22 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

22 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN 2 P v En üstün Türk pehlivanları 22-10-936 ————5 Valiler ve , Kaymakamlar | Arasında Ge | | | Hergün Niçin Söylemedin ? | Bir Hikâye | — Bilmiyorum, o gün benimle pe | derdi ve senin de hayatta epey müş konuştun 7. Fakat o gün benimle ko-| kül devrelerin oldu. Belki de o dev- | nuştuklarndan (o bambaşka şeyler | relerde maişet gailemiz olurdu. konuşabilseydin... Belki bana o gün| Aramızda maişet gallesi yüzünden korkunç bir hikâye anlatacağına O) geçimsizlik çıkardı. Bu iş mahke « Ankara, 21 (Tan muhabirinden) | zaman içinden geçtiğini şu dakikada | melere düşebilirdi. Kimbilir, avukat- — Dahiliye Vekâleti bu yıl Cumhuri- | iddia ettiğin hisleri, anlatmış olsay-|lı, hâkimli, mübaşirli ve samili bir Suat DERVİŞ Dahi'iye Vekâleti Terfi Lısiesi Hazırladı er meydanına çıkıyorlar Kara Ali Başpehlivanlığı Muhafaza Edebilecek mi? Ne derlerse desinler; ben ciddi yapılmak, kıran k rana tutuşulmak şartile yağlı güreşi Bu güreşin faydala, eri pek beğeni dan, halk arasında kolayca ya - pılabileceğinden, gürbüz bir nesil hazırlamak Üzere as- ri sporlardan daha kalabalık bir kütl, e sirayet edebile- ceğinden ve daha birçok faikiyetlerinden de bahsedebi- lirim. Fakat ermeydanlarına çıkanlar! la görüştüğüm bir günde işin nazariyezinden evvel yaşıyan, canlı ve sıcak olan taraflarını yazmayı daha muva: fik görüyorum. Yağlı güreş hikâyelerinin ye gördüğüm bazı müsa- bakaların bende bıraktığı tesirler vardır; onları her za- man gözümde ve âsabımda bulurum. Zümrüt gibi geniş çayırlara çırpmarak fırlayan iki babayiğitin yağlı adaleleri güneşte parladığı vakit, şim. diki insanların en büyüğünden daha yapılı tunçtan fakat canlı heykelleri seyrediyorum gibi gelir hana.. Hele meydanın genişliği ne mâ - halıdır!.. Pehlivanlarla başbaşa Cümhuriyet bayramında yapıla - cak müsabakaların yağlı güreşin gü- zel bir başlargtcı olmasına dua ede- lim. O müsabakalara girecek pehli- vanlarımızla dün konuştum. Hepsi - nin kararı bu giireşi eski itibarına yükseltecek rağbeti kazandırmak ü- zere kıran kırana tutuşacakalrını ye minlerle temin ediyorlar. Istanbulda toplanan pehlivanların hemen ekserisi babadan, anadan peh livandırlar. o Aralarmda dünyanm hiçbir yerinde görülmemiş spor ter biyesinin çok güzel şekilleri dikkati - me çarptı. Meselâ, meşhur Tekirdağlı Hüse - yinle, Yarımdünya”diye “anılan Af- yonlu Süleyman” arasi “Bir gürey" meselesinden açıktı: Konuşmuyorlar dr. Biz toplantıdan istifade ederek on | lari el ele verdik, barıştırdık. Bir de| baktım ki Tekirdağlı Hüseyin baş- pehlivanlarımızdan olduğu halde Ya- rımdünyanm elini öpüyor. Tekirdağlıya sordum: — Sen mi kabahatli idin ki, öpliyorsun ? Tekirdağlının verdiği şu bakınız: — O benden büyüktür. Sonra da onun daysı başpehlivanlarımızdan öküzcü Ahmet pehlivandı. Bizler sü- lâlesinde başpehlivan olanları sa- yarız. Başka sporlarda rakibinin sülâle- sinden gelmiş bir insan dolayısile hürmetle elini öpmek pek yoktur. Madem ki, bu yazımda yağ pehli vanlarımızla görüştüklerimi bildire - cek, onlar hakkında malümat vere ceğim, kalemin ucuna gelmişken şu Afyonlu "Yarımdünyadan — başlıya- yım, elini cevaba Başa güreşeceklerden lünya İsmi Süleymandır. Lâkabı Yarım- dünya. Bu lâkabı onün iriliğinden ve rakiplerini ezerek yenmesinden tak- mışlardır. Ağırlığı 110 kilodur. 35 yaşlarında olan Yarımdünyanın ba: bası da pehlivandı. Güreşi, Küçük Ah met pehlivan denilen babasmdan gör müş ve Kurtdereli ile müteaddit bo- ğuşmalar yapmış olan dayısı öküze Ahmet pehlivanın aileye bıraktığı pehlivanlık şerefini devam ettirmek üzere köylüleri tarafmdan zorla gü" reşe başlatılmıştır. Tik tutuşmalarına kara kucak gü- reşile başlamıştır. İki senedir yağli güreşi hızlı yapıyor ve başpehlivan- lsr arasına Seçilmiştir. Başa güreşeceklerden Tekir - dağlı Hüseyin Ali Osman pehlivanm (oğludur. Valdesi çok iri yapılı bir kadındır. Seksen yaşmda olduğu halde hâlâ dinç yaşar. Hüseyin 105 kilo geliyor. 28 yaşındadır. Mandıralı Ahmet peh- livanla altı sene çalışmıştır. Ustası Mandıralı Ahmet pehlivandır diye- biliriz. z Kara Ali Türkiye Başpehlivanir ğını muhafaza edecek mi Türkiye baş pehlivanlığını hakkile gelişmiş ölçülerde Başa güreşecek pehlivan'ardan: e Şumnulu Arıt, Tekirdağlı Hü | seyin, Yarım dünya Süleyman yağ güreşini bırakmış değildir. Bü - tün o bâşpehlivanlarım (toplanacağı ciddi güreşlerde bu başpehlivanlığı hâlâ lâyik olduğunu ispat etmek isti alammlana mekana. miştir. Kendisi Anadolu yö- rüklerindendir. 110 kilo sikleti var - dır, 35 yaşındadır. Yağ güreşinde us tadır. Bakalım bu sefer başa tutuşacak azılılar karşısında ne yapacak? Başa güreşeceklerden Arif pehlivan Meşhur Koca Yusufun memleketi olan Şumnuludur. Köyünde Koca Yusufun bıraktığı nam yüzünden peh livanlığa heveslenen iri gençler ara- | sında seçilmiştir. 110 kilodur 27 ya- şındadır. Başaltına güreşecek Şerif pehlivan Bu seferki müsabakaların başal- tma girecek olanlar çok zorlu peh- livanlardır. Bunlar hakkında okuyu culara malâmat verirken 95 kilo çe ken 21 yaşmdaki Şerif pehlivandan başlıyacağım. Bu genç İlerde çok iyi bir pehlivan olabilir . Sındırgılı Şerifin babası da pehli- vandır. Hamit pehlivan çocuğunun da kendisi gibi yetiştiğini görerek sevinmiş bir babadır. Şerif pehlivan Manisalı Rifat peh- livanm çırağıdır. Başaltından Çengel Babası Hasan pehlivandır. Sebep- lili Hüseyin pehlivanla çok güreşler yapan babasınm izinden yürüyen Ha #an pehlivan her rakibini çengelledi- #İ için lâkabma Çengel denmiştir. Kilosu 78 kadardır. Meşhur Çerkes Kümilden güreşi öğrenmiştir. Başaltından İbrahim Emrullah, Sabri Ibrahim Balıkesirli Anasının | babası pehlivandı. 88 kilodur. 25 ya- şındadır. Emrullah Bulgaristandan gelmiş - tir. Bekçi Mehmet pehlivanm çırağı- İdır, 85 kilodur. 34 yaşmdadır. Sabri meşhur Sarı Niyazi pehliva- pm kardeşidir. Istanbulludur. 30 ya- şımdadır. 80 kilodur. Tekirdağlı bana meydan okur yanlar meydana gelsinler diyor Yukatdanberi yazdığımız. başaltı pehlivanlarımdan mâda büyük orta pehlivanlar: da vardır. Onlar hak - kmdaki malümatı yarınki spor kıs » mımızda vereceğim. Bu yazıyı Tekirdağlı Hüseyin peh- livanın bana söylediği sözlerle biti- | madığı zamanlar meydan okuyanlar için: “Bana uzaktan meydan oku - yanlar meydana gelsinler, diyor. Başmı sallıyarak ilâve ediyor: BE Gun adele güreşi YARİ) O güreş için aramızdaki davaları de: mek y ydı? Hang lu daha kuvvetli ise Yunanlıyı o tut malı idi, Ben Taksim güreşlerine gi- demedim. Çünkü pantalonumun sl mi; İna giyerek geldiğim güreş fanilâ: sırtımda olduğu halde beni kapıdan çevirmişlerdi. Biliyordum ki, karar- laşan şey olacaktı. Ben ciddi güreş tutmağı ahdetmiş bir adamım, Ama bu yolda aç ta kalsam yine ciddi tu-| tacağım. Peblivanlık için ayıptır, muvaffa- kiyetlerden bahsetmek ama, şunu söyliyeyim ki, kendinden kaçıyo - rum zannını veren Dinarlınn galibi Mülâyimle ben her yerde tutuştum. Neticeleri kendisi de bilir. Öyle ol- duğu halde bina uzaktan meydan o- kuma nedir? İ İşte geldik; ciddi güreş tutulacak müsabakalara gireceğiz. Dinarlısi,| Mülâyimi, kısmetimize kim gelirse onu tutacağız, Eşref ŞEFİK Dinarlı hazır olsun TAN — Serbest güreş numaralari le ve muhtelif vesilelerle yaptığı rek lâmlarla övünen Dinarlının kendini göstereceği meydan ortaya çıktı. Bi- zim 500 liralık garanti ile ilân etti. gimiz güreşi Mülâyim, Tekirdağlı ka bul etmiştiler. Yalnız Dinarlı sözde gazetemizin menfaatine güreş yapa- mıyacağını bahane etmişti. Biz Di - narlının safsatasma hemen cevâp ver miş ve yapacağımız güreşlerden on para istifade etmek istemediğimizi 500 liralık güreşleri ilân ederken yaz dığımızı ispat etmiştik, Nitekim mü- receğim. kazanan Kara Ali pehlivan henliz Tekirdağlı kendisinin burada ol - Basa ve basaltına güresecek Yet bayramında terfileri ilân edilecek | gın, kimbilir belki de hayatımızda ne- ayrılış sahnemiz de olurdu. olan idare âmirlerinin fistelerini ha. arlamıştır. Bu listeye göre, vu sene beş vali, 61 kaymakam 9 mektupçu, etmektedir. Seyhan valisi Tevfik Hadi, Konya valisi Cema) “birinci sınıfa, Isparta valisi Nuri ikinci smıfa, Ordu vali- Bİ Salim, Amasya valisi Talât cü sınıf valiNğe terfi edecekler. Kaymakamlardan: Eminönü Agâh, Karamürsel Ihsan, Menemen Emin, Sürmene Halil, Meriç Niyazı, Bige Hikmet, Kilis Necmettin birinci sınıf Kaymakamlığa, Iğdırdan Nedim, Tuz- Iucadan Kerim, Kemalpaşadan Kemal ikinel sınıf kaymakamlığa terfi edi- Kocaeli Mukbil, Diyarbekir Kâzım, Hâkkâri Neşet, Antep Raif birinci ssınıf mektupçu- ağa, Rize Mesut, Çanakkale Talât, Kastamonu Tevfik ikinc) smıf mek- tupguluğa terfi edeceklerdir. Nüfus müdürlerinden: Çorum mü- dürü Hadi üçüncü sınıf nüfus mü- dürlüğüne, Denizli müdürü Ali Hüs- nü, Bilecik Kemal, Bursa Nihat, Bo- iv Kemal, Maraş Osman Nuri di cü sınıf nüfus müdürlüğüne; Esi h, Afyon Osman, Ordu Sabri beşinci sınıf nüfus müdürlüğü- ne terfi edecekler arasında bulun- maktadır, Olimpiyat Şam- piyon'arı Teker Teker Profesyo- nel oluyor arak ederi parlak Bit derece vi- dığımız 100 kilometre bisiklet yarı- narak Olimpi yat şampiy panti ve İkincisi Lapebi profesyonel kabul etmişlerdir. Amatörlüğü terketmemeleri için federasyonun gösterdiği birçok ko- laylıklara rağmen Fransanın bu iki kıymetli koşucusu nihayet vâki olan tekliflerin cazibesine kendilerini kop tırmaktan kurtulamıyarak profesyo nelliklerini ilân etmişlerdir. ———— ——— sabakayı ilân ettiğimiz günkü güze- temizde daha Dinarlı cevap verme- den şöyle yazmıştık: Bizim bu güreşlerden maksadı- mız hakiki pehlivanın meyda - na çıkmasıdır. Yoksa on para istifade ötmek niyetinde değiliz. Beş yüz lirayı garanti olarak koyuyoruz. Güreş günü pehli - vanların adamları bilet satar - lar fazla para çıkarsa yine, ara- larında paylaşırlar, Meseleyi böylece Dinarlınm yü - züne vurduğumuz zaman O taraf tan 568 Sada çıkmadı. Dirarlı hâlâ da susmaktadır. Daha ne İstiyor? Güreşleri Halkevi yapıyor. 3000 liralık ta mükâfat var. Dinarlının asıl bildiği serbest güre- şe bizim baspehlivanlar o kadar ça- yışmamışlardır. Görünüşte her şey Dinarlının lehinedir. Yüreği tutuyor İen ve ciddi güreşmeye niyeti varsa. İortaya Giksin boyunu ve pehlivanlı- ğını göstersin. Aksi takdirde “lâfla peynir gemisi yürümez,, diyip geçe- riz Dinarlıyı... pehlivanlardan bir grup eler olurdu. Ey benim eski arkadaşım, belki Gi bunun âksi olundu, o Sen bana bunu — O gün. O gün, nekadar uzak. | çuk yıldızlı bir gecede söylemiş olsay» 10 nüfus müdürü birer derece terfi| ve ben o gün acaba senin Yanmda,İdın belki de mesut olabil seninle yanyana kaldığım © #aatler- | de nasıl bir his haleti içinde İdim. Hava güzel miydi acaba, o gün? zel havalarda maceralara teşvik e-| den kandırtet bir hususiyetleri vardır. Hatırlamadığım o gün eğer hava gü:| zel idiyse,, Kimbilir belki de bana içini açmış olsaydın ben bunu hafif- ten alırdım ve bundan bir macerâ | doğabilirdi.. Eğer o gün hava yağ - İ murlu idiyse.. Bana kalbini dökme - diğine şükretmelisin.. Çünkü yağ - | murlu havalarda tahammül edilmez| ş bir insan olurum. Eğer yağmuflu bir havada bana birşey söylemiş ol- seydın vallahi seninle kavga eder -| dim... N Sana: “Utanmıyor musun artık? derdim. Bizim kadar iyi iki arkadaş arasında böyle şey olur mu... Bunu yalnız bir erkek düşünebilir. Aşk, Ne gülünç şey... derdim... lık ve karanlık yaz geceleri var- dır.. Çok yıldızlı, simsiyah gömlekli İyaz geceleri Hani akasyaların ga - İrip bir kokusu vardır. O gecelerde İben akasyaların kokusunu (içime çekmeği nie severim. Oyle bir gece | de bana hafif bir rüzgâr pencerei basit tülden perdelerini şire bu kokuları get leri söylemiş olsaydın. Kimbilir bel- ki 6 dakikanm yarattığı hava için- de sana fşık olurdum. Gülüyorum şimdi gülüyorum, bel ki o zaman gülemezdim.. Gülemez- dim.. Ellerimi av na bırakır ve gibi mahevp bir gelin önüme indirirdim.. gözlerimi | Yar Bok Pipi layasle olar * du.. Olurdu.; Olurdu... Olurdu. Her ey olabilirdi. Bana ihanet ederdin, beni üzebilirdin, beni ağlatabilirdin.. Beni betbaht edebilirdin.. Yahut sen den soğuyan kalbim bir başkasını severek sana sadakalsl ederdi. Aramızda sahneler, kavgalar di- dişmeler.. Ağlaşmalar,. Darılmalar| ve barlşmalar olabilirdi. Kimbilir belki de aklımıza eser evlenirdik de, neya evlenmiyelim, Olmıyacak sey mi bu?. O saman evimiz. evimizin iflâs Eden Sigorta Şirketleri İktisat Vekâleti Vazi- yeti lavzih Ediyor Ankara, 21 (A.A) — Ekonomi Ba- kanı Celâl Bayar Anadolu ajansına atideki beyanatta bulunmuştur; 1 — Föniks dö Viyen ve Türkiye Milli Sigorta şirketlerinin muamele- lerini tatil ettikleri malümdur. Son yaptırılan teftişle her i gortalı bulunanların tasfi zarardan korunmasına imkân olmadı- ğı neticesine varılmıştır. 2 — Sigortalıların hakiki ve gü- venebilecek teminatı! Sabit kefalet akçelerinin tenezziile uğramamış olan kısımlarile Milli Reasürans Türk a- ra bu şirkete bırakılan yüzde elli prim hissesine ait teknik ihtiyattır. 3 — Hükümet, memleketimizde si- gorta emniyetinin ve bu iki sigorta İşirketine sigortalı bulunanların 7a- irardan korunması için o lâzım gelen İ esaslı teşebbüzlerde bulunmuştur Başta Milli sigorta şirketleri bu te- şebbüse müzuheret gösterdiklerinden aşağıdaki şekil ve usulün tatbik! ka: jFarlaştırılmıştır: İ a e Hayat, harik, kaza ve diğer jnevi sigorta branşlara ait olan bu iki şirketin Türkiye ajanlıklarından alınmış ve Türkiyede kaytılı poliçele- ri bulunanlar, kendi mesuliyetleri at tında intihap edecekleri Türkiyede galışan sigorta şirketlerinden birine ellerindeki eski poliçelerini aynı fiyat lirdin. Fakat sen söylemedi: din ve ben bundan bir dakika şüphe tmedim... Bir dakika benim aklıma senin gözüne bir kadın şeklinde gö - ründüğüm gelmedi... Bütün hayatım- da bir dakika... Bir dakika bile senin benden bir şey saklamakta olduğunu anlamadım... Anlamadım... Ve bu böy, Ve dâha iyi oldu. Belki iyi şeyler, belki du fena şeyler kaybettik, fakat kay- bimizin fona şeyler olabileceğini dü- bir şey söylemediğin için kkür etmek istiyorum. Şimdi bunu söylüyorsun.. .Söylemi- yorsun yine... Bana her zamankı bir şekilde anlatıyo: ve bunu o bana büsbütün bir başka hava (içinde söylüyorsun. Bulutlu ve soğuk bir günde, benim gündelik hayatımın bin bir derdi ile uğraşırken bunun böyle olduğunu öğreniyorum... Hava berbat, bir hava... Oda çıplak ve loş... çok loş bir oda. Ve benim saçım henüz istediğin gi- bi ağarmamış ama, içimde senelerin, bu senelerdeki teerübelerimin bezgin liği var... Öyle bezginim, ey benim eski arkadaşım... Oyle bezginim ki: 'Acaba başkaları yüz yaşlarımda bu kadar ihtiyar olurlar mı?,, diye ken» di kendime soruyorum, Böyle bir havada, böyle bir odada ve yüreğim böyle iken bana bunu söy» lediğin için işte bir şeycikler | hiç. hiçbir şeyeikler olmuyor.. Ve ben senin bana anlatmak istediğin şeyi anlamamış gibiyim, : Bilmem ki bu hale ne diyeyim. Kaşki,o #amah. kolusmaydın... diye den böyle söylemek geliyor... Seza susuyor. Sırtını duvara daya- yıp vücüdunu dimdik tutuyor ve tıb- kı uslu bir çocuk gibi iki ellerini diz- lerinin üstüne bırakıyor. Loş odada ne gözlerinin izl, ne de yüzünün çizgileri farkedilebiliyor ve kimbilir belki de bunun için ilerdeki koltukta oturan arkadaşı onun yüzü- ne bakmıyor... Dalgın, dalgm yerde» / ki halmın pembe şekillerini seyredi- yor, Hindistanda Din Kavgası Şimdiye Kadar 500 Kişi Öldü Bombay, 21 (A-A) —Bu sabah kargaşalıklar çıkmış olan yerlerde yapılan araştırmalar esnasında polis ve asker, 75 kişiyi tevkif etmiştir. İ- ki yüz kişi, kamçı ile dövülmeye mah- küm olmuştur. Kargaşalıklarn (o başlangıcından « beri beş yüz kişi ölmüş, beş yüzden fazla adam yaralanmıştır, Vaziyet, şimdi nisbeten sükünet kespetmiştir. Pamuk Bayramı Izmir, 21 (Tan muhabirinden) — Pamuk ithalâtının. çoğaltılması te- şebbllsleri arasında pamuk bayramı da vardır. Her sene Adana ve İzmirde pâmuk bayramları kutlulanacaktır. ——— ve ayni eşkâl dahilinde — Yalnız iş- tira ve ikraz isteme hakları müraca- atları tarihinden itibaren iki sene müddetle tecile tâbi tutulmak şartiy- le — yeni poliçelerle tebdil edecekler- dir, Bu suretle sigortalılar bir zarar | görmemiş olacaklardır. b — Yapılacak muameleyi tafsilâ- tile öğrenmek İstiyenlerin, Yenipos- tane arkasında Türkiye hanmda bü maksatİa tesis edilen büroya müra» caat etmeleri lâzımdır. 4 — Türkiye Milli ve Föniks Viyen #igorta şirketleri hakkında adliysc8 lâzım gelen muamele ve takibat ya» rılmaktadir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: