16 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

16 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ez 4 T Uzak Şarkta Rus - Japon ihtilâfı .....222. eksameeeaeaeeeeeeeaaeeeeeee Japonlar Mongolistandan vazgeçerek Çine döndüler Rus — Mançuko hududu nu Deily Herald'dan Japon - Rus harbi tekilikesinin ber- taraf olmuş bulunması ve Japonya- nım genişleme siyasetini cenupla tatbika karar vermesi tesadüften ibaret değildir. Sade birkaç hafta evvel Mogolis- | tan ve Mançurya hudutlermda bir harbin patlak vermesi en yakm bir ibtimal addediliyordu. Halbuki hali hazırda böyle bir şey imkân saha - sından pek uzaklaşmıştır. Japonya “Has Çinde” meşgul ol - mağa r vermişe benziyor. Sebebi de Mogolistan siyasetinin büyük bir hata olduğunun anlağıl - masidır. Bu siyaset bidayette gayet mahi- rane organize edilmiş olup tatbik e- dilmişti. Bundan esas fikir Mogo - listanın müdafi olarak görünmek ve Mogolları birleştirmekti, Fakat bugün Mogollar her zaman kinden daha fazla ayrılmışlardır. bir kere Mançuryada Japon idaresi altında iç Mogolistanın halkı ve Sov- yet nüfuzu altında dış Mogolistanın Mogolları var. Mançuryadaki Mogollara her türlü kolaylık gösterilmiş, bunlara ekono- mik imtiyazlar temin edilmiştir. Kurnaz Japon zabitleri bunlar ara- smda yaptıkları propaganda ile Mo- gol imparatorluğu arzularını uyan - dırmışlardır. Japonların bu propa - gandaları iç Mogolistanda da biraz rağbet kazanmışsa da dış Mogolis - tanda pek revaç görmemiştir. Propagandayı askeri kuvvetler ta- kip etmiş ve dış Mogolistan askerle- ri daimi surette Japon müfrezeleri ile çatışmağa başlamışlardır Vaziyet pek gerginleşmişti. Fakat birdenbi- de Japon tazyiki kalkıverdi. Iki şey olmuştu: (1) Tokyo hükümeti dış Mogolis- tana taarruz edildiği takdirde Sovyet Ittihadının harbe girişeceğini anla - dı. Uzak Şarkta Rus kudretinin Ja- ponya için hali hazırda bir tehlike olduğunu sezerek tedbir aldı. (2) Bütün Japon siyasetinin gü - vendiği Mogol siyaseti iflâs etmişti larm itimat ve sempatisi, kazanmak için Mogollar arasma ka- tisan mütevazı Japon zabitlerini mağrur Japon asker ve zabitleri, ha- ris Japon tacirleri takip etmişti. Mogollar bu yeni Japonlardan fe- na muamele görünce birden yüz çe- virdiler, Japonların onları değil mü dafaa, soyduklarını anladılar. Gurur, kibir ve hırs, Japon pro - pagandacılarmın bütün bir anda sıfıra indirdi. Mançuryanm Japon taraftarı Mogolları bile der hal ateşli birer Japon aleyhtarı ol - dular. Teşriki mesaiyi reddederek muka- vemet İçin teşkilâtlanmağı başladı- lar. Bunların liderleri Japonlar ta rafından Rusyaya casusluk yapmak- la itham edilerek kurşuna dizildiler. Bu tedbir vaziyeti büsbütün karış - tırdı, Japonya anladı ki harp oldu- Zu takdirde Mogolları düşmanla bir lik görecektir. Ve Amur veya Go- bi çölü civarında bir taraftan Mogol Rusumetine maruz, diğer taraftan | mesaisini | takviye için gönderilen Japon askerleri Tokyo zarında AN b SAĞLIK Man ÖĞÜTLERİ Üç kere sekiz Avrupa memleketlerinin birinde iş müddetinin haftada kırk saate in İrilmesi, otuz kirk yıl oluyor, işçiler- le hekimlerin ittifakla kabul ettike- ri üç kere sekiz kaidesini hatırlatıyor. Insanın ömrünü, sekiz saat iş, se- kiz saat uyku, sekiz saat te yemek ve #lence zamanı diye üç müsavi kısma yıran bu kaide ortaya çıktığı vakit -o zamanlarda on, on İki saat çalı - şan- işçiler zahmet zamanı azaliyor mişler, hekimler de insan- ineboludan memnun olmuşları Halbuki, bu temelli sağlık kaidesi. ne hemen kiçbir iayet edilme- di, denilebilir, Vak:â, o kaidenin iş za manına ait kısmı hemen her yerde ka nunlarla tesbit edildi. Fakat uyku za- anma ait olan kısmı kanunlarla tes- bit edilemi; eğinden bu kızma riayet Jedilmedi. Eğlence uykudan daha ke- yifli olduğundan -iş zamanmdan kıs- mak mümkün olamaymea- uyku za manından kısılarak eğlenceye ve di Henüz, Istanbuldan dönen açık göz bir Kastamonili bindiğimiz otobüste arkamdan bağırıyo: “— Yaşa Çakırcalı, kuş gibi uçuruverd: Ineboludan Kastamoniye kadar de- vam eden doksan kilometroluk yolun kırk beş kilometrosu hep çıkış. On- dan sonraları İniş ve düz yollarda ge çer. Biraz mola verdiğimiz bu tünel yi in. iki yüz metro imiş, İz- m Çatalkayanm bir e- ağlar arasında susu vermiştik. Bu azametli dağlarm he - men bir köşeciğine serpilmiş bir avuç evin ismini sö; Bu ufacık kaza, ar serisine kendisini kaptırdığıdan bir türlü bil - yüyememiş.. Fakat güzel ve şirin bir yer, Biraz ötesinde, Kastamoninin ayfiyesi Ecevitten geçiyoruz.Çamlık içinde otel olarak yapılan beyaz bir köşk benim bile iştahamı celbetti Artı kşehre yaklaşıyorduk. Tepem- de mütemadiyen öten Kastamon tekrar şoföre bağırdı: Çakırealı, Seydilerde kim gitti kim kaldı. yine yol üstündeki koca ağaçlar etrafa gölge veriyorlar mı?,, Bu suallere yanı başımda hiç cevap vermiyen japon kadar küçük bir g0 - Tör. valnız arada hir cakırenir ismini Birçok kimseler -eski zamanların arı yola bizi İahlâk hocalarma uyarak - insan neka | rku uyürse ömründen o ka- de kâr eder, diye sanırlar: ykunun insanı inanırlar, Belki, rdü ihsanların kolları bu rdaki kadur işlemez, be diki kadar yorulmaz da, nirlerdi. Bugün, gerek kol işi, gerek fikir i- eski zamanlardan pek çok ziyade hsale lüzum gösterir. Beş altı sa- la bu şiddetli çalışmanın yor | geçirilemez. Hele gençlerde, beş yaşından daha aşağı yaşta | unan gençlerde sekiz saat uyku aka lâzımdır. Ni Uyku zamandan ktsarak eğlence zamanma vermek hiç doğru bir şey değildir. Eğlence insani yormaz, bey- ni rahat ettirir gibi gelir, halbuki oda beyni yorar, uyku lüzumunu arttırır. Uyku, eski zaman adamların id- dia ettikleri gibi, hayatımızda bir boşluk değildir. Uyumak, yemek gi - bi, yaşamak için lüzumlu bir iştir. Uy Japon Harbiye Bakanı Terosi Mançukudaki vaziyeti Japon Parlâmentosunda izah ediyor münakale hatlarında Çin ç taarruzlarına maruz olarak bir har- be girişmek cinnettir. Çünkü o za- man Japonya iki ateş arasında mış olacaktır. Bir kere Uzak Şark-| ta en fenni tertibatı bile ihm miyen Sovyetl ğer taraftan Japon nüfuzu altındaki topraklarda Moğol husumetini ber - taraf etmek mecburiyetinde kalacak ti. Ayni zamanda uzun münaka hatları üzerinde daim! surette bü - yük kuvvetler bulm den Japon askerlerini silâh ve la- Poliste elerinin | şelerinin Çin çetelerinin eline geçme sine mâni olmağa çalışacaktı.. Bir üç taraflı bir harp. beryadaki Rus tayyare rinin iştirak edeceği ve hat» | a kadar uzanacak bir harp | bu vaziyette Sovyetler it- duramazdı. İflâs eden Mogolistan setinden vazgeçmek, başka av pegine diymek lâzımdı. Iş- te Tokyo da Mogolistandaki gayele- İ rini terkedip cenubi Çine döndü. Bu- rası çok daha salim bit mmtaka idi! Sirkeci istasyonunda dün sabah bir tren kazası oldu Durak yerindeki tamponu kırarak yoldan çikan lokomotif Dün sabah saat dokuzda Yeşilköy den Sirkeciye gelen makinist Hüsnü- nün idaresindeki 337 numaralı ban- liyö treni, Sirkeci garda frenlerin tutmaması yüzünden şiddetle durak tamponuna çarpmış, onu kırdıktan sonra istasyon parmaklıkların par- uda insanm beyni boş kalmaz. Bir lektrik aküimülütörü boşaldığı va- Xit nasıl yeniden dolduruluyorsa, be- yin de gündüz işlerile kudretini sarfet tikten sonra gece uykuda yeniden do- lar. Uyku sadece bir dinlenme demek değildir, gündüz işlerinin vücudümüz de, kanımızda hâsıl ettikleri zehirler uyku ile eritilir. Bir insan hiçbir iş görmezse, hiç yemek yemeden üç haftaya kadar ya- y Fakat uyku uyumadan bu kadar zaman yaşıyabileceğine dair hiç misal yoktur. Yalniz hayvanlar üze- rinde yapılan tecrübelerle bilinir ki, bir hayvan nekadar iyi beslenirse bes- lensinı birkaç saat uyumazsa mutla- ka telef olur. we o zaman başi direksiyondan| z yükseklere çıkabiliyordu. Seydiler göründü, otomobil bu kö-| yün arasındaki yeşil ağaçları selâm- lıyarak geçiyor. Bütün köy ayni cad- deye toplanmış ve Istanbuldan gelen hemşerilerini bekliyorlar, Hakikaten yol arkadaşımın sorduğu gibi ağaç - lar gölgelerini saçmış ve bütün kalan lar yola kadar inmişler.. Nihayet Şeker köyü ve yine bu ci- vardaki bir ağaçlıktan geçtikten #on ra Kastamoni göründü. Şehir etrafmı çepçevre küşatan dağlarm ancak bir köşesinden nefes alabiliyordu. Tıpkı yağmurdan tersine dönmüş bir gem- birleştiği noktaların bir fazla geniş bulunmasıdır.Işte bu genişlik deresi, çarşısı, caddesi hepsi birikmiş. Kas- Çok çalışanlar daha çok uykuya | oniyi pek ekiğenbezi vilâyet mer muhtaç olur. Uyku zamanından Kısa | kezi olarak bildiğim halde, yenilerin rak eğlenceye vermek zararlı olduğu İbile yanmda çok geride kalmış bul - gibi, uykuyu azaltarak fazla çalışma-|dum. Ihtimal bu vaziyet ihtiyarlığı - ğa kalkışmak ta fayda vermez, çünkü |nın tesiri olacak Fakat yaşı yüksel - uyku az olunca, insanım dikkati bozu |:niş i9sanlarda bile bir dinçlik hisset- : - > - tiğimiz bu devirde, Kastamoni için hır, işte dalgınlık gelir. Dikkatsiz ya: |» kadar kendini ırakmış? etrafma pılan işten de hayır gelmez. Çalışan | bakarak herhalde biraz silkinmesi, dü bir insana göre yedi, sekiz saat uyku | zelmesi lâzim gelmez miydi? Şehrin lâzımdır. Insanı çabuk İhtiyarlatan | görülecek binaları birkaç resmi dai- şeylerden biri de intizamsız uykudur. İrt ve mektepten ibaret, gezilecek ma Isterseniz, haftada kırk saatten faz | halli d€ a in bir senelik mesa ia çalışmaymız, kesenize elveriyorsa m eğ eye yer hiç iş görmeyiniz, fakat sağlığınızı! güzel eser, akk ei ME düşünüyorsanız, uyku zamanmızdan İtin yorgunluğunu alacak bir toplantı kesmeyiniz. yeri olmuştur. Lokman HEKİM ". maa Imar cephesinden hiç nasibini ala tır. Şark Demiryolları Fen müfettiş- | mıyan Kastamoninin büyük varlığı leri, tahkikata başlamışlardır. (Kendir) idir. Bu memlekette çikan üzü kendir bütün dünya piyasası ile mü - Alacak yüzünden kayası odükbüneelPdie'kıymetts oldu dövmüşler ğunu İneboludan hareket ederken tic Fatihte oturan Ahmedi, bir ala - | cardan birinin yanında gördüm, Ba- cak yüzlinden komşularmdan Mus - |na nümune göstererek şunları anlat » tafa ve karısı dövmüşler ve muhtelif | tr: verlerinden yaralamışlardır. Suçlu - | “— Uzerlerindeki etiketlerdende gü İar, yakalanmış ve tahkikata başlan- | receğiniz gibi bu Macaristanm, Yugos miştir. lavyanm, üçüncüsü de Kastamoninin > . ; İdir. Çocuğu kaçırmak istedi Iri bir saç örgüsü halinde sarılmış Çengelköyünde Kaynana sokağın | bu demetler içinde en beyaz ve daha da oturan Kamer Efendi camii mü- doğrusu ipek gibisi Kastamonininki- çalayarak derayman yapmıştır. Lo- | ezzininin 2 yaşındaki oğlu Salihi Bey |dir. Yalnız bugünlük bizden satılır komotif ancak yoldan çıktıktan son- Dereymanın e rayların «Bu yoldan) arı | kalanmıştır. Suçlu hakkında tahki - kırılmış, yolculara birşey olmamış «| oğlunda Hüseyinağa mahallesinde o- | ken verilmiyor da, gönderilen memle- turan ve Ünitet film şirketinde kâ- | ketlerde tuvaleti ikmal ediliyormuş tiplik eden Dimitri kaçırmak iste - | Bugünkü vaziyette yüz kiloluk bir miş, ahali tarafından görülerek ya» | balyesi otuz liraya satış yapıldığı hal de, tuvaleti ikmal edilmiz ayni ken - kat yapılmaktadır. İdir kırk hes lirava kanıs kapış yağma duyar duymaz gururundan gara | siye gibi. Bu modelden biraz farkı, | 18-6-Y36 ef MEMLEKET MEKTUPLARI ——— << Kastamonuyâ uzun bir otobüs yolculuğu İmar cephesinden nasibini alamıyan Kastamo çen lt ea lunan r.a mami della nide en güzel eser yeni yüzme havuzuduf m ei il a LİN Kastamoni kalesine bir bakı» Kastamonide eski eserlerden Flagonya mezarı oluyormuş... | “— Bu tuvalet bizde yapılmaz 7m... İdiye sorduğum zaman adamcağız mil tocasir ger sre ilime “—'Nâsıl yapılmaz bayım, bu iş bir tarama ve bir de sulama tertibatm - dan ibarettir. Eğer bugün Kastamo- niden bu işleri yapacak bir fabrika ku rulursa, en aşağıdan her balyede on beşer lira kâr edilebilecek ve mallar mıza da daha kolay müşteri bulunabi İlecektir. Ben bu sene bir tarama ma» İ kinesi getirtmek istiyorum,F'akat ne dereceye kadar muvaffak olabilece- gimi bilmiyorum; yalnız herhalde mal larımızı eskisinden daha iyi yüzle AY rupaya göndermeğe çalışacağım. Bus gün Kastamoni iki milyon kilo kendir çıkarır, yağma edilir. Halbuki bir fab rika olsa bu yelin dört milyona ko - laylıkla çıkabilir, işte servet. Bugün bizim mallarımızı Almanya, Isveç, Avusturya ve Çekoslovakya İkapış kapış topluyorlar. Kendiri 15 - lamak lâzımdır. Nekadar fazla 7sla- nırsa o kadar kilosundan kaybedi * İyorlar, buna mukabil kıymeti yükse - lir. Zürrs kilosundan ziyan etmemek için sudan erker. çıkarıyorlar ve büy lece kıymetinden kaybediyorlar. Şim di, en yüksek kendiri Samsunun Har cıköyü yetiştiriyor. Onlar hem iyi 8 İlayor ve hem de bizim gibi köklerin den çıkarmayıp, üslerinden biçiyor- lar, Kendirin ismini ve ehemmiyetini bil mezdim,bu tafsilâtı aldıktan sonra,ih tiyar Kastamoninin bu zengin malr- na çok ehemmiyetle bakmaktan kene dimi alamadım. Şehrin ortasında kendisine ayrılan bir boşluğun ancak bir kenarmdaf geçen cılız bir dere, Kastamoniyi iki- ye ayırmış. Belli başl: binalardan hü- kümet, lise, kışla ortasında kalmış beride de pöstane, Halkevi toplanmı$ ileriki yüksek bir tepeye de san'at mektebi çıkıp bağdaş kurmuş. Mekt# alt köşesinde eski Yunanlılerde? kalma Paflagonya mezarı, oyulmu$ bir kaya içinde dış penceresinden €9 ki bir tarihi takdim ediyor... Bütün bu gehre bakan dağların bi” rinin üstünden büyük bir kale hara ” besi, Kustamoninin bildiğimden ço” eski bir merkez olduğunu hatırlat © mak ister gibi ayakla kalan son dü” varlarını gösteriyor. Yiyecek aşçı ve yatacak otellerini? hiçbirinden memnun kalmadığım bü #6hirde biber ve kabak tane ile, Ka” puz ve kavun kilo ile satılıyormu$. Mektubumu tamamlamak üzere İ ken,şehrin büyük saati onikiyi VW ruyor biraz sonra söneceğini hati”” latıyordu. Snit ÇELFB'

Bu sayıdan diğer sayfalar: