11 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

11 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkemelerde Güzel bir kadından af dileyen genç bir ir suçlu. CEZADAN KURTULDU Davacı, 25 yaşlarında kadar güzel, ma taşıyan bir kadındı. Adliye koridorlarında, yanında ihti aşırken, her dakika biraz da- ha sıkıldığı, biraz daha üzüldüğü, açıkça okunuyordu. yar bir kadınla ağır ağır do an ciğer İki arkadaş Bozuşmuşlar |: n görünüy Tik İ5 tahsil çağlarındanberi arkadaşmışlar, Daha düne kadar )|â bakan Yan | malar arasında de )kanlıyı gösterdi şakakları ahkemenii İçlerinden birinin işi |rek omuzlarından düşmüş, beraberce adliyeye gelmiş ler. Fakat, ne olmuş bilinmez, adliye ere oturttu O, hiç bir gey » dairesinin kapısından içeri girerler.) ken kendisinin ayağı ötekine takıl.| muş, öteki taş merdivenlerin Üstüne yüzükoyun yuvarlanmış. Ağzı burnu dağılmış. Bir ay kadar hastanede te. davi altnda kalmış . Seyfi, davasında israr ediyor: — Hayır.. Davamdan vazgeçmem. Bana, 25 senelik arkadaşlıktan sonra Sürtük bir kadın yüzünden düşman kesildi. Beni öldürmek (istiyordu. Mermer merdivenlerden çıkarken öy » taktı ki... az kalsm bey- yordu. Ali Zühtü, suçlu sandalyasmda 0- turuyor: — Evham, diyor, benim ona düş . man kesilmekliğim imkânsrsâm. Bi - ribirimizi çok severiz. Eminim ki şu dah Fakat ka- fasma bir engeldir takılmış. »he, hakikatten çok kuv. a, kalbe girmiyegör- imkânsızdır. vardı, Aza luyu E liçeri girdiler. Hâkim; — Davan nedir, nra, müba genç ka bütlin bozardı.. Eği sözleri di: — Efendim, ben kâh sağımda, kâh lâkırdılar ata yordu. arak âda o da beni sever, rafın uzun sözlerini Babir ve tevekkülle dinledikten sonra evrakı tetkik ederek bir karar vermek Üzere muhakemeyi başka gine bırak. tu Hâkim, bu sefer yeceksi ti: Ev İdaresi ve Türkçe | | Dersleri Şişli Halkevinden : Ev idaresi, Türkçe ve piyano ders-|* lerine böşlanmıştır. Kaydedilenlerin ve diğer isteklilerin müracaatlart, li fetsinler ve davala; “Benimle gel.. Bir kaç insan yüzü görüp detüiai ve e yeğki söylüy en arkadaşlarım yanı bü Besslz ve Soğuk &vden dala mi sıkıcı idi! Bu düşünce bır anda Muazzezin zihninden geçti. Anasına verecek bir p bulamıyarak: “Ne bileyim ben, anneciğim, yapamıyorum işte!,, dedi. Şahinde eliyle yavaş yavaş onun dizine ve sallanarak: “Beni dinle, kızım!,, dedi. “Bak, daha yaşın beş değil, diri diri mezara girdin. Senin bu halini gördükçe benim yüreğim kan oluyor. Nedir bu körpe yaşta kızımın tecellisi diyorum. Bende ahayım!, Şahindo ağlamıya başladı. Muazzezin de gözleri ya. şarmıştı. Elini annesinin boynuna sardı, Şahinde titrek bir sesle devam etti. “Ben evde durmayıp gi- Yorum s&niyorsun ? Evde kalıp senin halini görmiye yüreğim dayanmı. yor da ondan. Bir şeydir başımıza gelmiş, kader böy- le imiş diyip çekeceğiz, herhalde sonunda bir hayır * vardır. Amma insan derdinin üstüne kapanıp oturursa deli olur. Gelip şu kadın benim anamdır diyip bana içini açmıyorsun... Böyle evlâtlık olur mu? Herkes inkâr & inkâr edilmezmiş. Ben seni dokuz ay karnı mda taşıdım. Sen bana elden beter muame. le edersen Allah razı olur mu?,, Muazzez büsbütün ağlamıya başlamıştı. Kollarile anasının boynuna sarılıyor, onun henüz boyalı ya” naklarını ıslstıyordu. Şahinde de adamakıllı heye canlı idi. Uzun senelerin içinde biril ği dertleri döktüğünü sanıyor ve şü anda göğsünde hıçkıran kızma karşı müthiş bir sevgi ve merhamet duyuyor» vurarak Kızım, aklıni başma topla!,, diye tekrar söze baş. Bir aralık cürmü laki yaşlı kadı Sarışm yi ali bile, bu L etine Şaştılar.. .İya karar vermiş bir suçlu gi na hakikaten pişman olmuş bir hali şir. davacıyı ve suç- â&kimin önüne çıkardı, Genç kadın, büsbütün kızardı, büs- ükle ağzından dökülebil. Bu efendi peşime takıldı. man arkamdan geli... mütemadiyen gülünesiyor, türlü türlü Nihayet, bana; beraberce bir zinti teklif eden sözler söy buna da aldirmadım. Ve az sönra yo. lün üzerinde rastgeldiğimiz bir pols| noktasına bu efendiyi teslim ettim, — Bak, bayan ne diyor, sen nedi. Genç delikanlı; büsbütün sararmış. — Evet, bayanm dedikleri men doğrudur. Belki birkaç söz sarfetmiş olabilirim. hâdiseden çok müilteessirim. Beni af- Mahkemede İşler Azatıyor Meşhut cürümlerin der- hal takip ve mahkemeye ve- rilmesi hakkındaki kanunun tatbikatından kas dar geçen zaman zarfında bugüne sum bir cazibe asliye mahkemelerinde iş- ler hayli azalmıştır. Alâka- darlar bu vaziyeti şöyle izah ediyorla Meşhut Cürümler Kanu- nu adaletin derhal tahakku- kuna imkân vermiştir. Böy- lelikle suçlular çabuk tec- siye edildiği için ibret ve intibah teşkil | etmektedir. Bu kanın suç işliyenlerin sayısını azaltmıştır. Diğer taraftan meşhut suçlar as- iye mahkemelerinden ay- rıldığı için asliye mahke- melerinin işleri de azalmış oluyor. 20Lyank Bir kahraman Mahkemede Emine isminde bir kadın, dün Ye. nicami kemerinden geçmekteyken ya- meğhut n önünde a, orad; iran bir genç xt, uzan fi kadını görür delikanlınm Onu kaçmı ibi göre tutup tekrar oldu- | | emedi... Yaptığı. | Ikisi de dma sordu: bayan?.. eledi. kekeledi ve müracaat et ından kısa bir zaman zarfında Sula araştırma neticesin. de bu hırsızlığın maruf yankesidiler. Jen Muammer tarafından yapıldığı 14 ve Muammer biraz sonrs cşhüt malike polise yolda gidiyordum Epey za- Kâh arkamda, solumda yürüyor, anla geri ge. Ben sinler! di yle dinliyordu, Hâkimin, istimza- nı bile beklemeden: “ — Efendim, mademki özür dil ben de davamdan vazgeçiyo- Ve gözlerini mahkeme Sa- s ön yorlar, rum” dedi, İlonunun penceresinden dışarılara dal. dardı. tama- alelâde Fakat bu sukut ettiği riki tarafada bil dir Suçlu erkek, hâlâ sapsarıydı. Dava- cı genç kadının yüzündeki kırmizilı rından feragat et. | hâlâ duruyor MEMLEKET ROMANI ladı, “Gençsin, İnsan içine çıkmaktan kaçarsan ken- dine yazık edersin. Eski uhbaplar her gidişimde seni sorar dururlar, Böyle zamanlarında insana insandan fayda vardır. Halimizi görüyorsun. Bir tatlı söz duy. mak bile gönlümüza ferahlık verir, Sen böyle kendi- ni evlere kapayıp aman biz fakir düştük, aman ek. meğimiz kalmadı; aman kocam gelmedi, derken ko- can olacak herif ne yapıyor dersin ? Yumurtayı, ta. vuğu, manda kaymağını yiyip st üstünde safa sürü- yor. Karım ne yapıyor, he ile karnını doyuruyor diye tasa ettiği var mi?... Şahinde fırsat bulduğu için Yusuf hakkında aklı. na geleni söyliyecek, bü içindeki zehirleri döke » cekti. Muazz€z elile onun ağzını kapadı: us anneciğim!” diye hıçkırdı. “Bana Yusuf hak kında fena şeyler söyleme, çok üzülüyorum za ten... Şahinde kızını bağrıma basarak: “Di lerim Allahtan, seni Üzenler iflâh olmasm dedi. Munzzez tekrar onun ağzımı kapattı. “Anne, Allah aşkına böyle lâfları bırak, her de- diğini yapacağım, istediğin yere gideceğim... Yalnız sen Yusufa karşı daha iyi ol. Ona düşman gibi bak- ma... O benden çok üzülüyor!” “Üzülecek adam evvelden düşünmeliydi evlâdrm. İnsanı kaçırmak marifet değil, doyurmak marifet... Davacı kadın, bu sözleri can kula-| Bu feragat üzerine hâkim; davanm ! Bağdat civorındoki Bağdat (Tan muhabirinden) — | Askeri bir hamle ile iktidar mevkii- İn geçen Irak hükümeti, ordu ve mü İdafan unsurlarının kuvvetlenmesi - i siyasetinin & si olarak ta- nimiştir. Bu siyasetin tahakkuku için ordu| kadrosunun tevsiine ve zabit mikta- rinin arttırılması maksadile Harbiye tebinde yeni sınıflar açılmasına karar verilmiştir. Bu sene, harbiye mektebine, İise- lerin onuncu ve on birinci sene mü. davimlerinden 150 talsbo daha alın- dedi ki: sizi s4 buna hiçbir sini bilmezler, Yeni Harbiya Bu münasebetle Harbiya mekte - binde kral Gaziyülevvel, başvezir Hikmet Süleyman ve bütün vüzera- nin İştirakile bir merasim yapıldı. Merasimde Irak Erkânıharbiye re- isi General Bekir Sıtkı bir nutuk söy detmiştir. İrak ordusu kuvvetleniy or liyerek hazirunu askerliğin kiymet ve ehemmiyetini anlattı ve ezcümle “—u toprak rengi elbise içinde Amlarken biraz sonra sizin de | giyeceğiniz ayni elbisede, rütbe far- kı ne olursa olsun, bir mânası olduğunu ve askeri meratibin izah etmek İsterim. Bunu yenler, vatanının toprağı için ölme- ra, mülâzımısani olarak tevzi edilecekler ve mektepte eksik kalan tahsillerini ordudaki kurslar. da ikmal edeceklerdir. Müdafaa vüzeratı hava kuvvetle. rinin sağlamlanması için 45 talebeyi İ yeniden askeri uçuş mekteplerine kay 11.1-937 MR Bugünkü program İstanbul ; 1. Plâkla dans musikisi; 10.30 Çocuk ra masal: 1. Galip tarafmı fat ve arkadaşları tarafından TÜF musikisi ve halk şarkıları; 20.30 a fiye ve arkadaşları tarafından Tü musikisi ve halk gari 21 S8 ayarı ve Şehir z n tarafından bir temsil; 22 Ajans İborsa haberleri ve ertesi günün profi ramı; 22.30 Plâkla sololar; : Günün program özü | Senfonlik konserler: 22 Roma: Senfonik radyo orkestri bafif konserle, 13.10 Plâk konseri; beraberlik 18.30 Budapeşte: Asker! bando; olamıyacağını SİYMİ “115 Budapeşte: Anadolu halk bei rı; 20.20 Napoli: Karışık konser; 28 20 Varşova: Küçük örkestra; 21 Brsfi 2140 ei Karışık konser; 21.40 Budapeşte: Gi 45 Blikreş: Kalım hane musikisi; 23 Budapeşte: Operiğ orkestrası ; 23 Stokholm: Hafif musbf İki; 23.30 Hamburg: Gece musikisiğ 23.35 Viyana: Eğlenceli musiki, o Oda musikisi ; i labesi, bir sene son ordulara !lav Eğlenceli musiki; igan musikisi;; 22. YENİ NEŞRİYAT Gümrük Bülteni — Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti tarafmdan çıka. rilan bu bültenin 3 tüneli sayıst inti. şar eylemiştir . İstanbul Seririyatı — Ayda bir çı. kan bu tzbbi mecmusnm kinunusani 937 sayısı neşrolunmüuştur , Uyanış — Son 422 numarali püs- hasr çıkmıştır . halk mıştır İstanbul Defterdarlığından: istiyenlerin 18/1/937 pazartesi nan Komisyona müracaatları. M. (10) ŞEHİR TİYATROSU OPERET KISMI Yeni Nasreddin Hoca — Bu mizahi Rüzetesinin 8 üncl sayısı çık- Ayasofyada Sultanahmet Çeşmesi arkasında yanmış Adliye sarayı bahçesindeki Debboyda saklı ve içinde kıy- metli parçalar bulunan 173 parça halı, kilim ve benzeri 715 lira muhammen bedel üzerinden açık arttırma usuli- le Satılacaktır. İsteklilerin ve tediye şeraitini günü saat on dörtte So 7,5 pey akçelerile Milli Emlâk Müdürlüğünde topla- 1730 Varşova: Sekstet © (Italy musikisi) ; 21.25 Bükreş: Oda musifi kisi, Resitaller Bu akşam 2030 da LÜKÜS HAYAT sitali; 21 Viyana; Avusturya | ball havaları; 21.10 Bükreş: Halk gari ları; 22.25 Stokholm: Şarkılı konser” Sinemada Arzuyu umumi üzerine MAZURKA Şaheseri Bir kaç gün daha gösterilecek Son günlerden istifade edinir. öğrenmek TURK TERAKKi INKILABINDA HAMLELER BÜYÜK MiLLi FiLM Muazzez anne böyle iğneli ve acı olmasına çocukluğundanberi alış Okul için artık cevap vermedi, Gözlerinğ silerek aşa indi. Y tahta sandı; bir köşesinde duran sof- y ocağın yanında asılı duran torbadan k arr aldı, içini çekerek sofrayı hazır- lamıya başladı. —1u— Bundan sonra her şey o kadar çabuk ve kolay oldu ki, Muazzez de farkına varmadı. İlk günlerde eski ta- arına kadar uzanan ziya - işledi. Hilmi Beyler bile tekrar ve &ik sik erler arasina girdi ve Onların sik gık vaki o- ri memnuniyetle karşılandı. Haftada bir vakit eve dönülüy ler sadece kadınlar arasında kalmaktan çıktı, Hümi Bey, sonra Şekir, #kşam yemeklerini hanımm davetlisi olarak bu ana Kızla birlikte yemiye basladi- lar. Birkaç kere hep beraber Şahindelere gelip geç vakite kadar kaldılar ve evlerinden getirttikleri bir gramofonu çalarak eğlendiler. İlk güzlerde biraz #a- şıran Muazzez yavaş yavaş kör bir gevşekliğin içine kendini bırakıyordu. Yusuf haftada, on beş günde bir yorgun ve harap bir halde geliyor, bir gece kaldıktan sonra sabah namazile beraber tekrar yola düzülü zamanı İdi, Mahsulünü götürü satan köy- lüden tahsflât yapmanm tam #ırasıydı. Malmüdürü ve kaymakam kendisine mütemadiyen yeni emirler v Tip yeni yeni köylere yolluyorlardı. Birkaç aydanberi devam eden bu hal Muazzezi 8» deta ser etmişti. Yusufu tmıya başlıyor fa» kat bazan, o da geceleri odasında yalnızken, kocasınf dehşetli görmek istediği oluyordu. Ziyaretlere başlar dığı zaman Yusufa, annesinin tavsiyesine uyarak, hiç #lememiş olması, şimdi onu daha sıkı bi ketumiyete ve hattâ bazan mufussa| yalanlar icad” na sevkediyordu. Bir cihetten rahattı: Yiyecek, içecek sıkıntıları 4 zalımıştı, Annesi bu hususta ora bir şey söylemiyor, o da Yusufa söylemek mesburiyetinden kurtuluyor” du. Yusufu üzmemek; onu imkânsızlık içinde Kıvra8” dırmamak Muazzezi sevindiriyor ve hareketlerini bir kasmınr böylece kendine mazur gösteriyordu. Bu yolda ileri attığı her adım mazereti ile berabef geliyordu, Annesi de onu mütemadiyen sözlerile kol” luyor, genç kadında herhangi başka bir şey düşün“ mek İmkânı yavaş yavaş azalıyordu. i Zaten sarhoş gibiydi. Yüzüne çocukğa ve daimi bif tebessüm arız olmuştu. Biraz da şaşkınlık ifade ede bir tebosslim ona daha esrarlı bir güzellik veriyordü Arasıra düşünecek olsa da hareketlerinde pek bü * yük bir fenalık görmüyordu. Bir kere mademki 89“ nesi onunla beraberdi, ve 6 her şeyi muvafık görü” yor, hattâ tertip ediyordu, artık kendisine söz düf” mezdi, Sonra ortada kimseye bir kötülük yapıldığ da yoktu. Birkaç ahbaba gidip gelmek, onların ei” o Yıpratıc. izi mez olmuş, Yusuf Şahindenin manalı Muazzezin mahzun bakışlarından kurtulmuştu. Li tâ yorgun argm eve geldiği akşamlar Şahindeden © zamana kadar alışmadığı bir ihtimam ve alâka rü Muazzez tarafından en ateşli bir muhabbeti karşılanıyordu. (Arkası var) Kolonya: Leo Eysold orkestrası; 257 i 1250 Haradiğ uzik; 13.25 — Si om si i sı; 22 Viyana: Joseph Haydn. N 7 ayri Pidik konseri; 18.15 Bükreş: Plâk kof seri 19.10 Bükreş: Radyo orkesirMSif Li N , t 11.15 Varşova: Piyano—Keman T€“

Bu sayıdan diğer sayfalar: