Bazan/atarak: yumuşak, kulağı okşayan (bir kâ-| — Tanımadınız mı?, Dedi, Ben gid hişirtisi duyuluyor, bazan ise,İşöhretim!, sessiz, bahtiyar bir gülüş işltiliyo: du: — Heh, heh, hebl, Sonra hafif bir horultu duyuldu. ay, yanaklarını şişirdi ve gülüşünü zor tutarak, yoluna de. vans etti, Şişman, göze batacak kadar sar- kik yanaklı bir kadın, gözlerini sü- İnan İvamavle; — Affedersiniz, diye Fakat Allah rizası için. huzurunuzda kalkmama İyok.. Giyinik odeğilim.., Yani.. İsoyunuk bir haldeyim, ziyareti. İniz... benim İçin beklenmedik fa. ak Efendi bubası, kayna. tanız cennetmekân Mehıced Han hacesi idi ve fazlüiriam Hind ve söylendi. Şimdi yalazını nasil dışarıya (o veriyor burun kapakları taze kan koku- su alan İsaplan burunları g'bi na. si) seğirip Ükmbarıyordu? — Parıl parıl bakışları vardı, sesi uslığa benziyordu. Paşa geçüp (sedire oturarak sak'n bir el işaretile! İ güzel kaynamasını — yatıştırmak istedi: ve engürüse münteşir idi. (Göz- lerindi süzüp başını iki yanına salladı) «Eğri» cengini mekâna kazandırmağa sebeb ol- muş idi! (17 Ol sebebden şeyhis- lâm olmuşdır. (Hatırasını yoklar gibi düşündü! Ziyadesile afif ve müstakim idü. Fındıklıda bir ya. ha var idi — Bilüriz sultanım. — Ya, Âkile Hanımcik şimdi bubası evinde midir? — Yok, bugün gitmek ihtimali vardır. Biz dahi anın için gelmiş idük. Allahütmelâ tarafından me- habetlü kayınbiraderimiz Musta. (4) Bir esım okuyucular İçin; Fri o meyilan o muharebesinde o Os. — ı hümayundan dönüş“ te veliyyetinmiamım siz efendici- ölme uğrıyalım demiş idük. — Saraydan mı dönersiz) — Beli, Osman ile bile idük. — Bağteten gerdeğe girdüğ'ni (önüne bakup kızardı) «eski s3. ray» yazıcısı Bilâl Halife söyler miş, ya, ash var mıdır? Davud Paşa manalı manalı 8i- gıttı; — Hilâf söylememiş benim e fendiciğim. Bu sabah gelini bu- #1 evine reddeylemeği düşünür | — Müftü Esad Efendi duhteri| teni, sec, arabacı gibi adamları tesçi Akile Hanım olduğu doğru mı- dr? — Ol dahi doğrudız gin harbi azamada aabeb olduğumu hema Gör, .İeden müsabek sayısı her yıl art imkân! çıkararak kucakladı, yüzünü öpücük Acem ve Arab ve bilâdi Alaman!ğ SPOR Dostluk kupası maçları Pazar günü başlıyor ir hafta işinde Türk spo. e | Ayni gün mektebler | kaybetti, , * kır koşularına da ediycte tevdi ettiğimiz bu, üç zat Türk spor tarihinde yer başlanacak almışlardandır. Kadirşinas gaze- teciler, hiç olmazsa üçer dörder — satırlık bir resim altı ile bu, gü Dostluk Kupası maçları tertib/ Zide insanların kiymet heyetinden: Beşiktaş, Fenerbah-| barüz ettirdiler, Se ve Galatasaray klübleri eski| Bu, ölülerden biri Emin Bü. dostluklarını bir kere daha ilem ,. İkincisi meşhur tam lecek bir turnuva | Sü üşüncesile üç tatil | buracı Osman Pehlivandır. OÜ. i üsü de Türkiyede ilk jim- tertib etmişler ve ortaya, bu maç Dask hocası ve hepimizin üsta, ların sonunda en çok muvaffak|dı Faik Beydir. olan takıma verilmek üzere dost.! o Kisaca şunu arzedeyim ki, biz. luk kupası adı altında bir de ku-|ler, eğer Faik hoca hakkında ya İpa koymuşlardır. zılar yazıp onun mesleki ve tut Üçü de Şeref stadında yapı | tuğu yolu, meşrutiyetten sonra (lacak olan bu iaaçların birincisi! ki acı ve çetin Oo mücadele - 13.12.942 Pazar günü Galatasa-|lerini, binbir siyasel ve hiyanete ray ile Fenerbahçe arasında 6 -| Uğrayarak meslekten nasıl uzak. İncak, İkincisi bayramın birinci | laştırıldığını, £ şahsi menfaatler Cuma günü Fenerbahçe ile Beşik | Uğurunda Türk sporuna vurulan taş, üçüncüsü de bayramın ücün.) darbeleri, mücadele, mlnakaşa taş ile Ga -'safhalarını tebarüz sttirip Türk latasaray arasında oynanacaktır. #por tarihine mal etmezsek Faik İstanbul okulları kır koşuları | hocanın çocukları | olmadığımızı Beş yıklanberi İstanbul okul - “ân etmiş oluruz. ları arasında tertib edilmekte o. , Gszetelerden biri Jan kır koşularına bu yıl da Maa- "in eserlerinden dört satırla bah | rif Vekilliğince hazırlaran prog #9derken yalnız şunu kaydelmiz ram mucibince 13 Birincikânun Pulumuyordu: «Faik Beyin mü. lerini te. uyku ilham eden bir sicaklık| tarihinde 2000 metrelik bir me.) bim bir eseri de vardır.» Fakat bir melodilsafe üzerinde yapılacak kır koz! , eser ne mahiyet taşıyord nacak ve bu koşuyu) /9<# bu eserile ne demek isti 27 Birincikânun tarihinde Ata yordu? Yarım asrı doklurup ge. türk koşusu, .17 İkincikânunda|$om talim ve terbiye hayatında ve 14 Şubatta 2000 metre üze . Neden hocaam İiddimsi ne idi? rinde yapılacak koşular takib ç-| mühim eseri kıymetten düşürül- decektir. İdü? Türk sporunda dönüm nek Beş yıl gibi kısa bir mazisi o-|tası medir?.. Dönüm hoktasını inn okullürı aram kır koşuları | vücuda getirenlerin iddiaları ve müsabakaları okulla sporculara, | meslekleri nedir?.. Bu, yüzden rasında büyük bir alâka uyan .|ve Paik hocanın kurduğu mesle. dırmakta ve bu koşulara iştirak | ki öldürenler Türk sporuna iyilik! mi yaptılar). Hoca mi haklı, ko- canın meslekini ve tuttuğu volu İ öldürenler mi haklı?.. Bu yüz. den Türk sporu zarar mı gördü? Faydalandı m? OH bir sürü Oo meseleler... İşte (Faik hoca bu, tarihin başında ve için. Şöhret, şefkatli bir sine sdasile;| de bulunan wihim şahsiyetler. — Üzülmeyin OVanüçka, dedi.lden biridir. Binaenaleyh, öyle İsusile başla: tığı gibi koşulardan alınan dere. celer de evvelki yıllara nazaran daha ividir. amma kat o mertebe hoş bir hâdise ol du, .İ dereli İBen teprifat kaidelerine pek de «.| dört satırla mezada konuluvere İhemiyet verenlerden değilim. ben İsana taç giydirmğe geldim, Öpü- cüğümü kabul eti, Kadın, İvan İvanoviçin | üzerine eğilerek, kendi boyalı dudaklarını onun dudaklarına yapıştırdı. İvan İvanoviç, kadının & öpücüğünde bir mürekkeb kokusu sezdi Şöhret, bir elile İvan İvanoviçi koynundan kucaklayarak, diğer €- lile de bir fiçiya çenber geçirir gi. bi, kafasına taç giydirerek: — İvan, dedi, İvan!. Gel Par. nas'a gidelim, Vakit geldi. Seni © İradn bekliyorlar, İvan İvanoviç İvanov, sevinçten titreyerek: — Hanım efendi, dedi, U giyin- meme müsaade buyurun!. | — İvan, dâhiyi halkın gözünden) hiçbir şeyin gizlememesi lâzemgel.! diğine manmalısın!, İvan İvanoviç sordu: — Fakat ben üşümez miyim?. Şöhret: — Ob, hayır, dedi. Ve onu yorganın atından çekip | lerle örtmeğe Başladı, İvan İvano- viç, kendisinin, kadının göğsünde (Devam 7 “nci sayfada) olduğun. inan eylen valideciğim. (Kendin den çok ük kadına valideci- i ği için utanıyormuş gibi kızardı) Müftü Esad Elendi ba. dezin Osmana yâr olmaz ve Mus- tafa Han devrini bir dahi unuta. max | — Ya, Osman bunu düşünmez mi dersiz? Paşa göbeğini oynata oynata güllü: — Tecrübesiz olup kendüye ve bazusu zoruna güvenmekten çevre yanını ve burnu ucundan ötesini göremez, Evvelki gün Ya- vuz Selim Han gibi iklimler açup kişverler (2) fetlvini tasarlar idi. (Valide sultanın gözlerine bakup bir gözünü kırptı) ve yeniçeri ve sipah yerine Arab cündileri ge. Vürmeği düşünür idil Sultan Mustafanın annesi ye. mani, ordusu berulmuşkan hocamın ki-İrinden sıçradı: — Ya, yeniçeri ve sipah haber “lerek dişmanı odunlaria hücum etf.İ alur ise. 13) Memleketler, Wee. cek takımdan değildir. Emin Bülende gelince; Emin Bülend, Faik Hocanıh talebele. rindendir. Türk sporunun ilk ele. manlarından ve #k kurucuların dandır. İyi bir atlet, iyi bir fut. bolcu, iyi hir klareci Emin | Bülendin, Türk spor tarhine p* recek eserleri mevcud değilse de onun Türk sporlarının vücudlan. | ması bakımından ve #k eleman lardan olması hasebile bir mü.| sevvik, bir muharrik tip olarak Türk spor tarihi içinde O portro- lendirilmesi gerektir. Fakat tamburacı Osman pehli. van büsbütün beşka bir şahsiyet arzeder, Tamburacı; Sultan Ha- mid devri başpehlivanlarından- dır. Tamburacı meşhur cihan pehlivanı Kara Ahmed ayarında, meşhur Adalı Halil seviyemde bir pehlivandı. Tamburacının yağ güresleri meşhurdur. Tamburacı. "m, Büyük Yaşarla, Tophaneli Yusuf'a, Kara Ahmedle, Adalı) ile güresleri vardır. Tamburacı Osmem Pehlivan, usta bir pehr- vondı. Gayet iyi saz çalardı. On Mi te sazı onun kadar kıvrak vektı, Pu, nehl'van ihti. E gel benim efendim. (Tekrarladı) a- kıcaklar ve «gülüvvüçül» (3) ile Spor Müsahabeleri : Kaybettiğimiz üç güzide sima Yazan: M.S, ami Karayel yarlık hayatında sazile meşhur oldu. o Tamburacının Kurd. ile, © Yaşarla, Topha - meli Yusufla, Kara Mustofa ile olan güreşlerini yazacağım. ve Tamburacının pehlivanlık kudre- ni okuyucularıma sunacağım, Bunları başka bir müsahabemize bırakalım. Faik Hocamızı teba. rüz ettirelim bu müşsahabemizde, Faik hoca, Türkiyede, Tanzi- matı Hayriyeden sonra ilk Türk (idman hocasıdır. Sultan Aziz devrinde Galatasaray mektebi a. lafransa bir şekilde tesis edildi. ği zaman Fransadan jimnastik musllimleri getirilmişti. Bu, mu- alimlerden sonra Galatah, Ta. tevish bazı Rumlar jimnastik muallimi oldu. Bunlardan sonra ilk olarak bir Türk muallin jim- nastik derslerini uhdesine aldı. İşte bu, Faik hocadır. Faik hoca, uzun boylu, iri ve adali gövdeli babayiğit, doğru sözlü bir gençti. Fransızların ve nihayet yerli Rumların elinde ka, lan Galatasaray mektebinin jim- nastik muallimliğini dirayetli o- larak üzerine almıştı. Faik hoca, Alman nastikleri (o taraftarı (idi har'blik, O mücadelecilik, ğukkanlılık, © yiğitlik O rubunu talebeleri (o üzerinde yaratma: ğa çalışır, jimnastik hareketleri. i hep bu, manevi varlıkların inkişafına vasıta kılardı. Fail hoca, bundan elli sene evvel, Fmnastik» namile iki yüz say- falık bir eser vücuda | getirdi. Bu wer tamamile Alman jimnastik, leri esası üzerine yazılmıştır. Fa: “k hocanın bu eseri, Tanzimatı Hayriyeden sonra yazılan i werdir. Fakat mesiek usulü iti. barile birinci eser olarak kabul edilmelidir. Çünkü tam manasile bir usul ibraz eder ve bir usulün mürevvici olarak mütalen edile, bilir, yani iddimsı ve davası olan bir eserdir. Birinci eser, Miralay Mustafa Bey isminde bir zatın kitabıdır. Sultan Aziz devrinde Mektebi Harbiye matbaasında basılmış! tır. İddiasız bir eser olap şöyle böyle hareketlerden ibarettir. Faik hoca, meşrutiyet ilânma kadar tuttuğu meslek ve usul ü- zerinde on binlerce talebe yetiş” tirdi. Meşrutiyetten sonra kol, bicak hareketleri usulü çıktı ve, İsveç jimnastiklerile katiyen a- lâlerları olmadığı halde bu, usu- le bigayrihakkin İsveç jimnastik; ler ismi verildi. Ve, bu nam altı. na sığımlarak yirmi beş, otuz ke- Fmelik fizyoloji, anatomi bilgi ile mi yapıldı ve yürürlüğe gö- türüldü. İmparatorluğun uyuşuk, softa zihniyetli adamları kol, bas cak hareketlerini, basit ve kırı“ ıp dökülmeden yapılan jiranas. tikleri Faik hocanın mücadeleci, muharib ruh yaratıcı jircnastik. ler'ne tercih eder oldular. Meş; rutiyetten sonra kol, $: hare; ketlerile beraber düdüklü lâka; bım taktığımız jimnastikler im namına icrayı lübiyat etmek üze. re mekteblere konuldu. Bu sw retle mücadele de başlamış oldu. Galatasarayda Faik hoca, an'a" ndlerden vazgeçmiyor, dersleri. ne eskisi gibi devam ediyordu. Fa'k hocayı yrkamıyorlar, stsmi; (Devamı 7 nci sayfada) jim Mu- s0 5 — Ya, sarayı hümayunda eğ. sultan «Mustafayı mazlümu» bu-İniz var mıdır? lacaklardır! Keder ve sıkıntıdan göz ka. pakları morarık kadın birdenbire damadının ellerini kavrayup sar- saladı: — Doğru mu söylersiz? Ya, Mustafamın gelmesi yakın mı. dır? — Ekrabdir sultanım. — Ya Osman sezüp anın tatlı tanıma kıyar ise? (Etrafına ba- kındı, sözi daha kısık ve titrek çıkmağa başladı) Dün, Mahpey. ker Kösem valide kadın dahi Murad ve Kasım ve İbrahim çe- lebiler hayatlarından #ederlenür idi, (Sesini daha #lçalttı) Bunda hafi cellâd gelecek imiş! Davud Paşa sarardı, sas çıkar- madı: Artık gitmeğe hazırlanı. (3) Bir kasım akuyueniar için: Aşırı gidip topla bir halde üşüşerek, yani devan eğrenk. o avud Paşa da, onun kulağına eğildi: — Elem çekmen, vardır ve bostancıbaşı dahi avuclarım için dedir. — Bir kimesne dahi vardır, cermetmekân zamanından kalma clup bana ve Mustafaya ziyade sadakati var idi. Paşa ncele acele sordu! — Adı nedir ve sarayı hümas yunda ne iş yapar? — Adı Deli Derviştir, ol zaman doğancıbaşı 14) bulunur idi. — Anı dahi görelim. — Her kâra gelür yiğit bir &- dem idi. Kendüyi cennetmekâm doğancıbaşı eylemiş idi. Musta“ İfam zamanımda katı ihsanımız görmüş idü. (Arkas var) 14) Bir kem okuyucular için: Hanri böznün denilen av doğumları hizmetle lerine si, Muvtar herk bigi idi

Bu sayıdan diğer sayfalar: