13 Aralık 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

13 Aralık 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA - Hergün Fransanın geçirdiği Büyük buhranın İçyüzüne kısa bir bakış Num Ekrem Uşükliğil muf — Ben hürriyetin oâşıkıyım, fakat devleti parlâmemto usulü ile idare etmenin aleyhtarıyım. Bu cümleyi iki yıl kadar önce, âyân azasından olmasına ve bü- tün hayatını parlâmento muhi - tinde geçirmiş bulunmasına rağ- men Fransız başvekili Mösyö La. val söylemiştir. O zaman Fransa yenilg'nin ilk devrini yaşıyordu. Fransız parlâmentosu ana ya- saya temamile uygun bir şekilde toplanarak bütün salâhiyetlerini Mareşal Petaime (devrettikten sonra dağılmıştı, Mareşal Petain ise ötedenberi otoriter idare ia- raftarı bir askerdi. Fransız par- lâmentosunun salâhiyetlerini Ma reşal Petaine devretmek (o için yapmış olduğu toplantı sonuncu toplantısı oldu. Üstelik Fransada mevcud siyasi fırkalar da tama- men lâğvedildi. Mareşal Petaia tapkı başvekili Mösyö Laval gibi parlâmento a. leyhtarı olmakla beraber hükü- , met İle millet arasında teması ve irisak temin etmenin İğzamunu anlıyordu. Parlâmemte ile siyasi fırkaların lâğvmı müteakib bir f , ' RESİMLİ MAK 7 ALE Yi ) yi Emriniz altında çalışan bin kişiye talimat veriniz, emri ver. dikten sonra da bir başka işe gidiniz. Ve memurlarınızda ver- diğiniz emrin neticesinin aranmıyacağı zannın © uyandırınız. Sonra da ansızın bir kenirol yapınız, emriniz altında bulunan- lardan birçokları için hayal sukutuna" uğramaklığınız ihtimali dileceğini kanaat! haline getiriniz. Kızılayın fakir talebeye yemek tevziatı hazırlıkları Kızılayın fakir halka olduğu — İhmalden siz mes'ulsunuz. Beş parmak müsavi değildir, tabiat dünyaya gelen çalışkanlıkla vazife hissini ayni nisbette taksim etmez. Bazısın- da bu hisse çok, bazısında azdır. Tabiatin yaptığı haksızlığı im- kön dairesinde düzeltmek emri altında çok insan çalıştıranların üzerine yüklenen bir vazifedir. Verilen emrin mutlaka takib €- eee mene ve ane mala AlANAMEE 0008 eea sanem nara maaişannermmeseRaa, Şehir Elaberleri Fener - Galatasaray | Ni maçı yarıda kaldı ri Demirağ hava okulunda dün yapılan uçuşlar Geçen hafta Yeşilköydeki Nu- İş nizamı, bir gençlik (teşkilâtı çahıştı. Bir taraftan da| gibi lise ve orta okullardaki yok Almanya ile anlaşmaya teşebbüs |sul talebeye de mcak yemek ver etti, Hitlerle konuştu, konuşma -|mek üzere faaliyete geçtiğini ev sından #mermun kaldı. Radyoda! velce yazmıştık. Fransız milletine hitab ederken:| o Talebeye yemek tevzistına aid — Almanya zaferini hazmet -| hazırlıklar yakında bitirilecek mesni bilecektir, biz de yenil -| ve ay başından itibaren her okul ğimizi gözönünde tutacağız, dün.|da talebeye yemek verilmesine kü düşmanla şerefimizi ve hay-| başlanacaktır. Şimdilik okullar siyetimizi muhafaza ederek iş-ida 3500 talebeye yemek verile- (Baş taratı 1 inci sayfada) kuliye veren © binlerce hakkı da çiğnenmiş oldu, Oyun çok süratli başladı, Galata- saraya üstünlük veren bu sürat beş| dakika zarfında Fener kalesin) çok müşkül bir vaziyete soktu, Bundan dolayi da oyun alabildiğine bir sert. İlk içinde devama başladı. Fener. bahçe sıkı bir müdefaadan kurtulur kurtulmaz, Galatasaray Müdafaası el gokünü yaptıktan sonra takımlar gene berabere oldular. Fenerbahçe kalesinde evvelâ gol, sonra penaltı addedilen harekete itiraz eden Fe. nerkiler karşısında hakem derdini dinletemedi.. On #i dakika süren! bir münakaşadan sotra da »dost. duk maçi» yirmi beş dakika evvel yarıda kalmış oldu, Galiba bu spor değildir! Ömer Besim ri Demirağa Hava alanımda bir le yüksek mühendis mektebi tale beleri kendi havacı arkadaşları tarafından uçurulmuştu. Dün öğleden sonra da bu u- çuşlara devam edilmiş ve gök okulunun öğretmen tayyarecileri yüksek mühendis mektebi talebe lerinden arzu edenleri uçumuş. tören yapılmış ve bu münasebet. | birliği yapacağız, diyordu. Başvekil Mösyö Laval öteden- beri müdafaa ve muhafaza ettiği siyasi kanaatler bakımından iki tarafın da istediği barışı kolay. laştıracak bir devlet adamıydı Fukat günün birinde hayretle işi. &ldi ed, başvekillikten çekilmiş- tir, Ne olmuştu? Bunu halokate çok yakın bir rivayet halinde o- İarak az sonra aaladık. İhtlâfın kaynağında bir zihniyet (farkı “vardır, bu fark Mösyö La#alin Mareşali umumi politikanın ana hatlarını tesbit ile ikti eder görmeyi istemesinden, mareşalin ise bilâkis teferrünttan da haber- dar olmayı tercih etmesinden doğ muştur, fakat nihayet bir hal şekline bağlanabilecek olan bu görüş farkını parlâmento baya - ından kalma bir kulis pohtikası © hâd şekline getirmiştir, denil - © miştir ki: — Mösyö Laval bir diktatör- lik meclisi kurmak arzusunda- dır. Bu diktatörlük meclisinde mareşalden başka kendisi ve A- miral Darlan bulunacaktır. , Bu rivayet belki de belki değildi, fakat bunu ikinci bir rivayet takib etti, Alman devlet reisi Fransaya © bir cemile ölmak üzere impara - © tar birine! Napolyonun tabutu - nun Sent-Elen adasından cektir. Bu iş için 100 bin lira tahsis olunmuştur. Her okul ye- mek vesaitini hazırlayacak ve Kızılaydan alacağı erzakı okul da pişirerek talebeye verecektir. Okullara erzak tevziatını yap. mak Üzere Hse ve ortaokul görlerinden heyet secilmi ai rafı olarak yı atmıştık. Fakat merasimde intizar hilâfına reislerinin bulunmamış oldukla - rım da yazmıştık. enlerde . Fransada çıkan bir kitab bu hâdisenin sebebini - doğru yanhş « şöyle anlattı: Lavalin bir diktatörlük kur - mak isted'ğini söylemiş olanlar bu defa da bu merasimin mare. şali Parice celbetmek için kurul- mus bir tuzak olduğunu iddin et- mişlerd'r. Lavalin O çekilmesinin sebehi de budur. Ne olursa olsun Mösyö Lavali Amire! Darlan istiblâf etti, Ve o da halefi gibi Almanya ile işbir. Wiği politikasına devam etmek is. tedi. Hattâ giderek Alman dev- let resi ile konuştu, fakat ne de ,İolsa Vişide bir bekleme siyaseti- nin galebe ettiği meydandaydı. Bu siyaset bir yıldan fazla sürdü. Fakat bu bir yıl La vurları hakkında o: olan bütün rivayetlerin «esassız Parise | olduklarını anlatmıya kifayet et. | yıldö-| mişti. Mareşal, Lavalin tekrar| -|lanan bir hücumunda Cemil enfes! he Alman, ne de Fransiz devlet! üzerine yüklendi. Ve bu arada Ga- İatasaray kalesi devamlı olarak teh. likeler atlatırken kaleci Osman sa. katlandı ve bir müddet sonra oyu- na tekrar girdi, Galatasarayin 20 nci dakikada Fener kalesinde top - bir sol vuruşile mevsimin en güzeli golünü yaparak dakikalarca alkiş -| landı. 30 uncu dakikada Galatasa- Bu sayıdan sonra Fenerbahçenin İlektük yaptığı hücumlara mukabil | Galatasaray çok daha hâkim oyna. dı. Mücadelede iki taraf da oyunu Vözemsuz sertliğe döktüğünden, her an kazalı harrketler hiç eksilmeden devre 1.0 Galatasarayın hebinde bit & İlkinel devrenin başladığı birinci dakikada Galatasaray müdafaasınm! hatasınelan istifade eden Fikret Fe- nerin beraberlik sayisini yaptı, Be. raberik Fenere üstünlük vermişti, Bocalarra devreleri arasında sağ &- çik Hilemetin sürdüğü ve orteladi- ğ! topa miikenimel bir kafa vuran rette yapti, Ayni güzelik İçinde İ. İ Cemil ikinci golü de şaheser bir sa.) geldi, lardir. Bundan sonra Mühendis Mek- teb'nin havacılık kısmına ayrılan gençler uçuş tecrübeleri ve ak- robasi hünerleri yapmışlardır. Öğrendiğimize göre Nuri De. mirağa Gök okuluna Yüksek Mü hendis Mektebinden kaydolânla. rm adedi gittikce artmaktadır. Bir sene evvel 10 gencin yetişti- rildiği bu yuvada şimdi 20 yi mütecaviz pilot hazırlanmekta- dır. Gelecek sene ise bu rakamın 200 ü aşacağı tahmin olunmak- tadir, Dün saat 2 den 5 e kadar 3 saat devam eden bu heyecanlı uçuslarda söyre gelen halktan arru edenler de ucmuşlardır. Son maçta Ankaradan Kâmil İstan. buldan Şerifi sayı ile mağlöb etti, Fener ve Şeref sahasındaki maçlar Şeref sahasmda yapılan İ.Spor, İstanbul takımı Ankaralı boksörleri -6 - 2 yendi Yardımsevenler Cemiyeti nami- na tertib o edilen oAnkara İstanbul beks maçı dün Tepebaşi Şehir Ti. yatrosunda yapıldı. (İstanbul ekibi bu maçlarda Arikara takımını 6-2! mağlüb etmeğe muvaffak oldu, A. liman neticeler şunlardır: Rıdvan (Askara) Con (stanbul). Birinci oravundda Con rakibini nakavut etti, Ankaradan Kemal gelmediği i. çin Halid hükmen “galib sayıldı. Olday (Ankara) — Adnan (İstan- bul). Adnan İkinci ravunda devam edemiyeceğini söylediğinden Ok . tay bülemen galib sayıldı. Ziya (Ankara) — Necib (İstan. bul). Necib sayi ile galib geldi, Hilemet (Arıkara) — Ali Çİstam.| bul). Hikmet ikinci ravunda çık - madı, Ali hükmen galib sayıldı. Nihad (Ankara) — Hüseyin (İs, tanbul), Müsabaka çok siki ve be- yocsnlı oldu. Hüseyin sayı ile galib bulspor kazanmıştır. Beşiktaşla Beykoz arasında yapı lan hususi maçta da 4.0 Beşiktaş gelib gelmiştir. Kadiköyde yapılan Vefa - Hill Kenan (Ankara) — Cevdet (İs. kupa maçında 3.0 Vefa takımı ga ki dakika sonra Ha'id Fenerin ikle- Bir arkadaşımız yazıyor: İSTER İNAN, İSTER İNANMA' tanbul). Cevdet ie li. YAYA A ge Haliç takımı gelmediğinden Sü. İeymaniye bülkmen galib sayilmiş - tir. Meklteblerin ilk kır koşusu ket çıkıyor, 3 — Yün yelek Kasımpaşa kupa maçını 2-1 İstan. irildiği günün yüzüncü isin Boinci Müzi, Vi| kabinede yer almasını istedi, ve Yanada medfun bulunan oğlu) bizzat Amiral Darlen bu husus. © Rayib fad dükünün tabutunu da|ta Lavali iknaa çalıştı, fakat Laz| “ollamıya karar vermişti. | val takib etmek istediği politika | v Pariste bir mera|nın basit bir devlet nazırlığı ile inanmadığı 5 Merasimde AL) yürütülebileceğine Son günlerde, Orta Anado | çıkıyor. 4 — Yün kuşak, 5 — luda bir vilâyet O merkezinde | ikinci kuşak, 6 — Yelek, 7 — ei irat li edesim | inter, & — Kalım yün: ani laydım. Bazı yurttaşlar mua- z ? ğ . lâ, 9 — Bir daha, 10, Bir da- yeneye gelmiş. Soyunuyorlar ko, 77 “— Tiseİyük fanila, ve sayıyorum: 1 — Palto çıkıyor, 2 —Ce.| 12 — Ten gömleği, Melsteblerarası. kir koşularının birincisi o dün Meeldiyeköyünde 2000 metrelik bir mesafe dahilinde 150 talebenin iştirakile yapıldı. En. der görülür bir zevk içkede cereyan eden bu koşuda 8,05 dakikada İs- tanbul Lisesinden Eşref birinci, Hay de bulumacaktı. reisinin bulunma. sağ SULTAN “GENÇ, OSMA için reddetti. Hâdise çıktığı zaman söyle - miştik, B'lâhare bazı İsviçre ga- (Devamı 3 üneti sayfada) » Biz çıkasıyadek bir mahal- Je oyrılman, olabülür hizmetimiz olur. Yeniçeriler bir dizlerini hafif- çe büküp oldukları yerde baş kestiler. Şeyhislâmın selâmlığında kim. seler yoktu. Davud Paşa hocayla başbaşa rahat rahat konuşup derdleşebileceği için memnun © luyordu. Müftü Esad Efendi bir iki dakika sonra geldi. Hocanın renginde göz tırmalayan açık bir renksizlik vardı. Göz kapakları ağlamış gibi çiş şişti. Halinde bü. yük bir durgunluk görülüyordu. (Gözlerini önüne indirerek! pı,l, hatır soruştuktan sonra bah- “marıldandı) Paşa efendimiz bun-| cedeki yeşil ağaçlar arasından o da iken kuş gibi uçer ve döner) Hajice bukan sedirin 'ki baş kö M0. © Şeykslâm konağının kapın a- .çılmış, bir ayvazla bir ak ağa Davud Paşayı ubuyur etmeğe» çılemışlardı. Paşa ilkin bir şey söylemedi, kapıdın girerken kim fir aklına ne gelmiş olacaktı ki şesinde başlarmı eğüp düşünce: ye daldılar. Davud Paşa hediye getirdiği tatâr mislini koynun. dan çıkarip verince boca saf ço- cuk sevinci alâmetleri gösterdi. Kahve çubuk içtiler, nihtyet Davud Paşa dayanamadı: — Ru sabah sarayı hümayun. da idük. İSTER İNAN, Dedi, sustu. mamıştı, Pa; veya hocası er efendi tarafım- dan ağız aramak için gönderildi- ğini sanıyordu. Şeyhislimin tin. mayışmdan Davud Paşa da bay- ka manalar çıkarnuştı: O da, müftünün genç padişaha karşı büyük bir kin beslemeğe başla- dığını sanıyordu, Birer kahve dahn içtiler, paşa bu sefer Üsküdari Aziz Mahmud Efendiyi ileri sürerek maksada yürüdü: — Geçen gün sarayı hüme- yunda Aziz Mahmur Efendi haz- retlerini görmüş idük, (Müftü. nün yüzüne bakup kızardı) Em. ri hayra dahi vasıta olacaklarını sBylerler idi. Vallah eyü edildi efendim. Bu vesile ile cenabı ş€- rifiniz dahi hanedam âli Osma. na müsaheret buyurdunız. —1. — Hüda alim duhteri pâk ve nazifinizden gayrüsi (o sevketlü Osman Hana lâyık değil idü. Şeyhislâmin dudaklarında ke- İSTER İNANMA! darpaşadan Nuri B.20 dakikada İ- kinci, Haydarpaşkdan £ Halli 8.23 dakika ile üçüncü oldu. derli bir seğirme oldu: — Heyhat ve heyhat paşa|dam arayan her derdli insa; hazretleri karındaşım! içimi boşaltıvordi: Davud Paşa bir şey bilmiyor-| O. Beji, “isabet muş gibi tam bir hayret gösterdi: | Bunda hoca (OÖmer — Eseflenür misiz efendi haz- Kendi vard, bi; rötleri? (Müftü başmı eğüp Ce-İçmanm ve 0708 — Hoca efendinin mi buyur. muş idüniz? vab vermeyince yerinden » hocanm yanına oturdu) Vallah — Anın. (Boynunu ileri uza- tup bir gözünü kıstı) Müretteb bir mana vermeğe muktedir de- ğilüz ve nesne bilmeyüz. Yoğ ise bir izdivaç idil Davud Paşa şaşıyormuş gibi memnun değil misiz? Müftü akları kızararak gözle. başmı iki yanına salladı: — Allah Allah... Ya, Ömer E- rini kaldırıp içini çeke çeke ba- sını salladı: — Kerimem Âkile bundadır paşa hezretleri karındaşım. fendinin maksudu ne olabilir idi Paşa gözlerini büyülttü: dersiz? Esad Efendi gülümsedi: — Şu zarbıelim ile kenduliği. mizden ifta mesnedinden çe- — Nasıl, bunda mı dersiz? kileceğimizi ummuş idi ve halen — Beli benim sultanım. — Ya; sarayı hümayundan ge. ummakta bulunur! — Emin misiz? rl mi gelmiştir? S Bl e ii, Şeyhislâm bir daha gülümse, (Arkan var) buğurdınız. Efendinin ayandır yurursız, Esmd Efendi şimdi opaşadan yok yere şüphe ettiğine İnanma- ğa başlıyordu. İçindeki zehirleri Elan amaaa N mem Sabahtan Sabaha: İstanbulun kömür İşine vali mi, Etibank mı Çare bulacak? N Burhan Cahid aşlanığışta yanliş yol tutuldu. Kömür ihtiyacı olanlar beyan- nıme verecekler. Mahalleden tasdik ettirecekler, siraya girecekler! denil- di. Böyle açik bir teklif karşısında maden kömürü yakanlar da, yakmı yanlar da beyanname verdi! ya girdiler ve garibi şu ki ömründe maden kömürü yakmamış olanlar kömürlerin! aldıkları halde asıl"kö. müre ihtiyacı olanlar hâlâ sira bek- lemektedirler, Kömür verecek İdarenin elinde siraya konmuş ne kadar beyanname olduğunu bilmiyoruz. Fakat henüz hiç kömür almamış olan vatandas. ların büyük bir yekün tuttuğunu gö- iyde ve Li Kış gelip çatmıştır. Sira bekliyen beyanneme sahiblerine hiç olmazsa İ ibtiyaçlarının yarismı oleun vermek zarureti vardir. Evinde maden kö. mürü yakanlar sıra bekliye dursun kara borsada kömür fiatı derma- den artmaktadır. Bu piyasanın kö- müre İbtiyaçlar olmadığı halde vak tnde açikgözlük edip beyanname | vererek kömür alanlar tarafından İişletildiğime şüphe edilemez. Cünkü İkömür resmi teşkilâtın elindedir. Vaziyet böyle olduğuna göre mev sim nakliye güçlüklerini son kerteye getirmeden İşi yoluna koymak icab eder. Beyannameleri sira bekliyen vatandaşlara hiç olmazsa ihtiyaçla- rinin yarisini vermek ve onları kara borsanın korkunç olmiya başlıyan İ ağzından kurtarmak lâzımdır. Kendi hesabıma söylüyorum. Ge İçen yıldan tasarruf ettiğimiz kömür le idare ediyoruz. Bugün yarın kara borsanım eline düşmek o üzereyiz. iBaşka ns yapabiliriz. Fakat düşün- İmeli ki benim gibi birçok vatandaş- lar elleri böğründe sıra beklerken Ihtyaçari olmadıldarı halde kö - mür alanlar şimdi kömürlükten çi- kıp mücevher haline gelen kara el maslarını adetâ müzayedeye çıka- riyorlar, Bu işle Eti Bank mı vilâyet mi. hari daire mesgul oluyorsa halkın İ vaziyetini döşünerek meole (etmesi İ gerekli olur sanırım. Burhan Ekiz Haydar Rıfat dün gömüldü Vefatıni teessürle haber ver. diğimiz muharrir ve avukat Hay- dar Rifatın cenazesi dün Nişanta şındaki evinden kaldırılarak Teş vikiye camisinde namazı kılın- dıktan sonra Rümelihisarına nak lolunmüş ve ora aile mezar- lığına gömülmüştür. İ Cenazede Vali ve Belediye Reisi Doktor Lâtfi Kırdar, Mat. buat mensubları, avukatlar ve İ merhumun dostları hazır bulun. muşlardır. Avukat İrfan Emin, mezar ba- şında bir o bitabede bulunarak merhumun mezayasından bahset miştir. İ “ |İ MEVLUD Kocaeli Mey'usu Suphi OArlein şe çenlerde vefai ölen sefikasınn ruhuna #haf edilmek üzere yarınki Sah günü öğle namazım müleakib Teşvikiye ca. milinin meyil mevebi okufmiacılatır. Arm elenierin beşriileri elen ohumsir, Kayıb Aranıyor kadar ald'iı esya İle birle İsinbmin Yaşmışlır, Bugüne kadar aradım ie de İutamadığımdan çüzeteninle İlân edile, şek kendisini ve adresini bilenlerin ad. tesiei — bildirmelerini ve karım ân haneye ave! etamesini düerim. Çainlenda Mehmed Eryilmaz İstanbul Aksaray Horhor cstdesi Mehmed Uhlüi sokak No. $i de Takvim 4 insiiciran 14 Pazartesi 1042 Zilhicce 8 » Kasım 37 8. İm. Gü. Öğ. İK. Ak Yat 249 281 727 BAT 120 0100 Va, 880 B,18 13,00 15,20 İZA 120

Bu sayıdan diğer sayfalar: